Print Friendly and PDF

Hayırsevenler



 


Yüzkırkyedinci Mektûb


Mîr Muhammed Hafi’ye. Vakti değerlendirmek ve insanların ihtiyaçlarını görmenin fazîleti ve güzel ahlâklı olmak hakkında hadîs-i şerîfler:


“Allahu teâlâ sizi ve bizi, Habîbi, sevgilisi ve Peygamberlerin en üstünü Muhammed aleyhisselâma tâbi’ olmakla şereflendirsin!


Ey merhametli kardeşim! Dünya hayâtı çok azdır. Ebedî ve sermedî olan muâmeleler buna bağlıdır [âhıret hayatında, dünyada yaptıklarımızın karşılıklarını göreceğiz] Bu dünyada en mes’ûd kimse, kısa ömründe, âhırete yarayacak işler i yapan, onları adâlete ve rahata kavuşturacak bir makâm, bir vazîfe ihsân etmiştir.


Bu büyük ni’mete çok şükr ediniz! Buna şükr etmek, Allahu teâlânın kullarının ihtiyâçlarını karşılamakla olur. Kullara hizmet etmeniz dünya ve âhıret derecelerine kavuşmanıza sebeb olacaktır. Bunun için, Allahu teâlânın kullarına iyilik etmeğe, güleryüz, tatlı dil ve güzel huy ile onlara kolaylık göstermeğe çalışınız!


Bu çalışmanız, Allahu teâlânın rızâsını kazanmanıza ve âhırette yüksek derecelere kavuşmanıza sebeb olacaktır.


Hadîs-i şerîfte: “İnsanlar Allahu teâlânın ıyâlidir [ev halkıdır]. Kulların Allah’a en sevgilisi Onun hâne halkına iyilik edendir” buyuruldu.


Müslümanların ihtiyâçlarını karşılamanın ve onları sevindirmenin ve güzel huylu ve yumuşak ve sabırlı olmanın fazîletini ve sevablarını bildiren hadîs-i şerifler çoktur. Bunlardan birkaçını yazıyorum. Dikkat ile okuyunuz. Ma’nâsını iyi anlayamadığınız olursa, dinini iyi bilen, dinine sarılmış olan hakîkî âlimlerden sorunuz.


Bir hadîs-i şerîfte “Müslüman, müslümanın kardeşidir, ona zulm etmez. Onu sıkıntıda bırakmaz. Kardeşine yardım edene, Allahu teâlâ yardım eder. Kardeşinin sıkıntısını giderenin, Allahu teâlâ kıyâmet günü sıkıntısını giderir. Bir müslümanı sevindireni, Allahu teâlâ kıyâmet günü sevindirir. Bir müslümanın aybını örtenin kıyâmet günü aybını örter” buyuruldu. [Buhârî ve Müslim]


Bir hadîs-i şerîfte “Din kardeşine yardım edenin yardımcısı, Allahu teâlâdır” buyuruldu.


Bir hadîs-i şerîfte “Allahu teâlâ, bazı kullarını insanların ihtiyâçlarını karşılamak için yaratmıştır. Derdli olanlar, bunlara sığınırlar. Bunlar kıyâmet gününün azâbından emindirler” buyuruldu. [Taberânî]


Bir hadîs-i şerîfte “Allahu teâlâ, bazı kullarına çok ni’metler vermiş, bunları derdli kullarına derman için sebeb yapmıştır. Bu ni’metleri muhtâc olanlara vermezlerse, ellerinden alıp, başkalarına verir” buyuruldu. [İbni Ebiddünya ve Taberânî]


Bir hadîs-i şerîfte “Din kardeşinin ihtiyâcını karşılayana, on sene itikat sevabı verilir. Allah rızâsı için bir gün itikâf eden ile Cehennem ateşi arasında üç hendek uzaklık vardır. İki hendek arası, şark ile garb arası gibi uzaktır” buyuruldu. [Taberânî, Hâkim rivâyet etti ve Sahih-ül isnaddır dedi.]


Bir hadîs-i şerîfte “Bir din kardeşinin ihtiyâcını karşılayan kimseye Allahu teâlâ, yetmiş beş bin melek gönderir. Sabahdan akşama kadar onun için duâ ederler. Akşam ise, sabaha kadar duâ ederler. Her adımı için bir günahı afv olur ve bir derece yükseltilir” buyuruldu. [İbni Hibbân ve başkaları]


Bir hadîs-i şerîfte “Bir mümin kardeşinin ihtiyacını karşılamak için giden kimseye, her adımı için yetmiş sevab verilir ve yetmiş günahı afv olunur. Onu sıkıntıdan kurtarınca, anadan doğmuş gibi günahlardan kurtarılır. Bu yardımı yaparken ölürse, hesabsız olarak Cennet’e girer” buyuruldu. [İbni Ebiddünya]


Bir hadîs-i şerîfte “Bir din kardeşinin sıkıntısını gidermek için, onunla hükümete [mahkemeye] giderse, sırât köprüsünü ayağı kaymadan geçenlerden olur” buyuruldu. [Taberânî]


Bir hadîs-i şerîfte “Amellerin, ibâdetlerin efdali, en kıymetlisi, bir mümini sevindirmek veya elbise vermek veya aç ise doyurmak veya herhangi bir ihtiyâcını karşılamaktır” buyuruldu. [Taberânî]


Bir hadîs-i şerîfte “[Farzlardan sonra] amellerin en kıymetlisi, bir müsülümanı sevindirmektir” buyuruldu. [Taberânî]


Bir hadîs-i şerîfte “Bir kimse, mümin kardeşini sevindirince, Allahu teâlâ bu sevindirmeden bir melek yaratır. O kimse ölünceye kadar bu melek hep ibâdet eder. Ölüp kabre konunca, yanına gelerek, beni tanıyor musun, dedi. Hayır, sen kimsin deyince, bir müslümana vermiş olduğun sevincim. Bu gün senin yalnızlıktaki arkadaşın, hüccetini [Lâ ilâhe illallah] telkîn edicin, seni kavl-i sâbit [Lâ ilâhe illallah] kavli üzere tutucu olmak ve suâl meleklerine cevâb verirken yardımcı olmak ve cevâblarına şehâdet etmek için, şimdi sana gönderildim.


Kabirde ve kıyamette sana şefaat edeceğim. Sana Cennet’teki makâmını göstereceğim der” buyuruldu. [İbni Ebiddünya ve Ebüşşeyh], Çok kimsenin Cennet’e girmesine sebeb olan şey nedir, denildikte “Takvâ, ya’nî haramlardan sakınmak ve güzel huylu olmaktır” buyuruldu. Çok kimsenin Cehennem’e girmesine sebeb olan şey nedir, denildikte “Dili ve tercidir. Ya’nî tenasül uzvudur” buyurdu. [Tirmizî, İbni Hibbân ve Beyhekî] Bir hadîs-i şerîfte “Müminlerin îmanı kâmil [tamam] olanı, huyu güzel ve zevcesine karşı yumuşak olandır” buyuruldu, [Tirmizî ve Hâkim] Bir hadîs-i şerîfte “Bir kul, güzel ahlâkı sebebi ile âhırette yüksek derecelere kavuşur ve ibâdetlerine kat kat fazla sevab verilir. Kötü huy, insanı Cehennem’in derin tabakalarına sürükler” buyuruldu. (Taberânî|


Bir hadîs-i şerîfte “Size ibâdetlerin bedene en kolayı ve hafifini haber vereyim mi? Susmak ve güzel huylu olmaktır” buyuruldu. [İbni Ebiddünyâ]


Bir kimse, Resûlullah’ın karşısına gelip, Allahu teâlânın çok sevdiği amel nedir deyince “Güzel huylu olmaktır” buyurdu. Sağ tarafından gelip, tekrâr sorunca “Güzel huylu olmaktır” buyurdu. Diğer tarafından gelip sorunca, yine “Güzel huylu olmaktır” buyurdu. Sonra, dolaşıp arkadan sorunca, Resûlullah (sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem) mubârek yüzünü buna çevirerek “Niçin anlamıyorsun? Güzel huy, elden geldiği kadar kızmamak demektir” buyurdu. [Muhammed bin Nasr Mervezî]


Bir hadîs-i şerîfte “Ben üzerime aldım; haklı olduğu halde dahî münâkaşa etmeyen kimse, Cennet’in kenarında bir köşk verilecektir. Latife [şaka] olarak dahî, yalan söylemeyene Cennet’in ortasında bir köşk verilecektir. Güzel huylu olana, Cennet’in en yüksek yerinde bir köşk verilecektir” buyuruldu. [Ebû Dâvud, İbni Mâce vîît lirimizi]


Hadîs-i kudsîde “Bütün dinler içinde, bu dini seçtim. Bu din, cömertlik ile ve güzel huy ile tamam olur. Bu dini elinizden geldiği kadar bu ikisi ile tamamlayınız!” buyuruldu. [Taberânî ve Bezzâr]


Hadîs-i şerîfte “Güzel huy, elinizden geldiği kadar suyun buzu erittiği gibi, günahları eritir. Kötü huy, sirkenin balı bozduğu gibi, ibâdetleri bozar” buyuruldu. [Taberânî]


Bir hadîs-i şerîfte “Allahu teâlâ refiktir. Her işinde yumuşak huylu olanı sever” buyuruldu. [Buhârî ve Müslim]


Bir hadîs-i şerîfte “Allahu teâlâ yumuşaktır, yumuşak huyu sever, böyle kimseye hep yardım eder. Aksine sert kimseye yardım etmez” buyurdu. [Taberânî]


Bir hadîs-i şerîfte “Size haber vereyim mi? Kim Cehennem’e haramdır ve Cehenem kime haramdır? Yumuşak huylu, tatlı sözlü ve kolaylık gösterendir” [Tirmizi]


Bir hadîs-i şerîfte “Teenni [sabırlı ve düşünerek iş yapmak] Allah’dan, acele şeytandandır. Allah’dan çok özür dilemek mecburiyetinde kalmayanı sever, Allahu teâlâ hilmi, ya’nî yumuşak huyu sever” [Ebû Yâ’lâ]


Bir [hadîs-i şerîfte “Kul, hilm ile, gündüz oruç tutmuş, geceyi ibâdetle geçirmişlerin sevabına kavuşur.” [İbni Hibbân]


Bir hadîs-i şerîfte “Gadab [kızgınlık] zamanında, yumuşak davrananı Allahu teâlâ çok sever.” [İsfehânî]


- Bir hadîs-i şerîfte “Sert olana karşı yumuşak davrananı ve zulüm yapanı afv edeni ve kendisini mahrûm bırakana ihsân yapan ve kendisini aramayanı ziyâret edeni Allahu teâlâ yüksek derecelere kavuşturacak ve Cennet’te köşkler ihsân edecektir.” [Taberânî, Bezâr] i Bir hadîs-i şerîfte “Pehlivân [yiğit] güreşte, yarışta kazanan değil, gadab zamanında nefsine hâkim olandır.” [Buhârî ve Müslim]


Bir hadîs-i şerîfte “Güleryüzle selâm verene sadaka sevabı verilir.” [Edebiddünyâ]


Bir hadîs-i şerîfte “Din kardeşini güleryüzle karşılamak, emr-i ma’rûf ve nehy-i münker yapmak ve din bilgileri unutulduğu, dalâletin ^yayıldığı zamanda bir kimseyi dalâletten kurtarmak ve yollardan, pıeydanlardan taş, diken ve benzeri şeyleri kaldırmak ve su kabındaki suyu başkasının kabına doldurmak hep sadakadır.” [Tirmizî]


Bir hadîs-i şerîfte “Cennet’te, dışarıdan içerisi, içeriden dışarısı görülen köşkler vardır. Bunlar tatlı sözlü olanlara, açları doyuranlara ve herkes uykuda iken namaz kılanlara verilecektir.”


Bü hadîs-i şerîfler, Tergîb ve Tergîb kitabından alındı. Bu kitab kıymetli hadîs kitablarındandır.


Allahu teâlâ hepimize bu hadîs-i şeriflere uymak nasîb eylesin. Hal ve Bereketlerinizi bu hadîs-i şeriflerle kontrol ediniz. Uyanlar için Allah’a şükr ediniz. Uymayanlar için de, bu hadîs-i şeriflere uygun amel etmek için  AIIahu teâlâya çok yalvarın. Hâli uygun olmayanın da kusurunu anlaması büyük bir ni’mettir. Kusurlu olduğunu anlamayan, bunun için üzülmeyen kimsenin dini, îmanı zaif olduğu anlaşılır.


Beyt:


Kim bulduysa, o büyük devlet buldu,


Bulmayana bulmamak derdi çok oldu.


 


Kaynak:Mektûbât-ı Ma’sumiyye, trc: Süleyman Kuku, 2017, İstanbul, cilt 1, sh:315-319



Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar