O Perdenin Açılmasını Beklemedeyiz
LVIII
Hey çi gerîzî çendin yek nefes incâ benşin
Sebr-i tu kû ey sâbir ey heme sebr-o temkin
Hey, ne diye bu kadar kaçıyorsun? Bir soluk otur şurda...
a sabırlı dost, a tümden sabır kesilen, tümden oturamaklı olan, nerde sabrın
senin?
Biz iki üç yeni ölmüş kişiyiz; o
perdenin açılmasını beklemedeyiz; açılsın da telkıynle dirilelim, kefenimizden
kurtulalım.
Hadi, kıyamet gününden önce
geçmişlere bir üfür de gök kubbe bile mahşerinden alkış sesini duy sun.
Hey, bizim dilimizle söyle; gizli
kapaklı değil, apaydın söyle; a bütün huyu kan içmek olan, ne vakte dek sitemlerle
kan içeceksin sen?
Ne vakte dek ciğerini
dişleyeceksin; ne vakte dek âşıkın başına kastedeceksin? Ne vakte dek iş
şöyledir, böyle diye kötü haberler vereceksin ona?
A dudakları şeker mi şeker, a
geceleri cennet mi cennet sevgili, ne vakte dek âşıkın ağzını acıtacaksın,
gecelerini karartıp duracaksın?
A en ulu aldatıcı, hiç bal zehir
verir mi; hiç şekerden sirke coşar mı; şu aldatış ne vakte dek sürüp gidecek?
Dudağın ne yaparsa yapsın, ne söylerse söylesin, şekerden
haber verir... yaptığın her işte lûtuflar gizlidir.
Selvi ne diye saman çöpüne benzesin, altın neden bakıra
dönsün? A kıyamet gününün padişahı, sen ne diye bir kimseye benzeyesin?
Kaynak: Cilt 7-2
Mevlânâ
Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan : Abdülbâkiy GÖLPINARLI
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar