EMSALİ SÜLEYMAN… Hazret Süleymanın Hikmetli Sözleri
Kadim İbraniceden Tercüme
Olunmuştur
NEŞREDENLER
İngiliz ve Amerikan Kitab
Mukaddes Şirketleri
İSTANBUL
Selâmet Matbaası
1928
BİRİNCİ BAP
1 İsrail
padişahı Süleyman ibni Davudun emsalidir:”
2 Hikmet
ve terbiyeyi bilmek; ve fehim sözlerini anlamak için;
3 Mucibi
marifet olan terbiyeyi, yani adalet ve hak ve istikameti kesbetmek için;
4 Cahillere
irfan, ve gence ilim ve feraset vermek içindir.
5 Hikmet
sahibi dinleyip ilim artırsın, ve anlayışlı kimse tedbir tahsil eylesin:
6 Ta
ki meseli ve remzi, hikmet sahiplerinin kelamlarını ve derin sözlerini anlaya.
7 Rabb
korkusu ilmin iptidasıdır; amma sefihler hikmeti ve terbiyeyi tahkir ederler.
8 Ey
oğlum, pederinin terbiyesini dinle, ve validenin talimini reddetme:
9 Zira
onlar senin başına lütuf taçı, ve boynuna gerdanlıklar olacaktır.
10 Ey oğlum, günahkârlar seni izlal etmek isterlerse, razı
olma.
11 Eğer, Bizim ile gel, kan için pusuda oturalım, bigünah adam
için gizli yerde sebepsiz bekleyelim;
12 Haviye misilli onları diri diri, ve çukura inenler yutulur
gibi birden yutalım;
13 Her nevi zikıymet mal bulalım, hanelerimizi ganimetle
dolduralım;
14 Nasibini aramıza at, cümlemizin kesesi bir ol- sun, derler
ise:
15 Ey oğlum, onlar ile yola gitme; onların mesleğinden ayağını
çek;
16 Zira onların ayakları kötülüğe koşarlar, ve kan dökmeğe
acele ederler.
17 Hakikaten her kuşun gözleri önünde ağ beyhude yere kurulur;
18 Lâkin bunlar kendi kanları için pusuda otururlar ; kendi
canları için gizli yerde beklerler.
19 Her tamahkârın mesleği böyledir; tama kendi sahiplerinin
canını alır.
20 Hikmet hariçte nida eder; meydanlarda sadasını verir;
21 İzdihamlı yerlerin başında, ve kapıların methallerinde
çağırır; şehirde kendi sözlerini söyleyip - der ki:
22 Ey cahiller, ne vakta kadar cehaleti seveceksiniz? Ne vakta
kadar müstehziler istihzada meserret bulurlar, ve ahmaklar ilimden nefret
ederler ?
23 Tazirime rucu ediniz: işte ben ruhumu sizin üzerinize
dökeceğim; size sözlerimi bildireceğim.
24 Mademki ben çağırdım, ve siz imtina ettiniz; elimi uzattım
ve dikkat eden »yok idi;
25 Ancak cümle nasihatlerimi reddettiniz, ve tazirimi
istemediniz:
26 Ben dahi belâya uğradığınızda güleceğim; korkunuz geldiğinde
istihza edeceğim.
27 Korkunuz sağanak gibi geldiğinde, ve belânız kasırga gibi
yetiştiğinde; size sıklet ve muzayeka isabet ettiğinde,
28 O zaman bana feryat edecekler ve isticabet etmiyeceğim;
beni arıyacaklar, ve beni bulamıyacaklar.
29 Mademki ilimden nefret, ettiler, ve Rabb korkusunu ihtiyar
etmediler.
30 Nasihatlerimi istemiyıp, cümle tazirimi tahkir ettiler;
31 İmdi onlar kendi tariklerinin meyvasından y^ yecekler, ve
kendi meşveretlerinden doyacaklar.
32 Zira cahillerin dalaleti kendilerini öldürecek, ve^
ahmakların gafleti kendilerim -helâk edecektir/-
33 Amma beni dinliyen emniyet üzre sakin, ve belâ korkusundan
salim olacaktır.
İKİNCİ BAP
1 Ey
oğlum, eğer sözlerimi kabul, ve emirlerimi yanında hıfzeder isen,
2 Şöyle
ki kulağını hikmete çeviresin, ve kalbini fehme meyi ettiresin;
3 Ve
eğer idraki davet edip, fehme nida eder isen;
4 Eğer
onu gümüş gibi talep edip, gizli hazine gibi arar isen;
5 O
zaman Rabb korkusunu anlayacaksın, ve marn fetullahı bulacaksın.
6 Zira
hikmeti Rabb verir; ilim ve fehim onun ağzındadır:
7 O
müstakimler için halâs saklar; kemal He sülük edenlere kalkandır;
8 Ta
ki hakkın mesleklerini vikaye, muttakilerinin tarikini hıfzede.
9 O
zaman adalet ve hak ve istikameti, her iyi tariki anlayacaksın.
10 Kalbine hikmet girip, canına ilim lezzetli olduğunda;
11 Feraset seni hıfz, ve fehim seni vikaye edecektir;
12 Ta ki seni şerir yolundan, eğri sözlü adamdan halâs ede:
13 Onlar ki zulmet yollarında sülük etmek için istikamet
tariklerini terk ettiler;
14 Şer işlemekle sevinirler, ve şeririn eğriliği ile şad
olurlar;
15 Onların meslekleri eğridir, ve sebillerinde terstirler.
16 Ta ki seni fahişeden, ve müdahin sözlü garibeden halâs ede;
17 [O ki gençliğinin mahremini terketmiştir, ve Allahının
ahdini unutmuştur;
18 Çünkü onun evi ölüme, ve sebilleri ölülere götürür.
19 Mezbureye gidenlerin hiç biri geri gelmez, ve hayat
tariklerine vasıl olmaz.
20 Ta ki eyilerin yolunda sülük edip, salihlerin tarikini
hıfzedesin.
21 Zira müstakimler zeminde sakinı olacaklar, ve kâmiller onda
kalacaklar.
22 Lâkin şerirler zeminden katolunacaklar, ve zalimler ondan
söküleceklerdir.
ÜÇÜNCÜ BAP
1 Ey
oğlum, talimimi unutma, ve kalbin emirlerimi hıfz eylesin:
2 Zira
onlar sana çok günler ve senelerce ömür, ve selâmet zammedecektir.
3 Merhamet
ve hakikat seni terketmesinler: onları boynuna bağla; onları kalbinin levhası
üzerine yaz:
4 Böylece
Allahın ve insanların nazarında lütuf ve güzel itibar bulacaksın.
5 Bütün
kalbinle Rabb’e tevekkül et, ve kendi aklına itimat etme.
6 Tariklerinin
cümlesinde onu bil, o dahi senin yollarını doğrultacaktır.
7 Kendi
nazarında âlim olma; Rabten kork, ve şerden kaç.
8 Bu
senin sinirlerine şifa, ve kemiklerine sıhhat olacaktır.
9 Malından,
ve hep mahsulatının turfandalarından vererek Rabb’i temcit eyle:
10 Ve ambarların bereketle dolu olacak, ve maserelerinden yeni
şarap taşacaktır.
11 Ey oğlum, Rabb’in tedibini tahkir etme/ ve onun tazirinden
aciz kalma: .
12 Zira Rabb sevdiğini tedip eder, nitekim bir peder sevgili
oğlunu tedip eder.
13 Ne mübarektir o adam ki hikmet bulur, ve o kimse ki fehme
vasıl, olur.
14 Zira onun temettüü gümüş temettüühdeh, 've" mahsulü
halis altından evlâdır.
15 Cevahirden kıymetlidir, ve cümle arzu ettiğin şeyler ona
müsavi gelemez.
16 Onun sağ elinde çok günler, ve solunda servet ve izzet var.
17 Onun tarikleri nimet tarikleri, ve yollarının cümlesi
selâmettir.
18 Ona yapışanlara hayat ağacıdır: ve onu kavi tutanlar mübarek
olur.
19 Rabb zemini hikmetle tesis, ve semavatı lehimle sabit kıldı.
20 İlmile deryalar yarılır, ve bulutlar çiy damlatırlar.
21 Ey oğlum, bunlar gözlerinin önünden gitmesinler; hikmeti ve
feraseti hıfzeyle:
22 Ve senin canına hayat, ve boynuna ziynet olacaklar.
23 O zaman sen yolunda emniyet üzre yürüyeceksin, ve ayağın
sürçmiyecektir.
24 Yattığın zaman korkmıyacaksın; ve uyuduğunda uykun tatlı
olacaktır.
25 Ansızın gelen korkudan, ve şerirlerin harabı yetişdiği zaman
ondan havf etmiyeceksin:
26 Zira itimadın Rabb olacak, ve ayağını tutulmaktan vikaye
edecektir.
27 Eyilik etmek elinden gelir ise, muhtaç olandan diriğ etme.
28 Yanında var iken, komşuna, Git, yine gel, yarın veririm,
deme.
29 Komşun senin yanında emniyet üzere sakin o- lur iken onun
aleyhinde kemlik düşünme.
30 Bir adam sana kemlik etmemiş iken, sebepsiz onun ile niza
etme.
31 Zalim adamı kıskanma, ve onun tariklerini asla ihtiyar etme.
32 Zira fasit adam Rabb’in indinde mekruhtur; lâkin onun sırrı
müstakimlerdedir.
33 Rabb’in laneti şeririn hanesindedir; fakat salihlerin
meskenini mübarek kılar.
34 Hakikaten müstehzileri o istihza eder; lâkin mütevazileri
mazharı lutfeyler.
35 Hikmet sahipleri izzete varis olacaklar, ve ahmakların
rif'ati ancak hakaret olacaktır.
DÖRDÜNCÜ BAP
1 Ey
oğullar, peder tedibini dinleyiniz, fehmi bilmek için dikkat ediniz:
2 Zira
size iyi talim veririm; tenbihatımı terket- meyiniz.
3 Zira
ben pederime oğul, ve validemin nazarında nazik ve bir tane idim.
4 Ve
bana talim edip dedi ki, Kalbin sözlerimi tutsun; emirlerimi hıfzedip yaşa;
5 Hikmet
tahsil eyle; fehim tahsil eyle; unutma, ve ağzımın sözlerinden sapma;
6 Onu
terk etme, o dahi seni hıfzedecek; onu sev, ve seni vikaye eyleyecektir.
7 Başlıca
şey hikmettir; hikmet tahsil eyle, ve cümle tahsil ettiğin şeyler ile beraber
fehim tahsil eyle.
8 Onu
tazim eyle, o dahi seni terfi edecektir; onu kucakla, o dahi seni müşerref
kılacaktır.
9 O
senin başına lütuf ziyneti verecek; seni cemal tacıyle taçlandıracaktır.
10 Ey oğlum, dinle ve sözlerimi kabul eyle; ve ömrünün seneleri
çoğalacaktır.
11 Hikmet tarikinde seni talim eyledim; istikamet sebillerinde
seni gezdirdim.
12 Gezdiğinde yolun dar olmayacak, ve koştuğunda
sürçmiyeceksin.
13 Terbiyeyi kavi tut, onu koy verme, unu hıfzeyle, çünki
hayatın odur.
14 Şerirlerin gittiği yolda gitme, ve {asıkların tarikinde
yürüme.
15 Ondan sakın, yanından” geçme; ondan İçtinap eyle, ve
geçiver.
16 Zira onlar kemlik etmeyince uyumazlar; bir kimşeyi
düşürmezler ise, uykuları kaçar.
17 Zira şer ekmeyeni yerler, ve zulüm şarabını içerler.
18 Amma salihlerin tariki leman eden nur gibidir ki tam gün
oluncaya değin artıp ziya verir.
19 Şerirlerin yolu ise zulmet gibidir, neden sürçeceklerini
bilmezler.
20 Ey oğlum, sözlerimi dinle; kulaklarını kelamıma meylettir.
21 Gözlerin önünden gitmesinler; kalbinde onları hıfzeyle.
22 Zira onları bulanlara hayat, ve bütün cesetlerine
sıhhattirler.
23 Kemali dikkatle kalbini hıfzeyle, zira hayatın menbaı
ondandır.
24 Ağzın fesadını yanından gider, ve dudakların fışkını
kendinden Uzaklaştır,
25 Gözlerin doğru baksın, ve kirpiklerin kendi önüne doğru
olsun.
26 Ayağının tarikini doğrult, ve cümle yolların sabit olsunlar.
27 Sağa ya sola sapa ayağın şerden geri çek.
BEŞİNCİ BAP
1 Ey
oğlum, hikmetimi dinle; idrakime kulağını meylettir:
2 Ta
ki feraseti hıfzedesin, ve dudakların ilmi saklayalar.
3 Zira
fahişenin dudaklarından bal damlar, ve onun dimağı yağdan yumaşaktır.
4 Lâkin
onun akibeti pelin gibi acı, ve iki ağızlı kılıç gibi keskindir.
5 Onun
ayakları ölüme enerler; adımları haviyeye erişirler.
6 Hayat
tarikini asla düşünmeyesin diye, gidişi dolaşıktır, ve nereye gittiğini
bilemezsin.
7 Ve
şimdi, ey oğullar, beni dinleyiniz, ve ağzımın sözlerinden sapmayınız.
8 O
kandan yolunu uzak eyle, ve onun evinin kapısına yaklaşma;
9 Olmaya
ki itibarını aharlere, ve senelerini merhametsiz olana veresin;
10 Olmaya ki ecnebiler senin malından doyalar, ve emeğin
gariplerin evinde kala, ,
11 Ve senin akibetinde, cesedin ve tenin fena buldukta, figan
ederek,
12 Demeyesin ki, Tedipten nasıl ikrah ettim, ye kalbim taziri
tahkir eyledi.
13 Hocalarımın sözünü dinlemedim, ve kulağımı muallimlerime
meylettirmedim.
14 Cumhur ve cemaat içinde az kaldı her nevi belâya düçar
oluyor idim.
15 Kendi sarnıcının suyundan, ve kuyunda kaynayan sudan iç.
16 Çeşmelerin harice, akar sular gibi meydanlara dökülsün.
17 Onlar yalınız senin olsun, ve-senin ile beraber aharlerin
olmasın.
18 Çeşmen mübarek olsun, ve gençliğinde aldığın zevce ile
mesrur ol.
19 O senin sevgili geyiğin, ve lâtif ceylânın olsun; ve her
vakit onun memeleri seni kandırsın; her dem onun muhabbetiyle meftun ol.
20 Ey oğlum, niçin ahar karı ile meftun olasın, ve, garibeyi
kucaklayasın?
21 Zira adamın tarikleri Rabb’in gözleri önündedir^ ve onun her
bir gidişini vezneden '
22 Şeriri kendi fışkı tutacak, ve günahının iplerile
zaptolunacaktır.
23 Tedip olunmadığından ölecek, ve sefahetinin kesretinden yolu
şaşıracaktır.
ALTINCI BAP-
1 Ey
oğlum, eğer dostun için kefil oldun, garip adama elini verdin ise,
2 Ağzının
sözlerde tuzağa düştün, ağzının sözlerde tutuldun.
3 Ey
oğlum, şimdi bunu yap ve nefsini kurtar; çünki dostunun eline düştün, git,
dostuna tevazu, ve ona ibram eyle;
4 Gözlerine
uyku verme, ve kirpiklerini uyuklamağa bırakma;
5 Avcının
elinden ceylân, ve kuşbazın elinden kuş gibi kendini kurtar.
6 Ey
tembel, karıncaya git, onun yollarını gör da hikmet öğren.
7 Zjra
onun reisi ve zabiti ve hükümdarı yok iken,
8 Yeyeceğini
yazın tedarik eder, ve zahiresini ha- sat vaktinde devşirir.
9 Ey
tembel, ne vakte kadar yatarsın? Uykundan ne zaman uyanacaksın?
10 Azacık uyku, azacık
uyuklama, yatmak için aza- cık eli el üstüne komak, der iken,
11 Senin fakirliğin sai gibi, ve zaruretin silâhlı adam gibi
gelir.
12 Yaramaz kimse ve kötü adam ağız eğriliğile hareket eder;
13 Gözlerile ima eyler, ayaklarile söyler, parmak- larile
işaret eder;
14 Kalbinde eğrilik var, daima kemlik düşünüp husumet eker.
15 Bu sebepten belâsı ansızın gelecek; ansızın kırılacak, ve
çare bulunmıyacaktır.
16 Rabb bu altı şeyden ikrah eder, ve yedi şey o- nun
menfurudur:
17 Mütekebbir gözler, yalancı dil, ve bigünah kan döken eller,
18 Fasit efkâr icat eden kalb, kötülüğe çabuk ko-. şan ayaklar,
19 Yalan söyliyen yalancı şahit, ve biraderler arasına husumet
eken adam.
20 Ey oğlum, pederinin emrini hıfzeyle, ve validenin talimini
terketme.
21 Onları daima kalbine rapteyle; onları boynuna bağla.
22 Yürüdüğünde onlar sana kılağuz olsun, uyuduğunda seni
beklesin, ve uyandığında senin ile sohbet eylesin.
23 Zira emir çerag, ve talim nurdur: ve tedip tazirleri
tarikıhayattır;
24 Tâ ki seni kötü karıdan, miidahin sözlü garibenin dilinden
hıfzeyleye.
25 Kalbinde onun güzelliğine arzu etme, ve seni kendi
kirpiklerile cezbetmesin.
26 Zira zaniyenin sebebiyle adam bir dilim ekmeğe bile muhtaç
olur; zevci olan kötü karı kıymetli cam avlar.
27 Bir adam koynuna ateş alır da, elbisesi yanmaz mı?
28 Bir kimse korlar üzerinde gezer de, ayakları yanmaz mı?
29 Komşusunun zevcesine tekarrup eden böyledir; ona dokunan her
kim ise suçsuz olmaz. -
30 Hırsız aç olduğu halde, karnını doyurmak için hırsızlık
ettiğinde tahkir olunmaz:
31 Lâkin tutulduğunda yedi kat eda edecek; hanesinde her nesi
var ise verecektir.
32 Karı ile zina edenlerin aklı noksandır; bu şeyi irtikâp eden
kendi canını helâk eder.
33 Darb ve hakaret bulur, ve ân-mahv olmaz.
34 Zira kıskançlık zevcin hiddetidir; ve intikam gününde şefkat
etmez.
35 Hiç bir fidye kabul etmez; rüşveti çoğaltsan da razi olmaz.
YEDİNCİ BAP
1 Ey oğlum, sözlerimi hıfzeyle ve emirlerimi yanında sakla.
2 Emirlerimi
hıfzeyle ve yaşayacaksın, ve talimimi gözlerinin bebeği gibi gözet.
3 Onları
parmaklarına bağla; onları kalbinin levhası üzerine yaz.
4 Hikmete,
Hemşiremsin, de; ve fehmi Mahrem ismile yadet:
5 Ta
ki seni fahişeden, müdahin sözlü garibeden hıfzeyleye.
6 Zira
hanemin penceresinden, kafesimden baktım;
7 Cahiller
arasında gördüm, gençler arasında aklı noksan bir nevcivan teşhis ettim,
8 Ki
akşam olup karanlık bastıkta, geceleyin zulmette,
9 Sokakta
o karının evinin köşesinden geçiyor, ve onun evinin yolunu tutuyor idi.
10 Ve işte önüne fahişe kıyafetli ve kalbi hileli bir karı
çıktı.
11 O yaygaracı ve azgındır; ayakları kendi hanesinde durmaz;
12 Gâh dışarıda, gâh meydanlarda, ve her köşe başında pusuda
bekler.)
13 Onu tutup öptü, ve arsız bir yüzle ona dedi ki,
14 Selâmet kurbanlarım var; ben bu gün nezirlerimi ifa ettim.
15 Bu eclden seni istikbale, yüzünü aramağa çıktım, ve seni
buldum.
16 Yatağımı örtülerle, Mısırın nakışlı kumaşıyle donattım.
17 Yatağıma murrisafi, ve ödağacı ve tarçın serptim.
18 Gel, sabahadek aşkla mest olalım, ve muhabbetle telezzüz
edelim.
19 Zira zevcim hanede değildir; uzak yola gitti:
20 Akçe kesesini yanına aldı; bedir vaktinde evine gelecektir.
21 Çok fentlerile onu meylettirdi ; dudaklarının müdahenesile
onu celbetti.
22 Salhaneye giden öküz gibi, cezaya giden zincirli sefih gibi,
dosdoğru o karının ardınca düştü.
23 Kuş kendi canı için olduğunu hilmiyerek tuzağa sür’atle
gittiği gibi, o dahi ciğerine ok geçinceye kadar gitti.
24 Ve şimdi, ey oğullar, beni dinleyiniz, ağzımın sözlerine
kulak veriniz.
25 Kalbin onun yollarına sapmasın; onun izlerinde dolaşma.
26 Zira çok kimseleri mecruh düşürdü: ve onun öldürdüğü
kimselerin kâffesi kuvvet sahipleri idi.
27 Onun evi haviye yollarıdır; onlar ölümün halvetlerine
inerler.
SEKİZİNCİ BAP
1 İşte
hikmet nida eder, ve fehim ses kaldırır,
2 Yüksek
yerlerin başında, yol üzerinde, tarikler arasında durur;'
3 Kapıların
yanında, şehrin önünde, kapıların methalinde çağırıp der ki :
4 Ey
adamlar, size nida ederim, ve avazım beni- ademedir.
5 Ey
cahiller, irfan öğreniniz; ey ahmaklaş kalbiniz anlayışlı olsun.
6 Dinleyiniz,
zira yüksek umurdan bahsedeceğim*; ve ağzımın açılması doğru maddeler için olacaktır.
7 Zira
ağzım hakikat tekellüm edecek; lâkin haksızlık dudaklarıma mekruhtur/
8 Ağzımın
cümle sözleri hak iledir; onlarda eğrilik ve fesat yoktur.
9 Cümlesi
anlayışlı kimsenin indinde doğru, ve ilmi bulanın nezdinde haktır.
10 Gümüşten ise terbiyemi kabul ediniz, ve ilmi halis altından iyi
sayınız.
11 Zira hikmet cevahirden iyidir, ve cümle arzulanacak şeyler
ona müsavi değildir.
12 Ben, Hikmet, irfan ile sakin olurum, ve ilmin tetbirlerini
bulurum.”
13 Rabb korkusu şerden ikrah etmektir: ben gurur ve tekebbür ve
kötü yol ve hilekâr ağızdan ikrah ederim.
14 Meşveret ve dirayet benimdir; ben fehmim, ve -kuvvet
benimdir.
15 Benim vasıtamla padişahlar saltanat, ve emirler hak üzre
hükmederler.
16 Benim vasıtamla rüesa ve eşraf, zeminin hâkimlerinin cümlesi
hükümet ederler.
17 Ben beni sevenleri severim; ve beni erken arayanlar beni
bulurlar.
18 Benim yanımda servet ve izzet, nefis emval vez salâh vardır.
19 Benim semerem altından ve halis altından, ve mahsulüm halis
gümüşten iyidir.
20 Ben salâh tarikinde, hak
sebillerinin ortasında sülük ederim.
21 Ta ki beni sevenlere miras-
olmak üzre emval vereyim, ve onların hâzinelerini dolduracağım.
22 Rabb tarikinin iptidasında,
kadim fiillerinden ev- el bana malik idi.
23 Ben ezelden, zemin mevcut
olmazdan eve! mesh olundum.
24 Deryalar daha yok iken, çok su
punarları olmazdan evel ben doğmuş idim.
25 Dağlar yerleştirilrriezden
evel, bayırlardan akdem ben doğmuş idim.
26 Daha zemini ve sahrasını, ve
dünyanın ilk toprağını yapmazdan evel,
27 Semavatı hazırladığında, ve deryanın yüzü üzerine felek
kurduğunda, ben orada idim.
28 Yukardan bulutları kuvvetlendirdiğinde, lüccenin punarlarını
mühkem kıldığında,
29 Denize suları kendi emrini tecavüz etmemesi için kanun
koyduğunda, zeminin temelini bıraktığında,
30 Ben onun yanında mimar idim, her gün meserreti idim, daima,
onun huzurunda ferahlanır idim.
31 Ben dünyada, onun zemininde müferrah idim' ve meserretim
beniadem ile idi
32 Ve şimdi, ey oğullar, beni dinleyiniz, çünki ta- tariklerimi
hıfzedenler mübarektir. '
33 Terbiyeyi dinleyip ehlihikmet olunuz, Ve onu reddetmeyiniz.
34 Ne mübarektir o adam ki beni dinler, ve her gün kapılarımda
uyanık durur, ve kapı söylerimi gözetir.
35 Zira beni bulan hayat bulur, ve Rabb’in lûtfuna mazhar olur.
36 Lâkin bana günah eden kendi canına gadreder: bana bugz edenlerin_cümlesLölümü_şeverler,
DOKUZUNCU BAP
1 Hikmet kendi hanesini bina etti; yedi direkle rini yondu;
2 Hayvanlarını
boğazladı; şarabını meze eyledi; sofrasını dahi tertip etti.
3 Cariyelerini
gönderdi; şehrin yüksek yerlerinde nida eder:
4 Her
kim cahil ise, buraya gelsin; ve aklı noksan olana der ki,
5 Geliniz,
taamımdan yeyiniz, ve mezceyledigün şaraptan içiniz.
6 Cehaleti
terkediniz, ve yaşarsınız; ve fehim yolunda sülük ediniz.
7 Müstehziyi
tevbih eden rezalet bulur; ve şeriri tazir eden lekedar olur.
8 Müstehziyi
tazir etme, ki sana buğz etmeye ehlihikmeti tazir eyle, ve seni sevecektir.
9 Ehlihikmete
nasihat ver, ve daha ziyade ehli hikmet olur; salihi talimiyle ve ilmi artar.
10 Hikmetin iptidası Rabb korkusudur, ve Kuddusu bilmek
fehimdir.
11 Zira günlerin benim vasıtamla çoğalacak, ve ömrünün seneleri
artacaktır.
12 Hikmetin var ise hikmet kendine aittir; ve müstehzi isen
cezayı yalınız sen çekeceksin.
13 Sefih karı yaygaracıdır; cahiledir, ve bir şey bilmez.
14 Ve kendi evinin kapısında, şehrin yüksek mahallerinde
iskemle üzerinde oturur,
15 Ki yoldan geçenlere, doğru yollarına gidenlere,
16 Her kim cahil ise, buraya gelsin, diye çağıra: ve aklı
noksan olana der ki,
17 Sirkat olunmuş sular tatlıdır, gizlice yenilen ekmek
lezzetlidir.
18 Lâkin bilmez ki orada ölüler var, ve onun davet ettiği
kimseler haviyenin derin yerlerindedir.
ONUNCU BAP
1 Akıllı
oğul pederini mesrur eder; lâkin ahmak oğul validesine baisi hüzündür.
2 Şer
ile olan hazine faide etmez; lâkin salâh ölümden kurtarır.
3 Rabb
salihin canını aç bırakmaz ; lâkin şerirleri arzularından mahrum eder.
4 Tembel
el ile işleyen fakir olur; fakat çalışkanların eli zengin eder.
5 Yazın
devşiren akıllı oğuldur; hasat vaktinde uyuyan hacil eden oğuldur.
6 Salihin
başında berektler var: lâkin şerirlerin ağzını zulüm kaplar?
7 Salihin
zikri mübarektir; fakat şerirlerin ismi çürür.
8 Kalbi
hikmetli olan, emirleri kabul eder; lâkin • dudakları sefih olan yıkılır.
9 İstikametle
sülük eden emniyetle sülük eder; fakat tariklerini eğrilten malûm olacaktır.
10 Gözlerile ima eden eziyet verir; ve dudakları sefih olan
yıkılır.
11 Salihin ağzı hayat menbaıdır; lâkin şerirlerin ağzını zulüm
kaplar.
12 Buğz nizaı tahrik eder; amma muhabbet cümle hataları
setreder.
13 Anlayışlının dudaklarında hikmet bulunur; lâkin aklı noksan
olanın arkası için değnek lâzımdır.
14 Hikmet sahipleri ilim yığarlar; amma sefihin ağzi helâke
yakındır.
15 Zenginin serveti metin şehridir; yoksulların fakrı
kendilerin helâkidir.
16 Salihin işi hayat içindir ; şeririn iradı günah içindir.
17 Terbiyeyi hıfzeden hayat tarikındedir; lâkin te^ dibi
reddeden dalâlete düşer.
18 Buğzu gizliyen yalancı dudaklıdır; ve mezemmeti neşreden
sefihtir.
19 Söz çokluğunda hata eksik olmaz; amma dudaklarını
zapteyliyen akildir.
20 Salihin dili halis gümüştür; şerirlerin kalbinin kıymeti
azdır.
21 Salihin dudakları çok kimseleri perverde eder; lâkin
sefihler akıl noksanlığından ölürler.
22 Servet veren ancak Rabb’in bereketidir; ve ona meşakkat
katmaz.
23 Kötülük etmek ahmağa keyftir; fakat hikmet anlayışlı adam içindir.
24 Şeririn korktuğu şey başına gelir; lâkin salihlerin arzusu
ihsan olunur.
25 Şerir kasırga geçtiği gibi geçip gider; lâkin salihin esası
ebedîdir.
26 Sirke dişlere, ve tütün gözlere nasıl ise, tembel adam onu
gönderenlere öyledir.
27 Rabb korkusu günleri çoğaltır; lâkin şerirlerin seneleri
azalacaktır.
28 Salihlerin ümidi meserrettir; fakat şerirlerin intizarı zay olur.
29 Rabb’in tariki kâmile*" kuvvettir;. lâkin fısk işleyenlere
helâk olur.
30 Salih ebeden sarsılmıyacak; amma şerirler yerde sakin olmayacaklar.
31 Salihin ağzı hikmet husule getirir; lâkin hilekâr lisan
kesilecektir.
32 Salihin dudakları makbul olânı bilir; amma" şerirlerin
ağzı hiledir.
ON BİRİNCİ BAP
1 Hileli
terazi Rabb’in indinde mekruhtur; fakat doğru tartı onun indinde makbuldür.
2 Gurur
geldiğinde, rezalet de gelir; lâkin hikmet mütevazıler iledir.
3 Müstakimlerin
kemali kendilerini irşat eder, amma asilerin fesadı kendilerini helâk eder.
4 Gazap
gününde servet faide etmez; lâkin salâh ölümden halâs eder.
5 Kâmilin
salâhı yolunu doğrultur; fakat şerir kendi şerrile düşer.
6 Müstakimlerin
salâhı kendilerini halâs eder; lâkin asiler kendi kötülüklerde tutulurlar.
7 Şerir
adam vefat ettiğinde intizarı boşa çıkar, ve kötülerin ümidi mahvolur.
8 Salih
muzayıkadan kurtulur: ve onun yerine şerir gelir.
9 Münafık
kendi ağzile komşusunu helâk eder; lâkin salihler ilimle halâs bulurlar.
10 Salihlerin hoş halile şehir şenlik eder; şerirler helâk
olduğunda meserret sadası işidilir.
11 Müstakimlerin bereketile şehir rifat -bulur; amma şerirlerin
ağzile harap olur.
12 Aklı noksan kimse komşusunu tahkir eder; lâkin anlayışlı
adam sükût eyler.
13 Gammazlıkta gezen sırrı faşeder; fakat ruhu sadık olan işi
setreden
14 Tedbir olmadıkça kavm yıkılır; amma müsteşarların çokluğunda
halâs var.
15 Yabancıya kefil olan elbette belâya uğrar; amma kefaletten
ikrah eden emindir.
16 Letafetli karı şeref kesbeder; ve kuvvet sahipleri emval
kesbeder.
17 Merhametli adam kendi nefsine hayreder; lâkin merhametsiz,
kendi vücuduna zahmet verir.
18 Şerir adam beyhude işle mesğuldur; fakat salâh eken kimsenin
emin bir ücreti olur.
19 Salâh baisihayat olduğu misillü, kötülüğe tabi olan, kendi
ölümüne gider.
20 Kalbi fasit olanlardan Rabb ikrah eder; lâkin tariki kâmil
olanlardan razıdır.
21 Fasıklar el ele verseler bile cezasız kalamazlar; amma
salihlerin züniyeti necat bulur.
22 İdraksiz güzel karı, hınzır burnunda altın halka gibidir.
23 Salihlerin arzusu yalınız hayırdır; lâkin şerirlerin
ümidinin neticesi gazaptır.
24 Adam var ki tevzi eder, \e daha ziyade olur; ve adam var ki
lâyığından ziyade esirger, ve zarurete düşer.
25 Hayırhah kimse bereketlenir; ve suvaran suvarılır.
26 Buğday mühtekirine halk beddua eder; lâkin onu satanın
başına hayırdua olur.
27 Hayir talebeden mazharılutf olur; fakat kötülük ariyan ona
uğrar.
28 Servetine itimat eden yıkılır; lâkin salihler yeşil yaprak
gibi tazelenir.
29 Hanesini rahatsız eden, rüzgâra varis olur; ve sefih adam
kalbi anlayışlı olana bende olur.
30 Salihin semeresi hayat, ağacıdır; ve canlar kazanan
ehlihikmettir.
31 İşte zeminde salihe ceza verilir; fasık ve günahkâr nerede
kalır?
ON İKİNCİ BAP
1 Terbiyeyi
seven ilmi sever; ve tevbihten ikrah eden ahmaktır.
2 İyi
adam Rabb’in rızasına nail olur; amma hi- lekâr adam aleyhine Allah hükmeder.
3 Adam
şer ile kaim olmaz; lâkin salıhlerın aslı sarsılmaz.
4 Faziletli
karı zevcine taçtır; fakat hacil eden onun kemiklerinde çürüklük gibidir.
5 Salihlerin
efkârı haktır; lâkin şerirlerin tedbirleri hiledir
6 Şerirlerin
sözleri kah için pusudur; fakat müstakimlerin ağzı "'kendilerini kurtarır.
7 Şerirler
yıkılıp mahvolurlar; amma salihlerin hanesi kaim durur.
8 Dirayetine
göre adam metholunur; ve kalbi eğri olan tahkir olunur.
9 Hakir
olup da bir hizmetkârı olan adam, ifti-
harlı ve ekmeğe muhtaç olandan iyidir.
10 Salih adam hayvanını kayırır, amma şerirlerin gönlü
merhametsizdir.
11 Toprağını işliyen ekmeğe doyar; lâkin boş a- damlara tabi
olanın aklı noksandır.
12 Şerir kötülerin şikârına müştaktır; fakat salihlerin aslı
mahsuldardır.
13 Fasık kendi dudaklarının kötülüğü ile tuzağa düşer; lâkin
salih muzayıkadan kurtulur. .
14 İnsan kendi ağzının semeresi olarak hayre doyar; ve adamın
elinin İvazı kendine iade olunur.
15 Sefihin yolu kendi nazarında doğrudur; lâkin nasihat
dinliyen kimse akildir.
16 Sefihin öfkesi gününde bilinir , amma hakareti setreden
akildir.
17 Hakikati söyliyen adalet, ve yalancı şahit hüç, izhar eder.
18 Adam vardır ki sözleri kılıç gibi yara açar; amma hikmet sahiplerinin lisanı şifadır.
19 Sadık dudak daima sabittir; lâkin yalancı dil bir lahze
içindir.
20 Kemlik düşünenlerin kalbinde hile var; fakat selâmet için
nasihat verenlerin meserreti olur.
21 Salihe asla belâ isabet etmez; amma şerirler kederle
doludurlar.
22 Yalancı dudaklar Rabb’in indinde mekruhtur; lâkin sıtk ile
amel edenlerden razıdır.
23 Akil adam bildiğini setreder; amma ahmakların kalbi hamakat
ilân eder.
24 Çalışkanların eli hükümet eder; fakat tembel haraçgüzar
olur.
25 Adamın kalbinde olan gam onu çöktürür; amma iyi söz onu
mesrur kılar.
26 Salih adam komşusunu irşat eyler; lâkin şerirlerin tariki
kendilerini izlâl eder.
27 Tembel adam şikârini pişirmez; fakat çalışkanın malı
kıymetli olur.
28 Salâh tarikinde hayat var;
ve. onun mesleği yolunda ölüm yoktur.
ON ÜÇÜNCÜ BAP
1 Akıllı
oğul pederinin terbiyesini kabul eder; lâkin müstehzi tazir dinlemez.
2 Adam
kendi ağzının semeresinden hayır yer; amma gaddarların canı zulüm yer.
3 Ağzını
zapteden canını hıfzeder; fakat dudaklarını geniş açan helâk olur.
4 Tembelin
canı arzu eder ise de, bir şey bulmaz; lâkin çalışkanın canı semizlenir.
5 Salih
yalan sözden ikrah eder; amma şeririn atvarı hacalet ve rezalet getirir.
6 Tariki
kâmil olanları salâh vikaye eder; fakat şer günahkârı helâk eyler.
7 Bir
şeyi yok iken kendini maldar gösteren var; ve çok malı var iken kendini fakir
gösteren dahi vardır.
8 Adamın
canının fidyesi kendi servetidir; lâkin fakir, tazir işitmez. ^
9 Salihlerin
nuru ferahtır; amma şerirlerin çerağı söner.
10 Tekebbürden ancak niza çıkar; fakat nasihati kabul edenlerde
hikmet bulunur.
11 Bataletle gelen servet zail'olur; lâkin elile toplıyan
çoğaltır.
12 Teahhür eden ümit-yüreği hasta eder; amma- itmam olunan arzu
hayat ağacıdır.
13 Kelamı tahkir eden helâk olur; fakat emirden havfeden
mükâfat bulur.
14 Ehli hikmetin talimi hayat çeşmesidir; adam onunla ölümün
kementlerinden geri durur.
15 Mükemmel fetanet lütuf İhsan eder; amma gaddarların yolu
sarptır.
16 Her akıllı adam ilimle işler; lâkin ahmak hamakat neşreder.
17 Kötü muhbir belâya düşer; amma sadık elçi şifadır.
18 Terbiyeyi reddeden sefalet ve hakaret çeker, lâkin taziri
dinliyen şeref bulur.
19 Arzunun itmam olunması cana hoş gelir; ye kötülükten içtinap
etmek ahmaklara mekruhtur.
20 Hikmek sahipleri ile gezen hikmet sahibi olur; lâkin
sefihlere refik olan kötü olur.
21 Günahkârları belâ takip eder; amma salihlere hayır ivaz
verilir.
22 İyi adam evlâdının evlâdına miras bırakır; lâkin günahkârın
malı salih için saklanılır.
23 Fakirlerin ziraat ettikleri toprakta yeyecek çoktur; amma
adam var ki haksızlıktan helâk olur.
24 Deyneği esirğiyen oğluna buğzeder: lâkin onu seven vaktile
tedip eyler.
25 Salih doyuncıya kadar yer; fakat' şerirlerin kamı ihtiyaç
çeker.
ON DÖRDÜNCÜ BAP
1 Akıllı
karılar hanelerini bina ederler; lâkin sefih karı onu elile yıkar.
2 İstikametile
sülük eden Rabb’tan korkar; amma yolu eğri olan onu tahkir eder.
3 Sefihin
ağzında kibir değneği var; fakat hikmet sahiplerinin dudakları kendilerini
hıfzeder.
4 Sığır
bulunmadığı yerde ahır temiz kalır; mahsulün kesreti ise öküzün kuvvetile olur.
5 Doğru
şahit yalan söylemez; lâkin yalancı şahidin ağzından yalanlar dökülür.
6 Müstehzi
hikmet talep eder ise de, bulunmaz; amma anlayışlıya ilim kolaydır.
7 Ahmak
adamın yanından git, mademki dudaklarında ilim bulmadın.
8 Akilin
hikmeti kendi yolunu anlamaktır; ve ahmakların hamakatı hiledir.
9 Sefihler
günahı istihza ederler; amma müstakimler arasında hüsnürıza var.
10 Kalp kendi derdini bilir; ve bir garip onun meserretine
karışmaz.
11 Şerirlerin hanesi harabolur; lâkin müstakimlerin çadırı
çiçeklenir.
12 Yol var ki adama doğru görünür; fakat onun nihayeti ölüm_
yollarıdır.
13 Gülmekte bile kalp mahzun olur; ve ferahın akibeti gamdır.
14 Fasit kalp kendi yollarından, iyi adam ise kendi yanında
bulunandan doyar.
15 Sadedil her söze inanır, lâkin- akıllı kendi a- dımlarına
dikkat eder.
16 Ehli hikmet haffedip, kötülükten içtinap eder; amma ahmak
tekebbür edip kendine güvenir.
17 Çabuk gazaplanan hamakat eder; ve hilekâr adama buğz olunur.
18 Sadedil olanlar hamakate varis olur; lâkin akiller ilimle
taçlanır.
19 Kötüler eyilerin önünde, ve şerirler salihlerin kapuları
yanında yere kapanırlar.
20 Fakirden kendi komşusu bile ikrah eder; lâkin zenginin
dostları çok olur.
21 Komşusunu tahkir eden günah işler; ve biçareye merhamet eden
mübarektir.
22 Hakikaten kemlik düşünenler dalâlete düşerler; amma eyilik
tefekkür edenlere lutuf ve hakikat olur.
23 Her emekte menfaat var; lâkin beyhude sözler
mucibizarurettir.
24 Hikmet sahiplerinin tacı onların servetidir; fakat
ahmakların takaddümü -hamakattır.
25 Doğru şahit canlar kurtarır; amma hilekârin ağzından
yalanlar dökülür.
26 Rabb korkusunda kavi itimat var; ve oğullarına melce olur.
27 Rabb korkusu hayat menbaıdır; adam onunla ö- lüm
kementlerinden geri durur.
28 Kavının kesreti padişahın izzetidir; ve ehalinin eksilmesi
hükümdarın »zevaline sebep olur.
29 Geç gazaplananın fehmi çoktur; amma çabuk gazaplanan hamakat
eder.
30 Halîm kalp cesedin hayatıdır; fakat haset kemiklerin
çürüklüğüdür.
31 Fakire zulmeden Halikını tahkir eder; amma yoksula merhamet
eden Onu tazim eder.
32 Şerir kendi fışkı sebebile tardolunur; lâkin salibin
vefatında itimadı vardır.
33 Anlayışlı adamın kalbinde hikmet kararlaşır: fakat
ahmakların derununde olan malûm olur.
34 Salâh bir milleti yükseltir; amma günah kavma ardır.
35 Padişah dirayetli kuldan razı olur; lâkin hacil edene gazap
eder.
ON BEŞİNCİ BAP
1 Mülayim
cevap hiddeti teskin eder; lâkin _sert_ söz gazabı tahrik eyler.
2 Hikmet
sahiplerinin lisanı ilmi hoş gösterir; lâkin ahmakların ağzı sefâhat akıtır.
3 Rabb’in
gözleri her yerde kötüleri ve eyileri gözetmektedir. ,
4 Lisanın
selameti hayat ağacıdır; lâkin lisanın fesadı ruhun kırılmasıdır.
5 Sefih
kendi pederinin terbiyesini tahkir eder; amma taziri dinliyen akıllı olur.
6 Salihin
hanesinde çok hazine var; lâkin şeri-~ rin iradında İstırap var.
7 Hikmet
sahiplerinin dudakları ilim neşrederler; fakat ahmakların kalbi öyle değildir.
8 Şerirlerin
kurbanı Rabb’in indinde mekruhtur; lâkin müstakimlerin duası ona makbuldür.
9 Şeririn
yolundan Rabb ikrah eder; amma salâha tabi olanı sever.
10 Tariki terkedene şiddetli tedip var; tazirden ikrah eden
ölecektir.
11 Haviye ve helak Rabb’in huzurundadır.; benia- demin kalpleri
nerede kalır?
12 Müstehzi kendi müderrisini sevmez; ve hikmet sahiplerinin
yanına gitmez.
13 Mesrur kalp yüze beşaşet verir: amma kalbin hüznünden ruh
kırılır.-
14 Anlayışlı kalp ilim talep eder; lâkin ahmakların ağzı
sefahetle beslenir.
15 Dertlinin hep günleri fenadır; fakat kalbi ferah olan daima
ziyafettedir.
16 Rabb korkusu ile az şey, İstırap ile olan çok hâzineden
evlâdır.
17 Muhabbet olan yerde sebze taamı, husumetle yenilen beşli
sığırdan iyidir.
18 Hiddetli adam niza çıkarır; amma geç gazap- lanan kavgayı
teskin eder.
19 Tembelin yolu diken çiti gibidir; lâkin müsta- kimlerin
tariki caddedir.
20 Akıllı oğul pederini mesrur eder; lâkin ahmak adam
validesine baisihakarettır.
21 Aklı noksan adama sefahat keyiftir; amma anlayışlı adam
mesleğini doğrultur.
22 Meşveret olmadıkça , tedbirler bozulur; amma müsteşarların
kesretile sabit ulur.
23 Adamın meserreti ağzının cevabından olur; ve vaktile olan
söz ne gü/eldir.
24 Fetanetliye hayat tariki yukarıya doğrudur, Ja _ ki aşağdaki
haviyeden içtinap ede.
25 Rabb mütekebbirlerin hanesini harap eyler ; amma dul karının
hududunu sabit kılar.
26 Şeririn efkâri Rabb’in indinde mekruhtur; lâkin pak
olanların sözlerk hoş-sözlerdir.
27 Tamaa müptela olan kendi hanesini mustarip kılar; amma
rüşvetten ikrah eden yaşıyacaktır.
28 Salihin kalbi vereceği cevabı tefekkür eder, lâkin
şerirlerin ağzı kötülük akıtır.
29 Rabb şerirlerden uzaktır; fakat salihlerin duasını dinler.
30 Gözlerin nuru kalbi ferahlandırır; iyi haber kemiklere
semizlik verir.
31 Hayat tevbihini dinliyen kulak hikmet sahipleri * arasında
sakin olur.
32 Terbiyeyi reddeden kendi canını tahkir eder, ve tevbihi
dinliyen akıl kazanır.
33 Rabb korkusu hikmetin terbiyesidir; ve tevazu izzetten
mukaddemdir.
ON ALTINCI BAP
1 Kalbin
tedbirleri insana aittir; lâkin lisanın cevabı Rabb’tendir.
2 Adamın
hep yolları kendi nazarında paktır; fakat ruhları vezneden Rabb’tır.
3 İşlerini
Rabb’e havale eyle, ve efkârın sabit olur. ~
4 Rabb
her şeyi kendi neticesi için, şeriri dahi belâ günü için yaptı.
5 Kalbi
mağrur olanların cümlesi Rabb’in indinde mekruhtur; el ele verseler cesâsız
kalmıyacaklar.
6 İnayet
ve hakikatle günah setrolunur; ve Rabb korkusile kötülükten içtinap olunur.
7 Rabb
bir adamın yollarından razı ise, düşmanlarını onun ile barıştırır.
8 Adaletle
olan az şey, haksızlıkla olan çok irattan evlâdır.
9 Adamın
kalbi kendi yolunu tertip eder; lâkin onun adımlarını Rabb doğrultur.
10 Padişahın dudaklarında ilham var; onun ağzı hükümde hilâf
etmez.
11 Doğru kantar ve terazi Rabb’indir; torbanın hep tartı
taşları onun işidir.
12 Fî’li şer padişahlar indinde mekruhtur; zira taht adaletle
sabit olur.
13 Salih dudaklar padişahlara hoştur; ve doğru söyliyeni
severler.
14 Padişahın ğazabı ölüm muhbirleridir; lâkin akil adam onu
teskin eder.
15 Padişahın yüzü nurunda hayat var; ve onun rızası son yağmur
bulutu gibidir.
16 Hikmet tahsil etmek altından ne kadar iyidir: ve lehim
tahsil etmek gümüşten cidaldir.
17 Müstakimlerin caddessi kötülükten içtinap etmektir; kendi
yoluna dikkat eden canını hıfzeder.
18 Harabiyetten mukaddem kibir; ve helâktan mukaddem mağrur ruh
olur.
19 Mutavaziler ile alçak gönüllü olmak, mütekebbirler ile yağma
taksim etmekten iyidir.
20 İşte akıllı olan hayır bulur; ve Rabb’e tevekkül eden
mübarektir.
21 Kalbi hikmetli olana fetanetli denilir; ve tatlı dudaklar
malûmat artırır.
22 Feraset kendi sahibine hayat menbaıdır; lâkin sefihlerin
terbiyesi sefahettir.
23 Ehli hikmetin kalbi ağzını mahir kılar, ve dudaklarında
malûmatı artırır.
24 Lâtif sözler damla balı gibidir; cana tatlı ve kemiklere
şifadır.
25 Yol var ki adama doğru görünür; fakat onun nihayeti ölüm
yollarıdır.
26 Emek çeken kimse kendisi için emek çeker; zira ağzı onu
teşvik eder.
27 Ehlifesat kötülük araştırır; ve dudaklarında göya yakar ateş
var.
28 Eğri adam niza çıkarır; ve gammaz has dostları ayırır.
29 Gaddar kimse refikini izlal eder; ve onu iyi olmayan yolda
gezdirir.
30 Hile düşünmek için gözlerini kapar, ve dudaklarım ısırarak
kötülüğü ikmal eder.
31 Saç aklığı salâh tarikinde bulunduğunda, izzet tacıdır.
32 Geç ğazaplanan cebbardan, ve kendi ruhunu zapt eden şehir
fethedenden efdaldır.
33 Kur'a kucağa atılır, ve onun her bir hükmü Rabb’tendir.
ON YEDİNCİ BAP
1 Asayişle
kuru bir lokma, niza ile bir hane dolusu kurbandan iyidir.
2 Dirayetli
bende, hacıl eden oğla hükmeder, ve kardeşler arasında miras hissesi alır.
3 Gümüş
için pota, ve altın için ocak var; lâkin kalpleri tecrübe eden Rabb’tir.
4 Fısk
işliyen kötü dudakları dinler; yalancı, bet lisana, kulak verir.
5 Fakiri
istihza eden onun Halikını tahkir eder, belâya sevinen cezasız kalmıyacaktır.
6 Oğulların
oğulları ihtiyarların tacıdır; ve oğulların izzeti pederleridir.
7 Husnükelam
sefihe, ve daha ziyade yalancı dudak asilzadeye yakışmaz.
8 Hediye onu kabul edenin indinde zikıymet taştır; her
nereye dönse müyesser olur.—
9 Kabahati
setreden muhabbet arar; lâkin maddeyi tekrarlıyan has dostları ayırır.
10 Anlayışlı olana tazir, ahmağa yüz kerre vurmaktan ziyade
tesir eder.
11 Kötü adam ancak isyan arar; ve ona şefkatsiz memur
gönderilir.
12 Yavrularından mahrum edilmiş ayı adama tesadüf etsin; ve
lâkin sefaheti vakfında sefihe tesadüf etmesin.
13 Hayre bedel kemlik edenin hanesinden belâ eksik olmaz.
14 Nizam iptidası suyun salıverilmesine benzer; imdi münazaa
kesbi şiddet etmezden geri çekil.
15 Fasıkı tebriye eden ve salihi mücrim tutan, ikisi de Rabb’in
indinde mekruhtur.
16 Ahmağın idraki olmadığı halde, hikmet tahsili için onun
elinde olan nakdin ne faidesi var?
17 Dost daima sever; ve kardeş muzayıka vakti için doğmuştur.
18 Akh noksan olan adam el verir, ve dostu için kefil olur.
19 Kavga seven kabahat sever; ve kapısını yükselten harabını
arar.
20 Kalbi eğri olan hayır bulmaz; ve hilebaz dilli adam belâya
düşer.
21 Ahmağı tevlit eden kasavet çeker; ve sefihin pederi mesrur
olmaz.
22 Ferahlı kalp ilâç gibi faidelidir; ezilmiş ruh kemikleri
kurutur.
23 Şerir adam adalet tariklerini ifsat için aharinin koynundan
rüşvet alır.
24 Anlayışlı adamın önünde hikmet var; fakat ahmağın gözleri
zeminin müntehasındadır.
25 Ahmak oğul pederine kasavet, ve onu doğurana merarettir.
26 Salihten cereme almak, ve istikametleri sebebinden eşrafı
darbetmek iyi değildir.
27 Sözlerini esirgiyen alimdir; ruhu halim olan anlayışlıdır.
28 Ahmak bile süküt etse ehli hikmet, ve dudaklarını kapayan
anlayışlı itibar olunur.
ON SEKİZİNCİ BAP
1 Keyfini
aramak için ayrılan adam her tedbire muhalefet eder.
2 Ahmak
irfandan hoşlanmaz; ancak kalbinde olanı beyan etmek ister.
3 Şerir
geldiğinde hakaret ve rusvayi ve rezalet dahi gelir.
4 Adamın
ağzının sözleri derin sulardır; hikmetin çeşmesi coşgun ırmaktır.
5 Muhakemede
salihi haksız çıkarmak için, şeririn hatırını saymak iyi değildir.
6 Ahmağın
dudakları nizaa girişir, ve ağzı dayaklar davet eder.
7 Ahmağın
ağzı helakine sebebtir, ve dudakları canına tuzaktır.
8 Gammazın
sözleri lokumlar gibidir, ve karnın içerisine inerler.
9 İşinde
tekâsül eden, müsrif adamın kardeşidir.
10 Rabb’in ismi metin kuledir; salih ona koşar A melce bulur.
11 Zenginin serveti onun metin şehridir, ve kem tesavvurunda
yüksek kale gibidir.
12 Harabiyetten evel adamın kalbi tekebbür ede ve tevazu
izzetten mukaddem olur.
13 İşitmezden evel cevap vermek adama hamakat ve ardır.
14 Adamın ruhu kendi marazına tehammül eder; 1 kat ezilmiş ruhu
kim kaldırabilir?
15 Anlayışlı kalp ilim tahsil eder, ve hikmet sahi| lerinin
kulağı ilim talep eyler.
16 Adamın hediyesi kendine yol açar, ve onu bı yüklerin
huzuruna götürür.
17 Davasını evel başlıyan haklı görünür; lâkin hasmı gelir ve onu teftiş eder.
18 Kur'a nizaları teskin eder, ve kuvvetliler arasın da olan
davayı fasleder.
19 İncinmiş kardeşin gönlünü yapmak kuvveti şehir almaktan
güçtür; ve münazaaları kale ıkazları gibidir
20 Adam karnını ağzının meyvasından doyurur; ve dudaklarının
mahsulundan doyar.
21 Ölüm ve hayat dilin kudretindedir; ve onu sevenler onun
meyvasını yerler.
22 Zevce bulan hayır bulur, ve Rabb’in lutfuna nail olur.
23 Fakir rica ile söyler; lâkin zengin sert cevâp verir.
24 *Dostları olan adam dostane davranmalı; ve kardeşten ziyade
kavi dost vardır.
ON DOKUZUNCU BAP
1 Kemalinde
sülük eden fakir, hilekâr dudaklı ahmaktan iyidir.
2 Hem
dahi bir kimsenin ilimden bibehre olması iyi değildir; ve ayaklarile acele eden
kayar.
3 Adamın
sefaheti onun yolunu bozar; ve kalbi Rabb aleyhinde gücenir.
4 Servet
dostlar çoğaltır; lâkin fakir kimse dostundan ayrılır.
5 Yalancı
şahit cezasız kalmaz: ve yalan sözler söyliyen kurtulmaz.
6 Cömertin
rızasını talep eden çok olur; ve herkes hediye verene dost olur.
7 Fakirin
cümle kardeşleri ona buğzederler; na kadar ziyade onun dostları ondan
uzaklaşırlar; beyhude sözler arkasına koşar.
8 İrfan
tahsil eden canını sever; ve fehmi hıfzeden hayır bulur,
9 Yalancı
şahit cezasız kalmaz; ve yalan sözler söyliyen helak olur.
10 Ahmağa ihtişam yakışmaz; ve ne kadar ziyade reisler üzerine
tesallût etmek kula layık olmaz
11 Adamın dirayeti gazabını tehir eder; ve kaba- hattan
sarfınazar etmek onun fahridir.
12 Padişahın gazabı genç arslanın gümürdemesine benzer; lâkin
onun rızası ot üzerine inen çiy gibidir.
13 Ahmak oğul pederine belâdır; ve karının nizaları kesilmez
damla gibidir.
14 Hane ve mal ecdattan kalma mirastır; lâkin dirayetli zevce Rabb’tendir.
15 Tembellik derin uyku getirir; ve ihmal edici aç kalır.
16 Emri hıfzeden, canını hıfzeder; yollarına dikkat etmeyen
ölecektir.
17 Fakire merhamet eden Rabb’e ödünç verir; O dahi ona
mükâfatını verecektir.
18 Ümit var iken oğlunu tedip eyle; ve sen kendin
onun ölümüne sebep olma.
19 Hiddeti çok olan adam cerime verir; zira onu halâs eder isen
de, be tekrar etmelisin.
20 Nasihati dinle, ve tedibi kabul eyle, ta ki akıbetinde ehli hikmet
olasın.
21 Adamın kalbinde çok tedbir var; lâkin sabit kalan Rabb’in
muradıdır.
22 Adamın şanı onun şefkatidir; ve fakir yalancıdan iyidir.
23 Rabb korkusu baisihayattır; ve ona malik olan tok yatar, ve
belâya uğramaz.
24 Tembel adam elini sahana batırır, onu ağzına bile döndürmez.
25 Müstehziyi darbettiğinde, cahil kimse akil olur; ve
anlayışlıyı tazir eylediğinde, ilmi anlar, j
26 Pederini harap ve validesini tardeden, hacalct ve hakaret
getiren oğuldur.
27 Ey oğlum, ilmin sözlerinden saptıracak nasihati dinlemekten
sakın.
28 Kötü şahit hakkı istihza eder; ve şerirlerin ağzı kötülüğü
yutar.
29 Müstehziler için mücazat, ve ahmakların arkası için dayak
hazırlanmıştır.
YİRMİNCİ BAP
1 Şarap
istihza edici ve müskir kavgacıdır, ve ona müptela olan akil değildir.
2 Padişahın
heybeti genç arslan gümürdemesine benzer; ve onu gazaba getiren kendi nefsine
hata etmiş olur.
3 Nizadan
içtinap etmek adama şereftir; ve her sefih kavgacı olur.
4 Tembel,
Kıştır, diye çift sürmez; ve hasat vaktinde dilenir ve bir şey bulmaz.
5 Adamın
kalbinde olan efkâr derin sulardır; lâkin ehliirlan onu çıkarır.
6 Adamların
ekseri kendi eyilikierini ilân ederler; amma sadık adamı kim bulabilir?
7 Kemalde
sülük eden salihdir; ve kendinden sonra evlâdı mübarek olur.
8 Hüküm
kürsüsünde oturan padişah gözlerde her kötülüğü dağıtır.
9 Kalbimi
pakledim, günahımdan tahir oldum, kim diyebilir?
10 İki türlü tartı taşı, iki türlü ölçek, ikisi de Rabb’in
indinde mekruhtur.
11 Bir çocuğun fîli bile, pak ve doğru olup olmadığı işlerinden
malûm olur.
12 İşiten kulağı ve gören gözü, ikisini de Rabb halk etmiştir.
13 Uykuyu sevme, ki fakir olmayasın; gözlerini aç ki ekmekten
doyasın.
14 Müşteri, fenadır, fenadır, der; ve gittikten sonra iftihar
eder.
15 Altın ve çok cevahir bulunur: lâkin âlim dudaklar kıymetli
ziynettir.
16 Ecnebiye kefil olanın esvabını al; ve garibe için kefil
olandan rehin al.
17 Hile ile olan ekmek adama lezetlidir; lâkin sonunda ağzı
kumla dolar.
18 Maksatlar meşveretle sabit olur; ve tedbirlerle muharebe
eyle.
19 Gammazlıkta gezen, sırrı faşeder; imdi dudakları ile
yaltaklanan ile ihtilât etme.
20 Pederine ve validesine şetmedenin çerağı koyu karanlıkta
sönecektir.
21 iptidada acele ile alınan mirasın nihayeti bereketli olmaz.
22 Kemliğe mukabele edeyim, deme; Rabb’e muntazır ol, ve o seni
kurtaracaktır.
23 İki türlü tartı taşı Rabb’in indinde mekruhtur; ve hileli
mizan iyi değildir.
24 İnsanın adımları Rabtendir; imdi bir adam kendi yolunu
nasıl anlıyabilir?
25 Düşünmeksizin vakfetmek , ve nezirden sonra teftiş eylemek
adama tuzaktîr.
26 Hikmet sahibi olan padişah şerirleri dağıtır, ve ürerlerine
çarhı döndürür,
27 İnsanın canı Rabb’in çerağıdır, derunun hep gizli yellerini
araştırır.
28 İnayet ve hakikat padişahı hıfzeder; ve tahtı inayetle sabit
olur.
29 Gençlerin şanı onların kuvvetidir; ve ihtiyarların şerefi
saç aklığıdır.
30 Yaralıyan dayaklar, ve derunun içine kadar tesir eden
darplar şeriri tasfiye eder.
YİRMİ BİRİNCİ BAP
1 Padişahın
kalbi Rabb’in elinde su cedvelleri gibidir; her hangi tarafa isterse onu
çevirir.
2 Adamın
her yolu kendi nazarında doğru görünür; fakat kalpleri vezneden Rabb’tir.
3 Adalet
ve hakkaniyet icrası, Rabb’in indinde zebihadan ziyade makbuldür.
4 Gözlerin
tekebbürü ve kalbin gururu, şerirlerin nuru günahtır.
5 Çalışkanın
efkârı ancak feyz, fakat her acele eden kimse ancak zaruret getirir.
6 Yalancı
dil ile hazineler cemetmek, ölüm arı- yanların takip ettikleri butlandır.
7 Şerirlerin
zulmu kendilerini harap eder; zira hakkaniyet icrasından imtina ederler.
8 Mürtekip
adamın yolu dolaşıktır, ve pak adamın işi doğrudur,
9 Dairi
köşesinde oturmak, nizacı karı ile büyük hanede sakin olmaktan iyidir.
10 Şeririn canı kötülüğe müştaktır; komşusu onun tarafından
merhamet bulmaz.
11 Müstehzinin cerimeye uğramasile cahil akıllanır; ve akil
adam nasihatle ilim tahsil eder.
12 Şerirler kötülükleri sebebinden helâk olduklarında, adil
şeririn hanesine dikkat eder. —
13 Fakirin feryadından kulağını kapıyan, kendisi dahi feryat
edecek, ve müstecap olmayacaktır.
14 Gizlide verilen atiye gazabı, ve koyuna konulan hediye
şiddetli hışmı teskin eder.
15 İcrayı hak salihe ferah, fakat fısk işliyenlere meşakkattir.
16 Akıl tarikinden sapan adam ölülerin cemaatına girecektir.
17 Sefa seven muhtaç olur; şarap ve yağ seven zengin olmaz.
18 Salih için şerir, ve müstakimler bedeline gaddar fidye olur.
19 Berriyede sakin olmak nizacı ve hırslı karı ile oturmaktan iyidir.
20 Ehli hikmetin hanesinde mergup hazine ve yağ var; amma ahmak
“adam olanını yutar.
21 Salâh ve merhamete sayeden, hayat ve salâh ve izzet bulur.
22 Ehli hikmet kuvvetlilerin şehri üzerine çıkar, ve itimat
ettikleri muhkem yeri yıkar.
23 Ağzını ve dilini hıfzeden, canını muzayekalardan hıfzeder.
24 Gurur ve hiddetle hareket edene mağrur ve mü- tekebbir
müstehzi denilir.
25 Tembelin arzusu onu öldürür; zira elleri çalışmaktan imtina
ederler.
26 O her gün ziyadesile arzu çeker; fakat salih verir ve
esirgemez.
27 Şerirlerin zebihası mekruhtur; bahusus kötü niyetle takdim
ettiklerinde.
28 Yalancı şahit helâk olur; lâkin dinliyen adam daima söyler.
29 Şerir adam yüzünü sertleştirir; amma mübtakim olan yollarını
sabit kılar.
30 Rabb aleyhinde ne hikmet, ve ne fetanet ve nede meşveret
olur.
31 Harp günü için at hazırlanır; fakat halâs Rab- be mahsustur.
YİRMİ İKİNCİ BAP
1 İyi
nam çok maldan merguptur,-ve Jûtuf- ve kerem gümüş ve altından evlâdır.
2 Zengin
ve fakir biri birine rastgelir; ikisinin haliki Rabb’tir.
3 Akil
adam belâyı görür ve gizlenir, cahiller ise ileri geçip zarar görürler.
4 Tevazu
ve Rabb korkusunun neticesi servet ve izzet ve hayattır.
5 Eğri
adamın yolunda diken ve kementler vardır; canını hıfzeden onlardan uzak durur.
6 Çocuğu
yolunun iptidasında talim eyle, ve ihtiyar olduğu zaman bile ondan sapmayacaktır.
7 Zengin
fukaraya tesallût eder, ve ödünç alan/ ödünç verenin kulu olur.
8 Kemlik
eken fenalık biçer; ve hiddetinin asası mahvolacaktır.
9 İyi
gözlü adam mübarek olacaktır; zira kendi ekmeğinden fakire verir.
10 Müstehziyi tardeyle, ve kavga defolur; hem dahi niza ve
hakaret kesilir.
11 Safveti kalbi seven kimsenin dudaklarında lütuf olduğundan,
padişah ona dost olur.
12 Rabb’in gözleri ilmi vikaye eder; lâkin gaddarın sözlerini
bozar.
13 Tembel der ki, Dışarıda arslan var, sokaklarda
katlolunacağım.
14 Fahişelerin ağzı da in çukurdur;-Rabb’in-gazap ettiği adam
oraya düşer.
15 Çocuğun kalbinde sefahat bağlıdır; terbiye değneği onu ondan
uzaklaştırır.
16 Emval çoğaltmak için f-akire
zulmeden, ve zengine veren mutlaka zarurete duçar olacaktır.
17 Kulağını meylettirip, hikmet sahiplerinin sözlerini dinle,
ve ilmime gönül ver.
18 Zira onları derununde saklar isen, hoştur; onlar dudakların
üzerinde dahi sabit olacaktır.
19 İşte bu gün bu şeyleri sana, hemen sana bildirdim, ki
itimadın Rabb’e ola.
20 Sana tedbir ve ilim hususunda defatle yazmadım mı ?
21 Ta ki sana doğru sözlerin hakikatini öğreteyim de, seni
gönderenlere doğru sözlerle cevap veresin.
22 Fakiri fakir olduğu için soyma; ve biçareyi kapıda çiğneme.
23 Zira Rabb onların davalarını görecek, ve onları yağma
edenleri yağma edecektir.
24 Gazapnak adama refakat etme; ve hiddetli adam ile gitme:
25 Olmaya ki onun yollarını öğrenesin, ve canını tuzağa
düşüresin.
26 El verenlerden, borç için kefil olanlardan olma.
27 Edaye kudretin olmadığı halde, niçin altından döşeğini
alsın ?
28 Ecdadının koydukları kadim hudut nişanını yerinden kaldırma.
29 Kendi işinde gayretli adam görür müsün ? Padişahlar
huzurunda duracak, na malûm adamlar önünde durmıyacaktır.
YİRMİ ÜÇÜNCÜ BAP
1 Hükümdar
ile sofrada oturduğunda, önünde olana iyi dikkat eyle.
2 Ve
eğer iştiha sahibi isen, boğazına bıçak ko.
3 Onun
nefis taamlarını arzu etme; zira hile ekmeğidir .
4 Zengin
olmaya çalışma; bu meramından vaz geç.
5 Gözlerini
o laşey hükmünde olana diker misin? çünkü mutlaka kendine kanatlar yapar, ve
kartal gibi havaya uçar.
6 Kötü
gözlü adamın ekmeğini yeme, ve önün nefis taamlarını arzu etme:
7 Zira
kendisi kendi nefsinde düşündüğü gibidir ; sana, Ye, iç, der; fakat kalbi senin
ile değildir.
8 Yediğin
lokmayı istifra edeceksin, ve lâtif sözlerini zayeyleyeceksin.
9 Ahmağın
kulağına -bir şey -«öyleme ;-zira -söylerinin hikmetini tahkir eder.
10 Kadim hudut nişanını yerinden kaldırma; ve yetimlerin
tarlalarına girme.
11 Zira Velileri kuvvetlidir; ve senin ile davalarını o
görecektir.
12 Kalbini terbiyeye, ve kulaklarını ilim sözlerine meylettir.
13 Çocuğu tedip etmekten imtina etme; zira onu değnekle döğer
isen ölmez.
14 Sen onu değnekle döğersin, lâkin canını havi- yeden
kurtarırsın.
15 Ey oğlum, eğer kalbin hikmetli ise, benim kalbim dahi mesrur
olur.
16 Ve dudakların doğru şeyler söylediğinde, böbreklerim şadıman
olur.
17 Kalbin günahkârları kıskanmasın; ancak her gün Rabb
korkusunda ol:
18 Zira hakikaten ahret var; ümidin dahi boşa çıkmıyacaktır.
19 Ey oğlum, dinle ve akıllı ol, ve kalbini hak tarika doğrult.
20 Meyhorlara ve cesetlerini telef edenlere refik olma:
21 Zira bekri ve müsrif fakir olur; ve uyku yırtık elbise
giydirir.
22 Seni tevlit eyliyen pederini- dinle, ve valideni ihtiyar
olduğunda tahkir etme.
23 Hakikati satın al ve satma; kezalik hikmeti ve edebi ve
irfanı.
24 Salihin pederi ziyadesile sevinecek; ve ehli- hikmeti tevlit
eden onunla mesrur olacaktır.
25 Pederin ve validen mesrur olsun, ve seni doğuran sevinsin.
26 Ey oğlum, kalbini bana ver; ve gözlerin yollanma dikkat
etsin.
27 Zira fahişe bir derin çukurdur; ve garibe bir dar kuyudur.
28 Harami misilli pusuda oturur, ve halk arasında hainleri
artırır.
29 Vay! kime? Ah I kime? nizalar, kime? Şekva, kime? sebepsiz
yaralar kime ve kızarmış gözler, kime aittir?
30 Şarap yanında eylenenlere, memzuç şarabı ara- mıya gidenlere
aittir.
31 Şarabın kırmızı olmasına, kadehte rengini göstermesine ve
güzel aktığına bakma:/
32 Nihayetinde yılan gibi sokar, ve engerek gibi ısırır.
33 Gözlerin garibelere bakacak, Ve kalbin eğri şeyler
söyliyecektir.
34 Ve denizin ortasında yatan gibi, ve gemi direğinde uyuyan
gibi olacaksın^- J U j_
35 Beni döğdüler, ağrı hissetmedim; beni darbettiler, bilmedim;
ne zaman uyanacağım ki onu bir daha arayayım?
YİRMİ DÖRDÜNCÜ BAP
1
Ehlişer olanları kıskanma; ve onlar ile beraber bulunmağa arzu çekme.
2 Zira
kalpleri zulum teffekür eder, ve dudakları gadırdan bahseyler.
3 Hane
hikmetle yapılır; ve irfanla sabit olur.
4 Mahzenler
ilim vasıtasile, her nevi kıymetli ve nefis emval ile dolar.
5 Ehlihikmet
kuvvetli olur; ve ehliilim kuvvetini mühkem kılar.
6 Zira
muharebeni tedbirle edeceksin ; ve müsteşarlar kesretinde halâs var.
7 Hikmet
ahmak için çok yüksektir; kapıdı ağzını açmaz.
8 Kötülük
düşünen kimseye ehlifesat denilir.
9 Sefahet
tefekkür etmek günahtır; ve ras indinde müstehzi mekruhtur.
10 Muzayeka gününde fütur getirir isen, kıvvetin azdır.
11 Ölüme götürülenleri kurtar, ve katlolunnak üzre bulunanları
halâs etmekten geri durma.
12 İşte biz bunu bilmedik, der isen; kalplri vezneden mutlaka
anlar, ve senin canını hıfzeden bilir, ve adama ameline göre mükâfat eder.
13 Ey oğlum, bal ye, zira iyidir; ve damla balı ye, zira
damağına tatlıdır.
14 Kezalik eğer bulabilir isen, hikmeti bilmek dahi canına
böyledir, ve ahret var; ümidin dahi boşa çıkmayacaktır.
15 Ey şerir, salihin meskeni aleyhine pusu kurma; ve onun
aramgâhını harap etme.
16 Zira salih yedi kerre düşer ise de yine kalkar; fakat
şerirler belâ vaktinde yıkılırlar.
17 Düşmanının düştüğüne sevinme, yıkıldığında kalbin mesrur
olmasın;
18 Olmaya ki Rabb göre, ve nazarında fena görüne, ve gazabını
ondan döndüre.
19 Kötüler için incinme; şerirleri kıskanma:
20 Zira kötü adamın akibeti hayır olmaz; şerirlerin çerağı
söner.
21 Ey oğlum, Rabb’ten ve padişahtan haffeyle; ve ihtilâlcılar
ile ihtilât etine.
22 Zira onların helaki ansızın gelir; ve ikisine gelecek belâyı
kim bilir?
23 Bu şeyler dahi hikmet sahiplerine mahsustur. Hükümde hatıra
riayet etmek iyi değildir.
24 Şerire, Salihsin, deyene halk beddua eder, ve ümmetler ona
lânet okur;
25 Lâkin tazir edenler lûtfa mazhar olurlar; ve onlar üzerine
hayr ve bereket olur.
26 Doğru cevap veren kimse, dudakları öper gibidir.
27 Dışarıdaki işini nizamına ko, ve onu tarlanda tertip eyle;
ondan sonra haneni bina eyle.
28 Komşunun aleyhine sebepsiz şehadet etme; ve dudaklarınla
aldatma.
29 Bana ettiği gibi, ben de ona öyle edeceyim; adama
işine göre eda eyliyeceğiıni, deme.
30 Tembelin tarlasının, ve aklı noksan adamın bağının yanından
geçtim;
31 Ve işte hepsinde diken bitmiş, ve yüzünü ısırganlar örtmüş,
ve taş duvarı yıkılmış idi.
32 Ve nazar edip fikrimde sakladım; baktım ve ibret aldım.
33 Azacık uyku, azacık uyuklama, yatmak için azacık eli el
üstüne kpmaklık, der iken
34 Senin fakirliğin sai gibi, ve zaruretin silahlı adam gibi
gelecektir.
YİRMİ BEŞİNCİ BAB
1 Bunlar
dahi emsal Süleymandan olup, onları Yehuda padişahı Hazkiyanın . adamları
tahrir ettiler.
2 Bir
şeyi setretmek Allahın şanıdır; fakat bir maddeyi tefahhüs etmek padişahların
şanıdır.
3 Semavatın
yüksekliği ve zeminin derinliği ve padişahların kalbi tefahhüs olunmaz .
4 Gümüşten
cürufu izale eyle, ve kuyumcu için kap çıkar.
5 Padişahın
huzurundan şeriri defeyle, ve onun tahtı salâh ile sebat bulur.
6 Padişahın
huzurunda tefahur etme, ve büyüklerin makamında durma.
7 Zira
sana, Yukarı buyur, demeleri, gözlerinin gördüğü beyin huzurunda seni aşağı
indirmelerinden iyidir.
8 Davaya
acele ile çıkma; olmaya ki komşun seni tayip etmesile, nihayetinde ne
yapacağını bil- miyesin.
9 Komşun
ile davanı sür, ve sırrı başka yerde söyleme;
10 Olmaya ki işiden seni tayip ede, ve rezaletin senden
deffolunmaya
11 Münasebetle söylenen söz, gümüşten tezyinat arasında altın
elmalar gibidir.
12 İşiden kulak için ehlihikmetin taziri altın küpe, ve has
altından ziynet gibidir.
13 Sadık elçi onu gönderenlere, hasat vaktinde kar serinliği
gibidir, ve efendisinin canını müferrah kılar.
14 Yalan hediye ile iftihar eden adam, yağmursuz bulut, ve
rüzgâr gibidir.
15 Tehammül ile hükümdar ikna edilir, ve tatlı dil kemikleri
kırar.
16 Bal bulduğun zaman sana kifayet edecek kadar ye, olmaya ki
onunla doyduğunda onu istifra edesin.
17 Ayağın komşunun hanesine seyrek bassın, ol- mıya ki senden
osanıp ikrah etsin.
18 Komşusu aleyhinde yalan şehadet eden adam, topuz ve kılıç ve
sivri ok gibidir.
19 Muzayeka gününde hain adama inanmak, kırık diş ve burkulmuş
ayak gibidir.
20 Mahzun kalbe nağmeler terennüm eden, soğuk günde esvabını
çıkaran adama, yahut güherçile üzerine dökülmüş sirkeye benzer.
21 Eğer düşmanın aç ise ona taam ver, ve eğer susamış ise ona
su ver:
22 Zira bunu etmekle onun başına ateş korları yığmış olursun,
ve Rabb sana mükâfat edecektir-
23 Poyraz rüzgârı yağmuru, ve gazapnak çehre gıybet söyliyen
lisanı defeder,
24 Dam köşesinde oturmak, nizacı karı ile büyük hanede sakin
olmaktan iyidir.
25 Uzak yerden gelen hayırlı haber susamış adama soğuk su
gibidir;
26 Şeririn önünde düşen salih, bulanmış pınar ve bozulmuş çeşme
gibidir.
27 Çok bal yemek iyi değildir; ve adamın kendi izzetini araması
izzet değildir.
28 Kendi ruhunu zaptetmiyen adam yıkılmış ve sursuz şehir
gibidir.
YİRMİ ALTINCI BAP
1 Yaz
vaktinde kar, ve hasat vaktinde yağmur nasıl ise, böyle de ahmağa izzet
yakışmaz.
2 Serçenin
dolaştığı ve kırlangıçın uçtuğu gibi, böylece sebepsiz beddua isabet etmez.
3 Ata
kamçı, ve merkebe gem, ve ahmağın arkasına değnek lâzımdır.
4 Ahmağa
kendi hamakatine göre cevap verme, olmaya ki ona müşabih olasın.
5 Ahmağa
kendi hamakatına göre cevap ver, ol- mıya ki kendi nazarında akil ola.
6 Ahmağın
elile haber gönderen, kendi ayaklarını kırar, ve zarar çeker.
7 Ahmağın
ağzında mesel, topalın ayakları gibi aksar.
8 Ahmağa
izzet veren , taş yığıntısına bir kise cevahir koyana benzer.
9 Ahmağın ağzında mesel, sarhoşun elinde olan diken gibidir.
10 Her şeyi halkeden azimdir; ahmağa mücazat- ve tecavüz
edenlere mücazat verir.
11 Köpek kendi kayettiği şeye döndüğü gibi, ah, mak kendi
hamakatım tekrar eder.
12 Kendi nazarında akil olan adam gördün mü? ondan ziyade
ahmaktan ümit var.
13 Tembel adam, Yolda aslan, meydanlarda aslan var, der.
14 Kapı kendi rezesi üzerinde, ve tembel kendi yatağı üzerinde
döner.
15 Tembel kendi elini sahana batırır, ve onu ağzına döndürmeğe
üşenir.
16 Tembel kendi nazarında akilane cevap veren yedi adamdan
ziyade ehlihikmettir.
17 Yoldan geçer iken kendisine raci olmayan münazaa için
hiddetlenen adam, köpeği kulaklarından tutan gibi dir.
18 Komşusuna hile edip de. Lâtife eyledim, diyen adam,
19 Kıvılcımlar ve oklar ve ölüm saçan mecnun adama benzer.
20 Odun olmayınca ateş söner; ve gammaz olmayınca kavga biter.
21 Korlar için kömür, ve ateş
için odun nasıl ise, niza tutuşturmak için kavgacı kimse öyledir.
22 Gammazın sözleri lokumlar gibidir, ve karnın içerisine
inerler.
23 Hararetli muhabbet gösteren dudaklar ile kötü kalp, gümüş
hıltıyla sıvanmış toprak kap gibidir-
24 Buğzeden adam dudaklarile mudara eder; fakat derununda hile
saklar.
25 Onun güzel söyleyişine inanmıyasın; zira kalbinde yedi
mekruh şey var.
26 Husumetini hile ile setredenin kötülüğü cemaatta izhar
olunacaktır.
27 Çukur kazan içine düşecek; ve taş onu yuvarlıyanın üzerine
dönecektir.
28 Yalancı dil kendi darbettiği kimselere buğzeder, ve
müdahaneli ağız baisihelâktır.
YİRMİ YEDİNCİ BAP
1 Yarınki
günle iftihar etme; zira gün ne doğuracağını bilmezsin.
2 Kendi
ağzın değil,-ancak başkası, kendi dudakların değil, ancak aheri seni
metheylesin.
3 Taş
ağır ve kum ağır; lâkin sefihin gazabı ikisinden de ağırdır.
4 Gazap
merhametsiz, ve hiddet sel gibidir; fakat hasedin önünde kim durabilir?- - --
5 Aşikâre
tazir gizli muhabbetten iyidir.
6 Ahbabın
açtiği yaralar emindir; lâkin düşmanın öpüşleri boldur.
7 Tok
adam balı tahkir eder; fakat aç olana her acı şey tatlıdır.
8 Yerinden
avare olan adam, yuvasından avare olan kuş gibidir.
9 Yağ
ve buhur kalbi müferrah kılar; kezalik dos-1 j tun can ve gönülden olan
tatlılığı.
10 Dostunu ve pederinin dostunu terketme: ve muzayıkan gününde biraderinin hanesine gitme;
yakın komşu ırak biraderden iyidir.
11 Ey oğlum, ehlihikmet ol; ve kalbimi müferrah kıl; ta ki beni
ayıplıyana cevap vereyim.
12 Akil adam belâyı görür ve gizlenir; cahiller ise ileri geçip
zarar çekerler.
13 Ecnebiye kefil olanın esvabını al; ve‘garibe için kefil
olandan rehin al.
14 Sabahleyin erken kalkıp komşusu içim yüksek | sesle hayır
dua edenin duası beddua yerine geçer.
15 Yağmurlu günde damın aleddevam damlaması, ve nizacı karı
biri birine benze?'
16 Onu gizliyen rüzgârı gizler; ve sağ elinde olan yağ kendini
beyan eder^^
17 Demir demirle bileni*;-ve- adam -dostun un-yüzünü biler.
18 İncir ağacını timar eden, onun meyvaşini yer; ve efendisini
bekliyen izzet bulun
19 Su, yüzü yüze, hakeza kalp, adamı adama gösterir.
20 Haviye ve helâk doymaz; insanın gözleri dahi doymaz."
21 Pota gümüşü ve ocak altını, adamı dahi kendini metheden ağız
imtihan eder.
22 Sefihi buğday ile beraber dibekte tokmakla dögsen bile,
sefaheti ondan gitmez.
23 Koyunlarının halini eyice bil; sürülerine dikkat ' eyle:
24 Zira servet daimi değildir; ve taç devir bede- vir kalmaz.
25 Ot biter, çimen görünür, ve dağların nebatı toplanılır.
26 Kuzular senin libasın içindir; ye erkeçler tarlanın
kıymetidir;
27 Taamın için ve hanenin taamı için ve cariyle-j rinin
nafakası için kifayet miktarı keçi sütün olacaktır.
YİRMİ SEKİZİNCİ BAP
1 Kovalıyan
yok iken şerİL kaçar; amma salihler genç
arslan gibi cesurdur.
2 Diyarın
isyanı sebebile reisleri çok olur; lâkin anlayışlı ve alim adamın idaresinde
hüsnü hali devamlı olur.
3 Fakir
olup da yoksullara zülmeden adam, mahsul bırakmıyan şiddetli yağmur gibidir.
4 Şeriati
terkedenler şerirleri methederler; lâkin şeriati hıfzedenler onlara mukavemet
ederler.
5 Kütü
adamlar hakkı anlamazlar; amma Rabb’i talep edenler her şeyi anlarlar.
6 Kemalile
sülük eden fakir, zengin olupta yolları eğri olan adamdan iyidir.
7 Şeriati
hıfzeden, anlayışlı oğuldur; lâkin müsriflere refik olan, pederini utandırır.
8 Malını
faiz ve murabaha ile çoğaltan adam, onu yoksullara merhamet eden için cemetmiş
olur.
9 Şeriati
dinlemekten kulağını çevirenin, duası bile mekruhtur.
10 Müstakimleri kötü yola saptıran, kendi çukuruna düşecek;
amma kâmiller hayra varis .olacaklar.
11 Zengin adam kendi nazarında akildir; lâkin anlayışlı olan
fakir onu tefahhüs edeı.
12 Salihler mesrur oldukta, büyük iftihar olur; amma şerirler
rifat buldukta, adam bulunmaz olur.
13 Kabahatini setreden, berhurdar olmaz; amma ikrar ve
terkeden, merhamet bulur.
14 Daima haffeden adam mübarektir, amma kalbini katılaştıran,
belâya düşer.
15 Fakir kavm üzerine tesallüt eden şerir, gümür- diyen arslan
ve doyamaz ayı gibidir.
16 Anlayışı noksan olan hükümdarın zülmü çok olur; amma tamadan
ikrah eden, ömrünü artırır-
17 Bir kimsenin kanile mücrim olan adam çukura kadar kaçar;
kimse ona tesahüp etmesin.
18 Kemal üzre sülük eden, halâs bulur, fakat iki yollu eğri
adam birinde düşer.
19 Toprağını işleyen, ekmeğe doyar; lâkin boş a- damların
arkasından koşan, fakirliğe doyar.
20 Sadik adamın bereketleri çok olur; amma zengin olmağa acele
eden, suçsuz olmaz.
21 Hatır gözetmek iyi değildir; zira bir lokma ekmek için adam
günah işler.
22 Kötü gözlü adam zengin olmağa acele eder, ve kendi üzerine
fakirlik geleceğini bilmez.
23 Bir adamı tazir eden, lisanla müdahene edenden ziyade
nihayette lütuf bulur.
24 Peder ve ya validesini soyup da, Günah değildir, diyen,
helâk edicinin refikidir.
25 Kalbi mutekebbir olan adam, hiza çıkarır; lâkin Rabb’e
tevekkül eden temizlenecektir.
26 Kendi kalbine tevekkül eden, ahmaktır; fakat hikmet üzre
sülük eden, halâs bulur.
27 Fakire veren, muhtaç olmaz; amma yüz çevirene çok lanet
olur.
28 Şerirler rifat buldukta,
adamlar gizlenirler; ve helâk olduklarında, salihler çoğalır.
YİRMİ DOKUZUNCU BAP
1 Çok
defa tazir olunup da boynunu sertleştiren adam ansızın kırılacak, ve şifa
bulmıyacaktır.
2 Salihler
kesbikuvvet ettikte, kavm ferahlanır, lâkin şerir tesallut ettikte kavm ah
çeker.
3 Hikmeti
seven kimse pederini müferrah kılar;- amma fahişeler ile ülfet eden, mal telef
eder...
4 Padişah
adaletle diyarı sabit kılar; lâkin rüşvet alan onu harap eder.
5 Komşusuna
müdahene eden adam onun ayak' lan için tuzak kurar.
6 Kötü
adamın günahında tuzak var: amma Salih şad umesrur olur.
7 Salih
adam fukaranın davasını bilir; fakat şerir bilmeği vazife edinmez.
8 Müstehzi
adamlar şehri ihtilâle verirler; amma hikmet sahipleri gazabı teskin ederler.
9 Ehlihiknıet,
sefih ile dava ettiğinde, darılsa ' da, gülse de, rahatı olmaz .
10 Kanlı adamlar kâmile buğz ederler; lâkin müstakimler onun
canını kayırırlar.
11 Ahmak bütün fikrini meydana çıkarır; amma ehlihikmet,
vaktiahar için saklar.
12 Yalan sözü dinliyen hükümdarın cümle hademesi şerir olur.
13 Fakir ve zalim adam biribirine rast gelir; iki- I sinin de
gözüne nur veren, Rabb’tir.
14 Fukaraya hak üzre hükmeden padişahın tahtı ilelebet sabit
olur.
15 Değnek ve tazir mucibi hikmettir; ve kendi haline bırakılân
çocok validesini utandırır.
16 Şerirlerin çoğalmasile günah çoğalır; fakat sa- lihler
onların düşmesini görecektir.
17 Oğlunu terbiye eyle , ve sana rahat, ve canına sefa
verecektir.
18 İlham olmayınca kavm fasit olur; lâkin şeriatı hıfzeyliyen,
mübarektir
19 Anlıyıp da cevap vernıiyen kul sözlerle terbiye olunmaz.
20 Kendi sözlerinde acele eden bir adam gördün mü? ondan ziyade
ahmaktan ümit vardır.
21 Her kim kulunu sebavetten beri nazikâne, beslerse, nihayet
kendinin oğlu olur.
22 Gazaplı adam niza çıkarır hiddet|i aadamın çok kabahati
olur. "
23 Adamın kibri onu alçaklatır; lâkin mütevaz adam izzete nail
olur.
24 Hirsıza refik olan kendi canına bugzeder; yemini işitir de
haber vermez.
25 İnsan korkusu tuzağa düşürür; amma Rabb’e tevekkül eden
himaye olunur.
26 Hükümdarın yüzünü talep edenler çok olur; lâkin adamın hükmü
Rabb’tendir
27 Zalim adam salihler indinde mekruhtur; ve istikamet üzre
sülük eden kimse şeririn indinde mekruhtur.
OTUZUNCU BAP
1 Acur ibni Yakanın sözleri, yani o adamın İtiele, İtiel ile
Ukala söylediği vahiydir.
2 Hakikaten ben her adamdan ziyade akılsızım, ve, bende
insan anlayışı yoktur; i
3 Ve ben hikmet öğrenmedim, ve Kuddusun ilmini bilmem. .
4 Semavata kim çıktı verendi? Rüzgâri avuçlarına kim
topladı? Suları esvaba kim sardı? Zeminin cümle müntehalarını kim kaim etti?
Onun ismi ne, ve oğlunun ismi ne olduğu malûmun mudur ?
5 Allahın her kelamı safidir;-o kendisine tevvekekül edenlere kalkandı?.
6 Onun
şözlerine ilâve etme, olmaya ki seni tazir ede, ve yalancı çıkasım
7 Senden
iki şey talep ederim; ben ölmezden evvel onları benden diriğ etme.
8 Butlanı
ve yalanı benden uzaklaştır; bana ne fakirlik ve ne zenginlik ver; nasibim olan
ekmekle beni besle.
9 Olmaya
ki doyayım da seni inkâr edip, Rabb kimdir ? diyeyim; ve olmaya ki fakirlenip
de sirkat edeyim, ve Allahımın ismini beyhude vere ağzıma alayım.
10 Bir kul hakkında efendisine şikâyet etme, olmı- ya ki sana
beddua eyliye, ve kabahatli bulunasın .
11 Pederine beddua eden, ve validesine hayırdua etmiyen nesil
vardır.
12 Kendi nazarında pak, fakat murdarlığından yıkanmamış nesil
vardur
13 Gözleri ziyadesile mütekebbir, ve kirpikleri ilksek
nesil vardır.
14 Biçareleri zeminden, ve fukarayı rias arasından yemek için,
dişleri kılıç ve azıdişleri bıçak gibi olan nesil vardır.
15 Sülüğün iki kızı var; Ver, ver” derler. Bu üç şey doymaz,
dört nesne, Kifayet eder, demez:
16 Haviye ve akir rahim ve suya doymaz toprak ve, Kifayet eder,
demez ateş.
17 Pederini istihza eden, ve validesine itaat etmeği hor gören
gözü dere kargaları oyacak, ve kartal yavruları yiyecektir.
18 Bu üç şey bana acayib görünür; bilmediğim dört şey bile
vardır:
19 Havada kartalın yolu, kaya üzerinde yılanın yolu, deniz
ortasında geminin yolu, ve kız ile olan adamın yolu.
20 Zaniyenin yolu dahi böyle dir; yer, ve ağzını siler, ve,
Kötülük etmedim, der.
21 Üç şeyden dolayı zemin titrer, dört şeye bile tahammül
edemez:
22 Kul padişah oldukta, sefih ekmeğe doydukta,
23 Mekruhe tezviç olundukta, ve cariye hanımına varis oldukta,
zemin titrer.
24 Zeminde dört küçük şey var, lâkin onlar ziyadesiyle
akildirler:
25 Karıncalar kuvvetli bir taife değil dir, lâkin onlar
yiyeceklerini yazın tedarik ederler.
26 Ada tavşanları kuvvetsiz taifedir, fakat evlerim kayada
yaparlar.
27 Çekirgelerin padişahı yoktur, amma cümlesi bölük bölük
çıkarlar.
28 *Kertenkele
/ Örümcek, Beli küçük tazı. Eller ile duvara yapışır, ve padişahların sarayında
bulunur.
29 İyi yürür üç şey var, ve dört nesnenin gidişi güzeldir:
30 Arslan, ki hayvanlar arasında cebbar olup, hiç birinin
yüzünden geri çekilmez.
31 Beli kolanlı at ve teke, ve kavmi kendisi ile beraber olan padişah.
32 Eğer tekebbür etmekle sefahat işledin ise, yahut kemlik
tefekkür ettin ise, elini ağzına ko.
33 Zira sütü sıkmakla **peynir çıkar, burunu sıkmakla kan
çıkar; gazabı sıkmakla kavga çıkar. [Karşı durulmaz padişah. **Yahut: Yağ.]
OTUZ BİRİNCİ BAP
1 Padişah
Lemuelin sözleri, yani validesinin ona talim ettiği vahiydir. ı
2 Ey
oğlum, ne? ey rahmimin oğlu, ne? ey nezirlerimin oğlu, ne söyleyeyim?
3 Kuvvetini
nisvana, ve yollarını padişahlara, mucibihelâk olanlara verme.
4 Ey
Lemuel, padişahlara yakışmaz, şarap içmek padişahlara yakışmaz^ ve müskirat
padişahlara ' yakışmaz.
5 Olmaya
ki içip de şeriatı anutalar, ve biçarelerden birinin hakkını tağyir edeler.
6 Müskiratı
helâk olmak üzre olana, ve şarabı can acısında bulunanlara veriniz:
7 Ta
ki onlar içip kendi fakirliklerini unutalar, ve meşakkatlarını artık der hatır
etmiyeler.
8 Ağzını
dilsiz için, cümle bikes olanların davası için aç.
9 Ağzını
açıp, doğru hükmet, ve fakir ile biçarenin davasını gör.
10 Faziletli karı kim bulabilir? Onun kıymeti cevahirden çok
ziyadedir.
11 Zevcinin kalbi ona itimat eder, ve ganimeti eksik olmaz.
12 Merkume ona bütün müddeti ömründe kemlik etmiyip eyilik
edecektir.
13 Yapağı ve keten arar, ve dilediğini ellerile işler-
14 O tüccar gemilerine benzer: ekmeğini uzak yerden getirir.
15 Ve daha gece iken kalkar, ve hanesi halkına taam, ve
hizmetçi kızlarına hisse verir.
16 Bir tarla hakkında düşünür ve onu satın alır; ellerinin
emeğile bir "bağ diker.”
17 Belini kuvvetle kuşatır, ve bazularını kuvvetlendirir.
18 Ticaretinin iyi olduğunu anlar; çeragı geceliyin sönmez.
19 Ellerini iğe uzatır, ve avucu ile örekeyi tutar.
20 Elini fakire açar; ve ellerini muhtaç olanlara uzatır.
21 Hanesi halkı için kardan korkmaz ; çünkü bütün hanesi
halkının iki kat elbisesi var.
22 Kendine örtüler yapar; elbisesi tülbent ve ergovanîdir.
23 Zevci diyarın ihtiyarları ile oturduğunda, kapı-' larda
malûmdur.
24 Bez dokur ve satar, ve tüccara kuşaklar verir.
25 Elbisesi izzet ve şereftir, ve gelecek vakıtta mesrur
olacaktır.
26 Ağzını hikmetle açar ve dilinde letafet kanunu vardır.
27 Hanesi halkının yollarına dikkat eden ve tembellik ekmeğini
yemez
28 Oğulları kalkıp onun hakkında, Mübarektir, derler; zevci
dahi onu metheder.
29 Çok kızlar faziletle hareket ettiler, fakat sen cümlesinden
efdal oldun.
30 Hüsün yalandır, ve güzellik fanidir: amma Rabb’den korkan
karı meth olunacaktır.
31 Ellerinin emeğinden ona veriniz; ve işleri onu kapılarda
methetsinler.
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar
Yorum Gönder