Mustafa Uluğ Kızılkeçili tarafından seçilmiş ; MESNEVİ ÖZDEYİŞ YORUMLAR
1
“Mesnevi”, “Fıh-i
Mafih”, “Meclis-i Seb’a”, “Hâbnâme”, “Hırka-i Kâmile” veya
Makalat “Mektubat” eserleri.
Mevlâna
Mesnevisi hakkında şöyle der :
“Biz
öldükten sonra Mesnevi başkanlık eder, taliblere mürşîd ve onları
doğru yol olan
“sırat-ı
mûstakiym”e çeken kılavuz olur.!”
Mevlâna’nın
en baştaki tavsiyesi ;
“Hiçbir
mahlûku incitmeden yaşamak” demek, ‘şahsi menfaat, kibir, hiddet ve içgüdülerimizi yenmek’ demektir.!
Haksızlığa uğradığında hakkını aramayıp susmak demek değildir.! (C.H.S.)
Tasavvuf
dilinde içimizdeki kötü insiyakları atmaya (nefis tasfiyesi = iç temizliği)
denilir. Temiz olmayan gönüle “Yüce Tanrı inmez”, misafirliğe gelmez derler.! Yâni ‘kötü
insiyakların çöreklenip yerleştiği yere yüksek duygular, yer bulup girmez’ demektir.!
Mevlâna’ya
göre hayât yolu şudur :
Kâlbi
temizleyerek halka hizmet ede ede ve hiçbir mahlûku incitmeyerek namütanai bir
tekâmül yolu olan Tanrı yoluna devam etmektir.! Yaradışılında insânda, iyilik
ve kötülük uyur bir hâldedir.! Terbiye sayesindedir ki iyilik tohumları
filizlenir, çiçek ve ağaç olur meyveler verir.!
Şunu
bil ki her cefa, ölümden bir parçadır, ölümün parçasını sürüp atabilirsen
kendinden sürâtle, mademki ölümün parçası olan elemlerden sıkıntılardan kaçmaya
muktedir değilsin, bil ki (Kül = bütün) olan ölümü başına dökeceklerdir.! Eğer
ölümün parçası olan sıkıntılar sana şirin ise bil ki Tanrı sana ölümü hoş
edecektir.!
Elemler
sıkıntılar ölümden elçidirler.! Bu elçilere dayan, dayan.!
Uyanık
insânın derdi çok olur, işlerden haberi olanın yüzü sapsarıdır.!
Hakîki
basiret (kâlb gözüyle görme) odur ki Emniyet mahallini görür, Tanrı bizi
kendine dost edeceği zaman bizi doğru yola ve kulluğa meylettirir.! Başına
gelen felâketler, sende Tanrı korkusunuın olmamasındandır ve edepsizce
hareketlerindendir.!
Ey
İnsân ! Mahlûklar dizisinin en üstündesin, alçaklığı nasıl şeref
zannediyorsun.!
Yüce
Resûl’ün şu sözünü unutma :
“Bir
milleti, zâlime sen zâlimsin demekten korkar bir hâlde gördüğün vakit onların
düzelmesi artık geçmiştir.!”
* *
İnsân
psikolojisini şu sözlerle pek güzel tasvir eder :
“Tanrım
yüzbinlerce tuzak ve yem var.! Bizler haris ve aç kuşlar gibiyiz.!
Her
birimiz şahinler kadar kuvvetli olsak da, her vakit yine tuzağa
düşüyoruz.!
Her
defasında Sen bizi kurtarıyorsun.!
Ama
biz yeniden yine tuzağa doğru gidiyoruz.!”
*
Ey
yolcu ! Yanlış yola gitme.! Tanrı’yı dünyâ ve cennette arama.!
Tanrı
yolu gönüldür, Tanrı’ya gönülden daha yakın yoktur.! Gönül Tanrı nûrundan bir
kıvılcımdır.!
Ey
aday ! Bil ki yol gönüldür.! Yolcu sensin.!
Gitmek
kendine bağlıdır, ama dünyâya gelirken senin dahlin yoktu, sen dıştaki alimlere
de dil uzatma.!
Cahil
sofuların onlar hakkındaki dedikodusuna bakma, onlar doğru yol
kılavuzlarıdır.!
Mürşîdler
manevi tabiblerdir.!
Şeriat,
bir ağaçtır.! Tarikat, O ağacın çiçekleridir.!
Marifet,
Meyveleridir.! Hakîkat, lüb ve lezzetidir.!
Hazret-i
PÎR HÜNKÂR HACI BEKTAŞ-I VELÎ
hakikati
şöyle özetler :
“Hararet
nârdadır, sac’da değildir !
Kerâmet
sendedir, tac’da değildir !
Her
ne ararsan kendinde ara !
Kudüs’de,
Mekke’de Hac’da değildir.!”
Hayâtın
alevi başkalarından ödünç alınamaz ; onu kendi iç yüzündeki mabedinde
yakmalısın.!
Tasavvufa
göre ; hayâtın gayesi böylece nefsini en iyi sıfatlarla tekâmüle mazhar
kıldıktan, tanrılaştıktan sonra insânların tekâmülüne çalışmaktır.!
Bunu
Şirazlı şâir Sadi, şöyle ifâde eder :
“Gidilecek
yol Halka hizmetten başka birşey değildir!
Tespihe,
seccdâye ve yamalı cüppeye değildir.!”
*
İBÂDET
*Nefis
çok övülmekle, çok tapılmakla firavunlaştı ! Alçak gönüllü ol, toprağa secde et
!
*İbâdet
tohum ekmek, marifet mahsûl dermektir.!
*İman
kaynaktan suyu akıtmak, rûhu revan olup giden can demektir !
*Namaz
ağacın kökünden su emmesi ve işâreti meyve vermesidir !
*Köpek
gece karanlığında efendisi için uyanık olduğundan mağara köpeği dendi !
*Yumurtadan
çıkmayan yavru asla havadaki kuşların tespihlerini duyamaz !
*Tanrı
kıskançtır ! Yâni göz nereye bakarsa O’ndan başka yüz görmemelidir !
*Kiminin
kıblesi baş, kiminin kuyruk ama hepsi O, yalnız zevk değişik !
*Tövbesiz
ömür can çekişmektir !
*
*Tanrı
hakkı ana hakkından ileridir, anayı da O yarattı !
*Gönül
darlığı mazlumun ahından, gönül ferahlığı hizmetten doğar !
*Haram
lokma kavga doğurur !
*Tanrı
sıfatlarından başka tüm sıfatları tufanda gark et !
*İnsânlık
Tanrı huzuruna kabûl fırsatıdır !
Huzurdaki
birinin sultandan mektup beklemesi
aracı
koyması çirkin olur ; hemen Sultanın ayağına kapan !
*Ululuk
satma, Tanrıyı noksan sıfatlardan tenzih et, O’na kendini eş tutma.
Ateş
kimseyle dost/akraba olmaz, herşeyi ve en son kendini kül eder.!
*Kendi
ekseninin etrafında dön, eksen değirmen taşının mili yâni kutb miğferi demektir
ve kendinden geç ; dünyâ hem kendini hem merkezini tavaf etmede. Özünün ve
Pîr’inin etrafında dön, dünyâ bilgin ne olursa olsun !
*Kurbân
keserken tekbir çekilir, ALLAHU EKBER demek ; artık şu postumdan soyulmak bu
deriyi değiştirmek istiyorum, şu hayvânsal canımı kıblemdeki yâni merkezimdeki
ortak nokta için (canan) kurbân ediyorum demektir. Tanrı Babasına teslim olan
İsmal’i değil hayvânı kestirdi, İbrahim’i de ateşte yakmadı !
*Kendinde
olmadığın zaman, kendini bulmuşsun demektir.!
O
andaki duâyı tanrı yapmaktadır, hemen kabûl edilir, çünkü O’nun dediği
olur.!
*
*Balçıktaki
su denize akamaz özüne dönmek istersen canın ayağını bağlayan istekleri kes.!
*Nimete
şükür, nimetten hoştur.! Şükre dalan nimeti unutur.!
*Kötüler
nimet için alçak adamlara secde ederler, iyiler ise RABB’im yücelerden yücedir
diyerek yücelere.!
*Nimet
arayan Tanrı’dan başkasını velînimet edinmez.!
*Namaz
ancak temiz (gönülle) kılınabilir.!
*Kötü
fikirlinin soluğu yalvarırken sovan gibi kokar, onun için “kesin
sesinizi” denip duâ reddolunur.!
Başkası
için duâ eden ağız pis bile olsa temiz kokulu sayılır.!
*Tanrı
ahdine vefa ile öğünür.! Sen de vefalı köpek ol.!
*Topraktan
yaratıldın alçak gönüllü ol.! Nimetler alçak gönülle toprağa inip insâna gıda
olarak
dirildi
ve insân sıfatlarıyla aşılandı.!
*Ayıp
gören Gayb’dan bir kuku bile alamaz.!
*
*Melekler
gibi bizim bir bilgimiz (2/32.) yok deyip, öze âit bilgiyi iste.! Söz ilmi
değil, öz ilmi.!
*Tanrının
ne babası var ne çocuğu, O’na akraba olmak için kulluktan başka yol yok.!
*Kendi
izinden ayrılma, halkın kınayışına aldırma.!
*Yunus
Tanrı’yı balıkta, Ahmet Gökte buldu. Şayet Yunus Balığın karnında iken özünü
anmayı unutsaydı ten
balığı
onu sindirip kendi cinsine çevirirdi ama beceremedi yuttu, yine kustu,
Ahmet
benim mirâcım Yunus’unkinden yüce değil buyurdu.!
*Çocuk
süte âşıktır, erginleşti mi süt anneye âşık olur. Ahret nimeti umarak gelenler
reca ehlidir ve
dünyâ
nimeti umarak gelenler korku ehlidir.! Her ikisi de istemiyerek gelirler ;
çünkü belâ yularıyla çekilirler.!
Yalnız
gönül ehli isteyerek (gönüllü) gelir.
*Nerde
toprak üstünde bir kan damlası görsen izle, mutlaka gözümüzden akmıştır.! Ben
hamdetmekle
ağlamak
arasında çırpınmadayım, ağlarken hamdetmekte kalırım, hamdederken
ağlamaktan
en
iyisi ağlayarak hamdetmek.!
*Mahşer
yeri dümdüzdür, en küçük bir kusu bile orda saklanamaz.!
Sen
de kendini düzelt de hiçbir ayıp barınamasın.!
*Ya
RABB’i devlet istemiyorum.! Bana secdedeki devleti ver.!
*Edep
edepsize sabretmektir.! Söven terbiyesiz, ondan yakınan edepsizdir.!
Güzel
huylu kişi kötü huyluyu gizleyendir.! Eren yüzlerse tanrı emriyledir.!
*Sofilik
sâflıktır, sâf (suf = yün) elbise giymek değil.!
*
*Gece
karanlıkta uyuma kalk, mum gece ayakta durur, körü yenene büyük ecir var.!
İçindeki karanlık dağılıp şafak sökenedek niyaz et, şafak zikri meşhuttur
(gözle görülen) yâni öze tanıklıktır.!
*Yeni
testi sidik emdi mi ne koysan sidik kokar, gönlünü iyi yıka.!
*Baharı
toprak gibi öv, onun övüşüne rengarenk çiçekleri şahittir, sen de namazda
Tanrı’yı böyle öv, çıkarttığın çiçeklerle O’na şahit ol bahar güzeldir deme
koynundan güzel bir çiçek çıkar “Cennet bahçe demek” unutma.! Tanrı “kadir”dir
deme ; Musa gibi kadir bir el çıkar öbür övüşler şeytanın namazıdır,
esmâya
mazhar (ayna) olan şahittir.! Tanrı’nın hüccetidir (delili).! Çiçek açan
toprak bahara şahittir.!
*Apdes
alırken ; ben dışımı arıttım, sen içimi arıt de.!
*Beden
evinde kiracısın boyuna yamıyorsun.!
Mülkün
sahibi ol da yıkılınca çıkan define senin olsun “nimet
emek karşılığı”dır âyetini oku.!
*Tanrı’dan
iç yüzde oyalanma dile ! Yoksa ; dilber, uyku, mevki, para, manzara, dünyâ ile
seni dışta oyalar.!
*Testici
sanat göstermek için değil su taşısın diye testi yapar.!
*Kitabı
bırak, Musa gibi koynundan ışık bul.! (Kur’an - 20/22.)(26/33.)
*Güneşi
öven kendini över, kör değilim gözüm aydın der.!
*
*Sunuş
dostluğa tanıktır, âyettir ; her ibâdet bir sunuştur.!
*Memeyi
red et de yemek versinler.!
*Göz
gibi ışık ye de, melekler gibi tespihle beslen.!
*Şarap
kokusunu sarhoş hemen tanır, Elest’de RABB’i görenin canı sultandan bir belirti
(işâret) gördü mü
hemen
tanır ve kendinden geçer.! (Kur’an-7/172.)
*Tespihler
Tanrı’yı değil, bizi arıtır ve O’nun cömertliğini sağlar.!
*“Keşke
toprak olaydım” (Kur’an-78/40.) demek ; ‘keşke
içindeki tohumu ağaç hâline getirip meyve vereydim’ yâni ‘içimdeki
özüm olan Âdem’e secde edeydim’ demektir.!
*Kötü
huylunun sesi de Eren kulağına kötüdür.! Susun denir ve duâsı kabûl edilmez
;
önce
tövbe edip helâllaşması gerekir.!
*Tanrı
gönlü gözyaşı ile yıkar, kan hâline getirir sonra sırlarını yazar, eski ev
yıkılmadan yenisi yapılmaz.!
*İbâdet
yakarıdır, ağlayın da süt versin ananız.!
*
*Puta
tapan gibi taştan da olsa dost edin, düşmanı ürkütür.!
*Buğday
eken saman da biçer ama saman eken hava alır.!
*Ben
HAKK’ım sözünü vakitsiz söyleme, sonra nefis horozu kesilir!
*Başı
taşla ezilmesin diye yılanın dişini çıkarırlar.!
*Nefis
ateşe tapandır, o ateşi söndürüp gül bahçesi hâline getirin, zikir ağaçları
ekin de cennet bahçesi olsun,
“insânlar
da cehhenneme uğrayacak” sırrının bir batın yorumu budur.! (Kur’an-19/71.)
*Kim
Elest günü o sütü içmiş ise Musa gibi annesinin sütünü ayırt eder, kötü
dadılardan meme emmez,
bu
dünyâda kendini bulur “Ahde vefa” eder.!
*Sınanma
da emin olma, İblis nice yıl iyi adla yaşadı sonunda rezil oldu.!
*Tanrı
sıfatlarını seyretmedikçe yenen lokma haramdır, nefis seni “evin rızkını”
kazanıyorsun,
filândan
himmet al da er, kusur işlesen de Tanrı ayıpları örter diye aldatır.!
*Dünyâ
deniz, beden balık, can ise sabah ışığını göremeyen Yunus.!
Tespih
ederse balıktan kurtulur, yoksa balığın karnında sindirilip yok olur
gider.!
*Çilelere
dayan en doğru tespih budur.!
*
*Madem
bu bilgiler kutlu değil onlardan yüz çevirip kendini ümmi yapta melekler
gibi
“Tanrım
bize bellettiğin bilgiden başka bilgimiz yok bizim” de.!
*Beden
ehli yanında edep görünüşe bağlıdır, edep ehli yanında ise gönlün içini
gözetmektir.
*Musa
taklit ehli olan akıldır ! Hızır ise tahkik ehli olan, Hızır’ı ALLAH satın
almıştır, müşterisi sonsuzdur !
Âdem
meleklere ders verdi, vahiy ehlinin melekler bile mahremi olamaz.!
*Onca
ibâdet yapıyor tad almıyor, içsiz çekirdek fidan olmaz.!
*Eşini
dostunu pek övme sonunda ayrılığa sebep olur.!
*Çocuk
annesinden delil istemez, onun sesini hemen tanır, o ses “şahdamardan yakın”
anasıdır,
kimde
duysa alır ; çünkü hikmet müminin yitik malıdır.! (Kur’an-50/16.)
*Ham
koruğa Tanrı ezelden kâfir dedi, üzüm oldu mu kardeş olurlar, sıktın mı birtek
şıra.!
*Sevgili
herkeste olan sıfatlarla övülürse sana bağlanmaz, onun için herşeyi O öğrettiği
hâlde
“Kur’an’ı
O öğretti” ve “herşeyi O yarattığı” hâlde “yüce gökleri O yarattı”
deniyor,
işemeyi
O öğretti, sidiği O yarattı denmiyor.!
*Keramet
seni aşağı hâlden yüceltmektir, topraktan başlayıp insân makamına çıkıştır.!
*
*Atın
gıdası, atlınnın gıdasından ayrı ; dünyâ ahır, beden at, can atlıdır. Ahır
bilgisini bırak, ahir bilgisine geç.!
*Horoz
gibi yem için değil güneş doğdu diye öt.!
*Tanrı’dan
başka herkes düşmandır, dosta düşmana yakınma.!
Şerde
de sabret ve şükret, bölüştüren O, bilen O.!
*İstemeden
vermek Tanrı âdeti değildir.!
*Kul
olanlar efendiden azad olmayı arar. Âşık olanlar ise efendiyi. O güzel dostu
görüp Ona kul olmayı ararlar,
kulluk
âşk ile hizmetle elde edilir.!
*Evine
(kâlb) her an bir düşünce konuk olarak gelir, adam yerine koy onu ağırla,
zaten
Âdem düşünceden ibâret.!
*Oku
çıkarırken afyon verirler, ölüm sekeratı da afyonludur en iyi ile oyalanırken
öl.!
*Ahmet
başını puta eğilmekten kurtardı.! (Beyni nefse eğilmekten)
Sen
de çalış gönlünü kurtar, dini Ahmet’ten bedava buldun müsrif evlât gibi
mirâs yedi olma kıymetini bil.!
ALLAH
O’na “yüzünü atan ibrahim’in, fıtratım olan ve değişmeyen putsuz
özlük dinine, Hanif Din’e çevir” dedi.! (30/30.) Sonra da : “İbrahim’in
dininden yüz çeviren kendini bilmezlerden olma” diye işaret
buyurdu..!
Sen
bundan ne anladın ??? Sen, özünü bırakıp da yüzünü kime döndün ?
Bunun
hesabını O senden sormayacak mı ? Bu nasıl Resûl’ün sünnetine uymaktır ki ?
Resûl’ün
sünneti HAKK’ın yasasına uymaktı, sen ne yaptın ? HAK
sana : “dinimi parçalayanlar”dan mı ol dedi ? (6/159.)
“Ey
Muhammed ! Dinlerini parça parça edip fırka fırka bölenler var ya senin onlarla
hiçbir işin yoktur.! Onların işi ALLAH’a kalmıştır.! Sonra (Allah) onlara
yaptıklarını haber verecektir.!”
Bu
âyete karşı gelenlere ALLAH hakkı için bu âyet yetmez mi ? Meshep
ve Tarikatlar Resûl zamanında var mıydı ? veya
Kur’anda bu bölücülere geçit veren bir tek hüküm olsaydı HAK bu âyeti verir
miydi ?
HANİF
DİN’den başka İslâmiyet yoktur.!
Ama
“insânları
çoğu bunu bilmez” diye HAK boşuna dememiş.! (30/30.)
CHS.
*
*Ney
feryat eder ama kendisi için değil, dinleyenler için aynen taklit ehli gibi.!
Zîrâ diliyle söylediği
gönlünde
yer etmeseydi bütün bedeni zerre zerre parçalanırdı.! Su arktan gelip geçer
çünkü ark susamamıştır,
o
sudan bir damla içmez sadece değirmeni çevirir.!
*Gerçeğe
ulaşıncaya kadar taklitten ayrılma, onun da sevabı var,
içindeki
damla inci olana kadar sedeften ayrılma.!
*Sinek
gibi her yemeğe konma (nefis) çağrılmadan gelme, selâm vermeden oturma.!
*Hurma
lifinden iple boynun bağlanmadan yâni kötü huylar kökleşmeden kökle onları
zamanında.!
*Kâbe
gönüldür, heves putlarını kır.! Lütuf bekçilerini dik, kuruntu şeytanlarını kov
ki eminlik yurdu olsun.!
Vahiy
gelsin diye niyâz eyle.!
*Arınan
haşa Tanrıya değil, tanrı yoluna ulaşır.! “Sırat-ı müstakiym”, “doğru
yol”a erer.!
*Tanrı
“lem yelid” dedi. Yâni akrabam, soyum sopum yok.! “Bana ancak kullukla
yaklaşılabilir” dedi.!
*HAK,
kazancı ALLAH yolunda sarf için emretti.! Namaz kıl lâfında aptes al da
dahildir.!
*Süleyman
saltanata doydu da, Eyüb belâya doymadı.!
Sıhhat
ve mal Tanrı’yı anmaya mani en güçlü iki nedendir.!
*Bilgi,
Erenlerden bellenendir.! İbâdet onların davranışlarıdır.!
*HAK
uğruna can verirsen, can verirler, ekmek verirsen ekmek.!
Tanrı
evreni kendini araştırsınlar diye âyet olarak yarattı.! Damdaki bir taş atsa
ben burdayım
bana
bakın diye atar.! Sen tutup da taşı inceleyerek, putperest olma.!
*Tanrı
insân gibi aceleci değil, 6 günde yarattı.!
*Kızınca
öfkene uyma, sen de Tanrı gazabından kurtulursun.!
*
İRÂDE
*Kader
Tanrı bilgisidir, rızası değil! Çocuğun buz yerse hasta olacağını bilmek
başka,
çocuğa
buz yedirmek başka.!
*Ayan-ı
Sabite’de çirkin de zuhur etti.! Ressam çizdiği güzel resmi de sever, çirkin
resmi de.!
İkisi
de aynı fırçadan aynı sanattan çıkmıştır.!
“Şeytan
ALLAH’a değil, RAHMÂN’a âsi oldu.!”(Kur’an-19/44.)
Ancak
RAHMÂN’da, Mudil’de ALLAH’ın güzel isimlerindendir.!
(Açıklama
: RAHMÂN ve MUZİL, ALLAH’ın Esmâ-ül Hüsna’ından olup mazharları
farklıdır.!
Bu
dünyâ savaşı aslında bu iki esmâ’nın savaşıdır.! U.K.)
*Herkesi
bir işi için yarattılar, herkesin gönlünü bir işe akıttılar.!
*Takdir
bağını demirciler bile kıramaz.! O bağın adı boynundaki hurma lifinden iptir.!
*Odunda
karanlıkla aydınlık beraber otururlar.!(U.K.)
*Kör
pisliğe düşse kokuyu bedeninden sanır, gül suyu versen onu kendinden
bilir.!
Gönül
gözü açılınca ikisinin de kendinden olmadığını anlar, sınanmayı kazanarak
kazaya uğramaz,
gülsuyunun
sevgili bağışı olduğunu kavrar.!
*Tutku
(hırs) zincire benzer, tutkulu ise onun sürüklediği esire, yâni tutukluya hurma
lifinden ip budur.!
*Cebri
olma, şeytan gibi “RABB’im beni azdırdın” deme.!
(Kur’an-7/16.)
Sınama RAB’dendir, “Âdem ben sürçtüm” dedi. (Kur’an-7/23.)
*
*İnsânın
sütü kâlbe yakın memeden gelir, hayvânın sütü cinsel uzvuna yakın memeden,
hangi sıfatta isen
rızkın
oradan verilir ; rızık ALLAH’tandır bu demek.!
*Ekmekçi,
kazanç için insânların acıkmalarını ister ; ama onların acıkmalarının sebebi
değildir ve aç kalmalarına da razı değildir. Öğrencinin bilmememsini öğretmen,
irâde etmedi, öğrenmemelerine razı da değildir, nefis yaradılıştan hayırdan
nefret eden bencil bir varlıktır. Onun şerri olmasa Tanrı’sal hayır da
müstehakımız olmazdı. Küfür iman için gerekli bir unsurdu (öğrenci-öğretmen)
hayır, şer ALLAH’tan budur.!
*Kalem
yazdı demek her işin ecerini vereceğini yazdı demektir.! (ecir = karşılık)
*
*İRÂDE –
KADER
*Hurma lifi bağ cazip sürükleyici suçlardır.!
*Çorak
yerde açlığa sabretmek ahmaklıktır.! Tanrı’nın diyarı geniş.!
*Tanrı
icbar etmez, ilham eder iki koku salar ; ciğer kokusu köpekleri uyandırır, gül
kokusu bülbülleri.!
*Tanrı
güçlüdür, demirci de güçlüdür ama demire şekil vermekte, yoksa konuşturmakta
değil.!
*Tanrı
ne dilerse O olur demek, başkasının gözüne girmeye çalışma ondan
başkalarının
dilekleri
olmaz demektir.!
*Kalem
ezelde kaderi yazdı demek, HAKK’ın kalemi ezelde her işin hakkını vereceğini
yazdı demektir.!
*Rızıları
O dağıtır, birine eşeklerin şehvetini, öbürüne meleklerin aklını.!
*Suçun
cezası kısastır, zina eden piç doğurur.!
* *
DÜNYÂ ve
AHRET
*Beden
ve Dünyâ ana rahmi gibi dardır.! Kapıyı kırıp, tanrı’nın geniş yeryüzüne çık.!
Özünüzü
bulup erin de gerçek âleme çıkın.!
*Dünyâ
Tanrı’dan gaflet ettiren şeydir, yoksa mal, para, mevki nefreti değil.
Ahmet,
“HAK
yolunda kullanılan mal için ne iyi mal” buyurdu.!
Bu
gemi suyu ayaklar altına alırsa desteklenir yüzer, koynuna alırsa batar.!
*Dünyâ
timsah ağzı, biz de dişleri arasındaki kırıntıları gagalayan kör kuşlar.!
*Dünyâ
ahret ehline, Ahret dünyâ ehline ikisi de HAK ehline haramdır.!
*Evren
bizim hizmetçimizdir, onu gözünde büyütme Tanrılaştırma.!
*Dünyâ
zayıf kuşların tuzağı, ahret de güçlü kuşların.!
*ALLAH’ın
yeryüzü geniş, ayni bahçede sovan da var çiçek de, biri içtiği suyu acı su
yapmada öteki koku,
biri
tencereye girecek öbürü kristal vazoya.!
*
*Eşeği
olan nal çalar, müzik aşkı olan da ney.!
*Eşek
rüyâda hiç Hindistan’ı görmez ; çünkü oradan gurbete düşmemiştir ! Bir de file
sor.!
*Ahret
deve, dünyâ onun yünü, deveyi elde edersen yün de senin olur. Yünü elde edersen
deve senin olmaz.! (Ahret = Öz / Dünyâ = Nefis)
*Dünyâ
gazep üfürüğüdür, o düğümü rûhumdan üfledim demek (rahmet üfürüğü çözer) akıl
çözebilse Nebi gelmezdi, var git de “insânlar eşlendirilince” denen eşi bul.!
*Dünyâ
ayrılığına dayanamıyorsun da ALLAH (Ahret) ayrılığına nasıl dayanıyorsun ?
*Aklı
külle barışsan dünyâ kıyâmet görünür.!
*Dünyâya
Tanrı “oyun” dedi.! (Kur’an-29/64.) Cezalar fitneyi yatıştırmak için
oyuncak kadar verilir !
Cani
idâm edilse de kısas devam eder ! Uykusunu yorumlamak için kurt olarak kalkar
!
Burdaki
ceza sünnet olmak gibidir, ordaki ceza ise hadım edilmek.!
*Hayât
domuz avıdır, kendine tuzak kurar kendini avlarsın sonra da yiyemezsin.!
*Ahret
âleminin taşı, toprağı, suyu diridir söz söyler.!
*Ahret
âleminin kıymetini bilelim diye, dünyâ Elest âlemiden sonraya kondu.!
*
*Dünyâ
hayâtı boş övünme yeridir.! (Kur’an-57/20.)
*Dosta
hediyesiz gidilmez, ahrete eli boş gitme.!
*Dünyâ
rahimdir, ahret ALLAH’ın yeryüzü çok daha geniştir.!
*Şarap
ahrette, testi Dünyâda.!
*Çocuğa
oyuncak bebek verilir, büyüynce kendi doğurduğu bebekle oynar.!
Dünyâdaki
zevkler de ahrete göre böyle, buradakiler taklit ve ölü ; oradakiler gerçek ve
diri.!
*
CENNET
*Ücret
işe benzemez, alınteri verirsin altın alırsın. Üşüyüp soğuk alırsın, hasta olup
ateş içinde yatarsın, yanarsın.! Bir damla su verirsin, bambaşka bir
çocuk alırsın, burada zekât verirsin orada ağaçlık olur.! Aşkın süt ırmağı,
kendinden geçişin şarap, kulluktan aldığın tad bal olur.! Bunlar burada nasıl
senin buyruğunla meydana gelmişse sonuçlarıda orada senin buyruğunda olur, o
sıfatlar senin emrindeydi ;suretleri de senin emrinde olur.!
*Cennette
herşey seninle konuşur ; çünkü taş ve toprakla değil senin zikirlerinle inşâ
edilmiştir.! Gönlündür, yapıcısı sen olduğundan seni överler böylece bütün
âlemin Elhamdülillâh diye gönlündeki özü övdüğünü ölmeden önce duyarsın, o
toprağa ekilen solmaz o su ile değil aşkın göz yaşı ile sulanıp yeşermiştir.!
*Güneş
batıdan doğuncaya kadar, Cennetin sekiz tövbe kapısı açıktır.! Onun için gece
ibâdeti mühimdir.!
Çünkü
sabâh kıyâm edip ayağa kalkıyoruz.! Bunun sırrı başkadır.! Fizik güneş değidir,
yâni Resûl’ün bahsettiği öz güneşidir.! Sen ölünce batı olan senin içyüzünden O
güneş denen Rûh doğar.! (CHS)
*
NEFİS
*Şeytan’ın
partiyi kazanacağı yok.! Bu patırtı onun lânetlenmesine yaradı.!
*Şeytan
sınamak için aynadır.! (19/83.)(43/36,37.) Herkesin kendi yüzünü gördüğü
dosdoğru ayna yâni tanıktır.! İyiyi kötü yapmaz, tanık zindana atılmaz.! Küfür de
Tanrı’ya tanıktır, iman da, biri kerhen öbürü tavan.!
*Ateşi
suyla korkuturlar fakat su ateşten korkar mı hiç ?
*Nefis
şühecidir ne delille ne mucizeyle yola gelir, vur başına onun ; o dövülmekten
anlar.!
*Gök
gürültüsü sesi susamamışa baş ağrısı verir, hâlbuki bilmez ki o korkunç
ses
gökten
inen suyun müjdecisidir.! Onun gözü yerdeki akar su da.!
*Zâlime
yardım edene, ALLAH o zâlimi musallat eder.!
*Nerde
inci büyükse sedefi o kadar kalın olur, nerde kilit büyükse orda hazine çoktur,
insânda da müthiş büyük bir hazine var da nefis perdesi o kadar kalın tutulmuş
o kilidi, Hu yâni eren açar.!
Hazine
sopanın (Asâ = belkemiği) içinde saklı ve uyuyor.!
*Tanrı
birini kahretmek istedi mi ona yüce bir mevki verir.!
Suçluyu
teşhir için herkesin göreceği yüksek bir yerde asarlar, Firavun gibi.!
*
*Firavun’un
ihsanı efendisine ihânet içindir.!
*Nefis
açlık korkusuyla, yarın endişesi ile kendini yer bitirir, açlık dilenciye değil
ere mahsustur.!
*Mülkü
nefis ele geçirmiş, Tanrı’nın dediği olmuyor.!
*Nefis
hırsızdır, onu minbere çıkarma elini kes veya bağla, o baş aramaz ; baş olmak
ister.!
*Haset
kurdun yaradılışında var, Akrep herkesi sokar, insânın yaradılışında da
hasetçilik var.!
Alçakların
seni ağırlamasını, hizmetçinin ikrâmı bil.! Yabancıyı dost edinme, yabancı kim
? Topraktan yaratılmış bedenin.! Dost kim ? soluktan yaratılmış “Rûh”un.! Misk
nedir ? Yüce tanrı’nın temiz adı.!
“Pisler
pislerin”dir, onun Tanrı’yı anması eğritidir. Pislikte gül bitmesi gibi o pis
kokar.!
*Şişeleri
kırıp gül suyu ile sidiği aynı şişeye koydular, Peygamberler bu iki bölüğü
ayırmaya geldi, gül suyu olan koyna sürülecek ; sidik olan dışarı atılacak.!
*Kâfir
düşman değildir, düşman cana kast edene derler, can çekişene değil.! Kendine
kast eden yarasa gibi.!
*Kâfirler
Nebileri öz oğulları kadar tanırlar ama hasetten tasdik etmezler.! Mucize
onları tecziye (Parçalama, cezalandırma) içindir yoksa iman etmeleri için
değil.! Zîrâ iman etmek için kanıt kokudur onlarda ise
bu
burun yoktur.! Suçluyu asmak için tanıklar ortaya çıkarılır.!
*Çişin
gelince hemen helâya gidersin de , özün birşey dese yapmazsın, sidiğin dediğini
hemen yaparsın.! (U.K.)
*“Dünyâ
hayâtı boş övünme yeridir.!” (57/20.)
*
2
**
ÂDEM
*
*Akıl
ve duyu sahipleri gönül ehlini küçümser.! Bağ gönüle bağ eğmek istemez.!
*O
ne ad taktıysa değişmedi “Ayan-ı Sabite” âlimi idi, kalıpları klişelere göre düzer.! Sonumuz ne
olacaksa Tanrı katında asıl adımız odur bizim.! Meninin adını meni olarak
değil
ondan
oluşacak Ebucehil veya Ahmet olarak bilir.
*Tertemiz
ışıkla bakılınca Âdem’in gözü tüm şemaları görür.! Ahmet’e “Oku”
vahyi geldiğinde O,
Ümmül
Kitab’ı görmüştü, yâni âlemlerin bütün şemalarını okumuştu.!
(Tüm
şemalar : Ümmül Kitab = Ana Kitab) (Kur’an ve diğer kitablar Ana Kitab’ın
cüzüdür.)
*Âdem
isrâf etmeyin buyruğunu müteşabih sanıp yorumlamaya kalktı ve sürçtü, hâlbuki
muhkem idi.!
*Ekmek
atamızın bedenine girince, ölüyken dirildi gafilken herşeyden haberdar oldu.!
*Tanrı,
Âdemoğluna kendi adlarını bildirdi yâni kendi adlarına “mazhar”
(Ayna) yaptı.!Başka yaratıklara takılan adların kapısı âdemden açıldı.! Tohum
olmasa gübre nasıl kurtulur ?!
*Lokma
için lokman rehin oldu.!
*
*Tanrı
kıyas ehline soy, sop, yok üstünlük “Rûh”dadır dedi.!
*“Kitab
âlimi” Belkıs’a mucize yaptı.! “Cin âlimini”
aştı.! Âdem’in ilmi bu.!
O
zaman ve mekânı ortadan kaldırır.! (27/38,39,40.)
*Şeytan
da Süleyman’ın emrinde O cinleri de çalıştırır.! (27/17.)
*Akli
melekeler gönüle baş eğmedikçe ışıklanamazlar.!
*Balık
yem ararken yem olur.! Harut’la Marut o şarabı içti de gök kapıları kapandı.!
*Musa
bile sopayı sopa gördü, hâlbuki o sopada korkunç bir güç saklanmıştır.!
*Balçık
ve üfürük iki zıt denizdir, birbirine karışmaz ; aralarındaki berzah seçimi
yapacak candır.!
*Kâfir
kimdir ? mürşîdinin imanından haberi olmayan.! Ölü kimdir ? mürşîdinin canından
haberi olmayan.!
*İnsân
hayvândan ileri ; çünkü ondan daha çok haberdar.! Melek, insândan ileri ; çünkü
duygudan geçmiş.! Gönül ehli ise melekten de üstün, ondan Âdem’e secde edildi,
diken güle secde eder.!
*RABB’ime
konuk olurum O beni suvarır, doyurur âyetindeki ışık gıdasını unutma,
“Biz Âdem
oğullarını ululadık” dedi.! Göğü ululadık demedi.!
Hâlbuki
gök durmadan yemek yetiştirmek için çalışmakta.!
*Âdem
anasız ilim belledi, Mesih gibi Tanrı telkiniyle konuştu ve annem zaniye değil
dedi.!
(Yâni
“çiftleşme
ürünü değilim” dedi.)
*
*Âdem’e
secde etmeyiş hasettendi ama o hasette Tanrı’ya aşk vardı.!
*Tenle
hayvân, canla meleksin, hem yerde yürür hem gökte uçarsın.!
*Üç
tip melek var.! “Aliyyün”, “Mukarrebin”, “Müdebbirat ve Kiramen Kâtibin” (Hazafa kitabı
neziat)
ALLAH
; İblis’e Âdem’e secde etmesini söyledi, şeytan Âdem’e secde etmeyince, ALLAH
:
“Yoksa
Aliyyün’den misin ?” dedi.! Demek ki “Aliyyün” makamı çok yüce bir makam ki,
onlar
Âdem’e secde etmediler.! Secde edilen Âdem onlar olsa gerek.! (U.K./C.H.S.)
*Arş’ı
dört melek taşır, Kıyâmette ise sekiz melek.! Başkanları Yusuf güzel Cibril’dir
ki Levh-i Mahfuzu görür, Tanrı ile konuşur.! Nefesi ile aydınlık gönülleri
ölçüsüz rızıklandırır.! Mirâçta Hazret-i Resûl’ü sınıra kadar götüren Cibril o
sınırda durdu, Hazret-i Resûl yoluna yalnız devam etti ve “iki yay
arası ancak” kalasıya kadar yaklaştı “Onun gözü ne kaydı ne de
saptı” âyeti nazil oldu.! Cibril, Onun gördüğünü görmedi yalnız duydu.!
HAK
perde ardından konuşur.!
*Hamlar
dallara sımsıkı sarılır (taasup) .!
*
*Yıldızların
ışığıydın gökten su olarak geldin, insâna gıda oldun tâ ki söz olasın,
düşünce
olasın da “O”nun sıfatlarına dönüşüp “O”na dönesin.!
*“İstemiyerek
gelin” buyruğu akıl erbebınadır.!
“İsteyerek
gelin” buyruğu aşk erbebına, duygu ehli yularsa çekilirse
gelir.! (41/11.)
*Şeytan
levh-i Mahfuz’u “gökten dinleyip” öğrenmek ister, “şahaplarla kovalanır”
ve
ona ‘git sırrı Ahmet’ten öğren’ derler.! (72/9.)
*Tanrı
üzüm çekirdeğini gösterip ‘Gaybı biliyorsanız bunun Levhi Mahfuz’daki esas
adını “Ayan-ı sabitesi”ni söyleyin’ dedi.! Şeytan, koruk ! Melek, üzüm ! Âdem,
şarab dedi.! Hepsi haklıydı zîrâ herbiri kendi makamından konuştu.! Şeytan,
sirke ! Melek, şıra ! Âdem, Kevser makamından baktı.! (U.K.)
*Soğuk
demirden elektrik geçti mi mıknatıs olup başına kutup denir ve bu kutba bağlı
olan da kendi çevresindekini çeker, el ele el HAKK’a sırrı budur.! (U.K.)
*Evi
ziyâret eden hacı olur, ev sahibini ziyâret eden Âdem.!
*
*Şeytan,
Âdem’in yüzüne secde etmedi çünkü O yüzde herşeyi gören göz, herşeyi duyan
kulak
ve
herşeyi dile getiren ağız vardı.! Tanrı da kendisi için “herşeyi bilen” ve
“gören” dedi.!
Göz
göre göre suç işleyen insân utanmazdır, yüzsüzdür, yüze secde etmeyen
şeytandır.!
Secde
etmediğin O yüz senin içyüzündür, özündür ! Her suçumuzda
ayıbımızı yüzümüze vurur ama tövbe edip düzelmemizi bekleyerek bizi ele vermez
çünkü şeytan nefis kıyâmete kadar yâni ecelimize kadar izin almıştır, teşhir ve
tecziye oradadır.!
*Cennette
Âdem’in parçacıklarıyken o güzel sûr sesini, öz bir sesini duyardık.! Müzik
sevmemiz o sesi hatırlamamızdandır.! Göklerin dönüşünden çıkan nağmeyi
hatırlamamızdır.! Savaş delinin (nefsin) elinden kılıcı almak için akıllıy
afarz oldu, ahmaklar baş olunca başını yorgan altına sokma.!
*Duygular
birbirine benzemez, vücûtta saf saftırlar.!
*Akıl
Musa, vehim Firavundur.! Musa da birini öldürdü ama nefsi için değil, Firavun
ise nefsi için öldürdü.!
Ama
yine de Firavun Musa’ya ‘benim ekmek hakkımı ver horlama’ dedi.!
Musa
; ‘kıyâmetin horlaması çok’ dedi.!
*Gönlünü
kararttın yeryüzünde, fesat çıkarırlar manâsı budur.!
*
*Taneyi
toprağa ısmarladın mı sana ağaç verir, kendini ALLAH’a ısmarla da bir iken bin
ol.!
*Âdem
başına balçıktan bir külâh giyince o cana mensup adların yüzü karardı.!
*Tanrı
Âdem’e anasız babasız söz belletmiştir, İsa gibi.!
*Şeytan
sana der : ‘bu beden bineltir, neye alıştıysa onu ver ona, huyunu değiştirme
sonra sağlığın bozulur.!’ İşte Âdem’e de buğday yedirmek için böyle demişti.
Siz beden lokmasını azaltın o eşssiz yüz görünsün.!
*Akıl,
melek gibi her sabâh Levh-i Mahfuz’dan ders alır.!
*Âdem
yem hırsına sürçtü, İblis mevki hırsına.!
*
*
3
*
EREN
*
*Erenler
kabahatı sırr gibi örterler bilenin ağzı mühürlenir.!
*Nuh
Kutb’dur.! Rûhta güçlüdür, bedende zayıftır ; beden teknesini onar da yardımcı
ol ona.!
Yardımın
sana geri gelir “ALLAH’a yardım edene ALLAH da yardım eder.!”(22/40.)
*Mağara
ehli Erenlerdir, köpekleri olan fizik beden erenini istedikleri gibi
kullanırlar.!
“Biz
onları sağa sola çevirirdik.!”(18/18.)
*Eren
işi maşrık sahibidir, hem dünyâ güneşinden hem ahret güneşinden yararlanır.!
*Eren,
kaptana yıldız ; şeytana şahabdır.!
*Beden
ipini kopardılar mı senin kapına gelirler.! Huriler onları uzun zamandır
işlenen suçtan yıkarlar.!
Kerem
sahibinin huzurunda biz saf kuranlarız diyenlerin ışığında salâta dururlar.!
*Önce
ceylanın ayak izi izlenir, sonra da göbeğinin kokusu. Denize varınca ayak izi
biter, Pîrler o denizdedir.!
Bu
bedene düşmeden önce ömürler geçirdiler, nefsi küllün ayağı bağlanmadan
herşeyin ne olacağını biliyorlardı.! Dalga gibi çok, deniz gibi
birdirler.! Kur’an’da “Biz” diye konuşurlar.!
Güneş
onların ikramıyla ışık saçar, O’da bir yudumcuk.! Canlar birtek güneştir, beden
pencerelerimizde birbirinden ayrılır, bu insâni Rûh ne bölünür ne ayrılır ;
bölünme ve ayrılma hayvani nefistedir.!
*
*Sultan
sabah kadar su başında şarab içer, kurbağaların vıraklamasından haberi bile
olmaz.!
Kurbağaları
sustur da seni duysun.! Onlara kesin sesinizi deyin.!
*Terâzide
mala tamah olsa doğru tarmazdı.!
*Kalpazanlar
ışıktan korkar, ak ve kara yüzü gösterdiği için kıyâmete gün denir.!
Tanrı
“andolsun
kuşluk çağına” dedi.!
Bu
çağ gönlün ışığıdır, Tanrı “andolsun geceye” dedi ; bu ise o ışığı örten ermişin bedenidir.!
Gündüz
yâni o gönül ışığı , erenlerin sırrıdır ; Ona erenlerin yüzü denir.! Her sırrı
bilirler, gece ise onların suçluları yüzlemeyip ayıplarını örtmeleridir.! “RABB’in
seni terk etmedi”, gönlün bedene hitabıdır.! (93/3.)
“İbrahim
ben batanları sevmem” dedi.! (6/76.) Tanrı ezeli olmayan yâni batan gündüz ve
geceye and içer mi ?! Çünkü onlar fânidir, Erenler bâki.!
*
*Kimse
ALLAH’ı kıskanmaz.!
HAK,
halkın hasedi açığa çıksın diye ermiş insân kılığında iner, her zaman peygamber
yerine yüce bir zât vardır.! RAHMÂN, Hay, Hüve Fişen, zahir, batın, Hadi gibi
ALLAH’ın tüm güzel isimleri onda tecelli eder,
O
zâtın gönlü nûrüssemâvat ve O zâtın aklı ise Cebrail’dir.!
Kendinden
sonraki makamdaki eren o zâtın kendilidir.! Üçüncü makamdaki eren zât ise
kandilliğidir.!
Böylece
7 dizi hâlinde ışık perdesi yâni 7 frekans/mertebe erenler ordusu
vardır.!
Her
frekans erenin arkasında onun terbiye ettiği bir toplum vardır.! Her saf
önündeki saftan habersizdir.!
Merkez
Kutb’un ışığına dayanan ilk saftaki eren demire benzer, İbrahim gibi kızardıkça
kızarır, yedinci saftaki eren elmaya benzer, ışığa uzaktan katlanabilir ve dışı
kızarır.! Yoksul yâni fakir ateşle arasındaki perdeyi yok eden demirdir, ateşe
İbrahim gibi vasıtasız girer.! O zât kâinatın kâlbidir.!
Tanrı
görüşüne mazhar (ayna) gönül budur.! Kalan gönüller onun bedenidir.!
*Mağaradaki
efendilerine yüzünü dönmüş o mahlûka köpek kılığında oluşu kusur verdi mi ?
Tövbeni
bozma ve düşmez kalkmaz bir ALLAH de.! (U.K.)
*
*Hazine
toprağa gömülür ki garipler bulsun diye, Âdem’deki isimler gibi.! (2/31.)
Âdem’de
saklı isimleri bulmak isteyenler ona secde etti, istemeyenler de şeytan gibi
inkâr.!
*Sana
kulluk etmek bütün varlığa farzdır.! Hiçbir şeye kul olma.!
*Âdem
sepeti suyla dolunca, ariyeti variyet sandı ; baştan çıkıp kendini baş yaptı,
inin buyruğuyla aklı başına geldi, tövbe edip yine o sıfatlara kavuştu “tamah
eden alçaldı.!”
*Bahçevanın
ilk düşüncesi meyve idi, tarlada son suret meyve oldu.!
*Gönlüm
“Musa’nın
elinde sopadır, İsa solukludur, tıbbın dirilttiği ölür ; benim dirilttiğim
ölmez” der, anlayana.!
**Erenlerin
öfkesi sana değil, sendeki düşmanadır yâni senin düşmanına (nefis).! Kişiyi
değil nefsini kınarlar.! Musa’nın sopası halıyı değil ; tozunu
döver.!
*
*Eren
övülmeye bayılır.! Tanrı bizi kendine benzer yarattı, onun için övülmeye,
sevilmeye, sarılmaya bayılır.!
*Gönül
ehli zühdden, riyazattan kesilmiştir, İsa gibi “yakın”lardan
olmuşur.! (3/45.)
*Denize
ne aksa kirlenmez, bereketlenir ; lâğım suyuna ne kadar temiz su versen
temizlenmez
pisliğin hacmi artar.!
*Demiri
mıknatıs çeker ; samanı kehribar.!
*Erenler
sevinçle göçer, Ahmet sefer ayının çıktığını müjdeleyene cennet vaad etti.!
*İsa
ile İdris’i gök çekti ; Harut ile Marut’u yer.!
İnsânı
kurtarmak için biri “illiyin” öbürü “siccin” cinsindendi.! O “Yüceler” insân kılığında indi.!
*
*“Eve
kapıdan girin”, gökten erilmez.! Ermişi bulun diye “şahaplar
şeytanı taşlar.!” (67/5.)
*Esnerken
istemeden ağzın açılır ya, bende sarhoşluktan ahmaklara susamıyorum.!
*Erenlerin
yüzünü senin gördüğün gibi mi sanıyorsun ? “Ahmet
nasıl oluyor da beni beni göremiyorlar” dedi.!
*Ey
Musa, zamanın firavununa yumuşak konuş kaynayan yağa soğuk su dökme ocak berbad
olur.! (20/44.)
*Erlerin
bedeni padişahla doludur.! O yüzden cenk eder, padişahın öfkesi onlarda tecelli
eder.!
*Eren
bizi yıkamak için Arş’tan inen sudur.! Kirlendi mi yine oraya döner.!
Herkezi
teyemmümden kurtaran sudur onlar.!
Kıble
arayanları arayıştan kurtarırlar, kirlendiler mi gözleri Arş yolculuğundadır.!
*Yokluğa
ulaşanın gölgesi olmaz.! “Fakir fahrim” (Fakrü fahri) budur.!
*Tanrı
şehidler (şahidler) için “rızıklanırlar” dedi.! Bu güneşin yediği ışık rızkıdır.!
Toprak
yiyenin benzi sararır, bizim güneşimiz doğrulardan da dışarıda yanlışlardan
da.!
Ne
doğar ne dolunur, ben bu denizde balığım, o suya kanmam içtikçe içeceği
gelir.!
*
*Ey
baykuşlar, ben padişahın doğanıyım.! Padişahla ayni cinsten değilim ; ama Onun
ışığı vurmuş bana, ışığım aynı cinsten.! Şekildeki cins ayrılığı özdeki cins
birliğinin gerçekleşmesine engel değil.! Su da nebatla ayrı cinsten ama özde
birleşmedeler.! Şeklimizin de onun cinsinden olması için varlığımızı onun
uğrunda mahvettik.!
Şu
can bedenle aynı cinsten değil ; ama beraber oturuyor.!
Can
Meryemdir, canın canından ışık alırsa İsa’ya gebe kalır.!
Kılıma
dokunursanız padişah tüm baykuşları helâk eder.!
*Yıkık
evden vergi alınmaz, cezbedeki sarhoştur ; yenini yakasını yırtar.!
Onlardan
kılavuz arama Kâbe’ye yamacı değildirler, Kâbe’nin içindedir orda kılık
aranmaz, bu aşk makamıdır.!
*Yarasaların
Ahmed’den tiksinmeleri onun güneş olduğuna delildir, âyettir.!
O
diken değil ki develer sevsin onu, meleğin secdeside Âdem’e tanık ; şeytanın
inadı da.!
*Kim
Tanrıyla oturmak dilerse Erenlerin huzurunda otursun.!
*Eren’e
hizmet Tanrıya hizmettir.! HAKK’ın oturduğu ev O’dur.! Safayı bulursun, hac
etmiş olursun.!
*Eren’leri
Eren’den başkası tanıyamaz, tahta kurdu fidanı nereden bilsin.!
Kör
güneşi nasıl görsün.! Sağır, O sesi nasıl duysun.!
*
*Başını
suyun içine daldıran ne rengini ne dalgasını göremez.! Sıfatlardan geçen Zât’a
dalar.!
*Sütte
kıl hemen gözükür, göz için kıl bile perdedir.!
*Doğru
olmasaydı yalana kim inanırdı, yalan doğrunun yüzü suyu hürmetine
geçerlidir.!
Zehiri
şekere döküp yuttururlar.! (Doğru = Rûh = Öz / Yalan = Nefis = şeytan)
*Eren’lerin
gönlündeki mesud herkesin secde yeridir.! O gönül kırılmadıkça Tanrı o ümmeti
rezil etmez.!
*Halk
Pîr’in çocuğudur.! Pîr o seviyeye iner.!
*Eren’in
bedeni ışıkla doludur, o ışık pisliğe değse kirlenmez.!
*Bekçi
uyanlar içindir, balıklara lâzım değil.!
*Lokma
kimin karnında ululuk ışığı oluyorsa ne isterse yesin helâldir ona.!
*Her
çağda bir Süleyman var, “hiçbir ümmet yoktur ki uyarıcı/kurtarıcı gönderilmesin.!”
(35/24,37.)(26/208,209.)
*Su
kuşlarıyız, bizim dilimizi Süleyman denizi bilir.!
*Mimârın
düşüncesi ev olur, mimâr olmayanın düşüncesi hayâldir, hiçbir şey
olmaz
“De
ki: "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?"
Ancak temiz akıl sahibi olanlar anlar.!” (39/9.)
*Şekercinin
şekeri çok ama paran yâni emeğin kadar verir.!
*Tanrı
âlim yâni her zaman bilicidir, arif sonradan bilici demektir ; ama bu biliş
delilsizdir bakışla almıştır.! RABB’lerine nazar ettiler.!
*
*Şiir
kim ben kim ? Halk işkembe çorbası seviyor diye işkembe ayıklıyorum.!
*Tanrı
gizli idi bu “Nûr” görünsün diye karanlığı yâni evreni yarattı, erenlerin
ışığını söndüremezler.!
*Tanrı
ihtiyaç kadarını yaratır, israf etmez.!
*Her
canlı O’nun tek evlâdıdır, babanın tek şımarık çocuğu nasıl rızık isterse ona
istediği verilir.!
*Bir
nebiyi inkâr hepsini inkârdır, çünkü nûrları birdir.! Ama hepsi ayni mertebe
yâni frekans değil saf saf.! “Bizden her birimizin belli bir makamı vardır.! Biziz o
saf saf dizilenler, biziz.! Biziz o tesbih edenler, biziz.!” derler. (37/1,164,165,166.)
*
*Tanrı
haslarının halkasına gidiyorum, yüzük taşının yüzüğe nûr saçtığı gibi, RAB’de o
halkaya nûr saçar.!
*Eren’e
yardım, ALLAH’a borç vermektir.!
*Gurbet
vuslatın zevkini arttırır.!
*HAK
gelince batıl (yanlış) gider, yâni karanlık ; güneş doğunca aydınlığa dönüşür.!
(U.K.)
*Balık
nefis gibidir hayâta nefesini doğrudan değil su perdesi (gıdalar) ile alır.!
*Geceleyin
zindandakilerin zindandan haberi yoktur.!
Mağara
ehli de böylece kendinden başka herşeyden habersizdir.!
Hepsi
gözünde yok olduğundan ona yoksul denir.!
*Abdal
şırayı şaraba çevirendi.!
*Nefisten
Musa’nın Tanrısına yâni Ahmed’e, ehad’a (tek) kaç.!
*Pîrler
Ashab-ı Kehf’in köpeğine el verirler aslan geçinenlere değil.!
*Köyağası
bedenlerin sultanı, gönül sahibi ise gönüllerin.!
*İnsân
adımını gördüğü yere atar, iş görüşe tabidir.!
Öyleyse
insân gözbebeğinden ibâret,
ne yazık
ki bu dâirenin tam ortasına sahip olanlar bundan ötesini söyletmiyor.!
Kalem
burda kırıldı.! İzin ve görüş bitti.!!!
*Sırlar,
Tanrı izin verdikçe açtırılır.! Erenler sırr avcılarıdır.! (CHS)
*Eren
erdiği yeri bilir..! Ermeyen de sade hayâl olan bu dünyâyı..! (CHS)
*Erenler,
Cenab-ı HAKK'ın gözü, ağzı, kulağı, elidirler.!
“İnsanı
biz yarattık” âyetleri boş yere inmedi..! (CHS)
(95/4.)(90/4.)(76/2.)(50/16.)
*Eren
hem içtir hem de dış..! İçteki senin özün, dıştaki de içtekine uyandıran.!(CHS)
*Eren
olmasaydı âlemler aydınlanmazdı..!(CHS)
*Uzaydaki
her yıldız yol gösteren bir erene simgedir..!(CHS)
*Her
plândaki öğretmenler erenlerdir.! (CHS)
*Perde
kalkınca erenin bildiği değişmez.!
Hazret-i
ÂLÎ, “perde kalksa bildiğim değişmez” dedi..!(CHS)
*Eren
nereye gideceğini bilendir.! Ermeyense bilmeyen aradaki fark budur.!(CHS)
*Ahret
anlatılan gibi olsaydı, dünya cennet olurdu.! Bu kadar kör nerden iniyor.?!(CHS)
*Körleri
bırak da görenlerin koluna gir, tökezleme.!(CHS)
*Eren
nefsi arıtan temizlemecidir.!(CHS)
*Erene
burada kulak vermeyen, ahrette ikinci ölümü tadar.! (40/11,12.)(CHS)
*Eren
erdirmek için teşrif eder, özüne susamışlara Arş'tan rahmettir.!(CHS)
*
*Şarabı
ister küpten iç, ister bardaktan.! Son mumu gören ilk mumu görmüştür.!
*Canın
ışığı bedene nasıl varıyorsa abdalın ışığı da canıma öyle vurmada.!
*Tanrı
sıfatlarına bürünen hürdür, nefse köle değildir.!
*Velî’yi
insân görme, bu şeytan görüşüdür.!
*Yüce
zâta daha çok belâlar gelir ; çünkü sevgili güzele daha çok cilve yapar.!
*Kardeşlerimde
haste bulundukça Yusuf’umu kuyudan çıkarmam ben.!
Gerçek
kişiliğimi açıklayıp Firavun yerine başa geçmem ben.!
*Altın
haydutlardan saklanır, içindeki cevheri bulduysan cevhersizden gizle.!
“Levh-i
Mahfuz”, saklı levha demektir!
*Cenab-ı
HAKK hazinesinin anahtarlarını erenlerine vermiştir.!(CHS)
*“Levh-i
Mahfuz” erenin Arş olan kâlbidir.! O kâlbi
anlayamadılar.!(CHS)
*Eren’in
bedeni kandillik, gönlü sırça kandil, oradaki ışık ise HAK’tır.!
Toprak
kalıbına bakıp ona dil uzatma şeytan gibi.! (15/33.)
*
*Eren’in
bedeni zindanda ; ama canı Zuhal’dedir.!
*Gemi
parçalanırsa kaz korkmaz ki, yenmekten kurtulup daha rahat yüzer.!
*Gök
yüzünün merdiveni Pîr’dir.!
*Erenler
Pîrin basamaklarıdır.! Arşa'a kadar her kat farklı frekanstır.!(CHS)
*Herkes
seni tanıyıp sendekini tanımayacağına, sen kendini tanı da kimse seni
tanımasın.!
*Yüzbinlerce
Ermiş bir kişinin varlığında gizlidir.! Musa’nın Asâ’sı budur.!
*Erenlerin
işini Tanrı görür, onlar hiç yorulmaz, halk her işi kendi başına yapar ve
yorulur.! (50/38.)
*El
gönülden gizli iş yapamaz, biz eliz ; Eren ise gönül.!
*Beyin
organları yönetir, Kâlb ise beyni.!
*Hazret
huzura erendir.! (U.K.)
*
*Tanrı
ne alırsa ona karşı bir bağışta bulunur, kimseye borçlu kalmaz.! Bırak herkez
senden birşey alsın, hakkını yesin ; herkesin sahibi olan HAK öder.! Çocuk camı
kırdı mı veli sorumludur o tazmin eder.!
*İnsânlık
vasfından birtek kıl kalsa o kişi Arş’tan değildir.!
*Savaş
düzendir, Erenlerin namazı (salât’ı) örnek olmak içindir, çocuğa ilâç içirmek için
önce
hasta olmayan anne bir kaşık içer.!
*Zemheriden
güneşe ne gam, Eren’e nefsi birşey yapamaz ; ama sen nefis erbabından
kaç,
taş
vücudun hararetini alır, onlarla oturma.!
*Padişahın
elçisi padişah cinsindendir, Eren’leri onları gönderen Yüce Zât’tan ayrı
cinsten sanma.!
İnsânlar
gönlünü duyup anlayabilsinler diye insân kılığında inmiştir.! Âdem’de meleklere
öyle inmiştir de
HAKK’ı
tanıyamamışlardı.! (38/71,72,73,74,75.)(15/29,30,31.)
*Mağaradakiler
gibi zeminden, zamandan, taamdan habersisiz biz.! Yaşlanmayız, genciz ve
raharız biz,
HAK
nefesten başkasıyla alışverişte değiliz biz.!
*
*Âşıkların
varlıkla işi yoktur, sermayesiz kâr ederler.!
*Temiz
kişinin hamamda işi ne ? o ancak tellak olarak bulunur.! (U.K.)
*Eren’ler
edepten başka ücretle himmet etmezler.!
*RAHMÂN
Mustafâ’ya öğretti, Mustafâ yâni “Kalem” “Rûh” da ; insânlığa.!
*Sırçaya
bakma yitersin, ışık aynı ışıktır.!
*Bilen
iki yüzlüdür.! Gerçek yüzünü yabancıya göstermez, namâhreme sırrı apaçık
söylemez.!
*Eren’ler
satılmıştır, onları ALLAH satın aldı.!
*Ermiş
gönül Tanrı’nın iki parmağı arasındadır ve o gönüle sahip Musa’nın Asâ’sıdır.!
*Eren
“Sinâ
ağacı”dır.! Gönlü ışık doludur, uzaktan bakana ateş görünür.!
(27/7.)(28/29,30.) Dünyâ nimetlerinden yüz çevirmek insâna ateş gibi yakıcı
gelir.! Hele kendinden geçmek kişiliğini boğazlamak,
İbrahim
gibi ateşe fırlatılmak, İsmail gibi kurbân edilmekle denktir.!
*Tanrı’nın
seni sevdiğinin en gerçek işâreti şudur :
“Kâlbini
yokla onu seviyor musun ? cevabın evetse O’da seni seviyordur.!”
*
*Ben
leş yemeğe değil, İsa gibi soluğumla leşleri diriltmeye geldim.!
*İsa
nefsi erenlerin rûhudur, hem diriltir hem de öldürür.!(CHS)
*Erenler “OL” deyince
oldurandır.! (16/40.) (CHS)
*Erenlerin
önü ardı yoktur, sonsuzluk denizinin can suyu
onlardır.! (70/41.)(56/60.)(CHS)
*Kul
olan Hızır, onlardan biridir ; Musa onu bulunca erdi.! Sen de bulup er..!(CHS)
*Sırlar
açıldı mı kıyâmetin yakındır.! Dünyâ harap olmaz coğrafyası değişir,
bu
okuldan daha çok geçecekler var.!(CHS)
*Güneş
doğunca yıldızlar yok olmaz, ışıkları o yüce ışıkta kamaşıp göze
görünmez.!
Kişi
kendi ışığını buldu mu aklının ışığıda kendini bulur.! O artık kendini bilmez,
kendindekini bilir.!
Onun
indinde herşey yok olur, yalnız “O’nun yüzü bâki kalır.!” (55/27.)
*Sarhoştan
nasıl şarap konuşursa, bizden de “Kevser” (ilim) konuşmakta ;
çünkü
kendimizde değiliz, sadece kendimizdekine tanığız.!
*Eren’ler
her an bizi sınar, makamımızı bilelim ve ayan ile beyan âlemi arasında ayniyet
olduğuna tanıklık etsinler diye.! Bu amaçla sınamak onlara yakışır kendini
sınadın mı başkalarını sınamaktan vaz geçersin.!
Ateş
her madeni sınar, yanarsa odundur ; kızarırsa demirdir, daha çok güzelleşirse
altındır.!
Hazret-i
İbrahim’i hatırla, ateşe atıldığında oan birşey olmadı.!
*Her
Ermiş gönül bir penceredir.! Her pencereden bir güneş ışığı geçer, pencereyi
kaldırsan hepsi bir ışık olur ; böylece Erenlerdeki ışık birleşik bir tek
ışıktır.! “İbrahim birtek ümmet oldu.!” Karanlık ise eve pencereden
girmez zaten evin içindedir.! Bir kemik attın mı hayvânlar birbirini paralar,
onların canında birlik yoktur ; karanlıktır.! Hayvânsal canlar kendi cinsiyle
birleşir sürü yapar “7 cahim sürüsü” budur.! İnsâni canlar ise bir tek beyaz ışık olmakla
beraber aslında 7 münferit ışından (8 cennet).! Işık karanlığı yer yok eder,
Musa’nın Asâ’sıdır ; karanlık ışığı yiyip yok edemez, Firavun’un aciz
sihirbazlarıdır.! (U.K.)
*Peygamberler
birbirleriyle çatışmaz birliktir.!
(Cahim
a.i. = yedi kat cehhennemin 4.katı, İslâm’dan ayrılanlarla şeytanların
azab çekecekleri yer.)
(Münferid
a.s. = 1.yalnız tek, kendi başına, ayrı)
*Ahmed
put erine putu kırmak için, Ebu Cehil tapmak için girdi.! Kimi can bedene
tapmak için girer.!
Beden
evine girmek Ahmed’in nûrunu karatmaz.!
Işık
tozda da ışıldar, altın ateşte daha çok parlar ; başka maden kararıp
erir.!
4
*
KIYÂMET
*
*Sabâh
huylarımız posta güvercini gibi dönerler.!
Köpeğin
canı sabâh köpeğin bedenine döner, bak da ölünce canın, köpek huylu olarak
çıkmasın.!
*Ölünce
gözdeki perde kaltığı için evrenin içyüzü görülür.!
Dolayısıyla
dışyüzü ortadan kalkıp, yok olmuş görünür.!
*O
gün herşey hâl diliyle meydana çıkar.! Diken tohumdan çıkıp ben yırtıcıyım
der,
tohumlardaki
tüm esma toprakla cemden farka geldi, adına uygun sıfata büründü.!
*Kötü
ana karnında kötüdür.!
‘Acı
biber daha tohumunda acı ismine mazhardı.!’
Ki
ölüp bedenden çıkınca yüzü kara ise “Zebani”ler sahip çıkar, beyaz ise huri gibi güzeller.!
*Kıyâmette
haksız yediklerin kusturulur, sıcak su verirler irin yersin ; zaten çıban gibi
haram yiyordun.!
Çıban
ne yese irin yapar.!
*
*Eşek
eşekle çiftleşir, Tanrı herşeyi çift yarattı.! Nasıl eş istiyorsan onun huyuna
bürün.!
Tanrı
gönüle yâni iç surete bakar, öz ; cana şahittir, bu şehadete göre kalıp verilir
ve âlette tanıklık eder.!
Timsahın
dişleri parçalayıcı nefsinin şahididir.!
*Tanrı
her âyetin iptalinde daha iyisini getirir.!
“Evrim-devrim
!” Tohumu
harcar, ağacı getirir ! Nefsi harca, özü getir.!
*Helâk
olan apaçık âyetle helâk olur, yâni kısımlar surete bürünür ve kimseden
saklanamaz.!
*Kıyâmet
bayram günüdür, içi boş olan davullar tokmak yer.! İnsân olanlar bayram
yemeği.!
*Tanrı
“dört
kuşu” bedenimize ayaklarından bağladı ve ihtiyarlık onların
asıllarına dönmek için çırpınışından doğar ; iplerini koparmasınlar diye kendi
asıllarından yem veririz, ecelde ip kopar onlar aslına döner,
can
kuşu ise ten kuşlarından daha dertleridir aslı Arş’tır.!
*
*Mahşere
gün dendi ; çünkü güneş doğunca kandiller söner,
beden
evi beynin cılız ışığıyla değil gönlün güneşiyle aydınlanır.!
*Kıyâmette
rüzgârı, suyu, taşı toprağı kendine düşman görürsün, onlar Tanrı ordusudur ;
Taş Lût kavmine yağar, Lût’u korur.! Ateş nemrut kavmini yakar, İbrahim’i
korur.! Su Nûh kavmini boğar, Nûh’u başının üstünde taşır.! Rüzgâr Ad kavmini
süpürür, Süleyman’ın tahtını taşır.! Sûr sesi beldeler yıkar, Belkısın tahtını
getirir, yâni erince tüm varlıklar ve Evren emrine girer.! Daha önce seni
emrine almışlardı, ateş seni kızdırır, toprak mal mülk yağdırır, hava dereden
tepeden söz ettirir, su her kalıba eğip bükerdi,
hasılı
evren erene cennet, kâfire zindan kesilir.!
*Ahmet
“herşeyi
senin katında nasılsa bana öyle göster” dedi.!
“Bana
eşyanın aslını göster.!” (Hadis)
*Dalgıç
inci mi, taş mı toplamış çıkınca görür.!
*Kıyâmette
güneş de kalmaz Arş’da ışığın aslı yâni Arş’ın ardı ortaya çıkar.!
*
*Herşey
önce düşüncedir, sonra surete bürünür. Düşünce yumurta, suret tavuktur.! Sonr atvuktan
yine yumurta çıkacak, yâni insân düşüncesi surete bürünüp insân olunca dünyâda
bir takım düşünceler imal edecek ; bu düşünceler de ahrette surete bürünecek.!
Kıyâmette yâni suretten apaçık ortaya çıkınca günah işlemek kimin haddine,
Tanrı herkesin içyüzü tamamen açığa çıksın diye kıyâmeti erteledi.!
*Uzanırken
o ayak sahibine şahitlik edecek, sen de sahibine şahitlik et de Onun eli ayağı
ol.! (U.K.)
*Yılanın
kuyruğu başının etrafında kıvrılıp tavaf eder, o baş o kuyruğa lâyıktır.!
Sıfatlar
canlara, organlar gövdelere lâyık ve uygun verilir.!
*Deniz
büyük bir kilittir, insânı içeri balığı dışarı bırakmaz.!
Anahtarı
soluk alma tarzını, yaşama sistemini değiştirmektir, denizin sistemi
değişmez.!
*
*Farenin
Azraili kedi kılığındadır, sen insân ol da, ölüm sana insânca gelsin.! (U.K.)
*Eşya
bu yanda susar ama o yanda söyler.! Toprak donduğu için camit dendi yâni
kaskatı kesilmiş şey.!
Nefsin
de donmuş ejderhadır, şehvetle ısınırsa seni yer, öbür yanda cansız sopa
ejderha olur.!
Ateş
İbrahim’i yakmadı çünkü diridir, işitir, görür ve Nemrud’u İbrahim’den
ayırır.!
Cansızların
canına özlerine elini sür onlara eriş de tespihlerini duy ve tasarruflarını
kazan,
nefsi
emmâre o ortak iç levhaya el süremez.!
*Rüyâda
biri sana konuşur sen dinlersin hâlbuki rüyâda yalnız sen varsın uyanıkken de.!
Vicdân konuşur sen dinlersin, hâlbuki o konuşan yine sensin.! Uyanınca
rüyândaki dünyâ kadar çokluğun senden ibâret ve senin evhamın olduğunu ve
senden başka gerçek mevcut bulunmadığını anlarsın.!
*Hasetçiler
kurt, zina edenler domuz kılığında kalkarlar.!
İçinde
binlerce iyi ve kötü huy var.! Hangisi ağır basarsa hüküm galibindir.!
‘Yarattığın
hangi iyi düşünce hurisi veya kötü düşünce zebânisi şahitlik ederse o surette
ayağa kalkarsın.!’ Külçede bakır fazlaysa bakır madenidir, ibrik
yapılır.!
Altın
fazlaysa altın madenidir, ziynet yapılır.!
*Varlığında
hangi kötü huy en üstünse önce onun suretinde kopuşman gerek.!
*Dört
unsur da Tartı’dan haberdar, buyruklarını dinler eza ve cefa verirler.!
İnsânda
tersine tanrıdan başka her şeyden haberi var ; hasılı hepsi de Tanrı
emânetini yüklenmekten korktu.!
*Herşey
göründüğü gibi olsa Ahmet herşeyi nasıl ise öyle göster bana der miydi ?
*
*Kıyâmet,
âlemlerdeki herşeyin her anda O'na hâlini arz etmesinden başka birşey değildir.!
Kimi
dört ayaklı, kimi insân, kimi şeffaf, kimi yoğun, kimi alçak, kimi
yüksek.!
Her
demin sırrı özüne er de kıyâmetini bilerek kopar.! (CHS)
* *
*
5
*
ÖZ
*
*Pekmezde
hangi meyve kaynatılsa pekmez tadını alır.! (U.K.)
*Dünyâda
yem kuşu besler, ahrette kuş yemi.! (U.K.)
*Gönül
kafesindeki kuşun yemi içerden verilir.! (U.K.)
*Şarap
ahrette, testi dünyâda.!
*Can
bedensiz iş göremez, beden cansız donar. İnsân balçıktan yaratıldı kesif
(yoğun) de var lâtif de.!
(Su
– Toprak)
*Cennete
gözlerin görmediği nimetler var yâni rüyâdaki gibi gözsüz görülenler.!
*Akıl
biraz baştan çıksa, halk birbirine sarılıp öpüşmeye başlar, meyhânedeki
sarhoşlar gibi.!
*Musa’nın
baş gözü elini el gördü ama gönül gözü o eli başka gördü.!
*Özü
unutmak suçtur, savaşta dalgınlık affedilmez.! Sarhoş bilinçsizlik için özür
dileyemez, çünkü bilinçli içti, diledi.! (Elesti hatırlamamak suçtur, bile bile
sürçtük. (Kur’an-7/172.) yâni dünyâya gelirken ;
RABB’im
seni unutmayacağız diye verdiğimiz sözü unutmayacağız.!)
*Kafesten
çıkan (Bedenli) ışıkla, gölgesiz ışık bir mi ?
*
*Arı
süt, kan ırmaklarının arkasındadır.! Çocuk (İsa) doğmadıkça kanı süte
dönüşmez.!
Âdem
yanlış adım atınca da sütü kana dönüşür.!
Önce
bir dosta danışmalıydı, zîrâ akıl akılla birleşince nûr artar.!
Nefis
nefisle birleşince de karanlık.! Beden duyguları karanlıkla beslenir,
Batini
(içyüz) beş duyu ise o can güneşinden.!
* “O”
güzeldir, güzeli sever.! “Temizler temizlerindir.!” (24/26.)
*O
temiz gönül defteri o kalemle yazılır.!
*Tanrı
bir ağaç, evren bir elma, insân bir elma kurdu.! Ne ağaçtan haberi var ne
bahçevandan.!
*Cebrail
can : “yay boyu ilerlersem yanarım” der, Ahmet can ise “evedna”
makamıdır.!
*Akıl
ilmi nehirdir, gönül ilmi kaynaktır.!
*Belâ
küpünün şarabı “Ashab-ı Kehf”i uyuttu.! Sihirbazları Musa’ya secde ettirdi.!
Kadınların
ellerini doğrattı.! İbrahim’i ateşe yaslattı.!
*
*Senin
şeklini bir ayna gibi senin önüne koymuştur O, orda çirkin bir yüz görürsen o
sensin !
Güzel
bir yüz görürsen o yine sensin ! O ne budur ne odur, burda kalem kırıldı.!
*Sen
temizlendin mi perde kalkar, abdalların ışığı vurur.!
*Her
gönül gizli vahyi duysaydı ses olur muydu hiç ? (Telepati
yeterdi)
*Gerçek
olan Rabbani candır, yakın olan ise nefistir.! Eren yayık olarak yağı ayrandan
ayırır.!
*Sen
sanır mısın ki Mesneviyi okuyan sırrı da, manâsını da bedavaca anlasın ?
yüzünü
bir güzel böyle örtmüş, senin gözünden gizlemiş.!
*O
sopa (Asâ) ne dişi yılandan doğdu ne erkek belinden.!
*Ten
onu elinden atmadan odundur, sopadır ! Ona ağaç ol buyruğuyla Tanrı sıfatları
belirir,
kökü
salût dalları gökte ve ALLAH benim diyen Yüce bir ağaç olur.!
*Cibril’in
heybetinden Ahmet ürktü, Cibril Onu kucakladı !
Padişah
halka heybetlidir, özel mecliste değil !
Hesap
divânı halkadır.!
*
*O
tertemiz üstadı zindandakilere övmek yazıktır,
halk
perde ardında yoğun hâlde olmasa başka sözler söylerdim ben.!
*Halil
İbrahim gibi ateşe vasıtasız giremeyeceğinden elçi olarak hamam geldi
sana.!
Sen
ancak hamama girersin! Beden ehli rızkını emeksiz alamaz ki !
Can,
perdeden sıyrıldı mı nûr olan rızkını koynunda bulur, onu gökten alır.!
*Öz
kıblesini gizlemişlerde o yüzden herkes yüzünü başka yana tutmuş.!
*Öz
şu leş olmasa da güzelliğini gösterse aklın kayar ; toprağa o güzelliğin binde
biri sinmiş.!
*Rahmeti
kahrına galiptir. HAK batıla galip gelecektir.!
*Tanrı
helâl büyücüdür, pervane ateşi ışık görür yanar (dünyâ cazibesi) Halil ışığı
ateş görüp gider.!
*Sopa
Musa’nın elinde tanık oldu, büyücü (nefisçi) elinde hiçbir işe yaramadı.!
“Ben
RABB’im sözü” firavunun ağzında gazab, İsâ’da rahmet oldu.!
*
*Rûh
seferdedir, beden savaş çadırı ; çadır söküldü mü sultan sarayına döner.!
*Topraktan
yaratılanları arıtıp göklerden ileri geçirdi, ateşten alıp aparı nûr hâline
getirdi. O ışıkla bütün ışıkları uyandırdı, o ışık canlara vurdu da Âdem ilim
sahibi oldu.! İbrahim’in canı o ışıkla aydınlandı da ateş aldı !
Sopa
Musa’nın elinden su içti de firavunu yuttu ! Ahmet o nimeti buldu da Ay’ı ikiye
böldü !
Âlî
o ışıkla Tanrı Arslanı oldu ! O ışığın hakkı için ve o denizde balığa dönen
ışıklıların hakkı için
o
ışığa can denizi de desem lâyık değil, denizin canı desem de.!
*Yeni
bir ad aramam gerek Ona, özler bile ona karşı kabuktur, O süper özdür.!
*Öz
ortaya çıkınca herşeyde Ondan başka varlık göremezsin.!
Ne
dağ kalır ne yıldızlar, herşeyde O özü görürsün.!
*Demir
ateşte kızarır, oraya ne girse aynı renk olur ; bu Tanrı boyasıdır.!
Vücûda
hangi gıda girse bizim boyamıza dönüşür.!
Koruk
ışık aldı mı üzüm olur, bir daha da geriye korukluğa dönmez.!
Eren
kurtulmuştur, ne yer ne de yenir.! Soyutlaşır.!
*Şehre
bütün bağ değil de oradan bir dal getirilir, o koku bağa tanıktır.!
Gömlek
Yusuf’un kokusunu getirir, Ahmet o koku için “salâtta
gözlerim ışıklanır” dedi.!
*Sen
sana bir örneksin, görünen değil.!
*
*Mümin
lûtfa, kâfir kahra mazhardı.! Mümin Nebi’de kendi sesini duyar, kendini görür
!
Kimse
kendini inkâr edemez !
Biri
bu benim elim derse ondan şahit istenmez, ama bu benim çocuğum derse ondan
şahit istenir.!
Çünkü
el onun ayrılmamış, çocuk ise ayrılmış bir parçasıdır. “Bizden
şehadet ister ! Resûl’ün eline elim” der.!
*Güneşten
körün payına ısı, görenin payına ışık düştü.! (U.K.)
*“Hoş
rızıkları kim haram etmiş ki ? Onlar inananlar içindir.!” (7/32.)
“Kâfire
haram.!”
*Yusuf
rüyânı tabir/tevil eder, hayâtına göre kalıplar.!
*Öz
pembe beyaz kadındır, örtülü (cennet) ve gizli (sırr) olduğu için gelin denir.!
*Kendini
önü ardı var sanıyorsun çünkü özden mahrumsun o yönsüz âlemdir.!
*Gizli
demin apayrı bir gözü ve apayrı bir güneşi var ama bunlar öz kişilere belirirler, kalanı
“yeni
yaratıştan şüphe içindedir.!”
*Yılan
dışını değiştirir, insân için.! (U.K.)
*Güzel
ayna arar.!
*Gönlü
ululayanlar her nefes bir güzel seyrederler.!
*İşlerini
danışarak yap yâni vicdân olan özünle ile uzlaş.!
“Onların
işleri de kendi aralarında bir istişare iledir.!” (42/38.)
*
*Musa’nın
avucu koynunda ışıklandı.!
*Sultan
güzele bakar, güzel ise gönüldekine.!
*Kuş
yücelerde (Makam-ı ÂLÎ) uçar, yere gölgesi vurur.!
*Yusuf
zindandakilerden yardım istediği için yedi yıl daha zindanda kaldı.!
*İçimde
kulaklarımı sağır eden bir ses var.! Herkes bu sese sağır, rüyâda nara atanı
uyanıklar duyamaz ki.!
*Musa’nın
sopası (Asâ) her süprüntüyü yutar semirmez, hayvân değil ışıktır O,
karanlığı yutar.!
*Tanrı
insânın özü, insân Tanrının özetidir.! (U.K.)
*Işık
gören yumurtadan civciv çıkar.!
Işık
ölüden diriyi çıkarır, namazda içindeki aşk ateşinden o yakmayan güneşten ısın
da
bedenin
içindeki ölü ayağa kalksın.!
*Yusuf
dünyâdaki makamını bildiği için kuyuda ve zindanda dayandı.!
Sen
de “Elest” sesine teslim ol da dayan.!
*HAKK’a
dayanan, haksıza dayanır.! (U.K.)
*İnsân
sultan oldu mu kendi postuna oturur.! (U.K.)
*
*Seven
sevgilinin sesinden başkasına sağır olur.!
“Elest”
sesinden başkasına kulak verme “kesin sesisnizi” de.!
*Bu
güneşin ışığını hayvân da görür, “İnsânoğullarını yücelttik” sözünün anlamı
nerede kaldı,
namaz
gönülde pencere açmaktır.! O zaman Tanrı mektubu aralıksız gelir,
penceresiz
ev cehennemdir, dinin direği pencere açmaktır.!
*Öz
temizlere helâldir, “Tarık” yıldızı gibi parlayan “Kadir gecesi”
odur.! (CHS)
Resûlün
aslı Nûr-u Muhammedi görmek isteyen kâlbine baksın.! (CHS)
*Özünden
özür dile, gafletine tövbe et.! (U.K.)
*Biz
ümmeti vasatız, gönül ehliyiz.! (U.K.)
*Davudun
sesi dağda yankılandı da taş yüreklilerde yankılanmadı.!
*Yusuf’un
gömleği (hicabı) onu getirenin elinde eğreti maldı, esirci elindeki halayık
gibi.!
Yakub
ise uzaktan kokusunu aldı, irfansız bilginlerde o kokudan habersizdirler.!
*Çocuk
doğmadıkça annenin sütü memeden akmaz. Onları Rab’leri sular.!
*Sütü
öz annenin memesinden em, ondan başkası üvey annedir.!
*
*Özü
olmayan dal güneşe yaklaşırsa daha da kurur, kökünden su emen yaş dal eğride
olsa meyve verir.!
*O
ışıklı âlemde ne zaman, ne mekân ne taam (yiyecek) vardır.!
*Ezeli
hatırlamak için aklını bırak da, akıl et.! Kulaklarını tıka da kulak
ver.!
Yâni
beyin ve duyulardan öteye geç.!
*Elindeki
şeyi daha iyisini almak için satarsın, özden daha iyisi yok ki !
*Körler
testinin dolduğunu ağırlaşmasından anlarlar, gözün açılmasa bile gönül
testisinin dolduğunu gönlün ışıklandığını ağır başlı davranışlarınla sezersin.!
*Vücûtta
iki ses var ; acı denizle tatlı deniz bunlar, birbirlerine karışmaz.! Vicdân ve nefsin sesi.!
*Tüm
ışınlar birtek güneşten çıkar ve nokta kadar gözbebeğinden hepsi yine bir
olarak geçebilir.!
Göz
bebeğinden büyük kap yaratılmadı.! (U.K.)
*
*“ALLAH
onları sever, onlar da ALLAH’ı sever” âyetindeki cevher özlerimizdir.!
(5/54.)
*Evreni
ayakta tutan bizim özümüzdür o ağacın tohumu biziz.!
*Ağaçtaki
tüm kuvvetlerin (melek) yâni kök, dal, çiçek cemaatının meyve olup gübreye
dönüşmekten kurtulmaktır, kıbledeki meyvedir ve ona kulluk edip rızık taşırlar
çünkü yaratıcıları ve şefaatçıları odur.!
Onsuz
rızıksız kalırlar ve kesilirler, ağaç kökünden su emdikçe büyür, meyve verip
erer.!
Cenin
anasından kan emer insân olur. Kamış su emer şeker olur, mirâç budur.!
Buharın
göğe çıkması değil evrimle kişilik değiştirmesidir.!
“Güzel
isimler köklü ağaçtır” yâni özündeki tanrısal güçleri açığa çıkar da göğe er,
ulu ol yüzel.!
*Öz
ışığın “doğusu batısı yoktur.!” Ölünce tam parlar, “ışığı önlerinde yürür”
âyetindeki ışıktır.! (66/8.)(57/12.) “Dönün de arkanızda arayın onu” âyetine (57/13.)
göre ancak dünyâda iken elde edilebilir.!
Karanlıkta
kalmış ölü başkasının ışığından yararlanamaz bu ışık RAHMÂN’ın yemenden gelen
kokusudur,
Ahmet
olanın burnu her mesafeden duyar.!
*Beden
belkıs’tır, onu Süleyman’a teslim et.!
*
*Dükkânda
şehirden toplanan birkaç parça eşya satılır. Dükkân alışverişini bırak da
şehiri gör.!
Aklın
kayar.! Dükkân dünyâ, şehir AHMET ! Dükkân can, şehir Öz’dür.!
*ALLAH
yok diyen doğru söylüyor, onda öz yok.!
*ALLAH
yok diyen, evsahibi evde yok diyen aptal ev sahibine benzer, hâlbuki bu kişiler
ne de akıllı geçinir.!
A
kıllılar, yüzü kararmışlar.! (U.K.)
*Cüzi
aklı kendine vezir yapma ;sonra tertemiz canı havaiyata sevk eder.!
Külli
aklı vezir yap, Süleyman Asaf’ı vezir yaptı, cinni değil.! (27/38,39,40.)
*Vahiy
ustadır, cüzi akıl çırak ; ustasız sanat öğrenilemez.!
Tanrı
aklı kül için “gözü ne kaydı ne saptı” dedi.!(53/17.)
Aklı
cüz ise şaşkın, şaşı ve sapıktır her yana kayar yanılır durur.!
*Keşke
Kenan yüzme bilmeseydi de, Nûh’a teslim olup tûfandan kurtulsaydı, melekler
gibi
“biz
birşey bilmeyiz” deseydi. Vahiyden başka her bilgi eğretidir,
bilgini helâk eder.!
*
*Yusuf’un
yüzünü seyredenin ellerinden haberleri yoktur, doğrarlar.! (12/31.)
*Zât
sıfattan ayrılamaz ve sıfatsız olmaz.! İkisi arasında zaman ve zemin farklı
değil, makam ve mertebe farkı vardır.! Sıfat çoktur, Zât ise tek.! Zât güneşe
benzer ışınları sıfatlar, ışın döner dolaşır aslına döner ve tekrâr çıkar.!
Güneş hep var ışın hep var, ışın karanlıktan korkmaz ve karanlığı yemekle ne
artar ne eksilir, güneş ışınlardan görünmez hicaplıdır (perdeli) ışın “esma-ül
hüsna”dır.!
*Güneşi
ışığı odada amma Zâtı Arş’ta.!
*Levh-i
Mahfuz yanlıştan korunmuştur, en doğrusunu ALLAH bilir, bu gönül habercisidir.!
*
6
*
GENEL ÖZET
*
*Gönül
darlığı mazlum ahından, ferahlık hizmetten doğar.! Haram lokma kavga doğurur.!
*İnsânlık
huzura kabul fırsatıdır aracıyı kaldır vicdân mektubunu cevaplandır ve efendine
secde et.!
*Ateş
kimse ile dost akraba olmaz, yakacak vermez isen kendini yer kül eder.!
*Kulluk
et kulluk edilecek makama çık niyaz ehli iken naz ehli ol. Kendini övdürüp firavun
olma.!
*Kendinde
olmadığın an kendini bulursun ve o anki duâ kabûl olur,
çünkü
duâyı eden HAK’tır ; “dediği olur.!” Aklını bırak da akıl et.!
*Kurbân
keserken tekbir çekilir İsmail, İbrahim’e teslim oldu mu yerine koç kurbân
edilir.!
*Kutb
miğfer demek, özün çevresinde dön.!
*Nimet
arayan ondan özge velinimet aramasın.!
*RABB’im
en yüce diyerek “yücelere” yüz çevirmeyen alçaklardan yüz çevir.!
*Nefsin
soluğu yalvarırken sovan gibi kokar.! Onun için kesin sesinizi deyip duâ
reddolur.!
Başkası
için duâ edin, ağız pis koksa da temiz sayılır.!
*
*Tanrı
sözüne sadıktır, sen de köpek gibi vefalı ol ve gece efendin için uyuma.!
*Ayıp
gören “Gayb”dan koku bile alamaz.!
*Dünyâ
bilgin ne olsa melekler gibi ; “bizim bilgimiz yok” de ve Gayb ilmini iste.!
*Tanrı’nın
ne anası var ne babası, ona akrabalık için tek yol kulluk.!
*Kendi
izinden ayrılma, kınanmaya aldırma.!
*Yunus
o balığın karnında özünü anmayı unutsaydı ten o canı sindirip balığa çevirirdi
ama yutsa da kustu.!
*Çocuk
süte aşıktır ve sopadan korkar, erginleşti mi süt anneye aşık olur ve cefadan
korkmaz.!
Dünyâ
nimeti için korku, ahret nimeti için gelen rica ehlidir ;
içi
istemiyerek gelirler, belâ yularıyla çekilir, isteyen gönül ehli gönüllü
gelir.!
*Sınanmada
emin olma, İblis gibi son anda kaybedebilirsin.!
*Kim
Elest günü o sütü emmişse Musa gibi öz anası dışında, dadıdan süt emmez.!
*Tanrı
sıfatlarını seyretmedikçe yenen lokma haramdır.!
Nefis
seni evin rızkını kazan bu da bir ibâdettir,Tanrı ayıpları örter diye aldatır.!
*
*Dünyâ
deniz, beden balık, can ise sokak ışığını göremeyen Yunus ; tespih ederse
kurtulur,
yoksa
sindirilip yok olur, çileye dayan en doğru tespih budur.!
*Musa
taklitçi akıldır, Hızır tahkikçi öz.! Vahiy ehlinin melek bile mahremi
olamaz.!
(Tahkik
a.i. = (hak’tan) 1.gerçek olup olmadığını araştırma 2.Gerçeğini
ispatlama.(tahkikat > çoğulu.)
*Eşi
dostu çok övme, ayrılığa sebep olur.!
*Hikmet
müminin cennette yitirdiği malıdır.! Kimde bulsa alır, çocuk annesinin sesini
tanır delil istemez.!
*Koruk
kâfirdir, ışık aldı mı üzüm olur, sıktın mı birtek şıra ; yıllandı mı “Kevser
.!”
*Şıra,
sirke ve şarab ayni üzümdendir.! (U.K.)
*Özü
özel öv genel sıfatla övme, RAHMÂN insânı yarattı da sineği yarattı deme,
sevgili ayrıcalık ister.!
*Dünyâ
ahır, beden at, can atlıdır.! Ahır bilgisini bırak ahir bilgisine geç.!
*Mîrâç
tohumun ağaç olmasıdır, koruğun üzüme dönüşmesidir, keramet budur.!
*İbâdet
tad vermiyorsa, içsiz çekirden gibidir.!
*Öz
ses “şahdamarından yakın” ana sesidir.! (50/16.)
*
*Sabâh
köpeğin canı köpek bedenine döner ve havlıyarak ayağa kalkar, bak da canın
köpek huylu çıkmasın.!
*Tohumda
diken ve gül bir arada idi, Toprak onların makamını gösterdi.!
*Kötü
ana karnında kötüdür, biber daha tohumda acı ismine mazhardı.!
Cesetten
çıkan yüz kara ise zebâniler, pâk ise hûriler kapar.!
*Gözden
perde kalkınca dış yüz Gayb olur.! İç yüz ayan, evren ölene yıkılmış görünür.!
*Eşek
eşekle eşlenir, Tanrı herşeyi çift yarattı ; nasıl eş istiyorsan onun suretine
bürün.!
*Ya
RABB’i başka devlet istemem, bana secdedeki devleti ver.!
*Edep
edepsize sabretmektir.! Ayıbı yüzleme, Eren yüzlerse Tanrı emriyledir.!
*Tanrı’dan,
Tanrı’dan başkasını isteme ; karga gibi kıyâmete kadar leş ömür isteme.!
*Tanrı’dan
başka şeye tapma.!
*Gece
kalk nefis karanlığında şafak sökene kadar secde et.! Yüzün ağarınca özüne
şahit ol.!
*Baharı
toprak gibi öv ki övüşüne çiçeklerin şahit olsun, cennet bahçe demek ; başka
övüş şeytanidir.!
*Beden
evinde kiracısın mülkün sahibi ol da yıkılınca çıkan hazine senin olsun kendine
saray satın al ;
artık
hırka yamamayı, ev tamirini bırak.!
*
*Tanrı’dan
içte kendisiyle oyalanma iste, yoksa dışta seni sevgili, mal, mevki,
manzara, yemek,
araba, yat, kat velhasıl dünyâ ile oyalar.!
*Altın
özündür, Sultanın kaimesidir.! (U.K.)
(Kaime
a.i. = 1.Uzun kâğıt üzerine yazılan buyruk. 2.Kitap yaprağı)
*Testici
sırf sanat için değil su taşısın diye testi yapar, ne kadar güzel olsa çatladı
mı kırar.!
*Güneşi
öven, gözünü över ; şehit ol ben kör değilim der.! Güneşte ona ‘gözün aydın’
der.!
*Hediye
dostluğa tanıktır.!
*Gözce
ışık ye de melek gibi tespihle beslen.!
*Toprak
olaydım demek, keşke özümdeki tohumu ağaç yapaydım demektir.!
*Sarhoş
şarap kokusunu hemen alır, Elest’te RABB’i görenler, sultandan bir âyet gördü
mü
kendinden
geçer ve her kaptan içer.!
*İbâdet
yalvarmaktır, ağlayın da süt versin öz anamız.!
*Nefis
ateşini İbrahim gibi gül bahçesine çevir, inanlar da cehenneme uğrayacak bu
demek.!
*Sıfat
zâta uygun verilir.!
*
*Her
âyet gittiğinden, daha iyisi gelir ; tohum gider ağaç gelir.! (Evrim – devrim)
*İnsânın
kimliğne şahit yüzüdür.! Kalan âletler onun âleti, kuludur.! (U.K.)
*Yılanın
kuyruğu başını tavaf eder, o baş o kuyruğa lâyıktır ; organlar mizaca uygun
verilir.!
*Deniz
kilittir, balığı dışa insânı içe bırakmaz.! (Berzah = intikal, engel)
*Toprak
ölü değil camit yâni donmuştur, nefsin gibi kaskatı uyanınca seni yer.!
Musa’nın sopası ejderha olur.! Ama Musa’yı yemez, onun emrinde ve
tasarrufundadır.! Ateş, İbrahim’i yakmaz.!
Sen
de eşyanın iç yüzüne gir tespihini atom düzenini anla, ortak noktadan
yakala,
yılanın
başını tutarsan sokamaz.! Kâfire evren zindan, mümine cennet kesilir.!
*Uyanınca
çokluk kaybolup yalnız sen kalırsın, erince ve ölünce.!
*Dört
unsur kuşu beden dağına bağlamış ipini çözmesin diye istediklerini veririz ;
asla dönmek için çırpınırlar ; hastalanırlar, ölünce onlar asıllarına döner biz
de Arş kuşu olarak aslımıza.!
*Mahşere
gün dendi ; çünkü akıl kandili söner, akl-ı küll güneşi doğar.!
*Kıyâmette
dört unsur Tanrı ordusu olur.!
*Dalgıç
inci mi, taş mı toplamış çıkınca görür.!
*
*Ahmet
herşey nasılsa öyle göster dedi.! “Ya RABB’i bana eşyanın aslını göster.!”
*Tohum
düşünce ağaç surettir, önce yumurta sonra tavuk ; bak da Zümrüd-ü Anka
yumurtası yap.!
*Kıyâmette
ne Güneş kalır ne de Ay.! Işığın aslı ortaya çıkar.!
*Tanrı
önünde suç işlemek kimin haddi, herkesin saklı huyu çıksın diye O saklandı
kıyâmet ertelendi.!
*Hasetçi
kurt, zinacı domuz olur.! Hangi maden fazlaysa cismin o olur ; ilk o surette
kopuşursun.!
*Dört
unsur tasarruf emânetini almaktan korktu infaz memuru oldu. Onu Âdem yüklendi,
halife oldu.!
*Gözü
yum da kendini görme ayıbından kurtul.!
*Göz
sevgiliden başkasına kaymamalı.!
*
*Cennette
ilk ciğer yenir, yola ahdederek gir ; yoksa rahimde kan yiyerek
girersin.!
Ey
sâki kadehe ciğer kanı dök.!
*Hamların
bakışından kurtulsun diye Yusuf’u sakladılar.!
*Secde
et yakın ol, sevgilinin rengine boyan, pervane gibi yap.!
*Tertemiz
zâtın kaderi pisle buluşmaktır, su gibi.!
*Dış
yüzünü gölge bil, aslı olan ışıkta yok et iki yüzlü olma.!
*Simurg
yüzündeki perdeyi kaldırdı mı ondan başka birşey kalmaz ; onun ancak gölgesine
bakılabilir.!
(Simurg
(f.i.) = Kaf dağında bulunduğu söylenen masal kuşu)
*Âdem
aşk ile yâni nazarı teveccühle yakın oldu İblis ibâdet ile uzaklaştı.! Hüt hüt
Süleyman’a bakışla yaklaştı.!
*Ölümde
nefis köpeğinden ayrı düşer, cehhenemde yine buluşup hoşça vakit geçirirsiniz.!
*Dünyâtı
verseler sen canını satar mısın ?
Öyleyse
ondan bin misli kıymetli olan öz canını evreni verseler satma.!
*Nefse
haram olan dünyâ onun varisi öze helâl olur.!
*Perde
kalktı mı dünyâ ahret görünür, mesâfe bir soluktur.!
*Musa’nın
ışığına elinden ayağından kesilip git ; büyüyü boz.!
*Bir
gece uyanık uyu da “Kadir Gecesi” güneşini seyret.!
*Posta,
Dost’un konuk olması en büyük devlettir.!
*
*Rûh
ve melekler her gece iner uyuma da karşıla.!
*Musa
can gözünü bulsun diye nice çocuğun başı kesildi.!
*Başını
Hızır’a kestir de daha hayırlısı çıksın.!
*Tevhid
vadisinde herkes bir gömlekten baş çıkarır, zaten sayı birin tekrârından
ibâret,
ancak
bu bir ALLAH demek.!
*Güneşin
Gayb âlemindedir, buluttan sıyrıldı mı doğar ne iyi kalır ne kötü,
buluttan
arınmadın mı kıyâmete kadar yılanlar (hırslar) seni sokar.!
*Kuvveti
Tanrı’ya ver güçsüzü azad ederler.!
*Perde
önünde hayâl var, arkasında hâl.!
*Kıl
kadar izafi varlık kalsa, yüzlerce perde yapar.!
*Ne
yapayım deme, zaten hep sen yaptığın için düştün.!
*Çok
birde yok oldu mu tevhid, yok yok oldu mu tefrittir.!
(Tefrit
= bütün varlığı, tanrı varlığında bulup dünyâdan geçerek tanrı ile meşgul
olma.)
*Her
dert geçer, gaflet geçmez.!
*
*Yusuf
birgün kimliğini açıklar kuyuya atanların ayıbını yüzlerine vurur.!
*Başkasınınkini
bırak da kendi cenazeni kıbleye çevir.!
*Birinin
yüzü sevgiliye dönmüş, öbürünün yüzü sevgilinin yüzü kesilmiş.!
*Şaşı
bir şişeyi kırınca iki şişede yok olur.! Zahiri, dışı çözdün mü batın da o
olur.!
*Perdeyi
kaldır, güzelle gömlekli yatılmaz.!
*Koku
almayanın burnu mühürlenecek.!
*Kim
dünyâdan vazgeçmeyi kurarsa, dünyâ ona sınama olarak daha çok yaklaştırılır.!
*Yüze
kara dendi, ölü yüzü olduğu için !
*Kimde
aşk varsa koku alan odur.!
*Kâfir
siccin cinsindendir, onun için dünyâ zındanına sevinerek gelmiştir.!
Nebi
“illiyin”
(yüceler) cinsidir, gönül cennetindedir.!
*Gül,
ALLAH’tır, gülsuyu Nebi ; gülün kokusunu buruna verir.!
*O
güzel rengin adı Tanrı boyasıdır, o çirkin rengin adı Tanrı lâneti.!
*Mal
hırsını gönlünden sürene yoksul denir, Süleyman gibi ;
evren
Süleyman’ın mülküdür de onun için mal mülk gözünde hiçtir.!
*
*Erenler
mağara köpeğine el verir.!
*Akıl
önce öğretmen sonra öğrenci oldu, Ahmed’e.!
*Ahmed’in
adı tüm nebilerin adıdır, yüz geldi mi doksan dokuz içindedir.!
“Biz
Âdem’e esmayı verdik.!”
(Bütün
isimleri öğrettik)
*Yusuf
değilssen hiç olmazsa Yakub ol gözyaşı dök.!
*Her
nefes altındır, onu sana sayarlarken başka şeye bakma.!
*Tavaf
etmiş sayılmazsın, kendindesin sen.! Kendinden geç de kendindeki Kâbe’yi
gör.!
Âlem
“O”na
secde ediyor, sen daha neyi bekliyorsun ?!
*Yağın
aslı sudan çoğalır, sonra suya düşman kesilir.!
*Cennetlik
cehennemle birlikte oturur ama birbirine kavuşmaz aynı madende toprakla altın
gibi.!
*Musa
ateş ararken öyle ateş buldu ki ateşten vazgeçti.!
*Perhiz
ilâcın başıdır, az ye.!
*
*Bu
yolu yalnız aşan da var ama pek azdır, yine Pîr marifetiyledir zîrâ Pîr
kapısında olmayana da uzanır.!
*İblis
nice zaman abdaldandı.! Hâl diliyle herşeyin meydana çıkacağı gün nice muhterem
şeytan olur.!
*Sınır
bekçisinin Sultana sadakati, huzurdakilerden üstündür.! Gayb’a inananların
sadakati yüksek ücretlidir.!
*Musa’ya
Firavun değil, büyücüler inandı, şeytan kahroldu.!
*Yüz
suyu döken söğüt yetiştirir, meyve vermez odun olur.!
*Kötüleri
az kına, kadere tutsaktırlar.!
*Söz
bulandı mı ağzını kapat, Tanrı yeniden doğrultur.!
*Cezbe
kuşu âniden gelir, sabâhı gördün mü söndür mumu.!
*
*Hayy
yâni nefsi vahit makamından konuşanın sesi nefsi emmâre makamındakilere kahır
gelir.!
HAKK
kendini önce duyucu sonra görücü tanıttı (Bişnev = dinle) çünkü kulak olmayınca
lisan (kelam, söz) teşekkül (oluşmaz) etmez.! Dile (müezzine) müşteri
(velinimet) can kulağıdır.!
*Balıktan
(Erenden) başkası suya kandı.!
*Herşeyin
bulûğ ve kemâli vardır. Meyve olunca araplar meyve hür oldu derler
yâni
herşeyin amacı hürriyettir.!
*“Sırrını”
salda, tohum gömülünce meyve verir.!
*Rahmet
su’dur, ayân-i sabite tohumlarıdır, aynı sudan acı tohum biber, tatlı tohum
şeker olur.
Terbiye
aslı değiştirmez sarsarı bal arısı olmaz.
*Velî
Dünyâdan uykudadır.! Tanrı elindeki kalem gibi sağa sola çevrilir, yazıyı
kalemden
(doğadan) bilme, kâtipten bil.!
*Dost
ancak Velî’den olur, nakıs insân bencildir, dost olmaz.!
*Dalga
deryayı bilmez.!
*
*Gözün
nûru, gönüllerin nûrundan meydana gelir, gönül rûhu ise ALLAH’ın nûrundan
meydana gelir ki akıl ve duyu ile hiç ilgisi yoktur. Güneş nûru gibi zıddı
(karanlık) olan ışık değildir.!
Gözle
görülemez “şah damarından yakın” (50/16.) olduğundan zuhurdaki şiddetle
hicaplanmıştır.!
(Hicap
= perde, utanma perdesi, utanma)
*Âşıka
Maşuktan gayrısı yok görünür ; “Lâ ilâhe” budur.!
*Çamur
iken insân olacağını inkâr ediyordun, insân iken HAK olacağını inkâr
ediyorsun.!
*Göz
zinası kendi baldırını kesip kebab yaparak yemek.!
*Susuz
ırmağı tavaf eder, zaten âşık maşuktan uzak değildir, bunlara nâs denir.!
Kalanı
nes nas yâni Yec’uc Mec’uc’dur.!
(Nâs
= insânlar, Alâ-mele-in-nâs, halk arasında, açıkça)
(Nes
nas = yarısı insân, tek gözlü, tek el ve ayaklı sıçrayarak yürüyen masal
hayvânı,
büyük
maymun, goril cinsinin adı.)
*
*Saltanat
hırsını bırak da sultan ol, damda deve aranmaz.!
*Dünyâ
oyundur yâni gölge oyunu gönlümüzdeki varlıklar dışımızda bir aynaya yansıyor,
biz bunun seyrine dalıyoruz esasında gölgelerdir, netekim gönlü sıkıntıda iken
en güzel gölge bizi avutmuyor, demek işin aslı bizde imiş bizdekinin aslı da
erenin gönlünde bu oyun bozulacak ; ama âmânın sopasız gidişi kadar.!
*(Hiç
kimse hangimizin gölgesi daha güzel diye yarış yapmıyor, bu gölge oynunda kim
birinci olur ki ?
Gölgeleri
oynatandan başka.! C.H.S. )
*Nefsin
emretti mi hemen yaparsın, bir de övünürsün.! Vicdân emretti mi bin dereden su
getirir sonra da suçu ona atarsın, şeytan sen beni kaydırdın dedi, âdem ben
kaydırmadım dedi.!
Ehliyetsiz
duâlara Tanrı susuyor, sen de ahmaklara cevap verme.!
*
*Bizde
güneşin nûru gözün nûru ile birleşince renk görünür bu görüntü gönül nûruyla
(akıl) değerlendirilince idrâk edilir.! Bu son nûr hayvânda yoktur, bizde “kukla”
vardır, Velî’de tamdır, onlar önce nûru sonra rengi görür, biz ise önce rengi
yâni eseri sonra müessiri görürüz, göz evreni görme âleti olduğu için kendini göremez,
insânda
Tanrı’nın evreni bilme âleti olduğu için kendini bilemez.!
İnsân
Tanrısal bakandır, ALLAH’ın gözüdür, evren bakılandır. Bakılan bakanı
(ALLAH’ı) görür.!
*Her
an idâm ve icâd vardır, buna teceddüdü emsâl derler, kıvılcım hızla çevrilirse çember
görünür.! Evren tek kıvılcımdır, şiddet ve sürât sayesinde bize zaman ve mekân
görünmektedir. ALLAH sihirbazdır.!
*İlim
malûma tabidir, ezelî bilgide çeşitli basamaklarda sıralandık buna kaza denir,
“Ümmül
Kitab”da yâni
“Levh-i
Mahfuz”da yazılı sabir karakterimizdir.! Sonra zürriyet
âleminde müşâhade ederiz ki bu kaderdir.!
Takdiri
görmeden önceki cehdimiz ve gördükten sonraki tepkimiz ise irâde-i cüziye
olup
kazanın
seyrini değiştirebilir yâni kaderi.!
*Âdem
Velî idi yine de edepte nefsime zulmettim dedi.! Bu benim ayân-ı sabitem’de
vardı o ise senin ezelî ilmin iktizası idi demedi ve kazayı tebdil etti.
Yağmurda buluttan, şimşekte buluttan, gülersek RAHMÂN, kızarsak kahhar isminin
mazharıyız.! Hayır ve şer ondan ama edeb ile şer gibi bunları kendimize isnad
etmeliyiz. Hayır gibi ise Ona böylece Onu tenzih ve tesbih ile övmüş oluruz.!
*
*İnsânın
ağaçtaki katkısı tohum ekmek kadardır, esas fâni ALLAH’tır ama insân vesile
olur.!
İki
tip kaza vardır, kazayı muallaktır, kaderi şarta bağlıdır. Velî bunu
değiştirebilir ; meselâ ; Parise gidip de ölecekse oraya göndermez veya uçakla
gidip ölecekse, arabayla gitmesini düzenler.!
İkinci
tip, kazayı mübremdir, aynen olur, Velî bunu rüyâya çevirir zîrâ hayât da
rüyâdır.!
*Öz
arıdır, beden ise hücre hücre bal peteği .!
*Baharda
taş yeşerebilir mi ? toprak ol, dirilme günü cevher ol.!
*Gaflet
dünyânın direğidir.! (Teknik ve uygarlık ona borçlu.)
*Dünyâ
oyun yeri insân oyuncakla oyalanan çocuktur, Velî buluğa ermiş çocukluktan
kurtulmuştur.!
*“O,
onları sever onlarda O’nu sever” (5/54.) yâni önce aşk HAKK’tan gelir, kul cevaplar.!
*Bozuk
terâzi doğru terâzi ile ayar edilir.!
*
*Dilencinin
ibâdeti ALLAH için değil, ekmek içindir.! ALLAH rızası derse de riyadır.!
Anamın
ibâdeti talit ise de riyasızdır tahkike gidebilir.!
*Pîrler
için kerpiç bile aynadır.! Kesafetin içini görürler, sermayeleri ayak eseridir,
seyri sülûktur.!
*Ayna
kendi yüzünü saklar, başka yüzü gösterir.! (U.K.)
*Ayna
ile Ayan ayni harflerle yazılır, türkçede.! (CHS)
*Aynada
ayan olan, kendini görür ! Âlemi de böyle bil, HAKK âlemde ayan oldu.!
Yâni
kendini gördü.! (CHS)
*Herkes
yazar olursa, kim kimi okuyacak.? Bir bilgide tüm bilgiler saklı olsaydı
birşeyi bilmen
herşeyi
bilmene sebep olacaktı.! HAKK ilmini o kadar ucuza satmaz.!
Hakikat
yedi evre çalışarak alınır..! (CHS)
*
*HAKK’ın
nûru ilk yaratılan Muhammed’in nûrudur, Muhammed en son gelmiştir ; çünkü amel
fikirden sonradır, bu nûr Arz’da önce Âdem’de sonra nebilerde sonra Velî’lerde
yansır.! Gavs-i azam’da tam tecelli eder, Cibril onun aklıdır arada postacılık
yapar, ikinci saf onun kandili, üçüncüsü saf kandilliğidir.!
*Bizim
cinsimiz HAKK’ın cinsinden olmadığından ekmek nasıl bizde fâni oluyorsa biz de
onda fâni olmalıyız.!
*Hamın
olması için yalnız hamlığa tövbe etmesi yetmez ısı ve su da ister yâni
aşk
ve
ağlamak gerçek tövbe budur.!
*Madde
bizden habersiz, HAKK’tan haberdardır ; biz ise aksine maddeden haberli
HAKK’tan (öz) habersisiz.!
*Su
ile karışık yağ ışık vermez.!
*Tanrı
hilesi fitnedir. Bu ise ehliyet sınamasıdır, hüsranlılar bundan korkmaz
zaten
HAKK’tan gafildir, müslim korkar.!
*Kıyâmet
göz kırpmasından yakındır, neşir ve haşir yâni radyasyon hâlinde rûh ve madde
hâlinde yoğunlaşıp toplanma haşır her dem infilâk ile sağlanır.!
*
*Sen
duyu adamısın özü anmaktan değil zeker’den (erkeklik organı) zevk alıyorsun boş
bir kalıpsın, davul gibi içi hava dolu boşsun bu kafayla çok tokmak yersin, Lût
kavmisin, o balıktan çık
dünyâ
denizi can balığı pîrlerle dolu, bir mürşid bul.!
*Ayân-ı
Sabite makamında şer ve hayır bahis konusu olamaz, ezelî nakışta ressam çirkin
de çizer güzel de, kendisi çirkin olmaz. Kemâli için çizer, âleminde kıyas ile
şer ve hayırı çıkar HAK’tan, esmâ’larının zuhurudur ; ezelî istidatımızdır ;
yâni Zât-ı Mutlak’taki mutlak çekirdeğimizdir.!
*İbâdeti
içten yap, içsiz tohum ağaç olmaz.!
*Tanrı
sonsuzdur, sonsuzda orta olmaz.!
Ümmet-i
Vasat ol demek, makamına göre ortayı seç demek, kimi bir rekâtta kimi
bin.!
*Ceninken
kan, çocukken süt, adamken ekmek yedin bütün bunlar akıl baliğ ve reşit olman
içinde
bunları
azalt kendi rahminde büyü ve vücûdundan uzaya çık.!
*Nefis
donmuş yılandır, mal ve mevki ona fırsat verirse firavun olur ; ancak Süleymân
bu fitneyi atlatabilir.!
*“Kıyâme”
nedir ? o ALLAH’ın bir ateşidir ki kâlbleri sarar.! Vicdân azabıdır, vücûtta
iken ikâzıdır, az duyulur.! (75.Sûrenin ismi)
*
*Rüyâdaki
suretleri gerçek bil, hayâl sanma bedensiz bedene sahipsin, tenden çıkmaktan
korkma.!
*Tanrı’yı
Tanrı olduğu için sev, karşılık umarak değil.! Buna rıza denir, bu kula
da ‘Hasbi.!’
*Sen
nefsine eziyet etmeye kıyamıyorsan ALLAH’ın ona terbiye için sana verdiği
eziyete razı ol.!
*Biri
Hazret-i Âlî’ye : ‘kendini damdan at, ALLAH korusun’ dedi.!
Âlî : “Kul ALLAH’ı sınayamaz” dedi.!
*İnsânlar
hep birbiriyle didişir ; çünkü hayvâni rûhta birlik yoktur.!
*Madde
ağacının en yüce meyvası insân ve insân meyvasının içindeki çekirdek
Ahmed’dir.!
*Saltanat
hırsını bırak sultan ol, damda deve aranmaz .!
*Aklı
cüz icat ve istihraç edemez, aklı küll ilham eder ; ustası odur.! Aklı cüz
çıraklık edip onu işler.!
*Dostu
bulamazsan ömrün yarısı perişan, yarısı pişman geçer.!
*Dört
unsur kuşu ölümle aslına ferşe gider, can kuşu Arş’a gidememişse ikisi arasında
berzahta kalır.!
(Yâni
cehennemde)
*Aklı
külün vahyine nas, aklı cüzün ilmine kıyas derler.!
*
*İnsân
makamında ölürsek melek oluruz, kanattan yâni ibrikten de geçersek vechi bâki
oluruz (M) uruç ayani sabitede biter, bu son makama izafi yokluk denir ; zîrâ
Zât’ta değil O’nun sıfatında mahvolmak.!
*Rûh
“Diri”
isminin mazharıdır, ölü diriltir.!
Cibril
yâni rûh bu işlemde nefha kullanır, İsa da nefha’sı ile diriltti.!
*Ferahlamayın,
ALLAH ferahta olanları sevmez.! (âyet)
*Aklın
âlemi misâldaki lâtif suretine melek, nefsin oradaki sûretine ise şeytan denir,
süfli kuvvettir.!
Secde
edemez hayvân suretindedir.!
*Rûhun
görmek için göze ihtiyacı yok. (rüyâ) Nefsi emmâre âlete muhtaçtır, mîrâçta
gönül, kâlb kullanıldı.!
*Aklı
cüz beş oluktan gelen suyla beslenir, pistir.! Aklı küll ise içinde kaynaktır,
temizdir.!
*Yoktan
cezbe gelmez, öyleyse bu aşk nerden geliyor ?
*Tûr-i
Sinâ’daki “Ben ALLAH’ım” sözünü ağaçtan bilme.! Kur’an da Ahmed’den duyuldu.!
*Emmâre
ahit ve tevbesini tutmaz onun için cehennemden salınmaz.! Beden dışında beş
duyu idrâk kesilir,
hepsi
göz olur.! Ateşte göz olmasa İbrahim’i ağırlar, kulak olmasa duyar mıydı ?
*
*Akıl,
özün elinde hayvânın dizginidir.! Öz, akıla öğüt, hayvâna emir verir ; çünkü
akıl, ikilik arasında
(ümmeti
vasat) muhtardır. Eşyâ ise sâde emmâredir, mecburdur ; kul değil köledir.!
(U.K.)
*Göz
aynayı görür, ayna gözü görmez ; biz HAKK’a aynayız.! (U.K.)
*Varın
aksi yoktur, HAK var olduğuna göre ayna hayâldir, “Lâ İlâhe
İllallah” budur.! (U.K.)
*ALLAH
rızası kuru zikirle kazanılsa, Tanrı nimeti dilenciye verirdi.! (U.K.)
*Ayân
Velî’lerin özleridir, başkanları Rûh’tur, cennettir, Sidere ağacıdır, Nefsi
Vahid’dir.!
Bunun
üstünde “Makam-ı Mahmud” vardır.! Rububiyet makamıdır. (U.K.)
*HAKK
zâtını Muhammed, Muhammed zâtını Rûh olarak, Rûh zâtını Enfas olarak gördü.!
(U.K.)
(Enfas
= Nefesler, soluklar.)
*Benlik şeytan merdivenidir, ne kadar
çıkarsan öyle fena düşersin.!
*Tevbe
ölüme dek mümkün, dünyâya dönüş yok cezadan önce.!
İsa,
İdris (Hermes) özdür, melek cinsindendir, kâfir ise şeytan cinsi.!
*İstidadı
da HAK verir ezelî ilme göre, mîmâr ev tasarlarken salon da düşünür, helâ da.!
*Cansızlar
asâ gibidir, Musa tasarruf eder.!
*
*Emmârenin
hocası kargadır, Kabil’e defin öğretti.!
*Emmâre
kişiliği padişah parasına benzer öldü mü değişir.!
Öz
kişilik Ahmed parasına benzer, değişmez ; her devirde altın gibidir.!
*Her
gönül vahyi duysa harf ve söze ne gerek kalırdı, onun için gönül ehli Nebiler
aracı geldi, yâni şefaatçı.!
*Hak
batılda, yağ ayranda gizlidir ; dövmedikçe ayrılmaz.!
*Bu
ne sihirdir ki kabuk gerçek, iç yalan görünmede.! Dünyâ varlık, ahret yokluk
sanılmada.!
*Baş
gözü güneşi varken görür, rüyâ gözü güneşi yokken de görür ;
çünkü
o âlemin güneşi ayrıdır, baş gözü ışıkta görür, rüyâ gözü karanlıkta ama pırıl
pırıl.!
*Köy
beden, Şehir ALLAH’ın geniş arz’ı gönüldür.!
*
*Toprakta
camiddin bilgin donmuştu, insân kılığında Musa’nın sopası gibi dirilip ayağa
kalkan camidleri
(donmuş,
donuk) yâni maden, nebat ve hayvâna tasarruf ediyorsun.!
Çocuğuna
göre evvel babana göre ahirsin, kendine göre ise hep ayni an, dem’sin hazır
zaman hazretisin.!
*Kıyâme
nedir ? O ALLAH’ın bir ateşidir ki kâlbleri sarar, vicdân
azabıdır.!
Vücûdda
iken ikâzıdır az duyulur.!
*
***Deduki
; Âşık ve kerâmet sâhibi bir zât idi, yerde gökteki ay gibi seyreder dururdu
ayni evde iki gün kalmaz sonra o eve sevgiye bağlanmaktan korkarım diye hep
seyahat ediyordu. Amacı Tanrı haslarını yüce zâtları arıyordu. Tıpkı nebi iken
Hızırı arıyan Musa gibi, dikende yalınayak yürüyor ve bu keramete şaşanlara ben
hayret içindeyim, kendimde değilim ki cesedin acısını duyayım diyordu.!
Birden
karşı sahilde 7 mum gördüm sonra hepsi birtek nûr oldu ki nûru gök kubbeyi
deliyordu.! Tekrâr 7 mum oldular hayret ettim, halk hiçbirini görmüyordu.!
Sonra o 7 mum, 7 ağaç oldu.! İnsân onların yeşilliklerinden neşeleniyordu.
Kökleri yerde kolları “Sidre”ye kadar yükselmişti. Olgunluktan yarılan meyvalarından
su gibi nûr fışkırmaktaydı, asıl şaşılacak şey o çölden yüzbinlerce adam
geliyor da onların gölgesini bile görmüyorlardı.! Halk çürük meyveleri toplamak
için birbirine girmekteydi. Birden 7 ağaç bir ağaç hâline geldi dondum kaldım.!
Sonra 7 ağaç yedi adam oldu, hepsi ALLAH’ın huzurunda salâtta idiler, gözlerimi
oğuşturup 7 adam kimlerdir diye bakarken, “Ey Velî ey temiz dost biz
salâtta sana uymak istiyoruz dediler.!” Deduki salâtı kıldırmak için onların önüne geçti,
bunlar cemaatle salât kılmakta iken denizde bulunan bir gemiden imdat sesini
Deduki duydu, o bu kıyâmeti görünce gözyaşlarıyla :
“Ya
RABB’i bunları kıyıya çıkar” dedi.! Nihayet gemi kurtuldu ve cemaatin namazı
tamamlandı.!
Açıklama
: ‘7 mum, 7 kutb’dur ; emri ilâhi ile âlemi yönetirler, taayyünde farklı
zâtta birdirler.!
Meyvaları
ilimleridir, körün arkasında namaz kılmazlar, imdat isteyeni korurlar.
(Taayyün ‘ayn’dan’
= 1.meydana çıkma, belli olma 2.Âyan sırasına gelme, itibarlanma)(U.K.)
*
*Çıplak,
müflis doğdun, maddede kaybedecek neyin var ?
Cenin
teslimiyetten başka ne iş yaptı da emeksiz nimet buldu ; çünkü gıdadan habersizdi.!
Şeytan
müflistir, çıplaklığını mal ve mevki ile örtmeye bakar, zikirle örtmeli.!
*Zahir
alimi dışı inceleyip bir takım misâller hükmeder, vaz eder.!
Hâlbuki
madde misâldir, misâlin misâli olmaz, eşya son surettir.!
Kopyanın
kopyası ilim olmaz, onlar Âdem’in rûhuna değil, çamuruna ; kopyasına bakarlar.!
*Biz
cehennemi (nefsi emmâreyi) kâfirlere mahpus yaptık. (Hasret yeri)
*Her
kör alim fil kadar koca evrenden tuttuğu kadarını tahmin eder.!
*ALLAH
amel eder sorumlu olmaz âyeti ayan-ı sabite yaratımına âittir.!
Akıl
melektir ekmek istenmez, koku ister.! Emmâre ekmek ister.!
*
KAYNAK*
ŞARK
İSLÂM KLÂSİKLERİ
MESNEVİ
1-2-3-4-5-6 Cilt
"Veled
İZBUDAK tarafından tercüme edilmiş ;
Abdülbâki
GÖLPINARLI tarafından muhtelif şerhlerle
karşılaştırlılmış
II.Basım 1956 İSTANBUL - MAARİF BASIMEVİ nüshasından yorumlanmıştır.!"
* *
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar