İlm-i Remil ve Diğer Kehanet Sistemleri
Remil / İlm-i Remil, kökeni ve uygulama esasları
itibarıyla geniş bir alana yayılan, tahmine dayalı gizli ilimler / havass
sahasının önemli bir bölümünü teşkil eden bir disiplindir. Bu makale, Remil
ilminin tanımını, tarihsel arka planını, temel prensiplerini, uygulama
yöntemlerini ve etik boyutlarını ayrıntılı bir şekilde ele alarak konuyu tam
teşekküllü öğretici bir tarzda açıklamayı amaçlamaktadır.
Remil İlminin Tanımı ve Tarihsel Arka Planı
Remil kelimesi Arapça'da "kum" anlamına
gelmektedir. İlm-i Remil ise ismini, kağıt henüz icat edilmemiş olduğu çok eski
zamanlarda, atılan remillerin kum üzerine yazılması geleneğinden almıştır. Bu
ilim, günümüzde bile hudutsuz denecek kadar çok geniş ve engin bir bilgi
birikimine sahiptir.
Remil, noktalar ve hatlar üzerinden bir denklem
kurma ve bu denkleme göre hüküm çıkarma esasına dayanır. Temel olarak, bu
ilimdeki şekillerin esasını noktalar oluşturur; her iki nokta bir hat olarak
kabul edilir. Noktalara ferd (tek), hatlara ise zevc (çift) adı
verilir.
Ancak bu noktada bilinmesi gerekir ki, Remil ile
elde edilen bilgiler, mutlak gayb / gizli olanı bilme iddiasını taşımaz.
Remil'den elde edilen bilgi, ancak doğruya en yakın bir tahmin derecesini
geçmez; zira bütün gizli şeyleri bilmek mutlak olarak Cenab-ı Hakk'a mahsustur.
Yüce Tanrı gayb ilmini yine kullarından bazılarına dilediği nisbette ve
miktarda bildirebilir.
Remil'in Temel Şekilleri ve Unsurları
Remil'in temel yapısını oluşturan ve Ebur
remil (Remil'in babası) adı verilen başlangıç şekli ve Ümmül remil
(Remil'in anası) adı verilen son şekli mevcuttur.
Remil'in esasını teşkil eden dört temel şekil
bulunmaktadır:
- Hamre
- Lahyan
- Ütebei hariç / Harice
- Nakiyyülhad Bu dört şekil dışındaki bütün remil şekilleri (Cemaat
hariç) bu dört temel şekilden elde edilmektedir.
Remil şekilleri, yorumlanma kolaylığı açısından
çeşitli gruplara ayrılır:
- Sa'd Şekilleri: Hayırlı
/ uğurlu sonuçlara işaret eden şekillerdir.
- Nahıs Şekilleri: Uğursuz
/ olumsuz sonuçlara işaret eden şekillerdir.
- Dahil / Dahile Şekiller: İçsel
veya sabit durumlara işaret edebilir.
- Hariç / Harice Şekiller: Dışsal
veya hareketli, dönek durumlara işaret edebilir.
- Hayat Şekilleri: Yaşam ve
canlılıkla ilgili özel göstergeler sunan şekillerdir.
Remil Denkleminin Oluşturulma Usulleri
Remil denklemi genellikle Ümmehat (ana
haneler) adı verilen ilk dört şeklin oluşturulmasıyla başlar. Bu, çeşitli
yollarla gerçekleştirilebilir:
- Küçük Kağıt Parçaları Yöntemi: On altı
remil şeklinin her birinden dörder tane olacak şekilde küçük kağıt
parçalarına yazılır. Bu kağıtlar bükülerek bir torbaya konur. Remil
attırmak isteyen kişi niyet ettirildikten sonra torbadan kağıtları birer
birer çeker. Dört sefer çekilen bu kağıtlar sıra ile dizilerek Ümmehat
teşkil edilir ve diğer haneler (denklem) bu Ümmehat'tan meydana getirilir.
- Rakam Söyletme Yöntemi: Remil
attırmak isteyen kişiye niyetini düşünerek dörder haneli dört rakam
söyletilir. Bu rakamlar yukarıdan aşağıya doğru yazılır ve rakamların tek
ya da çift oluşuna göre nokta ve hatta çevrilerek Ümmehat teşkili
tamamlanır.
- Zar Atma Yöntemi: On altı
defa zar atılıp, tek veya çift gelmesine göre nokta ve hatlar yazılarak Ümmehat
oluşturulur.
Ümmehat teşkil edildikten sonra, kalan on iki hane
matematiksel / hesaplama yoluyla türetilir ve böylece on altı haneli remil
denklemi / tablosu tamamlanarak gereken hüküm verilmeye başlanır.
Remil Dökme Şartları ve Etik Gereklilikler
Remil dökülmeden evvel, doğru sonuçlar almak ve
manevi hazırlığı sağlamak amacıyla belirli şartlara dikkat edilmesi gerekir:
- Temizlik: Abdestli
olmak, yerin ve giyeceğin temiz olması esastır.
- Yönelim: Yüzünü
kıbleye döndürmek gerekir.
- Hava Şartları: Hava
bulanık, yağmurlu, karlı, bulutlu veya fırtınalı olmamalıdır.
- Zamanlama: Kötü
sayılan saatlerde remil dökülmemelidir. Mümkün olduğu kadar kuşluk
zamanına / saatine denk getirilmesi tavsiye edilir.
- Fiziksel Durum: Karnı
çok tok iken (tıkabasa dolu) remil atmaktan kaçınılmalıdır.
- Niyet ve Zihin Yoğunluğu: Remil
atarken fikir ve zihni bütün güçle niyet / arzulanan konunun üstünde
toplamak büyük önem taşır.
Bu ilimlerle uğraşanlara ayrıca etik tavsiyeler
yapılmıştır: Bu ilimleri alet ederek gayrimeşru işler yapmamak, yalan
söylememek, kötülük ve intikam peşinden koşmamak gerekir. Aksi halde haksız
işlerde istenilen kötülük kişinin kendi başına dönebilir.
Remil İlminin Uygulama Alanları ve Yorumlama
Örnekleri
Remil, kişinin iş ve meslek seçiminden, evlilik
kararlarına, kayıp eşyaların bulunmasına kadar geniş bir yelpazedeki sorulara
cevap aramak için kullanılır.
1. İş ve Hayatın Genel Seyri
- Geleceğin nasıl olacağı veya bir işin hayırlı olup olmadığı sorularına
bakılır.
- Bir işten fayda ve yardım görülüp görülmeyeceği, remilin birinci
hanesindeki şekil ile onuncu hanesindeki şeklin toplanmasıyla elde edilen
sonuca bakılarak anlaşılır. Çıkan şekil sa'd ise fayda ve yardım
görülür, nahıs ise fayda ve hatta zarar gelebilir.
2. Evlilik ve İlişkiler Üzerine
- Evlenme ve nikahın gerçekleşip gerçekleşmeyeceği, huyca birleşmenin
olup olmayacağı gibi konular incelenir.
- Sevgiliye kavuşma durumu, remilin beşinci hanesindeki şekle göre
yorumlanır:
- Sa'dı dahil ise yakın zamanda
kavuşmak mümkündür.
- Sa'dı hariç ise biraz vakit
geçtikten sonra kavuşulur.
- Nahsı dahil olursa kavuşmak
pek büyük zahmetlerden sonra olur.
- Nahsı hariç olursa kavuşmak
umudu yoktur.
3. Hamilelik ve Doğum Üzerine
Remil, hamilelik ve doğacak çocuğun cinsiyeti
hakkında da tahmin yürütmek için kullanılır:
- Hamilelik Tespiti:
Hazırlanan remilin birinci, beşinci, sekizinci, dokuzuncu ve on ikinci
hanelerindeki şekiller eşkali dahile (dahil) ve sabite
(sabit) şekillerden ise kadın hamiledir. Eşkali harice (hariç) ve münkalibe
(dönen) şekillerden ise hamile değildir.
- Cinsiyet Tespiti: Doğacak
çocuğun cinsiyetini belirlemek için birkaç yöntem kullanılır:
- Remilin beşinci hanesi ile
altıncı hanesindeki şekiller toplanır (cem' edilir). Çıkan şekil
erkek şekillerden ise çocuk erkek, dişi şekillerden ise kız olur.
- Remilin dokuzuncu hanesinde
bulunan şekil erkekse doğacak çocuğun erkek olacağına, dişi şekillerdense
kız olacağına hüküm olunur.
- Doğum Kolaylığı: Hamile
kadının kolay doğum yapıp yapmayacağı remilin altıncı hanesine bakılarak
anlaşılır: Eğer saadı hariç gelirse kolaylıkla doğurur. Eğer nahsı
hariç gelirse neticesi tehlikeli olmamak üzere zorluk görülür. Eğer bu
haneye eşkali dahile ve sabiteden biri gelirse kötü sayılır.
4. Hırsızlık ve Kayıp Üzerine
Hırsızlık olup olmadığı ve hırsızın kimliğine
dair yorumlar yapılabilir:
- Hırsızlık Olayı: Remilin
ikinci hanesine gelen şekil saadı dahil ise hırsızlık olmamıştır
(soran yalan söylüyordur). Nahsı dahil ise çalındığı sanılan şey
kendi yerindedir. Eğer şekil, gerek sa'd gerek nahıs olsun hariç
ise hırsızlık olmuştur.
- Hırsızın Kimliği: Remilin
on beşinci haneye kadar olan şekillerindeki tek noktalar toplanıp üçe
bölünür:
- Tek kalırsa: Hırsız yabancı
değil, tanıdık veya akrabadandır.
- İki kalırsa: Hırsız
yabancıdır.
- Üç kalırsa: Hırsız ev
içindendir.
- Mahpusun Durumu: Mahpusun
kurtulup kurtulamayacağı, beşinci ve altıncı hanelerde görülen şekillerin
tek nokta / çift nokta olmasına göre yorumlanır: Tek noktalı ise kurtulur,
çift noktalı ise kalır.
5. Yolcunun Dönüşü
Yolcunun geri gelip gelmeyeceği de remil ile
bakılan bir konudur. Remilin ikinci hanesindeki şekil dahil (içsel) şekillerden
ise yolcu o günlerde gelir. Eğer bu şekiller hariç (dışsal) şekillerden iseler,
yolcunun daha uzağa gideceği ve dönmeyeceği anlaşılır.
Remil ve Diğer İlimler Arasındaki Benzerlikler
Remil'e benzer bir hesaplama metodu da Rim
Hesabı olarak bilinir. Rim hesabı kaidesi, Remil kaidesine benzemekle
birlikte, harf tertibinde Ebced hesabına terstir. Rim hesabında da talip /
isteyen ve matlup / istenen kişi arasında galibiyet durumları incelenir. Eğer
talip galip gelemezse, matluba üstün gelmesi için talibin ismine Esmaül
Hüsna'dan bir isim eklenmesi gibi gizli sırlar içeren yollara başvurulur.
Rim Hesabı
Remil ilmi bağlamında sıkça adı geçen ve
hesaplamaya dayalı özel bir kehanet metodu olan Rim Hesabı, Galip / üstün gelen
ile Mağlup / yenilenin, Talip / isteyen ile Matlub / istenenin akıbetini bilmek
için faydalanılan kadim bir kaidedir.
Rim Hesabı, ünlü Ebced hesabına benzemekle
birlikte, harf tertibinde / sıralanışında Ebced hesabına terstir. Bu ilmin
kaidesi, alimler arasında çok meşhurdur ve uygulayıcılar tarafından büyük
kıymet verilen bir sistemdir.
Rim Hesabı, güçlü olanı, zayıf olanı, galibi,
mağlubu, ortakları (veya karı kocayı) veya inat eden kişileri Allah Teâlâ’nın
izniyle bilme imkânı sunar.
Rim Hesabının Temel Prensibi ve Hesaplama Yöntemi
Rim Hesabının temel prensibi, isimlerin sayısal
değerlerini alıp, bu değerler üzerinden tek ve çift sayıların baskınlığını veya
denkliğini tespit etmeye dayanır.
1. İsimlerin Hesaplanması
Hesaplamaya başlamak için öncelikle Talip (soruyu
soran veya üstün gelmek isteyen) ve Matlub (istenilen veya karşı taraf) kişinin
isimleri ele alınır. Bu isimler, Rim cetveline (Ebced'e ters bir harf tertibi
olan cetvele) göre hesap edilerek sayısal değerleri bulunur.
2. Dokuzar Düşme (Tarh-ı Tisa)
Rim Hesabının sırrının ortaya çıktığı kısım,
bulunan bu toplam adetlerden dokuzar dokuzar düşülmesi (tarhıt tisa)
işlemidir. Bu çıkarma işleminden sonra kalan adede (baki) bakılır.
3. Zevciyye / Ferdiyye Analizi
Kalan adede bakılarak, bu sayıların Zevciyye
(Çift) ve Ferdiyye (Tek) durumları analiz edilir.
- Eşit Olmama Durumu: Eğer
Zevciyye (çift) ve Ferdiyye (tek) sayıları eşit değilse, çok olan sayı az
olan sayıyı yener.
- Eşit Olma Durumu (Zevciyye Eşitliği): Eğer
Zevciyye sayıları aynı ise / eşit kalırsa (istivâil zevci), matlup
olan (istenilen kişi/konu) galip gelir.
- Eşit Olma Durumu (Ferdiyye Eşitliği): Eğer
Ferdiyye sayıları aynı ise / eşit kalırsa (istivâil ferdi), talip
olan (isteyen kişi) galip gelir.
Rim Hesabına Dair Bilgiler ve Gizli Sırlar
Bu kaide, özellikle arzulara kavuşma ve istenilen
şeylere nail olma hususunda kullanılmıştır:
"Rim hesabını ezberlersen arzuna kavuşursun,
Dilediğin ve istediğin şeylere nail olursun. Öyle bir hesap ki 9 düştüğü zaman
sırrı zuhur eder. Melek isimleriyle üzerinde tecrübe edilmiştir. Çiftlerde ve
teklerde en az olanı yükselir. Çiftler eşit olursa matlup olan galip gelir.
Tekler eşit olursa talip olan galip gelir."
Rim Hesabının uygulanması sırasında ortaya çıkan
sonuçlar Talip ve Matlub arasındaki gücün göstergesidir. Eğer Rim hesabı
sonucunda Talip, Matlub'a karşı galip gelemezse, bu durum amelde başarıya
ulaşılamayacağı anlamına gelir.
Bu durumda, Talip'in Matlub'a üstün gelmesi için
gizli bir sır devreye sokulur: Talip'in ismine Esmaül Hüsna'dan / Allah'ın
güzel isimlerinden bir isim eklenmesi gerekir. Bu sır, bu sanatı iyi bilen ve
"eli uzun" olarak tabir edilen kişiler tarafından bilinen gizli bir
yöntemdir.
Bu hesap kaidesi, zor durumdaki, endişeli,
hüzünlü veya özlem dolu olan kişilerin durumlarını anlamak ve bu yolla amel
etmek ve fayda sağlamak için kullanılan beytler ile işaretlenmiştir. Rim
Hesabının inceliklerinin sayısız olduğu ve sırlarının tam olarak
araştırılamayacağı ifade edilmiştir.
Benzer İlimlerdeki Hesaplamalar ve Kullanımlar
Remil ve Rim Hesabı gibi ilimler, geniş havass
ilminin bir parçasıdır. Havass ilminde ayrıca harf, rakam ve isimler üzerinden
yapılan çeşitli hesaplama metotları mevcuttur. Örneğin:
- Ebced-i Kebir / Büyük Ebced:
Rakamların birden ona (birer birer), ondan yüze (onar onar) ve yüzden bine
(yüzer yüzer) artması esasına dayanır.
- Bast Metotları: Harfleri
olduğu gibi tabiatı nispetiyle yerine koymaya “Rakam bastı”, harfi
söylendiği gibi ismini telaffuz ederek yerine koymaya “Harf bastı”, her
harfin adedini harflere çevirerek yerine koymaya “Adet bastı” denir. Bast
işlemi, çıkan harfleri bir isim için birleştirerek bu ismi Vefk'in dört
tarafına yazmak gibi uygulamalar için kullanılır.
- Gizli İlimlerin Şartları: Bu tür
hesaplamalar ve ameller (Remil veya Rim Hesabı gibi) yapılırken, Talip'in
niyetinin halis olması, abdestli olması, temiz giysi ve mekân kullanması,
sessiz ve kimsenin görmediği bir yerde çalışması, sırrı saklaması ve
müttaki / takva sahibi olması gerektiği önemle belirtilir. Ayrıca
burçların ve gezegenlerin dost olup olmadığına bakılarak amelin uygun
günde ve saatte yapılması gerektiği, aksi halde emeğin boşa gideceği ifade
edilir.
I. Mısır Sayı Sisteminin Matematiksel Yapısı
Mısır Numerolojisi / Sayı Falı / ve Kehanet
Sistemi, Kadim / eski / Mısır uygarlığının hem ileri matematiksel
zekâsını hem de karmaşık dinî ve majikal / büyüsel / inançlarını
birleştiren, on tabanına dayalı kendine özgü bir disiplindir. Mısır, Babil ile
birlikte, yaklaşık 10.000 yıl önce gizli bilimlerin / havass / ve
kehanet / tahmin / sistemlerinin geliştiği kadim bir merkez olarak kabul
edilmektedir.
Bu sistem, sayıların sadece nicelik / miktar
/ ifade etmediği, aynı zamanda felsefi / felsefi / kavramları ve
evrensel prensipleri temsil ettiği inancına dayanır.
Mısır sayı sistemleri, Mezopotamya’nın altmışlı /
seksagesimal / tabanından farklı olarak, tamamen on tabanına / desimal / ve
toplama ilkesine dayalı olarak geliştirilmiştir.
A. Hiyeroglif Sayı Sistemi
M.Ö. / İ.Ö. III. binden beri kullanılan
hiyeroglif dizgesi, çoğunlukla taş anıtlara yönelik törensel bir özellik
taşımaktaydı. Temel onluk kuvvetlerinin her biri özel bir çizgesel im / sembol
/ ile temsil edilirdi:
- 1 için dikey bir çizgi.
- 10 için ters "U" biçiminde bir im.
- 100 için bir sarmal.
- 1.000 için bir nilüfer çiçeği.
- 1.000.000 için kollarını açıp diz çökmüş bir adam.
Sayının tamamı, bu temel imlerin gerektiği kadar
yinelendiği toplama yoluyla betimleniyordu. Örneğin, 7.659 gibi bir sayıyı
yazmak için tam 27 rakamın kullanılması gerekiyordu.
B. Hızlı Yazım Sistemleri (Hieratik ve Demotik)
Hızlı yazım ve pratik hesaplama gereksinimleri
nedeniyle, yazmanlar sistemi yalınlaştırmıştır:
- Hieratik Sayı Sistemi: M.Ö.
XXVII. yüzyıldan itibaren kullanılmıştır. Bu sistem, 1’den 9’a kadar
birimlerin, 10’dan 90’a kadar onlukların ve 100’den 900’e kadar
yüzlüklerin her biri için özel bir rakam kullanıyordu. Bu sayede,
3.577 gibi bir sayı sadece dört simgeyle betimlenebiliyordu (hiyeralif
sisteminde yirmi iki simge gerekirdi).
- Demotik Sayı Sistemi: M.Ö.
VIII. yüzyılda, Hieratik yazının daha işlek bir formu olarak günlük
kullanıma girmiştir.
C. Aritmetiksel Sınırlamalar
Mısır sayı sisteminin aritmetik işlem pratiğine
uygun olmamasının temel nedeni, en önemli matematiksel ilerlemeler olan konum
ilkesini / yerel değer sistemi / ve sıfır kavramını sistemine
dâhil edememesidir.
- İşlemler: Toplama
ve çıkarma basit olsa da, çarpma ve bölme yöntemleri yavaştı, karmaşıktı
ve esneklikten yoksundu. Hesaplamalar genellikle sadece toplamayı ve 2'yle
çarpmayı bilmeyi gerektiriyordu.
- Gelenekçilik: Mısır
yazmanları eski geleneksel ilkelerine derinden bağlı kaldıkları için,
konum ilkesini benimseyememişlerdir, bu da sistemin tıkalı kalmasına neden
olmuştur.
II. Mısır Numerolojisi ve Majikal / Büyüsel /
Kehanet Sistemi
Mısır’da sayıların kullanımı, pratik
hesaplamaların ötesine geçerek büyü / maji /, din ve kehanet
gelenekleriyle iç içe girmiştir. Büyü, Eski Mısırlılar için günlük hayatın ve
öteki dünya inancının ayrılmaz bir parçasıydı.
A. Numeroloji ve Sayısal Sembolizm
- Sayıların Mistik Gücü: Felsefi
kavramları ifade etmek için sayılar kullanılması, Antik Mısır'dan
kaynaklanan bir fikirdir. Antik gizem okullarının temeli sembolik
matematikti; her tanrının doğası ve sembolik gezegeni sayıyla temsil
edilirdi.
- Basite İndirgeme: Mısır'da
sayılar üzerinde çalışan rahiplerin, sayıları tek rakama indirgeme
yöntemini önemle uyguladıkları bilinmektedir. Bu yöntem, modern
numerolojinin temelini oluşturan, bütün sayıların 1’den 9’a kadar olan
şekillere indirgenmesi inancını yansıtmaktadır.
- Mistik Sayılar: Numerolojide, genellikle 1,
3, 7, 9, 40 ve 41 gibi sayıların büyülü / gizli / bir güce sahip olduğuna
inanılmıştır.
B. Majikal Uygulamalar ve Telkin
Ruhban sınıfının en önemli faaliyetlerinden biri
olan büyü, rahipler tarafından titizlikle yapılırdı.
- İsmin ve Sözün Gücü: Büyünün
yapılabilmesi için "isimler bilmek" önemliydi. Sihirli
uygulamalar, telaffuzu zor belirli kelimelerin ve isimlerin doğru ses
tonuyla söylenerek yapıldığına dayanıyordu, çünkü canlı ve cansız doğanın
bu kelimelere itaat ettiğine inanılırdı.
- Manyetizm ve Ruhsal Arınma: Bir
zamanlar inisiyatik / sırlar / kökenli dinlerin tüm ayinlerinde
manyetizm / mıknatıslık / kullanılırdı. Mısır'ın sırlar
dinlerinde, manyetizmin önemli bir uygulama alanı vardı. Bu kapsamda
ruhsal arınma, inisiyatik çalışmaların ana hedefi olup, fiziksel ve
zihinsel arınma için su kullanılırdı.
C. Kehanet Yöntemleri ve Cinler / Jinn /
İnancı
Mısır inançları, farklı kültür ve gelenekleri
derinden etkilemiştir.
- Astroloji / Yıldız Bilimi /: Antik
Mısır’da astroloji, din ile birlikte gelişmiştir. Örneğin, Zühre (Venüs)
ile Müşteri (Jüpiter) yıldızlarının birleştiği zamanda doğan kimseye
"sahipkıran" denmiş ve bu durum, gökyüzündeki manzaranın kişinin
kaderini etkileyeceği fikrinden hareket etmiştir.
- Rüya Yorumu: Eski
Mısır'da rüya yorumu bir fal / kehanet / yöntemi olarak kullanılmıştır.
Hatta Kur'an-ı Kerîm'de Mısır melikinin sâdık rüyasından söz edildiği ve
rüya yormasının önemli bir bilgi olduğu belirtilmiştir.
- Cin İnancı:
Mısırlılar, diğer kültürlerin aksine, Cinlerin mekânının ateşten çok toprak
olduğunu ve onların yer altında yaşadıklarına inanırlardı. Bu nedenle
onlardan bahsederken "tahtaniyin" (aşağıdakiler) veya
"yeraltında yaşayan kardeşlerimiz" gibi ifadeler kullanırlardı.
Bir kimse yere sıvı bir şey dökecekse, ansızın gelebilecek bir zarara
karşı korunmak amacıyla "destur" veya "destur yâ
mübarekin" (mübarekler/hayırlılar izin verin) demesi adet hâline
gelmişti.
Sümer Numerolojisi ve Kehanet Sistemi, uygarlık
tarihinin en kadim / eski / matematiksel başarılarından biri olarak
kabul edilen Sümer uygarlığının, sayısal gösterim biçimlerini ve bu biçimlerin
kehanet / tahmin / geleneklerine etkisini inceleyen bir disiplindir.
Sümer matematiği, kendisinden sonra gelen Mezopotamya (özellikle Babil) gizli
ilimlerinin ve aritmetik sistemlerinin temelini oluşturmuştur.
Aşağıda, Sümer numerolojisinin temel matematiksel
yapısı, kehanet sistemleriyle ilişkisi ve modern sistemlerle karşılaştırmalı
analizi tam teşekküllü ve öğretici bir üslupla açıklanmaktadır.
I. Sümer Sayı Sisteminin Yapısı ve Karma Taban
İlkesi
Sümer yazmanları, M.Ö. / İ.Ö. III. bin boyunca,
Mezopotamya'da üç farklı sayısal gösterim kullanmışlardır. Sümer sayı sistemi,
Mezopotamya'da kullanılan ve on tabanına / desimal / dayanan diğer
sistemlerden farklı olarak, altmış tabanı / seksagesimal /
ilkesini benimsemiş ve bunu on tabanı ile birleştiren karma / melez /
toplama dizgesi olarak geliştirilmiştir.
A. Altmışlı Tabanın Mantığı ve Temsili
Altmış tabanı, kuramsal olarak 1’den 60’a kadar
altmış ayrı sözcüğün ya da imin bilgisini gerektiriyordu. Sümerler, bu bellek
yükünü hafifletmek için, altmışlı birimler arasına on sayısını bir ara
sahanlık olarak eklemişlerdir.
Sayıların çizgesel / grafik / temsili,
başlangıçta somut nesnelerle, yani calculi / kil simgeler / ile
yapılmıştır. Bu simgelerin biçimleri ve boyutları, temsil ettikleri sayısal
değerlere karşılık gelirdi:
- 1 birim: Küçük bir koni veya ince bir kertik.
- 10 birim: Bilya imi veya küçük bir delik.
- 60 birim: Büyük bir koni veya kalın bir kertik.
- 600 birim: Delikli bir büyük koni.
- 3.600 birim: Bir küre.
Sümer yazılı sayı sistemi, aritmetiksel
işlemlerin sonuçlarını yazılı olarak kaydetmeye yönelik çizgesel imlerdi.
B. Toplama ve Çıkarma Prensibi
Sümer sistemi esasen toplama ilkesine
dayanıyordu, yani birimler gerektiği kadar yan yana tekrarlanarak büyük sayılar
yazılırdı. Yalınlaştırma kaygısıyla, Sümer yazmanları bazen çıkarma
yöntemini de kullanmışlardır. Örneğin, 9, 18, 38, 57 gibi sayıları yazmak
için $10-1$ veya $60-3$ gibi ifadeler kullanılmış, LA sesçil değerini
taşıyan bir im, bizim "eksi" / negatif / imimizin dengi olarak
işlev görmüştür.
Ayrıca, Sümer sayı sisteminde, bir eldeki beş
parmağın çifti olan 10'un 12'den daha doğal sayılması yerine, 12 tabanı ile 5
tabanının birleşiminin sonucu olarak 60 tabanının seçildiği düşünülmektedir;
bu, kökeninde insanın yapısına bağlı olan beşli / beş tabanlı / bir
sistemin izlerini taşımaktadır.
II. Sayıların Kullanım Alanları ve Ezoterik
Bağlamı
Sümer uygarlığının sayı sistemleri, öncelikle
pratik ve idari / yönetsel / kayıt tutma amaçlarına hizmet etmiştir:
- Pratik Hesaplar: Çeşitli
insan, hayvan ya da nesne sayımları ile ağırlık ve uzunluk ölçüleriyle
ilgili ifadeleri kaydetmekte kullanılıyordu.
- Kehanetin Kökleri: Numerolojinin
/ Sayı falı / bilinen en eski kökleri, en az 4000 yıl önce Babil ve Kalde
medeniyetlerine kadar uzanmaktadır. Sümerlerin halefi olan Babil ve Kalde
uygarlıkları, sayıların mistik anlamı ve tekrarı üzerine kurulan tanrısal
ve kozmik düzenlemelerle ilişkilendirilen inançları geliştirmiştir. Bu
sistemler, sonraki İbrani Kabalası'nın Gematria ve Arap Ebced
sistemlerinin de dolaylı olarak kökenini oluşturmuştur.
- Ezoterik Form: Sümer
numerolojisi, harflere sayısal değer atayan (Gematria veya Ebced
gibi) alfabetik ezoterik sistemlerden ziyade, sayıların çizgesel temsili
ve astronomik / gökbilimsel / hesaplama temelleri üzerine
kurulmuştur.
III. Matematiksel Sınırlamalar ve Kehanet
Sistemine Etkisi
Sümer sayı sistemi, altmışlı tabanıyla astronomi
ve geometri için önemli bir miras bırakmış olsa da, modern matematiğin ve
gelişmiş aritmetik işlemlerin önünü açan temel kavramlardan yoksun kalmıştır.
A. Konum İlkesinin Sistemli Eksikliği
Sümer sistemi, Babilliler tarafından da
sürdürülen altmışlı tabanıyla önemli bir ilerleme kaydetmiş olmasına rağmen,
konum ilkesini Hint sisteminde olduğu gibi sistemli olarak uygulayamamıştır.
B. Sıfırın / Yok Nicelik / Olmayışı
Sümer ve onu
devralan Babilli matematikçiler, on beş yüzyıldan daha fazla bir süre boyunca sıfırın
olmayışı sorunundan muzdarip olmuşlardır.
(Önceki yazılarımızda) konumlu sayı
sisteminin zorunlu kıldığı sıfır kavramını ayrıntılı olarak incelemiştik. Konum
ilkesi uygulandığında, olmayan birimleri betimlemek için çizgesel bir im
kullanmak gerekir. Sıfırın / yok sayı / olmadığı bir sistemde ise,
örneğin 4 rakamının 4'ü mü yoksa $4 \times 60$, $4 \times 60^2$ 'yi mi
betimlediği bilinemiyordu.
Babil
bilginleri (Sümer'in halefleri) ilk konumlu sayı sistemini (altmışlı) icat
etmiş olsalar bile, onların sıfırı, Hint bilginlerinin icat ettiği ve aritmetik
işlemlere dâhil olan bir sayı olmaktan ziyade, yalnızca bir boşluk
belirteci / placeholder / olarak işlev görüyordu. Bu durum, Sümer ve
Babil sistemlerini tıkamış ve Hint konumlu sayılamasının üstünlüğünü ortaya
koymuştur.
Sümerlerin bu tıkalı sistemi, yazılı
hesaplamalara yatkın olmadığı için, aritmetik işlemler çoğunlukla abaküs / çörkü
/ veya calculi gibi somut araçlar üzerinde yapıldıktan sonra sonuçlar
kaydedilirdi.
Sonuç olarak, Sümer numerolojisi, kendisinden
sonra gelen kehanet ve matematik sistemlerine taban ve çizgesel temsil
(özellikle Babil'e altmışlı tabanı ve konum fikrinin ilk tohumlarını) miras
bırakmış olsa da, esas olarak pratik saymanlık ve ölçü bilimsel / metrik
/ uygulamalara odaklanmış; kehanet alanındaki asıl nümerolojik (harf-sayı)
açılımlar, daha sonraki Sami / Semitic / medeniyetleri (Babil, İbrani,
Arap) tarafından geliştirilmiştir.
Kapsamlı bir yanıt verebilmek adına, öncelikle
belirtmek gerekir ki, sağlanan kaynaklar dizisinde doğrudan "Uygur
Numerolojisi" veya Uygurlara özgü detaylı bir kehanet / tahmin
/ sisteminin adı veya kaidesi açıkça tanımlanmamıştır. Ancak, Uygur
medeniyetinin tarihsel olarak konumlandığı Orta Asya coğrafyası göz önüne
alındığında, bu bölgenin ezoterik / gizli / sistemleri üzerindeki
muhtemel etkileşimleri ve bu coğrafyada geçerli olan genel kehanet prensipleri
hakkında elimizdeki verileri tam teşekküllü olarak açıklayabiliriz.
Uygur sistemleri, büyük olasılıkla, bulundukları
coğrafya gereği Doğu (Çin) ve Batı (İslami / Arap) numerolojik / sayı falı
/ geleneklerinden beslenmiştir.
I. Numerolojinin Evrensel Prensipleri ve Uygulama
Alanları
Mısır, Babil, Hint, Yunan ve diğer kadim
medeniyetlerde numerolojinin / sayı falı / temelini oluşturan
prensipler, Uygur kültürünün de içinde bulunduğu geniş bir coğrafyada binlerce
yıldır kullanılmaktadır.
A. Sayıların İndirgeme Esası
Numerolojinin temel aldığı felsefe, evrendeki tüm
sayıların 1'den 9'a kadar olan tek haneli asıl / orijinal / sayılara
indirgenmesi ilkesine dayanır. Bu indirgeme yoluyla, sayıların evrensel bir
senfoninin parçası olan kozmik titreşimleri temsil ettiğine inanılır. Mistik
sistemlerde felsefi kavramları ifade etmek için sayılar kullanılır ve bu
sistemlerin temeli sembolik / simgesel / matematiktir.
B. Farklı Taban Sistemlerinin Kullanımı
Mısır'ın onlu / desimal / tabana,
Mayaların yirmili / vigesimal / tabana ve Babillilerin altmışlı / seksagesimal
/ tabana dayalı sayı sistemleri kullandığını (önceki yazılarımızda)
incelemiştik. Uygurlar gibi Orta Asya halkları da tarihsel olarak farklı taban
sistemleriyle (onlu, on ikili veya yirmili tabanlar) ilişki kurmuş olabilir.
Örneğin, Eski Türklerdeki sözlü sayım sisteminde, geleceğe dönük sayım
yapılırken çıkarma işlemi esas alınmıştır (örneğin $3 \times 20 - 10$ gibi).
II. Orta Asya ve Uygur Coğrafyasındaki Potansiyel
Etkileşimler
Uygur bölgelerinin tarihi ve kültürel konumu, iki
büyük ezoterik sistemin, Çin ve İslami/Arap/İbrani geleneklerinin kesişim
noktasında yer alır.
A. Çin Kehanet Sistemlerinin Etkisi
Çin medeniyetinde falcılık / kehanet / M.Ö. /
İ.Ö. en az 4000 yıl önce uygulanmıştır. Bu sistemler, Uygur coğrafyasını
kültürel olarak etkilemiş olabilecek karmaşık kehanet tekniklerini barındırır:
- I Ching /
Değişimler Kitabı /: Antik Çin’in bu köklü kehanet sistemi, 64
heksagramdan / altılı çizgi / oluşan simgesel bir yapıya dayanır.
Soruyu soran kişinin rastlantısal olarak çektiği çizgilerle oluşturduğu
heksagram, evrenin o anki durumunu yansıtan bir bilgelik metni sunar. Bu
sistem, numerolojinin her bir sayıyı kozmik bir titreşim olarak kabul etmesi
ilkesiyle paralellik gösterir.
- Sayı Çubukları Sistemi ( Suan
Zi ): Çinli bilginler, Hanlar çağından (MÖ 206-MS 220) beri
onlu, konumlu bir sayı sistemi olan suan zi'yi ("fişlerle
hesap") kullanmışlardır. Bu sistemde, hesaplamalar kamışlarla
betimlenen çubukların yönüne ve konumuna göre yapılırdı.
B. İslami ve Alfabetik Numeroloji Etkisi
Uygur kültürünün İslamiyet’i kabul etmesinden
sonra, Orta Asya’da yaygın olan Arap ve Fars dillerine dayalı ezoterik
sistemlerle etkileşime girmesi muhtemeldir:
- Ebced ve Harf Hesapları: Harfleri
sayılara dönüştürme esasına dayanan Ebced Hesabı ve Kabala’daki Gematria
sistemi, mistik düşünceli Müslümanlar arasında yaygınlık kazanmıştır.
Ebced sistemi, Arap alfabesinin harflerine sayısal değerler atar ve bu,
olmuş veya olması muhtemel olaylar hakkında tahmin yürütme (Cefr)
ve vefk / sihirli kare / oluşturma gibi majikal / büyüsel /
sistemlerin temelini teşkil eder. Uygur dilinin ve alfabesinin de bu tip
bir numerolojik dönüşüme tabi tutulması, genel havass / gizli
ilimler / geleneği içinde yaygın bir pratiktir.
- Havass Uygulamaları:
Havass'ın zor öğrenilen, fedakârlık ve zaman gerektiren bir disiplin
olduğu belirtilir. Havass uygulamalarında, Esmaül Hüsna'dan isimlerin veya
surelerin Ebced toplamları üzerinden büyük sayılar elde edilebilir ve bu
sistemler karmaşık matematiksel kurallar gerektirir.
III. Mistik İsimler ve Kehanet Araçları
Genel kehanet pratikleri içinde, Uygur
coğrafyasındaki sistemler de ismin ve rastlantısal olayların yorumlanmasına
dayanır:
A. İsim Analizi
Numerolojiye göre, kişinin ismi, harflerin
sayısal değerlerinden oluşan titreşimsel / vibrasyonel / bir kod taşır
ve bu kodun, kişinin karakteri ve geleceği hakkında bilgi verdiğine inanılır.
İsim analizi, aynı zamanda kişinin kaderini değiştirmesi veya iyileştirmesi
için isim değişikliği yapabileceği fikrini de destekler.
B. Rastlantısal Kehanet Yöntemleri
Çin geleneğinde domino veya zar falcılığı gibi
rastlantısal olayların dahi kozmik bir düzenin yansıması olduğu kabul edilir.
- Zar/Kemik Kehaneti: Atılan
zarların veya kemiklerin toplam puanları ve tek tek sayıları, durumu
karakterize etmek için kullanılır. Kehanette, herhangi bir şey üzerinde
tahmin yapılabileceği ilkesi mevcuttur.
IV. Önemli Mistik Sayılar
Uygur kehanet sistemlerinin etkilendiği
geleneklerde (özellikle Babil ve Kabala'da) bazı sayıların mistik bir güce
sahip olduğu inancı önemlidir:
- 7
(Yedi):
Numerolojide ve büyüsel işlerde en yaygın mistik sayılardan biridir.
- 9
(Dokuz):
Temel rakamların en yükseği olup, Pisagor sisteminde bütün sayıların
kendisine indirgendiği asıl sayı, Kalde sisteminde ise sonsuzlukla / infinity
/ bağlantılı kutsal bir sayı olarak kabul edildiği için kullanılmazdı.
Çin Numerolojisi / Sayı Falı / ve Kehanet
Sistemi, uygarlığın en eski mistik / gizemli / ve matematiksel
geleneklerinden birini temsil eder. Hint medeniyetinin modern konumlu / yerel
değer / sayı sisteminin gelişimine paralel olarak, Çin, kendine özgü
çizgesel / grafik / ve on tabanlı / desimal / sayım yöntemlerini
geliştirmiş ve bunları kapsamlı kehanet sistemleriyle birleştirmiştir.
Falcılığın / kehanetin / Çin medeniyetinde M.Ö. / İ.Ö. en az 4000 yıl önce
uygulandığı bilinmektedir.
Bu makale, Çin sayı sisteminin temel yapısını,
konumlu sisteme geçişini ve numerolojik ilkelere dayanan başlıca kehanet
tekniklerini tam teşekküllü ve öğretici bir üslupla açıklamaktadır.
I. Çin Sayı Sisteminin Matematiksel Yapısı
Çin sayı sistemi, temel olarak on tabanına dayalı
sözlü sayılama biçimiyle başlamış ve daha sonra onlu ve çarpımlı ilkeleri
birleştiren karma / melez / bir ilkeyle çalışmıştır.
A. Konumlu Sistem ve Hesap Çubukları (Suan Zi)
Çin matematiğinin temeli, ileri aritmetik ve
cebir / çözümsel matematik / kurallarını içeren suan zi
("fişlerle hesap") sistemidir.
- Onlu Konum İlkesi: Çinli
bilginler Hanlar çağından (M.Ö./İ.Ö. 206 - M.S./İ.S. 220) beri suan zi
adıyla bilinen onlu, konumlu bir sayı sistemi kullanmışlardır. Bu
sistem, dokuz yalın birimin betimlenişinde yatay ve dikey çubukları bir
araya getiriyordu ve bir çeşit sütunlu abaküs olarak tasarlanmış damalı
tahtanın üzerinde bulunan saz çubuklarının yazılı haliydi.
- Karma İlke: Çin sayı
sisteminde, ara sayılar genellikle hem toplama hem de çarpma yoluyla
betimlenir. Bu sistem, on tabanına dayalı olup, her yalın birime ve 10'un
her kuvvetine özel bir rakam veriyordu; bu gösterimde onların, yüzlerin,
binlerin vb. gösterimi çarpma ilkesine uygun olarak yapılıyordu.
- Büyük Sayılar: Çinli
matematikçiler, günlük sayı sistemlerini kullanarak yüz milyara
($10^{11}$) kadar herhangi bir sayıyı betimleyip kaydedebilirlerdi. Bu
sistem, $10^{4096}$ basamağına varabilen, fiziksel bakımdan betimlenebilir
en büyük niceliğin ötesine geçen sayılara kadar uygulanabilmişti.
B. Sıfırın Benimsenmesi (Hint Etkisi)
Çin konumlu
sayı sistemi, başlangıçta matematiksel ilerleme için gerekli olan sıfırın
yokluğu nedeniyle önemli bir zorlukla karşılaşıyordu.
- Eksik Konumlar: İlk
aşamada, on'un bir kuvvetinin eksik olduğu her yerde bir boşluk
bırakılırdı, ancak bu çözüm 764, 7064, 70640 gibi sayıların kolayca
karıştırılmasına yol açıyordu.
- Sıfırın Kullanımı: Çinli
bilginler, M.S. yaklaşık VII. yüzyıldan itibaren, belli bir basamağın
birimlerinin yokluğunu belirtmek için özel bir im (küçük bir
yuvarlakla gösterilen) kullanmaya başlamışlardır. Bu fikir, büyük bir
olasılıkla Hint uygarlığı matematikçilerinin etkisiyle akıllarına
gelmiştir.
II. Çin Kehanet Sistemleri ve Numerolojik
Yorumlama
Çin kehanet sistemleri, sayısal gösterimleri ve
sembolik yapıları evrensel düzeni okumak amacıyla kullanır.
A. I Ching / Değişimler Kitabı / Sistemi
I Ching (Değişimler Kitabı), Antik Çin’in kehanet
geleneğinin en köklü ve bilgelik temelli sistemlerinden biridir.
- Yapı ve İlke: I
Ching, 64 heksagramdan / altılı çizgi / oluşan simgesel / sembolik
/ bir yapıya dayanır. Soruyu soran kişinin rastlantısal olarak çektiği
çizgilerle oluşturduğu heksagram, evrenin o anki durumunu yansıtan bir
bilgelik metni sunar.
- Uygulama: Bu
sistemde, rastgele çizgiler çizme yöntemi (ılgın otu sapı prensibine
dayalı olarak) temel unsur olarak görülmüştür. Kehanetin doğruluğu,
uygulayıcının yoğun konsantrasyonuna bağlıdır; ne kadar çok konsantre
olunursa, o kadar doğru cevaplar elde edilir. Bu, numerolojinin her bir
sayıyı kozmik bir titreşim olarak kabul etmesi ilkesiyle paralellik
gösterir. Bu sistemin kökeni, efsanevi bilge İmparator Fu Hsi'ye
(M.Ö./İ.Ö. 2852-2738) kadar dayanır.
B. Shen Shu / Madeni Para Falı / Kehanet Tekniği
Shen Shu, madeni paralar ve sayılar kullanılarak yapılan,
numerolojinin pratik bir uygulamasıdır.
- Yöntem: Bu
teknik, 0'dan 9'a kadar rakamlarla işaretlenmiş on madeni paranın
kullanılmasını gerektirir. Atılan paralar sonucunda çıkan sayısal
kombinasyonlar, soru soran kişinin karşılaştığı durumu açıklayan oracle / kâhin
/ sözleriyle ilişkilendirilir.
- Ezoterik Bağlam: Taocu / Daoist
/ terminolojide "mavi bulutların yolunda" yürümek, kutsal
kelimelerin veya mantraların yardımıyla "dilin gizemi"ni bilmek
anlamına gelir. Bu sistemde, kişisel zenginleşme arzusu arka planda
kalmalı; ancak mali konular ve ticari işlemler kehanetin konusu olabilir.
C. Çin Fizyonomi / Yüz Okuma / Sistemi (Sayısal
Noktalar)
Çin numerolojisi, insanın dışsal görünüşü ve
fizyolojik yapısı üzerine sayısal atamalar yaparak kader ve karakter analizi
yapar.
- Temel Noktalar: Bu sistemde, yüzün orta
bölümüne doğru yayılan on üç asıl nokta bulunmaktadır (16, 19, 22,
25, 28, 41, 44, 45, 48, 51, 60, 70, 71). Bu noktalar, yüzü iki eşit
parçaya bölen özel noktalardır.
- Yorumlama: Bu
noktaların üzerindeki yüz özelliklerinin dengeli ve orantılı olması,
kişinin iyi bir karaktere sahip olduğunu gösterir. Örneğin, 16 numaralı
nokta çocuklukta yaşam aktivitelerini yansıtır; bu bölgenin kusurlu olması
sıkıntılı bir çocukluk dönemine işaret eder.
D. Döngüsel İşaretler ve Astroloji
Çin numerolojik kehanet sistemlerinin altında
karmaşık bir zaman ve döngü sistemi yatar.
- Döngüsel Yapı: Çin ay
takvimi, 60 yıllık büyük bir döngüyü oluşturan "On Göksel Kök"
ve "On İki Dünyevi Dal" döngülerine dayanır. Bu karmaşık düzen
sistemi, her takvim saatinin ve herhangi bir astrolojik / yıldız bilimi
/ ve jeomantik / yer-büyüsel / hesaplama ve analizin altında yatar.
- Kişilik Analizi: Çin
astrolojisi, doğum yılına göre atanan hayvan burçları üzerinden kişinin
eğilimlerini ve mesleklerini tahmin eder. Örneğin, Horoz insanıysanız,
toprağı sevdiğiniz, çiftçilik ve çiçekçilik gibi işlerin size hem zevk
vereceği hem de para getireceği anlaşılır. Ayrıca, düşlere yer vermeyen
araştırmacılık ve matematik alanlarında başarı elde edebileceğiniz
belirtilmiştir.
III. Genel Numerolojik Prensiplerle İlişki
Çin numerolojisi de evrensel numerolojinin temel
prensiplerini kabul eder. Evrensel numerolojinin kökleri astroloji kadar
eskidir ve tüm sayıların 1'den 9'a kadar olan sayılara indirgenmesi ilkesine
dayanır.
- Titreme / Vibrasyon / İlkesi:
Numeroloji, her bir sayıyı evrensel bir senfoninin parçası olan kozmik bir
titreşim olarak kabul eder. Bu titreşim, kişinin hayatı, kişiliği,
yetenekleri ve kaderi hakkında bilgi edinmek için doğum tarihi ve adının
harfleri kullanılarak hesaplanır. Çin kehanet sistemleri, bu kozmik
desenin okumasını yapmaya çalışır.
- Kader ve Özgür İrade:
Numerolojiyi kabul edenler, geleceğin planlandığına inansa da, insanların
bilinçli değişiklikler yapma yeteneğine sahip olduklarını ve sayıların
geleceği bildirdiğini düşünürler. Çin'in hayvan burçları (örneğin Horoz
insanı) veya döngüsel işaretler sistemi de kişinin içinde bulunduğu durumu
ve eğilimleri belirlemeye yardımcı olur.
Kabala ve Gematria Numerolojisi, Yahudi
mistisizminin / gizembilim / en kadim ve en karmaşık bilgi
sistemlerinden birini teşkil eder. Bu disiplin, harflerin sayısal değerlerini
kullanarak evrenin ve ilahi düzenin gizli / ezoterik / bilgisini
edinmeyi hedefler; ancak bu bilginin pratik kehanet / tahmin / veya büyü
/ maji / uygulamalarıyla ilişkisini kesin bir şekilde reddeder.
Bu makale, Kabala’nın numerolojik temeli olan
Gematria sistemini, felsefi amacını ve kehanet/tahmin sistemlerine dair
geleneksel Kabalistik yaklaşımı ayrıntılı olarak açıklamaktadır.
I. Kabala’nın Felsefi Temeli ve Amacı
Kabala, İbranice'de "Lekabbel"
(almak) kelimesinden türemiştir ve kelime anlamı "alınan şey" veya
"vahiy olarak alınan gelenek" anlamına gelir. Kabalistler, bu
bilginin duyusal algıdan değil, kişinin ruhundan geldiği inancına dayanırlar.
A. Nihai Amaç: Form Eşitliği
Kabala, teorik bir çalışma olmayıp pratik bir
metottur. Bu ilmin en temel tanımı, mükemmel hazzın en mükemmel şekilde
nasıl alınacağının ilmi / bilimi / olmasıdır. Kabala’nın nihai
hedefi, insanın doğuştan gelen egoistik / bencil / alma arzusunu,
Yaratıcı'nın ihsan / özgecil / niteliğine eşitleyerek manevi form
eşitliğine ulaşmaktır.
Kişi, Kabala'yı çalışarak, üst
dünyayı—Yaratıcı'yı—algılamasına olanak verecek olan manevi alanı (Altıncı His)
esaslı biçimde hissetmeyi öğrenir. Bu sayede, yaşamının gerçek gayesini ve
kaderini gerçekleştirebildiği bir aşamaya ulaşır. Bu, ölüm veya acı yolu yerine
Islah (düzelme/iyileşme) yoluyla ilerlemeyi sağlayan bir sıçrama tahtası
olarak görülür.
B. Kabala ve Kehanet/Büyü Arasındaki Ayrım
Kabala, harf ve sayıların ezoterik yorumlanmasına
dayanmasına rağmen, kehanet sistemleriyle olan ilişkisini kesinlikle reddeder:
- Büyü ve Tılsım Yasağı:
Kabala'nın büyü / maji /, meditasyon veya tedavi gibi hızlı
çözümlerle bir ilgisi yoktur. Muskalar / tılsım / ve
harf/nümeroloji manipülasyonları, insanların ticari emelleri için icat
edilmiş ve putperestlik / puta tapma / olarak kabul edilerek
yasaklanmıştır. Üst güçlerin insanları kontrol edip kendi çıkarları için
kullanmanın imkânsız olduğu, çünkü Üst Güç ile bağ kurmak için doğanın
tamamen değiştirilmesi gerektiği belirtilir.
- Astroloji ve Falcılığın Reddi: Çeşitli
türdeki yıldız falları, astroloji ve kehanetlerin Kabala ile hiçbir
alakası yoktur. Bu uygulamalar, genellikle maddi vücutla ve hayvani / egoist
/ özelliklerle ilgilidir. Kabala, ev kredisi ödemeye veya ailevi
meselelere çözüm bulmaya yönelik belirsiz cevaplar vermez; onun amacı
manevi yükseliştir.
II. Gematria: Harf-Sayı Dönüşümünün İlmi
Gematria, Kabala'nın harflerin sayısal
değerlerini yorumlamaya odaklanan temel ezoterik / gizli / yöntemidir.
A. Gematria'nın Tanımı ve Kökeni
Gematria, Grekçe'de grammateia'dan
türemiştir ve İbranice'de "alfabetik hesap" ya da "sözcüğün
sayısal değeri" anlamına gelir.
- İlkesi:
Gematria, İbrani alfabesinin 22 harfinden her birine sayısal bir değer
atanmasına dayanır. Bu harflerin sayısal değerlerinin toplanmasıyla,
kelimeler ve cümleler arasındaki gizemli bağlantıların keşfedilmesi
amaçlanır. Kutsal metinlerdeki her sözcük, harf ve hatta noktanın bir
anlamı olduğuna inanılır.
- Kökeni:
Gematria'nın kökleri, M.Ö. / İ.Ö. 8. yüzyılda Babil Kralı II. Sargon
zamanında bir kehanet yöntemi olarak kullanıldığı Mezopotamya'ya
(Babil/Kalde) kadar uzanır. Kabalistler bu tekniği benimsemişlerdir. Arap
kültüründeki Ebced Hesabı da bu harf-sayı dönüşüm geleneklerinden
beslenmiştir.
- Uygulama:
Gematria'nın temel uygulaması, aynı sayısal değere sahip iki kelime
arasında bir bağlantı kurmaktır. Örneğin, Gematria tekniğiyle Tanrı'nın
dört harfli ismi olan YHVH (Tetragrammaton) kelimesinin, Âdem
ya da insan kelimesiyle aynı sayısal değere sahip olduğu ve bu
kelimelerin birbiriyle değiştirilebildiği belirtilir.
B. Kabalistik Numerolojinin Yöntemi
Kabalistik numeroloji, kişinin doğum tarihinden
ziyade, ismini esas alır.
- Harf Değerleri:
Kabalistik sistemde harflere sayısal değerler atanır ve bu sayılar
toplanır. Bu toplamın, kişinin karakteri ve kaderi üzerinde bir yansıma
oluşturduğuna inanılır. Harflerin sayısal değerleri 1'den 10'a, 20'den
90'a ve 100'den 400'e kadar (ve bazen daha yüksek) ilerleyen bir sisteme
dayanır.
- Gematria ve Faniler:
Numeroloji, Gematria'dan kaynaklanmasına rağmen, Gematria'nın esas olarak
Tanrı, melekler ve Sefirot gibi yüksek varlıkların isimleriyle
uğraştığı; numerolojinin ise esas olarak fanilerle (maddi
varlıklar) ilgilendiği belirtilir. Bu nedenle, Kabalistler numerolojiyi
alçak bir uygulama olarak görme eğilimindedir.
III. Kehanetin Gerçek Sistemi: Sefirot ve Kozmik
Düzen
Kabalistik anlamda kehanet veya üst dünya
bilgisine erişim, bir falcılık tekniği değil, Sefirot doktrini
aracılığıyla Yaratan’ın düşüncesini ve evrenin planını anlama çabasıdır.
A. Sefirot Doktrini
Sefirot, Kabala’nın kozmik yapısının temelini
oluşturur. Sefirot sözcüğü İbranice'de "sayılar" anlamına
gelen bir kelimenin çoğuludur.
- On İlahi Oluşum: Sefirot,
Tanrı'nın kendisini on ayrı oluşum aşamasıyla gösterdiği ilahi
yayılımlardır. Bu on Sefirot ve İbrani alfabesinin 22 harfi, Kabalistik
sistemin temel modeli olan Hayat Ağacı'nı (Etz Hachayim)
oluşturur.
- Sayısal Tecelli: Her bir
Sefira, "sayısal tecelli" olarak tanımlanabilir. En üst Sefira Kether
(Taç) iken, en aşağı Sefira Malkut (Krallık) olarak adlandırılır.
B. Kehanet Aracı Olarak Kriptogramatik Yöntemler
Gematria dışında Kabala'da kutsal metinlerin
gizli anlamlarını çözümlemek için kullanılan iki ana kriptogramatik / şifre
çözücü / yöntem daha mevcuttur:
- Notarikon: Bir
kelimenin her bir harfinin, başka bir kelimenin baş harfi olarak ele
alınmasıyla bir cümle elde edilmesidir. Ya da ayetteki kelimelerin ilk
harflerinin alınıp yeni bir kelime üretilmesidir. İlahi sıfatlar, melek ve
şeytan isimleri çoğunlukla bu yöntemle ortaya çıkartılmıştır.
- Temura: Bu
yöntem, harflerin yerinin değiştirilmesiyle farklı anlama gelen yeni
kelimeler türetmeyi esas alır. Temura, birçok ilahi mesajın anlamını
deşifre etme, yani bir yorum / tefsir / ustalığıdır. Kabalistler bu
teknikleri kullanarak Torah’ı okur ve farklı anlamlar çıkarırlar.
Bu yöntemlerin tamamı, Yaratan'la olan bağlantıyı
keşfetmek ve manevi gerçeğe dair bir anlayış ve yakınlaşma yaratmak amacına
hizmet eder; bilimsel anlamda realitenin nasıl inşa edildiği ve işlediği
hususunda bilgi elde etmeyi hedeflemez.
IV. Kabala'da Önemli Mistik Sayılar
Kabalistik ve Gnostik gelenekler, belirli
sayıların evrensel bir güce sahip olduğu inancını taşır:
- Tetragrammaton:
Tanrı'nın dört harfli ismi (Yod, He, Vau, He) olup, Kabala'da dünyanın tüm
sırlarını içeren kutsal kelimedir. Deneyimsiz kişilerin "Yehova"
olarak telaffuz ettiği bu kelimenin gerçek telaffuzu
"Yod-e-vo-e"dir. Bu kelimeyi doğru telaffuz eden olursa,
dünyanın sonunun geleceği inancı vardır.
- 666
Sayısı:
İblisin / anti-İsa / işareti olarak bilinir ve İncil'in / Kitab-ı
Mukaddes / Vahiy bölümünde geçmektedir. Karabüyü / kara maji /
yazarları ve korku filmi yapımcıları tarafından bilinen tek anlamlı sayı
olduğu iddia edilir.
- 888
Sayısı:
İncil'de geçmemesine rağmen, Acıların Adamı, yani İsa ile ilişkili bir
sayı olarak kabul edilir.
- 12 Sayısı:
Bütünlüğün sayısıdır. 12 ay, 12 burç, İncil'deki 12 havari gibi
kavramlarla uyumludur ve maddenin ve ruhun tezahürünün tüm ritimlerini
içerir.
- Master
Sayılar:
Kabalistik numeroloji, 11, 22 ve 33 gibi Master Sayıları (Üstat
Sayılar) tanır ve bu sayılar tek haneye indirgenmeden özel mistik
anlamlarını korur. Bu sayılar, öbür dünya sırlarının kapılarını açan yaşam
ve ölüm işareti (11) gibi manalar taşıyabilir.
Bu bağlamda, Kabala ve Gematria'nın temel kehanet
sistemi, kişinin ismini ve harf değerlerini hesaplayarak geleceği matematiksel
bir kesinlikle bulma iddiasında değil, aksine manevi realiteyi anlaması ve
Yaradan'ın mükemmeliyetine doğru ilerlemesi için bir yol haritası sunma amacını
taşır. Bu hesaplamalar, kişiye yolunun efendisi olma yetisi veren "alınan
bilgi" olarak kabul edilir.
Arap Numerolojisi / Sayı Falı / ve Kehanet
Sistemi, İslami gizli ilimler / havass / geleneğinin merkezinde yer
alan, harflerin sayısal değerlerini kullanarak evrensel sırlar ve geleceğe dair
tahminler elde etme esasına dayanan kadim / eski / bir disiplindir. Bu
sistem, Yahudi Kabalası'ndaki Gematria ve Yunanların Isopsephi
sistemleriyle kökensel ve yapısal olarak benzerlikler taşır.
Bu makale, Arap numerolojisinin ana iskeletini
oluşturan Ebced Hesabını, kehanet ve sihirli kareler / vefkler /
üzerindeki uygulamalarını tam teşekküllü ve öğretici bir dille açıklamaktadır.
I. Ebced Hesabının Tanımı ve Yapısal Esasları
Arap numerolojisinin temelini Ebced Hesabı
veya diğer adıyla Huruf el Cümel ("harfler aracılığıyla toplama
hesabı") / Hesab-ül-Cümel / sistemi oluşturur.
A. Tanım ve Köken
Ebced, Arap ve İbrani alfabelerindeki harflerin
sayısal değerlerini gösteren tablolara verilen isimdir. Ebced ismi, alfabedeki
ilk dört harfin (elif, be, cim, dal) birleştirilmesinden oluşmuştur. Bu
sistem, Arap kültürü içinde numerolojinin karşılığı olarak görülür.
Ebced sisteminin kökeni, Eski Yunanlılardan
(Pisagor) ve Yahudilerden (Kabala) yola çıkarak kullanılmaya başlanmış olup,
harflerin sayısal değerlerini yükleyen Arap sayısal harfler dizgesi, yalnız
İbrani modeline göre değil, aynı zamanda Yunan alfabetik sayılamasına da
öykünerek yaratılmıştır. Ebced’in Arap alfabesine uygulanması M.S. / İ.S. VII.
yüzyılın sonlarına veya VIII. yüzyıla tarihlendirilmektedir. Harflerin sırası
(elif, be, cim, dal, he, vav, ze, ha, tı...), harflerin sesçil / fonetik
/ değerine değil, Doğu Araplarının kullanımındaki sayısal değerlerine karşılık
gelmektedir.
B. Ebced Hesaplama Çeşitleri
Ebced hesabı, farklı hesaplama yöntemlerine ve
amaçlara göre çeşitlere ayrılır:
- Ebced-i Kebir / Büyük Ebced Hesabı: Havass
bilim, sanat ve uygulamalarında en çok kullanılan ana / Ana Ebced /
cedveldir. Bu hesapta rakamlar:
- 1’den 10’a kadar birer birer
artar (Elif=1, Be=2...).
- 10’dan 100’e kadar onar onar
artar (Yod=10, Kef=20...).
- 100’den 1000’e kadar yüzer
yüzer artar (Kaf=100, Ra=200, Ğayın=1000...).
- Ebced-i Sağir / Küçük Ebced Hesabı: Büyük
Ebced’den türemiştir. Ebced-i Kebir'deki her harfin adedinden on ikişer
(12) çıkarılıp kalan rakam o harfin karşılığıdır.
- Başka Ebced Hesapları: Ebced’i
Kebir ile türetilen Ebced-i Arabî gibi başka sistemler de
mevcuttur.
II. Kehanet ve Ezoterik Uygulamalar
Arap numerolojisi, kehanet / tahmin /,
kader analizi ve majikal / büyüsel / amellerde geniş bir uygulama
alanına sahiptir.
A. Cifr / Cefr İlmi (Gelecek Tahmini)
Ebced Hesabı genellikle "olmuş olayların
ilmi" olarak görülürken, Cifr veya Cefr adı verilen
disiplin, harflerin ve sayıların oluşturduğu biçimlerden yararlanarak olması
muhtemel olaylar hakkında tahminde bulunma / kehanet / ilmidir. Bu
metot, harfleri sayılara dönüştürme esasına dayanır ve mistik düşünceli
Müslümanlar arasında yaygınlık kazanmıştır.
B. Yıldızname ve Kader Tespiti
Osmanlı geleneğinde yer alan Yıldızname
uygulamalarında, doğum tarihi bilinmeyen kişilerin burçlarının ve kaderlerinin
belirlenmesinde Ebced Hesabı kritik bir rol oynar.
Yıldızname Hesaplama Yöntemi:
- İsimlerin Sayısal Karşılığı: Fal
baktıracak kişinin kendi isminin ve annesinin isminin harflerine denk
gelen Ebced değerleri (Ebced-i kebîr veya Ebced-i sagîr)
bulunur ve toplanır.
- Burç Tespiti: Elde
edilen toplam sayı, burçların sayısına atıfla on ikiye (12) bölünür.
- Yorumlama: Bölme
işleminden kalan sayı, kitabın ilgili burcuna (bâb) karşılık gelir
ve yorum buna göre yapılır.
Ayrıca bir sözün doğru mu yalan mı olduğunu
anlamak için, söylenen kişinin ismiyle sözü söylediği günün isminin Ebced
karşılığı toplanır ve beşe bölünür; çıkan sonuç tek ise sözün gerçek, çift
ise yalan olduğu yorumlanır.
C. Vefkler / Sihirli Kareler / ve Harflerin
Elementleri
Ebced numerolojisinin en somut ve karmaşık
uygulaması vefklerdir / sihirli kareler /.
- Vefklerin Yapılışı:
Vefklerin hazırlanmasında Ebced hesabı kilit esaslardan biridir. Harfler
sayı değerlerine göre toplanır ve toplamın cinler / jinn / âlemiyle
bir bağlantısının olduğu düşünülür. Vefke alınacak esma / isim / veya
ayet, birinci haneye sayısal olarak yazılır, sonra hanenin tabii sıra
numarası ile çarpılarak diğer haneler doldurulur. Üçlü vefkte kesir
kalırsa, vefk yapılmak istenen adet bozulmadan birinci haneye yazılır ve
birer misli zamla artırılarak dokuzuncu ve son haneye kadar gidilir.
- Anasır-ı Erbaa / Dört Unsur /: Havass /
gizli ilimler / geleneğinde harflerin element / anasır / tabiatları
büyük önem taşır. Arap alfabesindeki yirmi sekiz harf, dört unsura (Ateş,
Toprak, Hava, Su) ayrılmış olup, her unsurda yedi (7) harf vardır.
- Ateş Harfleri: Kuru ve
sıcak olup, yönü doğudur; safravi tabiatlıdır.
- Toprak Harfleri: Soğuk
ve kurudur.
- Hava Harfleri: Sıcak
ve nemlidir.
- Su Harfleri: Soğuk
ve rutubetlidir. Vefkin hanelerine rakam veya harfler konulurken, amaca
uygun unsura göre (Ateş unsuru vefki veya Toprak unsuru vefki gibi)
konulmalıdır.
- Astrolojik Zamanlama: Büyüsel
işlemlerin astrolojiyle / yıldız bilimi / yakın bağlantısı vardır. Vefklerin
hazırlanmasında en uygun zaman diliminin (saat-i eşref) tespiti
için, kişinin isminin Ebced toplamı yediye (7) bölünür; kalan sayı, hangi
güne (gezegenin gününe) işaret ediyorsa o gün işlem yapılır.
- Bast ve İstintak: Harf,
rakam ve isimler üzerinden yapılan bast (açılım) metotları bulunur.
Harfleri olduğu gibi tabiatı nispetiyle yerine koymaya “Rakam bastı”
denir. Daha karmaşık olan bu sistemler, harflerin değerlerinin art arda
hesaplanarak (birinci bast, ikinci bast, vb.) ilerlemesiyle çalışır. Bu
hesaplamalar sonucunda, vefke hâkim olan meleklerin (ulvi melek) veya
yardımcı cinlerin (ardi melek/avân) isimleri çıkarılır (istintak
işlemi).
III. Havass / Gizli İlimler / Geleneğinde
Numerolojinin Önemi
Havass, İslami majikal / büyüsel / sistem ve
geleneği olarak tanımlanır. Bu ilim, kolaycacık, emek vermeden veya fazla
masrafa girmeden halledilebileceğini düşünenler için değildir; aksine, zor
öğrenilen, fedakârlık ve zaman gerektiren bir iştir.
Havass uygulamalarında, belirli amaca ulaşmak
için harflerin sayısal değerlerine dayalı kesin adetler (tekrarlar)
esastır:
- Adetlerin Titreşimi:
Numerolojiye göre, her isim harflerin sayısal değerlerinden oluşan
titreşimsel / vibrasyonel / bir kod taşır. Bu nedenle, bir zikir / anma
/ veya dua, ismin veya ayetin Ebced değerine uygun sayıda okunmalıdır.
- Majikal Uygulamalar: Bir
kimsenin celb / çekilmesi / niyetiyle fitiller üzerine duaların
yazılması ve ateşe atılması gibi ritüeller veya Kasemül Emlakül
Felekiyye gibi özel duaların 7 kere okunması belirli sayısal kurallara
uymayı gerektirir.
- İsimlerin Gizli Gücü: Büyüsel ve teolojik
yorumlamalarda, harflerin sayısal değerleri üzerinden Allah'ın güzel
isimleri / Esmaül Hüsna / ile kelimeler arasında bağlantılar kurulur.
Örneğin, günlük kullanımda 1 değerini taşıyan Elif harfi, Allah
isminin Ebced değeri olan 66 değerine bağlanmıştır. Bu tür numerolojik
kurgulamalar, gizemciler / gizemciler / ve kâhinlere geçmiş, şimdi
ve gelecek üzerine tahmini hesaplar yapma olanağı sağlamıştır.
Pagan Numerolojisi ve Kehanet Sistemi kavramı,
tek bir standardize edilmiş disiplini ifade etmekten ziyade, tektanrıcılık
öncesi ve dışındaki kadim / eski / medeniyetlerin (Kalde, Babil, Mısır,
Yunan, Çin gibi) sayıları ve harfleri evrensel sırları çözmek, kaderi okumak ve
majikal / büyüsel / işlemler yapmak amacıyla kullandığı geniş ve
senkretik / karma / ezoterik / gizli / gelenekler bütününü
kapsar.
Bu sistemler, sayıların yalnızca nicelik / miktar
/ değil, aynı zamanda kozmik / evrensel / prensipleri ve kuvvetleri
temsil eden titreşimsel / vibrasyonel / güçler olduğu inancına dayanır.
Numerolojinin / Sayı falı / bilinen en eski kökleri, astroloji / yıldız
bilimi / kadar eskidir ve en az 4000 yıl önce Babil ve Kalde
medeniyetlerine kadar uzanmaktadır.
Aşağıdaki açıklama, antik pagan kültürlerinin
sayısal gösterimlerini ve kehanet / tahmin / metotlarını tam teşekküllü
olarak incelemektedir.
I. Pagan Sayı Sistemlerinin Felsefi Temelleri
Pagan geleneklerinde sayılar, evrenin düzeni ve
harmonisinin nihai ifadesi olarak görülmüştür. Bu felsefe, Pisagor / Pythagoras
/ tarafından sistematize edilmiş ve günümüz numerolojisinin temellerini
atmıştır.
A. Sayıların İndirgenmesi ve Gücü
Pisagor ve takipçileri, bütün sayıların 1’den 9’a
kadar olan asıl / orijinal / sayılara indirgenmesi ilkesini esas
almışlardır. Bu temel sayılar, diğer bütün sayıların türetilebileceği kabul
edilir.
- Kozmik Titreşim:
Numeroloji, her bir sayıyı, evrensel bir senfoninin parçası olan kozmik
bir titreşim olarak kabul eder. Her sayının kendine has bir gücü vardır;
bu güç sadece çokluk ve miktarı belirten bir güç olmayıp, aynı zamanda
eşyaların birbiriyle olan ilişkilerini ve doğanın ilkeleri arasındaki
ilişkiyi de ifade eden bir dildir.
- Ezoterik Matematik: Antik
gizem okullarının temeli sembolik / simgesel / matematikti.
B. Kadim Sistemler ve Köken Tartışması
Numerolojinin gelişimine katkıda bulunan başlıca
antik sistemler şunlardır:
- Kalde Numerolojisi:
Numerolojinin üç ana formundan biri olan Kalde sistemi, Pisagor
sisteminden daha eski kabul edilir. Bu sistem, 1’den 8’e kadar olan
sayıları kullanır ve 9 sayısını kullanmaz; zira 9’un sonsuzlukla / infinity
/ bağlantılı kutsal bir sayı olduğuna inanılırdı. Kalde, bu nedenle
tarihte "en kabul gören olaylardan bazılarını tahmin etmesiyle"
bilindiği iddia edilmiştir.
- Pisagorcu Numeroloji:
Pisagor'un bu sistemi Yunanistan’a, Mısır ve Asya ülkelerini dolaştıktan
sonra getirdiği ve sayılar ilminin, felsefi bilginin esas anahtarı
olduğunu ileri sürdüğü belirtilmiştir.
(Önceki yazılarımızda), Mısır’ın (on
tabanlı) ve Sümer/Babil’in (altmışlı tabanlı) eski sayı sistemlerinin konum
ilkesinden yoksun, toplamalı / summatif / yapısını incelemiş, bu
sistemlerin aritmetik işlemler için hantal kaldığını görmüştük. Pagan
numerolojisi, bu eski sayı sistemlerinin yerine, harflerin sayısal değerlerine
dayanan (Gematria gibi) veya somut nesnelerin yorumlanmasına dayanan
sistemleri kullanmıştır.
II. Gematria'nın Kalde/Babil Kökeni ve
Numerolojik Kehanet
Harflere sayısal değerler atama ilkesine dayanan
Gematria / harf-sayı dönüşümü /, İbrani Kabalası’nın merkezi bir aracı
olsa da, kökleri antik Mezopotamya’ya dayanır ve pagan kehanetinin bir formu
olarak ortaya çıkmıştır.
A. Gematria'nın Ezoterik Kullanımı
Gematria, kelimeleri ve cümleleri sayısal
değerlere dönüştürerek gizli anlamlar bulma yöntemidir.
- Antik Uygulama: Babil’de
Kral II. Sargon zamanında (M.Ö./İ.Ö. 8. yüzyıl) Gematria’nın bir kehanet
yöntemi olarak kullanıldığı belirtilmiştir.
- Mistik Bağlantı: Bu
sistem, sayıların mistik anlamı ve tekrarı üzerinden tanrısal ve kozmik
düzenlemelerle ilişkilendirilen inançları geliştirmiştir. Harflerin
sayılarla irtibatlandırılması ilmi, daha sonra mistik düşünceli
Müslümanlar arasında yayılan Ebced hesabının da temelini oluşturur.
B. Mistik Sayıların Gücü
Pagan sistemlerde bazı sayıların büyülü / gizli /
bir güce sahip olduğuna inanılırdı.
- Yedi (7): Büyüsel
işlerde ve numerolojide en yaygın mistik sayılardan biridir. Yedi sayısı,
Kabalistik ve Mısır inisiyasyonunda (yedi bağlantı noktası / şakra
/) önemli ruhsal yapıları sembolize etmiştir. Babil’de astrolojiye verilen
önemden dolayı da 7 sayısının önemi büyüktü.
- Kırk (40): Arınma /
temizlenme sayısı olarak kabul edilirdi.
- Üç (3) ve Dokuz (9): Mistik
güce inanılan temel rakamlardır.
III. Pagan Kehanetinde Sayısal ve Sembolik
Yöntemler
Paganizm, majikal uygulamaları ve kehanet
biçimleri ile tanımlanır. Maji / Büyü, Farsça kökenli bir kelime olup
"rahiplerin ya da bilge kişilerin çalışmaları" anlamına gelmiştir.
Antik dönemde tanrıların, kâhinler aracılığıyla dünyevi olaylarla ilgili görüş
bildirme inancı birçok medeniyette yaygındı.
Numeroloji, bu kehanetlerin temelini oluşturan
sayılar, harfler ve semboller üzerinden yorumlama sanatıdır.
A. Rastlantısal Seçim ve Yorumlama (Sortilege)
Rastlantı gibi görünen olayların dahi kozmik bir
düzenin veya ilahi bir iradenin yansıması olduğu felsefesine dayanır.
- I Ching (Değişimler
Kitabı): Antik Çin’in bu köklü kehanet sistemi, 64 heksagramdan / altılı
çizgi / oluşan sembolik bir yapı kullanır. Soruyu soran kişinin ılgın
otu sapı prensibine dayalı olarak rastlantısal çizgi çizmesi, evrenin o
anki durumunu yansıtan bir bilgelik metni sunar.
- Zar ve Kemik Kehaneti: Atılan
zarların veya kemiklerin toplam puanları ve tek tek sayıları, durumu bir
bütün olarak karakterize etmek için kullanılır. Bu, saf numerolojinin
pratik bir uygulamasıdır. Eski Türklerde koyunun kürek kemiğine (scapulimancy)
bakılarak gelecek okunurdu.
- Domino Falcılığı: Domino
taşları üzerindeki sayılar ve kombinasyonları yorumlanır; burada, 9
sayısının dışlanması gibi Kalde numerolojisi ilkeleriyle benzerlik
gösteren, sıfırın / kukla / olumsuzlukları yansıttığı dikkate
alınır.
B. Element ve Doğa Temelli Fallar
Kadim fal yöntemleri, doğanın kendisini ilahi
mesajlar taşıyan bir metin olarak okumaya dayanır.
- Ateş Falı (Pyromancy): Ateşin
alevlerinin şekillerini yorumlama sanatı.
- Su Falı (Hydromancy): Suyun
yüzeyinde beliren çizgileri yorumlama.
- Kum ve Toprak Falı (Geomancy): Kum,
toprak, toz veya çakıl taşlarını kullanarak gelecekle ilgili yorumlar
yapma.
- Kuş Falı (Ornithomancy): Kuşların
uçuşu ve seslerinden geleceğe dair anlamlar çıkarma işi.
C. Astroloji ve Gezegensel Etki
Pagan medeniyetlerinde astroloji, kaderin ve
olayların öğrenilmesinde anahtar rol oynamıştır.
- Mezopotamya Kökeni:
Mezopotamya sisteminin temelinde yıldızlar, gözle görülebilen tanrılar
olarak düşünülmüş ve gezegenlerin tabiatları gereği insanlar üzerinde
etkilerinin olduğuna inanılmıştır. Babil’de rahiplerin işlerinin büyük bir
bölümü, belirli bir eylem için koşulların uygun olup olmadığını araştırmak
amacıyla kehanet üzerine kuruluydu.
- Gezegensel Güçler: Havass /
gizli ilimler / çalışmalarında (ve vefk / sihirli kare /
gibi majikal araçlarda) Arapça gün ve gezegen isimleri Arap majisinin
majikal isimleri hâline gelmiştir (örneğin Satürn / Zuhal, Jüpiter /
Elmüşteri, Merkür / Utarid).
D. Beden ve Karakter Analizi
Antik sistemler, sayısal ve sembolik anlamları
insan bedenine yansıtarak kehanet yapmışlardır.
- Fizyonomi (Çin Sistemi): Yüzün
orta bölümüne yayılan on üç asıl nokta (16, 19, 22, 25, 28, 41, 44, 45,
48, 51, 60, 70, 71) kullanılarak karakter ve kader analizi yapılır.
- El Falı (Chiromancy): El
falında, ele etki eden her gezegenin bir sayısının da olduğuna inanılmış
ve numerolojiden yararlanılmıştır. El, yedi tepenin ve çizgilerin
yorumlanmasıyla kişinin karakterini ve geleceğini okumada kullanılır. Elin
yapısı, parmakların biçimleri ve falanksların / parmak kemikleri /
uzunlukları, kişinin zihinsel / manevi / ve maddi alanlardaki
eğilimlerini gösterir. Örneğin, yassı / spatula / parmak tipi,
mistik düşüncelere yatkınlık ve hurafelere inanmaya açıklık işareti olarak
yorumlanmıştır.
Türk Numerolojisi ve Kehanet Sistemi, coğrafi ve
tarihsel olarak geniş bir yelpazeye yayılan, İslâm öncesi Orta Asya Türk inanç
sistemlerinden (Şamanizm / Sihri Sistemler /) ve İslâmiyet sonrası
dönemde Arap-Fars mistik geleneklerinden (Ebced ve Havass / Gizli İlimler
/) etkilenmiş karmaşık bir yapıya sahiptir.
Türk sistemlerinde numeroloji, harflerin sayısal
değerlerine dayanan kesin hesaplamalardan, rastlantısal kemik atışlarının
kozmik yorumlanmasına kadar geniş bir uygulama alanı bulmuştur.
I. İslâmiyet Sonrası Dönem: Ebced, Havass ve
Sayısal Hesaplamalar
Türk ve Osmanlı ezoterik / gizli /
geleneği, Arap alfabesi üzerine kurulu olan ve harflerin sayısal değerlerinin
gizli anlamları içerdiğine inanan Ebced Hesabı sistemini yoğun olarak
kullanmıştır.
A. Harflerin Sayısal Değerleri ve Türk Alfabesine
Uyarlanması
Ebced Hesabı, Arap alfabesindeki her harfe
belirli bir sayısal karşılık atar. Bu sistem, olmuş olayların ilmi olarak
görüldüğü gibi, aynı zamanda olması muhtemel olaylar hakkında tahminde bulunma
ilmi olan Cefr / Cifr / için de temel teşkil eder.
- Harflerin Değeri: Ebced
Hesabında harflerin sayısal değerleri, Elif’ten (1) Ğayın’a (1000) kadar
birler, onlar, yüzler ve binler basamağında ilerler.
- Türkçe Karakterler: Farsça
ile Türkçede bulunan P, Ç, G gibi özel harflerin, aynı şekilde
yazılan Arap harfleriyle aynı sayısal değerleri taşıdığı belirtilmiştir.
- Kronogram Sanatı: Ebced ve
Kabala sistemlerinin sayısal harf değerleri, Orta Çağ'dan beri İbrani ve
Müslüman yazılarında, harflerin sayısal değerlerinin toplanması yoluyla
tarihleri ifade eden Kronogram / tarih yazma sanatı / adı
verilen gerçek bir sanat olarak kabul görmüştür.
B. Vefkler / Sihirli Kareler / ve Kozmik Düzen
Türk-İslam havass geleneğinde, numeroloji,
Vefk adı verilen sihirli karelerin hazırlanmasında merkezi bir rol
oynar.
- Vefklerin Yapısı ve Unsurlar: Vefkler,
belirli bir sayısal toplamı (toplamı) veren karelerdir. Vefklerin en çabuk
tesir edeninin üçlü vefk olduğu ve bu vefklerin anasırı erbaaya / dört
unsur / (Ateş, Toprak, Hava, Su) göre şekillerinin tanzim edildiği
belirtilmiştir.
- Gezegen ve Saat Belirleme: Vefkin
adına hazırlanacağı kişinin isminin Ebced hesabıyla toplamı bulunur ve bu
toplamın haftanın günlerinin sayısı olan yediye (7) bölünmesiyle
kalan sayının hangi güne işaret ettiğine bakılarak en uygun zaman dilimi
belirlenir. Bu süreçte gezegenlerin (Güneş, Ay, Mars, Merkür, Jüpiter,
Venüs, Satürn) Arapça isimlerinin, İslamî majinin / büyü / majikal
isimleri hâlini aldığı ve uygulamalarda bunların kullanılması gerektiği
vurgulanmıştır. Örneğin, sekizli vefk Utarit / Merkür yıldızına mensuptur.
- Hadim / Hizmetçi / İsimleri:
Vefklerin dört avan meleğini ve vefke hâkim olan meleğin isimlerini
çıkarmak için karmaşık sayısal işlemler yapılır; örneğin vefke konulan
duanın sayısal karşılığı, tabayı' / Burucu Felek / (360) hasıl olan
sayı ve vefkin dört köşesinin toplamı toplanarak Ayil / Melek /
için 51 çıkarılır ve çıkan harfler birleştirilir.
C. Sayısal Zikir ve Ritüelistik Tekrarlar
Numeroloji, amaçlara ulaşmak için yapılan
zikirlerin ve okumaların kesin sayısını belirler. Belirli bir sayının tekrar
edilmesi (adet) ritüelin başarısı için vazgeçilmez bir koşuldur.
- Gizli İsimler: Arapça
olmayan, eski Arami / Aramaic / veya Süryani kökenli olduğu
düşünülen mistik isimler (esmâ) için de belirli tekrarlar
zorunludur. Örneğin, bir kimsenin celbi / çekilmesi / niyetiyle
1209 defa (bir örnekte) bu isimlerin okunması gerekir.
- Mistik Adetler:
Ruhaniyyet / tinsellik / davetlerinde 7 gün boyunca riyazetli oruç
tutulup her gün 7777 defa zikir çekmek gibi usuller kullanılır.
II. Eski Türk Kehanet Sistemi: Irk Bitig ve Kemik
Kehaneti
İslâmiyet öncesi Eski Türk topluluklarında, din
adamları / şamanlar / aynı zamanda büyücü olarak da kabul edilmişler ve sihri
sistemler kullanmışlardır. Türk kehanet sisteminin en önemli yazılı örneği,
Irk Bitig / Kader Kitabı / adı verilen fal kitabıdır.
A. Irk Bitig'in Yapısı ve Yöntemi
- yüzyılda Çin Türkistanı'nda (Uygur coğrafyası) ortaya çıkan Irk
Bitig (Kader Kitabı), sorulan soruya 31 (veya 224) cevap içeren bir
kehanet sistemidir.
- Rastlantısal Yöntem: Bu
sistem, falcının sorusuna cevap bulmak için rastlantısal olarak belirlenen
bir sayıya karşılık gelen falın okunması esasına dayanır. Kehanet
numarası, genellikle aşık kemiği / kemik kehaneti / atılarak tespit
edilmiştir.
- Yorumlama: Her
yanıt, kehanet konusuna bağlı olarak, genellikle belirsiz içeriğe sahip
şiirsel bir sloka / şiirsel metin / ve anlamının düzyazı bir
yorumundan oluşur. Örneğin, 18. ırk (fal) metninin sonunda
"kesinlikle iyidir" (anıyq edgü ol) sonucuna varılır.
- Sonuç Sınıflaması: Her
kehanetin sonunda, o anın "iyi" veya "çok iyi",
"kötü" veya "çok kötü", "çok iyi değil" veya
"ortalama" olduğu sonucuna varılır.
B. Kemik / Zar Falı ve Numerolojik İlişki
Rastgele atma veya seçme prensibine dayanan
kehanet yöntemleri (zar, kemik, bakla falı gibi) numerolojinin pratik
uygulamalarıdır.
- Numaralandırma: Falına
baktırmak isteyen insan, aşık kemiğini üç defa atmak suretiyle kendisine
kaç numaralı falın çıktığını tespit edebilir. Kemiğin dört yüzünden her
biri bir sayıya karşılık gelir.
- Bağlantı ve Uyum: Bir
kimse hakkında bilgi almak için ona bir numara atanır. Eğer kişinin
numarası ve uygulayıcının numarası birlikte düşerse, bu ilişkinin uyumlu
olduğu ve aralarında görünmez bir bağlantının korunduğu anlamına gelir.
III. Eski Türk Sayı Sistemlerinin Yapısı
Uygurlar gibi eski Türk topluluklarının
kullandığı sayı sistemleri, on tabanına dayalı sözlü sayım biçimine sahipti ve
daha sonra Çin kültürünün etkisiyle rasyonelleşmiştir.
- Sözlü Sayım: Eski
Türk sayım sisteminde 1'den 9'a, 10'dan 90'a ve 100'den 900'e kadar
sayılar on tabanına göre adlandırılır (iki yüz, üç yüz vb.).
- Karmaşık İfadeler: Eski Türklerdeki sayım
sisteminde dikkate değer bir kendine özgülük mevcuttu. Örneğin, geleceğe
dönük bir sayım yapılırken çıkarma işlemi esas alınırdı: 50 sayısını $3
\times 20 - 10$ (üçüncü yirminin yarısının hesaba katılmaması gerektiği)
şeklinde ifade etmek gibi. Ancak X. yüzyılda bu biçim Uygurlarda
yalınlaştırılarak on artukı bir ("10'dan 1 fazla") gibi
toplama esaslı ifadelere dönüştürülmüştür.
- Gizli Sayı Sistemi (Siyak): Osmanlı
Türk İmparatorluğunun devlet dairelerinde yakın bir döneme dek siyak
adı verilen gizli sayı sistemleri kullanılmıştır. Bu rakamlar, aslında
Arap dilindeki sayı adlarının monogramlarından ya da kısaltmalarından
başka bir şey değildi ve hileli değişiklikleri önlemek veya miktarları
halkın bilmesini engellemek amacıyla kullanılıyordu.
IV. Özet: Türk Numerolojisinin Evrensellik
İçindeki Yeri
Türk numerolojisi geleneği, sayıların kozmik bir
titreşim taşıdığı ve 1'den 9'a kadar olan sayılara indirgenmesi gerektiği
şeklindeki evrensel numeroloji ilkesini kabul eder.
Türklerin tarihsel pratikleri incelendiğinde,
numeroloji ve kehanet sistemlerinin üç ana damarda ilerlediği görülür:
- Ezoterik Numeroloji: Arap ve
İbrani sistemlerinden esinlenen ve ritüel, vefk, gezegen saatleri
belirleme ve harf hesaplamaları için kullanılan Ebced-Cifr sistemi.
- Kadim Kehanet:
Rastlantısal sayılar ve sembolik metinlerin (şiirsel sloka) yorumlanmasına
dayanan Irk Bitig gibi sözlü ve yazılı fal sistemleri.
- Mistik İnançlar: Hayatın,
karakterin ve geleceğin sayıların titreşimsel kodları (doğum ve isim
numarası) ile belirlendiği inancı ve belirli mistik sayıların (özellikle 7)
ritüelistik kullanımları.
Hitit ve Mezopotamya medeniyetleri, antik
dünyanın en etkili kehanet / tahmin / ve matematik sistemlerini
geliştirmiş kadim merkezlerdir. Bu iki coğrafya, sayıların hem pratik
hesaplamalarda hem de kozmik / evrensel / sırların çözülmesinde nasıl
kullanıldığına dair zıt ama tamamlayıcı örnekler sunar.
Bu makale, Mezopotamya’da konum ilkesi ile
tanışan numeroloji / sayı falı / sistemlerini (Babil/Kalde) ve
Hitit’teki toplamaya dayalı basit sayı sistemlerinin kehanet uygulamalarıyla
ilişkisini ayrıntılı bir şekilde ele almaktadır.
I. Mezopotamya Numerolojisi ve Konumlu Sayı
Sisteminin Keşfi
Numerolojinin bilinen en eski kökleri, en az 4000
yıl önce Babil ve Kalde / Chaldean / medeniyetlerine kadar uzanmaktadır.
Mezopotamya, hem matematiksel soyutlamanın beşiği olmuş hem de sonraki ezoterik
/ gizli / sistemleri (İbrani Kabalası ve Arap Ebcedi) etkileyen
yöntemlerin ilk ortaya çıktığı yerdir.
A. Sümer ve Babil Sayı Sistemlerinin Yapısal
Esasları
Mezopotamya'nın sayı sistemleri, iki ana taban
ilkesini benimsemiştir:
- Karma Toplama Dizgesi (Sümer): Sümer
yazmanları M.Ö./İ.Ö. III. bin boyunca, on tabanı / desimal / ile
altmış tabanını / seksagesimal / birleştiren karma / melez /
bir toplama dizgesi kullanmışlardır. Bu sistemde sayılar, somut nesnelerle
temsil edilen fiziksel simgeler / calculi / ile gösterilirdi.
Örneğin, 1 birim için küçük bir koni (kertik), 10 birim için bilya (küçük
delik) ve 3.000 birim için delikli büyük koni kullanılırdı. Sayısal
gösterimde kolaylık sağlamak amacıyla, Sümer yazmanları bazen çıkarma
yöntemini de kullanmışlardır (örneğin 9 sayısını yazmak için $10-1$ gibi
ifadeler).
- Konumlu Altmışlı Taban (Babil): Babil
bilginleri (M.Ö./İ.Ö. XIX. yüzyıl dolaylarında) matematiksel tarihin en
büyük atılımlarından birini gerçekleştirerek ilk gerçek konumlu sayı
sistemini icat etmişlerdir. Bu sistem, kesin olarak altmış tabanına
dayanıyordu. Konum ilkesine göre, bir rakamın değeri, sayıların
yazılışında tuttuğu konuma göre değişiyordu. Örneğin, bizim onlu
sistemimizde $[3; 1; 2]$ öbeği, Babil matematikçileri için $3 \times 60^2
+ 1 \times 60 + 2$ anlamına geliyordu.
B. Konum İlkesi ve Sıfırın Sınırlılığı
Babil'in konumlu dizgesi, kendisinden önceki
toplama sistemlerinden (Sümer, Mısır) çok daha üstün olsa da, uzun süre boyunca
sıfırın / yokluk / olmayışı sorunundan muzdarip olmuştur.
- Boşluk Belirteci: Konum
ilkesi uygulandığında, olmayan birimleri betimlemek için çizgesel / grafik
/ bir im kullanmak gerekir. Babil sistemi bu boşluğu yalnızca bir boşluk
belirteci olarak kullanıyordu; bu, $10-10$'daki "hiç" niceliğini
ifade eden bir sayı / fonksiyonel sıfır / değildi.
- Kehanet ve Yönetim: Konum
ilkesinin Mezopotamya’da ne denli yaygın olduğu, Asur kralı Asarhaddon'un
"Kara Taş" anektodundan anlaşılır. Bu hikâyede, tanrının
Babil'in boş kalacağı 70 yıl sayısını yazgılar tabletine işlemesi,
ardından merhamet ederek rakamların sırasını değiştirmesi (konum ilkesine
dayalı olarak) kurgusu, konum ilkesinin yaygın bir anlayış olduğunu
göstermektedir.
II. Mezopotamya Kehanet Sistemleri ve Numeroloji
Sümerlerin ayin dilleri, onların halefleri olan
Sâmîlerin (Babil ve Asurluların) kutsal dili ve büyü dili olarak
kullanılmıştır. Babil’de rahiplerin işlerinin büyük bir bölümü kehanet üzerine
kuruluydu.
A. Gematria'nın Kökeni
Gematria / harf-sayı dönüşümü /,
kelimeleri ve cümleleri sayısal değerlere dönüştürerek gizli anlamlar bulma
yöntemidir.
- Kehanet Aracı:
Numerolojinin bu en eski formu, köklerini antik Babil ve Kalde
medeniyetlerinden alır. Babil’de Kral II. Sargon zamanında (M.Ö./İ.Ö. 8.
yüzyıl) Gematria'nın bir kehanet yöntemi olarak kullanıldığı
belirtilmiştir.
- Etkisi: Gematria
sistemi, sayıların mistik anlamı ve tekrarı üzerinden tanrısal ve kozmik
düzenlemelerle ilişkilendirilen inançları geliştirmiştir. Daha sonra bu
teknik, Yahudi mistisizmi olan Kabala tarafından benimsenmiştir.
B. Astroloji ve Mistik Sayılar
Babil'deki rahiplerin temel amacı, belirli bir
eylem için koşulların uygun olup olmadığını araştırmak ve uygun astral / göksel
/ bilgileri veren takvime başvurmaktı.
- Yedi Sayısının Önemi:
Sayıların ve rakamların büyüsel / majikal / işlerdeki önemi
büyüktür. Yedi (7) sayısının önemi, muhtemelen Babil'de astrolojiye
verilen önemden kaynaklanmaktadır.
- Diğer Mistik Sayılar:
Numerolojide, genellikle 1, 3, 7, 9, 40 ve 41 gibi sayıların büyülü bir
güce sahip olduğuna inanılırdı. Ayrıca, 777 sayısının ezoterik bir notla
birlikte Asur-Babil dinlerine dair araştırmaya dayandığı da
belirtilmiştir.
III. Hitit Numerolojisi ve Kehanet Sistemi
Hititler, M.Ö. II. binden itibaren Anadolu’ya
yerleşerek büyük bir imparatorluk kurmuşlardır. Sayı sistemleri ve kehanet
metotları, coğrafi ve kültürel etkileşimleri yansıtan kendine has özellikler
taşır.
A. Hitit Sayı Sisteminin Yapısı
Hitit hiyeroglif sayı sistemi, toplama
ilkesine ve on tabanına dayanıyordu.
- Sınıflandırma: Hitit
sayı sistemi, Mısır hiyeroglif sistemi ve Girit sistemleriyle tamamen
benzer bir yapıya sahipti.
- Gösterim: Bu
sistemde, tıpkı Mısır’da olduğu gibi, yalnızca birime ve 10'un ardışık
kuvvetlerine özel bir im yükleniyordu. Bu sistemler, harflerin sayısal
değerlerinin üst üste eklenmesiyle işleyen alfabetik sayı sistemlerine de
(Yunan, İbrani) benzerdir, ancak bu yapılar (toplamalı sistemler), yazılı
işlemler yapmaya elverişli değildi ve aritmetik için hantal kalıyordu.
B. Hitit Büyü ve Kehanet Yöntemleri
Hitit inanç sisteminde, doğaüstü güçlerle
iletişim kurma ve geleceği okuma, ruhban sınıfının görevleri arasındaydı.
- Doğa Gözlemi ve Analoji / Benzetme /: Hitit
büyü ritüellerinde en sık karşımıza çıkan metotlardan birisi, doğada
meydana gelen olayların gözlenerek algılanmasına dayanıyordu.
- Taklit Büyüsü (Homoapathik): Hitit
büyüsünde en popüler olan büyü şekli, homoapathik, açıklayıcı analojik
ve sempatatik olarak adlandırılan taklit büyüsüdür. Bu tekniğin temel
amacı "benzer benzeri çeker" ilkesinden hareketle,
benzerlik kurma yoluyla istenilen sonucu elde etmektir.
- Kullanılan Materyaller: Hitit
ritüel sanatında en çok telaffuz edilen büyü materyali çakıl taşı
olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca Hitit tıbbında şifalı bitkiler önemli
bir yere sahipti; çoğunluğu soğanlı bitkiler olmak üzere 33 adet şifalı
otun adı eczacılık metinlerinde geçmekteydi.
Özetle, Mezopotamya (Babil), sayısal bir devrim
(konumlu sistem) yaparak numerolojik kehanet tekniklerinin (Gematria) kuramsal
temellerini atarken; Hititler, daha geleneksel, toplama ilkesine dayalı sayı
sistemlerini kullanmış ve kehanette daha çok doğal gözlem ve taklit (homoapathik)
büyü yöntemlerine ağırlık vermişlerdir.
Süryani Numerolojisi ve Kehanet Sistemi, Yakın
Doğu’nun Sâmî / Semitic / halklarının köklü birikimini temsil eder ve
İbrani Kabalası’ndaki Gematria ile Arap Ebced sistemlerinin
ortaya çıkışına zemin hazırlayan alfabetik sayısal / nümerik / gösterim
grubuna dâhildir. Bu sistem, harflerin sayısal değerlerini kullanarak ezoterik
/ gizli / anlamlar çıkarma geleneğine dayanmaktadır.
Bu makale, Süryani sayı sisteminin yapısal
özelliklerini, tarihsel rolünü ve ezoterik uygulamalarla olan ilişkisini tam
teşekküllü öğretici bir yaklaşımla incelemektedir.
I. Süryani Sayı Sisteminin Yapısal Esasları ve
Kökeni
Süryani sayılaması, tıpkı İbrani ve Yunan
sistemlerinde olduğu gibi, harfleri sayısal imler olarak kullanan toplamalı
/ summatif / bir dizgedir. Bu sistemin kökleri, Mezopotamya’nın
ve İlk Çağ Avrupa’sının alfabetik gösterim sistemlerinin ortak atası olan
Fenike alfabesine dayanmaktadır.
A. Alfabenin ve Harf Sırasının Yapısı
Süryani alfabesi (Nasturi ve Serto gibi
varyantlar), Fenike alfabesinden türeyen Arami / Aramaic / alfabesinin
bir çeşidi olan Estranghelo'dan gelmektedir. Bu yazı, bütün batı Sâmîlerinde
görüldüğü gibi, yirmi iki özgün Fenike harfinin sırasını korumuştur.
Bu harf sırası, Doğu Arap sayısal harfleri
dizgesiyle karşılaştırıldığında, 400’den küçük sayılarda üç sistem arasında tam
bir uygunluk olduğu görülür.
B. Sayısal Değerlerin Atanması ve Kullanım Tarihi
Süryani sistemi de, İbrani Kabalası ve Arap
Ebcedi gibi, harflere sayısal değerler yükleme ilkesine dayanır.
- Sayısal Atama: Harfler,
1'den 10'a, 20'den 100'e ve 200'den 400'e kadar olan sayısal değerlere
karşılık gelir.
- Tarihsel Kullanım: Süryani
harf-sayı sisteminin kullanımına tanıklık eden en eski belgeler M.S. /
İ.S. VI./VII. yüzyıllarından öteye gitmemektedir. Ancak, daha eski Süryani
yazıtları, klasik Arami dizgesiyle akraba olan tek bir sayısal gösterim
kategorisi vermektedir.
II. Süryani Sayılamasının Pratik Rolü ve
Matematiksel Sınırlamaları
Süryani alfabetik sayı sisteminin temel kullanım
alanı, aritmetik işlemlerden ziyade, düzenleme ve arşivleme amacı taşımıştır.
A. Kodekslerin Numaralandırılması
Süryani numerolojisi, özellikle el yazmalarında /
kodekslerde / kullanılmıştır. Süryani el yazmalarında (en azından IX.
yüzyıldan sonrakilerde), kodeksi oluşturan defterlerin düzenli olarak
numaralandırılmasıyla doğrulanmaktadır. Bu numaralama, "kitabın"
oluşturuluşunda unutmadan ya da sıra değiştirmeden ileri gelebilecek her türlü
hatadan kaçınmak amacıyla yapılırdı.
B. Aritmetiksel Kısıtlılıklar
Süryani sistemi, Yunan ve İbrani sistemleri gibi,
pratik aritmetik işlemler yapmaya elverişli değildi.
- Toplama İlkesi:
Harflerin sayısal değerlerinin toplama yoluyla yan yana yazılması esasına
dayanıyordu.
- Konum İlkesinin Yokluğu: Bu
sistemler, modern aritmetiğin temelini oluşturan konum ilkesini ve sıfır
kavramını içermediği için aritmetik işlemlerin yazılı olarak
yapılmasına uygun değildi. Bu tür işlemler, genellikle abaküs / çörkü
/ gibi somut araçlar üzerinde yapıldıktan sonra sonuçlar bu harflerle
kaydedilirdi. Bu durum, Hint uygarlığının konumlu sayı sisteminin
üstünlüğünü ortaya koymuştur.
III. Süryani Numerolojisi ve Kehanet Sistemi
İlişkisi
Süryani sayı sisteminin kendisi doğrudan bir
kehanet metodu olmasa da, harf-sayı eşleştirmesi, Gematria ve Kronogram
gibi ezoterik tekniklere zemin hazırlamıştır.
A. Gematria ve Ezoterik Yorumlama
Harflere sayısal değerler atama ilkesi (Gematria),
Kabalistik ve Arap mistik geleneklerinin temelini oluşturur. Süryani
alfabesinin de bu prensibe göre düzenlenmiş olması, kelimelerin ve ifadelerin
sayısal değerleri üzerinden kutsal metinlerdeki gizli bağlantıları keşfetme
pratiğine uygunluğunu gösterir.
B. Kronogram / Tarih Yazma Sanatı /
Sayısal harf sistemlerinin mistik ve pratik
uygulamalarından biri de Kronogram sanatıdır. Harflerin sayısal
değerlerinin toplanması yoluyla tarihleri ifade etme yöntemi, Orta Çağ’dan beri
İbrani ve Müslüman yazılarında gerçek bir sanat formu olarak kabul edilmiştir.
Süryani sisteminin bu disiplinle ilişkisi, bölgedeki diğer Sâmî / Semitik
/ alfabetik sistemlerle olan mutlak benzerliğinden kaynaklanmaktadır.
C. Kehanet Alanındaki Etkileşimler
Süryani sisteminin kökleri, astrolojiye büyük
önem veren ve kehaneti temel bilim olarak gören Mezopotamya (Babil/Kalde)
medeniyetlerine uzanır. Büyüsel işlerde rakamların ve sayıların önemi büyüktür.
Süryani geleneği de, bu
geniş coğrafi alanda, sayıların ruhani / spiritual / anlamları
taşıdığına dair mistik inançları sürdürmüştür.
Türk Numerolojisi ve Kehanet Sistemi, tek bir
monolitik / yekpare / disiplin yerine, Orta Asya’dan Anadolu’ya yayılan
geniş bir coğrafyanın kültürel ve mistik / gizemci / etkileşimlerinin
bir sentezini temsil eder. Türk gizli ilimler / havass / geleneği,
özellikle İslâmiyet sonrası dönemde Arap ve İbrani numeroloji / sayı falı
/ sistemlerinin (Ebced ve Kabala) derin etkisi altında şekillenmiş ve kehanet /
tahmin / yöntemlerini geliştirmiştir.
Bu makale, Türk numerolojisinin temelini
oluşturan İslâmi ve Osmanlı geleneklerini (Ebced, Cifr ve Vefk) ve aynı zamanda
kadim Türk sayı sistemlerinin ve kehanet pratiklerinin izlerini tam teşekküllü
olarak açıklamayı amaçlamaktadır.
I. İslami ve Osmanlı Geleneğinde Numeroloji:
Ebced Hesabı
Türk numerolojisinin en belirgin ve matematiksel
olarak sistematik formu, Arap alfabesindeki harflerin sayısal değerlerine
dayanan Ebced Hesabı'dır. Bu sistem, Yahudi Kabalası’ndaki Gematria
ve Yunan alfabesindeki Isopsephi sistemleriyle aynı harf-sayı dönüşümü
ilkesine dayanır.
A. Ebced Hesabının Tanımı ve Yapısı
Ebced, Arap alfabesindeki harflerin belirli bir
sayısal karşılığına dayanan tablolara verilen isimdir ve Arap kültürü içinde
numerolojinin karşılığı olarak görülür. Sistemin adı, alfabenin ilk dört
harfinin (elif, be, cim, dal) birleşmesinden oluşmuştur.
- Sayısal Değerler: Ebced
Hesabı, harfleri sayısal değerlere dönüştürerek gizli anlamlar bulmayı
amaçlar. Bu sistemde harfler, 1’den 10’a, 10’dan 100’e (onar onar) ve
100’den 1000’e (yüzer yüzer) kadar değerler taşır.
- Türkçe Harflerin Uyarlanması: Arap
alfabesine özgü olmayan, Farsça ve Türkçede bulunan P, Ç, G (yumuşak G)
gibi harflere de benzer Arap harflerine verilen sayı değerleri atanmıştır.
Bu sistemde, Arapçaya has olan altı harf (ت
te, ث se, ج
cim, ذ zel, ظ
zı ve غ ğayın) 22 harflik alfabenin sonuna
eklenerek 28 harf elde edilmiştir.
B. Kehanet Uygulamaları (Cifr ve Yıldızname)
Ebced hesabı, harflerin ve sayıların oluşturduğu
biçimlerden yararlanarak olması muhtemel olaylar hakkında tahminde bulunma
ilmi olan Cifr / Cefr / için temel bir araçtır.
- Yıldızname ile Kader Tespiti: Osmanlı
geleneğinde ve Türk havass / gizli ilimler / uygulamalarında yaygın
olarak kullanılan Yıldızname sistemi, doğum tarihi bilinmeyen
kişilerin burçlarını ve kaderlerini tespit etmek için Ebced Hesabını
kullanır.
- Yöntem: Kişinin
kendi isminin ve annesinin isminin harflerine denk gelen Ebced değerleri
toplanır. Elde edilen toplam sayı, zodyak burçlarına atıfla on ikiye
(12) bölünür ve kalan sayıya göre kitabın ilgili bölümünden (bâb)
yorum yapılır.
- Doğruluk Analizi: Söylenen
bir sözün gerçek mi yalan mı olduğunu anlamak için, kişinin ismiyle sözü
söylediği günün isminin Ebced karşılığı toplanıp beşe bölünür.
Kalan sayı tek ise sözün gerçek, çift ise yalan olduğu yorumlanır.
C. Vefkler / Sihirli Kareler / ve Astrolojik
Zamanlama
Arap numerolojisinin en karmaşık uygulamalarından
olan Vefkler (sihirli kareler), Türk-İslam havass geleneğinde
önemli bir yer tutar.
- Algoritmik Yapı:
Vefklerin inşası, karmaşık matematiksel kurallar dizisi ve algoritmik / yönergeli
/ talimatlar gerektirir. Bu, gizli ilimlerin rastgele eylemler değil,
matematiksel kesinliğe dayanan sistematik bir disiplin olduğunu gösterir.
- Zamanlama ve Gezegenler:
Vefklerin hazırlanmasında en uygun zaman diliminin (saat-i eşref)
tespiti için, kişinin isminin Ebced toplamı yediye (7) bölünür.
Kalan sayı, hangi güne (gezegenin gününe) işaret ediyorsa o gün işlem
yapılır. Vefkler, genellikle Yedi Klasik Gezegen ile haftanın yedi günü ve
yedi majikal saatle ilişkilendirilir.
II. Eski Türk Sayı Sistemleri ve Kehanet İzleri
İslâmiyet öncesi Türk kültürleri, komşu
uygarlıklardan etkilenmiş olsa da kendine özgü sayım ve kehanet pratikleri
geliştirmiştir.
A. Türk Sayı Sisteminin Yapısı
Eski Türklerin sözlü sayım sistemi, Hint-Avrupa
dilleriyle benzer şekilde on tabanına / desimal / dayalı bir
yapıya sahipti.
- Geleceğe Dönük Sayım: Eski
Türklerdeki sözlü sayım sisteminde, geleceğe dönük sayım yapılırken
çıkarma işlemi esas alınmıştır. Örneğin, 50 sayısını $3 \times 20 - 10$
(üçüncü yirminin yarısının hesaba katılmaması gerektiği) şeklinde ifade
etmek gibi karmaşık ifadeler kullanılırdı.
- Yalınlaştırma: X.
yüzyılda Uygurlarda bu biçim yalınlaştırılarak on artukı bir ("10'dan
1 fazla") gibi toplama esaslı ifadelere dönüştürülmüştür.
B. Kadim Kehanet Yöntemleri
Türk kehanet sistemlerinde, sayısal veriler ve
rastlantısal seçim, kozmik düzenin bir yansıması olarak kabul edilirdi.
- Zar ve Kemik Kehaneti: Türk
sisteminde açıkça adı geçmese de, bu coğrafyada zar ve kemik atışlarına
dayanan kehanet yaygındır. Bu yöntemde, düşen sayılar neredeyse saf
numeroloji / sayı falı / olarak kabul edilir. Bu kehanetlerde,
atılan kemiklerin veya zarların toplam puanları ve tek tek sayıları,
durumu bir bütün olarak karakterize etmek için kullanılır.
- Uyum Analizi (Kemik Falı): Başka
bir kişi (rakip, sevgili, uzaktaki oğul) için bir numara atanır. Bu
kişinin numarası ile uygulayıcının numarası birlikte düşerse, bu durum
aralarındaki ilişkinin uyumlu (ahenkli) olduğunu ve görünmez bir
bağlantının korunduğunu anlamına gelir.
- Kura ile Fal: Rastgele
nesneleri atma veya seçme prensibine dayanan kehanet yöntemleri, rastlantı
gibi görünen olayların dahi ilahi bir iradenin yansıması olduğu
felsefesine dayanır.
III. Osmanlı İmparatorluğu'nda Gizli Sayı
Sistemleri (Siyak)
Türk yönetim tarihinde, Arap numerolojisinden
türeyen özel gizli yazı ve sayı sistemleri, mali ve idari amaçlar için
kullanılmıştır.
Siyak Rakamları: Osmanlı Türk
İmparatorluğunun devlet dairelerinde, yakın bir döneme dek Siyak adıyla
bilinen gizli sayı sistemleri dolaşmıştır.
- Amacı: Bu
rakamların amacı, hileli değişiklikleri önlemek veya bu rakamlarla
betimlenmiş miktarları halkın bilmesini engellemekti.
- Kökeni: Siyak
rakamları, aslında Arap dilindeki sayı adlarının monogramlarından / kısaltmalarından
/ başka bir şey değildi. Bu gizli sistem, geleneksel sırayla (Ebced
sırasıyla) sıralanmış eski Arami / Aramaic / harflerinin
biçimlerinin kalıntısından başka bir şey değildi.
Türk numerolojisi, bu üç ana damar üzerinde
gelişmiştir: İslami mistisizmin kesin matematiksel kurallara (Ebced) dayalı
kehanetleri, kadim Türklerin rastlantısal sayım ve fal pratikleri ve idari
amaçlarla kullanılan gizli sayısal kodlama sistemleri.
Uygarlığın kadim / eski / dönemlerinden
günümüze dek süre gelen ezoterik / gizli / bilgi sistemleri içerisinde
yer alan numeroloji / sayı falı /, Paganizm'in modern akımlarından biri
olan Wicca gibi senkretik / karma / inanç sistemlerinin temelini
oluşturan mistik / gizemci / bir disiplindir. Kaynaklarımız doğrudan "Wicca
Numerolojisi" adıyla spesifik bir sistem tanımlamasa da, modern Pagan
hareketlerinin büyük ölçüde Antik Yunan (Pisagor), İbrani (Kabala) ve Kalde / Chaldean
/ geleneklerinden devraldığı evrensel numeroloji ilkelerini ve kehanet / tahmin
/ yöntemlerini ayrıntılı olarak ele almaktadır.
Bu makale, modern Paganizmin sayısal yorumlama
sistemlerini, bu sistemlerin dayandığı köklü ilkeleri ve kehanet yöntemlerini
tam teşekküllü olarak açıklamayı amaçlamaktadır.
I. Pagan Numerolojisinin Felsefi ve Mistik
Temelleri
Modern Pagan
ve Wicca uygulamalarında numeroloji, sayıların yalnızca nicelik / miktar
/ değil, aynı zamanda kozmik / evrensel / prensipleri ve kuvvetleri
temsil eden titreşimsel / vibrasyonel / enerjiler olduğu inancına
dayanır. Numerolojinin kökleri astroloji / yıldız bilimi / kadar
eskidir.
A. Pisagorcu İndirgeme İlkesi
Bugünkü modern numerolojinin temelini, M.Ö. /
İ.Ö. VI. yüzyılda Pisagor ve takipçilerinin sistematize ettiği felsefe
oluşturur. Bu ilkeye göre:
- Evrenin Matematiği: Bütün
evren saf matematiksel sayılar üzerine kurulmuştur ve matematik dokuz
temel sayıdan (1’den 9’a kadar) oluşur.
- Basite İndirgeme: Tüm çift
haneli sayılar, tek haneli bir temel sayıya (1-9) indirgenir. Bu sayede
evrendeki tüm olayların sayıların etkisinde olduğu düşünülür.
- Birlik İlkesi: Numeroloji,
her şeyin temeli olan birlik / yekparelik / ilkesini anlamak için
kullanılan bir yoldur.
B. Mistik Sayıların Gücü
Numerolojide genellikle 1, 3, 7, 9, 40 ve 41 gibi
sayıların büyülü / gizli / bir güce sahip olduğuna inanılır. Pagan ve
Hristiyan geleneklerinde önemli olan sayılar mevcuttur:
- 7 (Yedi): Mistik
ve büyüsel işlerde en yaygın kullanılan sayılardan biridir. Evrenin ve
insan doğasının tüm ritimlerini içerdiği düşünülür.
- 12 (On İki):
Bütünlüğün / tamlığın / sayısıdır; 12 ay, 12 burç, 12 havari gibi
kavramlarla uyumludur ve maddenin ve ruhun tezahürünün tüm ritimlerini
içerir.
- 13 (On Üç):
Geleneksel olarak şanssız kabul edilse de, numerolojide eski on ikilik
sistemde yeni bir başlangıca işaret ettiği yorumu da mevcuttur.
II. Wicca’da Kullanılan Ana Numeroloji Sistemleri
Wicca gibi modern inanç sistemleri, harflere
sayısal değer atama ve bu değerler üzerinden kişisel kodları ve kaderi analiz
etme amacıyla üç ana tarihi numeroloji formunu (Kalde, Pisagor, Kabalistik)
kullanabilir.
A. Kalde Numerolojisi (Chaldean System)
Kalde sistemi, numerolojinin en eski formu olarak
kabul edilir ve köklerini antik Babil ve Kalde medeniyetlerinden alır.
- 9 Sayısının Dışlanması: Kalde sistemi 1’den 8’e
kadar olan sayıları kullanır ve 9 sayısını kullanmaz; çünkü 9’un
sonsuzlukla bağlantılı kutsal bir sayı olduğuna inanılır.
- Titreşim Odaklılık: Kalde
sistemi, harf ve sayılar arasındaki ilişkiyi sesler ve tonlar üzerinden
kurarak, titreşimleri koordine eder.
- İsim Kullanımı: Bu
sistem, kişinin doğum adından ziyade, halen kullandığı ismi esas alır,
çünkü kişinin etrafında oluşan titreşimlerin mevcut isme dayandığına
inanılır.
B. Kabalistik Numeroloji ve Gematria
Kabalistik numeroloji, İbrani alfabesine (Kabala)
dayanır ve Gematria / harf hesabı / adı verilen bir yöntemle harflere
sayısal değerler atanması ilkesini kullanır.
- Sefirot ve Kozmik Düzen:
Kabala'ya göre Tanrı, evreni İbrani alfabesinin 22 harfi ve sonsuz sayı
dizisinin ilk on sayısı olan Sefirot (sayılar anlamına gelir)
yardımıyla yaratmıştır. Kabala’nın numerolojiyle ilgilenmesinin nedeni,
harflerin sayısal değerlerini kullanarak (Gematria) bu kozmik düzeni ve
ilahi isimleri çözümlemektir.
- Master Sayılar:
Kabalistik numeroloji, 11, 22 ve 33 gibi Master Sayıları tanır. Özellikle 11,
İsa’nın sadık müritlerinin sayısı ve öbür dünya sırlarının kapılarını açan
bir yaşam ve ölüm işareti olarak görülür.
III. Pagan Kehanetinde Numerolojik Sistemler
Pagan geleneğinde kehanet, sayıların ya da
sayısal atamaların yorumlanmasıyla gerçekleştirilen çeşitli yöntemleri kapsar.
A. Runik Kehanet Sistemi
Rün alfabesi, Kuzey Avrupa halklarının maji / büyü
/ ve kehanette kullandığı bir yazı sistemi olup, numerolojik yorumlamalar için
uygun bir yapıya sahiptir.
- Sıralama ve Titreşim: Rün
sistemi, harflerin sayısal değerlerini toplamaktan ziyade, her bir Rün'ün
ait olduğu titreşimsel alanı ve kutsal dizilimi temsil eder. Her Rün'ün
sırası, onun kehanet yorumunun ve majikal etkisinin temelini oluşturur.
- Kehanet Yöntemleri: Geleceğe
dair yorumlar, runelerin rastgele seçilmesi (Çekme Yöntemi veya Dağıtma
Yöntemi) ile yapılır.
B. Tarot Kartları ve Sayısal Sembolizm
Tarot, Kabala, astroloji ve numeroloji gibi
birçok okült / gizli / bilginin sembolizmini genelleştiren bir kehanet
sistemidir.
- Sayının Temeli: Tarot kartları (Major
Arcana), 22 İbrani harfinin ve sayıların sembolizmini taşır. Her kart bir
sayıya, İbranice alfabesinin bir harfine, bir gezegenin işaretine ve bir
madde sembolüne karşılık gelir.
- Matematiksel İlişki: Kötü
şöhretli okültizm araştırmacısı P. D. Uspensky'nin yerinde bir şekilde
belirttiği gibi, "Metafizik ile ilgili olarak tarot, aritmetik ile
ilgili olarak abaküs ile aynıdır".
C. Rastlantısal Kehanet Yöntemleri
Antik pagan geleneklerinden gelen ve
numerolojinin pratik uygulamaları olan rastlantısal kehanetler, kozmik düzenin
bir yansıması olarak kabul edilir.
- Zar ve Kemik Kehaneti: Atılan
zarların veya kemiklerin toplam puanları ve tek tek sayıları, durumu bir
bütün olarak karakterize etmek için kullanılır. Düşen sayılar neredeyse
saf numeroloji olarak kabul edilir. Dokuz (9) kemik alınmasının daha iyi
sonuç vereceği iddia edilmiştir.
- Domino Falcılığı: Domino
taşları üzerindeki sayısal kombinasyonların yorumlanması esasına dayanır.
Sıfırlar ("kukla") olumsuzlukları veya olumlu bir tahminin
ertelenmesini işaret eder.
IV. Numerolojinin Etik ve Ezoterik Konumu
Numeroloji, uzmanlık bilgisi gerektiren astroloji
ve el falının aksine, "kullanımı kolay ve matematiksel olarak kesin"
bir şekilde kişinin yaşam seyrini anlama gücü verdiğini vaat eder. Ancak bu
kehanetler, kişinin kaderinin önceden planlandığına inansa da, insanların
bilinçli değişiklikler yapma yeteneğine sahip olduklarını ve sayıların sadece
geleceği bildirdiğini düşünürler.
Ancak bu noktada, Kabalistik geleneğin (ki modern
Pagan numerolojisinin ana kaynağıdır), numerolojiyi (Gematria'dan
türemesine rağmen) "fanilerle" (maddi varlıklar) uğraştığı için daha
düşük bir seviyede konumlandırdığını ve büyü / maji / ile tılsım / talismatik
/ uygulamaları kesinlikle yasaklayarak putperestlik olarak gördüğünü
hatırlatmak gerekir. Kabalistler için asıl amaç, manevi form eşitliğine ve
Yaratan'la birliğe ulaşmaktır. Modern Pagan sistemleri ise bu araçları kehanet
ve pratik maji amaçlarıyla bütünleştirmiştir.
Rus Numerolojisi ve Kehanet Sistemi, tek başına
özgün bir sistem olmaktan ziyade, Avrupa’da yaygın olan ezoterik / gizli
/ akımların (özellikle Pisagor / Pythagoras /, İbrani Kabalası ve Hint
gelenekleri) prensiplerini uygulayan senkretik / karma / bir yapı
sergilemektedir.
Bu disiplin, sayıların yalnızca nicelik / miktar
/ ifade etmediği, aksine hayatımız üzerinde önemli etkileri bulunan titreşimsel
/ vibrasyonel / güçler taşıdığı inancına dayanır. Rusya'da da kullanılan
bu sistemler, kehanet / tahmin / yöntemlerini hem geleneksel
yaklaşımlarla hem de modern uygulamalarla harmanlamıştır.
I. Numerolojinin Felsefi Temelleri ve Evrensel
Prensip
Rus numerolojisi, Batı numerolojisinin kurucusu
Pisagor’un felsefi prensiplerini temel alır.
A. Basit İndirgeme ve Kozmik Titreşim
Numerolojinin temel aldığı felsefe, tüm sayıların
1’den 9’a kadar olan asıl / orijinal / sayılara indirgenmesi
ilkesine dayanır. Bu indirgeme, evrendeki tüm olayların sayıların etkisi
altında olduğu ve her sayının kendine has bir gücü olduğu düşüncesiyle yapılır.
- İşlem:
İndirgeme, sayının tüm basamaklarının toplanması ve sonucun tek haneli bir
sayı elde edilene kadar bu işleme devam edilmesiyle gerçekleştirilir.
- Bileşik Kökler: Çıkan
çift haneli ara toplamlar (bileşik kökler), bazı numerologlar
tarafından ek anlam taşıdığı için yorumlamada muhafaza edilir.
B. Harf ve Sayı İlişkisi (Gematria’dan Türeyiş)
Numeroloji, kökenini İbrani Kabalası'ndaki Gematria
/ harflere sayısal değer verme / sisteminden alır.
- Fanilerle İlgilenme: Gematria
esas olarak Tanrı, melekler ve Sefirot gibi yüksek varlıkların
isimleriyle uğraşırken, numerolojinin ilgi alanı esas olarak fanilerdir.
- Sayısallaştırma: Avrupa
dillerindeki herhangi bir sözcük, numerolojik sistemlerden biri
kullanılarak bir sayıya dönüştürülebilir. Bu harf-sayı dönüşümü, kişinin
karakteri ve geleceği hakkında bilgi veren titreşimsel / vibrasyonel /
bir kod taşıdığı inancına dayanır.
II. Kişisel Sayısal Kodlar ve Kehanet Yöntemleri
Rus numerolojisi geleneğinde, her insanın
kaderinde çok şey belirleyen kendi sayısal kodu olduğuna inanılır.
A. Doğum ve İsim Kodları
Kişisel sayısal kod iki ana unsurdan oluşur:
- Doğum Tarihi Numarası (Kader Sayısı):
Değiştirilemeyen bu sayı, kişinin hayatının temel seyrini belirler.
- İsim Numarası: Kişinin
gelişmiş kişiliğinin ve başarılarının anahtarıdır; bu numaranın doğum
numarasıyla uyumlu / ahenkli / olması esastır.
- Uyum ve İlişkiler:
Numeroloji, partnerlerin, iş yerlerinin veya adreslerin kişinin sayısal
titreşimleriyle uyumlu olup olmadığını bulmaya yardımcı olur. En güçlü
ilişkilerin, tek ve çift sayı kombinasyonlarında olduğu gibi, zıt
ve tamamlayıcı enerjilere sahip olanlar arasında oluştuğu düşünülür.
B. Kehanet Sistemleri
Numerolojinin pratik uygulamaları, şansa / rastlantı
/ dayalı görünen sistemlerin yorumlanmasını içerir:
- Zar ve Kemik Falcılığı: Atılan
zarların veya kemiklerin toplam puanları ve tek tek sayıları, durumu bir
bütün olarak karakterize etmek için kullanılır. Düşen sayılar neredeyse
saf numeroloji olarak kabul edilir. Numerolojide, kehanet kemikleri için
en uygun sayının dokuz (9) olduğu iddia edilir.
- Domino Falcılığı: Domino
taşları üzerindeki falcılıkta, 1’den 6’ya kadar olan sayılara ek olarak sıfırlar
("kukla") da bulunur. Sıfır ile herhangi bir sayının
kombinasyonunun, tahmini olumsuz yaptığı veya olumlu bir tahminin
uygulanmasını uzun süre ertelediği dikkate alınmalıdır.
- Tarot (Eteilla Sistemi): Modern
kehanet sistemlerinin temel unsurları haline gelen Eteilla
sisteminde, büyük ve küçük sırlar olmak üzere 78 kartın tamamı kullanılır.
Tarot, Kabala ve numeroloji gibi okült / gizli / bilimlerin
sembolizmini genelleştiren bir sistemdir.
III. Mistik Sayılar ve Simgesel Anlamları
Rus numerolojisi geleneğinde de evrensel ezoterik
sistemlerdeki gibi belirli sayılara özel anlamlar yüklenir.
|
Sayı |
Simgesel Anlamı |
|
7 |
Evren ve insan doğasının tüm ritimlerini
içerir; Uzayla bağlantıyı (Enerji) ve tam aile mutluluğunu simgeler. |
|
9 |
Yeterlik / yeterlilik / ve uygulama;
Kehanet kemikleri için en uygun sayı. |
|
11 |
İsa'nın sadık müritlerinin sayısı; öbür dünya
sırlarının kapılarını açan bir yaşam ve ölüm işareti. |
|
12 |
Bütünlük / tamlık / sayısıdır; maddenin
ve ruhun tezahürünün tüm ritimlerini içerir (12 ay, 12 burç, 12 havari). |
|
13 |
Geleneksel olarak şanssız ve tehlikeli (patlama
veya bilinmeyen bir kaliteye geçiş) kabul edilir, ancak büyücülerin / sihirbazlar
/ favori sayısıdır. |
|
40 |
Mutlak bütünlük ve arınma / karantina
kelimesi "kırk gün" anlamına gelir / sayısıdır. |
IV. Ezoterik Sistemin Eleştirel Perspektifi ve
Dilsel Yapı
Numerolojinin kökeni Gematria'dan gelmesine
rağmen, bu sistemin zındıklar / kâfirler / tarafından sadece cahilleri
etkilemeye yarayan bir hileye dönüştürüldüğü yönünde eleştiriler mevcuttur.
- Maddi Amaçlar: Bu tür
uygulamaların, insanların ticari emelleri için geliştirildiği ve putperestlik
/ puta tapma / olarak kabul edildiği belirtilir.
- Blöfçülük:
Numerolojinin sıklıkla blöfçüler / blöfçüler / tarafından
kullanıldığı ve sistemin başarısının, sayıları söylenenlere uydurmakta
gösterilen ustalığa bağlı olduğu ileri sürülür.
Kiril Alfabesi ve Numerolojik Uygulama
Sistemin alfabetik numerolojiye dayanması
sebebiyle, Rusya coğrafyasında kullanılan Kiril alfabesinin de
numerolojik hesaplamalara tabi tutulması beklenir. Kiril alfabesi, M.S. IX.-X.
yüzyıllarda Yunan alfabesinden esinlenerek icat edilmiş olup, bu alfabenin
harflerine sayısal değerler atandığı bir sistem, Avrupa'daki alfabetik sayı
sistemlerinin kalıtsal / genetik / dizgesinin bir parçasını
oluşturmaktadır. Bu, harflerin sayısal değerlerinin toplanması yoluyla
kelimelerden ve isimlerden gizli anlamlar çıkarma pratiğinin Kiril alfabesine
de uygulandığını gösterir.
Hint / Hintistan Numerolojisi ve Kehanet Sistemi,
dünya matematik tarihi açısından merkezi bir öneme sahiptir; zira modern
aritmetiğin temelini oluşturan konumlu sayılama / yerel değer sistemi
/ ve sıfır kavramı / Shûnya / keşfini gerçekleştiren tek
uygarlıktır. Hint düşüncesinde sayılar, sadece nicelik / miktar / ifade
eden araçlar değil, aynı zamanda metafiziksel / aşkın / ve felsefi bir
çevre içinde derin anlamlar taşımaktadır.
Bu makale, Hint numerolojisinin temelini
oluşturan matematiksel deha, ezoterik uygulamaları ve kehanet sistemleriyle
olan ilişkisini tam teşekküllü ve öğretici bir dille açıklamaktadır.
I. Hint
Matematiksel Devrimi: Konumlu Sayılama ve Sıfırın Keşfi
Modern sayı sistemini borçlu olduğumuz Hint
uygarlığının başarısı, binlerce yıl boyunca uzmanlaşmış bir zümrenin tekeline
bırakılmış olan aritmetiğin, bu keşif sayesinde bu sanata hiç yatkın olmayan
zihinlere bile yolunu açmasını sağlamıştır.
A. Üç Temel Keşfin Birleşimi
Hint / Hintistan / kökenli rakamlar, ne kadar
büyük olursa olsun her sayıyı zorluk çekmeden betimlemeyi sağlayan üstün bir
sistem sunmuştur. Bu sistem, aritmetik işlemlerin yazılı olarak yapılmasını tam
anlamıyla mümkün kılan üç temel fikri birleştirmiştir:
- Dokuz Yalın / Soyut Şekil:
Betimlenen birimleri görsel olarak çağrıştırmayan dokuz temel rakamın
kullanılması (1’den 9’a kadar). Bu, Brahmi rakamlarından çıkan bir
gelişimdir.
- Ondalık / Desimal Konum İlkesi:
Rakamların değerinin, sayıların yazılışındaki konumlarıyla belirlenmesi
ilkesi. Örneğin, "3" rakamı, bulunduğu konuma göre 3 birim, 3 on
veya 3 yüz değerini taşıyabilir.
- Sıfır Kavramı / Shûnya /: Olmayan
birimlerin yokluğunu belirtmeye yarayan, "hiç" veya "eksik
bir birimin yerinin boşluğu" anlamına gelen bir simgenin / çizge
/ icadı.
B. Shûnya Kavramının Mistik ve Cebirsel Değeri
Hint felsefesi ve matematiğinde sıfır kavramı (shûnya),
mistik bir temele dayanır. Shûnya, en eski anlamıyla "boşluk",
"hiçlik" ve "yokluk" anlamına geliyordu.
- Fonksiyonel Sıfır: Hint bilginleri,
başlangıçta yalnızca konumlu sayı yazılışındaki eksik yerlerin boşluğunu
doldurmaya yarayan bir çizge / im / iken, bu kavramı hızla
zenginleştirerek modern anlamda "sıfır sayısı" ya da "yok
nicelik" anlamına gelen bir sayı haline getirmişlerdir.
- Aritmetik Üstünlük: Bu
kavramsal atılım, genelleyici sayı fikrine yol açarak modern matematiğin
ve cebir / çözümsel matematik / biliminin ortaya çıkmasını
sağlamıştır. Hint
matematikçileri Brahmagupta ve Bhâskarâchârya (+1150), sıfırın
matematiksel bir kavram (yok sayı) olarak sunulduğu temel cebir
kurallarını (pozitif ve negatif sayılarla ilgili kurallar dahil)
biliyorlardı.
- Tarihleme:
Hintlerin bu konumlu sistemi ve sıfırı bildiğine dair kesin kanıtlar M.S.
VI. yüzyıldan itibaren görülmeye başlamış, Lokavibhaga (Evrenin
Parçaları) adlı Caina kozmoloji çalışması M.S. 458 tarihli olup, sayısal
simgeler aracılığıyla sıfırın ve ondalık konumlu sayı sisteminin bulunduğu
bilinen en eski Hint metnidir.
II. Hint Ezoterik Numerolojisi ve Kehanet Sistemi
Numeroloji, harflerin sayısal değerlere
dönüştürülmesine dayanan, Pisagor ve takipçileri tarafından geliştirilmiş kadim
bir kehanet sistemidir; bu sistemin Hint kültüründe de kadim kökleri
bulunmaktadır. Hint numerolojisi, sayıların sadece miktar belirtmekle kalmayıp,
eşyaların birbiriyle olan ilişkilerini ve doğanın ilkeleri arasındaki bir
bağı ifade eden bir güce sahip olduğu inancına dayanır.
A. Harf-Sayı Dönüşümü: Katapayâdi Sayılaması
Hint numerolojisi, diğer kültürlerdeki Kabala / İbrani
mistisizmi / ve Ebced / Arapça harf hesabı / gibi sistemlere benzer
şekilde, harflere sayısal değerler yükleyerek ezoterik anlamlar çıkarmayı
hedefler.
- Katapayâdi Sayılaması:
MS +850 dolaylarında Hint gökbilimcisi / astronom / Haridatta
tarafından icat edilen bu dizge, tarihin ilk alfabetik konumlu
sayılamasıdır. Bu sistem, Hint alfabesinin harflerini kullanır ve
konum ilkesine ve sıfırın kullanımına dayanır.
- Kişisel Kodlar ve Kader:
Numeroloji, her ismin harflerin sayısal değerlerinden oluşan titreşimsel
/ vibrasyonel / bir kod taşıdığı ve bu kodun, kişinin karakteri
ve geleceği hakkında bilgi verdiğine inanır. Kişinin isminin numarası,
değiştirilemeyen doğum numarası (kader sayısı) ile uyumlu / ahenkli
/ olması gereken temel sayılardan biridir.
- Mistik Sayılar: Genel
numeroloji inancına göre, Hint kültüründe de 1, 3, 7, 9, 40 ve 41
gibi sayıların büyülü / gizli / bir güce sahip olduğu düşünülür.
Örneğin 7 sayısı, hem büyüsel işlerde hem de evrenin ve insan
doğasının ritimlerini içermesi yönüyle yaygın bir mistik öneme sahiptir. 40
sayısı ise arınma / temizlenme / sayısı olarak kabul edilir.
B. Mistik Sayılar ve Tahmini Hesaplar
Hint numerolojisi, basit indirgeme yöntemini
kullanarak tüm sayıları 1’den 9’a kadar olan temel sayılara indirir; bu, diğer
tüm sayıların türetilebileceği orijinal sayılardır. Numeroloji ve aritmetik,
geleceğin planlandığına inananlar tarafından, geleceği bildirme gücü ve
bilinçli değişiklikler yapma yeteneği verme amacıyla kullanılır.
III. Sayıların Simgesel Kullanımı ve Soyutlama
Yeteneği
Hint bilginlerinin soyutlama yeteneği, rakamların
ezoterik kullanımının ötesinde, büyük sayılara dair benzersiz terminolojiler ve
simgesel gösterimler oluşturmalarında da kendini göstermiştir.
A. Sayısal Simgeler (Vamasankhyâ)
Hint astronomi ve matematik metinlerinde,
sayıların doğrudan rakamlarla (Brahmi) yazılması yerine, simgesel değeri
olan çeşitli sözcüklerle gösterilmesi dikkat çekicidir.
- Neden Kullanılır: Rakamlı
betimlemelerin güvenilir olmaması ve karışıklıklara yol açma tehlikesi
taşıması nedeniyle, Hint astronomları yüzyıllar boyunca simgesel sözcükler
kullanmayı yeğlemişlerdir.
- Konumlu Sözlü Sayı Sistemi: Bu
simgesel sözcükler, konum ilkesine dayalı gerçek bir on tabanlı
sözlü sayı sisteminin temellerini atmıştır. Örneğin, $3982$ gibi bir sayı
için iki.sekiz.dokuz.üç gibi bir ifade kullanıldığında, iki
yalın birime, sekiz onluk basamağa, dokuz yüzlük basamağa ve
üç binlik basamağa karşılık geliyordu.
B. Büyük Sayıların Kavramsal Değeri
Hint bilginlerinin düşünce zenginliği, büyük
sayıların anlatımında da kendini göstermiştir. Hintliler, 10’un kuvvetlerine
hesaplardaki en yüksek sayılara dek özel adlar düşünmüşlerdir.
- Uçsuz Bucaksız Sayılar: Hint
terminolojisi, $10^{23}$ (Mahâkshobha) gibi terimlerle fiziksel
olarak betimlenebilir her şeyi aşan büyüklükleri ifade etmiştir. Bu durum,
Hint kültürünün en taşkın sayısal ya da aritmetik kozmogonik
kurgulamalarına hayranlık verecek ölçüde uygundu.
IV. Özet: Hint Sisteminin Diğer Kadim Sistemlerle
Karşılaştırması
(Önceki yazılarımızda), konumlu sayı
sisteminin tarihte özgün yaratı olarak yalnızca dört halk tarafından (Babil,
Çin, Maya ve Hint) keşfedildiğini belirtmiştik.
- Konum İlkesinde Üstünlük: Hint
bilginlerinin sistemi, Babil’in altmışlı sisteminin, Çin’in konumlu
sisteminin ve Mayaların yirmili sisteminin eksik kaldığı noktayı
tamamlamıştır. Babil'de sıfır sadece bir boşluk belirteciydi, Çin'de sıfır
sonradan Hint etkisiyle sisteme dâhil edildi, ve Mayalar sıfırı takvimsel
amaçlı keşfetmişlerdi.
- Son Yetkinlik: Hint
uygarlığı, dokuz yalın birim, ondalık konum ilkesi ve aritmetik
işlemlere dâhil olan gerçek sıfır kavramını tam ve tutarlı bir sistem
halinde bir araya getirmeyi başararak, sayısal gösterimin en son
yetkinliğini ve modern matematiğin temelini oluşturmuştur.
Hint numerolojisi, bu matematiksel kesinliğe
dayanan yapısıyla, kader, karakter ve kozmik düzeni okuma sanatını
birleştirmiş, bu sayede tüm dünyadaki numeroloji ve kehanet sistemlerini köklü
bir şekilde etkilemiştir.
Kadim / eski / metinlerin sayısal ve
harfsel yapılarının yorumlanması, Tevrat'ın (Eski Ahit) numeroloji / sayı
falı / ve kehanet / tahmin / sistemi bağlamında ele alınmasını
gerektirir. Bu sistem, Yahudi mistisizminin / gizembilim / en temel
disiplinlerinden olan Kabala ve bu ilmin sayısal karşılığı olan Gematria’ya
/ Harf Hesabı / dayanır.
Bu disiplin, Tevrat metinlerindeki her kelimenin,
harfin ve hatta noktanın bir anlamı olduğuna ve bu anlamların harflere atanan
sayısal değerler yoluyla çözümlenebileceğine inanır.
I. Tevrat’taki Sayı Sistemi: İbrani Alfabesinin Sayısal Yapısı
Tevrat'ın orijinal dili olan İbranice, sayıları
harflerle ifade eden alfabetik toplamalı / summatif / bir sayı
sistemi kullanır.
A. Harflerin Sayısal Değerlere Dönüştürülmesi
İbrani sayı sistemi, (önceki yazılarımızda) Arap
Ebcedi ve Yunan alfabetik sayılamasında gördüğümüz gibi, harflere düzenli bir
sıra içinde sayısal değerler yükler:
- Alfabenin ilk dokuz harfi (Alef’ten Tet’e kadar) 1’den 9’a kadar olan
sayıları temsil eder.
- Sonraki dokuz harf 10’dan 90’a kadar olan onlukları temsil eder.
- Son dört harf ise 100’den 400’e kadar olan yüzlükleri temsil eder. Bu
harf-sayı dönüşümü ilkesi, Gematria olarak bilinir ve aynı zamanda
numerolojinin bir varyasyonu olarak kabul edilir. Bu sistem, Fenike
kökenli bir sıraya dayanır ve 400’den küçük sayılarda Arap ve Süryani
alfabetik sistemleriyle tam bir uygunluk gösterir.
B. Sistemin Aritmetik Sınırlaması
İbrani sayı sistemi, konum ilkesine / yerel
değer sistemi / dayanmaz; harflerin sayısal değerleri üst üste eklenerek
sayılar betimlenir. Bu yapı, pratik aritmetik işlemlerin yazılı olarak
yapılmasına uygun değildir. Bu nedenle İbrani sayıları, dinî alanla ilgili
hesaplara, takvim tarihlerini göstermeye, Eski Ahit’in paragraf ve ayetlerini
numaralamaya ya da sayfa numarası vermeye yönelik ikincil bir araç olarak
kullanılmıştır.
II. Gematria ve Kriptogramatik Kehanet İşlemi
Tevrat'taki numeroloji bilgisi, kutsal metinlerin
gizli mesajlarını çözmek ve kelimeler arasındaki mistik bağlantıları ortaya
çıkarmak için Gematria ve benzeri kriptogramatik / şifre çözücü /
yöntemlerle gerçekleştirilir.
A. Gematria Yöntemi
Gematria, aynı sayısal değere sahip iki kelime
veya ifade arasında gizli bir mistik bağlantı olduğuna inanılması prensibine
dayanır. Kabalistler, kelimeleri ve karşılık gelen sayıları birleştirerek
geleceği bilmeye ve hatta onu etkilemeye inanırlardı.
- Kökeni:
Gematria'nın kehanet yöntemi olarak kullanımı, köklerini İbrani
kültüründen çok daha eskiye, antik Babil ve Kalde medeniyetlerine
kadar uzatmaktadır. Babil'de Kral II. Sargon zamanında (M.Ö. / İ.Ö. 8.
yüzyıl) bu yöntemin kehanet aracı olarak kullanıldığı belirtilmiştir.
B. Diğer Şifre Çözücü Yöntemler
Kabalistler, Tevrat'ı yorumlamak için Gematria
dışında iki ana kriptogramatik yöntemi daha kullanmışlardır:
- Notarikon: Bir
kelimenin her bir harfinin, başka bir kelimenin baş harfi olarak ele
alınmasıyla yeni bir cümle veya kelime oluşturulmasıdır.
- Temura:
Harflerin yerinin değiştirilmesiyle farklı anlama gelen yeni kelimeler
türetilmesi yöntemidir.
C. Sayısal Simgeler: Sefirot ve Kozmik Kodlar
Kabala’nın en önemli çıkarımı, evrenin Tanrı
tarafından sayısal kodlarla yaratıldığıdır.
- Sefirot:
İbranice’de "sayılar" anlamına gelen bu terim, Tanrı'nın
kendisini gösterdiği on ayrı oluşum aşamasını temsil eder. Sefirot'un en
iyi tanımı **"sayısal tecelli"**dir.
- Hayat Ağacı:
Kabalistlere göre Tanrı, evreni İbranice alfabenin 22 harfi ve sonsuz sayı
dizisinin ilk on sayısı olan Sefirot yardımıyla yaratmıştır. Bu on
Sefirot ve 22 harf, Kabalistik sistemin temel modeli olan Hayat
Ağacı'nı oluşturur.
III. Kabala’nın Kehanet ve Büyü Karşısındaki
Konumu
Kabalistik numeroloji bilgisi, Tevrat
metinlerinden türemesine rağmen, modern falcılık veya büyü / maji /
uygulamalarıyla ilgili olduğu fikrini kesinlikle reddeder.
A. Kabala’nın Nihai Amacı
Kabala, teorik bir bilgi olmayıp, insanın
doğuştan gelen egoistik / bencil / arzusunu ıslah ederek / iyileştirerek
/ Yaratan’ın ihsan / özgecil / niteliğine eşitleme pratiğidir.
Kabala’nın nihai hedefi, mükemmel hazzın en mükemmel şekilde nasıl alınacağının
ilmi / bilimi / olup, bu yolla manevi forma eşitliğe ulaşılır. Bu,
manevi gelişme kurallarına göre kişinin hayatında en yüksek manevi dereceye
erişmesi gereken bir süreçtir.
B. Kehanet ve Muskaların Reddi
Kabala, astroloji, falcılık, büyücülükle ilgili
hileler, ezoterik hileler ve muska / tılsım / yazma gibi uygulamaların
hiçbirisini onaylamaz.
- Putperestlik: Muskalar
ve harf/numeroloji manipülasyonları, insanların ticari emelleri için icat
edilmiş ve putperestlik olarak kabul edilerek yasaklanmıştır.
Kabalistler, numerolojinin Gematria’dan türemesine rağmen, esas olarak
fanilerle (maddi varlıklarla) ilgilendiği için onu daha alt bir uygulama
olarak görme eğilimindedir.
- Mistik Pi'nin Saçmalığı:
Numeroloji alanındaki blöfçülerin / blöfçülerin /
dinleyiciyi etkilemek için "mistik pi'nin gerçek sayısını biliyor
olmalısınız" gibi asılsız sözler savurabildikleri belirtilmiştir. Bu
durum, numerolojik bilgeliğin istismar edilmesine yönelik eleştirileri
gösterir.
C. Önemli Mistik Sayılar
Kabalistik gelenek, evrensel numerolojinin temel
mistik sayılarını kullanır:
- 11 (On Bir): İsa’nın
sadık müritlerinin sayısıdır; Kabalistik numerolojide öbür dünya
sırlarının kapılarını açan bir yaşam ve ölüm işareti olarak
görülür.
- 12 (On İki): Bütünlüğün
/ tamlığın / sayısıdır; maddenin ve ruhun tezahürünün tüm
ritimlerini içerir.
- 40 (Kırk): Arınma
sayısıdır.
Sonuç olarak, Tevrat'taki sayı sistemi, harflerin
sayısal değerlerine dayanan geleneksel bir gösterim olsa da, Gematria
ile kehanet bulma işlemi, köklerini Babil’den alan ve Kabala tarafından kutsal
metinlerin gizli manevi kodlarını çözümlemek için kullanılan, ancak maddi
amaçlı falcılığı ve büyüyü reddeden karmaşık bir ezoterik disiplin olarak işlev
görür.
Kutsal Kitap Yeni Ahit / İncil’deki Sayı Sistemi
ve Kehanet / Tahmin / Bulma İşlemi, kendisinden önceki Tevrat / Torah
/ metinlerinin numerolojik yapısı (Kabala) ile Antik Yunan felsefesinden
(Pisagorculuk) türeyen sembolik / simgesel / matematik geleneklerinin
Hristiyan metinleri üzerine uygulanmasıyla ortaya çıkan ezoterik / gizli
/ bir disiplindir. Bu sistem, sayıların kozmik bir düzeni kodladığı ve bu
kodların Kutsal Metinlerin yapısında ve kullanılan isimlerde gizlendiği
inancına dayanır.
Bu sistemde amaç, sayıların titreşimsel / vibrasyonel
/ değerlerini kullanarak, kişinin yaşam seyrini, karakterini ve Kutsal
Metinlerdeki gizlenmiş teolojik / dinbilimsel / sırları çözümlemektir.
I. İncil’deki Sayı Sisteminin Felsefi ve Ezoterik
Kökeni
Yeni Ahit’in yazım dilleri (Yunanca ve Aramice)
alfabetik sayı sistemlerini barındırıyordu. Bu dillerde harflere sayısal
değerler atama geleneği, metinlerin numerolojik yorumlarının temelini
oluşturmuştur.
A. Pisagorcu İndirgeme ve Sembolizm
Modern numerolojinin / sayı falı / temelini, M.Ö.
/ İ.Ö. VI. yüzyılda Pisagor ve takipçileri tarafından sistematize edilen
prensipler oluşturur. Bu felsefe, Kutsal Kitap’ın sayısal yorumlanmasında da
etkili olmuştur:
- Evrenin Dili: Tüm
sayıların 1’den 9’a kadar olan asıl / orijinal / sayılara
indirgenmesi ilkesi kabul edilir. Bu, evrendeki tüm olayların sayıların
kozmik titreşimlerinin etkisi altında olduğu düşüncesine dayanır.
- Sayıların Gücü: Her
sayının kendine has bir gücü olduğu ve bu gücün yalnızca miktarı değil,
aynı zamanda eşyaların birbiriyle olan ilişkilerini ve doğanın ilkelerini
temsil ettiği kabul edilir.
B. Harf-Sayı Dönüşümü: Gematria ve Isopsephi
İncil'deki kelimelerin gizli sayısal değerleri, Gematria
(İbrani alfabesi) ve Isopsephi (Yunan alfabesi) adı verilen yöntemlerle
elde edilir.
- Gematria’nın Rolü:
Kabalistik sistem, harflere sayısal değerler atanması esasına dayanır ve
bu sayede kelimeler ve cümleler arasındaki gizemli bağlantılar keşfedilir.
(Önceki yazılarımızda) da değindiğimiz gibi, Gematria’nın kökleri
Babil/Kalde medeniyetlerine kadar uzanır ve M.Ö. 8. yüzyıldan itibaren
kehanet yöntemi olarak kullanıldığı belirtilmiştir.
- Numerolojinin Fanilere Yönelmesi: Gematria
esas olarak Tanrı, melekler ve Sefirot / ilahi nitelikler /
gibi yüksek varlıkların isimleriyle uğraşırken, numerolojinin ilgi alanı
daha çok faniler / maddi varlıklar / olmuştur.
II. Kutsal Metinlerdeki Kehanet Bulma İşlemi ve
Sayısal Sırlar
Kutsal Kitap metinlerinin düzenlenmesinde dahi
sayısal tesadüflerin ve simgesel değerlerin yorumlanması, Hristiyan
numerolojisinin temelini oluşturur.
A. İncil’in Merkezi Ayeti ve Sayısal Kod
Kutsal Kitap’ın yapısında bulunan en ilginç
numerolojik tesadüflerden biri, merkezi ayetin tespitiyle ilgilidir:
- Merkeziyet: Kutsal
Kitap’ın tam orta veya merkezi ayeti, Mezmur 118’in 8. ayetidir.
- Sayısal Bağlantı: Bu ayet
numaraları yan yana yazıldığında elde edilen 1188 sayısı, bu ayeti
içeren bölüm dışında İncil'deki tam olarak bölüm sayısına karşılık gelir.
Bu ayetin sözleri ("İnsana umut etmektense Rab'be güvenmek daha
iyidir") bu sayede büyük bir gerçeğin özeti olarak kutsal bir konuma
yerleştirilmiştir.
B. Mistik Sayıların Kehanet Değerleri
Bazı sayılar, taşıdıkları numerolojik titreşimler
nedeniyle özel kehanet anlamları kazanır:
- 666 (İblis’in Sayısı): İncil'in
Vahiy / Revelation / bölümünde geçen ve İblis’in / anti-İsa
/ işareti olarak bilinen sayıdır. Bu sayı, aynı zamanda sihirli
kareler / vefk / matematiğinde de yer bulur; örneğin, Güneş vefki
olarak bilinen bir altılı sihirli karenin toplamının 666’yı verdiği
belirtilmiştir.
- 888 (İsa’nın Sayısı): İncil'de
açıkça geçmemesine rağmen, numerolojik yorumlarda Acıların Adamı, yani İsa
ile ilişkili bir sayı olarak kabul edilir.
- 11 (Yaşam ve Ölüm): Bu bir
Master Sayıdır. İsa'nın sadık müritlerinin sayısıdır ve öbür dünya
sırlarının kapılarını açan bir yaşam ve ölüm işareti olarak
görülür.
- 12 (Bütünlük): Maddenin
ve ruhun tezahürünün tüm ritimlerini içerir. İncil'deki 12 havari /
apostle / ile uyumlu olarak bütünlüğün sayısıdır.
III. Kehanet ve Ezoterik Uygulamaların Konumu
Hristiyanlık, Yahudi ve Yunan ezoterik mirasından
faydalanmasına rağmen, resmî Kilise doktrini kehaneti ve majikal / büyüsel
/ uygulamaları kesinlikle reddetmiştir.
A. Kabalistik Reddiye ve Putperestlik
(Önceki yazılarımızda) Kabala’nın,
harf manipülasyonlarının ve astrolojinin ticari amaçlarla kullanımını putperestlik
/ puta tapma / olarak gördüğünü belirtmiştik. Kabala'ya göre, kişinin
doğum sayılarının öğrenilmesinin ve harf analizinin amacı, manevi yükseliş ve
ıslah / düzelme / yolunda ilerlemesini sağlamaktır; maddi kazanç veya
kehanet için kullanılması bu amaca aykırıdır.
B. Halk İnançlarında Kehanet ve Tılsımlar
Resmî yasağa rağmen, Hristiyanlık coğrafyasında
halk, numerolojik ve majikal uygulamalara başvurmaya devam etmiştir:
- Muska / Tılsım /:
Hastalıklardan, nazardan, kötü cin ve şeytanlardan, evlerin ve kişilerin
korunması için yaygın bir şekilde muska yazıldığı ve taşındığı
bilinmektedir.
- Numerolojinin Yayılması: Orta Çağ
Avrupası’nda numeroloji, Yahudi mistisizminin Gematria sistemi olarak
yayılmış ve Pisagorcu geleneğin Orta Çağ’daki en önemli gelişimi olarak
büyük önem kazanmıştır.
- Kura ile Fal: Rusya
gibi Hristiyan coğrafyalarında, tartışmalı aile meselelerine kura ile
karar verme veya talipleri kura ile seçme gibi rastlantısal kehanet
/ kura ile fal / yöntemleri hala kullanılmaktadır. Bu yöntemlerde,
düşen sayılar (zar veya kemik) saf numeroloji olarak yorumlanarak, durum
bir bütün olarak karakterize edilir.
Kuran-ı Kerim'deki sayı sistemi ve kehanet / tahmin
/ bulma işlemi, doğrudan Kutsal Kitabın kendisi tarafından onaylanmış bir
matematiksel sistem olmaktan ziyade, İslami gizli ilimler / havass /
geleneği içinde, Kuran ayetlerinin ve Allah’ın isimlerinin (Esmaül Hüsna)
sayısal değerlerini kullanarak ezoterik / gizli / anlamlar çıkarma
ve geleceğe yönelik tahminlerde bulunma pratiği olan Ebced Hesabı
ve Cifr / Cefr ilimlerine dayanır.
Bu disiplin, harflerin sayısal değerlerini
toplayarak kelimeler ve cümleler arasındaki gizli bağlantıları keşfetme esasına
dayanır; bu, Yahudi Kabalası'ndaki Gematria sistemiyle yapısal
benzerlikler taşır.
I. Kuran-ı Kerim’in Sayısal Temeli: Ebced ve Cifr
Arap numerolojisinin ve Kuran-ı Kerim
metinlerinin ezoterik yorumunun merkezinde Ebced Hesabı yer alır.
A. Ebced Hesabının Tanımı
Ebced Hesabı, Arap alfabesindeki her harfe
belirli bir sayısal değer atanmasına dayanır. Bu sistem, mistik düşünceli
Müslümanlar arasında yaygınlık kazanmış bir yöntemdir.
- Matematiksel Yapı: Ebced
sisteminde harfler, 1’den 10’a kadar birer birer, 10’dan 100’e kadar onar
onar ve 100’den 1000’e kadar yüzer yüzer artan bir değer taşır.
- Harflerin ve İsimlerin Dönüşümü: Kuran-ı
Kerim’den ayetler, Allah'ın isimleri (Esmaül Hüsna) veya kişilerin
isimleri, bu sisteme göre sayısal karşılıklara dönüştürülür.
B. Cifr / Cefr İlmi (Gelecek Kehaneti)
Havass ilmi çatısı altında, Ebced hesabı iki ana
disipline ayrılır:
- Ebced Hesabı:
Genellikle "olmuş olayların ilmi" olarak görülür.
- Cifr / Cefr:
Harflerin ve sayıların oluşturduğu biçimlerden yararlanarak olması
muhtemel olaylar hakkında tahminde bulunma / kehanet / ilmidir.
Bu numerolojik çıkarımlar, kişinin kişiliğinin
temel eğilimlerini, soydan gelen kalıtımsal yeteneğini ve gelecekteki durumunu
tahmin etmeye yönelik bir bilgi olarak görülür.
II. Sayısal Kehanet Yöntemleri ve Çıkarımlar
Kuran-ı Kerim metinlerinin harf ve sayı
değerleri, çeşitli kehanet ve kader tespit mekanizmalarında kullanılır.
A. Yıldızname ve Kader Analizi
Ebced hesabının en bilinen kehanet
uygulamalarından biri, kişinin doğum yıldızını ve kaderini tespit etmek için
kullanılan Yıldızname yöntemidir.
- Hesaplama: Fal
baktıracak kişinin kendi isminin ve annesinin isminin harflerine denk
gelen Ebced değerleri toplanır.
- Bölme: Elde
edilen toplam sayı, burçların sayısına atıfla on ikiye (12)
bölünür.
- Yorumlama: Bölme
işleminden kalan sayı, kitabın ilgili bölümüne (bâb) veya burca
karşılık gelir ve yorum buna göre yapılır. Bu yorumlar kişinin evlilik
hayatını, mal ve ticaretini, korku ve ölüm tehlikesi yaşayacağı yaşları
(örneğin 7, 11, 15 ve 43 yaşlarında tehlike atlatılırsa 88 yıl yaşanır) ve
yolculuklarını içerir.
B. Doğruluğun Tespiti
Numeroloji, bir sözün veya tahminin gerçek mi
yalan mı olduğunu anlamak için de kullanılır:
- Söylenen kişinin ismiyle sözü söylediği günün isminin Ebced karşılığı
toplanır ve beşe (5) bölünür.
- Çıkan sonuç tek ise sözün gerçek, çift ise yalan olduğu
yorumlanır.
III. Kuran Ayetlerinin Numerolojik Uygulamaları:
Vefk ve Zikir
Kuran-ı Kerim ayetleri ve Allah’ın isimleri,
manevi veya majikal / büyüsel / amaçlara ulaşmak için sayısal değerleri
üzerinden vefk (sihirli kareler) oluşturularak ve ritüelistik tekrarlar
(adet) yapılarak kullanılır.
A. Vefkler / Sihirli Kareler /
Vefkler, her yönden (yatay, dikey ve çapraz / kutur)
toplamları eşit olan sayılardan oluşur ve harflerin sayısal değerlerini temel
alır. Vefkler, kâğıt üzerine, gümüş, altın veya bakır bir levha üzerine yazılıp
taşınabilir.
- Vefklerin Kuruluşu: Vefkler,
vefk olunacak adedin (esmâ veya ayet sayısı) vefk derecesine (üçlü,
beşli, dokuzlu vb.) göre yapılan karmaşık çıkarma (tarh) ve bölme (taksim)
işlemlerine dayanır.
- Üçlü Vefk: Kesir
kalırsa, vefkini yapmak istenen adet hiç bozulmadan birinci haneye
yazılır ve birer misli zamla artırılarak dokuzuncu ve son haneye kadar
gidilir.
- Dokuzlu Vefk: Vefk
olunacak adetten 360 çıkarılıp kalan adet 9’a bölünür. Harici kısmet
birinci haneye yazılır ve birer zamla son haneye kadar gidilerek vefk
tamamlanır.
- Kuran Ayetlerinin Kullanımı: Kuran-ı
Kerim ayetleri, kötü amaçla toplanmış kişileri ayırmak, ayrılık, muhabbet,
koruma, rızık bolluğu ve kara sevdaya şifa için vefklerde ve yazılı
muskalar / tılsım / üzerinde kullanılır.
B. Ritüelistik Sayısal Tekrarlar (Adet)
Kuran-ı Kerim’den ayet veya Allah’ın isimleri
okunurken, amaca ulaşmak için hassas sayısal tekrarlar (adet)
zorunludur.
- Kesin Sayılar: Bir
kimsenin celbi / çekilmesi / niyetiyle bazı isimlerin 1209
defa okunması gerekir. Ya Muktedir isminin beşli vefkini üzerinde
taşıyan kimsenin ayrıca her gün 744 defa okumaya devam etmesi
gerekir.
- Kutsal Sayılar: Çeşitli
amellerde ve ritüellerde yedi (7) sayısı sıklıkla kullanılır: Yedi defa
ayet kerime yazmak, yedi gün sabahları su içmek, yedi gece vefke koyulan
ayeti okumak, yedi kere dua okumak. Ayrıca zikir davetlerinde 7777
gibi büyük sayılar da kullanılır.
- Korunma ve Şifa: Bir
kimse üzerinde taşıdığı hatem / mühür / ile 700 senelik tılsım
olsa dahi hepsinin batıl olacağına inanılır. Başka bir örnekte, Nas
Sûresi'nin 101 defa okunması düşmanın elinden ve dilinden
korunmak için bir formüldür.
C. Kur'an'ın Konumu ve Ahlaki Çıkarımlar
Kutsal metinlerin ve isimlerin majikal / büyüsel
/ amaçlarla kullanılması, Havass ilminin başlangıçta eşyanın hakikatini
aramak olan amacından saparak; düşmanlara karşı başarı elde etme, define bulma,
kısmet açma, insanlar arasındaki sevgi ve nefretin yönetimi gibi büyüsel bir
amaca kaymasına yol açmıştır.
- Helal ve Haram: Kuran-ı
Kerim, temiz işler ve kötü işler arasındaki ayrımı şu ayetle vurgular:
"El habisatü li habisine
vel habisune li habisit" / Kötü işler ve pis sözler kötü kişilere ve
pislere yakışır ve layıktır.
- Muska ve Büyünün Statüsü: Kabala
ve Ebced gibi harf manipülasyonları yoluyla hazırlanan muska ve
tılsımların, bazı mistik çevrelerce putperestlik olarak kabul edildiği ve
yasaklandığı da belirtilmiştir. Kutsal Kitapların metinlerinin
Kabalistlerin manevi duygularını geliştirmek için birbirlerine yazdıkları
rehber kitaplar olduğu, manevi duyguları gelişmiş olan bir kişinin bu
kitapların gelişimine yardımcı olduğunu ifade edilmiştir. Bu bağlamda, bu
uygulamalar Kuran'daki sırları çözme ve manevi yükselişi anlama amacına
hizmet etmelidir.
Aleister Crowley’in (1875-1947) ezoterik / gizli
/ sistemi, 20. yüzyıl okültizmine / bâtınîlik / damgasını vuran ve kadim
numeroloji / sayı falı / geleneklerini (özellikle Kabala ve Gematria / Harf
Hesabı /) yoğun törensel büyü / maji / pratikleriyle birleştiren
karmaşık bir disiplindir. Crowley, kendisini "majisyen" ve hatta
"ilk sıradakilerden biri" olarak nitelendirmiş, majiyi irade
doğrultusunda değişiklik yaratmanın sanatı ve bilimi olarak tanımlamıştır.
Crowley’in sistemi, Kabalistik numerolojiyi
kehanet ve ruh çağırma amaçları için yeniden yorumlamış, Thelema adını verdiği
yeni bir dinin ve Liber Al vel Legis (Kanunun Kitabı) adlı kutsal
metninin temelini oluşturmuştur.
I. Numerolojinin Merkezi: Kabala, Gematria ve 666
Sayısı
Crowley’in kehanet ve maji sisteminin en temel
aracı, İbrani mistisizminin / gizemcilik / numerolojik bilimi olan
Kabala'dır. Kabala'nın temel süreçleri ve Gematria'da (harflerin sayısal
değerlerini dönüştürme) Crowley, Altın Şafak / Golden Dawn / Adepti
Allan Bennett tarafından yetiştirilmiştir.
A. Gematria ve Sayısal Sırların Çözümlenmesi
Crowley, Kabala üzerine kapsamlı çalışmalar
yapmış ve bu bilgiyi eserlerinde sistemleştirmiştir:
- Liber 777 ve
Kozmik Kodlar: Crowley, törensel büyünün / maji / çeşitli
bölümlerini, Kabalistik Hayat Ağacı’nın on Sefirot / ilahi
nitelik / ve yirmi iki yoluyla temsil edilen otuz iki sayıya
ilişkilendiren tabloları içeren Liber 777 adlı kitabı derlemiştir. Bu
eser, Kabalistik sistemi kullanarak kutsal kelimelerin ve melek
isimlerinin sayısal değerlerini çözümler.
- Sepher Sephiroth (Sayılar
Kitabı): Crowley'in
Kabalistik çalışmalarından biri de Sepher Sephiroth (Sayılar
Kitabı) adını taşır ve bu, Equinox dergisinden derlenmiştir.
- İsimler Üzerindeki Gematria: Crowley,
majikal uygulamalarda kullanılacak ruhların (demon veya melek)
sigillerini / mühür / çizmek için Kabalistik bir teknik olan Aiq
Bekar (ya da Kabbala der neu Kammern) yöntemini kullanmıştır. Bu
yöntemde, ruhun İbranice ismindeki harflerin sayısal değerleri en küçük
değerlerine indirgenir (örneğin 200 değerindeki Res harfi 2 olarak
sayılır). Elde edilen sayılar, ilgili gezegenin majikal karesine / vefk
/ (örneğin Mars veya Jüpiter) işlenerek sigil elde edilir.
B. Canavarın Sayısı (666) ve İsa’nın Sayısı (888)
Crowley, hayatının merkezine 666 sayısını
yerleştirmiştir.
- Kimlik ve Kehanet: Annesi,
onu Kutsal Kitap / İncil’deki Vahiy / Book of Revelation /
kitabındaki atıftan sonra "The Beast 666" (Yüce Canavar)
olarak adlandıran ilk kişiydi. Crowley bu unvanı gönülden kabul etmiş ve
kendisini İnsanlık tarihini Yeni Çağ’a (Horus’un Çağı’na) aktaracak
aracı kişi olacağına inanmıştır.
- Kozmik Olaylar ve Kodlar:
Kendisine Kahire'de gelen vahiy sırasında (1904), kendisini özellikle
ilgilendiren, ahşaptan bir anıt üzerine çizilmiş Horus'un Ra-Hoor-Khuit
biçimindeki resminin numarasının 666 olması oldukça tuhaftı.
- Karşıt Sayılar:
Crowley'in, Vahiy Kitabı’ndaki bu sayıya olan bağlılığı, aynı zamanda
İncil metinlerindeki numerolojik yorumlara da atıfta bulunur; örneğin, 888
sayısı İsa ile ilişkilendirilmiştir.
II. Kehanet ve Törensel Maji Sistemleri
Crowley’in sistemi, geleneksel kehanet
yöntemlerini (Tarot) yeni bir mistik felsefenin (Thelema) aracı olarak yeniden
şekillendirmiştir.
A. Liber Al vel Legis ve Aiwass Vahyi
Crowley’in kehanet sisteminin temel taşı, 1904'te
eşi Rose aracılığıyla Mısır'da aldığı Liber Al vel Legis (Kanunun
Kitabı) adlı kutsal metindir.
- Vahyin Kaynağı: Crowley,
yazının kendisine Aiwass adında yüksek derecede bir melek / üst derece
bir varlık / tarafından aktarıldığını iddia etmiştir.
- Sayısal Şifre: Bu
kitapta, bir de numerolojik şifre / bulmaca / vardı ki, Crowley’in
izdeşlerinden / takipçilerinden / bir matematik öğretmeni, gizemi
çözmek için çok uğraştıktan sonra intihar etmiştir.
- Sümer Numerolojisine Atıf: Crowley’in Kanunun
Kitabı'nı AUM.HA. kelimeleriyle sonlandırması, bu kitabın
temelinde Sümer karakterinin yattığına ihanet eder. AUM kelimesi
Sümerlilerce de bilinmekteydi ve Majisyenlerin Tanrısı ENKI'ye
aitti. ENKI'nin Grekçe hecelenişi olan EA, Grek alfabesinde HA
olarak görünecektir.
B. Tarot (Thoth Kitabı)
Crowley, Tarot kartlarını Batı okültizminin / gizli
bilimler / temel aracı olarak görmüş ve bu konudaki en önemli eserlerinden
biri olan The Book of Thoth (Thoth Kitabı) adlı çalışmayı
yazmıştır. Bu kitapta, Tarot kartlarının sembolizmi, Kabala’nın yirmi
iki harfiyle (yirmi iki Büyük Sır kartı) ve diğer numerolojik atamalarla
ilişkilendirilmiştir.
C. Goetia ve Ruh Çağırma (Evokasyon)
Crowley, Lesser Key of Solomon
(Süleyman'ın Küçük Anahtarı) adlı grimoire'ın (büyü kitabı) Goetia
bölümünü düzenlemiştir. Bu çalışma, ruhları defetme ve bağlama yollarını
içerir.
- Psikolojik Yorumun Reddi:
Crowley'in, Goetia'nın girişinde, demonların / cin /
psikolojik veya anatomik "insan beyninin parçaları" olmadığını
kategorik olarak belirtmesi, bu tür varlıkların dışsal gerçekliğini kabul
ettiğini gösterir. Ancak bu yorumbilimsel / hermeneutik /
yaklaşımı, bazı okült tarihçiler tarafından sonraki öğrencileri karıştıran
ve kusurlu bir yayın olarak eleştirilmiştir.
- Pratik Maji: Crowley,
majik bir eylem örneği olarak, bir Evokasyon / çağırış /
ritüelini kullanarak (Typhon-Seth’in sigilini yükselterek) Altın Şafak
tarikatından inatçı bir kardeşi büyülemiştir.
III. Ezoterik Sistemlerin Kaynağı ve Yöntem
Crowley’in sistemi, köklerini esas olarak
Hermetik Altın Şafak (Hermetic Order of the Golden Dawn) ve Doğu
Tapınağı Örgütü (Ordo Templi Orientis - O.T.O.) gibi örgütlerden
almıştır.
A. Cinsel Maji ve Yüksek Okültizm
Crowley, kehanet ve majikal gücün en yüksek
seviyesine ulaşmak için cinsel majiyi (ritual sexual magic)
savunmuştur.
- Tantrik Köken: Crowley,
bu fikri, Orta Çağ'da Mesmerizm yoluyla Orta Doğu’dan geldiğine
inanılan ve tüm Masonik ve Hermetik sırları açabileceğine inanılan cinsel
yoga uygulayıcısı Karl Kellner'in kurduğu O.T.O.'dan almıştır.
- Geleneksel Yöntemlere Karşıtlık: Crowley,
cinsel hazzın doruğunda yayılan gücün, mistiklerdeki kendinden geçmişlik
haliyle büyü güçlerinin dorukta olduğu hale geçmek için
kullanılabileceğini savunmuştur. Bu, mistiklerin oruç tutma ve kendilerini
kırbaçlama gibi yöntemlerine göre daha mantıklı bir yol olarak
görülmüştür.
- Sembolik Birlik: Majikal
dilde, bir kadın ve bir erkek bulunmadan gerçek bir maji yapılamaz
ve Aysız bir Güneş olamaz. Simyada, törensel majide ve cadılıkta formül
aynıdır; eril ve dişil niteliklerin birleşimi esas alınır.
B. Numerolojinin Tehlikeli Yönü
Crowley, her ne kadar majinin bilimin ve iradenin
sanatı olduğunu söylese de, uygulamalarının riskli olduğu belirtilmiştir.
- Matematiksel Tuzaklar: Liber
Legis'teki numerolojik bulmacayı çözmeye çalışan takipçisinin intiharı
veya Chaos’un Şeytanı Koronzon’u uyandırdığında beş köşeli yıldızın
dışına çıkarak ruhun ona hakim olması gibi olaylar, sistemin taşıdığı
tehlikeleri göstermektedir.
- Numerolojik Blöf:
Crowley’in Kabalistik sistemi kullananların, halkın önünde İbranice çeviri
yapmayı ve aritmetiği kontrol etmeyi bilen kimse olmadıkça, aritmetik
kontrolünden sıkıldıklarında "Ben İbranilerin sayma yöntemini
kullanıyorum. Bildiğiniz gibi onlar geriye doğru sayarlar"
şeklinde bir blöf / yalan / kullanabileceği yönündeki ironik
açıklaması, ezoterik sistemlerin bu yönünün istismar edilebileceğini
göstermektedir.
19 Sayısının Mucizesi / Gizemi / ve Kehanet
Sistemlerindeki Rolü
19 sayısı, kadim numeroloji / sayı falı /
geleneklerinde ve özellikle İslami gizli ilimler / havass / sisteminde
merkezi bir konuma sahiptir. Bu sayının mucizesi, hem Kuran-ı Kerim'in temel
formülü olan Besmele'deki harf sayısıyla olan birebir ilişkisinden, hem
de manevi ve majikal / büyüsel / hedeflere ulaşmak için gerekli olan
ritüelistik tekrarların ve arınma / riyazat / döngülerinin temel
periyodu olmasından kaynaklanır.
Bu makale, 19 sayısının kehanet, büyüsel
uygulamalar ve çeşitli kültürel sistemler içindeki ezoterik / gizli /
anlamını ve kritik önemini tam teşekküllü ve öğretici bir üslupla
incelemektedir.
I. İslami Ezoterizmde (Havass) 19 Sayısının
Merkeziyeti
İslami gizli ilimler geleneğinde, 19 sayısı,
ritüel ve hesaplamalarda kullanılan en önemli anahtar sayılardan biridir.
A. Besmele ve Sayısal Uyumu
Kuran-ı Kerim’in anahtarı olan Besmele'nin
(Bismillâhirrahmânirrahîm) sayısal ve yapısal olarak 19 sayısıyla özel
bir ilişkisi bulunmaktadır:
- Harf Sayısı: Bismillâhirrahmânirrahîm
ifadesi tam olarak 19 harften oluşmaktadır.
- Devri Feleki / Kozmik Döngü /: Bismillahirrahmanirrahim
ifadesinin zikir / anma / ve tesbih / yüceltme /
uygulamalarıyla ilişkilendirilen Devri Feleki (Kozmik Döngü), $19
\times 19 = 361$ olarak hesaplanır.
- İlmi Cifr'e Göre Kodlama: Bir
Ayet-i Kerime'nin (Eve men kâne meyten feahyeynâhü) Ebced-i Kebir
değeri 784'tür. Bu sayının rakamları yan yana toplanırsa 19 sayısı
çıkar ve bu da Besmele'nin harflerinin adedidir.
B. Ritüelistik Tekrarlar ve Süreler
19 sayısı, bir amelin yerine gelmesi, ruhaniyyet
/ tinsellik / davet edilmesi veya bir kehanet sırrının açılması için
gereken tekrar ve sürelerin temelini oluşturur. Ameliyatların eksik veya fazla
yapılmaması gerektiği kesin bir kuraldır.
- Zikir ve Okuma Adedi: Pek çok
güçlü dua, Esma / Allah'ın isimleri / veya Ayet-i Kerime, bir amaca
ulaşmak için her farz namazın ardından 19 defa okunmalıdır.
- Süreç Uzunluğu: Bu
ritüellerin ve Cünnetül Esma uygulamalarının süresi genellikle 19
gündür.
- Hacet ve Kabul: Duaların
kabul olması, af dilemek, ilim ve hikmet talep etmek, fetih ve zafere
ulaşmak, sihirleri batıl etmek ve hayırlı evlat sahibi olmak gibi 43
farklı maksat için bu 19 günlük ve 19 tekrarlı okumalar tavsiye edilir.
- Cünnetül Esma Dairesi:
Bu ayet ve esmalar, iki adet Cünnetül Esma dairesine yazılarak,
birinin üzerinde taşınması ve diğerinin suyla ıslatılıp 19 gün boyunca
içilmesi, kişinin muradına nail olmasına yardımcı olur.
C. Riyazat ve Ezoterik Keşifler
19 sayısı, manevi makamlara erişim, ilmi
ledünni / gizli ilim / öğrenme ve yer altındaki sırları keşfetme
pratiği olan riyazat / nefsi terbiye / süreçlerinin süresini
belirler.
- Besmele ile Tasarruf: Bir
kimsenin ıssız bir yere çekilip (halvet) 19 gün kalması ve
her gün 19 bin defa Besmele-i şerif okumasıyla, 19 gün sonra
Besmele ile tasarruf yetkisine sahip olacağına inanılır. Bu,
hafızayı kuvvetlendirir, fakiri zengin yapar.
- Gizli Hazinelerin Keşfi: Eğer bir
kimse 19 gün boyunca riyazetli oruç tutarak:
- Bazı isimleri adedince (1931)
okumaya devam ederse, ehli keşif olur, toprağın altındaki
defineler ve alemi gayb / görünmez âlem / kendisine ifşa olunur.
- Belirli isimleri büyük
adedince (14832 defa) okursa, yer altındaki hazineler kendisine
açılır.
- Gecede ve gündüzde 4832
defa okusa, Hakk Teala o kişiye yeryüzünün hazinelerini açar.
- Kalp gözünün açılması için de
19 gün riyazetli oruç ve her gün 1931 defa okuma tavsiye edilir.
- İlmi Ledünni: İlmi
ledünniyi öğrenmek ve kâinatta olan biten her şeyden haber almak
isteyen kişi, 19 gün riyazetli oruç tutup her gece 4444 defa okuma
yapmalıdır.
II. Kozmik ve Kehanet Sistemlerinde 19 Sayısı
19, sadece İslami ezoterizmde değil, aynı zamanda
kozmik döngülerde, diğer fal / kehanet / pratiklerinde ve eski
kültürlerde de önemli bir sayıdır.
A. Astrolojik ve Döngüsel Önem
19 sayısı, zaman döngüleri ve astrolojik etkiler
açısından kritik bir eşiği temsil eder:
- Ay Düğümü Döngüsü: Ay
Düğümleri (Ay Düğümleri) 18.5 - 19 yılda bir kendi yerine
döner. Bu döngünün tamamlanması, yeni bir döneme başlanması ve yeni bir
bilinç seviyesine ulaşılması anlamına gelir.
- Burç Dereceleri: Koç
burcunun şerefi kendi burcunun 19. derecesidir.
- Arabi Ayın 19. Günü: Matlubu
heyecanlandırmak (celb-i muhabbet) için yapılan ritüellerin, Arabi
ayların 19. gününe kadar olan müddette ve özellikle cuma günleri sala
vaktinde yapılması tavsiye edilir.
- Utarit Saati: Kısmeti
bağlı kadınların kısmetini açmak için yapılan çalışmaların, 19 gün
boyunca Utarit saatlerinde yapılması önerilir.
B. Kadim Kehanet ve Tılsımat
19 sayısı, farklı kehanet ve büyüsel / majikal
/ sistemlerde de rastlantısal seçim ve ritüel adet olarak kullanılmıştır:
- Antik Mısır: Ayın 19. günü, Antik
Mısır dininde şanslı olarak kabul edilmekteydi. Bu gün,
"Ra’nın huzurunda gökte ve yeryüzünde bir festival günü" olarak
nitelendirilirdi.
- Eski Türk Kehaneti (Irk Bitig): Kadim Uygur fal kitabı Irk
Bitig’de, toplam 65 kehanetten 19 tanesi mənfi / negatif
/ sonuçla bitmekteydi. Bu da kehanetlerin %29’unu oluşturmaktadır.
- Kart Falı: Rastgele
kart seçimine dayanan kehanetlerde, kartlar yüzleri aşağı bakacak şekilde
üç gruba (7 + 6 + 6 = 19) ayrılarak düzenlenirdi.
- İşlerin Kolaylaşması Duası: İşlerin
kolaylaşması için okunan bir dua metni, 19. madde olarak
kaydedilmiştir.
C. Sayısal Büyü ve Uygulama Adetleri
Kuran-ı Kerim Sure ve Ayetlerinin pratik
uygulamalarında da 19 sayısı kritik bir tekrar adedi olarak karşımıza çıkar:
- Yasin Suresi: Yasin
Suresi ile yapılan bir dizi okumanın bir bölümünde, 19 ayet-i
kerimenin listelendiği bölümler mevcuttur.
- Fetih Suresi: Fetih
Suresi’nin ilk ayetini 2000 defa okuyan kimseye Allah Teala'nın gaybi
bilgilerden ve manevi ilimlerden nasipdar edeceğine inanılır;
bu uygulama da 19. madde olarak belirtilmiştir.
- Sihir Bozma:
Sihirleri batıl etmek ve zararları def etmek için Ayet-i Kerime, Esmalara
ilave edilerek 19 gün boyunca 19 defa okunur.
Gizli ilimler / havass / ve mistik / gizemci
/ gelenekler içerisinde yer alan Masonluk, sayıları ve sembolizmi, felsefi / düşünsel
/ ve teolojik / dinbilimsel / sırlarını ifade etmek için kullanan
karmaşık bir ezoterik / gizli / disiplindir. Masonların kullandığı
numeroloji sistemi, doğrudan özgün bir Rus sisteminden ziyade, Batı ezoterik
geleneğinin temelini oluşturan Kabala ve Pisagor sistemlerinden
yoğun olarak beslenir.
Aşağıda, Masonluk ve ilgili kardeşlik
örgütlerinin sayı sistemlerine, numerolojik yaklaşımlarına ve kehanet/majikal /
büyüsel / uygulamalardaki rollerine dair detaylı açıklamalar
sunulmuştur.
I. Masonluğun Ezoterik Temelleri ve Sayısal
Simgeler
Masonluğun sırları, genellikle kutsal bir özellik
taşıdığı açıkça belirtilen sembolik matematik ve numerolojik atamalara dayanır.
A. Antik Gizem Okulları ve Sembolik Matematik
Masonluk ve
onunla ilişkili örgütler (Hermesçiler, Gül-Haçlılar / Rosicrucian'lar /,
Tapınak Şövalyeleri / Templar /), antik gizem okullarının
kullandığı gizli kutsal dili benimsemişlerdir.
- Sayıların Rolü: Sembolik
matematik, antik gizem okullarının temeliydi ve insanların inançlarını,
yaşamlarını düzenleyen prensipleri belirlerdi.
- Tanrısal ve Gezegen Atamaları: Her
tanrının doğası ve sembolik gezegeni sayıyla temsil edilirken, geometri
biliminde her harfin sayısal bir karşılığı vardı. Herhangi bir kelimenin
veya adın şifresini çözerek daha derin, sembolik niteliklerini anlamak
mümkündü.
- Mimari ve Sırların Kodlanması:
Tapınakların ve anıtların boyutları, şiirlerin ölçüleri ve müzikal
yazımlar gibi diğer konuların tanrılarla ve güçleriyle ilgili olması
gerektiğine inanılırdı.
B. Evrenin Ulu Mimarı ve Enok Efsanesi
Masonluğun birinci derecesinde kullanılan "Evrenin
Ulu Mimarı" ifadesi, numerolojik ve kozmik düzenlemelerle ilişkilidir.
- Enok’un Kitabı Etkisi: Masonluk
tarihi içinde 17. yüzyıla kadar uzanan bir efsane, Enok’un Kitabı
bulunmadan önce dahi Masonluğa girmişti. Bu anlatıda, loca tavanındaki
yıldızların Enok’un Kitabı'nda anlatılan düzen ile ilişkili olduğu
saptanmıştır. Bu, Masonluğun kullandığı numerolojik düzenin ve
sembolizmin, kadim ve mistik kozmolojik / evrenbilimsel /
kaynaklara dayandığını gösterir.
II. Masonlukla İlişkili Gizli Kardeşlik Örgütleri
ve Numeroloji
Masonluk, tarihsel olarak, numerolojik ve majikal
sistemleri yoğun olarak kullanan başka ezoterik örgütlerle iç içe geçmiştir.
A. Kabala ve Altın Şafak Tarikatı (Golden Dawn)
Kabala, Orta Çağ’da numerolojinin / sayı falı
/ en önemli gelişimi olarak büyük önem kazanmıştır. Masonlukla yakından
ilişkili olan Altın Şafak Tarikatı, Kabala’yı ve onun numerolojik sistemlerini
temel almıştır.
- Gematria ve Yöntem:
Kabala’nın numerolojiyle ilgili kolu olan Gematria, İbrani
alfabesinin harflerinin sayılara denk gelmesi ilkesine dayanır.
- Majikal Ritüeller: Masonik
çalışmalara benzeyen klasik majikal ritüellerde tapınak oluşturulur,
sütunlar ve semboller kullanılır. Bu ritüellerde belli melekler ya da
demonlar / cin / çağrılır. Aynı zamanda, Kabala’nın on Sefira
/ ilahi nitelik / dizilimine yönelik yapılan çalışmalarda bir sürü Mısır
ve Yunan tanrısı imajine edilir, değişik semboller ve renkler
düşünülür.
B. Doğu Tapınağı Örgütü (Ordo Templi Orientis
- O.T.O.)
Aleister Crowley tarafından yönetilen ve
Masonluğun yüksek derecelerini temel alan O.T.O. (Doğu Tapınağı Örgütü),
Kabalistik numerolojiyi ve büyüsel / majikal / hesapları en uç noktalara
taşımıştır.
- Cinsel Maji: O.T.O.
sistemi, cinsel maji (ritual sexual magic) uygulamalarına dayanır
ve bunun, tüm Masonik ve Hermetik sırları açabileceğine inanılırdı. Majikal dilde, bir kadın
ve bir erkek bulunmadan gerçek bir maji yapılamaz ve bu eril ve dişil
niteliklerin birleşimi, simyadaki temel formül olarak görülür.
C. Mısır Masonluğu (Cagliostro)
- yüzyılda Cagliostro tarafından kurulan Mısır
Masonluğu Tapınağı girişimi de, Masonluk adını kullanarak eski Mısır’dan
kaynaklanan sayısal ve sembolik sistemleri uygulama çabasıdır.
III. Kehanet ve Sayısal Atamalar
Masonluk ve ilişkili ezoterik örgütler, sayısal
atamaları kehanet ve kader analizi için kullanmışlardır.
A. Napoleon Bonaparte Örneği
Numerolojik hesaplamalar, siyasi kehanetler ve
kader analizleri için kullanılmıştır.
- 13 Sayısı:
Komplocuların astrolojik bir çizelgenin en iç çemberine gizlice
yerleştirdiği bir bilgiye göre, Kabalistik terimlerle Napoleon
Bonaparte isminin 13 sayısına eşit olduğu ve bunun ölüm, aldatma ve
yıkımı simgelediği belirtilmiştir. Geleneksel olarak şanssız kabul
edilen 13 sayısı, aynı zamanda büyücülerin / majisyenlerin / favori
sayısıdır.
B. Master Sayılar ve Mistik Değerler
Masonluğun kullandığı ezoterik sistemler (Kabala
ve Pisagor), Master Sayılar (Üstat Sayılar) kavramını bilir.
- Master Sayılar: 11,
22 ve 33 gibi sayılar indirgenmeyerek özel mistik anlamlarını korur.
Bu sayılar, öbür dünya sırlarının kapılarını açan yaşam ve ölüm işareti
(11) gibi manalar taşıyabilir.
Masonluk, bu sayısal ve harfsel sistemleri
kullanarak, evrenin ve insanın kaderinin matematiksel bir düzen içinde
kodlandığı inancını üyelerine aktarmış ve bu bilgiyi törensel uygulamaların ve
felsefi öğretilerin ayrılmaz bir parçası haline getirmiştir.
Modern kehanet / tahmin / sistemleri ve
kadim ezoterik / gizli / disiplinler, 21. yüzyıla dair kesin tarihler
veya döngüsel olaylar üzerinden çeşitli numerolojik / sayı falı /
çıkarımlar sunmaktadır. Bu tahminler, genellikle Çin astrolojisinin döngüsel
mantığına ve uzun vadeli, büyük ölçekli olaylara yönelik yorumlara
dayanmaktadır.
Aşağıda, kaynaklarımızda belirtilen ve 21. yüzyıl
içerisine denk gelen numerolojik veya kehanet sistemlerine dayalı öngörüler ve
çıkarımlar tam teşekküllü olarak açıklanmaktadır:
I. Çin Astrolojisi Döngülerine Dayalı Yıllık
Kehanetler
Çin kehanet sistemi, on iki burcun on iki yılı
kapsadığını kabul eder ve her yılın belirli bir hayvanın etkisi altında
olduğunu varsayar. Bu döngüsel sistemde, 21. yüzyılın erken ve orta dönemine
ait bazı yıllar ve bunların getireceği koşullar net bir şekilde belirlenmiştir:
A. Ejderha
Yılları (2000, 2012, 2024, 2036, vb.)
Ejderha yıllarının karakteristik özellikleri,
sakin geçmeyecek olmasıdır. Bu yıllarda başarıya ulaşmak için kişinin hırslı
olması ve arzu ettiklerine kavuşmak için cesaretle atılması gerekir.
- Karakteristikler: Bu
yıllar pırıltılı / parlak / ve renkli olacak, çeşitli törenler ve
eğlenceler dikkat çekecektir.
- Sonuçlar: Ejderha
yılları, eşsiz başarılar veya korkunç yenilgiler getirebilir; bu nedenle
dikkatli davranmak ve cesaretle dayanmak başarıya erişmeyi
kolaylaştırabilir.
B. Yılan
Yılları (2001, 2013, 2025, vb.)
Yılan yılları,
sevginin ön plana çıktığı bir devre olarak tanımlanır ve "âşıklar
yılıdır".
- Duygusallık: Duyguların
ön plana çıktığı bu devrede, işler önemini biraz kaybedebilir. Akılcı
davranılsa bile zaman zaman duygulara yenik düşülebilir.
- Davranış Biçimi: Bu
yıllarda kişinin olayları incelemesi, düşünmesi ve yaşamın tadını
çıkarması tavsiye edilir, çünkü genellikle kimse başkasına dikkat
etmeyecek ve herkes kendisiyle ilgilenecektir.
- Tahta Yılanı (2025-2026): Yazar,
idealist, cömert, bilgili ve dikkatli bir tip olacağı öngörülmüştür.
C. Kedi (Tavşan) Yılları (2011, 2023, 2035, vb.)
Kedi yılları, görünüşte sakin geçecektir.
- Tavsiyeler: Bu yıl
fırsatlardan yararlanarak dinlenilmeli ve zevk verecek konularla
ilgilenilmelidir. Evle ilgili konular üstünde durulmalı; ev onarılmalı,
süslenmeli ve eşyalar alınmalıdır.
- İlişkiler: Evdeki
mutluluğu sağlayabilecek her çareden yararlanılmalıdır ve kafaya uygun
kimse bulunduysa evlenilmelidir. Gelecek yıl fazla yorulma ihtimali olduğu
için bu yıllar dinlenmeye ayrılmalıdır.
D. Maymun Yılları (2004, 2016, 2028, vb.)
Maymun yıllarında yerleşmelere önem verilmesi ve
bunların yararının görüleceği belirtilmiştir. Ancak sevgi / aşk /
yaşamında bazı anlaşmazlıklar görülebilir; haksız yere suçlamalar ve düş
kırıklıkları yaşanabilir.
E. At Yılı (2026) İçin Özel Uyarı
At yılının (2026) getireceği koşullar nedeniyle
tehlikeli işlere girişme olasılığı fazladır. Özellikle Fare insanından
(kurnaz ve çıkarcı kimselerden) çekinilmesi gerektiği belirtilmiştir.
II. Uzun Vadeli Numerolojik Kehanetler
Çin astrolojisinin döngüsel tahminlerinin yanı
sıra, Batı ezoterik geleneklerinde yer alan bazı uzun vadeli kehanet yorumları
da 21. yüzyıl bağlamında kaydedilmiştir:
- Küresel Savaş ve Aydınlanma: Başka
bir kehanet yorumunda, küresel savaşın 25 yıl süreceği ve ardından aydınlanmanın
geleceği öngörülmüştür. (Bu tahminin hangi tarihte başladığı
belirtilmemiştir, ancak 25 yıllık süresi nedeniyle 21. yüzyılla
ilgilidir.)
III. Ezoterik Uygulamalarda Kullanılan Kritik
Sayısal Periyotlar
- yüzyılda İslami Havass / Gizli İlimler / geleneğinde ve
majikal / büyüsel / uygulamalarda başarı ve kehanet keşfi için
kullanılan periyotlar, numerolojik açıdan kritik sayılarla
ilişkilendirilmiştir. Bu periyotlar, manevi makamlara erişim, ilmi
ledünni / gizli ilim / öğrenme ve yer altındaki sırları
keşfetme pratiği için önemlidir:
- 21 Günlük Döngü: Pek çok
önemli ritüel ve riyazet / nefsi terbiye / (oruç tutma,
dünya kelamı konuşmama, günde bir kez gusül etme gibi zorlu koşullar) 21
gün sürer.
- Kehanet Çıkarımı: 21 gün
tamamlanınca Hakk Teala’nın izniyle kalp gözlerinin açıldığı ve
rüyada hadimlerin / hizmetkâr ruhaniyetler / gelerek her
şeyi beyan ettiği belirtilmiştir.
- Fiziksel Keşif: 21
günlük halvet sonunda ervah-ı kudsilerin / kutsal
ruhaniyetlerin / musahhar / hizmetkâr / olduğu ve istenen her
talebi yerine getirdiği belirtilmiştir.
- Önemli Tekrar Sayısı: 21,
ayrıca pek çok duanın, Azimetin ve Kasemin okuma sayısıdır.
- 19 Günlük Döngü:
Özellikle ilmi ledünni / gizli ilim / öğrenmek, yer
altındaki hazineleri ve alemi gaybı / görünmez âlemi /
keşfetmek için 19 gün boyunca riyazetli oruç tutulması
gerekir. Bu, Kuran’ın anahtarı olan Besmele’nin 19 harf sayısıyla da
uyumludur.
- 41 Günlük Döngü: Cümle
mahlûkatın / tüm yaratılmışların / ve her türlü hayvanatın
kişiye itaat etmesi (musahhar olması) ve dünya eline geçmesi için
en uzun riyazet periyodu olan 41 gün oruç tutulması ve günde 21 bin
defa zikir yapılması gerekir. Bu sürenin sonunda alemi ulvide ve alemi
süflide tasarruf yetkisi kazanılır.
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Yorumlar
Yorum Gönder