ABD, Modern Osmanlı’yı kuruyor/ The idea of a Greek-Turkish Confederation
Prof. Dr. Dimitri Kitsikis: ABD, modern Osmanlı’yı kuruyor/ The idea of a
Greek-Turkish Confederation
Prof. Dr. Dimitri Kitsikis: ABD,
modern Osmanlı’yı kuruyor
Ünlü bir Türkolog olan Kitsikis1970’ten beri Ottawa Üniversitesi’nde Uluslararası
İlişkiler ve Jeopolitik Profesörü, Royal
Society of Canada’da akademi üyesi. Doktora ünvanını 1963’te Paris, Sorbon’dan, aldı.
Yunanistan’ın tanınmış, Hıristiyan-Yunan-Ortodoks geleneğine dayanan
entellektüel, köklü bir ailesine mensup. Çocukluğundan beri Türkler ve
Yunanlılar arasında bir uzlaşı sağlama fikrine sahipti. Bu iki milleti Yunan-Türk
Konfederasyonu içinde birleştirmek, Osmanlı İmparatorluğunu yeniden
hayata geçirmek ve canlandırmak düşüncesindeydi. Yunanistan başbakanı Konstantinos
Karamanlis’in 1960 ve 1970’lerde danışmanlığını yapan
Dimitri, merhum Turgut Özal’ında danışmanıydı. Çin tarihiyle
ilgili yayınlar yaptı, dersler okuttu ve Çinli liderler Mao Zedong ve Deng
Xiaoping ile yakın temasta oldu. Yunanlıların Türkler
tarafından köleleştirilmesi, Osmanlı
İmparatorluğu hakkında Yunanistan okullarında ve üniversitelerinde
işlenen tezler, örneğin Gizli
Okullar gibi konular Dimitri Kitsikis’in eserlerinde
sorgulandı ve Yunanistan’da büyük tartışmalar başlattı. Fotohistory ( Resim
tarihi) olarak bilinen çalışma alanı kurdu. 6 şiir kitabı olan tanınmış bir
şair. 1991 yılında öldürülen Türk gazeteci Abdi
İpekçi adına verilen ilk Yunan – Türk ödülüyle
onurlandırıldı. 2007′de 34. kitabı Antik Çağdan Bugüne Yunan ve Çin Tarihinin
Bir Karşılaştırması başlığıyla yayımlandı. Atina’daki “Dimitri Kitsikis Halk
Vakfı ve Kütüphanesi” devlet tarafından kendisine tahsis edildi. Kitsikis, beş
dakikada sıcak ilişki kurulabilen bir dost, bir Osmanlı sevdalısı…
Türkiye’de yayımlanan Türk-Yunan
İmparatorluğu adlı kitabınızda Osmanlı imparatorluğunun Türklerin ve Yunanların
ortak imparatorluğu olduğu tezini ileri sürüyorsunuz. Bu tezinizi ispatlayacak
tarihi belgeleriniz var mı?
Dimitri Kitsikis : Tarih bize
Osmanlı imparatorluğunun Büyük İskenderin Milatdan önce 4. yüzyılda kurduğu
imparatorluğun son manzumesi olduğunu öğretir. Putperest Roma imparatorluğunda
gelişen, daha sonra Bizans adıyla Ortadoks Hıristiyan imparatorluğuna dönüşen
manifesto Osmanlı adında Alevi-Bektaşi-Roma imparatorluğuna çevrildi ve 1923’de
sona erdi. Batıda milliyetçi ırkcı ideoloji 18. yüzyılda ortaya çıkana kadar
Osmanlı, çok dinli, çok kültürlüydü. Osmanlı imparatorluğunu yaşatan
farklılıklara saygı duymasıydı. Bu gereklilik sömürgeci mantıkla
karıştırılmamalı. Batı hiçbir zaman imparatorluk kuramamamıştı. Osmanlı dönemi,
eşitliğe dayalı tolerans ve saygıda zirveye çıkmış 2500 yıllık uzun
imparatorluk kültürünün devam ettiğini gösteriyordu.
İki millet ne zaman birbirinden
ayrışmaya başladı?
Dimitri Kitsikis :
Osmanlı’da Türkler, Yunanlılar, Ermeniler ve Yahudiler dört temel milletdi ve
bunlar içinde Sünni Türkler ve Ortadoks Yunanlılar çok önemliydi. 19. yüzyılda
imparatorluğu oluşturan iki önemli milletden Yunanlılar Türklerden ayrışmaya
başlayınca sosyal krizler çıkmaya, imparatorluk çatırdamaya başladı. İşte o
zaman emperyalist Batı, imparatorluğu sömürmek istedi. Batı’dan milliyetçilik,
ırkçılık mikrobu sunuldu. Buna rağmen Ortadoks Kiliseler, padişaha olan
bağlılıklarına devam ettiler.
Kimler, neden bu ayrışmayı
istediler?
Dimitri Kitsikis : Diasporada
yaşayan Yunan iş dünyası ve entellektüel çevre, Batıdan ve masonların ayrılıkcı
provokasyonlarından etkilendi. 1821’de bir yüzyıl süren ayrışma dönemi başladı
ve 1923’de tamamlandı. Bunu Türklerin ve Yunanlıların yüzyıl süren iç savaşı
olarak niteliyorum. 11. yüzyıldan 18. yüzyıla kadar Türkler ve Yunanlılar omuz
omuza ortak imparatorlukları olan baba toprağını liberalleştirdi,
emperyalist Batı’ya karşı savundular. Fatih Sultan Mehmet, 1453’de
İstanbul’u almasıyla iki millet için tarihin en büyük kurtarıcı oldu.
Türkiye’de yapılan son kamuoyu
araştırması Türklerin yüzde 73’nün halen Yunanlıları sevdiğini gösterdi.
Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni, bunu açıklayınca Yunan kamuoyu çok
şaşırdı. Peki Yunanlılar hala neden Türklerden nefret ediyor?
Dimitri Kitsikis : Batılar,
Yunanlıların Türklerden nefret etmelerini istediler. Türkler, imparatorluğun
her yanını ırkçılık mikrobu sardıktan sonra, yüz yıl sonra uyandılar. Yunanlı
kardeşlerini sevmeye devam ettiler ve Yunanlıların kendilerinden neden nefret
ettiğini anlamakta güçlük çektiler. Bu fitnenin Batıdan kaynakladığını
bilemediler. Bu nedenle bugün pek çok Türk halen Yunanlı kardeşlerini sever,
buna karşılık daha az sayıda Yunanlı Türkleri sever.
Okullarda okutulan ders
kitaplarından henüz ırkçılık propagandasını iki tarafta kaldıramadı. Resmi
tarih kitaplarından bu anlamsız nefreti ne zaman çıkartacağız?
Dimitri Kitsikis : Son 20
yılda iki tarafta Ege denizinde yaşanan veya yaşanabilecek ırkcı gerginlikler
nedeniyle teyakkuzda kaldı. Okullarda okutulan tarih kitapları mitlerle,
nefretden beslenen önyargılarla dolu. İşadamlarımız ve entellektüel
çevrelerimiz biraraya gelerek Türkiye ve Yunanistan Konfederasyonu perspektifini
masaya yatırmalılar. 1978’de bu fikri kitabımda ortaya attım ve iki ülkenin
hükümetlerine de tavsiyede bulundum. Bugünkü politikacılarımız Dora Bakoyanni
ve Giorgos Papandreou, bu önerimi biliyorlar.
Yunanistan Avrupa Birliği’ne üye
olduktan sonra siyasi ve ekonomik egemenliğini, kültürünü ve milletini sınırlar
içine teslim etmiş oldu. “Osmanlı bizi sömürdü” diyen ırkçı Yunanlıların neden
sesi çıkmıyor, AB’de mutlu musunuz?
Dimitri Kitsikis : AB,
Yunanistan için altından bir hapishanedir. 1815’deki Kutsal Birlik girişimi
gibi kapitalizme karşı potansiyel sosyal karşı durmanın önü alınmıştır.
Türkiye için çözüm yolu bu altın hapishaneye girmek değildir. Eğer
Yunanistan’ın AB ile ilişkileri, birliğe olan bağlılığı zayıflatılırsa Türkiye
ile Yunanistan’ın Konfederasyon kurması daha akıllıcadır. Fransa Cumhurbaşkanı
Sarkozy doğru söylüyor. Yunanistan ve Türkiye, yanlarına İsrail’i de alarak
Akdeniz Birliği oluşturmalılar. Bu konfederasyon özel bir anlaşma ile AB’yle
ilişkide olmalı.
Türkiye, Atatürk tarafından ulus
devleti olarak kuruldu. AB’ye üye olunca kendi kimliğini kaybederek asimile
olacağını mı düşünüyorsunuz?
Dimitri Kitsikis : AB’nin
amacı sadece kapitalizmin istikrarını üye ülkelerde sağlamak değil. Aynı
zamanda üyelerini ulus devletlerden Katalonya ve Patanya’da yaptığı gibi AB
eyaletlerine dönüştürmeye çalışıyor. Ulus devletler yok ediliyor. Yunanlılar
gibi Türklerde bunu kabullenemezler. Türkiye ve Yunanistan, ABD’nin sunduğu
çözüm önerisini takip edebilirler. Washington Türkiye ve Yunanistan’i büyük bir
konfederasyona dönüştürerek AB’nin etkisine karşı balans ayarı yaptırmaya
çalışıyor. Ayrıca AB ile ilişkide olacak bu oluşumun AB’nin çözülmesine
yarayacağını düşünüyor.
ABD’nin Osmanlı imparatorluğunu
yeniden diriltmeye çalıştığını mı söylemek istiyorsunuz?
Dimitri Kitsikis : ABD,
Türkiye ve Yunanistan’ın etkisi azaltılmış genişletilmiş bir konfederasyon
planlıyor. Bu oluşuma Kürt devleti, Gürcistan, Ermenistan ve İsrail
Ortadoğu’dan katılacaklar. Batıda ise Thracian devletleri Arnavutluk ve
Makedonya dahil olacak. Osmanlı imparatorluğu yeni modern bir formatda
canlanacak. Ottawa’nın Kanada’nın başkenti olduğu gibi İstanbul Konfederasyonun
başkenti olacak. Türkçe ve Yunanca, konfederasyonun iki resmi dili olarak
belirlenecek. Diğer bağlı devletler kendi dilleri Arnavutca, Makedonca, Kürtce,
Ermenice, Gürcüce, Arapca ve İbranice kullanmaya devam edecekler. Alevilik ve
Ortadoksluk iki ana din olarak İstanbul’da oturacak sultanın koruması,
garantisi altında olacak. Osmanlı’da Bektaşi Alevi, Ortadoks üyeleri dinamikti,
bu sosyal olgu bugünde kaybolmadı. Türk ve Yunan Konfederasyonu geçmişte
başarılı oldu, tekrar kurulursa bugünkü Kanada federasyonu gibi başarılı
olabilir.
Çok radikal bir öngörünüz var. Peki
Osmanlı’nın temel dini yapısını oluşturan Sünni Türklere ne oldu, ne olacak? Bu
planınızı neye dayandırıyorsunuz?
Dimitri Kitsikis : Söz konusu
analizlerimin doğruluğunu yazdığım onlarca kitapda, yüzlerce bilimsel
yazılarımda, konferanslarımda ispatladım. Bir Tarih profesörü, araştırmacı ve
kamuya mal olmuş bir figür olarak 1960’dan beri devam eden 47 yıllık
üniversitelerde öğretim üyeliğim var. Türkiye’nin eski Cumhurbaşkanı
Turgut Özal ve Yunanistan’ın önemli politik figürü Giorgos Papandreou’a danışmanlık
yaptım. En büyük hayalim Türk ve Yunan kardeşliğinin tekrar imparatorluğa
dönüştüğünü görmek. Türk ve Yunan kamuoyuları uzun yıllardır gerçekleri
görmekten geldi, ortaya koyduğum planı halende inkar etmeye devam
ediyorlar. ABD Dışişleri ve politik karar merkezleri, uzun süre olayın farkına
varamadı, devlet arşivleri buna şahittir. Ancak son dönemde Washington, bu
planın çalışabilir olduğunu anladı ve uygulamaya koydu. Şimdi sorgulamanın tam
zamanı.
ENGLISH TRANSLATION OF THIS INTERVIEW
Dimitri
Kitsikis: The idea of a Greek-Turkish Confederation
According to Dimitri Kitsikis: USA is creating new
modern Ottoman Fellow of the Royal Society of Canada, Dimitri Kitsikis, since
the 1960s, has been the recognised theorist, first in Greece and then in
Turkey, of the idea of a Greek-Turkish Confederation, which he has promoted by
influencing statesmen, politicians, journalists, artists and thinkers in both
countries. His books in Turkish became best sellers in Turkey and were praised
by the Prime Minister of Turkey. He kept close ties with Prime Ministers
Konstantinos Karamanlis senior of Greece and Turgut Özal of Turkey as well as
the Chinese leaders Mao Zedong and Deng Xiaoping. His books in Greek created
one of the greatest controversies ever encountered in Greek historiography. He
has also opened the way to the study of technocracy in international politics.
He has insisted that religion is an essential component of international
politics and strove by conferences and other means to facilitate the
collaboration between the four main religions of Judaism, Christianity, Islam
and Hinduism. He organised Orthodox dialogues with Iranian Shiites and Indian
Hindus. He worked with Israeli Jews and fundamentalist Catholics from Quebec.
He is the founder of the branch of study known as Photohistory. He is also a
recognised poet with six collections of poetry published by Kedros (Κέδρος),
Hestia (Ἑστία) and Akritas (Ἀκρίτας.) In 1991 he was honored with the first
Greek-Turkish prize for poetry Abdi İpekçi, a Turkish journalist who had been
shot dead by terrorists. In 2007, his 34th book was published under the title,
“A Comparative History of Greece and China from Antiquity to the Present”
(Athens, Herodotos, 345 pages). His books have been translated into Spanish,
Portuguese, Serbian, Bulgarian, Russian, Turkish and Greek. Founder and editor
of Endiamese Perioche (Intermediate Region), Greek quarterly of Geopolitics,
since 1996. Public Foundation and Library under the name “ Dimitri Kitsikis”
set up and financed in Athens, by the Greek State, in 2006. He has many
interesting books including Aspects of Ottoman History; Orthodoxy and Islam;
Dialogue among Civilizations; Woman and Family in Islam; Multiculturalism;
Geopolitics and Greece; Comparative History of Greece and Turkey; Greek-Turkish
Area; L’Empire ottoman;The Third Ideology; Turkish Greek Empire.Kitsikis was
our guest speaker at Mevlana Rumi Conference that held in Toronto on November
3, 2007. He answered our questions related to Greek-Turkish dialogue and
Ottoman’s multiculturalism compare to Canadian.
By Faruk Arslan
Your book called Turkish Greek
Empire was published in Turkish, thought that the Ottoman Empire was, in a
sense, a Turkish-Greek co-dominion. What are your historical facts that support
your thesis?
Dimitri Kitsikis: History teaches us that the Ottoman
Empire was the last manifestation of the Empire of Alexander the Great in the
4th century BC which evolved into the Roman pagan Empire, then into the
Christian Orthodox Roman Empire (called also Byzantine) and finally into the
Bektashi Roman Empire (called also Ottoman) up to 1923.
Why did Greeks live over 400 years
under the Ottoman, and waited that long to declare independency?
Dimitri Kitsikis : Before the appearance of a Western
ideology called nationalism, at the end of the 18th century, the Empire was
multireligious and multinational. Respect of differences was vital to the
survival of the Empire this necessity had nothing to do with sentimentality, which
contrary to the West had never been imperialistic. Nevertheless, the Ottoman
period, i.e. the last phase of this 2500 long Empire, was the most tolerant and
the most respectful of equality. Greek was voluntarily involved with Ottoman
where multiculturalism exist. The Greeks were living under the Byzantine Empire
as the Greek religion and culture while Turks captured Istanbul.
What did change after Fatih Sultan
Mehmet conquer to Istanbul? Was it invasion or invitation?
Dimitri Kitsikis: From the 11th to the 18th century,
Greeks and Turks had fought side by side to liberate their common fatherland
(the Empire) against the imperialist West and the Ottoman King Fatih Sultan
Mehmet in 1453 had been the most glorious liberator of these two people.
This is very radical answer. Most
Greek won’t like it. What was the Multiculturalism model in the Ottoman Empire?
Were the Ottoman policies too soft to prevent nationalistic propagandas?
Dimitri Kitsikis: Two of the four basic millets (the
four pillars of the Empire were the Greek, the Turkish, the Armenian and the
Jewish millets)) were in fact the most important: The Sunni (or “Turkish”)
millet and the Orthodox (or “Greek”) millet. At the beginning of the 19th
century the importance of the Greek millet had increased to the detriment of
the Turkish millet, while the Empire began falling into decadence within an
intense social crisis. Then, who did separated Turks from Greek, why it was
happened, and when this process has been started? This was the time when the
imperialist West, wanting to colonize the Empire, introduced the microbe of
nationalism and while the Orthodox Church was imploring the Greeks to continue
to be faithful to their sultan, Greek traders and intellectuals of the Diaspora
inspired by the West and freemasonry provoked a separatist insurrection in 1821
which started the long process of dismantlement of the Empire which came to an
end only a century later, in 1923. This is what I have called the Greek-Turkish
one hundred year civil war.
Wow! How interesting facts are.
Greek Foreign Minister Dora Bakoyanni expressed surprise at a poll showing that
73 percent of the Turks like Greeks. Greek probably likes Turks. What was two
nations political problem, then?
Dimitri Kitsikis: Because of the above circumstances,
the Greeks were taught by the Westerners to hate the Turks, while the Turks who
woke up a hundred years later and were the last of all the peoples of the
Empire to catch the microbe of nationalism, continued to love their Greek
brothers and had difficulty in understanding why the Greeks hated them, not
knowing that the origin of this hate was inspired by the West. This is the
reason why, still today, most Turks like their Greek brothers, while less
Greeks like the Turks. In fact, Greeks are no less likely to be nationalists
than Turks, but rather more. To quite some degree it depends on school
historical education.
We couldn’t correct the remnants of
historic nationalist propagandas on books. How do we influence to remove that
official hatred contained history books?
Dimitri Kitsikis: In the last twenty years huge
progress was made towards overcoming nationalism on the two sides of the Aegean
Sea. History school books have been purged from the myths which inspired
hatred, traders and intellectuals have come together and the perspective of a
Turkish-Greek Confederation, which I was alone to defend in my books in 1978,
is know vindicated by both governments. The most pro-Turkish Greek politicians
are nowadays Dora Bakoyanni and Giorgos Papandreou. After joining European
Union, Greeks own nation and culture gone beyond borders.
Why people are not speaking loudly
after giving up their independency? Are they happy now?
Dimitri Kitsikis: The European Union is a golden
prison for Greece. Like the Holy Alliance of 1815, it prevents any social
revolt against capitalism. The solution is not that Turkey enters this prison
but that Greece loosens its ties with the EU, confederates with Turkey and, as
Sarkozy rightly suggested, form around these two countries a Mediterranean
union (including Israel). This confederation would be linked to the EU by a
special agreement. Ataturk founded Turkey as a nation country.
Could we be going to lose Turkish
identity under EU?
Dimitri Kitsikis: The purpose of the EU is not only to
assure capitalist stability to its member states but with time to dismantle
them and transform them from nation-states to European provinces (like
Catalonia and Padania).
Well! I agree with you. Do you think
joining to EU is not a good idea for Turkey?
Dimitri Kitsikis: In any case, nation-states having
become obsolete, Turkey would certainly be dismantled if she enters the EU (as
Greece will also be in time). As both countries cannot escape dismantlement, a
solution would be to follow the plan of the USA to transform the Greek Turkish
whole into a large confederation which would counterbalance the influence of
the European Union, while at the same time being linked to it by loosened ties.
What do you mean by that. Are you
suggesting that US is establishing new modern Ottoman?
Dimitri Kitsikis: This US inspired broadened
confederation would consist of a hardcore (a reduced Greece and Turkey), joined
by a Kurdish State, Georgia, Armenia, Syria and Israel in the East and by a
Thracian State, Albania and Macedonia in the West. Thus the Ottoman Empire
would be revived in a modern form; Istanbul would become the capital of the
Confederation like Ottawa for Canada.
Himm! Go on please…
Dimitri Kitsikis: The two official languages of the
Confederation would be Greek and Turkish, while the other languages of the
peripheral states (Albania, Macedonia, Kurdistan, Armenia, Georgia, Syria,
Israel) would also have their place.
What do you think for sub
communities such as Alevism, Orthodoxy, and other cultural community in your
idea of Confederation?
Dimitri Kitsikis: The two main religions would be
Alevism (as heir of Bektashism) and Orthodoxy, which would be insured by the
nominal head of the Confederation, having his seat in Istanbul, the Sultan. The
only prince, who could, because of his past, be the sultan and at the same time
be Bektashi-Alevi and Greek Orthodox, is a member of the Turkish-Greek dynasty
of the Osmanlis (Ottoman), as this dynasty has not yet disappeared.
Do you see any similarities between
Canadian and Ottoman multiculturalism models?
Dimitri Kitsikis: It is evident that the best example
of such a Turkish-Greek confederation is the one that has proven its success up
to now, i.e. the Canadian Confederation.
By the way, where have Sunnis gone
who are majority of population in Turkey now? How can Greece and Turkey expect
to be union again when they still think and act like they are under influence
of nationalism?
Dimitri Kitsikis: All the above has been analyzed and
proved by tens of my books, hundreds of my scientific articles and public
conferences, by 47 years of University teaching, by influencing statesmen like
Turgut Özal or Giorgos Papandreou, all along of my professional career as
History professor, researcher and public figure, since 1960. You should keep in
mind that if the Turkish and Greek public opinions are still kept in ignorance
of the facts and plans put forward in my interview, the centers of political
decision -and especially Washington- are not only perfectly aware of them since
many decades (as proven in particular by the archives of the US State
Department) but are pursuing the realization of such plans. It is just a
question of time.
PROF. DİMİTRİ KİTSİKİS:
YUNANİSTAN'I ANCAK TÜRKİYE İLE BİRLEŞME KURTARABİLİR
"Benim 50 yıllık hayalim, Osmanlı döneminde 400
yıl boyunca kardeşçe yaşamış iki toplumun tekrar biraraya gelmesiydi."
Gediz Üniversitesi'nde ders vermeye başlayan
dünyaca ünlü Yunan asıllı Türkolog Prof. Dr. Dimitri Kitsikis, batmanın eşiğine
gelen Yunanistan'ın Avrupa'dan kopacağını, Türkiye'yle birleşeceğini savunuyor.
Kistikis, "En koyu Yunan milliyetçiler bile krize karşı bu çözüm üzerinde
duruyor." diyor.
Prof. Dr. Kitsikis, Gediz Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nde Siyaset Bilimi ve Uygarlıklar Tarihi konularında
misafir öğretim üyesi olarak ders veriyor. Yaşamını Kanada ve Yunanistan'da
sürdüren Kitsikis, Türk ve yabancı öğrencileri güncel gelişmeler hakkında da
bilgilendiriyor. 15 yıl önce yayımlanan "Türk-Yunan İmparatorluğu"
adlı kitabıyla dünyada yankı uyandıran tanınmış tarihçi, son yaşananların
kendisini haklı çıkaracağını söylüyor. Yunanistan'ın batmanın eşiğine
geldiğini, ekonomisinin çöktüğünü, tek kurtuluşunun ise komşusu Türkiye'yle
ilişkilerinde yepyeni bir dönem açmakta olduğunu dile getiriyor.
"Benim 50 yıllık
hayalim, Osmanlı döneminde 400 yıl boyunca kardeşçe yaşamış iki toplumun tekrar
biraraya gelmesiydi." diyen Dimitri Kitsikis, "Çamlıca Hayali"
adlı kitabında bunun üzerinde durduğunu anlatarak, İstanbul'un Türkiye ve
Yunanistan'ın Brüksel'i olabileceğini anlatmaya çalıştığına dikkat çekiyor: "Konfederasyon tarzında iki devletli, çevredeki diğer
ülkelerin de şemsiyesi altına girebileceği yeni bir oluşum hayalimin
gerçekleşeceğine olan inancım şimdi çok daha güçlü. Avrupa Birliği (AB)'nden
kopacak Yunanistan'ı, ancak Türkiye
kurtarabilir. Yunanistan'da bu konuşuluyor, en koyu Yunan milliyetçiler bile
birliktelikten bahsediyor. Şartlar, müthiş bir değişimi hazırladı. Osmanlı'dan
bağımsızlığın ilan edildiği 25 Mart 1821 tarihi artık özgürlük gününden çok,
çöküşün başlangıcı olarak değerlendiriliyor."
Prof. Dr. Kitsikis, birlikteliğin Türkiye ve
Yunanistan'ın gücüne güç katacağının altını çiziyor. Buna daha önce AB'nin en
büyük engel olduğuna dikkat çekerek, bu engelin adım adım ortadan kalktığını
söylüyor. AB ile Yunanistan ilişkilerinin bundan böyle eskisi gibi
olamayacağına vurgulayarak, "Bir süre beraber çalıştığım merhum
Cumhurbaşkanı Turgut Özal da hayalimi destekliyordu ama günün koşulları
nedeniyle henüz olgunlaşmamış bir fikirdi. Şimdi ise tam zamanı. İki ülke
arasında arabulucuk yapmaya, her türlü göreve hazırım. Bu konu, yakında daha
çok konuşulacak. Birbirimizle karşı karşıya gelmemiz için sebep yok, tekrar
biraraya gelmemiz için ise çok. Ben iyimserim; Avrupa'da çıkan, en çok da Yunanistan'ı
etkileyen ekonomik kriz, göreceksiniz çok şey değiştirecek." ifadelerini
kullanıyor.
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar