Işığın Hizası
Gitmek; nereye olursa.
Her nasılsa mümkünmüş gibi.
Tek hamlede atlamak,bir kıtadan diğerine.
“Dünyanın sonu değil ya! ”
Yarım dakika sürmedi oysa dünyanın sonunu bulmak:
Sonuydu.
“Varlığım gök varlığına armağan olsun! ”
Morarmış etten haysiyet beklenmez.
Mesafenin elleri var: Topunuz körsünüz.
Boynumdaki parmak damgası,
Altından girilip, üstünden çıkılan bilinç
Ey uzak bir aynada pusumu silen
Dişinin kovuğunu doldurdu mu bu “hiç”?
Bir zincirin halkalarıymış; güldürmeyin beni!
Bir ayağım Magrib’de;
Ya diğeri?
Diğerini bunca zaman gören olmadı.
Altından girilip, üstünden çıkılan şuur,
Artık kudurmuş sulara kondurulmuştur.
Bilin o zaman:
Tek ayak üstüne kırk yalan’ım ben!
Peynir gemisiyim; lafla yürüyen.
Cirit atar ambarımda fareler: Sırtlarında al kefen,
Tokluklarından onların, bir yelken biçtim ki
Rüzgar yekpâre; siz kevgir gibisiniz,
Gözeneklerinizi toprak doyuracak
O zamana dek,
Bakın bana; rakı için, üfleyin.
Canan Özkan
Kayıt Tarihi : 15.5.2012 13:43:00
https://www.antoloji.com/isigin-hizasi-siiri/
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar