Kafayı Yemiş Cinci mi
İnsanlar derde düşer, çare ararlar kendilerine. Öyle olur ki,
sonunda eli maharetli, ağzı dualı, ehli
havasa başvururlar. Acayibattandır, sebebi pek bilinmez ve bir şekilde işleri
düzelir. Ancak o kolayca bulunmuş, karşılığı
da ödenmemiş, bu iyiliği adi hallerden sanıp, değer vermeyip, unuturlar.
Şöyle ki, bu halden Allah Teâlâ da nasipleniyorsa onun dostlarına
da pay düşmelidir.
“İnsanın başına bir sıkıntı gelince Rabbine yönelerek O'na
yalvarır. Sonra Allah, katından bir nimet verince önceden kime yalvarmış
olduğunu unutuverir; Allah'ın yolundan saptırmak için O'na eşler koşar. De ki:
"İnkarınla az bir
müddet zevklen, şüphesiz sen cehennemliksin." (Zümer, 8)
Aslında o kişi “Arkadaşınız asla cinlenmiş değildir.” (Tekvir,
22)
“Nun; kalem ve onunla yazılanlara and olsun ki, sen Rabbinin
nimetine uğramış bir kimsesin, deli (cinlenmiş) değilsin.” (Nun;1-2)
Binâenaleyh;
“Dil uzatan, sıkıntı veren kimseyi evliya affetse bile, Allah Teâlâ
affetmez ve cezasını mutlaka verir."
Hikâye edilir ki;
"Bir gün Alâeddîn Âbizî'nin gönlünden; "Allah adamlarına
dil uzatanlar niçin helak olurlar?" düşüncesi geçti. Bu düşünceler içinde
iken sohbet ettiği Abdülkebîr-i Yemenî hazretleri onun bu hâlini anlayıp;
"Ey Alâeddîn kardeşim! İki tarafı çok keskin olan bir kılıcı,
kabzasından duvara sağlam bir şekilde yerleştirseler, gafil bir kimse de
süratle gelerek o kılıca kendisini çarpsa ve boynu kopsa, o kılıcın ne kabahati
vardır. Evliya çekilmiş kılıç gibidir. Ona çarpan helak olur. Evliyaya dil
uzatan, o kılıca çarpan kimse gibidir. Evliyaya dil uzatan, sıkıntı veren
kimseyi evliya affetse bile, Allah Teâlâ affetmez ve cezasını mutlaka
verir." buyurdu.
Onlar bakarlar, tanıdıklarını tanımazlar ve helak olur giderler…
Hakkı Baba
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar
Yorum Gönder