Mustafa İslamoğluna Göre İsrail ve Amerika, Türkiyeden daha Müslüman (mış)....
Yorum:
Bahusus;
İslam Düşmanı Emperyalist ABD’nin “İslamilik” Endeksiyle Müslümanlara Ayar Vermek
İslam coğrafyasında milyonlarca insanın ölümünden sorumlu olan, Müslümanları işkence, katliam ve tecavüz ile yok etmeye çalışan ABD tarafından İranlı iki akademisyene hazırlatılan “İslamilik” listesini “utandıran liste” diye gözümüze sokanlar var.
2010 yılından bu yana ABD tarafında İranlı iki akademisyen Şeherazade Rahman ve Hüseyin Askari’ye hazırlatılan “İslamilik” endeksi bu yıl Türkiye’de bazı yayın organları ve kişiler tarafından “utandıran tablo” “İslam ülkeleri ilk 40’ta bile yok” vb. başlıklarla servis ediliyor.
Katillerden, işkencecilerden ve tecavüzcülerden ahlak dersi almayı, İslamiliği batının sadece kendi coğrafyası ve insanına istediği demokrasi ve refah düzeyi ile (tabi söz konusu Müslümanlar olunca ortada demokrasi de kalmıyor. Örnek: Mısır, Filistin ve Cezayir seçimleri) eşitleyip İslam ülkelerindeki zalimlerin kimlerin emriyle hareket ettiğini ve bu coğrafyayı kimin sömürdüğünü sormadan ve bugün içinde bulunulan duruma övülen Batı'nın etkisini konuşmadan “Utandıran Liste” başlıklarını kullanmak sadece Batı karşısından aşağılık kompleksine girmiş olmanın bir göstergesidir.
Listede Müslümanların ölüm ve baskı altında yaşamanın sorumlularından ABD 23. sırada, Filistinlere tarihin en büyük zulümleri reva göre Siyonist İsrail 39. sırada, başta Doğu Türkistan olmak üzere Müslümanlara yaşam hakkı vermeyen 89. sırada, başörtüsünü yasaklayan Avusturya 14. sırada, laikliği sadece Müslümanların kimliklerini yok sayma silahı olarak kullanan Fransa 24. sırada yer alıyor.
Odatv’nin habere yaptığı yorum İslam düşmanlarının bu listeyi nasıl anlamlandırdıklarını gösterir nitelikte:
"2010 yılından beri yayınlanan İslamilik endeksinde, Müslümanların İslam’ı adalet ve hakkaniyet ölçeğinde yaşamadıklarını bilimsel veriler ölçeğinde görebiliyoruz. Bu anlamda, yaşanan din umut edilenden kat be kat uzak bir yerdedir artık. Ona yüklenen manayı ve değeri taşıyamamaktadır. Ve ne hazindir ki yaşanan dindeki bu tahribatın sorumlusu da ona iman edenlerdir.
Türkiye’nin bu tablodaki yeri ise elbet içler acısıdır. Siz kalkın doksan bin cami yapın, 150 bin diyanet personeli çalıştırın, anılan kurum için 10 milyarlık devasa bir bütçe ayırın, onlarca ilahiyat fakültesi açın ama İslamilik Endeksi’nde ancak 95.sırada kendinize yer bulun. Bahsettiğimiz teolojik krizden Türkiye’ye düşen pay da bu sanırım. Gökyüzünden ülkeye baktığınızda “İslam Devleti” kurulmuş gibi bir izlenime kapılıp, yeryüzüne indiğinizde bunun yalnızca bir gösteri gibi sunulduğuna şahit olmak. Evet, yaşanan din bu: Gösteri Müslümanlığı."
Listenin Tamamı:
Kaynak: İslam Düşmanı Emperyalist ABD’nin “İslamilik” Endeksiyle Müslümanlara Ayar Vermek
EK OKUMA:
Not: Aşağıdaki yazıda Can Dündar'ın Mustafa İslamoğlu İle aynı ağızdan konuşuyor. Bunların arasındaki fark ne olabilir ki...
Kim da Eine Kolumne vonCan Dündar
Türkiye‘de ayaklar
altına alınan Kur’an’ın idealleri Almanya’da yaşanmakta...
22. Mai 2019, 16:50
Uhr
Köşe yazısının redakte
edilmiş Almanca versiyonu için tıklayınız. // Hier geht es zur deutschen
Fassung
Almanya’nın
"İslamilik"te Türkiye’den çok çok ilerde olduğunu biliyor muydunuz?
Yo, Almanya’da İslam’ın yayılışından söz etmiyorum. İslami öğretilere uygun
yaşamaktan söz ediyorum. Yani İslam, "Çalmayacaksın", "İnsana
hürmet edeceksin", "Komşularınla iyi geçineceksin",
"Ekmeğini yoksulla paylaşacaksın" diyorsa, bu emirlere Almanya mı
daha çok uyuyor, Türkiye mi?
Can Dündar
Can Dündar Özgürüz
websitesinin Genel Yayın Yönetmeni’dir. Türkiye’nin güncel durumu ile ilgili
haftada bir Die ZEIT gazetemizdeki köşesinde yazı yazıyor.
Yeni yayınlanan bir
araştırma, bu soruya, "Almanya" cevabını verdi.
ABD’deki George
Washington Üniversitesi’nden Şeherazade Rahman ve Hüseyin Askari, 2010’dan beri
"İslam Ülkeleri Ne Kadar İslamî?" başlıklı bir araştırma
yayımlıyorlar. Araştırma, Kuran’ı Kerim’in ayetlerini, Hz. Muhammed’in
sünnetlerini referans alarak ülkelerin bunlara uygunluğunu ölçüyor. Bunun için
de "ekonomi", "hukuk", "insan hakları ve siyasi
haklar", "uluslararası ilişkiler" dallarını gösterge alıyor.
Endeks, sadece İslam ülkelerini değil, tüm ülkeleri bu kıstaslara göre
değerlendiriyor.
Geçen hafta İngiliz
Independent gazetesinde yayınlanan sonuç, gerçekten şok edici: Buna göre
2018’de "İslam’ın emrettiği yaşam biçimine en uygun yaşayan ülkeler"
listesinin ilk 40’ında tek bir İslam ülkesi yok. Yani Kur’an’ın öğretileri,
gayrimüslüm ülkelerde daha doğru bir şekilde yaşanıyor. Buralarda
"İslamofobi" yükselse de özünde İslam’ın buyurduğu yönetim biçimi
uygulanıyor. İslam ülkeleri ise, ekonomik, yasal, insani, diplomatik kriterler
açısından, Kur’an’ın ve Hz. Muhammed’in onlara buyurduğu yaşam biçimine
uymuyor.
Peki, hangi ülkeler
"İslam’a uygun" yaşıyor:
Bir numarada Yeni
Zelanda var; 2 ay önce iki camiye yapılan saldırılarla kana bulanan Yeni
Zelanda…
Onu, İsveç, Hollanda,
İzlanda, İsviçre, İrlanda, Danimarka, Kanada, Avusturya, Norveç izliyor.
Lüksemburg 11, Almanya
12. sırada…
Sıralamadaki ilk
Müslüman ülke, 45. sıradaki Birleşik Arap Emirlikleri… Peşinden Arnavutluk,
Malezya ve Katar geliyor.
Türkiye mi? 95.
sırada… Senegal’in, Ürdün’ün, Suudi Arabistan’ın, Fas’ın, Tunus’un da
arkasında…
Sıralamanın dibindeki
40 ülkenin çoğunluğu, Müslüman nüfusa sahip olan ve krallık veya diktatörlükle
yönetilen ülkeler: Tacikistan,
Özbekistan, Türkmenistan, İran, Afganistan, Libya, Suriye, Sudan, Yemen…
Neden böyle?
Araştırmacılara göre
ana sebep, bu ülkelerde İslam’ın siyasal güç unsuru ve baskı rejimlerinin
dayanağı olarak kullanılması… Seçimle gelmemiş diktatörlerce yönetilen,
sorunları diyalog ve uzlaşma yerine baskı ve şiddetle çözen, insanları kanun
önünde eşit kabul etmeyen yurttaşlarının çoğu açlık içinde kıvranırken
yöneticileri lüks içinde yaşayan ülkeler bunlar… Diktatörlerden kurtulup
demokratikleştikçe endekste tırmanıyorlar.
Haber, Türk basınında
"İslam âlemini utandıran liste" başlığıyla yer aldı. Kimi yorumcular,
"İslam ülkeleri için özeleştiri" çağrısı yaptı. Kimileri ise,
"Bir elin verdiğini öbür el görmeyecek" diyen kadim geleneğe rağmen
elinde anahtarla ortaya çıkıp ev bağışlayan, Kur’an’la siyasi kampanya yapan,
ülkesi fakirleşirken sürekli kendisine yeni saraylar yaptıran Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ı örnek gösterdi.
Türk kökenli Mısırlı
âlim Muhammed Abduh, 100 yıl önce şöyle demişti:
"Batı’ya gittim,
İslam’ı gördüm, ama Müslüman yoktu; Doğu’ya döndüm, Müslümanları gördüm, ama
İslam yoktu."
Hem Müslüman ülkeleri
uygarlık çıtasının üzerine çıkaracak, hem de Batı’da yükselen İslam
düşmanlığını önleyecek şey, İslam’la adaleti, demokrasiyi, insan haklarını,
barışı, hakça bölüşüm idealini yeniden buluşturmaktan geçiyor.
ha
"Müslüman"?
https://www.zeit.de/kultur/2019-05/koran-islam-werte-ideale-menschenrechte-tuerkei-deutschland-tuerkisch
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar
Yorum Gönder