Print Friendly and PDF

Sevgilinin Gözlerini, Dudaklarını Seyret

 


CLIII

*            Bahar mevsimi gelip çattı, seyret de bak, bağlar bahçeler hurilerle, perilerle doldu; sanki Süleyman orduya yüzüğünü gösterdi.

*              Habeş toprağından ay gibi Rum yüzlü dilberler doğdu, sanki senin gibi güzelim Müslümanlar imana geldi, kâfirlikten çıktı.

Gül bahçesine bak, nar çiçeğini seyret, suda sevgilimin aksine dal, şu mahmur nerkisi gör, o kırmızı goncalara hayran ol (sevgilinin gözlerini, dudaklarını seyret).

Katmerli gül yapraklarına bak, altınla gümüş gibi nasıl da birbirine karışmış; hiçbir kuyumcunun sanat ocağından çıkmayan asım- takım mücevherler, halkalar âdeta.

*             Bülbülün canında gülü, gülde de Akl-ı Küll’ü gör; renkten renksizliğe uç, belki oraya bir yol bulursun.

Gül aklı yağmalamada, nesrin işaretler etmede, sanki şu sûretleri, şu resimleri yapan işte buracıkta, perde ardında demede.

Ey savaşa barışı veren, taşa su yürüten, şu kötü renkli toprağı nasıl da renklerle bezeyip meydana çıkarıyorsun.

Dallarda tazelik, selvilerde yücelik, ululuk, gülde yüzlerce güzellik var amma ey can, bambaşka bir şeysin sen.

Bağın, ovanın, gülün yeri mi, mezenin, şarap kadehinin sırası mı? Rûhun da yeri değil, Akl-ı Küll’ün de; çünkü sen canın canından da daha hoşsun, daha güzelsin.

 

Kaynak: Cilt 1

Mevlânâ Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan : Abdülbâkiy GÖLPINARLI

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar