Kayıtlar

Halil İbrahim İnalcık Kütüphanesi

Resim
Halil   İbrahim  İnalcık  (7 Eylül 1916; İstanbul – 25 Temmuz 2016; Ankara), Türk tarih profesörü. Eserleriyle Osmanlı-Türk tarihine hem siyasi ve ekonomik konularda hem de kültür ve medeniyet tarihi alanında orijinal katkılarda bulunmuş bir bilim insanıdır.  Eserleriyle Osmanlı-Türk tarihine hem siyasî ve ekonomik konularda hem de kültür ve medeniyet tarihi alanında orijinal katkılarda bulunmuş bir bilim insanıdır] Tüm Balkan dillerine ve Arapçaya çevrilmiş olan "The Ottoman Empire The Classical Age 1300-1600" ve "An Economic and Social History of the Otoman Empire" gibi kitapları dünya üniversitelerinde başlıca ders kitabı olarak kullanılmaktadır. Tarih alanındaki üstün çalışmaları ve yetiştirdiği öğrenciler sebebiyle Şeyh-ûl Müverrihin (Tarihçilerin şeyhi) ve Tarihçilerin Kutbu gibi isimlerle de anılmıştır. İnalcık, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde 32 yıl hizmet verdikten sonra 1972 yılında Chicago Üniversitesi'nde Osmanlı Tarihi

Rasûlullâh Sallallâhü Aleyhi Ve Sellem Yüzyılımızda Bulunsaydı Ay Takvimini Kullanır Mıydı?

Bu sorunun cevabını iki şekilde verebiliriz. Pozitif veya negatif. Ancak görülen şu ki, Hacc’ın ne zaman başlayacağına Suudîler karar veriyor. [Diğer ülke Müslümanları bu tayin etmede bir fonksiyonları yoktur.] Orucu da aynı şekilde yönlendirme yapmaya çalışıyor ve bütün Müslümanlar bize uysun diye istiyorlar, maalesef pek başarılı olamıyorlar. Müslümanlık evrensel bir din ise bu saçmalık nereden geliyor. Dinden olmadığı kesin. Rasûlullâh sallallâhü aleyhi ve sellem zamanında teknolojik imkânlar   bu zamandaki gibi olabilseydi, düşünülebilirdi ki; Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem güneş takvimini muhakkak tercih ederdi. Bu ise dini hayat için bir kolaylık olurdu. Çünkü Efendimiz, “dinde zorlamanın/engellemenin” karşısında idi. İslam ibtidia-i ve ilkel hayata dahi uyum gösterebilme özelliği ile vasıflıdır. Fakat dinin reformist damga ile parçalanma/tahrif korkusu yüzünden ferdi mahfillerde konuşulan bilgi ve düşüncelerini açabilecek ve muktedir bilim adamları da olmayınca, ümmetin

ESRÂR-I CEBERÛT’İL-A’LÂ

Resim
SEYYİD AHMED HÜSAMEDDİN kaddesellâhü sırrahu’l âlî   ESRÂR-I CEBERÛT’İL-A’LÂ (TE’VÎL)   Hazırlayan Seyyid Mûsâ Kâzım ÖZTÜRK Cumaovası – İzmir - 1987 SEYYİD AHMED HÜSAMEDDÎN HAZRETLERİNİN KUR'ÂN'IN TEVİLİNDE KULLANDIĞI ESASLAR   Seyyid Ahmed Hüsameddin Hazret­lerinin bu mühim eseri, şânı yüce Kur’ân’ın hâvi olduğu ilmî hakikat­lerden ve İçtimaî kurallardan birçok mühim incelikleri özel tâbirlerle hal­kımızın yararına arz eden «Mezâhir-ül vücûd alâ Menâbir-iş-şühûd» adındaki eserde geçen ıstılahlar, tâ­birler ve bilhassa tevil ilminin daya­nağı olan ilm-i hurûf hakkında mü­kemmel bilgileri ihtiva etmektedir.     Evlâtlarım , Şânı yüce Kur’ân, bu gün bilinen ve kıyamete kadar zamanı her geldiğinde insanlığın istifadesine tevdi edilecek olan, hâlen keşfedilmemiş bütün ilimleri kapsayan Allah’ın son inâyetidir. Kur’ân’ın tevil suretiyle bâzı hakikatlerine varmaya imkân veren ilim de ledün ilmidir. Babam, Seyyid Ahmed Hüsameddin haz