O’nunla O’na
Sözümde Allah’a dayanıyorum (itisam) ki,
söyleyen O’dur, dinleyen de duyduklarını kabul etmede Allah’a dayansın ki,
söyleyen O olsun. Çünkü bu söz, ismin kendisiyle
(hazretle) müsemmasında kaybolduğu hazretten sadır olmuştur. Bu (hazrette),
lafız manayı değil mana lafzı kuşatmıştır. Bu nefesin bidayeti (mebde)
tasavvuf, nihayeti bildirmenin ötesindedir (favke’t-taarruf). İmdi şerhe
başlıyorum. İsmet O’nunla O’na ve O’ndandır (lehu bihi minhu). [Tilimsânî,
Meâni’l-Esmâi’l-İlâhiyye, vr. 2a.]
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar