Bizim Sınırımız
Bir kardeşimiz bana yazdığı mektubunda …
Hocam selef ulemanın kabul ettiği rivayetlerde ravileri şia mensubu
olduğu ve bidat ehli kabul edildiği için ehli beytten gelen rivayetlerin
azlığı/neredeyse yokluğu vakidir. Selefin geçmişteki bu davranışına binaen
tasavvuf uleması tarafından bahsedilen ricalullah, kutub, gavs gibi olguların
daha sonra İbn Teymiyye, el-Cezviyye hatta İbn Haldun tarafından dahi rafizi
kaynaklı olduğu iddia edildiği olmuştur. Gerçekten de önemli ve mücerrep kasideler,
celcelutiyye cennet'ül esma gibi, hem müellifler tarafından ehli beyt kaynaklı
gösterilirken hem de ilk elden şia kaynakları içerisinde yer alıyor. Benim şahsi kanaatim tamamen şiiliğe
karışmadan evvel Kübrevilik-Nurbahşilik tarikinde bu yönden itidalin yakalanmış
olduğu, Halvetiler aracılığı ile Sinaniyye'de de benzer temayüllerin
bulunduğunu zannediyorum. İlmi Cifr, Mele-i Ala, Hz. Ali ve Hz. Resul'un aynı
nurdan yaratılmış olması gibi garib kabul edilecek mefhumların teferruatıyla
şiada yer edinmiş olması lakin bizde sadece tasavvufta kendine yer bulması
aramızdaki sınırı nereden çekmemiz gerektiğini düşünmeme sebep oluyor.
Cevap
Mesele hakkında: kendi açımızdan dikkat ettiğimiz
konu şudur. Hz. Rasûlü'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellemin konumunu geçen her
konu batıldır. Biz “Efendimize tanrı
demeyiz, bunun dışında herşeyden üstün tutarız.”
Bu sevginin
temelinin Sünni ve Şia kaynaklı olması önemli değil. Bu meyanda Ehli beytin
değeri de Efendimizle olan bağı ile alakalıdır.
Örnek; Bir kişi
hala Mehdi aleyhisselam gelecek beklentisinde ise bu bence sünni olsun veya Şii
olsun benim için kıymetli değildir. Bir kurtarıcıyı beklemek Efendimiz salla'llâhu
aleyhi ve selleme karşı en büyük saygısızlıktır. Gelecek olan peygamberimizin getirdiği
İslam’dan başka bir şey mi getirecek. Değilse beklemenin ne faidesi vardır.
https://ismailhakkialtuntas.blogspot.com/2020/05/mehdi-aleyhisselam.html
https://ismailhakkialtuntas.blogspot.com/2020/03/dinlerde-mehdi-tasavvurlari.html
Sonuç olarak, bir kişide aradığımız İslam Şeriatı ve Hz. Rasûlü'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem ile olan itaat konusuna bakarım. Bazıları gibi Kur’ân-ı Kerimi tanırız, hadisler bize ne diyenlerden bizarız.
Bu salat benim
şiarımdır
https://ismailhakkialtuntas.blogspot.com/2024/10/peygamberimize-imanmz-bu-salat.html
Ehli Beyti
seviyorsam, Hz. Rasûlü'llâh salla'llâhu aleyhi ve selleme hürmetimdir. Herşey
buna göredir. Onlardan da haddini aşan olursa, Hz. Nuh aleyhisselâmın oğlu
gibidir. “Leyse min ehlik”
Tasavvuftaki
bütün kavramlar evliya yahut müceddid, ricali gayb, gavs vb. kim ne olursa
olsun benim için değeri peygamberimize olan bağına göre olmalıdır.
https://ismailhakkialtuntas.blogspot.com/2020/03/necip-fazl-kisakurek-o-ve-ben-isimli.html
Varlığın
Tâcına dair, Zonguldak'ta yazdığım yazı şöyle başlıyor:
— Yâ
(M...... !)
Noktalı
yerde O'nun ismi, hâs ismi... Mukaddes hâs isim... Yâni mukaddes isme, nida
siygasıyla hitap ediyordum.
«— Onu
çıkar oradan, buyurdular; Allah’ın Resûlüne, hâs ismiyle ve nida siygasıyla
hitap olunmaz.
— Niçin
efendim?
«— Hayâ
meselesi!.. Allah bile Kur'ânında, Sevgilisine, hâs ismiyle nida ederek hitap
etmedi.»
Büyük sır
karşısında yandım, kül oldum. Bizzat Allah'ın haya gösterdiği sır...
— Kur'ânın
hiç bir yerinde böyle bir hitap yok mu?
Kısa ve
sert:
«— Hiç bir
yerinde!..»
Gerçekten «de
ki» mânasına «gûl»kelimesiyle başlayan birçok âyette, bu
hitaptan sonra isim gelmediği, gözümün önünden geçiverdi. Buna karşılık, birçok
tefsircinin «de ki yâ M....................... !» diye
kullandıkları klişelerdeki kabalık içimi burkuttu.
Ehli havasın şia ya
meyyilli gibi görünmesi hususuna gelince, bu bir ilimdir. İnkarı mümkün
değildir. Sünni ulema bundan uzak durmuş, Şia ise bunu kendine yakın tutarak
kullanmıştır. İstismarı çok olan bu ilim kabala ile iç içedir. Derinleştikçe
bunu fark edersiniz. Hata yapılan bir alandır. İbni Arabi kuddise sırruhu için
bile bu zemin ayak kaydırdığını düşünürsek, gerisini siz düşünün demek
gerekmektedir.
https://ismailhakkialtuntas.blogspot.com/2025/02/imam-i-gazali-ve-muhyiddin-ibnul-arabi.html
Meselenin özü
budur.
Hakkı Baba
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar
Yorum Gönder