Kayıtlar
Tanrının Nizam İçin Seçtiği Türk Milleti...Var Ol Daima
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Film olarak bakın https://www.facebook.com/watch/?v=571713034281360 ŞEHİT MURAT AKMAN’IN TÜRK MİLLETİ’NE SON MEKTUBU Ahmet Kurnaz / 20 Haziran 2020 1986 doğumlu Şehit Komando Uzman Çavuş Murat Akman, doğumundan hemen sonra terkedilmiş ve çocuk esirgeme kurumu tarafından 18 yaşına kadar yetiştirilmiştir. Sonraki hayatında askerlik mesleğini seçen Murat Akman, aldığı maaşın büyük bir kısmını, kendisi gibi esirgeme kurumunda yetişen çocuklara göndermiştir. Şehit olduğu zaman, yazdığı mektubun yurt arkadaşına iletilip, bir medya kuruluşuna belirli bir ücret karşılığı satılmasını ve bu ücretin esirgeme kurumundaki çocukların ihtiyaçları için kullanılmasını vasiyet etmiş, vasiyeti aynı şekilde yerine getirilmiştir. 2004 yılında Beytüşşebap’ta katıldığı operasyon sırasında, teröristlerle çıkan çatışmada şehit olmuş, duygu yüklü hayatını ve düşüncelerini mektubuna dökerek bize bırakmış ve aramızdan ayrılmıştır. Vatanı, milleti, bayrağı, namusu, onuru ve şerefi uğruna toprağı şereflendirmi
HALKINA ACIMAYAN YÖNETİCİ ENVER
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yazlık elbiselerle eksi 30’un üzerinde soğuk! Kar ve zaman zaman tipi fırtınasında yol almayı bırakın, yürümenin İmkânsız olduğu kar kaplı bir dağda, gündüz ve gece yazlık elbiselerle ilerlemeye çalışan 100.000 Mehmetçik. Neticede ordumuz için büyük bir felaket oldu. [Sarıkamış] 3 Ocak’ta her şeyin bittiği anlayan Enver Paşa derhal Albay Hafız Hakkı’yı “Paşa” yaparak III. Ordu’nun başına geçirdikten sonra Erzurum’a döndü. Aralık ayındaki Sarıkamış faciasından sonra ise ocak ayında hayatta kalan asker sayısı 10.000, düşmanla çarpışmadan beyaz kefene bürünen şehit Mehmetçiğin sayısı ise 90.000’di. Enver Paşa Erzurum’dan İstanbul’a dönüşünde Osmanlı’da benzerine hiç rastlanmamış olan bir sansür uyguladı ve basında Sarıkamış harekâtı ile ilgili olarak tek bir satır haber, resim çıkmadı. Sansür öylesine yoğundu ki, halk Sarıkamış’ta nelerin yaşandığını seneler sonra öğrenebilecekti. Behiç Bey bir gün bazı kanunları savunmak için Mebusan Meclisi’ne gitmişti; Sarıkamış hadiseleri hakkında
Said-i Nursi'nin Hatalı Görüşü Üzerine
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Mazlum Hristiyanlar Şehit Midir? Ebubekir SifilKasım 20, 2004 2004 , 2004 Yılı , Gazete Yazıları , Kasım 2004 , Kasım Ayı 2004 Soru: Üstad Said-i Nursi’nin şu sözünü nasıl anlamalıyız: “Hristiyanların mazlumları şehit olarak ölür.” Cevap: Said Nursi merhumun bu sözü, bildiğim kadarıyla Kastamonu Lahikası ‘nda (Mektup no: 75, s. 1615) geçmektedir. Oradaki ifadeleri şöyledir: “… Şiddet-i şefkat ve rikkatten, bu kışın şiddetli soğuğuyla beraber mânevî ve şiddetli bir soğuk ve musibet-i beşeriyeden biçarelere gelen felâketler, helâketler, sefaletler, açlıklar şiddetle rikkatime dokundu. Birden ihtar edildi ki: “Böyle musibetlerde kâfir de olsa hakkında bir nevi merhamet ve mükâfat vardır ki, o musibet ona nispeten çok ucuz düşer. Böyle musibet-i semaviye mâsumlar hakkında bir nevi şehadet hükmüne geçiyor. “Üç dört aydır ki, dünyanın vaziyetinden ve harbinden hiçbir haberim yokken, Avrupa’da, Rusya’daki çoluk çocuğa acıyarak tahattur ettim. O mânevî ihtarın beyan ettiği