Aşkı Yenemeyen Şövalye: Cyrano De Bergerac
"…nedir ki buse,
Biraz daha yan yana yapılan bir vaattir.
Yemindir kanmayana.
Bir itirafın candan bir delil bulmasıdır;
…Sevişmek mastarının gül pembe noktasıdır.
Bir şiirdir ki söylenir ağza, kulak yerine…
Bir gönül hazzıdır ki hep derinden derine yayılır.
Bir visaldir karanfil lezzetinde.
Dudakların ucundan tatmaktır ruhu biraz."
---------------------------------
“Ne yapmak gerek peki?
Sağlam bir arka mı bulmalıyım?
Onu mu bellemeliyim?
Bir ağaç gövdesine dolanan sarmaşık gibi, önünde eğilerek efendimiz sanmak mı?
Bilek gücü yerine dolanla tırmanmak mı?
İstemem, eksik olsun!”
Biraz önce verdiğim alıntı; Edmund Rostand tarafından 1897’de yazılan Cyrano de Bergerac adlı tiyatro eserinden bir alıntı. Bugünkü konumuz da Bergerac’ın ta kendisi. Hem 17. yüzyılda yaşamış Fransız şairi, hem de onun hayatından esinlenerek yazılan oyunu konuşacağız. Kemerlerinizi bağladıysanız, başlayalım.
17. yüzyılda yaşamış olan Cyrano de Bergerac; bir silahşör, şair, oyun yazarı ve filozof. Anlayacağınız, kollarının altına birden fazla karpuz sığdırmayı seven bir adam. Su katılmamış bir muhalif. Bileğinin gücüyle herkesi dize getiren, sivri diliyle lafı anında gediğine koyan bu adamın tek bir kusuru vardır; kocaman burnu!
Kuzeni Roxanne’a sırılsıklam aşık olan Cyrano, fiziksel kusuru yüzünden reddedileceğini düşünüp bir türlü kıza açılamaz. Ne var ki onun emrindeki yeni yetme silahşör Christian da Roxanne’a aşıktır. Ama aşkını ifade edecek kadar güzel kelimeler bulamadığı için, kısacası tam bir hödük olduğu için kıza açılamaz. Roxanne da çocuğa karşı boş değildir hani…
Cyrano’yu bir abi olarak gören Roxanne, Christian’la aralarını yapması için bizim silahşöre ricacı olur. Cyrano acısını kalbine gömüp, duygularını hiç değilse başka biri aracılığıyla sevdiği kıza aktarabilmek için Christian’a garip bir teklif yapar: Bütün aşk mektuplarını kendisi yazacak ve ikili buluşmalarda Christian’a sufle verecektir. Christian kabul eder.
Silahşörler cepheye gittiklerinde Cyrano, Christian’ın ağzından aşk mektupları yazmaya devam eder. Hatta kahramanımızın kıza aşkını fark eden Christian “Niye açılmıyorsun abi kıza?” der.
Genç silahşör serseri bir kurşunla vurulur, Cyrano sırrını saklamaya karar verir, Roxanne da bir manastıra kapanır. Yıllar sonra Cyrano, Roxanne’ın kollarında her şeyi itiraf eder ve hayata gözlerini yumar. Bu durumda, Cyrano de Bergerac’ın yenemediği tek düşman aşktır diyebiliriz.
Cyrano’nun askerliği ve kimseye eyvallah demeyen muhalif tavrı babasından gelir. Albay olan babası Solomon Bergerac bir Libertin’dir. Yani kilise ve kralın sanat üzerinde baskı uygulamalarına karşıdır. Hatta bu yüzden kralın casusları tarafından düzenlenen bir suikaste kurban gider.
Bergerac’ın yaşamından esinlenen oyun, zamanında tiyatroya pek meraklı olan 2. Abdülhamid tarafından yasaklanır. 1990 yılında tiyatro oyunundan uyarlanan filmde Bergerac’ı Gerard Depardieu oynamış, türkçe seslendirmesini de Rüştü Asyalı yapmıştır.
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar