Ney Gibi Feryat Ediyorlar
25
Öylesine
feryatlar edeyim ,öylesine tedbirlere girişeyim ki sonucu her münkirin gönül
aynasındaki pası sileyim, gidereyim,
Gönül
senin aşk atına binmiş de öylesine yol alıyor ki her adımda can ülkesini bile
fersahIarca geçmede.
Her
çeşit karanlığın inadına o aydın lâ'I dudaklarını göster de taş yüreklilerin
başlarına arştan taşlar yağsın.
Böylesine
aydınlığını neden inkâr ediyorlar, biliyor musun? bu devleti, bu ikbali
görüyorlar, kendilerinden utanıyorlar, seni kıskanıyorlar da ondan.
Böyle
olmasaydı bu çeşit kör oldukları halde sonunda gözleri açılmaz, o yandaki
yıldızlar gibi salkım-salkım olmuş binlerce ay parçası güzeli görmezlerdi.
Zaten
senin nurundaki neşeden körlerin gözleri açılıp duruyor, yolunun güzelliği de
topalları bile rahvan yürütüyor.
Yürütüyor
amma yol alan, gene de yolda ansızın kendisinden geçivermede. Zaten her akıl,
senin yeşilliğinde boy atıp gelişmede, o havaya uymada.
Bu
yüzden nice kişiler görüyorum, içleri bomboş, ney gibi feryat ediyorlar; bu yüzden
yüzlerce ulu erin boyu, gamla çenge dönmüş, bükülmüş.
330.
Bu yüzden binlerce kervan yoldan kalakalmış, bu yüzden nice geminin kolu kanadı
sınmış, karaya vurmuş.
Bütün
kırılıp dökülenler, canla gönülle ümitlerini sana bağlamışlar; senin sonsuz bilginden
bilgiler, hünerler elde etmeyi umuyorlar,
Umuluyor
ki o senin lûtufların lûtfu olan lûtfun, keremin, kahrı ortadan kaldırır da her
taraf barışa kavuşur, savaşları yok eder.
Umuluyor
ki yelip yortma bir başka çeşit olur, yol yürüyüş bir başka tarza döner, her
gönülde zincir gibi birbirine ulanmış nağmeler belirir.
Tebrizli
Şems'in güzelim davetinden, alımından her zerre yücelir, göklere ağar, her kıl
bir yiğit kesilir. [1]
[1] Cilt 1, Gazel, 25
Mevlânâ Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan :
Abdülbâkiy GÖLPINARLI, İstanbul Remzi Kitabevî , Yükselen Matbaası İstanbul —
1957
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar