Rize ...Pazar.. Akbucak, Ortayol ve Uğrak Köyleri Sözlük
Araştırma yöresinde tespit edilen bu
sözcüklerin bir kısmının almış oldukları eklerden dolayı Türkçe olduktan
bellidir. Bunların dışındaki sözcüklerin Rumca, Gürcüce ve Ermenice’den
etkilenmiş olabileceği ileri sürülmektedir.[1]
A-
Acap : Acaba
Açeluk : Güneşli hava
Afacan: Zehir
Ağlamagilen: Ağlayarak, ağlamakla
Ağu: Zehir
Aher etmek: İnekleri sağmak
Ah seçmek: Aş ermek
Aldııın: Aldım
Ahştmnak: Öğretmek
Akı an: Yaşıt dunun, benzer olan
Ander: Uğursuz, sahipsiz, ölünün
arkasında kalan eşyalar[2]
Aralığa: Kalabahğa
Arasım: Arasm
Aslama: Fidan [3]
Asli: Zaten
Aşlamak: Dikmek
Aykun : Yukan
Bagen : Tek mekanh ilkel yapı
Baldız : Kocanın kız kardeşi
Bakele: Bak hele, baksana
Bakım: Bakın
Basacağuz: Basacağız
Başaşağı:
Aşağı
Bazi:
Bazen
Benum:
Benim
Beraktun:
Bıraktın
Bezmek:
Bıkmak
Bi
küçük: Biraz, az olan
Bile:
Beraber, birlikte [4]
Bucak:
Köşe, evin gizli yerleri
Bunda:
Burda
Buldurin:
Bir önceki yıl (geçen yd) [5]
Bulma:
Oda
Büyükana:
Babaanne
Cazi:
Cadı[6]
Cıbıı:
Kamış veya tahıl sap
Coııuma:
Canıma
Cucul:
Erkeğin cinsel organı
Çaça:
Yaprak[7]
Çalı:
İnce odun
Çalımsız:
Uygunsuz
Çapula:
Bir tür ayakkabı, hafif ayakkabı
Çat
Direği: Evin çatısında bulunan kalın direk. (Evin dik durmasını sağlar)
Çeğolver:
Yörede bir dağ adı
Çektuğum:
Çektiğim “çekmek” ten gelmektedir.
Çele:
Sülale adı
Çember:
Başörtüsü
Çeynik:
Bayramlarda halkın eğlenmek için kurduğu salıncak
Çimmek:
Yıkanmak, banyo yapmak
Çortikoz:
Siyah çuha
Çöten:
Giresun ve Ordu yöresinde mısır ve findik gibi ürünlerin konduğu ambar
Çuh:
Nazar etkisinden kurtulmak için yapılan uygulama
Çuha:
Çoban giysisi
Çürük
ayı: Temmuz ayına verilen ad
Dalun:
Dalın
Darlatmak:
Sıkıntı vermek, rahatsız etmek
Dam:
Üstü örtülü etrafi açık ot ve saman deposu
Daımidur:
Dar mıdır?
Debesi:
Göbeği
Damlalık:
Evin saçaktan, duvar dibi
Degemon:
Değirmen
Değeni:
Evin çatısı, çaynlann konduğu yer, çatı katı
Dikme:
Fidan
Dogaarom:
"Dövüyonım", dövmek
Ede:
Et
Edersen:
Ediyorsun
Eğiş:
Maşa. (Sobada kül kanştınnak için kullanılır)
Eğinç:
Isırgan otu
Eh:
Ölü
Emice:
Amca 8
Emsal:
Yaşıt, eş, benzer olan
Endum:
İndim
En:
"İn" emir anlamında "inmek" [10]
Erham:
Ehram, yörede eski gelinlik
Essaden:
Gerçekten, essahtan [11]
Etme:
Yapma
Ettum:
Ettim
Eyi:
İyi
Eyluğa:
İyilik, iyiliğe
Filiztağı:
Yerde biten pembe çiçeği olan bitki.
Fuşki:
Gübre
Gehırdun:
Gelirdin
Geldum:
Geldim
Geriya:
Geriye
Geydum:
Giydim
Gidişat:
Davranış, hareket
Göç:
Aile
Gömleğünün:
Gömleğinin
Göndeerom:
"Gönderiyorum", göndermek.
Hamail:
Gümüş kutu.
Hambar:
Anbar
Hander:
Yalnız
Harduma:
Evin üstünün kapatıldığı ince tahta
Haro:
Çift sürerken öküzlerin bağlandığı tahta
Havulilik:
Diken meyvesi
Haydeyn:
Haydi
Heg:
Bahçeyi sulamak için kazılan ark.
Heueçi:
Yayık
Herek: Samanlık
Heyet: Evin salon kısmı
Hızar: Odun kesilen büyük testere
Hic: Çöp, fazlalık
His: Çil
Hipilik: Karabasan
Hizmetkar: Hizmetçi
Hoçka: Sırık
Honcocelik: Yayla çiçeği
Hudut: Sınır
Hus: Hayvanlara mısu unundan yapılan
yem
İgit: Erkek, yiğit
İğ: ŞİŞ
İlen:
İle
İskepan: Lakap (Biline takılan ad)
İtmek: Kaybolmak
İtti: Kayboldu
Ka: Kız
K ab on: Uçurum
Kaçurup: Kaçırıp
Kadin: Yağ ve peynir konulan tahta kap
Kalasen: “Kalmak” tan gelmektedir, kalasın Kalif: Bahçe içinde bulunan küçük
tahta kulübe Kargut: Dolu
Karamış: Karay emiş. Yörede yetişen
bir meyve Karşı olma: Karşı gelme
Katık:
Süt ürünlerinin tümü
12 Karamış:
Karayemiş, taflan (Günay. 1978: 322)
Kavran:
An kovanı[12]
Kede:
Kete, yöreye özgü hamur işi
Kendini
bilmek: Büluğa ermek
Keroç:
Çorap motifine verilen ad
Keruktur:
Kırıktır
Kevice
: Sıkıca, sıkı
Keydun:
Kıydın
Kırlıan
etmek: Yok etmek
Kimsen:
Kimsin
Koknoç:
Siyah çuhadan dikilen önlük
Kolo:
Ağaç kabuğu
Komçilemek:
Cezalandırmak, bükülen bir bezle vurmak
Kondurdum:
"Kandırdım", kandırmak anlamında kullanılıyor
Kotol:
Lahananın kök kısmı
Kovdon:
Mısır koçanı
Koyver:
Bırak, elleme
Kudel:
Üç bacaklı sepet, içine üzüm toplanır
Kuku:
Guguk kuşu
Kukma:
Güğüm
Kumar:
Orman gülü, mor çiçekli, çah türünden bir dağ bitkisi[13]
Kumduz:
Kumlu düz alan
Kupas:
Kapah, ters dönmüş [14]
Kümeç:
Kovandan toplu halde çıkartılan bal
Lalahk
etmek: Dadılık etmek
Lazut:
Mısır
Liser:
Kirmen
Lobiya:
Fasulye
Lülük:
Düdük
Mağol:
Diken
Mağolluk:
Dikenlik
Mec:
İmece
Meclis:
Topluluk
Merağım:
Merakım "meraklı olmak" [15]
Merek:
Mısır ve fındığın konduğu ambar
Mersuk:
Hayvanların yem yedikleri yer
Mezovit:
Yaylada bir yer adı
Minci:
Çökelek[16]
Mol:
Yapraklı dal
Muh:
Çivi
Muhlama
: Yöreye özgü peynirle yapılan yemek.
Mur:
"İs", odun isi
Nacak:
Kazma
Nav:
Tulumdaki ses düzeni[17]
Nebedi
ol: Defol[18]
Nere:
Nereye
Niyomet:
Nimet
Ocağm
batması: Evin kapanması, evde yaşayan kimse kalmaması
Okumagilen:
“Okumak” tan gelmektedir. Okumakla
Ovıt-Ovit:
Çık, çık
Öküz
Koşmak: Çift sürmek
Paçka: Büyük sepet
Pag: Kapı kilidi
Per: Keçi evi
Peleki: İçine hamur dökülen, ateşe
gömmek suretiyle pişirilen taştan yapılmış bir tür tepsi
Poç: Sap
Poçağ: Mısır yaprağı
Pondeğ: El işi, el örgüsü
Pontuhın: Pantolonun
Pouş etmek: Çapa yapmak
Puar: Pınar
Pucek: An
Pur: Biı- avuç (Bir kök)
Puşi: Şay (Yöreye özgü eşarp, baş
örtüsü)
Pilita: Fnnılı soba
Sağan: Sahan kap
Sakmak: Sataşmak
Sahtmak: Hareket ettirmek, oynatmak,
sallamak
Seğer: Sığır
Seğer etmek: İnek sağmak
Senduk: Sandık
Serender: Evlerin yanında bulunan
erzak deposu
Sevduğum: Sevdiğim
Sevmeerom: Sevmiyorum
Sondek: Yün tarağı
Subra: İmecenin başka bir türü, daha
kısa sürek olan "mec" e göre
Şerat:
Peynir olduktan sonra kazanda oluşan açık yeşil su
Taksim
etmek: Bölmek, paylaştırmak
Taktım:
“Takmaktan” gelmektedir. Taktın
Tane
atmak: Bahçeye tohum atmak
Tapiç:
Pişen lahanayı ezmek için kullanılan tahta kepçe
Tapul:
Toplamak
Tapul
etmek: Yuvarlamak
Tapuş:
Toprağa ekilen bir tohumun üstünün kapatılması
Tathıdur:
Tatlıdır
Tebuk:
Tavuğun kanadı
Tençkap:
Ağzın ve burnu kapatılması
Tepçuk:
Burnun kapatılması
Tez:
Erken
Titıiba:
Şifona dikilen pullu oya
Tikina:
Küçük sepet
Toğ:
Bahçe
Tokumak:
"Örmek", örgü örmek [19]
Tump:
Kahp
Ufonti:
Ekmek kırıntısı
Unda:
Orda
Uşak:
Oğlan çocuğu
-Ü-
Üzdüm:
“Yüzmek” ten gelmektedir. Yüzdüm
Vara
Yoğa: Olur olmaz
Vardu:
"Var" anlamında kullanılır
Vey:
Ağaçlan sıkıştırmak için yüzük şeklinde kesilen ağaç parçası
Yalandu:
Yalandır
Yali:
İlçe (Pazar) yörede kullanılan adı
Yallah:
İterek, doğruca
Yani:
Yana
Yaruınden:
Yarimden
Yavrisi:
Yavrusu
Ye:
Genellikle kadınlara yönelik bir tür hitap şekli.
Yeeşmek:
Olgunlaşmak
Yeıniyesen:
“Yemek” ten gelmektedir, yemiyesin
Yoğ:
Yok
Yoktu:
“Yok” olmayan anlamında
Yonga:
Baltayla kesilmiş odun parçası
Zati:
Zaten
Zay
etmek: Yok etmek
[1]
Bu bilgi A.Ü. Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Dilbilim BölümüÖğretim üyeleriyle
görüşülerek elde edilmiştir.
[2]
Ander: Uğursuz, sahipsiz netruk. (or) (Günay, 1978: 310.)
[4]
Bile: Birlikte, beraber (Günay, 1978: 311.)
[5]
Bil'dur: Geçen yıl (Günay, 1978: 31 1).
[6]
Cazi: Cadı (Günay, 1978:313)
Çâç: Sonradan gübre olarak kullanılmak üzere hayvanların
altına serilen gürgen, kestane yapraklar, (Günay, 1978: 313).
[8]
Emice: Anıca (Günay, 1978: 316)
[11]
Esseh: Sahih, doğru (Günay, 1978:316)
[18]
Nebedil ol: Def olmak (Günay, 1978: 327)
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar