SEVMEK Mİ SEVİLMEK Mİ?
Bu sorunun iki cevabını bulmamız
mümkündür.
Ramazan... Cuma günü... Cuma vakti...
Cami... Cemaat tek tük camiye girmekte. İmam kürsüde... Girenlerin arasında...
O... Hızır... Hızır aleyhisselâm da genç ihtiyar arasında onlardan biri gibi
gidiyor bir köşeye oturuyor. Kürsüde imam sohbete başlıyor... Hızır'ın yanına
bir adam gelip oturuyor. Cami yavaş yavaş dolmakta...
Adam, bir müddet sonra uyuklar bir vaziyette sallanıyor, ha uyudu ha
uyuyacak. Hızır aleyhisselâm adamı dürtüklüyor:
- Uyuyacaksın, der. Adam:
-Beni rahat bırak.
Hızır aleyhisselâm ses etmez, ancak ezan okundu okunacak, adam ha uyudu
ha uyuyacak, bir daha dürtükleyerek:
- Uyuyacaksın dedim, der. Adam:
- Ben de sana uyumam, beni rahat bırak
dedim. Rahat bırak beni. Rahat bırak yoksa, Hızır olduğunu söylerim. Buradan
çıkamazsın. Bu kalabalık sakalında bir tel bırakmaz.
Hızır aleyhisselâm susar ve gözlerine kapar, boynunu büker Allah'a
yönelerek:
- Ya Rabbim! Bu nasıl iştir. Bu kulun
benim kim olduğumu bildi. Bu kişi bende bulunan listede ismi yok.
Cevap gelir:
- Sana verilen listede beni sevenlerin
isimleri var. O ise benim sevdiklerimden...
**
Fuzuliye sormuşlar: “ Sevmek mi
daha güzeldir, sevilmek mi? ”
”Sevmek! ” demiş…. “ Çünkü
sevildiğinden hiçbir zaman emin olamazsın! ”
Not: Birinci cevabı tercih ediyoruz.
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar