Kulağı Küpeli Kuluyum Şemseddin’in
CXVII
Kulağı küpeli kuluyum
Şemseddin’in; onu bekliyorum ben, gönlüm Şemseddin’le buluşma şarabını içmek
için ayrılık yaralarıyla dopdolu.
Onun aşk ateşleri Arş’ı da
geçmiş, ferşi de aşmış; bilmiyorum, şu ateş içinde, çevremde hep Şemseddin’in
yüzünü örten örtüler var.
Kucağımda yığın yığın ateşler
var; fakat Şemseddin’i koçmak için o alev alev ateşler abıhayat oluyor.
Aklım bir tencere kaynattı,
içindekini tattım,
çiğ olduğunu gördüm de
Şemseddin’in coşturması için yüzüstü devirdim o tencereyi.
Şu beden evimde görürsün ki biri
var, eliyle başına vurmada, bir başkası var, hasta, hem de ölüm halinde; bir
başkası da Şemseddin’e dalmış gitmiş.
Zül-fekaar’a benzeyen akıl dili,
şu denizi incilerle doldurdu; sonra akıl, dilini çekti, Şemseddin için sustu
işte.
Canına and olsun, gene öylesine
coştum ki ne biçim bağlarsan bağla beni, koparırım o bağı canına and olsun.
Kaynak: Cilt 5
Mevlânâ Celâleddin-Divân-ı
Kebîr-Hazırlayan : Abdülbâkiy GÖLPINARLI
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar