Kayıtlar

Fatih Sultan Mehmet Hakkında

…Alıntı.... Fatih Sultan Mehmet. Rönesans insanıydı. Entelektüeldi. Arapça, Farsça, Latince, İtalyanca, Rumca, Sırpça, henüz 19 yaşındayken altı lisan konuşurdu. Felsefeye meraklıydı, milattan önceye ait Yunanca elyazmaları okurdu, filozofları etrafına toplar, Peripatosçuların, Stoacıların ilkelerini, Platon'u Aristoteles'i tartışırdı. Coğrafyaya düşkündü, Batlamyus olarak tanınan Cladios Ptolemaios'un Geographia'sını incelerdi, matematiksel coğrafya kavramının miladı kabul edilen Geographia'da bölük pörçük yeralan haritaları, bütün haline getirtip yayınlattı. Akdeniz, Ege ve Adriyatik'in girintilerini çıkıntılarını, derinliklerini, adalarını avucunun içi gibi bilirdi. Mesela, Limni adasını vergi toplamak için almamıştı, stratejik önemi olduğu için almamıştı. Peki neden almıştı? Tin-i mahtum, yani “mühürlü toprak” adı verilen kırmızı renkli bir toprak türü var, sadece Limni'de bulunuyor, zehirlenmeye, yılan sokmasına karşı deva olduğuna inanı

Bir Baş Ağrısı Nedeni ve Şifası

Anlatıldığına göre Rum meliki Kayser, Hz. Ömer’e şöyle bir mektup yazdı: “Başımda dinmek bilmeyen bir ağrı var. Eğer sizce malum bir çaresi ve ilacı varsa bana gönderin. Çünkü buradaki doktorlar, bana bir çare bulamadılar.” Mektubu alan Hz. Ömer, Kayser’e bir başlık gönderdi. Kayser bunu giyince ağrı kesiliyor, çıkardığında ağrı yeniden başlıyordu. Merak etti: “Acaba bu başlıkta ne var  ki, baş ağrısını kesiyordu.” Başlığı çıkarıp iyice kontrol edince içinde üzerinde besmele yazılı bir kâğıt buldu. [ Rûhu’l-Beyân , I, 9] Rafizinin biri sürekli Hz. Ömer’ e kızardı. Bu meseleyi öğrendikten sonra huyundan vazgeçti…sürekli ağrıyan başı daha ağrımadı…

Blob

Resim
Fransa'da bir hayvanat bahçesinde bir canlı tanıtıldı. Adı 'Blob' olan bu canlı tam 720 cinsiyete sahip.Ayrıca Blob tek hücreli ve beyni yok. Evrimin cevap veremeyeceği bir varlık daha 720 cinsel organı var, beyni yok... Paris Hayvanat Bahçesi sıradışı bir 'canlıyı' ağırlıyor. Blob yani "damla" adlı tuhaf canlı bitkiye benziyor ancak bilim adamları 'kesin eminiz bitki değil' diyor. Paris Hayvanat Bahçesi'nde sergilenen ilk bitki olan Blom yani 'Damla' tek hücreli ve doğanın gizemlerinden biri olarak görülüyor. Hayvanat bahçesinin bu tuhaf misafiri 'beyni' olmamasına rağmen 'öğrenme yeteneği' ile büyülüyor. Dahası kendini 2 dakikada iyileştirebiliyor. 720 CİNSEL ORGANI VAR Bilim adamları bitki görünmesine rağmen bunun 'bitki olmadığından' kesinlikle eminler ve onu :"Mantarla hayvan arası bir şey" diye tanımlıyorlar. Beyni, ağzı ve gözleri yok. 720 cinsiyeti var. -'Aslında tam olarak ne olduğunu bi

Ümmetin Bağışlanıp Şeytan aleyhillânenin Alçaldığı Günler

مَا   رؤي   الشَّيْطَانُ   يَوْمًا   هُوَ   فِيهِ   أَصْغَرُ،   وَلاَ   أَدْحَرُ،   وَلاَ   أَحْقَرُ،   وَلاَ   أَغْيَظُ   مِنْهُ   يَوْمِ   عَرَفَةَ،   وَمَا   ذَاكَ   إِلَّا   لِمَا   يرَى   مِنْ   تَنَزُّلِ   الرَّحْمَةِ،   وَتَجَاوُزِ   اللَّهِ   عَنِ   الذُّنُوبِ   الْعِظَامِ،   إِلَّا   مَا   رِأىَ   من   يَوْمَ   بَدْرٍ،   فقِيلَ :  وَمَا   رَأَى   من   يَوْمَ   بَدْرٍ؟   فقَالَ :  أَمَا   إِنَّهُ   قَدْ   رَأَى   جِبْرِيلَ   عليه   السلام   وهو   يَزَعُ   الْمَلاَئِكَةَ . “Şeytan arife gününde, daha çok küçülmüş, daha fazla hayırdan uzaklaşmış, daha ziyade hakir ve zelil, daha çok kinli ve öfkeli olarak başka hiçbir günde görülmemiştir. Bunun sebebi, bu günde rahmetin inmesi ve büyük günahlardan (kulların) vaz geçtiğini görmesinden başka birşey değildir. Ancak Bedir gününde bu şekilde görmüştü. Denildi ki: Bedir gününde nasıl görmüştü? Rasûlüllah salla'llâhü aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: Şeytan aleyhillâne, Cebrail’i aleyhisselâmı melekleri savaş vaziyetine dizerken bu şe

Seyencelî / Nâdı Ali

Nâdı Ali, “Ali’yi çağır” mânâsında bir ibare olup Bektâşî-Alevî zümrelerinde okunan ve şifahî olarak nakledilen bir duânın ilk iki kelimesidir.  Hz. Ali’den istimdâd sadedinde okunan bu duânın hikâyesi şöyledir: Uhud savaşı esnâsında yaşanan kargaşada Rasülüllâh salla'llâhü aleyhi ve selleme isabet eden bir taş O’nun bir çukura düşmesine sebep olur ve iki dişini şehid eder. Bu arada şeytan “Muhammed öldü” diye bağırır ve bunu duyan ashabın savaşma azmi kırılır. Bu sırada Cebrâil Hz. Peygamber’in yanına gelerek Hz. Ali’yi çağırmasını tavsiye eder ve Resûlullâh ile birlikte Nâdı Ali duâsını tekrar eder. Hz. Ali uzakta olmasına rağmen velâyet kuvvetiyle Resûlullâh’ın çağrısına icâbet eder, “lebbeyk” diyerek imdâdına koşar ve savaşın müslümanlar lehine dönmesine sebep olur. Duâ’nın Türkçe tercümesi şöyledir: “Allâh’m kudret eseri olan kerâmetlerin zuhûr ettiği (veya kerâmet sahibi olan) Ali’yi çağır. Vekillerin arasında onu yardımcı bulursun. Allâh’a muhtâcım. Bütün dert ve üzüntül

Şeytan da Olmasa… Ama Olmuyor

  “İnsanı ilk defa ilim ağacının yemişini yemeye sevk eden şeytan değil mi? O olmasa, insan sadece yiyen, içen, iki ayaküstünde dolaşan bir mahlûktan ibaret kalırdı. Tecessüs her bilginin anahtarı, bu anahtarın ilk sahibi ve bize ilk bu anahtarı veren de şeytandır.” “Fikir cesaretinin piri odur. Halik‟ın gazabına ilk isyan eden cennetin nimetlerinden, refahından atılmayı ilk göze alan hep odur.” ““Hiç olmazsa şeytanın cesaretini kabul etmeli.” -- “Bence Şeytan ve Allah diye kâinatta iki kuvvet yoktur. Hepsi her şey bir tek hakikâtin, bir tek kudretin görünüşü. İyi, kötü, güzel, çirkin, Allah, şeytan, bunlar icat tartışma edilen isimler. Hepsinin arkasında, kendi kendini halk etmiş olan ve mütemadiyen halk etmekte olan bir kudret vardır… o. O, kainat denilen perdeye gölgelerini aksettirmek için yaratmak fiilinde devam eden Halik. Adı Allah, Rab ne olursa olsun. Nurunun en parlak en ezeli olduğu bir yer sırrının maskesi bir tek şey vardır: Aşk.” [Sinekli Bakkal] Saygı Kayna

Kötü Ruh

Kötü ruhlara Altaylarda kara neme, Yakutlarda ise abası denir. Bazen bunlara, çoğunlukla da Uygurca da Yekler de denilir. Bu sözcük Uygurcada aynı zamanda şeytan sözcüğünün de karşılığıdır. Umay’la ilgili olan Albastı, Al Ruhu, Al karısı, Al, Al Ana gibi isimlerle anılan ruh, muhtemelen Umay’ın sonradan gelişen ikinci ilkelere göre olumsuz anlamda başkalaşmış şeklidir; başka bir deyişle ondan türetilmiş bir ruh ya da ilahtır. Ancak bu durumda kötü ruhlar zümresindendir; çünkü o lohusalara eziyet eder ve lohusa hummasına (albastı) neden olur. Bunun dışında bazen Albastı’yla özdeşleştirilen ancak ayrı bir ruh da sayılabilecek Albıs veya Albın da cinler ya da şeytanlar taifesindendir. Kara Koncolos, Roux’un iddiasına göre Yunanca Kalikantzaros sözünden gelir ve özellikle kış aylarında yakalandığı herkese çeşitli sorular sorup bilemediği takdirde onları bir tarakla öldüren kötü bir varlıktır. Bütün bu şeytan ya da cin taifesi günümüze kadar ulaşmış eski tasavvurlardan oluşur. Kara Konc