Âşıklara Arkanı Çevirme
LXX
Hin gej-o rast
mîrevî bâz çi hordeî begû
Mest-o herâb
mîşevî hâne be hâne kû be kû
Kendine gel,
eğri büğrü gidiyor, yalpa vurup duruyorsun? Gene ne içtin ki ev ev, sokak
sokak, sarhoş, yıkılmış bir halde gitmedesin? Söyle.
Kiminle eş dost
olmuştun, kimden bir öpücük çalmıştın? Halka halka, tel tel kimin saçlarını
çözmüştün?
Hayır... kim seninle eş dost olabilir a
bütün gözlerin ışığı güzel? Havuzdan havuza, dereden dereye balık gibi gizli
gidersin sen.
Doğru söyle, gizleme; âşıklara arkanı
çevirme; çeşme nerde; söyle de testi testi su taşıyayım.
A güzelim, gönlüm de senin, canım da; şişeye
benzeyen gönlüm, şarabını sağrak sağrak içmiş; canın için doğru söyle.
Hayalin dün gece toplulukta beni arıyordu;
bu kulunu tanımadı da yüz yüze bakışamadık gitti.
Kulunu, bu eğri büğrü giden kulunu tanıyınca
da hey dedi, eve gel; niceye bir o yana bu yana gideceksin?
Ömrün kötüyle, iyiyle, hayırla, şerle yolculukta
geçti gitti; hani odadan odaya, kocadan kocaya giden şaşkın kadınlar gibi.
Ona, a can elçisi dedim; a can âyetinin
inmesine sebep olan, sen içtiğinden sun bana; niceye bir bu dedikodu?
Dedi
ki: Ezel kıvılcımını ağzına götürürsen ağzını da yakar, boğazını da; sonra
boğazından boğazından bar bar bağırırsın.
Tanrı, her
yiyenin lokmasını ona göre vermiştir; boğazında kalacak şeyi umma, isteme;
arama, arama.
Gönül de feda
olsun dedim, can da; can şarabı nerede? Ödlek kişilerden değilim ki hay-huydan
ürkeyim de kaçayım.
O şarapla eş
dost olmadan, o şaraptan ürken kişinin boğazı da kesilsin, ağzı da... bu yolda
topallayan, sürçen, düşmandır bana, düşman.
O şaraptan eli
boş olan, padişahlar padişahı bile olsa bir manastırdaki sekide kalakalmış eli
kesik birisi sayılır.
Sus,
güven, iyinin, kötünün sırrına mahrem ol; fakat denemediğin kişiye de sır
söyleme.
Kaynak:
Cilt 7-1
Mevlânâ
Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan : Abdülbâkiy GÖLPINARLI
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar