Print Friendly and PDF

Nerde kaldın, nerdesin?


Akşam
oldu.





Yüreğim,
varını yoğunu müsrifçe harcayan bir bahar kadar gamsız, seni bekliyor.





Nerde
kaldın?





 Nerdesin, ey gönüller fırtınası?





Yaz
meltemleriyle tatlı tatlı çırpınan bir perde gibi, yüreğimin açık duran
penceresinde, halecan ve ümitle kabarıp taşarak seni bekliyorum.





Nerde
kaldın, nerdesin?





 Es!





Gizlendiğin
yerden çık artık, ey gönüller fırtınası!





Evvelce
nasıl, ne diye geldin?





 Geldin de azamet ve haşmetinle uğuldar olup,
bu câhil yüreği, gömülü olduğu alaca karanlıktan çıkardın, göz kamaştırıcı
sırlarınla yüz yüze getirdin, sonra da kaçtın, günlerin gecelerin ardına
saklandın, ey zâlim rüzgâr, ey gönüller fırtınası!





Akşam
basıyor. Karanlıktan da aydınlıktan da uzak olan bu kişmîrî gök, bir siyâhî
köle ile, bir sarışın câriyeden doğmuş, çalık renkli melez edâsıyle karşımda
boy göstermekte. Benden ne istiyor?





 Dilini dileğini anlamıyorum ki...





 Gel, gel de sen sor...





 sen anla ey koca saltanatlım, ey gönül
fırtınası!





Senin
için cihet zaman ne ola?





 Doğudan es, batıdan es, yerden es, gökten
es...





 ister öldür, ister dirilt, ey gönül fırtınası!





Seni
kim istemezse istemesin.





Heybetinden
dehşetinden kim korkarsa korksun, kim kaçarsa kaçsın.





 İstemeyeni sen de isteme, kaçandan sen de kaç.





Ammâ o
meçhul inzivândan benim için çık.





Es,
uğulda; ey gönül fırtınası!





Hancı /Sâmiha AYVERDİ


Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar