HACI BEKTAŞ VELİ BİR BATINİ DAİ'Sİ Mİ? HAKKINDA
Hazırlayan:
Dr. İsmail Kaygusuz
Hacı Bektaş Veli’nin
Türkistanlı Hace Ahmet Yesevi’den (Ö.1167-9) el aldığı doğru olmadığı gibi
mümkün de değildir. Geleneksel bilgiler, özellikle
Vilayetname, Ahmet Yesevi’nin halifesi Lokman Perende’den el aldığını
söylüyor. Ahmet Yesevi, Orta Asya’da “Hacegan (Hocalar) Hanedanı”nın kurucusu
bilinen Yusuf Hemedani’nin (Ö.1140) öğrencisidir. Onun öğrencilerinden Abdel
Halik el-Gucvani (22 yaşına kadar Malatya’da yaşamış, ö.1120) yol zinciriyle
Nakşibendilik, Şeyh Zahid (ö.1296) aracılığıyla Safevilik, Halvetilik ve
Bayramilik, ve Ahmet Yesevi - Lokman Perende - el Harasami üzerinden
Bektaşilik’in çıktığı üzerine bir Tarikat zinciri kurmaktadır Nakşibendi
araştırmacıları. (Hasan Şuşud, “Hacegan Hanedanı-Les Maitres de Sagesse de
lAsie Centrale-Orta Asya Bilgelik Üstatları", Fransızcaya Çev. Charles
Antoni, Le Soufism, la voie de l'Unite, Paris-1980, s.47-80)
Hacı Bektaş Veli’nin,
Yesevilik çevresinde yetiştiği doğru mudur? Daha önce biz
de gelenekçilere uyarak, istemeye istemeye Vilayetname verilerini kabul
edip, bu soruya “evet” diyorduk. Zaten İttihat Terakki’ci araştırmacılardan bu
yana milliyetçi ve resmi çevreler, Hacı Bektaş’ın Ahmet Yesevi’nin ölümünden yaklaşık kırk yıl sonra
doğmasına rağmen, onun tarafından Anadolu’yu “Türkleştirmek”
ve Türkçe'yi yaymak için gönderildiğini ciddi ciddi(!) ileri sürdü, yazdı
çizdi. Bile bile yanlış olanda ısrar etmek,
tarihe müdahale etmektir. Bu ise baskıcı devlet anlayışının yansımasıdır. Kaldı
ki, Hacı Bektaş Veli’nin Yesevi çevresinde, Lokman Perende aracılığıyla yetişmiş
olması da onun Yeseviliği Anadolu’ya taşıyıp Bektaşiliğe dönüştürdüğünü, ve de
aynı çevrenin onu Türklük-Türkmenlik adına buraya gönderildiğini kesinlikle göstermez.
Yıllar önce bu anlayışa Abdülbaki Gölpınarlı haklı olarak şu
yanıtı vermişti:
“Hacı Bektaş’ın, Mevlana’ya
karşı Türk harsını koruduğu, Mevlevilerdeki Farsça'ya karşılık Bektaşilerde
Türkçe'nin işlendiği gibi götürü, yahut ısmarlama pek çok sözler duyuldu. Hatta
onun bir Türkçü olduğu ve başında Ahmet Yesevi’nin bulunduğu bir teşkilat tarafından
bu maksatla Anadolu’ya gönderildiği gibi, kargaları bile güldürecek hükümler
verenler çıktı...” (Abdülbaki Gölpınarlı, Mevlana
Celaleddin, 4.Basım, İstanbul-1985, s.237)
Devamını Oku
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar