Kayıtlar

Kilitle

Biricik sevgilim! Bülbül dilin, serçe kalbinle Gönlümü alırken ne sevecendin Kendimi kaybettiğim günlerimde de Sakla hemi… Hayır hayır…kilitle sen beni İtiraza değmez inancımla Solmuş kalbimi Mahzeninde aç susuz Derin sevdama düğümle… Ahh…içimde kırıklardan sağlam yer kalmadı Çakabilirsin incecik bir çivi tutmaz bedenime Acısını çekmem tek ses bile vermem Sevgi ve yapraklı gül kalplim Gözlerim bulanıyor Yine de senin tarafındayım Senin için diller dökmez miyim Ne çok canım yansa Dikenlerle dişlenmiş başım Sızlanarak açılan ellerime Suskun dil yakışmıyor Seni düşünen değişmez kaderime Esintin değsin İnsafsızlığı kucaklamadan Yeni doğmuş bir   bebek gibi Sar sen beni… Söz verdim tuttum yeminimi Kavuşmak mı, nerede Sebepsiz yarınlara kalıyor Düşlerim, gözyaşlarım, Usandığım bu garip halim Hepsi aşk için değil miydi Göm çürümüşlüğümü Kokuşmuşluğum dağılmadan Üstüme taşlar at, yığ, diri diri En güzeli ey sevgilim Seni bilmem ama Ölmek zamanım benim İsmail Hakkı Altuntaş

Bin yıl

J'ai plus de souvenirs que si j'avais mille ans. Bin seneden ziyâde yaşamışım gibi hatıralarım var. Charles Baudelaire/"Spleen"-"Melâl"

Hafızdan Güne Uygun Bir Gazel

Hafız-ı Şirâzi: Gazel okumak çıkan yazıya tıklayın

Aynaya Düşen Aşkımız

Bütün zahiri ve batının ilimlerini doğuran insandır. Allah Teâlâ   her şeyi kuşatmış olduğu gibi… İnsanı da kuşatmıştır. Kendisine Aşk tecelli eden kişiler Allah’ı insanda ararlar. Görünen şu âlemde bile bir ayna olmadan yüzümüzü göremiyoruz. Hakikate de öyledir. Manevi bir ayna olmadan bir şey göremeyiz. Bu haller sözle anlatılmaz. Konuşmanın da bir sınırı vardır. Aşk ve zevk bu sınırdan sonra başlar. Zevk ve hal kelama gelmez. Aklın bilebileceği bir şey değildir, bu zevk. Akıl ancak nefsi ıslaha memurdur. Nefsini ıslah etmeyen de zevke düşemez. … Yakub Dede

Dont let me go... Beni birakma

Resim
"Yüreğinden öperim" "Kaderim...kederim" "Bir...bir" "Beraber"

Gücüm yetene kadar...

Resim
Ahh güneş burada da var Taki batana kadar Yıldızlar yine parlar Şafak atana kadar Bilsen şimdi nerdeyim Çılgın gecelerdeyim Uzun bir seferdeyim Gücüm yetene kadar Gonca güllerim vardı Burcu burcu kokardı Rengi soldu sarardı Sevip tutana kadar Ahh bir yağmurki dinmiyor Fener söndü yanmıyor Yüreğim dayanmıyor Hasret bitene kadar Yüreğim dayanmıyor Hasret bitene kadar

İkimizin Sağ eli

Resim
Birbirine aşk ile mi dolanmıştır o iki sağ el yoksa dua mı etmektedir? Neden iki sağ el? Bir aşk mümkün olsun diye iki elin iki farklı kişiye ait olduğu mu anlatılır yoksa tek bir sağ el aynada kendini mi seyretmektedir? Rodin müzesini gezen bir göz (=akıl) zannediyoruz “La Cathédrale“ isimli o heykeli unutamaz kolay kolay.

Söylenmemiş Aşklar

Aşkını anlatmaya yeltenme sakın  ancak söylenmemiş aşklar aşktır.  Çünkü hafif rüzgarlar tatlı tatlı sessiz ve görünmez eser.   William Blake

Yüreğime Düştüğün Günden Beri...

Resim
Yüreğime düştüğün günden beri sevgilim, Gül kokulu bir sevda büyür içimde; Hasret toprağında filizlenip, gözyaşıyla sulanan... Yüreğime düştüğün günden beri bir tanem, Kuyruğuna umutlar bağladığım uçurtmalar, Yarışır göklerde, zümrüt ü ankalarla... Yüreğime düştüğün günden beri canparem, Aşkın mumdan bir gemi, ateşten deniz üstünde, Yelkeninde hasret meltemiyle, Mutluluk limanına yanaşmakta... Yüreğime düştüğün günden beri sevdiceğim, Kalbimin kuytularından bir çocuk el sallar, Tekrar günışığında, masum gülüşüyle biraz da yaramaz... Yüreğime düştüğün günden beri gözbebeğim, Gecem şafakla öpüşür, dokunmaya hasret, Umudun sıcak koynunda... Yüreğime düştüğün günden beri nefesim, Saraylar inşaa ederim, gece hayallerimde; Sultanı sen, sevdası ben Sonu; gökyüzünden üç elma düşmüş ile biten... Yüreğime düştüğün günden beri canımın içi, Hasret ırmaklarıyla coşan çağlayanlar; Vuslat denizlerinde, cennet kıyılarına sessizce süzülür... Yüreğime düştüğün günden beri sonsuzum, Ruhum; nefesinle kana