Çürümüş
ebedî canım
seninle vücuda gelen
bedenim kabrinde çürüdü.
gel, benim, benim için.
eridim, bittim.
çürümüş derilerim, dökülmüş kemiklerim,
tozkoparan atlılar kesildiler;
nağmeni ne zaman düzeceksen
tez gel
çürümüş hângahıma
-diriltmek tanrı sesinin işidir.-
sen üfür, dirilirim
sesin, ses mi ki,
candır.
yokluğunla çürüyene
bedenim çürüse, toprak deniz olsa,
değilse yurdunda, ko çürüsün dökülsün tenim,
korku yok, gökleri düşünmüyorum
-sevgili can bağışlar, çürümüş olsam bile..
-kesecekler,
yakacaklar..
ne yapayım?
dirilen, fidan kesilir,
mahşerimsin benim
sevdiğim,
bir kerecik kabrime uğrarsan
çürümüş kemiklerimle, titreyerek,
secde ederim sana
önceki gibi
İsmail Hakkı Altuntaş
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar