Print Friendly and PDF

Uyanık Olanlar

 

Hz. Mevlana

Putların anası, bir put olan nefsimizdir. Çünkü put yılandır, nefis putuysa ejderha. Put kırmak kolaydır, hem de çok kolay, fakat nefsi kırıp geçirmeyi kolay görmek cehalettir.

*

Her ağlamanın sonu gülmektir; sonu gören mutlu olur. Nerede akarsu varsa, orada yeşillik vardır. Nerede akan gözyaşı varsa, oraya rahmet gelir.

*

Sen dilersen ateş, tatlı su olur; dilemezsen su da ateş kesilir.

*

Bir lokmadan haset doğarsa, bilgisizlik ve gaflet meydana gelirse, o lokmayı haram bil.

*

Sevgi, acılan tatlılaştırır. Çünkü sevgilerin temeli, insanı doğru yola götürmektir.

*

Dilden, ağızdan ansızın çıkan sözü yaydan fırlamış bir ok diye bil. O ok, bir daha geri dönmez.

*

Ey dil! Hem sonsuz bir hazinesin sen, hem de dermanı bulunmaz bir dertsin.

*

Dostum, âşıkların hayatı ölümdedir. Gönül vermedikçe gönlü bulamazsın sen.

*

Yarasa güneşten gizlenir, perde ardına girerse, güneşin hayalinden gizlenmiş değildir. Korku ona bir hayal verir. İşte o hayal onu karanlığa çeker. Nur hayali onu korkutur da, gecelere sarılmasına sebep olur.

Sen düşmanın hayali ve tasavvuru yüzünden sevgiliye, dosta sarılmışsındır.

*

Kadın, Tanrı ışığıdır, sevgili değil.

* 

Eğer tamamıyla zorluklara daldınsa, daralıp kaldınsa sabret. Sabır genişliğin anahtarıdır.

*

Kin tutma! Zira kin yüzünden sapıtanların kabirlerini kindarların yanına kazarlar.

Kinin aslı cehennemdir. Senin kinin, o küllün cüzüdür; dinin de düşmanıdır. Aklını başına al; cüz küllün yanında karar kılar. Acı, mutlaka acılara katılır. Batıl söz, nasıl olur da hakka eş olur?

Kardeş, sen ancak o düşünceden ibaretsin. Geri kalan varlığın ise kemik ve deriden başka bir şey değildir. Düşüncen manevi, varlığın gülse, gül bahçesisin; dikense, külhâna lâyıksın.

Koku satanların tablalarına bak. Her cinsi, kendi cinsinin yanına koyarlar. Cinsleri kendi cinsleriyle karıştırır; bu uygunluktan bir güzellik, bir süs meydana getirirler. Fakat mercimek, şeker arasına karışırsa taneleri birer birer ayıklarlar.

Tablalar kırıldı, canlar döküldü ve iyiyi, kötüyü birbirine karıştırdılar. Allak, bu taneleri ayırıp tabağa koysunlar diye kitaplar verdi, peygamberleri gönderdi. Peygamberler gelmeden önce hepimiz birdik; iyi miyiz, kötü müyüz kimse bilmezdi. Alemde kalp akçayla sağlam akça bir yürümekteydi. Çünkü ortalık tamamıyla geceydi, biz de gece yolcularına benziyorduk.

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar