Print Friendly and PDF

EMSALİ SÜLEYMAN… Hazret Süleymanın Hikmetli Sözleri

Bunlarada Bakarsınız



Kadim İbraniceden Tercüme Olunmuştur

NEŞREDENLER

İngiliz ve Amerikan Kitab Mukaddes Şirketleri

 

İSTANBUL

Selâmet Matbaası

1928

BİRİNCİ BAP

1            İsrail padişahı Süleyman ibni Davudun emsalidir:”

2            Hikmet ve terbiyeyi bilmek; ve fehim sözlerini anlamak için;

3            Mucibi marifet olan terbiyeyi, yani adalet ve hak ve istikameti kesbetmek için;

4            Cahillere irfan, ve gence ilim ve feraset vermek içindir.

5            Hikmet sahibi dinleyip ilim artırsın, ve anlayışlı kimse tedbir tahsil eylesin:

6            Ta ki meseli ve remzi, hikmet sahiplerinin kelamlarını ve derin sözlerini anlaya.

7            Rabb korkusu ilmin iptidasıdır; amma sefihler hikmeti ve terbiyeyi tahkir ederler.

8            Ey oğlum, pederinin terbiyesini dinle, ve validenin talimini reddetme:

9            Zira onlar senin başına lütuf taçı, ve boynuna gerdanlıklar olacaktır.

10         Ey oğlum, günahkârlar seni izlal etmek isterlerse, razı olma.

11         Eğer, Bizim ile gel, kan için pusuda oturalım, bigünah adam için gizli yerde sebepsiz bekleyelim;

12         Haviye misilli onları diri diri, ve çukura inenler yutulur gibi birden yutalım;

13         Her nevi zikıymet mal bulalım, hanelerimizi ganimetle dolduralım;

14         Nasibini aramıza at, cümlemizin kesesi bir ol- sun, derler ise:

15         Ey oğlum, onlar ile yola gitme; onların mesleğinden ayağını çek;

16         Zira onların ayakları kötülüğe koşarlar, ve kan dökmeğe acele ederler.

17         Hakikaten her kuşun gözleri önünde ağ beyhude yere kurulur;

18         Lâkin bunlar kendi kanları için pusuda otururlar ; kendi canları için gizli yerde beklerler.

19         Her tamahkârın mesleği böyledir; tama kendi sahiplerinin canını alır.

20          Hikmet hariçte nida eder; meydanlarda sadasını verir;

21         İzdihamlı yerlerin başında, ve kapıların methallerinde çağırır; şehirde kendi sözlerini söyleyip - der ki:

22          Ey cahiller, ne vakta kadar cehaleti seveceksiniz? Ne vakta kadar müstehziler istihzada meserret bulurlar, ve ahmaklar ilimden nefret ederler ?

23          Tazirime rucu ediniz: işte ben ruhumu sizin üzerinize dökeceğim; size sözlerimi bildireceğim.

24          Mademki ben çağırdım, ve siz imtina ettiniz; elimi uzattım ve dikkat eden »yok idi;

25          Ancak cümle nasihatlerimi reddettiniz, ve tazirimi istemediniz:             

26          Ben dahi belâya uğradığınızda güleceğim; korkunuz geldiğinde istihza edeceğim.

27          Korkunuz sağanak gibi geldiğinde, ve belânız kasırga gibi yetiştiğinde; size sıklet ve muzayeka isabet ettiğinde,

28          O zaman bana feryat edecekler ve isticabet etmiyeceğim; beni arıyacaklar, ve beni bulamıyacaklar.

29          Mademki ilimden nefret, ettiler, ve Rabb korkusunu ihtiyar etmediler.

30          Nasihatlerimi istemiyıp, cümle tazirimi tahkir ettiler;

31          İmdi onlar kendi tariklerinin meyvasından y^ yecekler, ve kendi meşveretlerinden doyacaklar.

32          Zira cahillerin dalaleti kendilerini öldürecek, ve^ ahmakların gafleti kendilerim -helâk edecektir/-

33          Amma beni dinliyen emniyet üzre sakin, ve belâ korkusundan salim olacaktır.

İKİNCİ BAP

1            Ey oğlum, eğer sözlerimi kabul, ve emirlerimi yanında hıfzeder isen,

2            Şöyle ki kulağını hikmete çeviresin, ve kalbini fehme meyi ettiresin;

3            Ve eğer idraki davet edip, fehme nida eder isen;

4            Eğer onu gümüş gibi talep edip, gizli hazine gibi arar isen;

5            O zaman Rabb korkusunu anlayacaksın, ve marn fetullahı bulacaksın.

6            Zira hikmeti Rabb verir; ilim ve fehim onun ağzındadır:

7            O müstakimler için halâs saklar; kemal He sülük edenlere kalkandır;

8            Ta ki hakkın mesleklerini vikaye, muttakilerinin tarikini hıfzede.

9            O zaman adalet ve hak ve istikameti, her iyi tariki anlayacaksın.

10         Kalbine hikmet girip, canına ilim lezzetli olduğunda;

11         Feraset seni hıfz, ve fehim seni vikaye edecektir;

12         Ta ki seni şerir yolundan, eğri sözlü adamdan halâs ede:

13         Onlar ki zulmet yollarında sülük etmek için istikamet tariklerini terk ettiler;

14         Şer işlemekle sevinirler, ve şeririn eğriliği ile şad olurlar;

15         Onların meslekleri eğridir, ve sebillerinde terstirler.

16         Ta ki seni fahişeden, ve müdahin sözlü garibeden halâs ede;

17         [O ki gençliğinin mahremini terketmiştir, ve Allahının ahdini unutmuştur;

18         Çünkü onun evi ölüme, ve sebilleri ölülere götürür.

19         Mezbureye gidenlerin hiç biri geri gelmez, ve hayat tariklerine vasıl olmaz.

20         Ta ki eyilerin yolunda sülük edip, salihlerin tarikini hıfzedesin.

21         Zira müstakimler zeminde sakinı olacaklar, ve kâmiller onda kalacaklar.

22         Lâkin şerirler zeminden katolunacaklar, ve zalimler ondan söküleceklerdir.

ÜÇÜNCÜ BAP

1            Ey oğlum, talimimi unutma, ve kalbin emirlerimi hıfz eylesin:  

2            Zira onlar sana çok günler ve senelerce ömür, ve selâmet zammedecektir.

3            Merhamet ve hakikat seni terketmesinler: onları boynuna bağla; onları kalbinin levhası üzerine yaz:

4            Böylece Allahın ve insanların nazarında lütuf ve güzel itibar bulacaksın.

5            Bütün kalbinle Rabb’e tevekkül et, ve kendi aklına itimat etme.

6            Tariklerinin cümlesinde onu bil, o dahi senin yollarını doğrultacaktır.

7            Kendi nazarında âlim olma; Rabten kork, ve şerden kaç.

8            Bu senin sinirlerine şifa, ve kemiklerine sıhhat olacaktır.

9            Malından, ve hep mahsulatının turfandalarından vererek Rabb’i temcit eyle:

10         Ve ambarların bereketle dolu olacak, ve maserelerinden yeni şarap taşacaktır.

11         Ey oğlum, Rabb’in tedibini tahkir etme/ ve onun tazirinden aciz kalma: .

12         Zira Rabb sevdiğini tedip eder, nitekim bir peder sevgili oğlunu tedip eder.

13         Ne mübarektir o adam ki hikmet bulur, ve o kimse ki fehme vasıl, olur.

14         Zira onun temettüü gümüş temettüühdeh, 've" mahsulü halis altından evlâdır.

15         Cevahirden kıymetlidir, ve cümle arzu ettiğin şeyler ona müsavi gelemez.

16         Onun sağ elinde çok günler, ve solunda servet ve izzet var.

17         Onun tarikleri nimet tarikleri, ve yollarının cümlesi selâmettir.

18         Ona yapışanlara hayat ağacıdır: ve onu kavi tutanlar mübarek olur.

19         Rabb zemini hikmetle tesis, ve semavatı lehimle sabit kıldı.

20         İlmile deryalar yarılır, ve bulutlar çiy damlatırlar.

21         Ey oğlum, bunlar gözlerinin önünden gitmesinler; hikmeti ve feraseti hıfzeyle:

22         Ve senin canına hayat, ve boynuna ziynet olacaklar.

23         O zaman sen yolunda emniyet üzre yürüyeceksin, ve ayağın sürçmiyecektir.

24         Yattığın zaman korkmıyacaksın; ve uyuduğunda uykun tatlı olacaktır.

25         Ansızın gelen korkudan, ve şerirlerin harabı yetişdiği zaman ondan havf etmiyeceksin:

26         Zira itimadın Rabb olacak, ve ayağını tutulmaktan vikaye edecektir.

27         Eyilik etmek elinden gelir ise, muhtaç olandan diriğ etme. 

28         Yanında var iken, komşuna, Git, yine gel, yarın veririm, deme.

29         Komşun senin yanında emniyet üzere sakin o- lur iken onun aleyhinde kemlik düşünme.

30         Bir adam sana kemlik etmemiş iken, sebepsiz onun ile niza etme.

31         Zalim adamı kıskanma, ve onun tariklerini asla ihtiyar etme.

32         Zira fasit adam Rabb’in indinde mekruhtur; lâkin onun sırrı müstakimlerdedir.

33         Rabb’in laneti şeririn hanesindedir; fakat salihlerin meskenini mübarek kılar.

34         Hakikaten müstehzileri o istihza eder; lâkin mütevazileri mazharı lutfeyler.

35         Hikmet sahipleri izzete varis olacaklar, ve ahmakların rif'ati ancak hakaret olacaktır.

DÖRDÜNCÜ BAP

1            Ey oğullar, peder tedibini dinleyiniz, fehmi bilmek için dikkat ediniz:

2            Zira size iyi talim veririm; tenbihatımı terket- meyiniz.

3            Zira ben pederime oğul, ve validemin nazarında nazik ve bir tane idim.

4            Ve bana talim edip dedi ki, Kalbin sözlerimi tutsun; emirlerimi hıfzedip yaşa;  

5            Hikmet tahsil eyle; fehim tahsil eyle; unutma, ve ağzımın sözlerinden sapma;

6            Onu terk etme, o dahi seni hıfzedecek; onu sev, ve seni vikaye eyleyecektir.

7            Başlıca şey hikmettir; hikmet tahsil eyle, ve cümle tahsil ettiğin şeyler ile beraber fehim tahsil eyle.

8            Onu tazim eyle, o dahi seni terfi edecektir; onu kucakla, o dahi seni müşerref kılacaktır.

9            O senin başına lütuf ziyneti verecek; seni cemal tacıyle taçlandıracaktır.

10         Ey oğlum, dinle ve sözlerimi kabul eyle; ve ömrünün seneleri çoğalacaktır.

11         Hikmet tarikinde seni talim eyledim; istikamet sebillerinde seni gezdirdim.

12         Gezdiğinde yolun dar olmayacak, ve koştuğunda sürçmiyeceksin.

13         Terbiyeyi kavi tut, onu koy verme, unu hıfzeyle, çünki hayatın odur.

14         Şerirlerin gittiği yolda gitme, ve {asıkların tarikinde yürüme.

15         Ondan sakın, yanından” geçme; ondan İçtinap eyle, ve geçiver.

16         Zira onlar kemlik etmeyince uyumazlar; bir kimşeyi düşürmezler ise, uykuları kaçar.

17         Zira şer ekmeyeni yerler, ve zulüm şarabını içerler.

18         Amma salihlerin tariki leman eden nur gibidir ki tam gün oluncaya değin artıp ziya verir.

19         Şerirlerin yolu ise zulmet gibidir, neden sürçeceklerini bilmezler.

20         Ey oğlum, sözlerimi dinle; kulaklarını kelamıma meylettir.

21         Gözlerin önünden gitmesinler; kalbinde onları hıfzeyle.

22         Zira onları bulanlara hayat, ve bütün cesetlerine sıhhattirler.

23         Kemali dikkatle kalbini hıfzeyle, zira hayatın menbaı ondandır.

24         Ağzın fesadını yanından gider, ve dudakların fışkını kendinden Uzaklaştır,

25         Gözlerin doğru baksın, ve kirpiklerin kendi önüne doğru olsun.

26         Ayağının tarikini doğrult, ve cümle yolların sabit olsunlar.

27         Sağa ya sola sapa  ayağın şerden geri çek.

BEŞİNCİ BAP

1            Ey oğlum, hikmetimi dinle; idrakime kulağını meylettir:

2            Ta ki feraseti hıfzedesin, ve dudakların ilmi saklayalar.

3            Zira fahişenin dudaklarından bal damlar, ve onun dimağı yağdan yumaşaktır.

4            Lâkin onun akibeti pelin gibi acı, ve iki ağızlı kılıç gibi keskindir.

5            Onun ayakları ölüme enerler; adımları haviyeye erişirler.

6            Hayat tarikini asla düşünmeyesin diye, gidişi dolaşıktır, ve nereye gittiğini bilemezsin.

7            Ve şimdi, ey oğullar, beni dinleyiniz, ve ağzımın sözlerinden sapmayınız.

8            O kandan yolunu uzak eyle, ve onun evinin kapısına yaklaşma;

9            Olmaya ki itibarını aharlere, ve senelerini merhametsiz olana veresin;

10         Olmaya ki ecnebiler senin malından doyalar, ve emeğin gariplerin evinde kala, ,

11         Ve senin akibetinde, cesedin ve tenin fena buldukta, figan ederek,

12         Demeyesin ki, Tedipten nasıl ikrah ettim, ye kalbim taziri tahkir eyledi.

13         Hocalarımın sözünü dinlemedim, ve kulağımı muallimlerime meylettirmedim.

14         Cumhur ve cemaat içinde az kaldı her nevi belâya düçar oluyor idim.

15         Kendi sarnıcının suyundan, ve kuyunda kaynayan sudan iç.

16         Çeşmelerin harice, akar sular gibi meydanlara dökülsün.

17         Onlar yalınız senin olsun, ve-senin ile beraber aharlerin olmasın.         

18         Çeşmen mübarek olsun, ve gençliğinde aldığın zevce ile mesrur ol.

19         O senin sevgili geyiğin, ve lâtif ceylânın olsun; ve her vakit onun memeleri seni kandırsın; her dem onun muhabbetiyle meftun ol.

20         Ey oğlum, niçin ahar karı ile meftun olasın, ve, garibeyi kucaklayasın?

21         Zira adamın tarikleri Rabb’in gözleri önündedir^ ve onun her bir gidişini vezneden '

22         Şeriri kendi fışkı tutacak, ve günahının iplerile zaptolunacaktır.

23         Tedip olunmadığından ölecek, ve sefahetinin kesretinden yolu şaşıracaktır.

ALTINCI BAP-

1            Ey oğlum, eğer dostun için kefil oldun, garip adama elini verdin ise,

2            Ağzının sözlerde tuzağa düştün, ağzının sözlerde tutuldun.

3            Ey oğlum, şimdi bunu yap ve nefsini kurtar; çünki dostunun eline düştün, git, dostuna tevazu, ve ona ibram eyle;

4            Gözlerine uyku verme, ve kirpiklerini uyuklamağa bırakma;

5            Avcının elinden ceylân, ve kuşbazın elinden kuş gibi kendini kurtar.

6            Ey tembel, karıncaya git, onun yollarını gör da hikmet öğren.

7            Zjra onun reisi ve zabiti ve hükümdarı yok iken,

8            Yeyeceğini yazın tedarik eder, ve zahiresini ha- sat vaktinde devşirir.

9            Ey tembel, ne vakte kadar yatarsın? Uykundan ne zaman uyanacaksın?

10           Azacık uyku, azacık uyuklama, yatmak için aza- cık eli el üstüne komak, der iken,

11         Senin fakirliğin sai gibi, ve zaruretin silâhlı adam gibi gelir.

12         Yaramaz kimse ve kötü adam ağız eğriliğile hareket eder;

13         Gözlerile ima eyler, ayaklarile söyler, parmak- larile işaret eder;

14         Kalbinde eğrilik var, daima kemlik düşünüp husumet eker.

15         Bu sebepten belâsı ansızın gelecek; ansızın kırılacak, ve çare bulunmıyacaktır.

16         Rabb bu altı şeyden ikrah eder, ve yedi şey o- nun menfurudur:

17         Mütekebbir gözler, yalancı dil, ve bigünah kan döken eller,

18         Fasit efkâr icat eden kalb, kötülüğe çabuk ko-. şan ayaklar,

19         Yalan söyliyen yalancı şahit, ve biraderler arasına husumet eken adam.

20         Ey oğlum, pederinin emrini hıfzeyle, ve validenin talimini terketme.

21         Onları daima kalbine rapteyle; onları boynuna bağla.

22         Yürüdüğünde onlar sana kılağuz olsun, uyuduğunda seni beklesin, ve uyandığında senin ile sohbet eylesin.

23         Zira emir çerag, ve talim nurdur: ve tedip tazirleri tarikıhayattır;

24         Tâ ki seni kötü karıdan, miidahin sözlü garibenin dilinden hıfzeyleye.

25         Kalbinde onun güzelliğine arzu etme, ve seni kendi kirpiklerile cezbetmesin.

26         Zira zaniyenin sebebiyle adam bir dilim ekmeğe bile muhtaç olur; zevci olan kötü karı kıymetli cam avlar.

27         Bir adam koynuna ateş alır da, elbisesi yanmaz mı?

28         Bir kimse korlar üzerinde gezer de, ayakları yanmaz mı?

29         Komşusunun zevcesine tekarrup eden böyledir; ona dokunan her kim ise suçsuz olmaz. -

30         Hırsız aç olduğu halde, karnını doyurmak için hırsızlık ettiğinde tahkir olunmaz:

31         Lâkin tutulduğunda yedi kat eda edecek; hanesinde her nesi var ise verecektir.

32         Karı ile zina edenlerin aklı noksandır; bu şeyi irtikâp eden kendi canını helâk eder.

33         Darb ve hakaret bulur, ve ân-mahv olmaz.

34         Zira kıskançlık zevcin hiddetidir; ve intikam gününde şefkat etmez.

35         Hiç bir fidye kabul etmez; rüşveti çoğaltsan da razi olmaz.

YEDİNCİ BAP

1            Ey oğlum, sözlerimi hıfzeyle ve emirlerimi yanında sakla.

2            Emirlerimi hıfzeyle ve yaşayacaksın, ve talimimi gözlerinin bebeği gibi gözet.

3            Onları parmaklarına bağla; onları kalbinin levhası üzerine yaz.

4            Hikmete, Hemşiremsin, de; ve fehmi Mahrem ismile yadet:

5            Ta ki seni fahişeden, müdahin sözlü garibeden hıfzeyleye.

6            Zira hanemin penceresinden, kafesimden baktım;

7            Cahiller arasında gördüm, gençler arasında aklı noksan bir nevcivan teşhis ettim,

8            Ki akşam olup karanlık bastıkta, geceleyin zulmette,

9            Sokakta o karının evinin köşesinden geçiyor, ve onun evinin yolunu tutuyor idi.

10         Ve işte önüne fahişe kıyafetli ve kalbi hileli bir karı çıktı.

11         O yaygaracı ve azgındır; ayakları kendi hanesinde durmaz;

12         Gâh dışarıda, gâh meydanlarda, ve her köşe başında pusuda bekler.)

13         Onu tutup öptü, ve arsız bir yüzle ona dedi ki,

14         Selâmet kurbanlarım var; ben bu gün nezirlerimi ifa ettim.

15         Bu eclden seni istikbale, yüzünü aramağa çıktım, ve seni buldum.

16         Yatağımı örtülerle, Mısırın nakışlı kumaşıyle donattım.

17         Yatağıma murrisafi, ve ödağacı ve tarçın serptim.

18         Gel, sabahadek aşkla mest olalım, ve muhabbetle telezzüz edelim.

19         Zira zevcim hanede değildir; uzak yola gitti:

20         Akçe kesesini yanına aldı; bedir vaktinde evine gelecektir.

21         Çok fentlerile onu meylettirdi ; dudaklarının müdahenesile onu celbetti.

22         Salhaneye giden öküz gibi, cezaya giden zincirli sefih gibi, dosdoğru o karının ardınca düştü.

23         Kuş kendi canı için olduğunu hilmiyerek tuzağa sür’atle gittiği gibi, o dahi ciğerine ok geçinceye kadar gitti.

24         Ve şimdi, ey oğullar, beni dinleyiniz, ağzımın sözlerine kulak veriniz.

25         Kalbin onun yollarına sapmasın; onun izlerinde dolaşma.

26         Zira çok kimseleri mecruh düşürdü: ve onun öldürdüğü kimselerin kâffesi kuvvet sahipleri idi.

27         Onun evi haviye yollarıdır; onlar ölümün halvetlerine inerler.

SEKİZİNCİ BAP

1            İşte hikmet nida eder, ve fehim ses kaldırır,

2            Yüksek yerlerin başında, yol üzerinde, tarikler arasında durur;'

3            Kapıların yanında, şehrin önünde, kapıların methalinde çağırıp der ki :

4            Ey adamlar, size nida ederim, ve avazım beni- ademedir.

5            Ey cahiller, irfan öğreniniz; ey ahmaklaş kalbiniz anlayışlı olsun.

6            Dinleyiniz, zira yüksek umurdan bahsedeceğim*; ve ağzımın açılması doğru maddeler için olacaktır.

7            Zira ağzım hakikat tekellüm edecek; lâkin haksızlık dudaklarıma mekruhtur/

8            Ağzımın cümle sözleri hak iledir; onlarda eğrilik ve fesat yoktur.

9            Cümlesi anlayışlı kimsenin indinde doğru, ve ilmi bulanın nezdinde haktır.

10         Gümüşten ise terbiyemi kabul ediniz, ve ilmi halis altından iyi sayınız.

11         Zira hikmet cevahirden iyidir, ve cümle arzulanacak şeyler ona müsavi değildir.

12         Ben, Hikmet, irfan ile sakin olurum, ve ilmin tetbirlerini bulurum.”

13         Rabb korkusu şerden ikrah etmektir: ben gurur ve tekebbür ve kötü yol ve hilekâr ağızdan ikrah ederim.

14         Meşveret ve dirayet benimdir; ben fehmim, ve -kuvvet benimdir.

15         Benim vasıtamla padişahlar saltanat, ve emirler hak üzre hükmederler.

16         Benim vasıtamla rüesa ve eşraf, zeminin hâkimlerinin cümlesi hükümet ederler.

17         Ben beni sevenleri severim; ve beni erken arayanlar beni bulurlar.

18         Benim yanımda servet ve izzet, nefis emval vez salâh vardır.

19          Benim semerem altından ve halis altından, ve mahsulüm halis gümüşten iyidir.

20 Ben salâh tarikinde, hak sebillerinin ortasında sülük ederim.

21 Ta ki beni sevenlere miras- olmak üzre emval vereyim, ve onların hâzinelerini dolduracağım.

22 Rabb tarikinin iptidasında, kadim fiillerinden ev- el bana malik idi.

23 Ben ezelden, zemin mevcut olmazdan eve! mesh olundum.

24 Deryalar daha yok iken, çok su punarları olmazdan evel ben doğmuş idim.

25 Dağlar yerleştirilrriezden evel, bayırlardan akdem ben doğmuş idim.

26 Daha zemini ve sahrasını, ve dünyanın ilk toprağını yapmazdan evel,

27         Semavatı hazırladığında, ve deryanın yüzü üzerine felek kurduğunda, ben orada idim.

28         Yukardan bulutları kuvvetlendirdiğinde, lüccenin punarlarını mühkem kıldığında,

29         Denize suları kendi emrini tecavüz etmemesi için kanun koyduğunda, zeminin temelini bıraktığında,

30         Ben onun yanında mimar idim, her gün meserreti idim, daima, onun huzurunda ferahlanır idim.

31         Ben dünyada, onun zemininde müferrah idim' ve meserretim beniadem ile idi

32         Ve şimdi, ey oğullar, beni dinleyiniz, çünki ta- tariklerimi hıfzedenler mübarektir. '

33         Terbiyeyi dinleyip ehlihikmet olunuz, Ve onu reddetmeyiniz.

34         Ne mübarektir o adam ki beni dinler, ve her gün kapılarımda uyanık durur, ve kapı söylerimi gözetir.

35         Zira beni bulan hayat bulur, ve Rabb’in lûtfuna mazhar olur.

36         Lâkin bana günah eden kendi canına gadreder: bana bugz edenlerin_cümlesLölümü_şeverler,

DOKUZUNCU BAP

1            Hikmet kendi hanesini bina etti; yedi direkle rini yondu;

2            Hayvanlarını boğazladı; şarabını meze eyledi; sofrasını dahi tertip etti.

3            Cariyelerini gönderdi; şehrin yüksek yerlerinde nida eder:

4            Her kim cahil ise, buraya gelsin; ve aklı noksan olana der ki,

5            Geliniz, taamımdan yeyiniz, ve mezceyledigün şaraptan içiniz.

6            Cehaleti terkediniz, ve yaşarsınız; ve fehim yolunda sülük ediniz.

7            Müstehziyi tevbih eden rezalet bulur; ve şeriri tazir eden lekedar olur.

8            Müstehziyi tazir etme, ki sana buğz etmeye ehlihikmeti tazir eyle, ve seni sevecektir.

9            Ehlihikmete nasihat ver, ve daha ziyade ehli hikmet olur; salihi talimiyle ve ilmi artar.

10         Hikmetin iptidası Rabb korkusudur, ve Kuddusu bilmek fehimdir.

11         Zira günlerin benim vasıtamla çoğalacak, ve ömrünün seneleri artacaktır.

12         Hikmetin var ise hikmet kendine aittir; ve müstehzi isen cezayı yalınız sen çekeceksin.

13         Sefih karı yaygaracıdır; cahiledir, ve bir şey bilmez.

14         Ve kendi evinin kapısında, şehrin yüksek mahallerinde iskemle üzerinde oturur,

15         Ki yoldan geçenlere, doğru yollarına gidenlere,

16         Her kim cahil ise, buraya gelsin, diye çağıra: ve aklı noksan olana der ki,

17         Sirkat olunmuş sular tatlıdır, gizlice yenilen ekmek lezzetlidir.

18         Lâkin bilmez ki orada ölüler var, ve onun davet ettiği kimseler haviyenin derin yerlerindedir.

ONUNCU BAP

1            Akıllı oğul pederini mesrur eder; lâkin ahmak oğul validesine baisi hüzündür.

2            Şer ile olan hazine faide etmez; lâkin salâh ölümden kurtarır.

3            Rabb salihin canını aç bırakmaz ; lâkin şerirleri arzularından mahrum eder.

4            Tembel el ile işleyen fakir olur; fakat çalışkanların eli zengin eder.

5            Yazın devşiren akıllı oğuldur; hasat vaktinde uyuyan hacil eden oğuldur.

6            Salihin başında berektler var: lâkin şerirlerin ağzını zulüm kaplar?

7            Salihin zikri mübarektir; fakat şerirlerin ismi çürür.

8            Kalbi hikmetli olan, emirleri kabul eder; lâkin • dudakları sefih olan yıkılır.

9            İstikametle sülük eden emniyetle sülük eder; fakat tariklerini eğrilten malûm olacaktır.

10         Gözlerile ima eden eziyet verir; ve dudakları sefih olan yıkılır.   

11         Salihin ağzı hayat menbaıdır; lâkin şerirlerin ağzını zulüm kaplar.

12         Buğz nizaı tahrik eder; amma muhabbet cümle hataları setreder.

13         Anlayışlının dudaklarında hikmet bulunur; lâkin aklı noksan olanın arkası için değnek lâzımdır.

14         Hikmet sahipleri ilim yığarlar; amma sefihin ağzi helâke yakındır.

15         Zenginin serveti metin şehridir; yoksulların fakrı kendilerin helâkidir.

16         Salihin işi hayat içindir ; şeririn iradı günah içindir.

17         Terbiyeyi hıfzeden hayat tarikındedir; lâkin te^ dibi reddeden dalâlete düşer.

18         Buğzu gizliyen yalancı dudaklıdır; ve mezemmeti neşreden sefihtir.

19         Söz çokluğunda hata eksik olmaz; amma dudaklarını zapteyliyen akildir.

20         Salihin dili halis gümüştür; şerirlerin kalbinin kıymeti azdır.

21         Salihin dudakları çok kimseleri perverde eder; lâkin sefihler akıl noksanlığından ölürler.

22         Servet veren ancak Rabb’in bereketidir; ve ona meşakkat katmaz.

23         Kötülük etmek ahmağa keyftir; fakat hikmet  anlayışlı adam içindir.

24         Şeririn korktuğu şey başına gelir; lâkin salihlerin arzusu ihsan olunur.

25         Şerir kasırga geçtiği gibi geçip gider; lâkin salihin esası ebedîdir.

26         Sirke dişlere, ve tütün gözlere nasıl ise, tembel adam onu gönderenlere öyledir.

27         Rabb korkusu günleri çoğaltır; lâkin şerirlerin seneleri azalacaktır.

28         Salihlerin ümidi meserrettir; fakat şerirlerin intizarı zay olur.

29         Rabb’in tariki kâmile*" kuvvettir;. lâkin fısk işleyenlere helâk olur.

30         Salih ebeden sarsılmıyacak; amma şerirler yerde sakin olmayacaklar.

31         Salihin ağzı hikmet husule getirir; lâkin hilekâr lisan kesilecektir.

32         Salihin dudakları makbul olânı bilir; amma" şerirlerin ağzı hiledir.

ON BİRİNCİ BAP

1            Hileli terazi Rabb’in indinde mekruhtur; fakat doğru tartı onun indinde makbuldür.

2            Gurur geldiğinde, rezalet de gelir; lâkin hikmet mütevazıler iledir.

3            Müstakimlerin kemali kendilerini irşat eder, amma asilerin fesadı kendilerini helâk eder.

4            Gazap gününde servet faide etmez; lâkin salâh ölümden halâs eder.

5            Kâmilin salâhı yolunu doğrultur; fakat şerir kendi şerrile düşer.

6            Müstakimlerin salâhı kendilerini halâs eder; lâkin asiler kendi kötülüklerde tutulurlar.

7            Şerir adam vefat ettiğinde intizarı boşa çıkar, ve kötülerin ümidi mahvolur.

8            Salih muzayıkadan kurtulur: ve onun yerine şerir gelir.

9            Münafık kendi ağzile komşusunu helâk eder; lâkin salihler ilimle halâs bulurlar.

10         Salihlerin hoş halile şehir şenlik eder; şerirler helâk olduğunda meserret sadası işidilir.

11         Müstakimlerin bereketile şehir rifat -bulur; amma şerirlerin ağzile harap olur.

12         Aklı noksan kimse komşusunu tahkir eder; lâkin anlayışlı adam sükût eyler. 

13         Gammazlıkta gezen sırrı faşeder; fakat ruhu sadık olan işi setreden

14         Tedbir olmadıkça kavm yıkılır; amma müsteşarların çokluğunda halâs var.

15         Yabancıya kefil olan elbette belâya uğrar; amma kefaletten ikrah eden emindir.

16         Letafetli karı şeref kesbeder; ve kuvvet sahipleri emval kesbeder.

17         Merhametli adam kendi nefsine hayreder; lâkin merhametsiz, kendi vücuduna zahmet verir.

18         Şerir adam beyhude işle mesğuldur; fakat salâh eken kimsenin emin bir ücreti olur.

19         Salâh baisihayat olduğu misillü, kötülüğe tabi olan, kendi ölümüne gider.

20         Kalbi fasit olanlardan Rabb ikrah eder; lâkin tariki kâmil olanlardan razıdır.

21         Fasıklar el ele verseler bile cezasız kalamazlar; amma salihlerin züniyeti necat bulur.

22         İdraksiz güzel karı, hınzır burnunda altın halka gibidir.

23         Salihlerin arzusu yalınız hayırdır; lâkin şerirlerin ümidinin neticesi gazaptır.

24         Adam var ki tevzi eder, \e daha ziyade olur; ve adam var ki lâyığından ziyade esirger, ve zarurete düşer.

25         Hayırhah kimse bereketlenir; ve suvaran suvarılır.

26         Buğday mühtekirine halk beddua eder; lâkin onu satanın başına hayırdua olur.

27         Hayir talebeden mazharılutf olur; fakat kötülük ariyan ona uğrar.

28         Servetine itimat eden yıkılır; lâkin salihler yeşil yaprak gibi tazelenir.

29         Hanesini rahatsız eden, rüzgâra varis olur; ve sefih adam kalbi anlayışlı olana bende olur.

30         Salihin semeresi hayat, ağacıdır; ve canlar kazanan ehlihikmettir.

31         İşte zeminde salihe ceza verilir; fasık ve günahkâr nerede kalır?

ON İKİNCİ BAP

1            Terbiyeyi seven ilmi sever; ve tevbihten ikrah eden ahmaktır.

2            İyi adam Rabb’in rızasına nail olur; amma hi- lekâr adam aleyhine Allah hükmeder.

3            Adam şer ile kaim olmaz; lâkin salıhlerın aslı sarsılmaz.

4            Faziletli karı zevcine taçtır; fakat hacil eden onun kemiklerinde çürüklük gibidir.

5            Salihlerin efkârı haktır; lâkin şerirlerin tedbirleri hiledir

6            Şerirlerin sözleri kah için pusudur; fakat müstakimlerin ağzı "'kendilerini kurtarır.

7            Şerirler yıkılıp mahvolurlar; amma salihlerin hanesi kaim durur.

8            Dirayetine göre adam metholunur; ve kalbi eğri olan tahkir olunur.

9            Hakir olup da  bir hizmetkârı olan adam, ifti- harlı ve ekmeğe muhtaç olandan iyidir.

10         Salih adam hayvanını kayırır, amma şerirlerin gönlü merhametsizdir.

11         Toprağını işliyen ekmeğe doyar; lâkin boş a- damlara tabi olanın aklı noksandır.

12         Şerir kötülerin şikârına müştaktır; fakat salihlerin aslı mahsuldardır.

13         Fasık kendi dudaklarının kötülüğü ile tuzağa düşer; lâkin salih muzayıkadan kurtulur. .

14         İnsan kendi ağzının semeresi olarak hayre doyar; ve adamın elinin İvazı kendine iade olunur.

15         Sefihin yolu kendi nazarında doğrudur; lâkin nasihat dinliyen kimse akildir.

16         Sefihin öfkesi gününde bilinir , amma hakareti setreden akildir.

17         Hakikati söyliyen adalet, ve yalancı şahit hüç, izhar eder.

18         Adam vardır ki sözleri kılıç gibi yara açar;  amma hikmet sahiplerinin lisanı şifadır.

19         Sadık dudak daima sabittir; lâkin yalancı dil bir lahze içindir.

20         Kemlik düşünenlerin kalbinde hile var; fakat selâmet için nasihat verenlerin meserreti olur.

21         Salihe asla belâ isabet etmez; amma şerirler kederle doludurlar.

22         Yalancı dudaklar Rabb’in indinde mekruhtur; lâkin sıtk ile amel edenlerden razıdır.

23         Akil adam bildiğini setreder; amma ahmakların kalbi hamakat ilân eder.

24         Çalışkanların eli hükümet eder; fakat tembel haraçgüzar olur.

25         Adamın kalbinde olan gam onu çöktürür; amma iyi söz onu mesrur kılar.

26         Salih adam komşusunu irşat eyler; lâkin şerirlerin tariki kendilerini izlâl eder.

27         Tembel adam şikârini pişirmez; fakat çalışkanın malı kıymetli olur.

28         Salâh tarikinde hayat var;   ve. onun mesleği yolunda ölüm yoktur.

ON ÜÇÜNCÜ BAP

1            Akıllı oğul pederinin terbiyesini kabul eder; lâkin müstehzi tazir dinlemez.

2            Adam kendi ağzının semeresinden hayır yer; amma gaddarların canı zulüm yer.

3            Ağzını zapteden canını hıfzeder; fakat dudaklarını geniş açan helâk olur.

4            Tembelin canı arzu eder ise de, bir şey bulmaz; lâkin çalışkanın canı semizlenir.

5            Salih yalan sözden ikrah eder; amma şeririn atvarı hacalet ve rezalet getirir.

6            Tariki kâmil olanları salâh vikaye eder; fakat şer günahkârı helâk eyler.

7            Bir şeyi yok iken kendini maldar gösteren var; ve çok malı var iken kendini fakir gösteren dahi vardır.

8            Adamın canının fidyesi kendi servetidir; lâkin fakir, tazir işitmez. ^

9            Salihlerin nuru ferahtır; amma şerirlerin çerağı söner.

10         Tekebbürden ancak niza çıkar; fakat nasihati kabul edenlerde hikmet bulunur.

11         Bataletle gelen servet zail'olur; lâkin elile toplıyan çoğaltır.

12         Teahhür eden ümit-yüreği hasta eder; amma- itmam olunan arzu hayat ağacıdır.

13         Kelamı tahkir eden helâk olur; fakat emirden havfeden mükâfat bulur.

14         Ehli hikmetin talimi hayat çeşmesidir; adam onunla ölümün kementlerinden geri durur.

15         Mükemmel fetanet lütuf İhsan eder; amma gaddarların yolu sarptır.

16         Her akıllı adam ilimle işler; lâkin ahmak hamakat neşreder.

17         Kötü muhbir belâya düşer; amma sadık elçi şifadır.

18         Terbiyeyi reddeden sefalet ve hakaret çeker, lâkin taziri dinliyen şeref bulur.

19         Arzunun itmam olunması cana hoş gelir; ye kötülükten içtinap etmek ahmaklara mekruhtur.

20         Hikmek sahipleri ile gezen hikmet sahibi olur; lâkin sefihlere refik olan kötü olur.

21         Günahkârları belâ takip eder; amma salihlere hayır ivaz verilir.

22         İyi adam evlâdının evlâdına miras bırakır; lâkin günahkârın malı salih için saklanılır.

23         Fakirlerin ziraat ettikleri toprakta yeyecek çoktur; amma adam var ki haksızlıktan helâk olur.

24         Deyneği esirğiyen oğluna buğzeder: lâkin onu seven vaktile tedip eyler.

25         Salih doyuncıya kadar yer; fakat' şerirlerin kamı ihtiyaç çeker.

ON DÖRDÜNCÜ BAP

1            Akıllı karılar hanelerini bina ederler; lâkin sefih karı onu elile yıkar.

2            İstikametile sülük eden Rabb’tan korkar; amma yolu eğri olan onu tahkir eder.

3            Sefihin ağzında kibir değneği var; fakat hikmet sahiplerinin dudakları kendilerini hıfzeder.

4            Sığır bulunmadığı yerde ahır temiz kalır; mahsulün kesreti ise öküzün kuvvetile olur.

5            Doğru şahit yalan söylemez; lâkin yalancı şahidin ağzından yalanlar dökülür.

6            Müstehzi hikmet talep eder ise de, bulunmaz; amma anlayışlıya ilim kolaydır.

7            Ahmak adamın yanından git, mademki dudaklarında ilim bulmadın.

8            Akilin hikmeti kendi yolunu anlamaktır; ve ahmakların hamakatı hiledir.

9            Sefihler günahı istihza ederler; amma müstakimler arasında hüsnürıza var.

10         Kalp kendi derdini bilir; ve bir garip onun meserretine karışmaz.

11         Şerirlerin hanesi harabolur; lâkin müstakimlerin çadırı çiçeklenir.

12         Yol var ki adama doğru görünür; fakat onun nihayeti ölüm_ yollarıdır. 

13         Gülmekte bile kalp mahzun olur; ve ferahın akibeti gamdır.

14         Fasit kalp kendi yollarından, iyi adam ise kendi yanında bulunandan doyar.

15         Sadedil her söze inanır, lâkin- akıllı kendi a- dımlarına dikkat eder.

16         Ehli hikmet haffedip, kötülükten içtinap eder; amma ahmak tekebbür edip kendine güvenir.

17         Çabuk gazaplanan hamakat eder; ve hilekâr adama buğz olunur.

18         Sadedil olanlar hamakate varis olur; lâkin akiller ilimle taçlanır.

19         Kötüler eyilerin önünde, ve şerirler salihlerin kapuları yanında yere kapanırlar.

20         Fakirden kendi komşusu bile ikrah eder; lâkin zenginin dostları çok olur.

21         Komşusunu tahkir eden günah işler; ve biçareye merhamet eden mübarektir.

22         Hakikaten kemlik düşünenler dalâlete düşerler; amma eyilik tefekkür edenlere lutuf ve hakikat olur.

23         Her emekte menfaat var; lâkin beyhude sözler mucibizarurettir.

24         Hikmet sahiplerinin tacı onların servetidir; fakat ahmakların takaddümü -hamakattır.

25         Doğru şahit canlar kurtarır; amma hilekârin ağzından yalanlar dökülür.

26         Rabb korkusunda kavi itimat var; ve oğullarına melce olur.

27         Rabb korkusu hayat menbaıdır; adam onunla ö- lüm kementlerinden geri durur.

28         Kavının kesreti padişahın izzetidir; ve ehalinin eksilmesi hükümdarın »zevaline sebep olur.

29         Geç gazaplananın fehmi çoktur; amma çabuk gazaplanan hamakat eder.

30         Halîm kalp cesedin hayatıdır; fakat haset kemiklerin çürüklüğüdür.

31         Fakire zulmeden Halikını tahkir eder; amma yoksula merhamet eden Onu tazim eder.

32         Şerir kendi fışkı sebebile tardolunur; lâkin salibin vefatında itimadı vardır.

33         Anlayışlı adamın kalbinde hikmet kararlaşır: fakat ahmakların derununde olan malûm olur.

34         Salâh bir milleti yükseltir; amma günah kavma ardır.

35         Padişah dirayetli kuldan razı olur; lâkin hacil edene gazap eder.

ON BEŞİNCİ BAP

1            Mülayim cevap hiddeti teskin eder; lâkin _sert_ söz gazabı tahrik eyler.

2            Hikmet sahiplerinin lisanı ilmi hoş gösterir; lâkin ahmakların ağzı sefâhat akıtır.

3            Rabb’in gözleri her yerde kötüleri ve eyileri gözetmektedir. ,

4            Lisanın selameti hayat ağacıdır; lâkin lisanın fesadı ruhun kırılmasıdır.

5            Sefih kendi pederinin terbiyesini tahkir eder; amma taziri dinliyen akıllı olur.

6            Salihin hanesinde çok hazine var; lâkin şeri-~ rin iradında İstırap var.

7            Hikmet sahiplerinin dudakları ilim neşrederler; fakat ahmakların kalbi öyle değildir.

8            Şerirlerin kurbanı Rabb’in indinde mekruhtur; lâkin müstakimlerin duası ona makbuldür.

9            Şeririn yolundan Rabb ikrah eder; amma salâha tabi olanı sever.

10         Tariki terkedene şiddetli tedip var; tazirden ikrah eden ölecektir.

11         Haviye ve helak Rabb’in huzurundadır.; benia- demin kalpleri nerede kalır?

12         Müstehzi kendi müderrisini sevmez; ve hikmet sahiplerinin yanına gitmez.

13         Mesrur kalp yüze beşaşet verir: amma kalbin hüznünden ruh kırılır.-

14         Anlayışlı kalp ilim talep eder; lâkin ahmakların ağzı sefahetle beslenir.

15         Dertlinin hep günleri fenadır; fakat kalbi ferah olan daima ziyafettedir.

16         Rabb korkusu ile az şey, İstırap ile olan çok hâzineden evlâdır.

17         Muhabbet olan yerde sebze taamı, husumetle yenilen beşli sığırdan iyidir.

18         Hiddetli adam niza çıkarır; amma geç gazap- lanan kavgayı teskin eder.

19         Tembelin yolu diken çiti gibidir; lâkin müsta- kimlerin tariki caddedir.

20         Akıllı oğul pederini mesrur eder; lâkin ahmak adam validesine baisihakarettır.

21         Aklı noksan adama sefahat keyiftir; amma anlayışlı adam mesleğini doğrultur.

22         Meşveret olmadıkça , tedbirler bozulur; amma müsteşarların kesretile sabit ulur.

23         Adamın meserreti ağzının cevabından olur; ve vaktile olan söz ne gü/eldir.

24         Fetanetliye hayat tariki yukarıya doğrudur, Ja _ ki aşağdaki haviyeden içtinap ede.

25         Rabb mütekebbirlerin hanesini harap eyler ; amma dul karının hududunu sabit kılar.

26         Şeririn efkâri Rabb’in indinde mekruhtur; lâkin pak olanların sözlerk hoş-sözlerdir.

27         Tamaa müptela olan kendi hanesini mustarip kılar; amma rüşvetten ikrah eden yaşıyacaktır.

28         Salihin kalbi vereceği cevabı tefekkür eder, lâkin şerirlerin ağzı kötülük akıtır.

29         Rabb şerirlerden uzaktır; fakat salihlerin duasını dinler.

30         Gözlerin nuru kalbi ferahlandırır; iyi haber kemiklere semizlik verir.

31         Hayat tevbihini dinliyen kulak hikmet sahipleri * arasında sakin olur.

32         Terbiyeyi reddeden kendi canını tahkir eder, ve tevbihi dinliyen akıl kazanır.

33         Rabb korkusu hikmetin terbiyesidir; ve tevazu izzetten mukaddemdir.

ON ALTINCI BAP

1            Kalbin tedbirleri insana aittir; lâkin lisanın cevabı Rabb’tendir.

2            Adamın hep yolları kendi nazarında paktır; fakat ruhları vezneden Rabb’tır.

3            İşlerini Rabb’e havale eyle, ve efkârın sabit olur. ~

4            Rabb her şeyi kendi neticesi için, şeriri dahi belâ günü için yaptı.

5            Kalbi mağrur olanların cümlesi Rabb’in indinde mekruhtur; el ele verseler cesâsız kalmıyacaklar.

6            İnayet ve hakikatle günah setrolunur; ve Rabb korkusile kötülükten içtinap olunur.

7            Rabb bir adamın yollarından razı ise, düşmanlarını onun ile barıştırır.

8            Adaletle olan az şey, haksızlıkla olan çok irattan evlâdır.

9            Adamın kalbi kendi yolunu tertip eder; lâkin onun adımlarını Rabb doğrultur.

10         Padişahın dudaklarında ilham var; onun ağzı hükümde hilâf etmez.

11         Doğru kantar ve terazi Rabb’indir; torbanın hep tartı taşları onun işidir.

12         Fî’li şer padişahlar indinde mekruhtur; zira taht adaletle sabit olur.

13         Salih dudaklar padişahlara hoştur; ve doğru söyliyeni severler.             

14         Padişahın ğazabı ölüm muhbirleridir; lâkin akil adam onu teskin eder.

15         Padişahın yüzü nurunda hayat var; ve onun rızası son yağmur bulutu gibidir.

16         Hikmet tahsil etmek altından ne kadar iyidir: ve lehim tahsil etmek gümüşten cidaldir.

17         Müstakimlerin caddessi kötülükten içtinap etmektir; kendi yoluna dikkat eden canını hıfzeder.

18         Harabiyetten mukaddem kibir; ve helâktan mukaddem mağrur ruh olur.

19         Mutavaziler ile alçak gönüllü olmak, mütekebbirler ile yağma taksim etmekten iyidir. 

20         İşte akıllı olan hayır bulur; ve Rabb’e tevekkül eden mübarektir.

21         Kalbi hikmetli olana fetanetli denilir; ve tatlı dudaklar malûmat artırır.

22         Feraset kendi sahibine hayat menbaıdır; lâkin sefihlerin terbiyesi sefahettir.

23         Ehli hikmetin kalbi ağzını mahir kılar, ve dudaklarında malûmatı artırır.

24         Lâtif sözler damla balı gibidir; cana tatlı ve kemiklere şifadır.

25         Yol var ki adama doğru görünür; fakat onun nihayeti ölüm yollarıdır.

26         Emek çeken kimse kendisi için emek çeker; zira ağzı onu teşvik eder.

27         Ehlifesat kötülük araştırır; ve dudaklarında göya yakar ateş var.

28         Eğri adam niza çıkarır; ve gammaz has dostları ayırır.

29         Gaddar kimse refikini izlal eder; ve onu iyi olmayan yolda gezdirir.

30         Hile düşünmek için gözlerini kapar, ve dudaklarım ısırarak kötülüğü ikmal eder.

31         Saç aklığı salâh tarikinde bulunduğunda, izzet tacıdır.

32         Geç ğazaplanan cebbardan, ve kendi ruhunu zapt eden şehir fethedenden efdaldır.

33         Kur'a kucağa atılır, ve onun her bir hükmü Rabb’tendir.

ON YEDİNCİ BAP

1            Asayişle kuru bir lokma, niza ile bir hane dolusu kurbandan iyidir.

2            Dirayetli bende, hacıl eden oğla hükmeder, ve kardeşler arasında miras hissesi alır.

3            Gümüş için pota, ve altın için ocak var; lâkin kalpleri tecrübe eden Rabb’tir.

4            Fısk işliyen kötü dudakları dinler; yalancı, bet lisana, kulak verir.

5            Fakiri istihza eden onun Halikını tahkir eder, belâya sevinen cezasız kalmıyacaktır.

6            Oğulların oğulları ihtiyarların tacıdır; ve oğulların izzeti pederleridir.

7            Husnükelam sefihe, ve daha ziyade yalancı dudak asilzadeye yakışmaz.

8            Hediye  onu kabul edenin indinde zikıymet taştır; her nereye dönse müyesser olur.—

9            Kabahati setreden muhabbet arar; lâkin maddeyi tekrarlıyan has  dostları ayırır.

10         Anlayışlı olana tazir, ahmağa yüz kerre vurmaktan ziyade tesir eder.

11         Kötü adam ancak isyan arar; ve ona şefkatsiz memur gönderilir.

12         Yavrularından mahrum edilmiş ayı adama tesadüf etsin; ve lâkin sefaheti vakfında sefihe tesadüf etmesin.

13         Hayre bedel kemlik edenin hanesinden belâ eksik olmaz.

14         Nizam iptidası suyun salıverilmesine benzer; imdi münazaa kesbi şiddet etmezden geri çekil.

15         Fasıkı tebriye eden ve salihi mücrim tutan, ikisi de Rabb’in indinde mekruhtur.

16         Ahmağın idraki olmadığı halde, hikmet tahsili için onun elinde olan nakdin ne faidesi var?

17         Dost daima sever; ve kardeş muzayıka vakti için doğmuştur.

18         Akh noksan olan adam el verir, ve dostu için kefil olur.

19         Kavga seven kabahat sever; ve kapısını yükselten harabını arar.

20         Kalbi eğri olan hayır bulmaz; ve hilebaz dilli adam belâya düşer.

21         Ahmağı tevlit eden kasavet çeker; ve sefihin pederi mesrur olmaz.

22         Ferahlı kalp ilâç gibi faidelidir; ezilmiş ruh kemikleri kurutur.

23         Şerir adam adalet tariklerini ifsat için aharinin koynundan rüşvet alır.

24         Anlayışlı adamın önünde hikmet var; fakat ahmağın gözleri zeminin müntehasındadır.

25         Ahmak oğul pederine kasavet, ve onu doğurana merarettir.

26         Salihten cereme almak, ve istikametleri sebebinden eşrafı darbetmek iyi değildir.

27         Sözlerini esirgiyen alimdir; ruhu halim olan anlayışlıdır.

28         Ahmak bile süküt etse ehli hikmet, ve dudaklarını kapayan anlayışlı itibar olunur.

ON SEKİZİNCİ BAP

1            Keyfini aramak için ayrılan adam her tedbire muhalefet eder.

2            Ahmak irfandan hoşlanmaz; ancak kalbinde olanı beyan etmek ister.

3            Şerir geldiğinde hakaret ve rusvayi ve rezalet dahi gelir.

4            Adamın ağzının sözleri derin sulardır; hikmetin çeşmesi coşgun ırmaktır.

5            Muhakemede salihi haksız çıkarmak için, şeririn hatırını saymak iyi değildir.

6            Ahmağın dudakları nizaa girişir, ve ağzı dayaklar davet eder.

7            Ahmağın ağzı helakine sebebtir, ve dudakları canına tuzaktır.

8            Gammazın sözleri lokumlar gibidir, ve karnın içerisine inerler.

9            İşinde tekâsül eden, müsrif adamın kardeşidir.

10         Rabb’in ismi metin kuledir; salih ona koşar A melce bulur.

11         Zenginin serveti onun metin şehridir, ve kem tesavvurunda yüksek kale gibidir.

12         Harabiyetten evel adamın kalbi tekebbür ede ve tevazu izzetten mukaddem olur.

13         İşitmezden evel cevap vermek adama hamakat ve ardır.

14         Adamın ruhu kendi marazına tehammül eder; 1 kat ezilmiş ruhu kim kaldırabilir?

15         Anlayışlı kalp ilim tahsil eder, ve hikmet sahi| lerinin kulağı ilim talep eyler.

16         Adamın hediyesi kendine yol açar, ve onu bı yüklerin huzuruna götürür.

17         Davasını evel başlıyan haklı görünür; lâkin  hasmı gelir ve onu teftiş eder.

18         Kur'a nizaları teskin eder, ve kuvvetliler arasın da olan davayı fasleder.

19         İncinmiş kardeşin gönlünü yapmak kuvveti şehir almaktan güçtür; ve münazaaları kale ıkazları gibidir

20         Adam karnını ağzının meyvasından doyurur; ve dudaklarının mahsulundan doyar.

21         Ölüm ve hayat dilin kudretindedir; ve onu sevenler onun meyvasını yerler.

22         Zevce bulan hayır bulur, ve Rabb’in lutfuna nail olur.

23         Fakir rica ile söyler; lâkin zengin sert cevâp verir.

24         *Dostları olan adam dostane davranmalı; ve kardeşten ziyade kavi dost vardır.

ON DOKUZUNCU BAP

1            Kemalinde sülük eden fakir, hilekâr dudaklı ahmaktan iyidir.

2            Hem dahi bir kimsenin ilimden bibehre olması iyi değildir; ve ayaklarile acele eden kayar.

3            Adamın sefaheti onun yolunu bozar; ve kalbi Rabb aleyhinde gücenir.

4            Servet dostlar çoğaltır; lâkin fakir kimse dostundan ayrılır.

5            Yalancı şahit cezasız kalmaz: ve yalan sözler söyliyen kurtulmaz.

6            Cömertin rızasını talep eden çok olur; ve herkes hediye verene dost olur.

7            Fakirin cümle kardeşleri ona buğzederler; na kadar ziyade onun dostları ondan uzaklaşırlar; beyhude sözler arkasına koşar.

8            İrfan tahsil eden canını sever; ve fehmi hıfzeden hayır bulur,

9            Yalancı şahit cezasız kalmaz; ve yalan sözler söyliyen helak olur.

10         Ahmağa ihtişam yakışmaz; ve ne kadar ziyade reisler üzerine tesallût etmek kula layık olmaz

11         Adamın dirayeti gazabını tehir eder; ve kaba- hattan sarfınazar etmek onun fahridir.

12         Padişahın gazabı genç arslanın gümürdemesine benzer; lâkin onun rızası ot üzerine inen çiy gibidir.

13         Ahmak oğul pederine belâdır; ve karının nizaları kesilmez damla gibidir.

14         Hane ve mal ecdattan kalma mirastır; lâkin dirayetli zevce Rabb’tendir.

15         Tembellik derin uyku getirir; ve ihmal edici aç kalır.

16         Emri hıfzeden, canını hıfzeder; yollarına dikkat etmeyen ölecektir.

17         Fakire merhamet eden Rabb’e ödünç verir; O dahi ona mükâfatını verecektir.

18         Ümit var iken oğlunu tedip eyle; ve sen kendin

onun ölümüne sebep olma.

19         Hiddeti çok olan adam cerime verir; zira onu halâs eder isen de, be tekrar etmelisin.

20         Nasihati dinle, ve tedibi kabul eyle, ta ki akıbetinde ehli hikmet olasın.

21         Adamın kalbinde çok tedbir var; lâkin sabit kalan Rabb’in muradıdır.

22         Adamın şanı onun şefkatidir; ve fakir yalancıdan iyidir.

23         Rabb korkusu baisihayattır; ve ona malik olan tok yatar, ve belâya uğramaz.

24         Tembel adam elini sahana batırır, onu ağzına bile döndürmez.

25         Müstehziyi darbettiğinde, cahil kimse akil olur; ve anlayışlıyı tazir eylediğinde, ilmi anlar, j

26         Pederini harap ve validesini tardeden, hacalct ve hakaret getiren oğuldur.

27         Ey oğlum, ilmin sözlerinden saptıracak nasihati dinlemekten sakın.

28         Kötü şahit hakkı istihza eder; ve şerirlerin ağzı kötülüğü yutar.

29         Müstehziler için mücazat, ve ahmakların arkası için dayak hazırlanmıştır.

YİRMİNCİ BAP

1            Şarap istihza edici ve müskir kavgacıdır, ve ona müptela olan akil değildir.

2            Padişahın heybeti genç arslan gümürdemesine benzer; ve onu gazaba getiren kendi nefsine hata etmiş olur.

3            Nizadan içtinap etmek adama şereftir; ve her sefih kavgacı olur.

4            Tembel, Kıştır, diye çift sürmez; ve hasat vaktinde dilenir ve bir şey bulmaz.

5            Adamın kalbinde olan efkâr derin sulardır; lâkin ehliirlan onu çıkarır.

6            Adamların ekseri kendi eyilikierini ilân ederler; amma sadık adamı kim bulabilir?

7            Kemalde sülük eden salihdir; ve kendinden sonra evlâdı mübarek olur.

8            Hüküm kürsüsünde oturan padişah gözlerde her kötülüğü dağıtır.

9            Kalbimi pakledim, günahımdan tahir oldum, kim diyebilir?

10         İki türlü tartı taşı, iki türlü ölçek, ikisi de Rabb’in indinde mekruhtur.

11         Bir çocuğun fîli bile, pak ve doğru olup olmadığı işlerinden malûm olur.

12         İşiten kulağı ve gören gözü, ikisini de Rabb halk etmiştir.

13         Uykuyu sevme, ki fakir olmayasın; gözlerini aç ki ekmekten doyasın. 

14         Müşteri, fenadır, fenadır, der; ve gittikten sonra iftihar eder.

15          Altın ve çok cevahir bulunur: lâkin âlim dudaklar kıymetli ziynettir.

16         Ecnebiye kefil olanın esvabını al; ve garibe için kefil olandan rehin al.

17          Hile ile olan ekmek adama lezetlidir; lâkin sonunda ağzı kumla dolar.

18          Maksatlar meşveretle sabit olur; ve tedbirlerle muharebe eyle.

19          Gammazlıkta gezen, sırrı faşeder; imdi dudakları ile yaltaklanan ile ihtilât etme.

20          Pederine ve validesine şetmedenin çerağı koyu karanlıkta sönecektir.

21         iptidada acele ile alınan mirasın nihayeti bereketli olmaz.

22          Kemliğe mukabele edeyim, deme; Rabb’e muntazır ol, ve o seni kurtaracaktır.

23          İki türlü tartı taşı Rabb’in indinde mekruhtur; ve hileli mizan iyi değildir.

24         İnsanın adımları Rabtendir; imdi bir adam kendi yolunu nasıl anlıyabilir?

25         Düşünmeksizin vakfetmek , ve nezirden sonra teftiş eylemek adama tuzaktîr.

26          Hikmet sahibi olan padişah şerirleri dağıtır, ve ürerlerine çarhı döndürür, 

27         İnsanın canı Rabb’in çerağıdır, derunun hep gizli yellerini araştırır.

28         İnayet ve hakikat padişahı hıfzeder; ve tahtı inayetle sabit olur.

29         Gençlerin şanı onların kuvvetidir; ve ihtiyarların şerefi saç aklığıdır.

30         Yaralıyan dayaklar, ve derunun içine kadar tesir eden darplar şeriri tasfiye eder.

YİRMİ BİRİNCİ BAP

1            Padişahın kalbi Rabb’in elinde su cedvelleri gibidir; her hangi tarafa isterse onu çevirir.

2            Adamın her yolu kendi nazarında doğru görünür; fakat kalpleri vezneden Rabb’tir.

3            Adalet ve hakkaniyet icrası, Rabb’in indinde zebihadan ziyade makbuldür.

4            Gözlerin tekebbürü ve kalbin gururu, şerirlerin nuru günahtır.

5            Çalışkanın efkârı ancak feyz, fakat her acele eden kimse ancak zaruret getirir.

6            Yalancı dil ile hazineler cemetmek, ölüm arı- yanların takip ettikleri butlandır.

7            Şerirlerin zulmu kendilerini harap eder; zira hakkaniyet icrasından imtina ederler.

8            Mürtekip adamın yolu dolaşıktır, ve pak adamın işi doğrudur,

9            Dairi köşesinde oturmak, nizacı karı ile büyük hanede sakin olmaktan iyidir.

10         Şeririn canı kötülüğe müştaktır; komşusu onun tarafından merhamet bulmaz.

11         Müstehzinin cerimeye uğramasile cahil akıllanır; ve akil adam nasihatle ilim tahsil eder.

12         Şerirler kötülükleri sebebinden helâk olduklarında, adil şeririn hanesine dikkat eder. —

13         Fakirin feryadından kulağını kapıyan, kendisi dahi feryat edecek, ve müstecap olmayacaktır.

14         Gizlide verilen atiye gazabı, ve koyuna konulan hediye şiddetli hışmı teskin eder.

15         İcrayı hak salihe ferah, fakat fısk işliyenlere meşakkattir.

16         Akıl tarikinden sapan adam ölülerin cemaatına girecektir.

17         Sefa seven muhtaç olur; şarap ve yağ seven zengin olmaz.

18         Salih için şerir, ve müstakimler bedeline gaddar fidye olur.

19         Berriyede sakin olmak nizacı ve hırslı karı ile oturmaktan iyidir.

20         Ehli hikmetin hanesinde mergup hazine ve yağ var; amma ahmak “adam olanını yutar.

21         Salâh ve merhamete sayeden, hayat ve salâh ve izzet bulur.

22         Ehli hikmet kuvvetlilerin şehri üzerine çıkar, ve itimat ettikleri muhkem yeri yıkar.

23         Ağzını ve dilini hıfzeden, canını muzayekalardan hıfzeder.

24         Gurur ve hiddetle hareket edene mağrur ve mü- tekebbir müstehzi denilir.

25         Tembelin arzusu onu öldürür; zira elleri çalışmaktan imtina ederler.

26         O her gün ziyadesile arzu çeker; fakat salih verir ve esirgemez.

27         Şerirlerin zebihası mekruhtur; bahusus kötü niyetle takdim ettiklerinde.

28         Yalancı şahit helâk olur; lâkin dinliyen adam daima söyler.

29         Şerir adam yüzünü sertleştirir; amma mübtakim olan yollarını sabit kılar.

30         Rabb aleyhinde ne hikmet, ve ne fetanet ve nede meşveret olur.

31         Harp günü için at hazırlanır; fakat halâs Rab- be mahsustur.

YİRMİ İKİNCİ BAP

1            İyi nam çok maldan merguptur,-ve Jûtuf- ve kerem gümüş ve altından evlâdır.

2            Zengin ve fakir biri birine rastgelir; ikisinin haliki Rabb’tir.

3            Akil adam belâyı görür ve gizlenir, cahiller ise ileri geçip zarar görürler.

4            Tevazu ve Rabb korkusunun neticesi servet ve izzet ve hayattır.

5            Eğri adamın yolunda diken ve kementler vardır; canını hıfzeden onlardan uzak durur.

6            Çocuğu yolunun iptidasında talim eyle, ve ihtiyar olduğu zaman bile ondan sapmayacaktır.

7            Zengin fukaraya tesallût eder, ve ödünç alan/ ödünç verenin kulu olur.

8            Kemlik eken fenalık biçer; ve hiddetinin asası mahvolacaktır.

9            İyi gözlü adam mübarek olacaktır; zira kendi ekmeğinden fakire verir.

10         Müstehziyi tardeyle, ve kavga defolur; hem dahi niza ve hakaret kesilir.

11         Safveti kalbi seven kimsenin dudaklarında lütuf olduğundan, padişah ona dost olur.

12         Rabb’in gözleri ilmi vikaye eder; lâkin gaddarın sözlerini bozar.

13         Tembel der ki, Dışarıda arslan var, sokaklarda katlolunacağım.

14         Fahişelerin ağzı da in çukurdur;-Rabb’in-gazap ettiği adam oraya düşer.

15         Çocuğun kalbinde sefahat bağlıdır; terbiye değneği onu ondan uzaklaştırır.

16 Emval çoğaltmak için f-akire zulmeden, ve zengine veren mutlaka zarurete duçar olacaktır.

17          Kulağını meylettirip, hikmet sahiplerinin sözlerini dinle, ve ilmime gönül ver.

18          Zira onları derununde saklar isen, hoştur; onlar dudakların üzerinde dahi sabit olacaktır.

19          İşte bu gün bu şeyleri sana, hemen sana bildirdim, ki itimadın Rabb’e ola.

20          Sana tedbir ve ilim hususunda defatle yazmadım mı ?

21          Ta ki sana doğru sözlerin hakikatini öğreteyim de, seni gönderenlere doğru sözlerle cevap veresin.

22          Fakiri fakir olduğu için soyma; ve biçareyi kapıda çiğneme.

23          Zira Rabb onların davalarını görecek, ve onları yağma edenleri yağma edecektir.

24          Gazapnak adama refakat etme; ve hiddetli adam ile gitme:

25          Olmaya ki onun yollarını öğrenesin, ve canını tuzağa düşüresin.

26          El verenlerden, borç için kefil olanlardan olma.

27         Edaye kudretin olmadığı halde, niçin altından döşeğini alsın ?

28          Ecdadının koydukları kadim hudut nişanını yerinden kaldırma.

29          Kendi işinde gayretli adam görür müsün ? Padişahlar huzurunda duracak, na malûm adamlar önünde durmıyacaktır.

YİRMİ ÜÇÜNCÜ BAP

1            Hükümdar ile sofrada oturduğunda, önünde olana iyi dikkat eyle.

2            Ve eğer iştiha sahibi isen, boğazına bıçak ko.

3            Onun nefis taamlarını arzu etme; zira hile ekmeğidir .

4            Zengin olmaya çalışma; bu meramından vaz geç.

5            Gözlerini o laşey hükmünde olana diker misin? çünkü mutlaka kendine kanatlar yapar, ve kartal gibi havaya uçar.

6            Kötü gözlü adamın ekmeğini yeme, ve önün nefis taamlarını arzu etme:

7            Zira kendisi kendi nefsinde düşündüğü gibidir ; sana, Ye, iç, der; fakat kalbi senin ile değildir.

8            Yediğin lokmayı istifra edeceksin, ve lâtif sözlerini zayeyleyeceksin.  

9            Ahmağın kulağına -bir şey -«öyleme ;-zira -söylerinin hikmetini tahkir eder.

10         Kadim hudut nişanını yerinden kaldırma; ve yetimlerin tarlalarına girme.

11         Zira Velileri kuvvetlidir; ve senin ile davalarını o görecektir.

12         Kalbini terbiyeye, ve kulaklarını ilim sözlerine meylettir.

13         Çocuğu tedip etmekten imtina etme; zira onu değnekle döğer isen ölmez.

14         Sen onu değnekle döğersin, lâkin canını havi- yeden kurtarırsın.

15         Ey oğlum, eğer kalbin hikmetli ise, benim kalbim dahi mesrur olur.

16         Ve dudakların doğru şeyler söylediğinde, böbreklerim şadıman olur.

17         Kalbin günahkârları kıskanmasın; ancak her gün Rabb korkusunda ol:

18         Zira hakikaten ahret var; ümidin dahi boşa çıkmıyacaktır.

19         Ey oğlum, dinle ve akıllı ol, ve kalbini hak tarika doğrult.

20         Meyhorlara ve cesetlerini telef edenlere refik olma:

21         Zira bekri ve müsrif fakir olur; ve uyku yırtık elbise giydirir.

22         Seni tevlit eyliyen pederini- dinle, ve valideni ihtiyar olduğunda tahkir etme.

23         Hakikati satın al ve satma; kezalik hikmeti ve edebi ve irfanı.

24          Salihin pederi ziyadesile sevinecek; ve ehli- hikmeti tevlit eden onunla mesrur olacaktır.

25          Pederin ve validen mesrur olsun, ve seni doğuran sevinsin.

26          Ey oğlum, kalbini bana ver; ve gözlerin yollanma dikkat etsin.

27          Zira fahişe bir derin çukurdur; ve garibe bir dar kuyudur.

28          Harami misilli pusuda oturur, ve halk arasında hainleri artırır.

29          Vay! kime? Ah I kime? nizalar, kime? Şekva, kime? sebepsiz yaralar kime ve kızarmış gözler, kime aittir?

30          Şarap yanında eylenenlere, memzuç şarabı ara- mıya gidenlere aittir.

31          Şarabın kırmızı olmasına, kadehte rengini göstermesine ve güzel aktığına bakma:/

32          Nihayetinde yılan gibi sokar, ve engerek gibi ısırır.

33          Gözlerin garibelere bakacak, Ve kalbin eğri şeyler söyliyecektir.

34          Ve denizin ortasında yatan gibi, ve gemi direğinde uyuyan gibi olacaksın^- J U j_

35          Beni döğdüler, ağrı hissetmedim; beni darbettiler, bilmedim; ne zaman uyanacağım ki onu bir daha arayayım?

YİRMİ DÖRDÜNCÜ BAP

1            Ehlişer olanları kıskanma; ve onlar ile beraber bulunmağa arzu çekme.

2            Zira kalpleri zulum teffekür eder, ve dudakları gadırdan bahseyler.

3            Hane hikmetle yapılır; ve irfanla sabit olur.

4            Mahzenler ilim vasıtasile, her nevi kıymetli ve nefis emval ile dolar.

5            Ehlihikmet kuvvetli olur; ve ehliilim kuvvetini mühkem kılar.

6            Zira muharebeni tedbirle edeceksin ; ve müsteşarlar kesretinde halâs var.

7            Hikmet ahmak için çok yüksektir; kapıdı ağzını açmaz.

8            Kötülük düşünen kimseye ehlifesat denilir.

9            Sefahet tefekkür etmek günahtır; ve ras indinde müstehzi mekruhtur.

10         Muzayeka gününde fütur getirir isen, kıvvetin azdır.

11         Ölüme götürülenleri kurtar, ve katlolunnak üzre bulunanları halâs etmekten geri durma.

12         İşte biz bunu bilmedik, der isen; kalplri vezneden mutlaka anlar, ve senin canını hıfzeden bilir, ve adama ameline göre mükâfat eder.

13         Ey oğlum, bal ye, zira iyidir; ve damla balı ye, zira damağına tatlıdır.

14         Kezalik eğer bulabilir isen, hikmeti bilmek dahi canına böyledir, ve ahret var; ümidin dahi boşa çıkmayacaktır.

15         Ey şerir, salihin meskeni aleyhine pusu kurma; ve onun aramgâhını harap etme.

16         Zira salih yedi kerre düşer ise de yine kalkar; fakat şerirler belâ vaktinde yıkılırlar.

17         Düşmanının düştüğüne sevinme, yıkıldığında kalbin mesrur olmasın;

18         Olmaya ki Rabb göre, ve nazarında fena görüne, ve gazabını ondan döndüre.

19         Kötüler için incinme; şerirleri kıskanma:

20         Zira kötü adamın akibeti hayır olmaz; şerirlerin çerağı söner.

21         Ey oğlum, Rabb’ten ve padişahtan haffeyle; ve ihtilâlcılar ile ihtilât etine.

22         Zira onların helaki ansızın gelir; ve ikisine gelecek belâyı kim bilir?

23         Bu şeyler dahi hikmet sahiplerine mahsustur. Hükümde hatıra riayet etmek iyi değildir.

24         Şerire, Salihsin, deyene halk beddua eder, ve ümmetler ona lânet okur;

25         Lâkin tazir edenler lûtfa mazhar olurlar; ve onlar üzerine hayr ve bereket olur.

26         Doğru cevap veren kimse, dudakları öper gibidir.

27         Dışarıdaki işini nizamına ko, ve onu tarlanda tertip eyle; ondan sonra haneni bina eyle.

28         Komşunun aleyhine sebepsiz şehadet etme; ve dudaklarınla aldatma.

29         Bana ettiği gibi, ben de ona öyle edeceyim;   adama işine göre eda eyliyeceğiıni, deme.

30         Tembelin tarlasının, ve aklı noksan adamın bağının yanından geçtim;

31         Ve işte hepsinde diken bitmiş, ve yüzünü ısırganlar örtmüş, ve taş duvarı yıkılmış idi.

32         Ve nazar edip fikrimde sakladım; baktım ve ibret aldım.

33         Azacık uyku, azacık uyuklama, yatmak için azacık eli el üstüne kpmaklık, der iken

34         Senin fakirliğin sai gibi, ve zaruretin silahlı adam gibi gelecektir.

YİRMİ BEŞİNCİ BAB

1            Bunlar dahi emsal Süleymandan olup, onları Yehuda padişahı Hazkiyanın . adamları tahrir ettiler.

2            Bir şeyi setretmek Allahın şanıdır; fakat bir maddeyi tefahhüs etmek padişahların şanıdır.

3            Semavatın yüksekliği ve zeminin derinliği ve padişahların kalbi tefahhüs olunmaz .

4            Gümüşten cürufu izale eyle, ve kuyumcu için kap çıkar.

5            Padişahın huzurundan şeriri defeyle, ve onun tahtı salâh ile sebat bulur.

6            Padişahın huzurunda tefahur etme, ve büyüklerin makamında durma.

7            Zira sana, Yukarı buyur, demeleri, gözlerinin gördüğü beyin huzurunda seni aşağı indirmelerinden iyidir.

8            Davaya acele ile çıkma; olmaya ki komşun seni tayip etmesile, nihayetinde ne yapacağını bil- miyesin.

9            Komşun ile davanı sür, ve sırrı başka yerde söyleme;

10         Olmaya ki işiden seni tayip ede, ve rezaletin senden deffolunmaya

11         Münasebetle söylenen söz, gümüşten tezyinat arasında altın elmalar gibidir.

12         İşiden kulak için ehlihikmetin taziri altın küpe, ve has altından ziynet gibidir.

13         Sadık elçi onu gönderenlere, hasat vaktinde kar serinliği gibidir, ve efendisinin canını müferrah kılar.

14         Yalan hediye ile iftihar eden adam, yağmursuz bulut, ve rüzgâr gibidir.

15         Tehammül ile hükümdar ikna edilir, ve tatlı dil kemikleri kırar.

16         Bal bulduğun zaman sana kifayet edecek kadar ye, olmaya ki onunla doyduğunda onu istifra edesin.

17         Ayağın komşunun hanesine seyrek bassın, ol- mıya ki senden osanıp ikrah etsin.

18         Komşusu aleyhinde yalan şehadet eden adam, topuz ve kılıç ve sivri ok gibidir.

19         Muzayeka gününde hain adama inanmak, kırık diş ve burkulmuş ayak gibidir.

20         Mahzun kalbe nağmeler terennüm eden, soğuk günde esvabını çıkaran adama, yahut güherçile üzerine dökülmüş sirkeye benzer.

21         Eğer düşmanın aç ise ona taam ver, ve eğer susamış ise ona su ver:

22         Zira bunu etmekle onun başına ateş korları yığmış olursun, ve Rabb sana mükâfat edecektir-

23         Poyraz rüzgârı yağmuru, ve gazapnak çehre gıybet söyliyen lisanı defeder,

24         Dam köşesinde oturmak, nizacı karı ile büyük hanede sakin olmaktan iyidir.

25         Uzak yerden gelen hayırlı haber susamış adama soğuk su gibidir;

26         Şeririn önünde düşen salih, bulanmış pınar ve bozulmuş çeşme gibidir.

27         Çok bal yemek iyi değildir; ve adamın kendi izzetini araması izzet değildir.

28         Kendi ruhunu zaptetmiyen adam yıkılmış ve sursuz şehir gibidir.

YİRMİ ALTINCI BAP

1            Yaz vaktinde kar, ve hasat vaktinde yağmur nasıl ise, böyle de ahmağa izzet yakışmaz.

2            Serçenin dolaştığı ve kırlangıçın uçtuğu gibi, böylece sebepsiz beddua isabet etmez.

3            Ata kamçı, ve merkebe gem, ve ahmağın arkasına değnek lâzımdır.

4            Ahmağa kendi hamakatine göre cevap verme, olmaya ki ona müşabih olasın.

5            Ahmağa kendi hamakatına göre cevap ver, ol- mıya ki kendi nazarında akil ola.

6            Ahmağın elile haber gönderen, kendi ayaklarını kırar, ve zarar çeker.

7            Ahmağın ağzında mesel, topalın ayakları gibi aksar.

8            Ahmağa izzet veren , taş yığıntısına bir kise cevahir koyana benzer.

9            Ahmağın ağzında mesel, sarhoşun elinde olan diken gibidir. 

10         Her şeyi halkeden azimdir; ahmağa mücazat- ve tecavüz edenlere mücazat verir.

11         Köpek kendi kayettiği şeye döndüğü gibi, ah, mak kendi hamakatım tekrar eder.

12         Kendi nazarında akil olan adam gördün mü? ondan ziyade ahmaktan ümit var.

13         Tembel adam, Yolda aslan, meydanlarda aslan var, der.

14         Kapı kendi rezesi üzerinde, ve tembel kendi yatağı üzerinde döner.

15         Tembel kendi elini sahana batırır, ve onu ağzına döndürmeğe üşenir.

16         Tembel kendi nazarında akilane cevap veren yedi adamdan ziyade ehlihikmettir.

17         Yoldan geçer iken kendisine raci olmayan münazaa için hiddetlenen adam, köpeği kulaklarından tutan gibi dir.

18         Komşusuna hile edip de. Lâtife eyledim, diyen adam,

19          Kıvılcımlar ve oklar ve ölüm saçan mecnun adama benzer.

20          Odun olmayınca ateş söner; ve gammaz olmayınca kavga biter.

21 Korlar için kömür, ve ateş için odun nasıl ise, niza tutuşturmak için kavgacı kimse öyledir.

22          Gammazın sözleri lokumlar gibidir, ve karnın içerisine inerler.

23          Hararetli muhabbet gösteren dudaklar ile kötü kalp, gümüş hıltıyla sıvanmış toprak kap gibidir-

24          Buğzeden adam dudaklarile mudara eder; fakat derununda hile saklar.

25          Onun güzel söyleyişine inanmıyasın; zira kalbinde yedi mekruh şey var.

26          Husumetini hile ile setredenin kötülüğü cemaatta izhar olunacaktır.

27          Çukur kazan içine düşecek; ve taş onu yuvarlıyanın üzerine dönecektir.

28          Yalancı dil kendi darbettiği kimselere buğzeder, ve müdahaneli ağız baisihelâktır.

YİRMİ YEDİNCİ BAP

1            Yarınki günle iftihar etme; zira gün ne doğuracağını bilmezsin.

2            Kendi ağzın değil,-ancak başkası, kendi dudakların değil, ancak aheri seni metheylesin.

3            Taş ağır ve kum ağır; lâkin sefihin gazabı ikisinden de ağırdır.

4            Gazap merhametsiz, ve hiddet sel gibidir; fakat hasedin önünde kim durabilir?- - --

5            Aşikâre tazir gizli muhabbetten iyidir.

6            Ahbabın açtiği yaralar emindir; lâkin düşmanın öpüşleri boldur.

7            Tok adam balı tahkir eder; fakat aç olana her acı şey tatlıdır.

8            Yerinden avare olan adam, yuvasından avare olan kuş gibidir.

9            Yağ ve buhur kalbi müferrah kılar; kezalik dos-1 j tun can ve gönülden olan tatlılığı.

10         Dostunu ve pederinin dostunu terketme: ve  muzayıkan gününde biraderinin hanesine gitme; yakın komşu ırak biraderden iyidir.

11         Ey oğlum, ehlihikmet ol; ve kalbimi müferrah kıl; ta ki beni ayıplıyana cevap vereyim.

12         Akil adam belâyı görür ve gizlenir; cahiller ise ileri geçip zarar çekerler.

13         Ecnebiye kefil olanın esvabını al; ve‘garibe için kefil olandan rehin al.

14         Sabahleyin erken kalkıp komşusu içim yüksek | sesle hayır dua edenin duası beddua yerine geçer.

15         Yağmurlu günde damın aleddevam damlaması, ve nizacı karı biri birine benze?'

16         Onu gizliyen rüzgârı gizler; ve sağ elinde olan yağ kendini beyan eder^^

17         Demir demirle bileni*;-ve- adam -dostun un-yüzünü biler.

18         İncir ağacını timar eden, onun meyvaşini yer; ve efendisini bekliyen izzet bulun

19         Su, yüzü yüze, hakeza kalp, adamı adama gösterir.

20         Haviye ve helâk doymaz; insanın gözleri dahi doymaz."

21         Pota gümüşü ve ocak altını, adamı dahi kendini metheden ağız imtihan eder.

22         Sefihi buğday ile beraber dibekte tokmakla dögsen bile, sefaheti ondan gitmez.

23         Koyunlarının halini eyice bil; sürülerine dikkat ' eyle:

24         Zira servet daimi değildir; ve taç devir bede- vir kalmaz.

25         Ot biter, çimen görünür, ve dağların nebatı toplanılır.

26         Kuzular senin libasın içindir; ye erkeçler tarlanın kıymetidir;

27         Taamın için ve hanenin taamı için ve cariyle-j rinin nafakası için kifayet miktarı keçi sütün olacaktır.

YİRMİ SEKİZİNCİ BAP

1            Kovalıyan yok iken şerİL kaçar; amma salihler  genç arslan gibi cesurdur.

2            Diyarın isyanı sebebile reisleri çok olur; lâkin anlayışlı ve alim adamın idaresinde hüsnü hali devamlı olur.

3            Fakir olup da yoksullara zülmeden adam, mahsul bırakmıyan şiddetli yağmur gibidir.

4            Şeriati terkedenler şerirleri methederler; lâkin şeriati hıfzedenler onlara mukavemet ederler.

5            Kütü adamlar hakkı anlamazlar; amma Rabb’i talep edenler her şeyi anlarlar.

6            Kemalile sülük eden fakir, zengin olupta yolları eğri olan adamdan iyidir.

7            Şeriati hıfzeden, anlayışlı oğuldur; lâkin müsriflere refik olan, pederini utandırır.

8            Malını faiz ve murabaha ile çoğaltan adam, onu yoksullara merhamet eden için cemetmiş olur.

9            Şeriati dinlemekten kulağını çevirenin, duası bile mekruhtur.

10         Müstakimleri kötü yola saptıran, kendi çukuruna düşecek; amma kâmiller hayra varis .olacaklar.

11         Zengin adam kendi nazarında akildir; lâkin anlayışlı olan fakir onu tefahhüs edeı.

12         Salihler mesrur oldukta, büyük iftihar olur; amma şerirler rifat buldukta, adam bulunmaz olur.

13         Kabahatini setreden, berhurdar olmaz; amma ikrar ve terkeden, merhamet bulur.

14         Daima haffeden adam mübarektir, amma kalbini katılaştıran, belâya düşer.

15         Fakir kavm üzerine tesallüt eden şerir, gümür- diyen arslan ve doyamaz ayı gibidir.

16         Anlayışı noksan olan hükümdarın zülmü çok olur; amma tamadan ikrah eden, ömrünü artırır-

17         Bir kimsenin kanile mücrim olan adam çukura kadar kaçar; kimse ona tesahüp etmesin.

18         Kemal üzre sülük eden, halâs bulur, fakat iki yollu eğri adam birinde düşer.

19         Toprağını işleyen, ekmeğe doyar; lâkin boş a- damların arkasından koşan, fakirliğe doyar.

20         Sadik adamın bereketleri çok olur; amma zengin olmağa acele eden, suçsuz olmaz.

21         Hatır gözetmek iyi değildir; zira bir lokma ekmek için adam günah işler.

22         Kötü gözlü adam zengin olmağa acele eder, ve kendi üzerine fakirlik geleceğini bilmez.

23         Bir adamı tazir eden, lisanla müdahene edenden ziyade nihayette lütuf bulur.

24         Peder ve ya validesini soyup da, Günah değildir, diyen, helâk edicinin refikidir.

25         Kalbi mutekebbir olan adam, hiza çıkarır; lâkin Rabb’e tevekkül eden temizlenecektir.

26         Kendi kalbine tevekkül eden, ahmaktır; fakat hikmet üzre sülük eden, halâs bulur.

27         Fakire veren, muhtaç olmaz; amma yüz çevirene çok lanet olur.

28 Şerirler rifat buldukta, adamlar gizlenirler; ve helâk olduklarında, salihler çoğalır.

YİRMİ DOKUZUNCU BAP

1            Çok defa tazir olunup da boynunu sertleştiren adam ansızın kırılacak, ve şifa bulmıyacaktır.

2            Salihler kesbikuvvet ettikte, kavm ferahlanır, lâkin şerir tesallut ettikte kavm ah çeker.

3            Hikmeti seven kimse pederini müferrah kılar;- amma fahişeler ile ülfet eden, mal telef eder...

4            Padişah adaletle diyarı sabit kılar; lâkin rüşvet alan onu harap eder.

5            Komşusuna müdahene eden adam onun ayak' lan için tuzak kurar.

6            Kötü adamın günahında tuzak var: amma Salih şad umesrur olur.

7            Salih adam fukaranın davasını bilir; fakat şerir bilmeği vazife edinmez.

8            Müstehzi adamlar şehri ihtilâle verirler; amma hikmet sahipleri gazabı teskin ederler.

9            Ehlihiknıet, sefih ile dava ettiğinde, darılsa ' da, gülse de, rahatı olmaz .

10         Kanlı adamlar kâmile buğz ederler; lâkin müstakimler onun canını kayırırlar.

11         Ahmak bütün fikrini meydana çıkarır; amma ehlihikmet, vaktiahar için saklar.

12         Yalan sözü dinliyen hükümdarın cümle hademesi şerir olur.

13         Fakir ve zalim adam biribirine rast gelir; iki- I sinin de gözüne nur veren, Rabb’tir.

14         Fukaraya hak üzre hükmeden padişahın tahtı ilelebet sabit olur.

15         Değnek ve tazir mucibi hikmettir; ve kendi haline bırakılân çocok validesini utandırır.

16         Şerirlerin çoğalmasile günah çoğalır; fakat sa- lihler onların düşmesini görecektir.

17         Oğlunu terbiye eyle , ve sana rahat, ve canına sefa verecektir.

18         İlham olmayınca kavm fasit olur; lâkin şeriatı hıfzeyliyen, mübarektir

19          Anlıyıp da cevap vernıiyen kul sözlerle terbiye olunmaz.

20          Kendi sözlerinde acele eden bir adam gördün mü? ondan ziyade ahmaktan ümit vardır.

21          Her kim kulunu sebavetten beri nazikâne, beslerse, nihayet kendinin oğlu olur.

22          Gazaplı adam niza çıkarır hiddet|i aadamın çok kabahati olur. "

23          Adamın kibri onu alçaklatır; lâkin mütevaz adam izzete nail olur.

24          Hirsıza refik olan kendi canına bugzeder; yemini işitir de haber vermez.

25          İnsan korkusu tuzağa düşürür; amma Rabb’e tevekkül eden himaye olunur.

26          Hükümdarın yüzünü talep edenler çok olur; lâkin adamın hükmü Rabb’tendir

27          Zalim adam salihler indinde mekruhtur; ve istikamet üzre sülük eden kimse şeririn indinde mekruhtur.

OTUZUNCU BAP

1            Acur ibni Yakanın sözleri, yani o adamın İtiele, İtiel ile Ukala söylediği vahiydir.

2            Hakikaten ben her adamdan ziyade akılsızım, ve, bende insan anlayışı yoktur; i

3            Ve ben hikmet öğrenmedim, ve Kuddusun ilmini bilmem. .

4            Semavata kim çıktı verendi? Rüzgâri avuçlarına kim topladı? Suları esvaba kim sardı? Zeminin cümle müntehalarını kim kaim etti? Onun ismi ne, ve oğlunun ismi ne olduğu malûmun mudur ?

5            Allahın her kelamı safidir;-o kendisine  tevvekekül edenlere kalkandı?.

6            Onun şözlerine ilâve etme, olmaya ki seni tazir ede, ve yalancı çıkasım

7            Senden iki şey talep ederim; ben ölmezden evvel onları benden diriğ etme.

8            Butlanı ve yalanı benden uzaklaştır; bana ne fakirlik ve ne zenginlik ver; nasibim olan ekmekle beni besle.

9            Olmaya ki doyayım da seni inkâr edip, Rabb kimdir ? diyeyim; ve olmaya ki fakirlenip de sirkat edeyim, ve Allahımın ismini beyhude vere ağzıma alayım.              

10         Bir kul hakkında efendisine şikâyet etme, olmı- ya ki sana beddua eyliye, ve kabahatli bulunasın .

11         Pederine beddua eden, ve validesine hayırdua etmiyen nesil vardır.

12         Kendi nazarında pak, fakat murdarlığından yıkanmamış nesil vardur

13         Gözleri ziyadesile mütekebbir, ve kirpikleri   ilksek nesil vardır.

14         Biçareleri zeminden, ve fukarayı rias arasından yemek için, dişleri kılıç ve azıdişleri bıçak gibi olan nesil vardır.

15         Sülüğün iki kızı var; Ver, ver” derler. Bu üç şey doymaz, dört nesne, Kifayet eder, demez:

16         Haviye ve akir rahim ve suya doymaz toprak ve, Kifayet eder, demez ateş.

17         Pederini istihza eden, ve validesine itaat etmeği hor gören gözü dere kargaları oyacak, ve kartal yavruları yiyecektir.

18         Bu üç şey bana acayib görünür; bilmediğim dört şey bile vardır:

19         Havada kartalın yolu, kaya üzerinde yılanın yolu, deniz ortasında geminin yolu, ve kız ile olan adamın yolu.

20         Zaniyenin yolu dahi böyle dir; yer, ve ağzını siler, ve, Kötülük etmedim, der.

21         Üç şeyden dolayı zemin titrer, dört şeye bile tahammül edemez:

22         Kul padişah oldukta, sefih ekmeğe doydukta,

23         Mekruhe tezviç olundukta, ve cariye hanımına varis oldukta, zemin titrer.

24         Zeminde dört küçük şey var, lâkin onlar ziyadesiyle akildirler:

25         Karıncalar kuvvetli bir taife değil dir, lâkin onlar yiyeceklerini yazın tedarik ederler.

26         Ada tavşanları kuvvetsiz taifedir, fakat evlerim kayada yaparlar.

27         Çekirgelerin padişahı yoktur, amma cümlesi bölük bölük çıkarlar.

28         *Kertenkele / Örümcek, Beli küçük tazı. Eller ile duvara yapışır, ve padişahların sarayında bulunur.

29          İyi yürür üç şey var, ve dört nesnenin gidişi güzeldir:

30          Arslan, ki hayvanlar arasında cebbar olup, hiç birinin yüzünden geri çekilmez.

31         Beli kolanlı at ve teke, ve  kavmi kendisi ile beraber olan padişah.

32         Eğer tekebbür etmekle sefahat işledin ise, yahut kemlik tefekkür ettin ise, elini ağzına ko.

33          Zira sütü sıkmakla **peynir çıkar, burunu sıkmakla kan çıkar; gazabı sıkmakla kavga çıkar. [Karşı durulmaz padişah. **Yahut: Yağ.]

OTUZ BİRİNCİ BAP

1            Padişah Lemuelin sözleri, yani validesinin ona talim ettiği vahiydir. ı

2            Ey oğlum, ne? ey rahmimin oğlu, ne? ey nezirlerimin oğlu, ne söyleyeyim?

3            Kuvvetini nisvana, ve yollarını padişahlara, mucibihelâk olanlara verme.

4            Ey Lemuel, padişahlara yakışmaz, şarap içmek padişahlara yakışmaz^ ve müskirat padişahlara ' yakışmaz.

5            Olmaya ki içip de şeriatı anutalar, ve biçarelerden birinin hakkını tağyir edeler.

6            Müskiratı helâk olmak üzre olana, ve şarabı can acısında bulunanlara veriniz:

7            Ta ki onlar içip kendi fakirliklerini unutalar, ve meşakkatlarını artık der hatır etmiyeler.

8            Ağzını dilsiz için, cümle bikes olanların davası için aç.

9            Ağzını açıp, doğru hükmet, ve fakir ile biçarenin davasını gör.

10         Faziletli karı kim bulabilir? Onun kıymeti cevahirden çok ziyadedir.

11         Zevcinin kalbi ona itimat eder, ve ganimeti eksik olmaz.

12         Merkume ona bütün müddeti ömründe kemlik etmiyip eyilik edecektir.

13         Yapağı ve keten arar, ve dilediğini ellerile işler-

14         O tüccar gemilerine benzer: ekmeğini uzak yerden getirir.

15         Ve daha gece iken kalkar, ve hanesi halkına taam, ve hizmetçi kızlarına hisse verir.

16         Bir tarla hakkında düşünür ve onu satın alır; ellerinin emeğile bir "bağ diker.”

17         Belini kuvvetle kuşatır, ve bazularını kuvvetlendirir.

18         Ticaretinin iyi olduğunu anlar; çeragı geceliyin sönmez.

19         Ellerini iğe uzatır, ve avucu ile örekeyi tutar.

20         Elini fakire açar; ve ellerini muhtaç olanlara uzatır.

21         Hanesi halkı için kardan korkmaz ; çünkü bütün hanesi halkının iki kat elbisesi var.

22         Kendine örtüler yapar; elbisesi tülbent ve ergovanîdir.  

23         Zevci diyarın ihtiyarları ile oturduğunda, kapı-' larda malûmdur.

24         Bez dokur ve satar, ve tüccara kuşaklar verir.

25         Elbisesi izzet ve şereftir, ve gelecek vakıtta mesrur olacaktır.

26         Ağzını hikmetle açar ve dilinde letafet kanunu vardır.

27         Hanesi halkının yollarına dikkat eden ve tembellik ekmeğini yemez

28         Oğulları kalkıp onun hakkında, Mübarektir, derler; zevci dahi onu metheder.

29         Çok kızlar faziletle hareket ettiler, fakat sen cümlesinden efdal oldun.

30         Hüsün yalandır, ve güzellik fanidir: amma Rabb’den korkan karı meth olunacaktır.

31         Ellerinin emeğinden ona veriniz; ve işleri onu kapılarda methetsinler.

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar