Ümmetin Bağışlanıp Şeytan aleyhillânenin Alçaldığı Günler
مَا رؤي الشَّيْطَانُ يَوْمًا هُوَ فِيهِ أَصْغَرُ، وَلاَ أَدْحَرُ، وَلاَ أَحْقَرُ، وَلاَ أَغْيَظُ مِنْهُ يَوْمِ عَرَفَةَ، وَمَا ذَاكَ إِلَّا لِمَا يرَى مِنْ تَنَزُّلِ الرَّحْمَةِ، وَتَجَاوُزِ اللَّهِ عَنِ الذُّنُوبِ الْعِظَامِ، إِلَّا مَا رِأىَ من يَوْمَ بَدْرٍ، فقِيلَ: وَمَا رَأَى من يَوْمَ بَدْرٍ؟ فقَالَ: أَمَا إِنَّهُ قَدْ رَأَى جِبْرِيلَ عليه السلام وهو يَزَعُ الْمَلاَئِكَةَ.
“Şeytan arife gününde, daha çok küçülmüş, daha fazla hayırdan uzaklaşmış, daha ziyade hakir ve zelil, daha çok kinli ve öfkeli olarak başka hiçbir günde görülmemiştir. Bunun sebebi, bu günde rahmetin inmesi ve büyük günahlardan (kulların) vaz geçtiğini görmesinden başka birşey değildir. Ancak Bedir gününde bu şekilde görmüştü. Denildi ki: Bedir gününde nasıl görmüştü? Rasûlüllah salla'llâhü aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: Şeytan aleyhillâne, Cebrail’i aleyhisselâmı melekleri savaş vaziyetine dizerken bu şekilde görmüştü.” Mâlik, Muvatta, Hac, I, 422.
**
إِنِّي قَدْ غَفَرْتُ لَهُمْ، مَا خَلَا الظَّالِمَ، « : فَأُجِيبَ » دَعَا لِأُمَّتِهِ عَشِيَّةَ عَرَفَةَ، بِالْمَغْفِرَةِ « أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَلَمْ يُجَبْ عَشِيَّتَهُ، فَلَمَّا » أَيْ رَبِّ إِنْ شِئْتَ أَعْطَيْتَ الْمَظْلُومَ مِنَ الْجَنَّةِ، وَغَفَرْتَ لِلظَّالِمِ « : قَالَ » فَإِنِّي آخُذُ لِلْمَظْلُومِ مِنْهُ أَصْبَحَ بِالْمُزْدَلِفَةِ، أَعَادَ الدُّعَاءَ، فَأُجِيبَ إِلَى مَا سَأَلَ، قَالَ: فَضَحِكَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، أَوْ قَالَ تَبَسَّمَ، فَقَالَ لَهُ أَبُو بَكْرٍ وَعُمَرُ: بِأَبِي أَنْتَ وَأُمِّي إِنَّ هَذِهِ لَسَاعَةٌ مَا كُنْتَ تَضْحَكُ فِيهَا، فَمَا الَّذِي أَضْحَكَكَ؟ أَضْحَكَ اللَّهُ سِنَّكَ قَالَ: إِنَّ عَدُوَّ اللَّهِ إِبْلِيسَ، لَمَّا عَلِمَ أَنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ، قَدِ اسْتَجَابَ دُعَائِي، وَغَفَرَ لِأُمَّتِي أَخَذَ التُّرَابَ، فَجَعَلَ يَحْثُوهُ عَلَى رَأْسِهِ، وَيَدْعُو بِالْوَيْلِ وَالثُّبُورِ، فَأَضْحَكَنِي مَا رَأَيْتُ مِنْ جَزَعِهِ
Rasûlüllah salla'llâhü aleyhi ve sellem, arife günü akşamüstü ümmetinin bağışlanması için dua etti. Ona:
“Mazlûmun âhını almak için zâlim hariç onları bağışladım” cevabı verildi. Bunu üzerine Rasûlüllah salla'llâhü aleyhi ve sellem:
“Yâ Rabbi! Sen istersen mazlûma cenneti vererek, zâlimi de bağışlarsın!” dedi. Rasûlüllah salla'llâhü aleyhi ve selleme akşam cevap verilmedi. Sabahleyin Müzdelife’de duasını tekrarladı. Nihayet istediği verildi. Râvi der ki:
Bunun üzerine Rasûlüllah salla'llâhü aleyhi ve sellem güldü veya tebessüm etti. Ebû Bekir ve Ömer, Rasûlüllah’a (salla’llâhü aleyhi ve sellem):
“Annem babam sana feda olsun! Bu vakit, senin içinde gülmediğin zaman dilimidir. Seni güldüren nedir? Allah neslini güldürsün” dediler. Rasûlüllah salla'llâhü aleyhi ve sellem şöyle buyurdular:
“Allah’ın düşmanı şeytan, Allah Teâlânın duamı kabul ettiğini, ümmetimi bağışladığını öğrenince toprak alıp başına saçarak helakini ve ölümünü istemeye başladı. Beni şeytanın bu paniğini görmem güldürdü.” İbn Mâce, Menâsik, 56; Münzirî, et-Tergîb ve’t-terhîb, II, 202- 203.
**
Ahmed b. Hanbel ve Nesâî’nin Ebû Hüreyre’den rivâyet ettiğine göre Rasûlüllah salla'llâhü aleyhi ve sellem ramazan ayı girince ashâbını müjdeler ve şöyle derdi:
" قَدْ جَاءَكُمْ رَمَضَانُ، شَهْرٌ مُبَارَكٌ، افْتَرَضَ اللهُ عَلَيْكُمْ صِيَامَهُ، تُفْتَحُ فِيهِ أَبْوَابُ الْجَنَّةِ، وَتُغْلَ فِيهِ أَبْوَابُ الْجَحِيمِ، وَتُغَلُّ فِيهِ الشَّيَاطِينُ، فِيهِ لَيْلَةٌ خَيْرٌ مِنْ أَلْفِ شَهْرٍ، مَنْ حُرِمَ خَيْرَهَا، فَقَدْ حُرِمَ "
“Ramazan ayı gelmiştir. O mübârek bir aydır. Allah o ayda size orucu farz kıldı. O ayda cennet kapıları açılır; cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar zincire vurulur. Onda bin aydan hayırlı bir gece vardır. Kim Kadir Gecesinin hayrından mahrum kalırsa, her hayırdan mahrum kalmıştır.” Ahmed b. Hanbel, II, 230, 385, 425; Nesâî, Savm, 3.
**
Câbir’den rivâyet edildiğine göre, Rasûlüllah salla'llâhü aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"إِنِّي كُنْتُ أُرِيتُ لَيْلَةَ الْقَدْرِ، ثُمَّ نُسِّيتُهَا، وَهِيَ فِي الْعَشْرِ الْأَوَاخِرِ، وَهِيَ طَلْقَةٌ بَلْجَةٌ لَا حَارَّةٌ وَلَا بَارِدَةٌ كَأَنَّ فِيهَا قَمَرًا يَفْضَحُ كَوَاكِبَهَا، لَا يَخْرُجُ شَيْطَانُهَا حَتَّى يَخْرُجَ فجرها"
“Bana Kadir Gecesi (nin zamanı) gösterildi, sonra da unutturuldu. Kadir Gecesi ramazanın son on gecesindedir. O gecede hava güzel ve aydınlık, ne soğuk ne sıcaktır. O gecede sanki ay yıldızları ortaya çıkardı. Tan yeri ağarıncaya kadar o gecede şeytanlar yeryüzüne inmezler.”
İbn Hıbbân, V, 277, (Hadis no:3680); Ahmed b. Hanbel, V, 324.
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar