Print Friendly and PDF

Benim Devletim Gibi Devlet Yoktur...

Bunlarada Bakarsınız

İhramcızâde Hacı İsmail Hakkı Efendi Hazretleri 
“Benim kasketimi getirin,  benim bayrağım gibi bayrak benim devletim gibi devlet yoktur” 
buyurarak onlara cevap vermiştir.




BU FOROĞRAFI KESEREK YAYINA SÜRENLER HATA YAPMIŞLAR FOTOĞRAFIN ASLI  AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE 
İLK  GÖRDÜĞÜMDE BENDE BAŞKA  DÜŞÜNCELER DOĞURAN BU GÖRÜNTÜYÜ SOSYAL MEDYADA SERVİS EDEN CAHİLLERİN NİYETLERİNİ GÖRÜN...
ASIL RESİMDE TURAN DURSUN SİVAS MÜFTÜSÜ VE KURAN KURSU AÇIYOR BU RESİM İSE  BAŞKA MANALAR İFADE EDİYOR.






Zaman her şeyin ilacıdır.

Zor dönemin büyük insanı devleti ve milletini uzun süre sırtında taşımış, birbirine ezdirmemiştir. Yenileyici (Müceddid) vasfını bidatler çerçevesinden azâde tutarak Ehl-i Sünneti ihya etmiştir.

O’nun için “Anadolu’ya İslâmiyet’i getiren adam” denildiği gibi O’na “Kasketli Şeyh” de demişlerdir.[1] 

İhramcızâde Hacı İsmail Hakkı Efendi Hazretleri “Benim kasketimi getirin,  benim bayrağım gibi bayrak benim devletim gibi devlet yoktur” buyurarak onlara cevap vermiştir.[2] Hayatı boyunca siyasetten uzak durmuş ve “Gardaşlarım! Herkesin bir siyaseti vardır. Bizim siyasetimiz siyasete karışmamaktır Bu da ayrı bir siyasettir” düsturu ile hareket etmiş ve “eğri ayağa eğri ayakkabı yaparlar” buyurarak ince bir siyasetin örneği olarak havas ile avamın birbirine yabancılığını gidererek cemiyet hayatındaki ahengi sağlamıştır.

İnsanlar üzerine gelebilecek en büyük iptilalar nebiler üzerine gelmiştir.[1] Hadisi şerifte şöyle gelmiştir.

 

“Ya Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem seni seviyorum,  diyene;

—O zaman belalara hazır ol. Yine

Ya Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem,  ben Allah Teâla’yı seviyorum,”  dediğinde;

—O zaman iptilalar elbisesini giyin”



[1] “Belalardan çoğu, nebilere gelir. Çünkü ham adamları yola getirmek, zaten beladır.”       Mevlana kuddise sırruhu’l-azîz 

1938 yılındaki mahkûmiyeti ile söze başladı. Dedi ki;

‘Gardaşlarım!  Bir tarihte 1938 de’ diyerek söze başladı. ‘Öyle bir tarihe rastladı ki; 1938 yılında 38 kişi ile 38 gün hapis yattık. Oradan çıkınca dede vatanıma gitmeye niyetlendik. Fakat manada bize kundak içinde bir çocuk verildi.

“Bu kimdir?” Diye sorduk;

“Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemdir. Rum’da O’nu büyüteceksin. dediler. Bizde fikrimizi değiştirdik.” dedi. 



[1] Şapka ve kıyafet devrimi (25 Kasım 1925) 03.12.1934 Dinsel kisve giyilmesindeki düzenleme kanunu. Hangi dine mensup olursa olsun din görevlilerinin mabet ve ayinler dışında dini kisve taşımaları yasaklandı.

[2] Günümüzde çıkan bazı kitaplarda çağdaşı olan tasavvuf ehli kişilerin hayat hikâyeleri yazılırken, şeyhlerin kasketli fotoğrafları yeni nesilden saklanmaya çalışılmaktadır. Bu yanlış bir tutumdur. Bu hareket saklanırsa ileride aynı durumlar meydana gelince kişilerde yorum kargaşası meydana gelecektir. Bugün müntesiplerinin aşırı şekilde tenkit ettiği şapkanın onların başında olması muhakkak olduğu bilinen bir gerçektir.

RESMİN KAYNAĞI OLAN KİTAP

 

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar