Prosopagnosia
Ümit şimşek
Herbirimiz, diğer bütün
insanlardan farklı bir yüze sahibiz; fakat bu farkı nasıl ayırt ettiğimizi yeni
yeni öğreniyoruz.
Bir karikatürist, birkaç kalem darbesiyle ünlü bir
kişinin resmini çizdiği zaman, onu tanımakta zorlanmayız. Gerçi bir
karikatürü nasıl olup da bu kadar zahmetsizce tanıdığımızı düşünmeyiz; fakat bu
son derece esrarlı bir olaydır ve bilim adamlarını uzun süredir meşgul
etmektedir.
Buna karşılık, dünyanın en ünlü kişilerinin robot
resimlerini çizdirecek olsanız, ortaya çıkan resmi hiç kimse tanıyamıyor!
Bir karikatüristin basit bir iki hareketle başardığını, robot resim çizen
ressamlar veya bilgisayar programları beceremiyor.
Bilim adamlarının,
karikatüristlerin başarısı üzerinde uzun uzadıya durmaları, sadece basit bir
meraktan ileri gelmiyor. Bu başarının sırrı çözüldüğü takdirde, insanlığın
önemli bir sırrı da açıklığa kavuşmuş olacak: Birbirimizi nasıl tanıdığımızı
öğreneceğiz.
Birbirimizi nasıl tanıdığımız
sorusu, pek çoğumuza çok basit gelebilir. “Herbirimiz diğerinden farklıyız
da ondan.” Fakat gözümüzün önünde bir grup Çinli dizilecek olsa, işin hiç
de bu kadar kolay olmadığını fark ederiz. O zaman da “şu Çinliler birbirini nasıl tanıyor?” diye
merak etmeye başlarız.
Bu şaşırtıcı bir soru gibi
gelebilir; fakat bir Çinliye soracak olsanız, alacağınız cevap çok daha
şaşırtıcı olacaktır: “Biz birbirimizden farklıyız. Ya siz birbirinizi nasıl
tanıyorsunuz?” Çinliler bizim için ne kadar birbirine benzer görünüyorsa, biz
gayr-i Çinliler de onların gözünde o derece birbirimize benziyoruzdur.
Bu durumda hangi taraf haklı
dersiniz?
Doğru cevap:
Her iki taraf da. ister Çinli
olsun, ister Amerikalı, ister Türk, ister Kızılderili, bütün insanlar birbirine
son derece benzeyen yüzlere sahiptir. Bu, elbette ki, bütün yüzlerin tıpatıp
birbirinin aynı olduğu anlamına gelmez; ama aradaki farklar hiç de sandığımız
kadar derin değildir. Yüzlerin birbirinden çok farklı görünmesi, bizim onlara
bakarken kullandığımız farklı yöntem sebebiyledir. Eğer biz bir otobüsü
elektrik direğinden ayırt ederken izlediğimiz yöntemle insanları tanımaya
kalksaydık, Greta Garbo ile İndıra Gandi’yi birbirinden ayırmakta çok
zorlanacaktık. Nitekim bugün dünya üzerinde yaşayan insanlar arasında çok
az sayıda da olsa bazıları böyle bir işlemi asla başaramıyorlar.
1997 yılında, Kanada’da trafik
kazası geçiren CK (tam adı açıklanmıyor) isimli bir hasta, kaza sonrasında
okuyup yazamaz ve eşyayı tanıyamaz hale gelmişti. Toronto Üniversitesinde
yapılan testlerde, CK’nın hayvan, çiçek, mobilya, araba gibi eşyayı bile büyük
güçlükle ancak tanıyabildiği görüldü. Fakat insanları tanıma konusunda CK’nın
hiçbir problemi yoktu. Bir kurşun kalemi tanıyamayan hasta, insanları
birbirinden ayırt etmekte hiç zorlanmıyordu. Bu, beyinde insan yüzünü tanımakla
görevli bölgenin farklı bir bölge olduğu yolundaki görüşleri haklı çıkaran bir
vak’a olarak kayıtlara geçti. CK’nın beyninde hasar gören bölge, eşyayı tanıma işlevini
gören bölgeydi. İnsan yüzünü tanımakla görevli bölgede ise herhangi bir hasar
meydana gelmediği için, hasta bu konuda bir sıkıntı çekmiyordu.
Peki, nasıl oluyor da bu bölge,
bir domatese veya mantara bakarken değil de insan yüzüne bakarken faaliyete
geçiyordu?
Bilim adamları, domatesi, mantarı
ve daha başka sebzeleri kullanarak insan yüzüne benzer bir şekil yaptıkları
zaman, CK bunu tanımakta da zorlanmadı. Hasta “şurası ağız, burası burun, burası göz” diyor; fakat
şekil bozulunca, ağzı, burnu veya gözü teşkil eden sebzelerden hiçbirini
tanımıyordu. şekil ters çevrildiğinde, parçalandığında, yahut üst ve alt
kısımlar yer değiştirdiğinde, CK yine bu şekilden bir anlam çıkaramıyordu.
Öyleyse, tıpkı karikatüristin birkaç basit kalem darbesi gibi, insan yüzünün
genel heyetini teşkil eden ve beyindeki özel bölgeyi harekete geçiren bir
şekil, bir tür şifre bulunmalıydı. En azından şimdilik, bilim adamları bizim
birbirimizi böyle bir şifre sayesinde tanıdığımızı düşünüyorlar
NOT: SİYASET İÇİN BU BİLGİYİ
UYARLAYIN…MUHALİFLER VEYA İTTİFAKLAR GERÇEK YÜZLERİ ANALİZ EDİN…
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar