Print Friendly and PDF

Âşıkların Can Güneşi De Tanrı Halvetine Daldı

 


43

Güneş uykuya yattı, vakit geçti, akşam oldu; güneş kuyuya girdi; âşıkların can güneşi de Tanrı halvetine daldı.

*        Hintlilerin arasındaki Türk, gece içinde bir gündüzdür âdeta; geceleyin gürültüyü bırak, çünkü o Türk, çadıra girdi artık.

Bu aydınlıktan bir koku alırsan uykuyu ateşe verir, yakarsın; zühre bile geceleri yürüyüp gitmek, kulluk etmek yüzünden aya eş oldu.

590. Biz geceleyin kaçmadayız, o kovalamada. Ardımızda Hintliler var, çünkü biz altın çaldık, bekçi de haber aldı.

*        Geceleri yürümeyi öğrendik, yüzlerce bekçiyi yaktık, yanaklarımızı mum gibi yalımlandırdık, çünkü beydakımız şah oldu.

Ne mutlu o kutlu yüze ki yüzünü o yüze sürer; ne uludur o gönül ki gönüllerin dilediği o makama yönelir.

Kimdir o gönül yolunda ah etmiyen? O ahin sularına batıp giden kişinin işi iştir.

*        Denize battı mı deniz, onu başının üstünde taşır, hani kuyuya düşüp de sonra devlete erişen Yusuf yok mu, tıpkı onun gibi.

Derler ki: İnsanın aslı topraktır, sonunda toprağa karılır, toprak olur gider,- bu kapıya toprak olan kişi, nasıl olur da toprak olur, mahvolur gider, imkân mı var buna?

Ekinler harman vaktinedek bir çeşit görünür amma harman zamanı yarısı halis iç kesilir, yarısı saman. [1]



[1] Cilt 1, Gazel, 43

Mevlânâ Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan : Abdülbâkiy GÖLPINARLI, İstanbul Remzi Kitabevî , Yükselen Matbaası İstanbul — 1957

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar