Kayıtlar

İstedim Tanrı’dan Seni Ben

  XXXVI Her şeb-o her seher turâ men be duâ behâstem Tâ beçi şîvehâ turâ men zi Hodâ behâstem Her gece, her seher çağı dualar ettim, seni istedim; ne şivelerle istedim Tanrı’dan seni ben. Diledim ki secdelerim yüzünden şu varlığıma eş dost olasın; seni diledim, istedim ya, kalmadı şu varlığım, yok oldu gitti. Güneşinin ardında ışık isteyen bir gölgeydim; ışık istedimdi ya, gölge gibi tertemiz yedin, bitirdin beni. Aşkından bir demir olmuştum, ayna nur istedi; arılık istediğimden dolayı da ateşlere yandım, yaralara kardım. Senin yanına koştum ama ayak basacak bir yer bulamadım; senden yer istedim ya, beni yerden, mekândan arıttın, çektin yanına.   Kaynak: Cilt 7-1 Mevlânâ Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan : Abdülbâkiy GÖLPINARLI

Kıyamete Dek Canımızsın Bizim

  CCLXXXV Ber-i men nîstî yârâ kucâyî Be her câyî ki hestî con-fezâyî Kucağımda değilsin, neredesin öyleyse a sevgili? Nerdeysen orda cana canlar katarsın sen. Bana kızar, öfkelenirsen de adam olmayan herkesle uyuşur, uzlaşırsın; benim inadıma her ateşe atılır, dalarsın. Beni görür de görmezlikten gelirsin; vefa böyle midir, bildik, tanıdık oluş böyle midir? Üstün biriydim, aşkınla hor, hakir oldum; fakat bu horlukta bir de Tanrı ululuğunu seyret. Ayrılığın kokusunu bile duymayayım diye senin yüzünden bütün dünyadan ayrıldım gitti. Â tez canlı, yüzünü astın; yâni vefasızlıkta bulunacağım demek istiyorsun. Gönlünde cefalarda bulunma isteği var, yapadur, kıyamete dek canımızsın bizim. A doğurup duran gök; böyle bir Ay doğuramazsın, doğuramazsın, doğuramazsın. Tebrizli Şemseddin’in Kafdağı’nda bir devlet kuşusun sen, bir devlet kuşusun, bir devlet kuşu.   Kaynak: Cilt 6 Mevlânâ Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan : Abdülbâkiy GÖLPINARLI

VÜCUD MERTEBELERİ

İçindekiler [ kapat ] Vahdet-i  vücud  ehli Allah- alem  münasebetini izah ederken mükevvenatın nasıl yaratıldığını kendi anlayışlarına uygun olarak tarif etmişlerdir. Buna göre zat-ı  ehadiyye  kendi cemalini, sıfat, isim ve fiillerini görmek istedi. Tecelli etti ve fiil sıfatına büründü. Batından zahire,  gaybden  şehadete, vahdetten kesrete geldi. Kendi cemalini gördü sıfat, isim ve  fiillleri   müşahe  de etti. Buradaki tecelli edip açığa çıkma olayı başka bir varlığın yardımı veya desteğiyle değildir. İsteyende, tecelli edip açığa çıkanda sonunda müşahede edende yine kendisidir. Bu bir ihtiyacın veya zorunluluğun da sonucu değildir. Nitekim sevmediklerini rahat  içerisinde  yaşatırken, dostlarını ve nebilerini zorluklarla  imtihan  etmiştir.  Herşey  kendisine  air  olup, mülkünde de tek  hakim  yine kendisidir. Kısacası  alemin  yaratılması bir takım mertebelerden geçerek gerçek leşmiştir . Bu yaratılış mertebeleri “ Hazarâtü’l   Hams ” (Beş İlahi Hazret), “ Tenezzülat