Sen Kendini Affettin mi?
Amca torunu hanımefendi devam
ediyor:
Artık büyümüştüm. Ammâ gene bir
hastalıktan kalktığım için, mektepte sene
kaybetmiştim. Bu yüzden de, iki
sınıfın imtihânını vermeğe kararlı bulunuyordum.
Halbuki Büyüğüm, sıhhatimi
düşünerek, bu fikrimi pek beğenmedi ise de, ben
kararımdan caymadım.
Lâkin bu defâ da zâtürreye
tutuldum ve tabiî ki düşüncem tatbik edilemedi.
Zaman geçti, gene iyileştim.
Fakat içimde bir azap vardı. Sağlığımı düşünen
Büyüğümü dinlememiştim. Af
dilemeğe karar verdim, ve diledim. Beni dinledikten
sonra, tek cevâbı: "Sen
kendini affettin mi?" demek oldu.
Artık genç kızlık çağından,
evlilik devresine girmiştim. Kocam subaydı.
Tâyin olduğumuz yerlere berâberce
gidiyorduk. Ammâ her sene, yaz mevsiminde
İstanbul'a geliyordum.
Bir seferinde avdet zamânım
gelmiş, vedâ ediyordum ki ağzımdan,
şükürsüzlüğe kaçan ve pek hoş olmayan
bir söz çıktı. O zaman Büyüğüm: "Sen
kızını sever misin?" dedi.
"Evet Efendim!" dedim. Tekrar: 'Bir
hatâsını gördüğünde azarlar
mısın?' diye sorduğunda, gene, evet, dedim.
"Sen bir kul olduğun hâlde,
evlâdının terbiyesini düşünürsün de,
Allah, kullarının hayrı için
neler yapmaz?
Senin iyi gördüğün şeyler içinde
ne kötülükler, kötü gördüğün şeyler
içinde de ne iyilikler vardır.
Haydi güle güle kızım!" diyerek beni uğurladı.
Bu ayrılış için aşırı sızıldanmış
ve hâlime râzı olmamış bulunduğumu
hissederek dışarı çıktım.
Dost/Sâmiha AYVERDİ
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar