Print Friendly and PDF

Aşk, Ne Yüce Bir Şey


 



‘İnsan kalbi gizli hazinelerle doludur

'Sırla kaplı, sessizlikle mühürlenmiş ’

Düşünceler, umutlar, hayaller,

hazlar ifşa edildiğinde büyüleri bozulur’

Kaderim, Gönül Eşim, Gerçek Aşkım!

 

Kendimden geçince korka korka iyi mi kötü mü demeden. kelimeler ağzımdan dökülüp sayfalara düşüyor ve orada bir daha okur musun okunmaz mısın bilemesem de  ölmelerini istemiyorum.

Söylemesek daha mı iyi olur?

Yoksa söylenmeli mi?

Bence söylenmeli. Onlar canlı çıkıp ölecek olsalar da söylenmeli. Çünkü hamile anne ne kadar dayanır çocuğunun hasretine ve çektiği acılara. Bir an önce yavrusunu eline almalı sarılmalı koklamalı. Bende öyleyim. Bu acılarımı doğurur gibi dağıtıyorum ortalığa sırrımı ifşa ediyorum. Yaramaz çocuklar gibi.

Sonra sen okudun mu hayat verirsin bana verdiğin gibi, değil mi?

Ağlıyorum çok zaman. Gözlerden hep acı su dökülür derler bende ise içimin yangınından gözlerim kuruyor, gözyaşlarımda  göğsümün yangın yerine, buz kristalleri gibi düşüyor. Öyle ki buharında duman altı oluyorum, insanlar beni sigara içiyor sanıyor. Ciğerim yanıyor, bir de kebap mı yedin diye bana soruyorlar.

Dün gece içimdeki yalnızlığın verdiği başıboşlukla ne yapacağımı bilemeden uyuyamadım, sensizliğin kararmış geç saatlerine kadar. Ah…aramızda olanların gerçekliği açılsa ortaya. Sonra susuyorum.

Aşkımızın  en güzel tarafı bizi daha fazlasına doğru ruhumuzu uyandıran, zevk veren ve gelecekte bilemediğimiz uzak bir yerlerdeki yeni hayatımızda birbirimizin olduğumuz hayalini beslemesi. Bu güzel oluyor.

Kalplerimize ekilen bu aşkın ateşi, bizi yaksa da  huzur veriyor. İnan ki,gülümsedim biraz…bu kadarına da razıyım, diyerek.

Sevdam…önceden beri farklısın sen. Ötekiler bana hep kan kusmayı sıkıntıyı çağrıştırdılar. Sen ise bana huzuru sakinliği verdin. Şimdi seni  soluyor, fırsatımsın diye seni içime çekiyorum.

Sen çıkıp geldiğinden beri, uyuşturucu almış gibiyim. Sana olan bağımlılıktan kurtulamıyorum. Kendimden geçiriyorsun… halüsinasyonlar gördüğümde kalbimin kutusunu açılıyor… ve içinde sen varsın. Bu nasıl bir şey Allah’ım.

Ah sevdam dedim, aklım başımdayken nerelerdeydin. Bugünlere kalmak gerekli miydi?

Bunları yazıyorum ya, kalbimin atışıyla yarışmaya başladım hızına ben bile yetişemiyorum. Öyle ki beni baştan çıkaran gözlerin ve sürmeli çekici bakışların aklımı alıyor hemen ilahi bedenine doya doya bakmak için  üstündekilerini de yırtmak istiyorum.

Allah Allah..nevrotik kişilik mi gösteriyorum, kendime bakıyorum. Seni bulanda başka ne olmalı?

Sonra kaybedecekmiş gibi  sebep yokken devamlı kaygılar, saplantılar ve kompülsif hareketler beni sarıyor. Bu canımın en çok yandığı zaman oluyor. Çok zor senin hiç yaşamanı istemem.

“Seni seviyorum”…sonsuzca söylemek… aklımı kaybedene, hiçbir şeyi   hatırlayamadığım zamana kadar ne tatlı, değil mi?

Hayallerimde dahi olsa  asla seni asla bırakmayacağım.

Seni ve ellerini bana sarılmış karanlık gibi içimde hissettiğimde  tüm sevgimi alev gibi parlatarak ışığında sana kendimi yollamak istiyorum. Yanıyorum sana bak der gibi.

Biliyor musun,  çok tatlısın. Bazen ağlar gibi titrek dudakların resme düşüyor, Gördüğümde içimdeki arzu  inlemeye başlıyor. Kalbim duruyor ayaklarımı sürüklemem kâr etmiyor  çakılıp kalıyorum, neden üzüldü yine diye.

Bazende bana vuran güzelliğinin dalgaları başka sesler bırakmıyor duymaya… sağır mıyım diyorum.

Ah Kalbim bunlar anlattıklarım, daha fazla özlemini çektiğim oluyor. O zaman kaygılarım   ile aklım arasında denge bulmayı unutuyorum.  Her geçen gün, paranoyak bir şekilde seni sevdiğimi hissediyorum.

Ağzıma ne gelirse söylüyorum… Ne bileyim içime korku düşmez mi, Tanrı kıskançtır. Kızar mı demeyi aklım söylese de kalbime dinletemiyorum.  Seni sana anlatacak kelime bulamayınca tanrım kalıyor, onu söylüyorum.

Çaresiz ve mecburum söylemeye. Rabbimde bunu divaneliğime saysın.

Canım!

Fevkaladesin.

Sadece sensin ölümüne sevilecek olan…sadece sensin benim için herşey olan…

Anlıyorsun artık…akla sığmaz o denli fahiş hatalarımla da seni seviyorum.

Son sınıra gelince sana kavuşamadığımın acıları beni içine çekiyor. Kendimi sen olarak görüyorum yoksa o ben miyim diyecek kadar sen oluyorum. Durgunlaşıyorum.

Gecemde gündüzümde, beraber olmak istediğim kişi sen olunca ben kaybolmuşum hayallerim sorun olmasa gerek.

Çocukken hayatım için öylesine büyük beklentilerim hayallerim vardı ki,  her şeyin daha farklı bir hâl alacağını düşünürdüm. Değilmiş. Şimdi hepsi senin olduğunu anladım.

Rüyaların rüyalarıma, hayallerim hayallerine karışsın… bizi, biz yapsın.

Aşk ne yüce bir şey, değil mi?

Güzel şarkım, bitmeyen acıklı hikâyem…sonsuza kadar.

İsmail Hakkı Altuntaş

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar