Print Friendly and PDF

Tuzum Karamı


" Tuz güzelim, fazla olmasan"


anlarım… geçse varlığını bilirim

arayan bendim, yıkılmış  idi

sormadın yolum… yokuş çıkan selim seni neden buldu

silgilerin geçmez azim kararlarınla

beyaz olsun sadelikle dediğin sayfada

oldu mu beklediğin… beyazlar… ayrılıkla

dönüşün olmaz trendin… adetin

bittiği yer gereksiz sonlar arasında

dönmen için sert olmasa da…bir hiç sesi

derinden duymalı kıyıları… bitirmeden seyretmeli

ufuklar var…umutlar devrik… selvilerde

dökülen yıllık toz… çıkılmaz ağaçlarında dikliğin

eğilen söğüt kadar bir suya baş eğseydin

kurumaz denen ağaçlara tepesinden

bir ah kuşu değdi mi, yıkılır

köküne eğer değerse zehirler… göz suyu  akrep gibi

çürümek değilse kader

dönüp bakmaya… hiç olmadı mı …sana öğretenin…

dönen geç olmaz, peşinden gelir kaval suyu

içmeye gelen koyunlar …yalnızlar çoban

ateş düştü üstüne… yakacak kadar

bulmayınca… seni de yakmaz mı

sayılarda yüzler bizi bulur, vazgeçemeyişin birinden

ikilik sende birden olsaydı

ah ikiler… defterinde olmayan ikiler

layık mı değil… birden bire tek baş sayısı

saymak sadece senin mi… bir sayarız… bir döneriz

hata bir… günah bir…nasıl bir değil … her şey bir

bu birden ayrılmamak nedir… bize mümkün sana olmaz mı

birde sen desen… tamamdır… iki olsun…

teklik birde oluyorda… üçlükte olamaz mı

sen ben o, o bensen, denmeyecek kadar suskun kalışına

geri dönüşünden biri olsaydı

unut ki bunları sensiz, istiyor muyuz

içtiğinde su… kan olur, can… su olur

baktığın kıyılar sabah kızıllığında aklanırken

sessizlik … ölüm kara oldu

hani şu köşede diyeceğin kadar umutsuz

dönülmez köşeyi boş bırakma… umut ve kaçış

unutsaydın birden ayrı kalmayı

seni bitirecek değildi bir ikilesen… bir üçünde bana  belki umut olur

sevmeyi bilmedin… diyelim, sevilmeye de razı değilsin

yalnız birinden hatıransa… sana kalan acılar…

n’ensiz nedensiz karamsarım olma

karalar benimdir, karalanmadan

gecem karaydı… şimdi günüm de karam

ağlayan gözüm yaşı izindedir

silgisiz… kararartma benim….kalbindedir…

bir çıram ışığım vardı… söndürme

o dam  kara… o da karam…ne kaldı

tuzlar dökülen… bir aşım çok tatlıydı

şimdi yenmez kadar acı ve gönül karam

sil…çıkar… gönülsüzlüğü bırakmazmısın

tuzum karamı


İsmail Hakkı Altuntaş

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar