Aşk Ödün Vermez
Aşk
gerçekte herhangi bir kişiden olağanüstü bir kişi yaratmaktır. O bir yüceltme
edimidir. Tartışmadan yüceltme eğilimidir. Aşk karşıdakini yani sevgiliyi yüceltmekle
başlar. Aşkta yüceltmenin sınırları çok geniştir ya da hiç yoktur. Halkımız bu
yüceitme işinde sınır tanımamış tır. Bir manide şunları okuruz:
“Gökte
yıldız yüz altmış
Kaşların
keman çatmış
Tanrı bizi topraktan
Seni
nurdan yaratmış".
Aşk
buyük boyutlarda tartışmasız benimsemedir. Aşk tartışmaz, irdelemez, hiç mi hiç
kuşkulanmaz, yalnızca benimser. Kısa sürede dönüşsüz bir tutuma dönüşür, inatçı
bir yönelim olur çıkar. Ödün vermez. Ödün vermeye başladığı yerde sönmeye,
sonunu elleriyle çizmeye başlar. Ödün vermeye başladığı yerde azçok uzun süreli
bir kendini yoketme girişimi için koşullar oluşturur, bunu yaparken kendi
yasalarının dışında formüllere bel bağlar, örneğin ahlak kurallarına başvurur
ya da toplumsallığın bir 9takım alışkanlıklarını kullanır. Gerçek aşk
bükülmezliğiyle ve bölünmezligiyle belirgindir. Bu yüzden katı bir ussallıgı değil
ama yogun bir istemliligi gerektirir. Bu istemlilik usun sakınık koşullarda
oluşturduğu bir istemlilik değildir.
Aşk
kendini sakınmaz. Aşkta geçerli olan istem yargı tanımayan, eleştiri
kaldırmayan bir istemdir. Böylesi bir istemlilikte uyuşmalar ya da uzlaşmalar
bile çok genel bir başkaldırının özel görünümleri olarak algılanabilirler
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar