Kayıtlar

Dehanın Psikolojisi

"Dehanın psikolojisi" / Psychology of Genius , bireyin sıradan yetenek ve zekâ düzeyinin ötesine geçerek kalıcı, dönüştürücü ve özgün sonuçlar doğurma yeteneğini inceleyen derin bir alandır. Kaynaklar, dehanın rastgele/tesadüfi bir olay değil, aksine, bireyin içsel potansiyelini evrenin akausal / nedensiz düzeniyle senkronize etme sürecinin nihai sonucu olduğunu göstermektedir. Bu durum, psikolojik, felsefi ve bilimsel yaklaşımların kesişiminde, irade, çaba ve yazgı arasındaki ilişkiyi merkezine almaktadır. I. Dehanın Tanımı ve Amacı: Özün / Form Gerçekleşmesi Deha, sadece yüksek entelektüel kapasite veya yetenekten ibaret değildir. Esas olarak, bireyin kendi içindeki derin ve evrensel bir "Öz"ü ( Form ) algılama ve bunu dış dünyada somutlaştırma yeteneğidir. Aydınlanma ve Geniş Kavrayış: Deha, bireyin yaşamın çeşitli yönleri hakkında daha geniş ve daha derin bir kavrayışa sahip olduğu bir aydınlanma / illumination durumu olarak tarif edil...

Kilitlenmiş Eşitsizlik… Finansal/Ahlaki Çöküş

  "Elimizdeki kaynaklarda yer alan incelemeler, bir yönetim erkinin / iktidarın kararları ve uygulamaları neticesinde kendi koyduğu temelleri bozması veya yapıyı kendi içinde çürütmesi durumunda ortaya çıkan sonuçları, genellikle yapısal süreklilik (locked-in inequality) ve finansal/ahlaki çöküş olarak iki ana model üzerinden ele almaktadır." Bu modellerin her biri, iktidarın (iktidarın) koyduğu sistemlerin ve ilkelerin, uzun vadede nasıl bir döngüye girdiğini ve neden kendiliğinden değişmediğini aydınlatmaktadır. 1. Yapısal Sorunların Zorunlu Sürekliliği Modeli (Locked-in Inequality) Bu model, yönetimin veya toplumsal kurumların, başlangıçta koyduğu adalet veya eşitlik gibi ilkelerle çelişen uygulamalara rağmen nasıl varlığını sürdürdüğünü inceler. Kaynaklarda, bu durum, kilitlenmiş eşitsizlik / locked-in inequality olarak adlandırılır. Yönetim Karakteristiği: Yönetimin temel amacı, görünüşte ilerleme sağlamak olsa da, esasında eşitsizliği yönetil...

Devlet Yönetiminde Veya Toplumsal Yapının İdaresinde Sorunların Çözümü...

  "Elimizdeki kaynaklarda yer alan felsefi, sosyolojik ve bilimsel analizler, devlet yönetiminde veya toplumsal yapının idaresinde sorunlar üzerinden anlık tepkiler vermek yerine, temel ilkeleri sağlamlaştırmanın çok daha gerçekçi ve uzun vadeli sonuçlar doğuracağını göstermektedir. Zira sorunlar, genellikle, ilkesel düzlemdeki yapısal hataların yüzeye vuran sonuçlarıdır." Bu çerçevede, bir yönetim anlayışının gündelik sorunlara (semptomlara) mı yoksa temel ilkelere (yapısal düzene) mi odaklanması gerektiği sorusu, üç ana başlık altında derinlemesine incelenmelidir: yapısal sorunların sürekliliği, reaktif / tepkisel politikanın getirdiği sınırlamalar ve yaratıcılığın ilkesel zorunluluktan ayrılma ihtiyacı. 1. Yapısal İlkelerin Önceliği ve Kalıcı Sorunların Yönetilmesi Kaynaklar, toplumsal sorunların büyük bir çoğunluğunun münferit/rastlantısal olaylar değil, aksine kurumsal / yapısal bir nitelik taşıyan ve nesiller boyu aktarılan düzenli örüntüler olduğunu ortay...

Stephen Lawrence Vakası

  Stephen Lawrence vakası, Birleşik Krallık ’ın ırk ilişkileri ve eğitim politikaları tarihindeki en kritik olaylardan biri olarak kabul edilmektedir. Bu olay, Kritik Irk Teorisi (CRT) / Critical Race Theory çerçevesinde, ırkçılığın toplumsal yapı içinde ne kadar derinlere kök saldığını göstermesi açısından özel bir öneme sahiptir. Bu vaka, görünüşte münferit / random bir olay gibi algılansa da, ortaya çıkardığı sistemik / yapısal sorunlar nedeniyle, adaletin sağlanmasında ve sonrasında yürürlüğe konan yasalarda temel bir dönüm noktası oluşturmuştur. Vakanın Özeti ve Hukuki Süreç 1993 yılının Nisan ayında, on sekiz yaşındaki Stephen Lawrence, Londra’da beyaz / White ırkçı gençlerden oluşan bir çete tarafından sebepsiz bir saldırı sonucu bıçaklanarak katledilmiştir. Lawrence ailesinin (Doreen ve Neville Lawrence), ırkçı, yetersiz ve ilgisiz polis güçleri karşısında gösterdiği kararlı ve yılmaz mücadele, davayı ulusal bir mesele haline getirmiştir. Soruşturmanın ilk anl...