Kaçıncı Kopya
Hayat ilerledikçe, suretler bulanıklaşır.
Geriye kalan sadece hatıralardır.
Kimi gerçek
kimi sahte.
…
Onu
çok iyi hatırlıyorum.
En azından öyle sanıyorum.
…
O bir savaşçıydı.
Geçen yüzyılda, hayatta kalmak için öyle olmak zorundaydınız.
…
Bir
eylemin tek ölçüsü onun neticesidir.
…
Ne
gördüğümü düşündün bilmiyorum.
Ne gördüğünü düşünmedim.
Ne gördüğünü biliyorum.
Ve ne olacağını.
…Yumurtalar…
Yumurta, çünkü biçim değiştiriyor.
Bütün işlevi başka bir şeye dönüşmek.
Sürekli kayboluyor ve yeni
bir şey olarak tekrardan ortaya çıkıyor.
Bu tarz bir maddesel fedakarlığı dünyada
başka bir şeyde düşünemiyorum.
Maddesel fedakarlık ahlaki fedakarlıktır.
Aynen öyle.
Yumurtanın ruhun sembolü olması komik.
Sence de öyle değil mi?
İnsanların
nasıl davranacağını tahmin edebilirsen
onları nasıl kontrol edeceğini de öğrenirsin.
Seni
kilitlemem yanlıştı ama seninle
konuşmalıydım.
Ve buradan kaçmayacağım başka bir yol aklıma
gelmedi.
Pekala, bu konuda haklısın.
Ne yapıyorsun?
Bunu yapmak zorunda değilsin.
Bana yalan söylüyorsan bittin.
Önceden de söylediğim gibi tek istediğim beni tanıman.
Bu çocukça numara için çok özür dilerim.
Ama konuşmamızı bitirmemiz lazım.
Ona ne yapıyorsun?
Hayatta tutuyorum.
Sana yaptığımın aynısını.
Varolduğumu bilmeyen birine kendimi çok yakın
hissetmenin sonunda da onunla
tanışmanın bana yaşattığı hissi tarif edemem.
En nihayetinde dünya, pozitif ve negatif
enerjilerin çarpışmasıdır.
Ondan kurtulduğumuzda birbirimize samimi oluruz diye ummuştum.
…
Neden gitmeme izin vermiyorsun?
İstediğim şon şey, seni iraden dışında burda
tutmak.
Sadece biraz daha sabırlı olman lazım.
…
Ne zaman gidebilirim?
Bu konuşmaları yapmak için uzun süre bekledim.
Ne zaman gidebileceğimi söyle.
Ne kadar şey bildiğini söylediğinde.
…
Quid pro quo.
Anlamını biliyor musun?
Bildiğini sanmıyorum.
Latince.
Latince "s.ktir git" mi demek?
Eşit
takas anlamına geliyor.
Ben sana bir şey veririm.
Sen de karşılığında bana bir şey verirsin.
Onun benim hakkımda ne yazdığına karşılık ben de seninle ilgili şeyleri söyleyeceğim.
Ya bilmek istemiyorsam?
Bilmeyi istemek senin DNA'nda var.
Doğan böyle.
Günlüğe neler yazmış?
Senin hakkında bir şey yazmamış.
Ne hakkında yazmış ki?
…
Tutkulu
bir aşk yaşadın mı?
O kişiyi hayatın boyunca korumaya ve değer vermeye yemin ettiğin türden bir
aşk yani.
Ölüm sizi ayırana dek gibi mi?
O
orijinal biriydi.
Şey kaynağıydı
Haz
kaynağı.
Bunu yüz kez söylemişsindir bana.
Bunun bizimle bir alakası olmadığını
anlamalısın.
Bana inanmıyorsun ama biz diye bir şey yok derken ciddiydim.
Bunu tekrar yaşamalıyım.
Ve eğer tereddütlerin varsa
Midemi
bulandırması bir tereddütse var.
Peki.
Kendi başıma hallederim.
Belki de sen gitmelisin.
Yaptığımız seçimlerle tanımlanırız.
Neden mi gitmedim?
Alıntı: Elizabeth
Harvest (2018)
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar