Print Friendly and PDF

FİTRE (Fıtır Sadakası) ÜZERİNDEKİ SİNSİ OYUN




“İnsanlara zekatı bıraktırdılar.
Şimdi de “fitre verme ibadetini” de yok etmeye çalışıyorlar?

İşlerin garip olduğu zamanları yaşıyoruz. Eskiden camiler kapısında fitre için yazılan ilanları hatırlıyorum da, bizim din de bir şeyler değişti demek ki…
Doğru bildiğimiz fıtır sadakası buğday, arpa, hurma ve kuru üzüm olmak üzere dört nevi gıda maddesinden verilirdi. Şimdiki haberlerde bir kurulun tespit ettiği yerden [kurdan-standart] veriliyor.
Sadaka-i fıtrın baz alınan miktarı her yıl değişmez. Bir kişinin ramazan ayı fitresi olarak her gün için değil, bir ay için yarım sa’ buğday veya un, yahut bir sa’ arpa, hurma veya kuru üzüm verilmesi gerekir..
Yarım sa’ ölçek, ihtiyatlı olarak 1750 gramdır.
1750 gram buğday veya un yahut 3500 gram arpa, kuru üzüm veya hurma verilir.
Ya bu ürünlerden birini veya tutarını vermek gerekir.
Her sene, (Bu yıl fitre kaç lira?) diye sormaya lüzum yoktur.
Ekseri ulema zenginler için, altın veya gümüş vermelidir rivayetleri vardır.
Bunları vermek yani altın olarak fakire güç oluyorsa, başka maldan veya yarım sâ’, yani [1750 gram] buğday veya un vermelidir. Buğday, un vermek de güç olursa, bunların kıymeti kadar, ekmek veya mısır verilebilir.
Şimdi günümüz fiyatlarına bakalım.
BUĞDAY DİĞER KIRMIZI (1.DERECE)    KG       24.04.2017 10:29       1.072   1.072 tl
ARPA BEYAZ (2.GRUP)  KG                               06.03.2017 10:47       0.929 tl
İRAN HURMA kg  (ucuz)                                                                              9,75 tl
ÇEKİRDEKSİZ KURU ÜZÜM kg                                                             3,500   4,000tl
Not: Diyanet Fitre ilanlarında hepsi ayrı ayrı yazılırdı. Ve fitre haberleri bu şekilde çıkardı.


Reformist düşünce mi dersiniz, yoksa uzun vadeli bir komplo tezgahı mı siz karar verin  her şeyimizi etkilediği gibi fitrenin de canına okuyor.
Bir kurum çıkmış fitreyi şu miktardan vereceksiniz diyor.
Neymiş, nedenmiş demeden…
Bir yerde insanların ceplerindeki paradan nasıl sadaka vereceğinizi de biz belirleyeceğiz.
İslam’da bu şekilde bir uygulama yoktur. İslam en ilkel şartlarda dahi yaşanacak bir düzen üzerine kuruludur.
Birileri  sizin vereceğiniz miktarı tespit ettik, deme hakkı yoktur.
Bu bir dönem toplumu soyan cemaat ve grupların tezgahlarından başka bir şey değildir.… Eğer Hz. Osman -Allah razı olsun- zekat toplamayı devlet tekelinden çıkarmasaydı, şimdi aramızda boynunda binlerce zekat borçlusu yaftası olan insanlar olacaktı. 
Kişilerin uygulamasındaki dini hayat, Allah Teâlâ korkusunun ve  vicdanının paylaşımdan ortaya çıkan bir eylemidir.
İnsanların kazançları farklı olduğuna göre bir insan buğdaydan fitre vermesine  kimse engel koyamaz.  Bu tür bir zorlama da yoktur. Şu şekilde verceksin diye…
Eğer bir insan asgari ücretle çalışıyorsa hurmanın konulduğu bir ortalama sepetten fitre vermesini isteniyorsa, bu verene zulüm ve baskı yapılıyor, demektir.
Eğer Hz. Rasûlu’llâh salla’llâhu aleyhi ve sellem bugün halimizi görseydi. “Siz hangi din mensubusunuz” diye sorardı, diye düşünüyorum.
Dinimiz din(i)darların elinden ne zaman kurtulacak merak ediyorum.
Şu hikmetli olayı hatırlayalım.
“Biz bir defa Hz. Rasûlu’llâh salla’llâhu aleyhi ve sellem’in huzurunda otururken bir adam geldil  ve
“Ey Allah’ın Elçisi, helak oldum”  
diye halinden yakındı. Hz. Rasûlu’llâh salla’llâhu aleyhi ve sellem
“Seni helak eden nedir?” dedi. O kimse,
 “Ramazanda oruçlu iken eşime yaklaştım”  dedi. Bunun üzerine Hz. Rasûlu’llâh salla’llâhu aleyhi ve sellem ,
“Bir köle azat edebilir misin?” buyurdu. Adam
“Hayır” dedi.
“İki ay ara vermeden oruç tutabilir misin?” sorusuna
 “Hayır” dedi. Hz. Peygamber salla’llâhu aleyhi ve sellem,
O halde, altmış yoksulu doyurabilir misin?” dedi.
“Buna da güç yetiremem Ya  Rasûlu’llâh!”
karşılığını verdi. Bu arada Hz. Peygamber’e içerisinde hurma dolu büyük bir sepet getirildi.
Hz. Rasûlu’llâh salla’llâhu aleyhi ve sellem  
“o mesele soran nerede?” buyurdu. O zat,
 “Benim” (diyerek ayağa kalktı).
Hz. Rasûlu’llâh salla’llâhu aleyhi ve sellem
“Al bunu tasadduk et.” buyurdu. O kişi
“Benden daha fakirine mi? Seni hakikat üzere gönderen Allah’ a yemin ederim ki, siyah taşlı şu Medine şehrinin içinde benden/benim ailemden daha muhtaç kimse yoktur’; dedi. Hz. Rasûlu’llâh salla’llâhu aleyhi ve sellem yan dişleri görülünceye kadar güldü ve
“Haydi bunu al ve ailene yedir.” buyurdu.
(Buhari, Savm 30-31, Nafakat 13, Edeb 68, 95, Kefaret, 2-4, Hibe 20; Buhfui, et-Tarihu’l-Keb’ir, l,
56 Buhari, et-Tar’ihu’s-Sağ’ir, 1,290.)
Fitre belirleme hakkı hiçbir kurum ve kişinin tekelinde değildir.
Din bellidir.
Hüküm koyucusu Allah Teâlâ ve Hz. Rasûlu’llâh salla’llâhu aleyhi ve sellemdir.
Dini yaşamaya çalışan garip insanlara, aşağıdaki haberler servis edilip vicdan azabı çeksinler diye bir art düşünceyi sezebiliyorum.
Her sene artan fitre parası  on – yirmi yıl sonra daha ödemeyin sınıfına düşecektir.
Gariban müslümanların  bir fitresi kaldı.
O da birkaç sene sonra artık dini hayatımızdan zekat gibi çıkıp gidecek.
Bunun vebalini kim çekmeli?
 Dini bilen diye geçinenler neden susuyorsunuz?

2017 YILI FİTRE MİKTARI BELİRLENDİ
Din İşleri Yüksek Kurulu, 26/04/2017 tarihinde Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Dr. Ekrem KELEŞ’in başkanlığında toplandı. 2017 yılı Sadaka-ı Fıtır miktarı konusu görüşüldü. Yapılan değerlendirmeler neticesinde fıtır  sadakasının, Müslüman toplumların neredeyse tamamına yakın bir kesimi tarafından veriliyor olması dikkate alınarak, mevcut sosyo-ekonomik hayat şartları ve bir kişinin günlük asgari gıda ihtiyacı göz önünde bulundurularak 2017 yılı Ramazan ayının başlangıcından 2018 yılı Ramazan ayının başlangıcına kadar olan sürede 16,00 TL olarak belirlenmesine karar verildi.

“Aşağıdaki metin fitreyi alan açısından korurken, veren açısından büyük bir sorumluluğa itmektedir. Dini yaşamın Hz. Peygamber Efendimizin zamanındaki uygulamadan daha doğru olacağını kim söyleyebilir.?”
Fıtır sadakası ile ilgili hadislerde Hz. Peygamber zamanında bu malî mükellefiyetin hurma, arpa, kuru üzüm gibi o dönemin yaygın gıda maddelerinden 1 sâ` (ölçek) olarak ödendiği belirtilmekle beraber, yine bu devirde buğdaydan da 1/2 sâ` olmak üzere fitre verildiğini gösteren hadisler vardır.

Abdullah b. Sa`lebe’den rivayet edilen bir hadiste Hz. Peygamber’in buğdaydan 1/2 sâ` fıtır sadakası vermeyi emrettiği ifade olunmuştur (bk. Ebû Dâvûd, “Zekât”, 20).

Ayrıca Abdullah b. Abbas, Basra Camii minberinde ramazanın son günü okuduğu bir hutbede Basralılar’a Hz. Peygamber’in fıtır sadakası uygulamasını öğretirken, Rasûlullah’ın hurmadan 1 sâ`, buğdaydan 1/2 sâ` takdir etmiş olduğunu bildirmiştir (bk. Ebû Dâvûd, “Zekât”, 20).

Buğdaydan verilecek fitre miktarının, fitre verilecek maddelere ve miktarlarına ilişkin hadislerde belirtilmesinin yanı sıra, bu miktarın Muâviye zamanında tesbit edilmiş olduğunu bildiren rivayetler de vardır. Bu hususta Ebû Saîd el-Hudrî’den gelen bir rivayet şöyledir:

“Biz fıtır sadakasını Hz. Peygamber zamanında taamdan 1 sâ`, hurmadan 1 sâ`, arpadan 1 sâ` ve kuru üzümden 1 sâ` olarak verirdik. Muâviye zamanına kadar bu böyle devam etti. Muâviye halifeliği zamanında hacca geldi, minbere çıkarak bir konuşma yaptı ve şöyle dedi: `Ben iki müd (1/2 sâ`) Şam buğdayının, 1 sâ` hurmaya eşit olduğunu görüyorum‘. Bundan sonra insanlar onun görüşünü kabul ederek, buğdaydan fıtır sadakasını 1/2 sâ` olarak vermeye başladılar” (bk. Buhârî, “Zekât”, 76).
Bu hadis ve haberleri değerlendiren fakihler fıtır sadakasının cins ve miktarlarını aşağıdaki şekilde tesbit etmişlerdir:

Hanefîler’e göre fıtır sadakası buğday, arpa, hurma ve kuru üzüm olmak üzere dört nevi gıda maddesinden verilir. Bunlar içinde buğdaydan (buna buğday unu ve kavut da dahildir) 1/2 sâ`, diğerlerinden 1 sâ` fitre verilir.
Şâfiîler’e göre fitre her çeşit hububattan, hurma ve kuru üzümden 1 sâ` olarak verilir. Ancak fitre ülkede veya mükellefin bulunduğu bölgede en çok tüketilen gıda maddelerinden biri olarak ödenmelidir.

Mâlikîler’e göre fitre buğday, arpa, darı, hurma, kuru üzüm, keş gibi gıda maddelerinden olmak şartıyla, bunların ülkede en çok tüketileninden 1 sâ` olarak verilir.

Hanbelîler’e göre ise fitre, naslarda zikredilen buğday, arpa, hurma, kuru üzüm ve keşten 1 sâ` olarak verilir. Bu maddeler bulunmaz ise diğer hububat ve meyve türlerinden verilebilir.
Görüldüğü gibi fitre fakihlerin çoğunluğuna göre, buğday dahil yukarıda sayılan bütün gıda maddelerinden 1 sâ` olarak verilmektedir. Hanefîler’e göre diğerlerinde aynı olsa da buğdaydan 1/2 sâ` verilmektedir.

Sâ`, bir hacim ölçüsü birimi olup 2.75 litredir.

Klasik fıkıh kaynaklarındaki bilgi ve ölçüler böyledir. Ancak, Hz. Peygamber dönemindeki uygulamalar dikkatlice izlendiğinde ve fıtır sadakasının mahiyeti ve gayesi de göz önünde bulundurulduğunda, günümüzde fitrenin bu gıda maddelerinden biriyle ve bu ölçülere göre ödenmesinin yeterli, hatta doğru olmayacağı söylenebilir. Çünkü rivayetler, o dönemde bu gıda maddelerinin toplumun temel tüketim maddeleri olduğunu ve miktarlar arasında da denkliğin bulunduğunu göstermektedir. Öte yandan fitre ile, bir fakirin içinde yaşadığı toplumun hayat standardına göre bir günlük yiyeceğinin karşılanması ve onun da müslüman toplumun üyesi olmanın hazzına ve bayram sevincine iştirak ettirilmesi hedeflenmiş olmalıdır. Bu ve benzeri mülâhazalardan hareketle günümüz İslâm bilginleri, fıtır sadakasının tesbiti konusunda iki ölçüden birinin esas alınması gerektiği görüşündedir:

1. Hadislerde geçen gıda maddelerinin 1’er sâ`ının para cinsinden ortalamasının alınması. Bu uygulama ile, ramazan ayında kuru üzüm, hurma, buğday ve arpa gibi maddelerin çeşitli kalitelerine göre belirlenmiş birbirinden çok farklı birçok rakamın ortaya çıkması ve müslümanların bu durum karşısında tereddüde düşmesi önlenmiş olacaktır.????


2. Fitre miktarı olarak, bir şahsın bir günlük normal yiyeceğini sağlayacak miktarın ölçü alınması. Bu miktarın hadislerde zikredilen gıda maddelerinden en ucuzunun bedelinden daha düşük olmaması da gerekir. Bu usul benimsendiğinde fitre verilecek fakirin hayat şartlarına göre bir günlük gıda ihtiyacı değil fitre veren kimsenin kendi günlük gıda tüketim ortalamasının ölçü alınması, fitrenin mâna ve gayesine daha uygundur. 
Kur’an’da yemin kefâretiyle ilgili olarak “Ailenize yedirdiğiniz yemeğin orta hallisinden on fakire yedirmek” (el-Mâide 5/89) ifadesi böyle bir ölçünün alınmasını haklı ve gerekli kılmaktadır. İmam Şâfiî’nin ictihadı da, herkesin ortalama olarak tükettiği yiyecek maddelerinden fitre vermesi gerektiği şeklindedir (Şâfiî, el-Ümm, II, 59).

Not: 
-Evet, Ramazan için kişi başına bir fitre veriliyor. Ancak oruç tutamayan bir asgari ücretli bir insanın 30 günlük fitresini vermede hangi standartı getireceğiz.
O zaman buğday hesabı mı yapacağız.
Olmaz bu hesaplar… uydurma ile din yaşanmaz.

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar