Sa‘dî Şirazi… Bûstân [Bostan]
Sa‘dî’nin
“Bûstân” adlı bu eseri, mesnevî nazım şekli ile 655/1257 yılında yazılmış
manzum bir eserdir. Yaklaşık 5000 beyitten oluşmaktadır. Sa’dî-nâme adıyla da
zikredilen bu eser Firdevsî’nin “Şehname” eserinindeki “Feûlun, feûlun, feûlun,
feûl” vezni ile aynı vezindedir.
Kitabın
başında münâcât ve peygambere övgü, kitabın nazmedilme sebebi, Ebû Bekir Sa‘d
b. Zengî’ye ve torunu Muhammed b. Sa‘d b. Ebû Bekir’e övgü yer almaktadır.
Seçilmiş Beyitler
Halkın
başına Allah’tan korkanı ata
Çünkü
sakınan kişi mülkün mimarıdır.
Senin
çıkarını halka eziyette arayan
senin
kötülüğünü ister halkın kanını emer.
**
Dünyaya
gelip de kalan çıkmadı daha
Kişinin
iyi adı kalıcıdır ancak.
**
Kurdun
başını önceden koparmalı
Halkın
konarını yedikten sonra değil.
**
Bir
insan bütün âlemin padişahı olsa da
Zenginin
malını alırsa dilencidir.
**
Hükümdar
üzerinde ziynet olması çirkindir
Halkın
kalbi düşkünlük içinde yaralıyken.
**
Düşman
aman dilerse keremi meslek edin.
Bağışla
ve onun hilesini de düşün.
**
Bana
göre senin iyiliğini isteyen,
Yolunda
diken var diyen kimsedir.
**
Kalbi
incinmişlerin halini sor
Belki
bir gün senin de kalbin incinir
Düşkünlük
gününü aklına getir de
Düşkünlerin
kalplerini sevindir.
**
Karşılık
vermek kolaydır kötülüğe kötülükle
Adamsan,
iyilik et kötülük edene.
**
Bir
iyilikle bir kalbi rahata erdirmek
Her
menzilde bin rekat namaz kılmaktan iyidir.
**
Madem
kişinin köpeğe iyiliği kaybolmamıştır
İyi
bir insana yapılan hayır hiç kaybolur mu?
**
Ben
ona yüz yıl rızık vermişken
Ondan
bir anda nefret ettin sen.
O
ateşin önünde secde etse bile
Cömertlik
elini geri çekmen niye?
**
Gidip
yırtıcı aslan ol ey hileci!
Kendini
sakat tilki gibi sanma.
Öyle
çalış ki aslan gibi senden de kalsın.
Tilki
gibi artıkla ne diye doyacaksın?
**
Boynu
bükük bir yetim gördüğünde
Kendi
çocuğunun yüzünü öpme.
Yetim
ağlasa kim nazını çeker?
Kızdığında
onu kim idare eder?
**
Aşk
cenginde elinden geldiği kadar sebat et.
Sa‘dî
de aşk uğrunda öldüğü için diri sayılır.
**
Ne
güzel denk gelmiş Sinbad’daki şu nükte:
Ey
oğul aşk ateşe benzer, nasihat yele!
**
Sevgilinin
yanında benim adımı anma dedi.
Onun
olduğu yerde adımın anılması hoş olmaz.
**
Yüce
Allah topraktan yarattı seni
Öyleyse
ey kul, mütevazı ol toprak gibi.
**
Ateş
dik başlı davranıp toprak alttan alınca,
Birinden
şeytan yaratıldı birinden insan.
**
Başıma
kılıç yesem de
Köpeğin
bacağına diş geçirmem.
**
O
mekânda ne toz gördüm ne toprak
O
temiz yerde bir bendim kirli olan.
**
Ey
nefsim layığım ateşe
Surat
mı asacağım küle.
**
Yüksek
dereceye ermek istersen
Tevazu
inişinden yükseğe çıkarsın.
Kendi
derecelerini aşağıda tutanlar,
Bu
dergâhta başköşeyi kaparlar.
**
Sa‘dî,
yol şudur ki yol ehli olanlar
Kendilerini
değerli görmemişlerdir.
Kendilerini
köpekten iyi görmediklerinden
Meleklerden
daha üstün hale gelmişlerdir.
**
Galibiyet
ancak tatlı dillilikle ele geçer.
Asık
suratlılarsa sürekli acı ؟eker.
Sen
tatlı dillilik al Sa‘dî’den.
Asık
suratlıya de ki acıdan geber.
**
Gümüşün
altının diyelim ki yok
Sa‘dî
gibi tatlı dilin de mi yok?
**
Talih
bizden yüz ؟evirmeye
başlayınca
Kaza
okunun karşısında kalkan bir hiçti.
**
Birinin
bahtı yaverse, felek de destekçisiyse
Onu
satırla öldürmek çıplakken bile mümkün olmaz.
**
Çabalamakla
söğüt dalı çiçek açmaz.
Hamamda
yıkanmakla zenci beyaz olmaz.
**
Hileyle
cennete girmek imkânsızdır
Çünkü
çirkin yüzünde çarşaf olmayacak o zaman.
**
Tuttuğun
yol Tanrı’ya değil de başka yere gidiyorsa
Seccadeni
ateşte silkeceklerdir.
**
Yiyip
içip yatmak sadece hayvanların yoludur.
Bu
yolda olma akla aykırı bir durumdur.
Kendilerine
Hakk’ın sırrı âşikâr olanlar
Hakk’a
bâtılı tercih etmezler.
**
Beklenti,
seni her meclisten kovdurur
Onu
kendinden kov ki kimse seni kovmasın.
**
Mide
ele kelepçedir, ayağa zincir
Mideye
kul olanın Allah’a ibadeti nadirdir
**
Âlemin
Rabbi kadirdir mutlaka
Rızkını
gönderir, sen bu kadar yanma.
Ana
karnında çocuğa şekil veren
Ömrü
de, rızkı da yazmıştır zaten.
**
İnsana
hüner, fazilet, din ve olgunluk gerek.
Mevki,
mal dediğin şey bir gelir, bir gider.
**
Nefes
nefese konuşmak istersen
Kimsenin
dediğini duyamazsın.
Hesap
etmeden söz söylememek gerek
Bir
şeyi ölçmeden kesmemek gerek.
**
Sen
söylemediğin söze egemensin.
Söyledikten
sonra sana egemen olan sözdür
**
Bir
anda parlayıp öfkelenirsen
Dünya
kaçmaya başlar senden
Ne
hımbıl ve zavallı olmak iyi
Ne
de hırçınlıkla herkesi kırmak.
**
Ey
akıl sahibi, senin susman vakardır
Ehil
olmayanınkiyse kusur kapatır
Âlimsen
heybetini yok etme
Cahilsen
perdeni yırtma.
**
O
rezaletten aldım bu öğüdü
Görmezden
gelir oldum gördüğümü
Aklın
fikrin varsa dilini tut
Sa‘dî
gibi söz söyle, değilse sus.
**
Benim
yanımda kimseyi kötülükle anma
Kendin
hakkında beni kötü zanna düşürme.
**
İnsanların
adını kötülükle anacak olsam
Annemden
başkasının gıybetini etmem.
**
Kadın
takvalı ve güzel sözlü olunca
Onun
güzelliğine çirkinliğine bakma.
**
Velhasıl
dünyada kimse kimsenin elinden kurtulamaz
Dile
düşen için biricik ؟are
sabretmektir.
**
Âhlakım
iyi de olsa kötü de olsa
Allah
senden daha vâkıftır içyüzüme
**
Düşünüp
anlamayı öğretmen öğretmedi sana
Bu
sıfatı senin tabiatına Allah yerleştirdi
**
Güzel
huylu dostum, vücudun bir ülkedir
O
ülkede damarlar üç yüz altmış nehirdir
Başında
görme, düşünme ve ayırt etme yetisi var
Organlar
kalple, kalp de bilgiyle aziz kılınmıştır
**
Arıdan
bal, havadan helva verir sana
Hurma
ağacından hurma verir, hurmadan hurma çekirdeği.
**
Her
nefeste canla başla şükretmek gerek
Sadece
dilin işi değildir ona şükretmek
**
Yatağında
bir o yana bir bu yana nazla dönerken
Karanlık
gece ne diye uzun gelsin ki sana?
Sıtmadan
titreyenleri düşün bir.
Gecenin
uzunluğunu hastalar bilir.
**
Esarete
düşmüş gördüğün birine gülme
Aman
ha, sen de düşersin esarete
**
Kendisine
demirin mum olduğu Davûd gibi
Hemen
anladım ne olup bittiğini
**
Ebû
Bekir Sa‘d’ın ikbal ve desteği ile oldu bu
Onun
gibisi daha önce gelmemiştir, sonra da gelmez
**
Cennet
pazarının kurulduğu kıyamette
Güzel
amellere konaklar verirler
Ne
kadar sermaye getirirsen o kadar karşılık alırsın
Müflissen
utanç içinde kalırsın
**
Başına
kamışlık tozu çökmüşse
Artık
gençlik neşesinde gözün olmasın
**
Şunu
giyeyim, bunu yiyeyim
Sevdasından
din kaygısı taşımaya vakit kalmadı
Ne
yazık ki bâtılla meşgul olduk
Haktan
uzak kalıp gafil olduk
**
Şimdi
gözün varken gözyaşı dök
Ağzında
dil varken bir özür dile
Ruh
bedende sürekli olacak değil
Ağızda
dil her zaman dönecek değil
Ömrünü
esef ve hayıflanmayla zayi etme
Çünkü
fırsat azizdir, “vakit kılıçtır”
**
Sen
çok oturdun başkasının yerinde
Senin
yerinde de başkası oturacak
İster
pehlivan ol ister kılıç kullanıcı
Kefenden
başka bir şey götürmeyeceksin.
**
Düşmanı
bile ona hıçkırarak ağlamışken
Senin
ona rahmet etmemen şaşırtır beni!
Bizim
de vücudumuz bir gün öyle olacak ki
Düşmanların
bile yüreği yanacak.0(؛
**
Gittiler,
herkes ne ektiyse onu biçti.
Geriye
iyi ve kötü addan başka bir şey kalmaz!2(؛
**
Kıyamette
iyiler yücelere yükselip
Yerin
dibinden süreyyaya erişirken
Utançtan
başın öne kalır senin
Çünkü
sarar çevreni amellerin.
**
Zamanın
geçmesi ile kadeh dolunca
Bir
an bile aman verilmez sana.
**
Küçük
çocuk yalnız gidemez.
Çünkü
o görmediği yolu bilemez.
A
fakir, sen de çaba bakımından yoldaki çocuksun.
Git
yolu bilenlerin eteğinden tutun.9(؛
**
Sen,
bir taş seni görecek diye utanırsın.
Bense
münezzeh olan Allah’tan utanırım.
Özrünü
bildirmek için bugün dilekte bulun.
Çünkü
yarın konuşmaya fırsatın kalmaz.
**
Seni
yoktan var eden Kerîm Allah,
Düştüğünde
senin elinden tutmaz mı hiç?
Kulsan
hâcet elini aç.
Utancın
varsa hüzünle gözyaşı dök.
**
Temizlerin
aşkına, uzak tut beni kirlerden.
Mazur
gör eğer bir hata işlemişsem.
ibadetten
iki büklüm olmuş,
Günah
utancından gözleri yerde ihtiyarlar hakkı için
**
Bizim
dergahımızdan da geri çevrilirse,
O
zaman sanemle Samed arasında ne fark kalır?
Kaynak: Gamze Gizem AVCIOĞLU,
Sa‘di-yi Şiraz’inin Hayatı, Eserleri Ve Türk Edebiyatındaki Yeri
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar