Çekirgeler Ordusu Kâbe'de
— Edalizm (@eda_lizm) September 6, 2024
MUTASARRIF AHMET CEVDET BEY (= PAŞA) ZAMANI (1296-1301) = (1878-1883)
Yeni Mutasarrıf Ahmet Cevdet Bey bir ay kadar memleketin geçmiş ahvalini ve halkın psikolojisini incelemekle vakit geçirdikten sonra, ilk iş olarak Hükümet konağı mescidini döşeyip, imam ve müezzininin maaşlarını arttırmış, memurlar arasında içki içenlerle, namaz kılmayanları bu huylarından caydırarak, mescide devamlarını sağlamıştır.
O yıl Denizli cihetinden gelen Çekirge afetini önlemek üzere, hükümet konağının dört köşesinde, ulemadan dört zata birer oda tahsis ederek, kendilerine 250'şer kuruş aylık vermek suretile Buhar'iî Şerif okutmaya ve yazdırmaya ve yazdıklarını Isparta hacılarına vererek Haremi Şerif'e göndermeye başlamıştı.
Kendisi Ermeni Asıllı ve Mabeyni Hümayun
fenerdarhğıyla saraya girmiş ve Müslüman olmuş bir kimse olduğu halde, halkın gözünde Veli ve Mürşit gibi tanındı. Her Cuma günü, Ulema, Şeyhler ve esnafın ileri gelenleri mutasarrıfın ziyaretine gider, bunu Hilafet Makamının Ziyareti sayarlardı.
1297 (M/1870) de çekirge afeti olacağı tahmin edildiğinden, çekirge tohumlarının (= yumurtalarının) kıştan toplattırılıp yok edilmesi için, çekirgenin konduğu yerleri saptayacak ekipler kurmak üzere Vilâyetten ödenek istenmişti. Vilâyetten İngiliz Ali Bey adında bir uzman gönderilmiş, giderlerin Menafi Sandıkları Sermayesinden ödenmesine izin verilmişti.
Memleket ileri gelenler ile, Ulema ve Askeri erkândan kurulan bir komisyon, ilçelerde mülki ve askeri memurlardan kurulacak ekiplerin Çekirge Mücadelesi yapmak üzere görevlendirilmesine karar verildi. Bu toplantıda, İngiliz Ali Beyin, gerektiğinde Uçkun haldeki çekirgeleri öldürmek üzere Tophaneden birkaç yüz kilo Barut alınmasını önermesi üzerine kıyamet koptu.
Ulemadan biri çekirgelerin iki kanadında, Süryani harfleriyle yazılmış bir yazı bulunduğunu, bu yazının
«Biz çekirge sürüleri
Allah Teâlâ’nın ordularındanız. Ülkede fesat ve zulüm görüldüğü zaman şehirleri
ve kasabaları tahrip [ekinlerini yok etmek] etmek üzere, Allah
Teâlâ tarafından kulları üzerine kullarına musallat
ediliriz/gönderiliriz. »
anlamında olduğunu bir kitapta okuduğunu söylemesi üzerine Müftü
Tahsin Efendi
(«bu yaratıklara ateşle ceza vermek
Tanrıya mahsustur!.») [hayvan haklarını savunanlara ithaf olunur] seklinde bir iddia ortaya atmış,
Yavruzade Şeyh Mehmet Efendi'de
(«—Hükümetin aldığı önlemlere bizim
karışmamız gerekmez. Çekirgelerin ne şekilde yok edilmesi gerekiyorsa, hükümet
gereğini yapar. Bize dua etmekten başka bir şey düşmez. Biz şimdi yerlerimize
gidip duaya başlayalım. Papas efendiler de ayni şekilde kiliselerinde dua edip
ayin yapsınlar.»)
şeklinde konuşunca, İngiliz Ali Bey («Şeyh efendi, bu hurafeleri ve Yahudi Masallarını
bırakalım da, düşündüğümüz ve karar verdiğimiz tedbirleri uygulayalım.») der demez, ulema ve şeyhler ayağa kalkarak
«— Biz hadisi ve doğru rivayetler
okuyoruz.. Bu hadisi sizin Yahudi Masalı demeniz küfür'dür. Biz şimdi gider,
durumu Hilâfet Makamına arzederiz. Fakat Mutasarrıf Beyin, geldiği gündenberi,
yaptığı icraatı görerek — İmanı Kâmil sahibi olduğuna inandığımız için — bu
şikâyeti kendilerinin yazmalarını ümit ve taleb ederiz.»)
demeleri üzerine, Mutasarrıf Ali beye hitapla «— Bey
efendi, bu dakikada özür dilemez ve düşüncelerinizi değiştirmezseniz, durumu
yüksek makamlara arzetmeye mecbur kalacağım.» deyince Ali Bey ayağa kalkarak, Müftü ve Şeyh efendilerin ellerini öpmüş ve okunan hadisin farkında olmadığını beyan ederek özür dilemişti (*).
[Osmanlının temiz ruhlu insanı]
O sırada, Kuleönü köyünden Deli Hafız
adında birisi, 95 yaşında olan Isparta naibi Tevfik Efendiye baş vurarak, tarlasındaki buğdayların, çekirgeler tarafından yok edilmesini önlemek üzere, çekirgelere hitaben bir ilâm [Bir davanın mahkemece nasıl bir hükme
bağlandığını gösteren resmî belge.] yazmasını istemiş.
Naip efendi Şer'iye mahkemesi başkatibine, abdest aldırtarak, çekirgelere hitaben üç tane ilâm yazdırmış. Bunları tarlasında çekirgelerin geleceği yerlere asmasını söylemiş. Deli hafız bunları götürüp tarlasına asmış ..O civardaki bazı köylülerin söylediklerine göre çekirge saldırmamış.(!). Naip Isparta'da ölmüştür. [Allah
Teâlâ rahmet eylesin. Amin]
(*) Çekirgelerin kanatlarında yazılı olduğu söylenen hadisin arapçası şöyleymiş «Nahn'ü cendi minel ecnad •— Salletna Allah, alelibad — Litahrib'en nevahi vel bilâd— İnde zuhurülcevr vel fesâd.»
نحن جند من الاجناد –
سلطنا الله على العباد – لتحريبا النواح و البلاد – عند ظهور الجور والفساد
«Biz çekirge
sürüleri Allah Teâlâ’nın ordularındanız. Ülkede fesat ve zulüm görüldüğü zaman
şehirleri ve kasabaları tahrip [ekinlerini yok etmek] etmek üzere, Allah
Teâlâ tarafından kulları üzerine kullarına musallat
ediliriz/gönderiliriz. »
Kur’ân-ı Kerim’de okuduğu ayet'te şöyledir:
فَأَرْسَلْنَا عَلَيْهِمُ الطُّوفَانَ وَالْجَرَادَ
وَالْقُمَّلَ وَالضَّفَادِعَ وَالدَّمَ آيَاتٍ مُّفَصَّلاَتٍ فَاسْتَكْبَرُواْ وَكَانُواْ
قَوْمًا مُّجْرِمِينَ
“Fe erselnâ aleyhimut tûfâne vel cerâde vel kummele
ved dafâdia ved deme âyâtin mufassalâtin festekberû ve kânû kavmen
mucrimîn(mucrimîne)”)
“Bunun üzerine su baskınını, çekirgeyi, haşeratı,
kurbağaları ve kanı birbirinden ayrı mucizeler olarak onlara musallat kıldık;
yine de büyüklük taslayıp suçlu bir millet oldular.” [7/A'râf-133]
Kaynak: Böcüzade Süleyman Sami , Isparta
Tarihi , Bugünkü Dile Çevirip Yayımlayan Dr. Suat Seren (Böcüzade) «Isparta
Eski Senatörü» Serenler Yayını , 1983— İstanbul
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar