Kolektif Bilinç
Genç bir hekimken hastanede bir tane hastayı görüyor.
Durmadan kafa sallıyor.
Ne yapıyorsun sen diyor.
Ben diyor böyle sallıyorum.
Güneşi yelliyorum.
Niye diyor? E diyor güneşin diyor hava alması lazım.
Rüzgar yapıyorum böyle diyor.
Böylece güneşin affedersiniz penisi hareket ediyor diyor.
Ya güneşin penisi yok.
Öyle sen ona güneşe yardımcı olamazsın diyor.
Sen çekil ben böyle yapacağım diyor.
Neyse diyor deli zaten hani psikiyat bu adam da aradan 3 yıl geçiyor.
Okumalarından birinde bir şeye rast geliyor.
Milattan önce 3.
yüzyılda bugünkü İran coğrafyasında işte Zerdüşler ve Mitrasçılar toplanıp eee yılın şu ayında ele vererekten, kafalarını sallayaraktan güneşin penisini havalandırırlardı.
Bunu bir okuyor.
Ana böyle bir ritüel var diyor.
O adam bunu nereden biliyor diyor.
Hemen ertesi gün hastaneye gidiyor.
Kayıtları inceliyor.
Hastanın geçmişi İranlı mı diye.
Bu bilgi nasıl gelmiş? İran'la alakaları yok.
Hiçbir şekilde bilgi bulamıyor.
İşte ondan sonra o meşhur kolektif bilinç dediğimiz şeyi ortaya çıkarıyor.
Evrenin içerisinde bir tüp olarak düşünün.
Bütün bilgiler, bütün canlılar birbirlerine bağlılar.
Her şey bir ana bilgisayara, lehim mahfuza ya da akaşık kayıtlara bağlı ve bizler de birbirimize misina gibi iplerle bağlıyız.
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar
Yorum Gönder