Print Friendly and PDF

Kardec (2019)

Bunlarada Bakarsınız

 

 


110 dk

Yönetmen:

Wagner de Assis

Senaryo:

L.G. Bayão, Wagner de Assis

Ülke:

Brezilya

Tür:

Biyografi

Vizyon Tarihi:

29 Ağustos 2019 (Fransa)

Dil:

Portekizce

Müzik:

Trevor Gureckis

Nam-ı Diğer:

Kardec

Oyuncular

 Christian Baltauss

 Letícia Braga

 Sandra Corveloni

 Louise D'Tuani

 Genésio de Barros

 

Özet

Eğitimcilikten, ruhani figürlüğe, bir adamın hayat hikayesi. 2018 Brezilya yapımı Kardec filmi ünlü şahsiyet Allan Kardec’in hayat hikayesini konu alıyor. Biyografi türündeki Kardec filmi 16 Mayıs 2019 tarihinde gösterime girdi

***

Allan Kardec (d. 3 Kasım 1804 - ö. 31 Mart 1869), Fransız yazar, Deneysel Spiritüalizm'in kurucusu.


Asıl adı Hippolyte Leon Denizard Rivail olan Kardec, 3 Kasım 1804’te, Lyon’da, çok sayıda seçkin avukat ve hakim çıkarmış hukukçu bir aileden dünyaya geldi. Lyon’da başladığı öğrenimini Verdun’da (İsviçre’de) tanınmış Prof. Pesalozzi’nin öğrencisi olarak tamamladı. Öğrenimini tamamladıktan sonra, kendisini Pesalozzi’nin öğretim yöntemlerini yaymaya vakfetti. Bu dönemde, Almanca, İngilizce, İspanyolca ve İtalyanca ve orta derecede Flamanca biliyordu. Vatani hizmetini tamamlayınca Paris’te, Verdun’daki kuruma benzer bir okul (eğitim enstitüsü) kurdu. 1835-1840 yılları arasındaki dönemde fizik, kimya, astronomi, psikoloji kursları veriyor, Levy Alvares okulunun kurslarını düzenliyor, pedagoji, aritmetik ve gramer üzerine kitaplar yazıyor, Almanca ve İngilizce’den çeşitli kitaplar tercüme ediyordu.


1829’dan 1849’a kadar okullarda okutulmak üzere yazdığı ders kitapları öyle yoğun bir ilgi görmüştü ki, bu eserleri sonunda üniversitelere uyarlanmaya başladı. Eserleri Fransız Üniversitesi’nde standart ders kitapları kimliğini kazandılar. Birçok bilim kurumunun üyesi oldu. Öğretim sistemleri üzerindeki yazısı 1831’de bir yarışmada birincilik ödülü aldı.


Yaşamının sonraki dönemde ruhsal irtibat seanslarıyla ilgilenmeye başladı. Önceleri konuya kuşkucu bir şekilde yaklaştı. Ruhsal fenomenlerin gerçekliğinden kuşkusu kalmayınca kendini bu konuda araştırma, inceleme ve gözlemlere verdi. Çalışmaları sonucunda, o zamana dek sistemsiz bir şekilde dalgalanan ruhçuluk düşünce ve bilgilerini derleyip topladı, sistemli bir hale getirdi. Reenkarnasyonu kabul eden ruhçuluğu sistemli bir şekilde, ilkeleriyle, deneysel olarak ortaya koyan ilk kişi oldu. Kurduğu Deneysel Spiritüalizm’i ilk kez 18 Nisan 1857’de yayımladığı “Ruhların Kitabı” adlı eserinde açıkladı. Ardından yazdığı diğer eserlerle konuyu ayrıntılı bir şekilde ele aldı. 31 Mart 1869’da bir enfarktüs krizi sonucunda yaşamını yitirdi. Fransa ve İspanya Kiliseleri Kardec’in eserlerinin büyük ilgi görmesinden rahatsızlık duymuşlar ve karşı tavır almışlarsa da, Kardec’in açtığı yoldan giden izleyicilerinin sayısı hızla çoğalmıştır. Deneysel Spiritüalizm Latin Amerika ülkelerinde Kardesizm adını almıştır.

Altyazı

 

GERÇEK BİR HİKÂYEYE DAYANMAKTADIR

Yaptığınız işi bırakın.

 Dikkatinizi bana verin.

 Kitaplar ne işe yarar?

 Hiç.

 Tabii onları düşünmek için kullanmazsak.

 Veya hissetmek için.

 Şüpheler Sorular Merak edilen şeyler

Yüreğinizin sesine kulak verin ve aklın bizi ne kadar ileri götürebileceğini kendiniz anlayın.

 "Düşünüyorum, öyleyse varım.”

 İşte bu!

 Aferin Bernard!

 Ama büyük felsefecimiz René Descartes'ın sözleri tam olarak şöyleydi,

"Şüpheleniyorum, öyleyse düşünüyorum, öyleyse varım. "

Dünyaya hükmeden gördüğümüz bir şey değildir.

 Nerede o?

 Hiç gördünüz mü?

 Nereye gitti?

 Önemli olan görmediklerimizdir.

 Her biriniz daha da ileriye gidebilirsiniz.

 Çok, çok daha ileriye!

 Ben gitmek istiyorum öğretmenim.

 Nereye gitmek istiyorsun?

 Hayallerin ne?

 Ne keşfetmek istiyorsun?

 Tuvalete gitmek istiyorum.

 Git bakalım çünkü ıslak donla dünyayı değiştiremezsin.

 Günaydın Bay Rivail.

 Günaydın Peder.

 Çocuklar, Peder Baudin'e günaydın deyin.

 Günaydın Peder Baudin.

 Şimdi din dersi yapacağız.

 Özel bir lisede buna nasıl göz yumabiliriz?

 Bu abes kanuna karşı çıkma şansımız var mı?

 Her iyi öğretmen, bunların yanıtsız sorular olduğunu bilir.

 Pestalozzi'nin öğrencisi olarak bunu herkesten iyi bilmelisiniz.

 Pestalozzi'nin eğitim anlayışında öğretmen ile öğrenci arasında sağlam bir bağ olması önerilir, boş kural ve dogmalara tutunmak değil.

 Okullarda olanlar, Fransa'da eğitimin ne denli başarısız olduğunun kanıtı.

 Fransız okulları, yöneticilerinin kurallarına uymalıdır.

 - Bunu bilmeniz gerekir.

 - Biz bir cumhuriyet değil miydik?

 Artık değiliz.

 Artık bir imparatorumuz var.

 Başlarımızdan olmamayı böyle öğrenmiyor muyuz?

 Başlarımız yine de kesiliyor, öğrencilerinki de öyle.

 Giyotinle değil ama cennetin birkaç iyi insan, cehennem ve arafınsa kötüler ve günahkârlar için olduğunu söyleyen dogma ve kurallarla.

 Bu bir sağduyu meselesi.

 Etrafımıza bakıp başarısız olduğumuzu kabul etmeliyiz.

 Bizi bu durumdan kurtaracak olan cezalandırıcı ve kinci bir Tanrı değil.

 - Ne oldu?

 - Gitti!

 - Ortadan kayboldu!

 - Kendini attı!

 - Nerede o?

 - Göremiyorum!

 Siz görebiliyor musunuz?

 OKULLARDA KATOLİK EĞİTİM ZORUNLU

Okudum.

 30 yıllık öğretmenlik hayatımda hiç kimse böyle fütursuzca sınıfıma dalmamıştı!

 Okulda din eğitimi, öyle mi Léon?

 Bu konuda ne yapabiliriz?

 Daha da iyisi, sen, sevgili eşim, ne yapacaksın?

 Din ve eğitim birbirine karıştırılmamalı.

 İnanç, bırakın sınıflardaki çocukları, hiç kimseye dayatılmamalı.

 Özgürlük, eşitlik ve kardeşlik iddiamız nerede kaldı?

 Devrim ilkelerinden bu kadar çabuk mu vazgeçeceğiz?

 "Aklın ışığında özgür bir vicdana sahip olmak herkesin hakkıdır.

 Eğitim, örnek vererek öğretmektir, yurttaşları peşin hükümlerle yönlendirmek yerine bir bütün olarak biçimlendirmektir.”

 Fransız kurumları hakkında bu safsataları yazma hakkını size kim verdi?

 Babalarımızın ve dedelerimizin yaptığı mücadele Peder Baudin.

 Fransa'da eğitimi yeniden şekillendirme konusundaki katkılarınız malum, ancak imparatorun emrini yok sayamayız.

 Peder Baudin'in müdahalesi olmadan ders verebileceksem yeniden düşünürüm.

 İçinde yaşadığımız dünyayı görmezden mi geliyorsunuz?

 Kilise dışında kurtuluş olmadığını bilmiyor musunuz?

 Öğrencileri düşünün.

 Dünyayı değiştirmeye çalışamazsınız.

 Bunu çok düşündüm.

 Buna göz yumamam.

 Emeklilik mi?

 Okulu bırakamazsınız!

 Dünyayı değiştirmek cesaret ister.

 Ama değiştirilemeyecek olanı kabul etmek de öyle.

 Bunu anlayacak olgunluktayım.

 İzninizle.

 Paris'te, hatta tüm Avrupa'da, kafelerde ve salonlarda insanlar bu masalara deli oluyor, şimdi bizden açıklama bekliyorlar.

 Daha ciddi sonuçların önüne geçebilmek için bu modayı inkâr etmeliyiz.

 Bilim adına bu saçmalığa bir son verelim.

 İnsanlar aklın hâkimiyetine izin vermemiz gerektiğini anlayamıyor mu?

 Örneğin, masaların bilinçli olduğunu söylüyorlar.

 Zavallı masalar!

 Cahil insanların boş ve batıl inançları bunlar dostlarım.

 Bu karanlık dünyadaki çaresizliğin göstergesi.

 Dünya dışı ruhlara inanmanın tek açıklaması bu.

 Burada neler oluyor?

 Masalara bir soru sorsanıza.

 Görünüşe bakılırsa her şeye cevap verebiliyorlar.

 Daha neler.

 Şimdilik elimde olanlar bunlar: aritmetik, dil bilgisi, astronomi "Örgün Eğitimin Gelişmesi için Öneriler.”

 Sanırım ilk yazdıklarınızdan biriydi.

 Şimdilik yeterli.

 En temel şeyler.

 Sadece özel derslerle geçinebilecek misiniz?

 Biraz birikimim var, yeniden çeviri yapmaya veya kitap yazmaya başlayabilirim.

 Muhasebe de bilirim.

 Voilà!

 Bu yayınevinin muazzam kârını idare edecek birine ihtiyacınız olacak.

 Burada ancak kendi kitaplarınızı imzalayarak çalışırsınız dostum.

 Rivail, bu ne güzel sürpriz!

 İyi akşamlar beyler.

 Hayat tesadüflerle dolu!

 Bay Didier'ye yeni bir kitap yazmaktan söz ediyordum ki içeri kim girdi?

 - Şehrin en büyük dil bilimcisi.

 - Ya Bay Didier, seans masaları hakkında bir şeyler arıyorum.

 Bu konuda bir yayın var mı?

 Dünyanın her yanında bundan söz ediliyor.

 Siz de mi bu burjuva modasına ayak uydurdunuz?

 İtiraf edeyim ki hiçbir şey bana bu kadar cazip gelmemişti.

 Mösyö, bu konuda akademik bir kitap yok.

 Hatta ciddi bir araştırma olduğunu da sanmam.

 Ben bu konuyu inceleyen ciddi bir grubun üyesiyim.

 Ben üzerinde şarap ve peynir olan masaları yeğliyorum.

 Hiç bu olaya tanık olma fırsatı buldunuz mu?

 Hayır, hayır.

 Salonlardan, tiyatrolardan söz etmiyorum.

 Ciddi bir seansta bulundunuz mu?

 Manyetizma ve elektrik bilgim sayesinde neler olduğunu tahmin edebiliyorum.

 Sizi temin ederim, masaları hareket ettiren ne manyetizma ne de elektrik.

 İnsanlar soruyor, onlar da yanıtlıyor.

 Buna inanmam için masaların düşünecek beyni ve hissedecek sinirleri olduğu kanıtlanmalı.

 Aksi takdirde, bu konu uykumu getirecek kadar sıkıyor beni.

 Bırakalım da öğretmen dinlensin.

 Hocam, ben kimim ki sizi herhangi bir şeye ikna edeyim?

 Ama masaların başka bir sebeple iletişime geçtiğine inanıyoruz.

 Ne sebebiymiş bu?

 Ruhlar.

 FRANSIZ DİLİ ÖĞRENME KİTABI

Kapı, öğrenciler!

 Tabii.

 Girsene!

 Tek bir öğrenci var.

 Ailesi bizden yardım istedi ama şimdilik ödeme yapamıyorlar.

 İki öğrenciden daha haber bekliyorum.

 Gelecekler.

 İyi dersler!

 Dil bilgisinde başarısızım.

 Dünyayı değiştirmek için insan okuyup yazabilmeli.

 SEANS MASALARI

Anlıyorum Mösyö, ancak bir muhasebeciye ihtiyacınız var, işte karşınızdayım.

 Muhasebe lisansım var.

 Hocam, lütfen!

 - Bu durumdan rahatsızım.

 - Ama Çocuklarım siz ayrılana kadar lisede eğitim gördü.

 İzin verirseniz onlara ders veririm.

 Pekâlâ.

 Bu gece gelebilirsiniz.

 Şovları izlemek isterseniz buyurun.

 Seans masalarında her soru cevaplanıyor.

 Çok acayip bir şey!

 Bilinmeyen, ölçülemeyen.

 Bu tiyatro salonunda kim geleceği bilmek ister?

 Ya aşk?

 Konuşan masa için sorusu olan var mı?

 Ben varım!

 Bayım?

 Düşündüğümü yapmalı mıyım?

 Bu soru, kaderinizi değiştirebilir.

 Masanın cevabı

- Mösyö

- Evet!

 Muhasebenizi güncelledim.

 - Çok teşekkürler.

 - Sağ olun.

 Kusura bakmayın.

 İtiraf etmeliyim ki bunu Molière'in piyeslerine yeğlerim.

 Tüm sorulara cevap veren masa.

 Tüm sırları bilen masa.

 Başka?

 Konuşan masa için bir soru.

 Bayım?

 Ben yıldızların, gökyüzünün perdesindeki delikler olduğunu, sonsuzluğun ışığını gösterdiklerini düşünmeyi seviyorum.

