Hızını Alamayan Hadsizler “Soluyan köpeğin haline benzer”
Çocukluğumuzda ilahiyatçılar mezheplerin
telfikini istiyorlardı. Hangi mezhepte ruhsat ve kolay varsa onu alarak yeni
bir anlayış geliştirelim derlerdi.
Baktılar, ses soluk çıkmıyor.
Hadislere saldırmaya başladılar. Zayıf, sahih, uydurma gibi terimlerle
hadisleri temizleyelim dediler.
Bu yetmedi 20 sayısını geçmeyecek kadar sahih hadis var
deyip, hadisleri değersizleştirdiler.
Sonra tarihselciler çıktı, hadislerin
her şekilde günümüze bakmadığını iddia ettiler. Yanlarına bir mesele olunca “Kur'ân-ı
Kerime bakarız, yoksa kabul etmeyiz” dediler. Bu işte öyle ileri gittiler ki, Kur'ân-ı
Kerim peygambersiz gökten pat küt düşmüş kitaba benzettiler. Peygamberimiz salla'llâhu
aleyhi ve sellem varmış yokmuş, önemsiz biri oldu.
Herşey bununla kalsa, bu sefer Kur'ân-ı
Kerimdeki bazı ayetler günümüze uymuyor onları da kaldıralım demeye başladılar.
Bazıları ise Allah Teâlâya meydan
okurcasına sen ne anlarsın demeye cüret ettiler. Mesela: “Şeriatın miras
taksimatına uymadım diye Allah yarın bize hesap soracaksa vallahi benim orada
söyleyeceklerim olur, itiraz ederim. Şeriatın diyet hükmüne uymadım diye
günahkâr olacaksam da olurum, uymuyorum. Var mı diyeceğiniz?”
Sonuç bu reformist, Luterci, sanki
kafalarına çip takılmış bu tipler, özgürlükçü ayağıyla dini yaralamaya
çalışıyorlar.
Allah Teâlâ ilk itiraz örneğini şeytan yapmıştı.
“Neden secde edecekmişim Adem’e,
ben bunu mantıklı görmüyorum.”
“Kâle enâ ḣayrun minhu ḣalaktenî
min nârin veḣalaktehu min
tîn”
“Beni ateşten onu topraktan
yarattın.” “Ene hayrun min” “Ben ondan hayırlıyım.” (Araf,12)
Allah Teâlâya bir nevi sen
cahilsin diyerek ilk itirazı yapan şeytanın yolunu benimsemekte bir beis
görmüyorlar.
Yine biride çıkmış namaz ne ki; bakınız
ne diyor
“Kafama göre namaz kılıyorum. Kur'ân-ı
Kerimde ibadet etmemenin cezası yok….” bir sürü saçmalık…
Bu gidişatın sonunda Peygamberimiz
salla'llâhu aleyhi ve sellemi sildiler…
“Bu Kur'an'ın, iki şehrin
birinden, bir büyük adama indirilmesi gerekmez miydi?" dediler.” Zuhruf suresi, 31. ayet
Daha sonra Kur'ân-ı Kerimde uydurulmuş
bir kitap Ve en nihayetinde Allah da neymiş diyecekler… Başka bir şey
düşünemiyorum.
Allah Teâlâ, Kur'ân-ı Kerimde bu bilmiş kafaların durumunu
şöyle izah ediyor.
11. Tek olarak yarattığım
şahsı bana bırak!
12, 13. Geniş bir servet ve
gözü önünde duran oğullar verdiğim;
14. Kendisi için nimetleri
serdikçe serdiğim kişiyi!
15. Hâlâ da arttırma mı
umuyor.
16. Asla! Çünkü o bizim
âyetlerimize karşı inatla direnmektedir.
17. Ben de onu sarp bir yokuşa
süreceğim!
18. Çünkü o, düşündü taşındı,
ölçtü biçti.
19. Kahrolası, ne biçim ölçtü
biçti! 20. Sonra yine kahrolası ne biçim ölçtü biçti!
21. Sonra baktı.
22. Sonra kaşlarını çattı,
suratını astı.
23. En sonunda sırtını dönüp
gitti, gururuna mağlup oldu.
24. "Bu, dedi, olsa olsa
eskilerden nakledilmiş bir sihirdir.
25. Bu, bildiğiniz insan
sözünden başka bir şey değildir."
26. Ben onu sekara (cehenneme)
sokacağım.
27. Sen bilir misin sekar
nedir?
28. Bitirir de bırakmaz;
29. İnsanları kavurur.
30. Orada on dokuz görevli
vardır.
Müddessir Sures, ayet 11–30:
Neticede Allah Teâlâ, dinini bu
saçma sapan insanların gayretlerinden, iftiracı dillerinden, saçmalıklarından
temizleyecektir..
“İnanmayanlara:
"Durumunuzun gerektirdiğini yapın, doğrusu biz de yapıyoruz; bekleyin, biz
de bekliyoruz" de.” Hûd Suresi 122. Ayet
“Eğer biz isteseydik o kişiyi
delillerimizle yüceltirdik. Fakat o dünyaya saplanıp kaldı, hevesinin peşine
düştü. İşte böylesinin hali, kovsan da bıraksan da hep dilini çıkarıp soluyan
köpeğin haline benzer. Âyetlerimizi yalan sayan topluluğun durumu işte
böyledir. Şimdi sen bu kıssayı anlat, umulur ki iyice düşünürler.” A’raf,
176-178
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar
Yorum Gönder