 Yıldızlar kendi ışığı olan gök cisimleridir.

 Bu hiç de şiirsel değil.

 Bu şiir değil, bilim.

 Ama şiirsel bir bilim olabilir.

 Bir gök cisminin kendi ışığını yayması sana şiirsel gelmiyor mu?

 Evrende birlikte sürüklenen çifte yıldızlar olabilir mi sence?

 Sonsuz aşka tutulmuş bir çift gibi.

 Bu çok güzel!

 Léon, akşam toplantılarımızı özledim.

 Bugünlerde insanlar sadece önemsiz konular için bir araya geliyor.

 Zamane işi.

 Yakında başka bir moda çıkar ve belli mi olur, belki insanlar yeniden klasikleri ezbere okumaya başlar.

 Veya belki yeniden göğe bakıp bu tuhaf çağda ilham ararlar.

 Tabaklarım!

 Bu nasıl olabilir?

 Masamız da seans masası modasına mı uydu?

 Ah, hayır.

 Hayır, olamaz.

 Benim evimde olmaz!

 Gel bakayım.

 Çok yaramazsın!

 Bizi korkuttun!

 Gizem çözüldü.

 Hadi kapıyı aç!

 Öğrenciler gelmiştir.

 Tabii.

 Sadece bir öğrenci var.

 Piyano öğrencisi.

 - Otur canım.

 - Sağ olun.

 Léon, o bir özel öğrenci.

 Masayı istiyor musun?

 Ayrıca Bay Carlotti geldi.

 Bir de Charles Baudin adında bir bey.

 Kusura bakmayın dostlarım.

 Ders başlıyor.

 Fazla vaktinizi almayacağım Rivail.

 Bu sohbetle ilgilenmiyorum, bilhassa masum insanlardan para almaya dayanan art niyetler içerdiği için.

 Bilmem anlatabiliyor muyum?

 Rivail, bizi illüzyonist mi sandınız?

 Hayır.

 İnanç tacirleri gibi mi görünüyoruz?

 Biz bu fenomeni inceliyoruz.

 Akıl içeren bir fenomen.

 Akla dayalı bir sebep olmadan akıl içeren bir sonuç olmaz dostlarım.

 Çok doğru.

 Hem cevap verenin ölülerin ruhları olduğunu doğruladık.

 Ölülerin ruhları mı?

 Yani bir sonuca varmışsınız bile.

 Bugünlerde böyle bir olumlamanın nelere yol açacağının farkında mısınız?

 İkinci dörtlük lütfen.

 Başta iptidai yöntemler geliştirdik.

 A harfi dediğimizde masa güçlü bir takırtı sesi çıkarıyordu.

 B harfi için iki, C için üç, böyle gidiyordu.

 Akıl içeren bir iletişim kuruldu Rivail.

 Bu bir A.

 Ne yani beyler?

 Öteki taraftan telgraf mı geliyor?

 - Bu B mi?

 - Evet ya.

 Yüce Tanrım!

 Bir paragrafı tamamlamak bir hafta sürer.

 Çok doğru Madam.

 Çok uzun sürüyor.

 Ama farklı iletişim biçimleri geliştiren medyumları daha iyi kullanabileceğimizi düşünüyoruz.

 Medyumlar mı?

 Ama masalar konuşuyor demiştiniz.

 Üçüncü dörtlük lütfen canım.

 Peki, akılcı ve kontrollü deneylerden mi söz ediyoruz?

 Hakikatin gözlenmesine, doğa kanunlarına mı dayanıyoruz?

 Hiçbir ciddi kurum bunu yayınlamak istemez.

 Yani bilimsel bir kurum.

 Hiç değilse araştırmamızın sonuçlarını size bırakalım.

 Birkaç gün sonra gelir alırım.

 Bize yardım edemezseniz de sorun yok.

 Ama bu notlar burada, salonumun ortasında mı kalacak?

 - Onları nereye koyalım Madam?

 - Hayır, hayır.

 Merak etme.

 Ben hallederim.

 Toplantılarımızdan birine katılmak isterseniz Tabii.

 Madam De Plainmaison'un evinde toplanacağız.

 Sanırım onu tanıyorsunuz.

 Sadece bunu dikkate alıp öğrenmek isteyenler katılıyor.

 - İzninizle Madam.

 - İzninizle.

 Hoş geldiniz görünmez dostlar.

 Biz hazırız.

 Kalemli sepete ihtiyacımız var.

 Elbette.

 Odaklanın.

 İşte geliyor.

 İlk mesajımız.

 Işıklar lütfen.

 Bay Rivail, bu size.

 "Selam sana sevgili başrahip.

 Üç kere selam sana Hippolyte Léon Denizard Rivail.”

 Başrahip ben oluyorum.

 Bu dostane bir ruh.

 Arkadaşımız ve koruyucumuz.

 Bize hep sevimli lakaplar takıyor.

 Harika!

 Yani Selamlar öteki taraftan gelen dostum.

 "Jean-Baptiste ve Jeanne'ın oğlu, Yverdon mezunu, Amélie-Gabrielle Boudet ile evli, yeni emekli oldu.”

 Ne harika bir öz geçmiş araştırması.

 "Gözlediğiniz yıldızlar aynı zamanda evrende dolaşan sonsuz ışıklardır.

 Birçoğu çoktan ölmüş ama gözlerimizin önünde doğuyorlar.

 Ölmek ve doğmak, aynı yolculuğun parçasıdır.

 İşte ilahi bilim.

 Masanız kazara dönmedi.

 Analiz edin, düşünün, sonuca varın.

 Size yazan, geçmiş hayatlarınızdan bir dost.

 Bir zamanlar eski Galya'da druiddiniz, adınız da Allan Kardec'ti.”

 Bir yanda onca güç ve zenginlik.

 Diğer yanda onca acı ve eziyet.

 Bunun doğaüstü bir açıklaması olabilir mi?

 Ya mezarlarından geri dönen şu ruhlar?

 Onların bu adaletsizlik için bir açıklaması var mı?

 Bu fenomen çok etkileyici Léon.

 Şiirsel bilim hakkındaki sohbetimizi nereden bilebilirler?

 İtiraf edeyim ki ikna olmuş değilim.

 Zihnim şüpheyle dolu.

 Ama merakımı celbeden bir şey var.

 Keşke Allan Kardec hakkında daha çok şey bilseydim çünkü sevgili eşim, sen druid idiysen ben de belki bir rahibeydim.

 Kim bilir?

 DRUİDLER

Elektrik yayını kullanarak yağ lambaları ve kandillerin yerini alacak aydınlatma yolları geliştirebileceğimize inanıyoruz.

 Karanlık Çağları geride bırakmak üzereyiz.

 Molière'den iyi!

 Değil mi hocam?

 - Bu ne zaman yazıldı?

 - İki gece önce.

 Kısa bir yazı, bir kısa öykü olabilir.

 Bilmek isteyeceğinizi düşündüm.

 "Aladdin'in döneminde Bağdat'ta bir kadın varmış.”

 Bunu kim yazdı?

 Frédéric Soulié.

 Müteveffa romancı Frédéric Soulié mi?

 - Evet.

 - Yazar hakkında nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz?

 Emin değiliz, daha doğrusu nasılını bilmiyoruz.

 Kısa öykünün yakında tamamlanmasını umuyoruz.

 Medyumlar bile nasıl biteceğini merak ediyor.

 Bu fenomen açısından büyük önem taşıyan bu kadınlarla tanışabilir miyiz?

 Öğretmen Rivail ve eşi.

 Bunlar da kızlarım Caroline ve Julie.

 Memnun oldum.

 Hayatım?

 - Affedersiniz.

 - Başlayalım mı?

 Her şey nizami.

 Elbette, bu sizin hakkınız.

 Sessiz olun.

 Görünmez dostlarımızın bize gelmesini bekliyoruz.

 İstediğimiz bağlantının kurulmasındaki yardımları için onlara şimdiden teşekkür ederiz.

 İşte geldiler.

 Bu o, Soulié El yazısı aynı.

 - Öykü devam ediyor.

 - Teşekkürler Bay Soulié.

 Çok sürer mi?

 Evet.

 Biraz.

 Ama bu sadece bir imza.

 Voilà!

 Bu gerçek.

 - Emin misiniz?

 - Hiç şüphesiz.

 İki yerdeki imza da aynı.

 Bunu yazan Bay Frédéric Soulié'ymiş.

 Yani bu, yayınlanmamış bir metin mi?

 Evet, yayınlanmamış bir metin Yazıldığı tarih de - Dün.

 - Dün mü?

 Bence gerçek bir hileye tanık olmuşsunuz Rivail ve daha dikkatli olmalısınız.

 Veya bu kişi, Fransa tarihinin en becerikli sahtekârı.

 Ne de olsa Soulié öldü.

 Bir müjdem var!

 Yarın yeni bir dil bilgisi öğrencimiz olacak.

 Bir kişi de aritmetik öğrenmek istiyor.

 Léon?

 Léon Beni duydun mu?

 Şunu dinle Gabi.

 Soru: "Ruhani dünyayla ilişkimiz nedir?

 " Cevap: "Ruhlar bizi tahminimizin ötesinde etkiler.

 Birçok kez bize rehberlik eden onlardır.

 Her yerde ruhlar vardır.”

 Vay canına!

 Ne müthiş bir fikir!

 Bu mesajların medyumlar tarafından oluşturulmadığından nasıl emin olabiliriz?

 Belki bilinçli olarak değil.

 Belki kendi korku ve kaygılarından kaynaklanıyor.

 O güzel, saf genç kızlar mı karmaşık fikirler oluşturacak?

 Öte yandan, ruhların burada veya oturma odamızda, hatta banyoda olabileceğini düşünmek hiç de hoş değil.

 Her yerde ruh!

 Léon, buna inanmak çok zor.

 Bu işe bulaşmak istediğimden emin değilim.

 Gördün mü?

 Gördün mü?

 Kusura bakmayın hocam.

 Sizi bu gece beklemiyorduk.

 Özür dilerim ama acil bir durum var.

 Neden hiçbir şey olmuyor?

 Her zaman hazır değiller mi?

 Uyuyorlardı hocam.

 Her şeyin cevabı bizde yok.

 Bazen oluveriyor işte.

 Julie Caroline Bugün evimde bir şey oldu.

 Açıklama istiyorum.

 Geldiler!

 Vay, çok kalabalıklar!

 Yazmak istiyorlar, elim ısındı.

 Kalem babacığım.

 Bana kalem ver.

 Bu, Julie'nin yazdığı sayfa, bir sayfa da Caroline'den.

 "Örgütlü bir istila olacak.

 Ölüler konuşacak, canlıların hayatı değişecek.

 Araştırma akılcı olmalı, dikkatle ve sessizce yürütülmeli ki muhalif güçlerin dikkatini çekmesin.

 Zamanla her şey aydınlanacak.

 Reformcunun görevi engeller ve tehlikelerle doludur.”

 En iyisi kendiniz okuyun.

 "Seni uyarıyorum, bu zor bir görev çünkü dünyayı sarsmayı ve dönüştürmeyi içeriyor.

 Kabul etmeyebilirsin.

 O vakit, işi yapmaya hazır başkaları var.

 Bizden yardım alacaksın ama büyük nefret de uyandıracaksın.

 Düşmanlar, kaybetmen için plan kuracak ve kötülük, kara çalma ve ihanetle karşılaşacaksın.

 Sürekli bir mücadele içinde olacaksın, huzurun, sağlığın ve hayatın pahasına.

 Saygılarımla, Hakikatin Ruhu.”

 Dünyayı sarsmak sana da biraz cüretkâr gelmiyor mu Gabi?

 Cüretkâr, evet ama dikkatli olursan Hayatım, dünyamızın bazı değişikliklere ihtiyacı yok mu sence?

 Bana gereken bir yöntem ve bilimsel, akılcı ölçütler.

 Bu gerçekten dünyayı sarsabilir.

 Hocam, Matmazel Ruth-Céline Japher'le tanışın.

 Sayesinde o defterlerin çoğunu yazabildik.

 Tarihe mal olacak muazzam bir eser.

 Memnun oldum Matmazel Japher.

 Başladığımız çalışma adına yardımınıza müteşekkirim.

 Dürüst olmak gerekirse ben bir şey yapmıyorum.

 Duyularım kapanıyor ve olanlar oluyor.

 Sesimi ve yazmak için kollarımı kullanıyorlar.

 Tam bir uyurgezerlik hâli Rivail.

 Yine de dostum, kişisel çıkar gütmeden bu tür bir iş için gönüllü olmak büyük bir meziyet olarak görülmeli.

 Hadi Mösyö, ölülerle konuşalım.

 Tanrı nedir?

 Tanrı nedir?

 Aracı olarak hizmet etme becerisi gösteren pek çok birey buldum ve cevaplar oldukça ilginç.

 Sevgili Rivail, emeklilik size hiç yaramadı.

 Uzun bir yolculuğa çıkmanızı öneriyorum.

 Geliştirdiğim yöntemi açıklamalıyım.

 "Yöntem" mi?

 Tiyatro veya salonlardaki gibi mi?

 Babinet, lütfen.

 Akademi'nin hayrına, bir varsayıma sırt çevirmeyin.

 Rivail, siz de bilimin hayrına Akademi'ye sırt çevirmeyin.

 Hoşça kalın.

 İtiraf etmeliyim ki başta sadece şahsi merakımla hareket ediyordum.

 Ancak zamanla bir bilgi kaynağıyla karşı karşıya olduğumu anladım.

 Anlaşılması ve yazılı hâle getirilmesi gereken bir şey.

 İnsanlar hataya düşebilir.

 Dolayısıyla diğer boyutlara bağlantı olarak kullanıldıklarında dikkatle ve belli kriterlerle çalışmak gerekiyor.

 Anladım ki iletişim ve araştırma için ne kadar çok kanalımız olursa o kadar emin olacağız.

 Aynı soruyu farklı medyumlara sordum.

 Farklı kaynaklardan gelen yanıt aynıysa cevabın aynı kaynaktan geldiğini veya bir tür evrensel bilgiyle karşı karşıya olduğumuzu varsayabiliriz.

 Süreci kontrol edemezdim elbette.

 Dolayısıyla akılcılığı, dışlamayı, sağduyuyu kullanmak elzemdi.

 İşe yaradı mı peki?

 Tanrı yüce bir zekâdır.

 Her şeyin birincil sebebidir.

 Tanrı yüce bir zekâdır.

 Her şeyin birincil sebebidir.

 Brüksel'den bir medyum: "Tanrı, her şeyin yaratıcı sebebidir, sevgi dolu ve yüce bir zekâdır.”

 Nantes'lı bir medyum: "O sadece sevgi değil, engin vicdan sahibi bir zekâdır.

 Bu zekâ, yüce sevgiye ulaştırır.”

 Her şeyi değiştirebilecek bilgiyle karşı karşıyayız.

 Basitçe her şeyi.

 Hayat ve kendimiz hakkında bildiğimiz her şeyi.

 Nereden geliyoruz, nereye gidiyoruz, biz kimiz, ne için yaşıyoruz.

 Yazılı hâle getirilmesi gereken bir hazine.

 Ruhların hayatı.

 Geliyor!

 İyi ruhların bize rehberlik etmesini bekleyelim.

 Bunu söylediğinizi duymak güzel.

 Birinin bizi çevreleyen her şeyi anlamaya çalıştığını bilmek.

 Sorun şu ki etrafta sadece iyi ruhlar yok.

 Gerçekten de öldükten sonra aynıyız.

 Bize bunu siz söylemiştiniz.

 Maalesef bunu en acı biçimde doğrulayabiliriz.

 Ne yazmış?

 Sizin için.

 Sapkınlık!

 Günah!

 O kitaba dokunmayın!

 Cadılar!

 Katolik inancına aykırı olan ahlak dışı o kitapları yakın!

 Cadılar!

 Yakın onları!

 Cadılar!

 Hepsi aforoz edilmeli!

 Ötekiler de geldi.

 Cadılar!

 Ölümün bizim zaferimizdir.

 Gecenin bu saatinde kim olabilir?

 Kapıyı açma Gabi!

 Açmazsam kim olduğunu nasıl bilebilirim?

 Bu mesajı aldım.

 Kim göndermiş?

 "Gece gündüz yoluna çıkacağız, ta ki sen düşene kadar.

 Senden nefret eden, seninle mücadele eden, sana saldıran herkeste biz varız.

 Biz kalabalığız ve tek bir hedefimiz var: Ölmen ve karanlığın kazanması.

 Savaş daha yeni başlıyor.”

 Dün biri beni takip etti.

 Uğraştığımız konu hem dirileri hem de ölüleri rahatsız ediyor.

 Haber vermeden gelenlere kapıyı açma.

 Léon, seans masalarına inanmayan biri olarak kâğıda yazılmış sözler yüzünden böyle titremen şaşırtıcı.

 Gabi.

 Gabi!

 Gerçekten de ruhlar geldi Léon.

 Kanlı canlı, acıkıp susayan ruhlar.

 Her gün olduğu gibi.

 Gel hadi!

 Okula gidiyor musun?

 Sağ olun Madam.

 - Bugün geleceklerini sanmıyorum.

 - Nasıl yani?

 Daha yeni başladık.

 Ben Kendimi pek iyi hissetmiyorum.

 Ama Matmazel Japher, araştırmanın ortasındayım ve cevaplar Hocam, lütfen ısrar etmeyin.

 Bazen yalnız kalmam gerekiyor.

 İletişim kurmaya çalışan ruhlarla çevrili olmak nasıldır bilmiyorsunuz.

 Çocukluğumdan beri başkalarına hizmet ederek yaşadım.

 Hayatımın bir kısmını geri almalıyım.

 Matmazel.

 İzninizle.

 Bugün yapamıyorlar hocam.

 Kusura bakmayın.

 Kızlar.

 Çok cesursunuz.

 Cesur olması gereken sizsiniz Bay Rivail.

 Öğretmen Bey Özür dilerim.

 Öğrenciler gelmiştir.

 Birinci kısım: Dilin ögeleri.

 Başlayalım mı?

 Allan Kardec mi?

 Emin misiniz?

 Eskiden benim ismimmiş, tekrar kullanmak hakkımdır.

 Voilà!

 Bir zamanlar druid idiyseniz ben de Kelt bir köleydim herhâlde.

 Bunu yayınlayalım.

 - Kaybedecek vakit yok.

 - Hocam, uzun zamandır dostuz ama çok farklı bir içeriğe sahip böyle benzersiz bir kitabın bedelini ve etkisini düşünmeliyiz.

 Merak etmeyin dostum.

 Sadece basım bütçesine ihtiyacım var.

 Düzeltileri kendim yapacağım.

 Bütçe çıkaracağım.

 Ruhlar, kitabın satıp satmayacağını söyledi mi bari?

 Pardon, pardon.

 Anlıyorum, bu durumda ben sadece satışa aracılık ediyorum.

 18 NİSAN 1857

Savaşa hazır mısın Öğretmen Rivail?

 Hayır.

 Belki Allan Kardec hazırdır.

 Belki.

 Ama ben hazırım.

 Ne de olsa biz ikiz yıldızlarız, değil mi?

 Sonsuza dek birlikte sürüklenen yıldızlar.

 RUHLAR KİTABI

Hanımlar ve beyler, dinleyin lütfen.

 Ruhlar Kitabı'nın ilk baskısının tükenmek üzere olduğunu haber vermekten gurur duyuyorum.

 Evet, ben susayım.

 Bay Rivail.

 Hakikatin Ruhu haklı.

 Yeni ve kesin bir devrimle karşı karşıyayız.

 Günahkâr olarak doğup mezara gireceği günü bekleyen varlıklar değiliz.

 Biz sürekli olarak doğuyor ve yeniden doğuyoruz.

 Bu sayede büyüyüp gelişiyoruz.

 Kanun bu.

 Bu sayede affetmeyi ve affedilmeyi öğrenebiliriz.

 Sevmeyi ve sevilmeyi.

 Madam De Plainmaison, Matmazel Japher, Caroline, Julie ve bu çalışmada bana yardım eden sizler Elde ettiğimiz sonuç bu.

 Ruhlar Kitabı.

 Şerefe içelim.

 Bay Rivail'e.

 Ya da şu andan itibaren Allan Kardec'e.

 Allan Kardec'e.

 Nasılsınız Mösyö?

 Bugün bu kitabı okumanızı istemek için buraya geldim.

 Bu araştırmayı her zaman çalışmalarımıza rehberlik eden hevesle inceleyin.

 Allan Kardec kim?

 Bu eser, doğal fenomenlerin gözlemine ve onları yöneten kanunların varsayımına dayanan bir yöntemin ürünüdür.

 Bu gerçekliğin ötesinde başka gerçeklikler var.

 Bu hayatın ötesinde başka hayatlar var ve onları anlamamız gerekiyor.

 Bizler, tarih trenini süren makinistler değil miyiz?

 Aklın yoluna sıkı sıkıya bağlı kalmamız gerekmez mi?

 Reenkarnasyonun amacı nedir?

 İnsanlarda gerçek ilerleme nasıl fark edilir?

 "Koruyucu melek" ten ne anlamalıyız?

 Yeni bir varoluşta bir erkeğin ruhu bir kadına, bir kadınınki de erkeğe geçebilir mi?

 Maddeyi nasıl tanımlayabiliriz?

 Reenkarnasyonun hangi anında ruh bedene yerleşir?

 Tüm erdemler içinde en değerlisi hangisidir?

 Dua ne kadar etkilidir?

 Özgür irade nedir?

 Hepimiz Tanrı önünde eşit miyiz?

 Başka gezegenlerde ruhlar var mı?

 Sapkınlık!

 Günah!

 Hepsi ve daha fazlası!

 Bu kitaptan ve ölüleri çağırıp iblislere yer açan insanlardan uzak durun!

 Hepsi aforoz edilmeli!

 Kilisemiz tüm bu saldırıların üstesinden gelecek.

 Oyun yazarı Victorien Sardou çalışmalarınız için sizi tebrik ediyor.

 "Okuduğum en ilginç kitap.”

 demiş.

 Cenevre Üniversitesi'nden Toury Markisi beden dokusundan geçen manyetik bir sıvının varlığını tartışıyor - ve iletişimin - Hayır.

 Sıvı gerçek ama sadece ruhlar tarafından kullanılıyor.

 Kitabın, genç medyumlar arasında kitlesel isteriye yol açtığına dair suçlamalar var.

 İsviçre'de bir şehirde birkaç gün önce bazı medyumlar akıl hastanesine gönderilmiş.

 Eleştirmenlerin görüşlerini bilmek ister misiniz?

 Bu bir edebiyat denemesi değildi.

 Ya ruhban sınıfının tepkisini?

 Söyleyin.

 Kitabı kınayan bir mektup yazmışlar.

 Papalık makamının bu eseri lanetleyen kurum içi bir belge yayınladığını öğrendik.

 Medyumların toplanmasını yasaklayabilirler.

 Ayrıca sizi takma isim kullanmakla suçluyorlar.

 "Araştırma ciddi olsa Bay Rivail onu kendine mal ederdi.”

 diyorlar.

 BÜYÜK ÖĞRETMENİN YENİ SINIFI

 Yeri gelmişken Ele almamız gereken bir mesele daha var.

 Bana ithaf yazmamışsınız bile.

 Bütün gazeteler bundan söz ediyor.

 Ruhlar.

 Ve bu çalışmada sadece siz öne çıkıyorsunuz.

 Bu doğru değil.

 Önemli olan kitap - ve yaptığımız araştırma.

 - Neden benden söz etmediniz peki?

 Tek tek her ruhun adını vermişsiniz ama yeryüzünde bütün işi yapan kim?

 Kimse bilmeyecek.

 İhtiyatlı olmak zorundaydım.

 Çalışmanıza ne kadar emek verdim, biliyor musunuz?

 Karşılığında ne alıyorum?

 Ben paradan söz etmiyorum.

 Artık para sizin için mesele olmaktan çıktı zaten.

 Ben saygıdan söz ediyorum.

 Hüsrana uğradım.

 - Matmazel

- Lütfen Gidin!

 Umarım zamanla tercihlerimin sebebini anlarsınız.

 Umarım çarmıha gerilmezsiniz.

 Cadılar!

 Cadılar!

 Okulu terk edin!

 Yakın onları!

 Cadılar!

 Sizi yakacağız!

 Cadılar!

 Cadısınız siz!

 Cadılar!

 Ölülerle konuşuyorsunuz!

 Okuldan gidin!

 Lanetlisiniz!

 Sizi yaktıracağım!

 Yakın onları!

 Kesin şunu!

 Bundan hoşlanmıyorlar.

 - Cadılar!

 - Cadılar!

 Gidin bu okuldan!

 Ben cadı değilim.

 Kesin şunu!

 Cadılar!

 Cadılar!

 Gidin!

 Artık size yardım edemeyiz dostum.

 Yaptığınız her şey için minnettarım.

 Spiritüalizm için, kızlarım için.

 Kitabı yazmama yardım ettiklerini nereden biliyorlar?

 Sadece bu değil.

 Hoşgörüsüzlük kontrolden çıkıyor.

 Onlar için korkuyorum Mösyö.

 Onlar benim kızlarım!

 Dostlarım, böyle gitmeyin.

 Çalışmanın devamı için iyi ruhlara güvenmeliyiz.

 Onlara güvendiğimiz için gitmeye karar verdik.

 Çok üzgünüm.

 Kızlarımızı bunlara maruz bırakamayız.

 Anlıyorum.

 Nereye gidiyorsunuz?

 Taşraya.

 Caroline yakında evlenme çağına gelecek, sonra da Julie.

 Her şeyi geride bırakacağız.

 Bir gün insanlar din ve inançlar yüzünden birbirlerini taşlamayı bırakacak.

 Ama ne bugün ne de yarın.

 Lütfen kendinize iyi bakın.

 Lütfen öğretmenim.

 Onların kazanmasına izin vermeyin.

 Bir kere yakılan ateş sönmemeli.

 Gidelim.

 Yakın!

 Cadılar!

 Cadılar!

 Yakın onları!

 Yakın!

 Cadılar!

 Beyler!

 - Yakın!

 - Lütfen beyler!

 İçeride kimse kalmadı!

 Yeter!

 Yapılacak bir şey kalmadı!

 Evlerinize dönün!

 - Yalancı!

 - Ne istiyorsunuz?

 Engizisyonun geri dönmesini mi?

 - İnsanları yakmayı mı?

 - Ölmeyi hak ediyorlar!

 Burada yapılacak bir şey kalmadı!

 Evlerinize dönün!

 Yeter!

 Çıkın!

 Geberin cadılar!

 Siz kim olduğunuzu sanıyorsunuz?

 Bunu sizden hiç beklemezdim.

 Defterleri geri mi istiyorsunuz?

 Onlar benim.

 Medyumluğum sayesinde yazdım.

 Çalışmanız için onları ödünç vermiştik.

 İstersem kitap yayınlama hakkına da sahibim.

 Bu malzemeler artık spiritüalizme ait.

 Mahkemeye gidip sizin olduklarını kanıtlayın.

 Aksi takdirde burada kalacaklar.

 Bu iş burada bitmez.

 Bir an bile huzur bulamayacaksınız.

 Ölümünüz bizim zaferimizdir.

 Konuşan o değildi.

 Ne fark eder ki?

 Merhaba.

 Madam.

 Teşekkürler.

 Bir tane daha.

 Hepsi bu, Madam.

 Yemeğe dokunmadın bile.

 Belki de hepsi benim kibrim yüzündendir.

 Belki onlar haklıdır.

 Ruth-Céline,

Doğa Bilimleri Akademisi'ndekiler, gazeteciler, rahipler.

 Kitaba öfke duyan tüm bu insanlar Haklı olabilirler.

 Kes şunu.

 Benim evlendiğim adam bu değil.

 Veya bu görevi kabul eden, hatta bu bilgiyi dünyaya sunabilmek için adını değiştiren adam.

 Gabi.

 Ben saygın, bilge bir druid değilim.

 Biliyor musun?

 Bundan böyle mektuplara ben de cevap vereceğim.

 Sana yardım edeceğim.

 Birini bekliyor muyduk?

 Gabi, cevap ver lütfen!

 Birini bekliyor muyduk?

 Sakin ol!

 Buyurun lütfen.

 Léon, bu Bay Dufaux, bu da kızı Ermance.

 Fontainebleau'lu asilzadeler, 3. Napolyon'a yakınlar.

 Seninle görüşmek istiyorlardı ama zamanından emin değillerdi.

 Ermance bu mesajları iletmeye başladığından beri hayatımız zorlaştı Bay Rivail.

 Şatoda dolaşıp duruyor.

 Bir saray doktorunu çağırdım, Amerikalı ve Britanyalı kadınlar arasında yaygın olan sinirsel bir rahatsızlık yaşadığını ve bunun geçeceğini söyledi.

 Ama geçmedi.

 Kitaplar yazıp bunları Jeanne d'Arc ve 9.

 Louis olarak imzaladı.

 Bunlar hükûmet tarafından yasaklandı.

 Kendinizi nasıl hissediyorsunuz küçük hanım?

 İzleniyormuş gibi.

 Sürekli.

 Sizinki kadar güçlü bir medyumlukta bu anlaşılabilir.

 Çığlıklar da duyuyorum.

 Çaresizlik çığlıkları.

 Bundan kurtulmama yardım edebilir misiniz?

 Açıkçası devam etmenizi yeğlerim.

 Doğru şekilde devam etmenizi.

 Dinlemeye bile korkuyorum.

 Bazen ölü mü diri mi olduklarını bilmiyorum.

 Gördüğüm veya benimle konuşan insanların.

 Burada, tam şu anda birini görüyor veya işitiyor musunuz?

 Ve ne diyorlar?

 Dikkatli olmanızı ve devam etmenizi söylüyorlar.

 Vazgeçmeyin.

 Çünkü pek çok şey var Ortaya çıkarılacak pek çok şey var.

 Pek çok muhalif güç var kardeşim.

 Bugün dünyaya gösterdiğin şey buz dağının sadece ucu.

 Peki, işi bitirecek vaktim olacak mı?

 Başarısız değil miyim?

 Kız seninle çalışacak.

 Başkaları da gelecek.

 Burada ve başka ülkelerde.

 Sonsuza dek.

 Ta ki Ta ki onlar anlayıp kabul edene ve değişene dek.

 Birazdan kalkıp Tanrı'dan mesaj aldığınızı söyleyeceksiniz sanki.

 Günah çıkarmaya mı geldiniz?

 Hayır.

 Barış yapmak için geldim.

 Savaşta mıyız?

 Öyle miyiz?

 Kitabınız

Şunu bilin ki onu okudum.

 Biliyorum.

 Ruhlar söyledi.

 Bununla nereye varacaksınız?

 Bu kişisel bir intikam mı?

 Anladığım kadarıyla öğrencilerinizi özlüyorsunuz.

 Kişisel olsa bir gün bile sürmezdi.

 Kitabınız, Kilise'nin yüce iktidarına yapılmış aptalca bir saldırı.

 Biz Kilise'yle değil, inançsızlıkla savaşıyoruz.

 Sonuçlarına katlanmanız gerekecek.

 İnanç olmadan insan bir hiçtir.

 Sarsılmaz bir inanç çağlar boyunca korkusuzca mantıkla yüzleşmeye muktedir olmuştur.

 İnanç ve mantık.

 Tanrı'nın gazabından korkmuyor musunuz?

 Ya Tanrı akılsa, tüm bunları açıklayacak yüce bir zekâysa?

 "Babamın evinde pek çok oda var.” demiş İsa.

 Ruhlar da öyle dedi.

 Ayrıca sevip affetmemiz gerektiğini de söylediler.

 Materyalizm her gün öldürüyor.

 Toplum acı içinde, ümitsiz.

 Üzgünüm Peder ama kurtuluş Kilise'de değil.

 İyilik olmadan kurtuluş olmaz.

 Küfür!

 Sapkınlık!

 Kilise'nin tüm düşmanları zaman içinde yok oldu, kılıç gücüyle olmasa bile gerçeklerin gücüyle.

 Dikkatli düşünün çünkü ya buna bir son verirsiniz ya da sonunuz gelir!

 Nasılsınız General?

 Size verdiğim kitaba baktınız mı?

 Ne düşündünüz?

 Çok mantıklı değil mi?

 Söyleyin.

 Lütfen dostum, yapmayın bunu.

 Sizi çok seviyorum.

 Size kitabı bu yüzden verdim.

 Uzun zamandır tanışıyoruz, siz hiç

Benimle hiç konuşmadınız.

 Lütfen dostum, yapmayın bunu!

 İşlerin planladığınız gibi gitmediğini anlıyorum ama hayat bir öğrenme alanıdır ve sona ermez.

 İnanın bana, sona ermez.

 Yapmaya niyetlendiğiniz şeyin faydası olmaz.

 Yalvarıyorum, lütfen!

 General, hayır.

 Hayır!

 Akademi'den ihracınız onaylandı.

 Bay Rivail toplantılarımıza gelmeyi bıraktı.

 Allan Kardec'i tanımak istemiyoruz.

 Bu seansa farklı bir şekilde başlamak istiyorum.

 Çalışmamıza rehberlik eden aklı bir kenara koyalım.

 İntihara meyli olan kişiler için dua edelim.

 Affedin beni hocam!

 Affedin!

 Evet, kitabınızı okudum ama kelimeler sadece kelime olunca işe yaramıyor.

 Bilgi, açık bir ruhla yaşanmalı.

 Çok acı çekiyorum, aynı acıları yaşıyorum.

 Hayatıma son verdim ama geride bırakamadım.

 Buradayım ve bedenime sağladığınız gıda için size teşekkür ederim.

 Şimdi de ruhumu besliyorsunuz.

 Tanrı'dan isteğim, bu kuluna acımasıdır.

 O hiçbir zaman bir general olmadı.

 Ama intihara meyilliydi.

 Medyumlar Kitabı.

 Bir kitaba ihtiyaçları var mı?

 Becerilerini anlamalı, gurur ve kibrin kurduğu zehirli tuzaklara düşmemeliler.

 Öğretimizin yararına olacak.

 Bir çalışma kılavuzu, hepsi bu.

 Hocam, bu kutuların ne olduğunu biliyor musunuz?

 Herhangi bir ruh size söyledi mi?

 Barselona, en büyük siparişimiz.

 Yakında kitaplarınız bütün dünyaya ulaşacak.

 Bu vesileyle bunu da sevkiyata dâhil edeceğim.

 Sonuçta siz de büyük bir nakil aracı hâline geliyorsunuz.

 Paris Ruhsal Araştırmalar Derneği'nin bugünkü seansını açıyorum.

 Durun.

 3. Napolyon hükûmeti ve Paris Emniyet Müdürlüğü adına bu toplantının yasaklandığını bildiriyorum.

 Bay Hippolyte Rivail, namıdiğer Allan Kardec benimle emniyete kadar geleceksiniz.

 Bizi biraz yalnız bırakabilir misiniz?

 Tabii Madam.

 Yüce ruhlar bir karşı saldırı hazırlıyor olmalı.

 Karşı saldırı yok azizim Carlotti.

 Yüce ruhlar savaşa girmez.

 İmparatora gidip salıverilmenizi isteyeceğiz.

 Sakin olun beyler.

 Lütfen sakin olun.

 Eşim serbest bırakılacak.

 Cezalandırmak istedikleri ben değilim, öğreti.

 Ben öğretinin kendisi değilim.

 Madam, her yerde saklanan ruhlar var.

 Bu gücü kullanabiliriz.

 Emniyete başvuruda bulunup toplantı yasağımızın kaldırılmasını isteyebiliriz.

 Hocamızın durumunu acilen ele almalıyız.

 Orada kalması düşünülemez.

 Ruhlar bizi neden uyarmadı?

 Tuzağa düştük.

 Matmazel Japher.

 Maalesef hiç sırası değil.

 Lütfen bunu ona verin.

 Her şeye rağmen öğretmene büyük saygım var Madam Rivail.

 O tarihe geçecek ben değil.

 Masumların gözyaşları sessizdir.

 Ve ardından tövbe geldiğinde, kutsanmıştır.

 Buraya günah çıkarmam için mi geldiniz Peder?

 Tutuklanmanızı ben istemedim.

 Geçmişinize hürmeten bunu asla yapmazdım.

 Kitabınız, fikirleriniz geçip gidecek.

 Dogmalarımızı yaşamaya ve mucizelerimize hayran kalmaya devam edeceğiz.

 Bir yazı yazın.

 Her şeyi tekzip edin.

 Öte dünyadan gelen ruhlar hikâyesinin bir hata olduğunu kabul edin.

 Yakında medyum toplantıları da baskıdan nasibini alacak.

 Ve tüm Paris'te masalar dönmeye devam edecek.

 Yakında hepimiz tarih olacağız.

 Ruhunuzu kurtarın.

 Haklısınız Peder.

 Yakında ruhlar âleminde buluşacağız.

 Tek istediğim şu, gölgelerin arasında beni bulursanız yardım edin.

 Emniyet müdüründen sizi buradan çıkarmasını isteyeceğim.

 Léon Léon.

 Léon!

 Léon!

 Bunlar gazeteler için.

 Şüphecilerin eleştirilerini yanıtlamalı ve onlara düşünecek bir şeyler vermeliyiz.

 Bu da benim, ruhlara.

 - Benden ruhlara yani.

 - Evet.”

Hakikatin Ruhu, ilerlemeye devam etmek için beni korumanı istiyorum.

 Öyle ki karanlık beni çalışmaktan alıkoyamasın.

 Huzur, sağlık ve başarısız olursam affedilmek istiyorum.”

 Evet?

 Benzersiz bir trajedi beyler.

 Bu, hukuki bir emsal oluşturursa artık kitaplarımızı diğer Avrupa şehirlerine gönderemeyiz.

 Çalışmalarımızı tanıtamayız.

 Her şey bitti.

 Mahvolduk.

 Beyler, bizi biraz yalnız bırakır mısınız?

 Dünyayı sarsma görevini üstlendiğin o toplantıyı hatırlıyor musun?

 Daha o zaman hayatlarımızın tamamen değişeceğini biliyordum.

 Hakikatin Ruhu'nun sana kabul edip etmeyeceğini sorması gerekmedi.

 Ben evet derdim.

 Bunu hakikat için ve onun adına yapıyoruz.

 Ve sana duyduğum aşk adına senden kitaplarımız için mücadele etmeni istiyorum.

 Mösyö Dufaux, imparator özür diliyor.

 Size hürmeti büyük ama sizi göremeyecek.

 Napolyon, kızınıza da selam yolladı, zihninin iyileşmiş olduğunu umuyor.

 Mösyö, acaba imparatoru bunun bir ulusal güvenlik meselesi olduğu konusunda uyarmak mümkün mü?

 Barselona gümrüğünde Fransızca kitaplara el kondu.

 İmparator yapabileceği bir şey olmadığını söyledi.

 Ne demek bu?

 - Bu çok çirkin bir sansür!

 - Yapmayın İmparatorumuz meselenin ele alınıp diplomasiyle çözülmesini istiyor.

 Bu imkânsız!

 Yabancı bir ülkenin saldırısı karşısında sessiz mi kalacağız?

 - Nasıl bir imparatorumuz var böyle?

 - Bayım, ısrar etmeyin.

 Mesele tartışıldı.

 Ne tartışıldı?

 Daha fazla tartışmamamız mı tartışıldı?

 Mösyö Dufaux, lütfen.

 Kusura bakmayın.

 Gitmeliyiz.

 Burada işimiz kalmadı.

 Hayatım, sakin ol.

 Başka bir yol buluruz.

 Hadi gel!

 Madam Rivail haklı.

 Başka nüshalar basar, kitapçı dostlarımıza yollarız.

 En azından bu yasağın üstesinden gelinceye kadar.

 Ama kitaplarımız Buna inanamıyorum.

 İnancımızı koruyalım.

 Yalnız değiliz.

 Size iyi günler beyler.

 - Tanrı sizi korusun.

 - Gidelim hocam.

 Léon.

 BARSELONA, 9 EKİM 1861

Papalık makamının emriyle Barselona Piskoposu olarak karara uyuyor ve Katolik inancına karşı olan bu ahlak dışı kitapların yakılmasına hükmediyorum.

 Yalanlar ve sapkınlıklarla lekelenmiş bu sayfalar bundan böyle ne burada ne de başka bir yerde elden ele dolaşacak.

 Bu sebeple, yanacaklar!

 - Sansür bu!

 - Özgürlük istiyoruz!

 Engizisyona hayır!

 Özgürlük istiyoruz!

 Özgürlük!

 Engizisyona hayır!

 Engizisyona hayır!

 Özgürlük istiyoruz!

 Özgürlük!

 - Hocam, iyi misiniz?

 - Sakin olun.

 Biz sizin dostunuzuz.

 - Sizi korumak için buradayız.

 - Sağ olun.

 Evinize kadar eşlik edelim.

 - Gelin.

 - Dinlenmelisiniz efendim.

 İspanya hükûmetine karşı bir açıklama yapacağız.

 Daha fazla kitap yakılmaması için tüm nüfuzumuzu kullanacağız.

 Konuşma özgürlüğümüzü savunmak için uluslararası mahkemelere çıkacağız.

 Nedir bu?

 Matmazel Japher bunu birkaç gün önce getirdi.

 Seni korumak niyetiyle sana vermemiştim.

 Söylediğim her şeyi unut Gabi.

 "Kitaplar için savaşabilirsin ama bundan daha iyi reklam olamaz.

 Bırak yaksınlar, yakılan ateşler söndürülür.

 Ölümsüz düşünce galip gelir.

 - Hakikatin Ruhu'ndan.”

 - Léon, kitapların yakılması dünyanın dikkatini çekti.

 Hatırlıyor musun Gabi?

 Hakikatin Ruhu bizi yolculuğumuzun zorlukları konusunda uyarmıştı.

 RUHLAR KİTABI

 Görev, tuzaklar muhalif güçler.

 Hepsinde haklıydı.

 Bize söylemediği tek bir şey var.

 Bütün farkı yaratan bir şey.

 Buna değecek.

 Basit gerçek bu.

 ÖĞRETMEN RIVAIL 31 MART 1869'DA BEDENİNDEN AYRILDI.

 BEŞ KİTAP YAZMIŞ VE 11 YIL RUHSAL ARAŞTIRMALAR DERNEĞİ'NİN BAŞKANLIĞINI YAPMIŞTI.

 RUHLAR KİTABI 20'DEN FAZLA DİLE ÇEVRİLDİ.

 BREZİLYA'DA 30 KÜSUR MİLYON SATTI.

 H. L. D. RIVAIL, NAMIDİĞER ALLAN KARDEC VE AMÉLIE-GABRIELLE BOUDET ANISINA

 

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar