AFORİZMALAR
Hzl:Muhammet
NEGİZ
İhsan Fazlıoğlu, Prof. Dr., IMU, Edebiyat Fakültesi,
Felsefe Bölümü 1966 yılında Ankara’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Felsefe
Bölümü’nü bitirdi (1989). Ürdün Üniversitesi’nde (Amman) ve Arap Bilim Tarihi
Enstitüsü’nde (Halep) bilim ve matematik tarihi üzerinde araştırmalar yaptı
(1990-1992). Yüksek lisans çalışmasını İ.Ü. Bilim Tarihi Bölümü’nde (1993);
doktorasını, İ.Ü. Felsefe Bölümü’nde tamamladı (1998).
Oklahoma Üniversitesi’nde (ABD) sahasıyla ilgili
araştırmalar yaptı (2001-2002). 2005 yılında doçent oldu. Mc Gill Üniversitesi,
İslam Araştırmaları Enstitüsü’nde misafir
öğretim üyesi olarak bulundu, proje danışmanlığı yaptı ve kıdemli araştırmacı
olarak çalıştı (2008-2011).
Halen İstanbul Medeniyet Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi,
Felsefe Bölümü’nde öğretim üyesidir. Fazlıoğlu, felsefe-bilim tarihi ile
matematik tarihi ve felsefesi üzerine yoğunlaşmakta, özellikle bu yapıların
İslam-Anadolu Selçuklu-Osmanlı-Türk medeniyet
tarihi içerisindeki gelişmelerini yazma kaynaklara dayanarak incelemekte ve
yayınlar yapmaktadır.
Lütfen! Şu
kişiler takip etmesinler:
1. Günlük siyâsetin diliyle düşünen;
2. Mefhûma değil lafza dikkat kesilen;
3. Fikirler-ile değil, kişiler-ile uğraşan...
Öyle bir zamanda yaşıyoruz
ki, asgarî iletişimin şartı güvenin buharlaştığı moğolvâri ikliminde kişinin
aklına mukayyet kalabilmesi için ya hakikî anlamıyla 'derviş' ya da hakikî
anlamıyla 'berduş' olması gerek... Çünkü dervişin de berduşun da 'yatay
iletişim'e ihtiyacı yoktur...
Düşüncenin edebi,
mantık; eylemin mantığı, edebtir...
Herhangi bir olgu ve olayın
nasılı ile niçini hakkında hiç emek vermediği halde yapısı ve değeri üzerinde
konuşan, hiç çilesini çekmediği halde, çoban, çoban köpeği, sürü ve otlak
hakkında ahkâm kesen kişiye benzer. Bu kişi, eğitim-öğretim sürecinin zayiatı
olarak görülebilir...
Kimin 'karşı'sında durduğun
değil, kimin 'yan'ında olduğun önemlidir; çünkü 'karşı-durduğun'la değil,
'birlikte yürüdüğünle fark edilirsin...
Bir konuda herkes
konuştuğunda susmak cehâletin değil, ilmin bir ifadesidir... Kudemânın
deyişiyle: Sükût ilmin bir keyfiyetidir; cehlin değil... ki, bu keyfiyet 'hilm'
yani "kendini heyecandan korumak; nefsine hakim olmak" demektir...
'Bu Ülke'de iktidar şehveti
ile güç paylaşımına odaklanarak bireysel ve toplumsal aslî işlevlerini terk
eden dinî ya da lâ-dinî tüm cemaat ve cemiyetler, 'Millet' olmamızı
engelliyor...
Aşırı övenler ile aşırı
şovenlerin ortak noktası, hep saklayacak bir şeyleri olmalarıdır. Saklayan,
korumak için dikkati uçlara çeker çünkü...
Başlamak için tek bir ilke
var: Yola çıkmak... İlkeler, sen ve yol... Yanlış yapmaktan korkmadan... İrfânî
deyişle: Hâlis bir niyetle çıktığın yolda yaptığın yanlışlar doğruna azık
olur...
Bir kişi ancak ait olduğu
kültürün şahs-i manevisi bulunan kavramlarını kaybetmişse o kültürü aşağılar.
Bu nedenle, vicdanları terbiye etmeden yalnızca idrakleri eğiten milletler,
kültürler kendi mensuplan tarafından aşağılanmaya hazır olmalıdırlar... Kendini
Aramak/18
Kalpleri müteferrik olanları,
akıl birleştiremez. Yani; Anlam-daş olamayan bireyler vatandaş, yurttaş, hatta
dildaş olsalar bile bir millet olamazlar; olsa olsa çıkar-daş olabilirler.
Çünkü; Millet, aynı dili konuşan değil, aynı hâli paylaşan kişilerden oluşan
insan topluluğudur.
Kişinin söyleyecek şarkısı
var ise, dinleyici aramaz... Bilir ki, söz menzile girerse, çölde dahi bir
dinleyeni çıkacaktır...
Ya "hakikati" arama
ya da bulduğunda herkese "açıklama"; ilki yalnız kılar; İkincisi
maskara..; sonuçta her iki hâlde de acı çekersin...
Bir insanın sûreti, sîretinde ortaya çıkar. Bu
nedenle, bir kişiyi tanımak istiyorsanız, yoluna, yoldaşına, yol alış tarzına
bakınız...
Gökten düşenin parçası bulunur; gönülden
düşenin parçası bulunmaz...
//Amiş Efendi
Aklında fikir olmayanın, dilinde küfür;
kalbinde muhabbet olmayanın elinde şiddet olur...
Ümidin kaybolduğu yerde insan ya susar ya
gürültü yapar; gürültü ile inciteceğine sükût ile incinmek, kadere, dua ile
mukâbele etmek gibidir...
Bazı şeyler zamanla değil inançla olur... Çünkü
inanılmayan iş, zamanın bile kaldıramayacağı kadar ağır gelir insana...
İş tutuşun kalbî, iş yapışın aklî olsun.
Birincisi seni samimi ve ihlâslı kılar, İkincisi titiz ve başarılı...
'FİKİR' ile 'KüFüR', büyük kök uyumu gereği
aynı kökten gelir; fikir, tefekkürle gerçeğin örtüsünü açmak; küfür, taannüdle
(inat ederek) gerçeğin üstünü örtmek demektir...
Millet olmanın asgari şartı, toplumsal
'maslahat' için bireysel/kişisel 'menfaatten' vazgeçebilme
'faziletini/erdemini' göstermektir...
Eylemin belîğ olması, çoğu zaman, sözün belâğatından
daha etkilidir...
Hayalini değil, kendini gerçekleştir (tahkîk
el-zât)...; çünkü hiç bir hayal kişinin kendinden daha değerli değildir...
Doğru bile olsa, taassub yoluyla fikir beyan
etmek, hakikati rencide eder...
"Bilgi ihtişâmdır, sahibini muhteşem
kılar..." //Kemâleddin b. Yunus (1156- 1241)
Yalnızca 'değerler' üzerinden düşünmek,
kişileri, olgu ve olaylar karşısında tembelliğe sürükler; nihayetinde ağlarlar
ama çözüm üretemezler...
Kadîm geleneğimizde, eşyanın doğasını bilmeye
'hikmet'; hikmet ile hükmedene de 'hakîm' denmiştir. /./ Kişinin kendi hevâ ve
hevesini eşyaya dayatması, /./ 'tahakküm' ve bu biçimde eyleyen de 'mütehakkim'
olarak adlandırılmıştır, hikmet, 'adalet'e el verir; tahakküm ise 'zulm'e..
Hiç bir kulağı varsaymadan, kişinin kendi
şarkısını terennüm edebilmesi, yaşama cesâretinin zirve bir ifadesidir...
Varlık sahnesinde en tehlikeli (akhtar) kişi,
am-ları(khâtıra) olan kişidir... Çünkü: Hatıraları olanlar 'hatırlarlar...
İnsanlar nezdinde de hatırladığınız ve hatırlandığınız oranda 'hatır'ınız yani
itibârınız olur... Unutanlar, itibârsızlaşırlar...
Çağın gerçekliğini anlamak için ilk elde sahip
olmamız gereken, o gerçekliği hem kavram hem de yargı cihetinden idrak etmemizi
mümkün kılabilecek nazarî bir dildir... Çağa konuşacak dili bulunmayanın
çağdaşlarına yapacak bir teklifi de olmaz, olamaz...
Dünyanı değiştirmek istiyorsan kelimelerini,
dünyayı değiştirmek istiyorsan davranışlarını (eylemlerini) değiştir...
Yalnızlığıyla yol alan bir kişiyi hiç kimse
yokluğuyla korkutamaz...
“Vatan insanı yorar”; çünkü
biz vatanımızda sadece aklımızla değil duygularımızla da yaşıyoruz... Top^rak
onu yo^rar; o da top^ra^ğı yoğrum Har. Yo^ruHmak emek, yoı^mak/yo^rumHa^mak
anılanındır. Emek ve anHam, top^ra^ğı vartan kıllar.
Çağa konuşacak dili
bulunmayanın çağdaşlarına yapacak bir teklifi de olmaz, olamaz...
Dilberinden rahm eğer olmazsa
ol dil-hasteye Kimseler derdine dermân edemez imkân olup | Avnî (Fatih Sultan
Mehmed)
İyi işi yapmak için kalb-i
selîm'e; işi iyi yapmak için deneyime/tecrübeye; 2. Doğru işi yapmak için akl-i
selîm'e; işi doğru yapmak için bilgiye; 3. Güzel işi yapmak için zevk-i selîme;
işi güzel yapmak için edebe ihtiyaç vardır... Hepsini birlikte yapmak için ise
irfana...
Her bir kişinin
yaşamı, kendi hakkındaki rüyasının yorumudur...
Bir insanın kendine ilişkin
kanaati değişmeden, olgu ve olaylara ilişkin bakış-açısı değişmez; çünkü insan
yenilenmeden hayat yenilenmez. İş bu ilke tarihteki her türlü fikrî, dinî ve
siyasî hareketin, insanı tanımlamakla işe başlamasının temel nedenidir...
İlim,
aklın ibâdetidir; belirli bir ibâdeti yapan her bir organın bir tahareti
vardır; öyleyse aklın tahareti ahlâktır... //Taşköprülü-zâde
İnsanlar
“hayvân” gibi öldürülürken sükût edenlerin, hayvanlara “insan” gibi
davranmaları, esfel-i sâfılîn makamının en büyük kanıtıdır...
Çocuklarına tabiattan isimler
veren, Fatih Cami'sinin avlusunda ve türlü yerlerde yüzyıllardır kedi, köpek,
kuş besleyen bir millet nasıl oluyor da bir psikopat üzerinden bu kadar
aşağılanabiliyor? Bu milleti, hayvanlara, insanlara, tabiata ve her şeye nasıl
düşman gösterirsiniz?
Bayram sözcüğünün kökeninde
hem 'neşe/mutluluk' hem de 'sükûn/huzur' anlamı vardır... Neşe ve mutluluk için
'muhabbet' ediniz; sükûn ve huzur için 'okuyunuz...' Bayram'da okumak hem
bereketli hem de güzeldir...
Akılda tatil olmaz,
insanlığını kaybedersin; İbâdette tatil olmaz, kulluğunu kaybedersin; İlimde
tatil olmaz; efendiliğini ve saadetini kaybedersin... Başka bir deyişle, Akılda
tatil, saadeti; İlimde tatil, siyâdeti; İbadette tatil ise selâmeti yok eder...
Tenkit, ikmal etmek içindir;
tahkir, ifna etmek için. Bu nedenle halkını tenkit eden, düşünür; tahkir eden,
ya işgalci ya da turisttir...
Teklifsiz tenkit, tahrîptir.
Tahribat ile tamîrât yapılmaz...
Bir ebeveynin çocuğuna
kazandırabileceği en güzel haslet "hikâye anlatabilme" becerisidir;
özellikle kendi hikâyesini... Çünkü hikâyeler/anlatılar, anıların sürekliliğini
sağlarlar... Anıların yani ataların... //Aboıjin deyişi...
"Şu deyişi hiç unutmamalıyız: 'Bir milleti
bir kez yenmek için onunla savaşın. Ancak, o milleti sürekli yenme hazzını
yaşamak istiyorsanız o milleti kendi tarihi önünde küçük düşürün.' Biz kendi
tarihimiz önünde [hem de aydınlarımız tarafından] küçük düşürülmüş
durumdayız..."
"Bir düşünür, kendi milletinin kültürünü tenkîd
edebilir ama tahkîr edemez. /.../ Kolay değil, tenkîd bilmeyi şart koşar;
tahkîr ise yalnızca bir kaçıştır; kendinden kaçış, utancından,
küçüklüğünden..." // Sözün Eşiğinde Günümüzde şuursuzluğun idâmesi için
devreye sokulan tüm eylemleri bir deyişle özetleyebiliriz: 'Hayatı çoğaltmak'.
Hayatı çoğaltmak için ise yapılması gereken şey: İnsanın isteğinin artırılması,
beslenmesi... //Kendini Aramak
Malumatın yanlış olduğu yerde yorumun
doğruluğunu ya da yanlışlığını tartışmak abestir... //Kendini Aramak
Bazılarının cisimleri bir tarafta gölgeleri
başka bir tarafta; tarafımız tarihimizin gölgesidir; çünkü gölgen bulunduğun
tarafı gösterir...
Toplumsal olayları tarihsel koşulları içinde
incelemeyi öngörenler, hatta ilzâm edenler konu Türk tarihine gelince ya
geçiştiriyorlar ya da fıkr etmeyi değil, küfretmeyi tercih ediyorlar...
Kişi için yaşamda tahammülü en zor hâl: içe
doğru haykırmak; çığlığı derûnuna gömmek; muhâtabsız hüznü taşımak; muhayyel
bir maşûkla konuşmaktır...
Yalnızca beyaz giymek, insanı çamurdan korumaz;
çamuru da dikkate almak zorundasın; çünkü çamur, çamurlar...
Hiç kimseyi değiştirmeye kalkışma; kendin
değiş; değişimini kendinde temessül; eylemlerinde temsîl et; yani -kısaca- sen
yan ki, etrafın da aydınlansın...
"Temsil ettiği hakikate güvenmeyen, kısaca
kendine güvenmeyen; yaşamak için bir düşmana, ötekine ihtiyaç duyar..."
Birbirimize anlattığımız nice kötülüklerin,
hangi iyilikleri yok ettiğine hiç dikkat kesilebiliyor muyuz..?
İlkeli insan, istediğini ve istenileni değil,
‘gerekeni’ yapandır; ‘gereken’, yapmamayı gerektirse bile...
Tek marifeti içinden çıktıkları milletin
anlam-değer dünyası ile tarihî tecrübesini tahkîr olan aydınlar eğitim
zayiatıdır...; yazdıkları kağıt israfı...; sözde-düşüncelerini dikkate almak da
zaman kaybı...
Bir milletin askerî-siyâsî örgütünü düşmanlan;
tarihini ise o milletin aydınları yener...
"Adı konmamış bir uykunun aymazı aydın
benim ülkemde suyu bulandırmaya yarar..."
❖ Bilmek, Anlamak ve Anlamlandırmak... İnsan, kendini, dünyayı,
kendine- içkin ve kendini-aşkın olanı nasıl anlar ve anlamlandırır? Her şeyi
kendinin bir parçası kılarak mı; yoksa kendini her şeyin bir parçası yaparak
mı? /.../
❖ Dostluğunun bedelini ödemekten kaçınanın düşmanlığını önemseme;
ama düşmanlığının bedelini ödemeye hazır olanın dostluğunu ciddiye al...
❖ Elin kirini sabun-ile su; kalbin kirini dost-ile sohbet
temizler... //Ehl-i irfan
❖ Hem birlikte yürümeyi ve hem de yalnızlığını paylaşmayı göze
alamadığın kişi-ile dost olma..! //Ehl-i irfan
❖ Bizâtihi insanın var-oluşu, varlık'ın hiçlenmeye karşı bir
direnişi olarak yorumlanabilir... Bu direnişin en önemli göstergesi varlık'ın
insan üzerinden kendini bilgi'ye dönüştürmesidir. Çünkü bilgi, mahsûsu ma'kûle
çevirerek, fiziği meta-fıziğe taşır...
❖ Kulluk, bilincin eşlik ettiği bir eylemdir. Bu nedenle bilincin
eşlik etmediği eyleme ibâdet/kulluk değil, âdet/alışkanlık denir... Nitekim
kadim geleneğimizde Abdulkâdir Geylânî'ye nispet edilen bir kelâm-i kibâr'da
"kulluk, âdetleri terk etmektir" denmiştir...
❖ Hissi ve aklî gerçeklik bir vehim, dolayısıyla manasız ve gâyesiz
ise insana ilişkin her bir beşerî tanım da anlamsız ve amaçsız kalmaya
mahkûmdur. Kısaca insan tesâdüfî bir sürecin ürünü ise, bu ürün üzerine her
konuşma da tesâdüfî boş bir gevezeliktir; bir o kadar da trajik...
❖ ÖNCÜ OLMAK ÖRNEK OLMAKTIR... Genç arkadaşlarımıza başarılar
diliyor; nice Öncülere, öncü olmalarını temenni ediyoruz...
❖ Bir insanın sûreti, sîretinde ortaya çıkar. Bu nedenle, bir kişiyi
tanımak istiyorsanız, yoluna, yoldaşına, yol alış tarzına bakınız...
❖ İş tuttuğun, desteklediğin insanın kalitesi senin de kaliteni
gösterir. Hiçbir aslan, fareyle iş tutmaz...
❖ Yaşamak, ölüme değer... Öyleyse ölmeye değer bir şekilde yaşa...
ki, ölüm yaşadığına değsin...
❖ İnsanların kendi değerini takdir etmediği hissine kapılıp üzülen,
'kendi' üzerine yeteri kadar tefekkür etmemiş demektir... //Taşköprülü-zâde
❖ "Söz"ünde dosta benzeyen, "iş"inde düşman gibi
eyleyen kişiden uzak dur... //Âşık Paşa
❖ "İnsan vardır hüznünü merhem diye yarasına sürer; özlemiyle sargılar;
ümidinin derinliğine kıvrılıp anılarıyla uyur; yenilenir, yola koyulur..."
❖ "Söyledikleri ve ettikleri, mensubiyetlerine içkin bir
istikamet taşımıyorsa kişilerin ne eleştirileri, ne hakaretleri, ne
yüceltmeleri, ne de aşağılamaları bir kıymet-i harbiye (temiz/mert bir değer)
taşır..." //Kendini Aramak
❖ İhsan Fazlıoğlu "Oruç: Bu-‘ara’-da kendini ‘ara’-mak"
"Ku^de^ma^nın de_,yi_,şiy_,le
dı^şa^rı’da, başNca bir ad-lan^dır^mayNa söz-de^nNzin^de boAjuNma^mak için
in^sa^nın kenedi _,si_,ne derinir at^ma^sı
ge^reNcir."
❖ İhsan Fazlıoğlu "Melekler haklı mıydı?" "Tek tek
in^sanNa^rı «je-ve-'me-ven-'ler
in-'«jan-'hk thii-'ma-rıiyml kav-ra-mı_'m
icat et_,miş_,ler_,dir;
hem kuHamnak hem de ra^hatNa^mak için. MiHlet ve Devlet oHmak kcHay de-'ğil,
İn-san oUmak ise en zotu..."
Kendine ait masalları,
efsâneleri, hikâyeleri başkalarının hakikatine tercih etme cesaretini
gösterdiğin gün, adımların yürüdüğün toprağı sana ait bir yola dönüştürmeye
başlamış demektir...
Sahîh bir yaşam,
'Asfın/Usûl'un verdiği istikâmet Aklın tahsil ettiği marifet ve Elin kesb
ettiği mehâret ile mümkündür... //Ehl-i irfân
İnsan 'ilim' ile, 'Kun'
emrinin ifâdesi 'Kâinât'ı 'Alem'e dönüştürür. Nitekim Kâinât'a kendisiyle Tanrı
bilindiği için, 'Alem' denmiştir. Çünkü, kulluk için öncelikle Tanrı'yı bilmek
gerekir. Tanrı'yı bilmek ise mahlûkâtına ve masnuâtına ilişkin 'ilimler'e
bağlıdır. //Ehl-i Kelâm
Şükür: Nimete hem inanç-ile
hem söz-ile hem de eylem-ile karşılık vermektir/mukâbelede bulunmaktır... //İbn
Kâvân, Şerh el-Akâid el- Adudiyye
Şükür: En genel anlamıyla
kişinin kendini, tüm organlarını, iç ve dış tüm bedenî güçlerini ne-için
yaratılmışlar ise o iş için istihdâm etmesidir. //Şemseddin İsfehânî - Metâli
el-Enzâr-
"La-yecûzu
el-tecessus (fî el-akîde)" "(SajUI V"
"Akide'de/İnanç'ta
tecessüs(kendini ilgilendirmeyen şeyi merak etme, gizlice araştırma ve
soruşturma) câiz değildir..." //Adududdin Icî - el-Akâid el-Adudiyye
"el-Dîn,
muâmeletun..." jjJl"
"Din, karşılıklı davranış, ilişki, iş tutma
ve bir tutumdur..."
"el-Hukmu ale'ş-şey'i fer‘un an
tasavvurihi..."
"Bir şey üzerine yargıda
bulunmak, o şeyin fasavvurunun/kavramının/ mefhumunun bir uzantısıdır..."
"Tek Tanrı'ya inanamayan
her şeyi tanrılaştırır..." ve Kari Marx'ın dediği gibi de: "Para (da)
insanın tüm tanrılarını alçaltır - ve onları emtiaya dönüştürür..." //
@Kaan_H_Okten 'den alıntı
Kilis ve Gaziantep
programından kalan en anlamlı ve çarpıcı cümle: "Usûl abdesti, güsul
abdestinden daha önemlidir..." // Sanatkâr - Yazar Kadir Polat
"Tarihî tecrübeyi nasıl yorumlamalıyız?: Tebdîl, tadîl ve tebrîd arasında
yeni bir tahkîk için aklî ilimlerde arayışlar"
ÖNEMİNE BİNÂEN... "Ne
olduğunuzu temsîl edemezseniz, ne olmadığınızı anlatmak zorunda kalırsınız..."
Neye açsanız onun tokluğu
için çalışırsınız, bu böyledir... Derdi olan insan işiyle; boş insan kişiyle
uğraşır...
Uyuyan bir adamı uyandırmak
kolaydır; ama uyuma numarası yapan bir adam çok zor uyandırılır. Derdi olmayan
insanlar ise hiç uyandırılamazlar; çünkü onlar zaten ölüdürler; ama
defnedilebilirler. Tembellere gelince; tembel, defnedilemeyen bir ölüdür...
Ayık Olan Dik Durur, Dik
Duran Yürür, Yürüyen Yol Alır
Kâinat mektebinde her mevcud
bir kitap her hâdise bir derstir... Okuyup ibret seyredip hikmet devşirmek,
hayreti ve gayreti olan ile görecek göz ve anlayacak akıl sahibi kişiler için
mümkündür... Nedir ki, ibret almayan hikmet tahsil edemez... //Ehl-i irfan
ÖNEMİNE BİNÂEN... Sıfır,
değerini yanında durduğu sayıdan alır. Bazı insanlar da böyledir; değerleri
kendilerinden değil; yanında durduklarından kaynaklanır...
Bizi birbirimizden farklı
kılan "inandığımız" değerler değil "eylediğimiz"
değerlerdir...
Kimde kim ilm ü amel oldı
tamâm Cümle halk gönli ana oldı makâm İlmini şol işidenler söz-ile Filini hem
göreler bu göz-ile Kavi ü fili çün münâsib bulma Cân vireler cümle anun yolma
//Âşık Paşa
"Nerede türkü söyleyen
birini görürsen, korkma, yanma otur; çünkü kötü insanların türküleri
yoktur..." //Neşet Ertaş
"Türküler, bir milletin
metafiziğidir." "Huma Kuşu"nu sesinden dinlemeyi sevdiğim
değerli sanatçı Mükerrem Kemertaş sırlanmış... Nur içinde yatsın... Ne demişti
merhûm Nevzat Kösoğlu "Sâlih ameller, âhireti anlamlandırır; sahîh
türküler, dünyayı..."
"Bilmek" ile
"Kanmak". Kadîm geleneğimizde "araştırma" anlamındaki
"bahs" kelimesi "içinde bir şeyi bulmayı umarak toprağı
kazmak" demektir. Öyleyse, "bilmek" istiyorsan gördüğünün,
duyduğunun "ötesi"ne geç, "kanmak" istiyorsan gördüğünün,
duyduğunun "berisi"nde kalabilirsin...
Bir insanın sükûtundan bir
şey anlamayan; kelâmından da bir şey anlamaz... //Amiş Efendi
Tebliğ: İyiyi, doğruyu ve
güzeli insanların idrâkine nezâket ile sunup edeb ile geri çekilmedir...
//Turgut Cansever
Bir yerde bulunmanın, kendine
hâs bir işe kalkışmanın, hatta kendine ait bir cümle kurmanın asgarî meşrû
zemini, bir "teklif sahibi" olmaktır. Teklifiniz ve
"temsiliniz" yok ise siz de yoksunuz; en azından varlığınız meşrû
değildir...
Kendi yaşamına ilişkin
sorunlarına dair gündemini 'öteki' dediği çevrelerin belirlediği 'kişi' ya da
'muhit' mazûrdur; çünkü âkil-bâliğ olmamış; dolayısıyla kendilik bilincine
ermemiş bir çocuk gibidir. Böyle bir zihin akl- i teklîfîye bile muhatap
değildir; nerede kaldı istidlâl?
Tasdîk'in delâlet ettiği
'tespit'i değil de bu tespiti örnekleyen 'misâli/örneği' öne çıkartan bir kişi
ile, kâbiliyet sorunu yok ise, istidlâlî bir müzâkerede bulunmak mümkün
değildir; çünkü o kişinin sorunu bir niyet, akıl ve ahlak sorunudur; bilgi
değil...
Yaşamları boyu hep
"birilerinin adamı" olarak var-olanlar; "adam olmayı"
bilemez ve anlayamazlar. Çünkü kişi kavramına sahip olmadığı bir olguyu
bilemez; tecrübesine sahip olmadığı bir olayı da anlayamaz...
Maddeyi 'su' yıkar temizler; Manayı ise 'ışk
ateşi'nde yanmak temiz tutar... //Ehl-i irfan
Kendine merhametinin ve başkasına hürmetinin
bir ifadesi olarak kişi her şeye rağmen ağlayabiliyorsa insanlık adına ümit var
demektir...
Ademî oldur kim anun şükri var Kendü hâlin
bilmek üzre fikri var //Aşık Paşa [İnsan, verilen nimetlere 'şükrü' ve kendi
hakkında 'fikri' olan kişiye denir.]
Ölüdür ilmi akılsuz kişinün Anm-ıçun hâsılı yok
işinün Bu akıldur câm ilmün mutlaka Aklı nâkıs ilm-ile irmez Hak'a //Aşık Paşa
Göz, varlık sahnesinde gördüğü her şeyden
'ibret' alırsa o ibret gönülde kaynar, pişer 'hikmefe dönüşür... //Âşık Paşa
Kayıp olan da sensin; arayan da, aradığın da...
Bu sırrı çözmek için kendini bulmalısın... Uzağa gitme..! Ayna'ya bak..! Âlem
bir aynadır; aynada gördüğün her şey de sensin... Sen de bir aynasın; sende
görünen her şey de Âlem'dir... Âlem, Sensin; Sen, Âlem'sin... //Âşık Paşa
'Hikmet', yaratılanlar içinde Yaratan'a yol
bulmak ve O'na ulaşmaktır. Bu da 'ilim' ile olur. İlim ise her baktığında
'mana'yı görmek; her söylediğinde 'mana'yı demektir... //ÂşıkPaşa
ÖNEMİNE BİNAEN... Yalnızca doğruyu değil,
istikâmeti de önemsiyorsan, sâdece söze değil, söyleyene de dikkat et; zîrâ
İblisin doğrusu olur, istikâmeti olmaz. Sûfılerin dediği gibi: "İblis,
yaranı kaşır ama acımaz; derdine güler ama çare bulmaz..."
Terbiye, öncelikle temsîl ister; talîm değil...
Temsîl, insana, bir bireyde müşahhas hâle gelmiş (kişileşmiş; hâle dönüşmüş)
değerleri taklîd yoluyla temessül(özümseme) imkânı verir. Mücerred talîm ise,
yalnızca o değer "üzerine" konuşmadır; "hakkında" değil...
Bir konunun "üzerine" konuşmak ile
bir konunun "hakkında" konuşmak iki ayrı zihin durumudur. Çünkü bir
konunun "HAKkında" konuşmak, "hakikatini" konuşmak anlamına
gelir. Hem varlıkça hem de bilgice hakikatini... Üzerine konuşmak ise
geçiştirmek; hakikatini ihmal etmek demektir.
Bilgi'yi iki tâifeden özellikle koruyunuz:
Güçlü'nün tahrifinden, Câhil'in tevilinden... Birinci tâife hakikati tahrîb
eder; ikinci taife hakikati mecâza çevirir... //Ehl-i ilm
Doğruyu dile getirmenin üslubundan dem
vuranlar, yanlışı en kaba biçimde ifade etmekten kaçınmıyorlar...
Kendinizi kullanmalarına fırsat vermiyor,
numaralarını yutmuyor, hilelerine göz yummuyor ve Âl-i Cengiz oyunlarını
görmezlikten gelmiyorsanız; üstelik bir de edepsizliklerine
"lâyıkıyla" tepki veriyorsanız insanımsılar sizi, geçimsiz, huysuz,
zor adam, deli, vb. diye damgalar...
Zekî insanlar başkalarıyla; akıllı insanlar
kendileriyle uğraşırlar... Delî'ye gelince, uğraşabileceği ne
"başkası" ne de "kendi" vardır...
İnsanların çoğu bir mermere
sadece bakar; bazıları mermeri yalnızca kullanır; bir kısmı ise mermeri yontar
heykel yapar; çok azı da mermerin içinde zaten mevcut heykeli görebilir...
Yer-yüzü’nde derdi olmayanın, Gök-yüzü’ne
çekecek numarası bulunmaz...
Çünkü dert bile,
kendine lâyık olanı arar; herkese nasîb olmaz...
Bir söylemin Usûl'unu
kurmadan furûu üzerine konuşmak, kap-karanlık bir odada sim-siyah bir kediyi
aramaya benzer...
"Boş zamanlarımda kitap
okurum" demek ile "ara sıra insan olurum" demek arasında mefhûm
açısından bir fark yoktur...
"Kitap okuyunca ne
değişecek ki?" diye sorma! Elindeki kitaba iyi bak, anlarsın! Çünkü o da
bir zamanlar odundu..!
Tâlib, taleb etmeden matlûb;
mürîd, irâd etmeden murâd hâsıl olmaz; zîra hâsılın husûlu, mahsûlün tahsili
iledir...
Asl'ınız usul'ünüzü;
usul'ünüz uslüb'unuzu; uslüb'unuz fark'ınızı ortaya koyar. Yani, asl'ınız varsa
fasl'ınız dolayısıyla fark'ınız vardır...
Sabır, belâya karşı yalnızca
"tahammül etmek", "katlanmak" değildir; aynı zamanda,
"direnmek" ve "güç biriktirmek" demektir...
Kibir, kini
davet eder... kin de ihaneti... //Ehl-i irfân
Mücerred benlik davası
güdenler rahmetten kesilir; mücerred iddia sahipleri ise manadan ve
hikmetten... İbret almayanlar akıbet ibret olurlar; zelil kılınır, kendilerine
saygıdan bile mahrum kalırlar... //Ehl-i irfân
Davalarını mücerred bir iddiaya
dönüştürenler tekebbüre bürünürler; bir derde dönüştürenler ise tevazuyu rehber
edinirler. Tekebbüre bürünenler zafer için ser-hoş olurken; tevazuyu rehber
edinenler yalnızca seferle hem- hâl olmakla yetinirler... //Ehl-i irfân
Sîret (yürüyüş, yol alış, iş
tutuş) âfete Çbelaya, musibete, sıkıntıya, derde) kalkandır... //Âşık Paşa
Kulak-ile lafız işitilir;
gönül-ile mana duyulur. Bunun için gönül kibir ve kinden temizlenmeli; yanasız
yana (yönsüz yöne) yola çıkmalı; çünkü yana yeltenmek yanlışa yönelmektir; yani
samimiyetten/ihlâstan uzak düşmek... //Âşık Paşa
Modern yaşamın alâmet-i
farikalarından biri de kişinin kendi kendiyle muhâtab olmaması için öz-ünü
sürekli g-öz ile meşgul etmektir... Bu meşguliyetin sonucu, kişinin s-özden
uzak düşmesidir; s-özden yani kelâmdan... -Ehl-i irfân
Türkiye'de sonucu ne fikir ne
emek ne bilgi ne de eylem değil, "ilişkiler" tayin ediyor; makamları
da "hak etme" değil, "kör sadâkat" belirliyor...
Birlikte çalıştığı kişilerin
sadâkâtım önceleyen yönetici, günü kurtarır; liyâkâtım önceleyen ise tarihte
kalıcı izler bırakır... //Siyâsetnâme
İşi kifâyetsize tevdi etmek
başarısızlığa davettir; muhterise tevdi etmek kavgaya; kifâyetsiz muhterise
tevdi etmek ise fitneye... //Siyâsetnâme
"Oyunu kurallarına göre oynuyorum!"
diyenler hem oyun oynadıklarını hem de kurallarını başkalarının koyduğu bir
oyunun oyuncusu olduklarını kabul etmiş demektir. Bu sarmaldan kurtulmak için
yapılacak tek hamle oyun oynamayı reddetmektir; çünkü hayat ciddi bir iştir;
oyuna gelmez.
İhsan Fazlıoğlu "Bir geleneğin inşâsı:
Anadolu'da felsefe-bilim hayatının teşekkül süreci üzerine değimler..."
Kemâl ile iş yapabilmenin ilk şartı kendi
eksikliğini idraktir; İkincisi ise yaptığın işteki maksadı anlamaktır. Her iki
şartı tevhîd için gereken eylemlerine şuurun/bilincin eşlik etmesidir çünkü
kendinde değilsen başkalarına gidemezsin... //Âşık Paşa
Bilmek istiyorsan dikkatle bak; gözle; anlamak
istiyorsan rikkatle duy; sohbet et... Göz, uzaklaştırır; çünkü bir yerde görmek
ister; kulak ise yakınlaştırır çünkü daha derinden duymak ister... Görmenin
sonu ayrılmak; sohbetin sonu sarılmaktır... //Ehl-i irfan
Bilgi ile eylem tevhîd olup kemâl mertebesiyle
sende dirilir ise, yani hayat bulursa tüm canlı ve cansızlar sana mahkûm olur
yani emrine girer... //Âşık Paşa
Ma'şûk'a irmek dilersen âşık ol, kâil değil...
[Ma'şûk'a ulaşmanın yolu âşık olmaktır, konuşmak değil...] //Âşık Paşa
Temessül etmediğin (:özümsemediğin) bir değerin
temsiline (/örnekliğine) soyunma; çünkü bu hâl seni hem riyâkâr kılar hem de
maskara yapar... Sözle savunduğun ama hâlle temsil etmediğin değeri de insanlar
nezdinde itibârsızlaştırır...
Bir düşünce ve sanat hareketinin hedefini
tespit için öne çıkarttığı 'kahramanlara', temsil için kullandığı sembollere
bakılmalıdır; nazarî mülâhazalarına değil. Çünkü insanlar, fıkriyât üreten
nazarî mülâhazalarla değil, hissiyât üreten kahramanlar ve sembollerle
kandırılırlar.
Varlık sahnesinde hiç bir şey kendi için değil;
kendi-olmayan bir şey için eyler. Gök-yüzü kendine yağmaz; Toprak kendine
doğmaz; Güneş kendini ısıtmaz; Ay kendini aydınlatmaz. Kısaca her şey birbiri
için eyler; yani 'Bütün' için; 'Birlik' için... //Kadîm öğreti
Bir medeniyeti yok eden, doğal felaketler ya da
savaşlar değil, mensupları tarafından 'unutulmaktır'... İnsanlar âdetlerini ve
örflerini unutunca medeniyetlerini de kaybederler. Çünkü medeniyet,
geleneklerin(=âdetlerin ve örflerin) örgütlü hâlidir...
"Ey dert yaralayıp bırakma beni ya öldür
ya da tut kaldır elimden dost isen bana, çaresizlikten bahsetme çünkü derdin
dermanındır der sûfîler..."
Olgu ve olayların 'nasıl'ım ve 'niçin'ini
birlikte düşünmeyi reddeden bir insanın kaderi, sonuçlar hakkında ya aldırmamak
ya söylenip durmak ya slogan atmak ya küfretmek ya da ağlamaktır...
/./ çünkü düşünmek 'nedenlemek' ve
'gerekçelendirmek'tir. Nedenleyemeyen ve gerekçelendiremeyen tanımlayamaz;
tanımlayamayan olgu ve olayları idrâk edemez; idrâk yok ise bilemez; bilgi yok
ise anlayamaz; anlayamaz ise anlamlandıramaz... dolanıp durur; söylenip oturur;
bakakalır...
❖ İşte bütün mesele: Ya mücevher olup tarihteki yerini almak yani
kendi olmak; ya da basit bir takı olarak başkaları tarafından süs eşyası gibi
kullanılmak. Tercih bize kalmış..!
❖ Dostlarla birlikte çıktığımız beş günlük KUDÜS ziyaretinin özünün
özü: Millet olmak maddede 'direnmek'; manada 'ısrâr' etmektir... Direnmeyen
'toprağını', ısrar etmeyen 'vatanını' kaybeder. İşte bu nedenle madde
olmaksızın mana var-olmaz; madde de mana olmadan 'değer' kazanmaz...
❖ KUDÜS deyişleri Ancak bir 'sırrı' muhafaza ettiğine inanan
manasında 'ısrar' eder; sürekli yorumlar, anlamlandırır. Sır değerdir;
kelamdır; özdür; en nihayetinde söylenecek bir sözdür. Sözlenecek özü
bulunmayanın söyleyecek bir sözü de olmaz. Söylenir durur ve çaresiz itaat
eder.
❖ /.../ yaşam ve ölüm, hayatın farklı iki tecellisi olduğundan, kişi
yaşamını kaybedebilir ama hayatını kaybetmez; yalnızca var-olmanın uzayını
değiştirir. /.../ var-oluruz ve var-ölürüz, ama hiçbir şekilde yok-olmayız.
Buna, 'varlığın korunum yasası' diyorum.. //Soruların Peşinde
❖ Aklın kirliyse herkesi yanlış, vicdanın kirliyse herkesi kötü,
gönlün kirliyse herkesi çirkin görürsün... Kusurun, her zaman görülende değil,
biraz kendinde biraz da içinden baktığın hâlinde olduğunu unutma... -Ehl-i
irfân
❖ Irmağımızdan suyunu çaldılar Göğümüzden maviyi Ormanımıza
dadandıklarında yeşili yitirdik Gözlerimize baktıklarında kalbimizi. Sonra
Tanrı dediler Bu Tanrı’nın işi... //Ömer İdris Akdin
❖ Türk aydını doğu kafasıyla batıya öykünen, ama ne batılı ne doğulu
olabilendir...
❖ "Türkler önce iknâ edilmeli, direnirlerse icbâr edilmeli,
karşı çıkarlarsa imhâ edilmelidir." -G. Postel
Bu iknâ-icbâr-imhâ süreci tüm acımasızlığı ile
sürdürülmektedir... Bu nedenledir ki, 1774 tarihinden bu yana millet olarak
yaşadıklarımız gündüzün başına gelse gece olurdu...
❖ Kişiye, ne olursa olsun daima 'hesap yapma'ya icbâr eden, 'amaç'
ve 'başarı' odaklı bir 'misyon' ve 'vizyon' yüklemesi yapılırsa 'ihânet'; bir
usûl üzere söyleme ve eyleme imkânı verecek 'vazife bilinci' ve 'seferi
sorumluluk' kazandırılırsa 'istikâmet' ortaya çıkar...
❖ Bilinmeyenin korkusu, keşfin ümidini verir; merakı ise imkânını.
Korkmayan keşfedemez; merak etmeyen imkân bulamaz. Her bilme teşebbüsü korkunun
bir fethidir; her merak bir imkânın...
❖ Dünya, Amentü'sünün bedelini ödeyen insanlara verilir. Amentü'sünün
bedelini ödemeye hazır olmayan insanların imanı, kuru bir gürültüdür...
❖ Işksız kulluk taharetsiz yaşamaya benzer; çünkü ahlak aklın, ışk
kalbin taharetidir. Ve ancak âşık olan sâdık olur... yani doğru.... ihlâslı...
//Ahmed Yesevî
❖ Bilge Ahmed Yesevî'nin ifadesiyle, İslâm'ın
ümmîliğinin(doğallığınm) ve hanifliğinin(saflığının) ihmâl edilerek kurumsal ve
kamusal riyâkârlığa dönüştürülmesi, mana-ile (ihlâs-ile) yaşamın terk edilip
söz-ile (riyâkârlık- ile) yaşanması anlamına gelir...
❖ Bir kültürün kuruluşu, dik duruşu, sürekliliği ve kalıcılığı kelâm
ile olan ilişkisiyle doğru orantılıdır. Özellikle bir kültürün manevî vatanı
şiir, o kültürün kelâmî ayıklığının zirve ifadesidir...
❖ Var-olma endişesi
taşıyan kişi iki şey yapar:
1. Kendi var-olma
imkânını başkalarının yok-olma ihtimaline bağlar(ifnâ)
2. Başkalarına
tasallut ve tahakküm yollarını arar ve kurar(imhâ)
Bunun için; Tehdîd ve şiddet kullanır(icbâr)
Maddî ve manevî tüm değerleri suistimâl eder(iknâ).
❖ "Kendine bakmaya cesaret et.!" Ayna'ya bak kendini gör;
bir milletin aynası tarihtir! İslâm Düşünce Atlası, bu aynanın bir temsili!
Frantz Fanon:
"Sizi sömürgeleştiren yabancıların sizde
yarattığı en büyük yıkım, zamanla sizin kendinize onların gözüyle bakmanızı
sağlamalarıdır."
❖ Esbâbtan tecrîd arzusu şehvettir; şehvetin musibeti insanı
himmetten etmektir. Öyleyse beşer tarafınla esbaba dahil olduğunu unutma;
hakkını ver, himmet feyzini al ki insan tarafını çürütme... /İrfân dersleri...
❖ Rahmet'in bir Rahman bir de Rahîm tarafı vardır. Rahman tarafına
dahil olmadan, Rahîm tarafı muhâldir...; Rahman her mevcudu kuşatmışken;
Rahîm'in tek şartı sahih itikad ve salih ameldir... //İrfan dersleri...
❖ Kudemâ bir cümleyi
kurar ve söylerken kastını, 1. Ya muhataba 2. Ya hâle
3. Ya makâma göre
tayin ederdi... Çünkü muktezâyı(gerekliliği) ihmâl eden kişinin yeterliliği
(kifâyet) de iptal ettiği kabul edilirdi. //İrfan dersleri...
❖ İnsanlar dört
sınıftır:
1. el-Kâin fî el-Kevn:
Kâinatta 'bir' var-olan...
2. el-Alim fî
el-Alem: Alem'de âlim...
3. el-Hâkim fî
el-Makûl: Aklîyâtta hâkim...
4. el-Arif fî
el-Mana/Ğayb: Mana'da/Gaybîyatta ârif... //Ehl-i irfân
❖ Her ses/bağırış/çığlık anlamlı değildir; zîrâ hiç kimse gürültüye
kulak kesilmez. Anlam ancak ve ancak sesin içinde akan bir kasıtta hâsıl olur;
sesin kaynağının bir kastı yoksa o ses bir ifade değil bir gürültüdür. Ey
varlık! Kastın ne ki, çığlık atar durursun... -Ehl-i irfân
❖ Şimdi'yi, Öte'ye (Gelecek'e) nispetle anlamlandırmak, Öte inancı
tasfiye edilince, Geçmiş'e göre anlamlandırmaya dönüşmüştür. Bu anlamda tarih
felsefesi, Etienne Gilson'un deyişiyle, modernitenin metafiziğidir...
❖ Modernite şöyle
özetlenebilir: Gücü al; anlamdan vazgeç... -Engin Koca
❖ "Say ki kendime bir durak kala kaybolmuşum say ki kaçmamışım
da cinnetimden belki bunalmışım, yorulmuşum, korkmuşum."
// Dilek Kartal, Taşı Kim Atacak
Başlamak
için tek bir ilke var; yola çıkmak. Halis bir niyet ile çıktığın yolda yaptığın
yanlışlar doğruna azık olur... //Kendini Bulmak
Bedende
açılan yara bir şekilde şifa bulur; yürekte açılan yara ise iyileşmez sadece
çürür; hem yüreği hem de bedeni çürütür... -Ehl-i irfan
“ Mensubiyet,
mesuliyeti yaratır; mesuliyet de insanı söyletir.”
Birlik ve bütünlük fikirleri
korunmadıkça, kısaca 'BİR' ile aklî irtibat muhafaza edilmedikçe bireysel ve
toplumsal sürekliliğimizi savunamayız. Çünkü hem içten hem dıştan mana
kuşatmazsa madde kendini mekânda temsil edemez, dağılır...
Öyleyse rahatsızlık veren
itaat etme değil, kime itaat edildiğidir. Sömürgeci kapitalist güç, kendine
itaati zorlaştırdığı için Türk’ün koyunluğunu yani mensûbiyetini tahkîr eder.
Sorun mensubiyet değil 'hangi' sürüye mensup bir koyun olunduğundadır...
/Akıllı Türk Makul Tarih
Yeryüzünde derdi olmayanın
"gökyüzüne" çekecek numarası bulunmaz; çünkü dert bile kendine layık
olanı arar, herkese nasip olmaz... /Soruların Peşinde
Her şeye karşın akmakta
ısrarlı olmalıyız; suyumuz cılız diye başka nehirlere râm olmamalıyız; akmakta
ısrar etmek, bir süre sonra kendimize özgü arkların oluşmasını sağlayacaktır...
/Soruların Peşinde
Domuz eti yememek için ince
ayar hassâsiyet gösterenlerin başkalarının hakkını ve birbirlerinin etini
yememek için de aynı hassasiyeti göstermeleri gerekmez mi..?
Şiir insana evrendeki yeri
konusunda takdir edilemez bir şuur verir. /.../ "Türkler şâir millet; onları
dört duvar arasına hapsedemezsin; çünkü fabrikaların semâsı yok.” Gökyüzüne
bakabilmek için şairâne bir duruşa gerek var. Gökyüzüne baktığınızda yeryüzünü
de fark edersiniz...
Ancak kendinin bilincinde bir
insan yeryüzünde kapladığı yerin anlamını idrâk edebilir. Bunun tek bir yolu
var: Kişinin, milletin kendine ait bir dünyasının olması. Öyleyse kendi dünyanı
kur, orada kök sal, derinleş. Başkasının dünyasına özenen, kendi dünyasını da
kaybeder...
Kimi insanın ilkeleri vardır;
kimi insanın hesabı... İlkeleri olan niyetlerine göre yaşar; kendi olmak/kalmak
için bedel öder. Hesabı olan çıkarlarına göre yaşar; dâim sonuç almak için
sürekli kendine ayar verir. İlkeleri olan öz(ü)gürdür; hesabı olan mahpus...
Bir milletin tarihî
tecrübesini o milletin geçmişiyle karıştıranlar ya sırf geçmişe ya da sırf
geleceğe saplanıp kalanlardır... /Akıllı Türk Makul Tarih Bir milletin vicdanı,
tarihidir... /Akıllı Türk Makul Tarih
Bilmekten korkanlar
belirsizliğe sığınırlar; tarihten korkanlar da mite... /Akıllı Türk Makul Tarih
Daha teknik bir deyişle
ciddiyet ve titizlik epistemolojik bir ilkedir, kaynaktır ve kişinin bilgisini
artırır... /Akıllı Türk Makul Tarih
Öğretim (talîm) biçimsel bir süreçtir ve
konusunda uzman pek çok kişiden tahsil edilebilir. Ancak eğitim (terbiye)
organik bir süreç olduğundan bizâtihi o terbiyenin hedefini, sonucunu temsil
eden canlı bir örnek ister... /Akıllı Türk Makul Tarih
Francis Bacon’un şu cümlesini hatırlatıyorum:
“Nehir yalnızca hafif olan şeyleri sürükler; ağır olanlar nehrin dibine çöker.”
Tarih nehri de böyledir. Tarihten bize ulaşanlar hafif olanlardır.
Medeniyetimizin ağırlıkları tarih denen nehrin derinliklerinde bulunmaktadır...
...Önemli olan karşı çıkmak değil, karşı
çıkılan mevcûdun yerine ne ikame ediliyor ona bakmaktır. Karşı çıkmak için
tavır alanlar, zekâlarını kendilerine has bir duruş, bakış ve görüş inşa etmek
için değil, yalnızca başkalarının /.../ yanlışlarını bulmak için sarf ederler.
Bu tür insanlar daima, doğal olarak,
kendilerine, karşı durduklarının görüşüne göre ayar verirler. Açıkça söylemek
gerekir ki, önemli olan oyuna gelmemek değil, bizâtihi oyun kurmaktır.
îslâm bir tarîktir insana ulaşan; insan bir
tarîktir İslâm'a ulaşan... Değil ise o yol seyr (yürümek) için makbul
değildir... -Ehl-i irfân
Tercîh, kişinin önüne konulan şıklardan birini
seçmeye mahkûm olması değildir; tersine tercîh, şık ister bir ister çok olsun,
gerektiğinde 'hiç biri' diyebilme gücü de dâhil, kişinin seçimine
niyetinin/bilincinin eşlik ettiği bir eylemdir...
Nasıl ki, tabiatta doğal güçlerin mâhiyetini
dikkate alarak âlet ve edevât yapı^yor, tedbir alıyorsak hayatta da soru ve
sorunların doğasını göz önünde bulundurarak çözüm önermek zorundayız. Tersi
durumda uçarken kutsadıklarınızı düşerken lanetlersiniz...
Şahsiyet, ehliyet ve mensubiyetin mücessem
timsâli; Pirimiz Hz. Yunus Emre'nin zor zamanlardaki halefi Mehmed Akif
Ersoy'a, 81. ölüm yıl dönümü münâsebetiyle rahmet ve dua ile...
Bir düşünürün bilgisine ihanet edip etmediği,
siyâsî, iktisâdî ve ictimâî iktidar ile kurduğu yakınlık ve uzaklık
ilişkisinden devşirdiği gücün mikdârı ile doğru orantılıdır...
Huzur, her dâim, O’nun huzurunda hazır olma
bilincidir. Çünkü, ancak hazır olanlar, huzur bulurlar...
Mazisi olmayan, tarihi olmayan bir kişi sadece
otlar, ama sadece otlar. Çünkü o andaki ihtiyacını gidermek durumundadır. Yarın
olduğunda, yarın da otlayacaktır... /Soruların Peşinde
Bir yerde dertl erini/şikâyeti erini,
söyleyecek sözü olmalarına rağmen, çığlık atarak değil de sukut ederek
anlatmaya/ifade etmeye çalışan birilerini gördün mü, artık insanların
kıyamından korkmaya başlayabilirsin... - Siyâsetnâme
21. yüzyılın eşiğinde yaşananlar, ... , bilge
yönetici Aliya’nın şu sözünü haklı çıkarmıştır: Tek tek insanları sevemeyenler,
insanlık (hümanizm) kavramını icat etmişlerdir; hem kullanmak hem de rahatlamak
için. Millet ve Devlet olmak kolay değil, İnsan olmak ise en zoru...
❖ Kendi tarih ve coğrafyalarına karşı ihânet ve cehâlet içinde olan
milletlere her zaman bir Lawrence hediye edilir...
❖ Bir kişinin yaptığı her şeyi tebrîr(justifıcation) etmeye
çalışması, haklı olduğuna değil, doğru ile yanlış arasındaki sınır çizgisini
kaybettiğine delâlet eder. Çünkü kendisi için "yanlış yapma" imkânını
tatil eden, "doğru yapma" ihtimâline dair bir tasavvur sahibi olamaz...
❖ Din ile dili, theo-ontoloji ile şiiri bir araya getiren, vicdanı
ahenkli, ... bir bütün kılan ise o kültürün mûsikîsidir. Theo-ontolojisinin
derinliği kaybolan bir kültürün şiirinin de hassasiyeti zayıflar; ... böyle bir
kültürün mûsikîsi de ahenk yerine gürültü hâlini alır.
❖ Bir kültürün maneviyâtını, /.../, sürekli kılan, din ve dildir.
Dinini ve dilini kaybeden kültür, vicdanını kaybeder. Din en üst seviyede
kendini o kültürün theo-ontolojisinde ifade eder; dil ise en üst seviyede o
kültürün şiirinde dile gelir... /Akıllı Türk Makul Tarih
❖ Lafız-ile yaşamaktan, mana-ile yaşamaya geçinceye değin sahici hiç
bir iş yapamayız; sadece konuşuruz, bahaneler üretiriz; bu da bir tür
riyâkârlık yaratır. En nihayetinde insanlığa teklifimiz acziyet; temsilimiz ise
gözyaşıyla karışık bir merhamet dilenciliğiyle sınırlı kalır...
❖ Dert yüreğin derinliğinde taşınır... Ne dilin ne kalemin ne de
silahın ucunda... Kişi ancak yüreğinde taşıdığı derdin hakikî kavgasını
yapar... Derdiyle sahici yaşar... Ötekiler kuru bir gürültüdür; sadece
vicdanları rahatlatan; utançları örten...
❖ İrfânî şuurun en üst seviyesi beşerî tüm bilme faaliyetlerinin BİR
üzerine ÇOK-konuşmak olduğunu idraktir... -Ehl-i irfân
❖ Bilim, örgütlü bir şüphedir; bizâtihi 'örgütleme' eylemi ise
felsefedir...
❖ Manevî coğrafyaları işgal altında olanların, maddî coğrafyalarını
işgalden korumaları çok zordur...
❖ Din dâhi yerinde söylenirse kolaylık getirir; bunun için ehil
insanlar gerek... -Âşık Paşa, Garîb-nâme,
❖ Mekâna ve zamana ilişkin şartlar ne kadar farklı olursa olsun en
nihayetinde "KİŞİDEKİ ASIL, HÂSIL OLUR." -Ehl-i irfân
❖ Ne geçmişe saplanmak ne de geleceğe takılıp kalmak; ama yol
alırken tarihî tecrübeden yararlanmak... Medenî insan hatıraları olan insandır;
uğruna dövüşebileceği, kendini tehlikeye atabileceği hatıraları... Tersi
durumda gününü yaşayan bir organizmadan farkı kalmaz insanın...
❖ Tevhîd’i aklın ilkesi kılarak, Varlık’ı büyüden, Evren’i
ilahlardan temizleyen; Hayat'ta da kula, kul olmayı red eden, O’na, Hz. İnsan'a
selâm ile...
❖ Bilmegün kendüzine gelmek-durur [Bilmek,
kendine gelmektir...] -A<îik
Pasa
Bir ülkeyi maddî fetih asker-ile; bir milleti
manevî fetih adalet-ile mümkündür... -ÂşıkPaşa
Bir nefestir ateşi hem tutuşturan hem
söndüren... Farkı yaratan ise 'nefes' içindeki niyettir, iradedir, arzudur,
maksattır; kısaca tüm bunların sahibi 'insan'...dır... -Ehl-i irfan
Yaşam bir karışıma benzer; mümkün tüm zıtları
bir arada tutan, içeren; renksiz, tatsız ve tuzsuz... Bu karışımı şerbet ya da
zehre dönüştüren, yaşama kendini katan kişinin niyeti, tavrı/tarzı ve
amacıdır... Telaşa gerek yok; hepimiz öleceğiz; hem de yapayalnız...
Akıllı kişi kendi hâlini bilendir... Ne hâlde
olursa olsun; hangi yoldan giderse gitsin "kendini bilmeyi" hiç terk
etmeyendir... -Âşık Paşa
Varlık'taki her tecelli bir ihtisâs ile tezâhür
etse de kendinde ayniyet içredir. Bu nedenle bir tecelli hakkında konuşmak bir
nebze kendimiz bir nebze de tüm bir Varlık hakkında konuşmak demektir... Ne
ara'ya bakarsan O... ama ancak o bir ara'dan göründüğü kadar...
İbâdet/kulluk, bir şey ne üzere yaratıldıysa o
şey üzere olmasıdır... İnsan akıl üzere yaratılmıştır; kulluğu da akıl-iledir.
Bu nedenle, kişi aklını kime emanet ederse, onu Rab edinmiş olur. Kısaca,
kişinin aklının sahibi kimse Rabbi de odur...
Unutulmamalıdır ki, kişi anlamını ne-şeyde,
ne-yerde ve kim-de buluyorsa oraya tâbi olur; oraya kul olur. Son söz: Lekum
din-ukum ve liye Dîn...
Neye açsanız onun tokluğu için çalışırsınız, bu
böyledir... Derdi olan insan işiyle; boş insan kişiyle uğraşır...
Uyuyan bir adamı uyandırmak kolaydır, ama uyuma
numarası yapan bir adam çok zor uyandırılır. Derdi olmayan insanlar ise hiç
uyandırılamazlar; çünkü onlar zaten ölüdürler; ama defnedilebilirler.
Tembellere gelince; tembel, defnedilemeyen bir ölüdür...
Kendine merhametinin ve başkasına hürmetinin
bir ifadesi olarak, kişi her şeye rağmen ağlayabiliyorsa insanlık adına ümit
var demektir...
Kolay değil, tenkîd bilmeyi şart koşar; tahkîr
ve tezyîf ise yalnızca bir kaçıştır; kendinden, utancından, küçüklüğünden...
İnsan saygı duyduğunu, önemli bulduğunu
eleştirir, ister ki daha iyi, daha doğru ve daha güzel olsun; aşağılamak,
tahkîr ve tezyîf ise nefretin ifadesidir. Ama öncelikle kendinden nefretin...
İyi bilmek, söylediğiniz şeylere inanılmasını
gerektirmez. Çünkü bilgi öğrenim gerektirir ve bir şey öğretilemeyecek kişiler
de vardır... -Aristoteles Kişiler değil, nazariyeler, fikirler, bilgiler,
yorumlar, vb. eleştirebilir. Hiç bir nazariye, fikir, bilgi ve yorum insanı
rencide etmeye değmez...
Bir millet için anlamlı bir geleceği, geçmişinin
yasını tutanlar değil, tahayyül ettikleri geleceğin tarihini yazabilenler inşâ
ederler...
Günümüzde insanların milliyeti, dini ve mezhebi
değil 'meşrebi' belirleyici oluyor... Bahusus 'Yezîdî' meşrep olanlar:
İnsanları yaralamayı, tahkîr ve tezyîf etmeyi, kısaca her var-olanı 'Hüseyin'
kılıp işkenceden geçirmeyi, kanını dökmeyi sevenler...
"İnsanın şahsiyetinin ve
hayatının yandan fazlası, hayatına girmiş insanlardan ve kitaplardan
oluşur..."
-Cevdet Karal /
Fayrap, Kasım 2017, s. 32.
"Yaş
ilerledikçe, dünya tanıdık geliyor. " -Cevdet Karal
Sorular bir kere yola
koyuldular mı ya onlarla beraber gider kaderinizi ararsınız ya da derin bir
uykuya dalar kurtulursunuz. Derin bir uyku yani yaşam denen gürültü...
“-cı” eki ile biten bir
sıfatı, 'alem' edinen kişiden, kavramsal, nedensel, yöntemsel ve eleştirel
özellikleri hâiz düşünmeyi bekleme. Onlar her konuda öterler; ötmek düşünmek
değildir; çünkü malumât olmadan marifet, marifet olmadan ilim, ilim olmadan
irfan sahibi olunmaz...
İnsan gözüyle gördüğüne inanmaz,
bilir... Ancak inanç öyle bir güçtür ki, kişiye inandığını sadece gözüyle görme
değil tüm bilişsel(kognitif) yetileriyle 'hissetme' imkânı verir. Bu nedenle
sûfîler "marifet, gördüğüne inanmak değil, inandığını görmektir."
demişlerdir...
İlim sahibi olmak insanı
mütekebbir (kibirli) kılmaz. Tersine entelektüel kibrin nedeni malumat
şehvetinin kişide yarattığı biriciklik, yani "ki, sadece ben
biliyorum!" hissidir.
"Bir milletin kendine
hâs bir öz-ü yok ise kendi-olmayanlara teklif edebileceği bir s-öz-ü de olmaz,
olamaz.." Geleceğe s-öz söyleyebilmek için geçmişteki öz-ümüzü keşfetme
adına: İSLAM DÜŞÜNCE ATLASI...
Bilmeyen katındadur söz ü
savaş Her ki bildi işi oldu yavaş... Âşık Paşa, Garîbnâme, E147-2
Anlamak ister isen...
"Tüm dillerin söylediği bir sözdür Tüm gözlerin seyreylediği bir
yüzdür..." Âşık Paşa, Garîbnâme, E139-8
Her ki kaldı ikilikde yâr
degül Yoğa saygil sen anı kim var degül Âşık Paşa, Garîbnâme, El 3 7-9
Âdemün cismi kitâbdur kamusı
Gönül içre yazlu-durur ma'nisi -Âşık Paşa, Garîbnâme, El 01-7
Güzel işi yapmak için zevk-i
selime; işi güzel yapmak için edebe ihtiyaç vardır... Hepsini birlikte yapmak
için ise irfana...
Doğru işi yapmak
için akl-i selim'e; işi doğru yapmak için bilgiye...;
İyi işi yapmak
için kalb-i selim'e; işi iyi yapmak için deneyime/tecrübeye...;
İnsanların, omurgalarını
çökerttikten sonra düşünmelerini istemek bir şaka değilse, ahmaklıktır; çünkü
ufka bakamayan bir kişi düşünemez...
Mimârî: Madde'ye mana katmak;
fiziği metafizikle yoğurmak Bir anlam varlığıdır insan; yeryüzünde de ancak
anlamlandırabildiği ölçüde vardır.
Genelde edebiyat özelde şiir,
bir milletin 'anlam-değer' dünyasının form kazanmasını, alışkanlığa dönüşerek
kanonik hale gelmesini sağlar...
Bir sorunu, o soruna dahil olamayanlar adına
çözmek için doğasını aşan bir kolaylaştırmaya tabi tutmak, kişiyi o sorunun bir
parçası kılar..
Hayatında on koyun gütmediği, çilesini
çekmediği halde çoban, çoban köpeği, sürü ve otlak hakkında ahkâm kesen kişi
bir 'eğitim zayiatı'dır.
Düşüncenin nihâî amacı, tekili bütün; sonluyu
sonsuz; mukayyeti mutlak; kısaca çok-olanı, Bir-olan içinde ve içinden idrak
etmektir...
Eylerken yanlış yapmaktan korkma; yanlış
doğruya giden yolda kısmî doğrulardır; bu nedenle yanlış-lar, nihâî doğrunun
mütemmim parçalarıdır.
Maddî ve manevî gerçekliğimizden kopuk
sözde-düşünce üretimleri hakkında yapılan tartışmaların özeti: Yanmayan ateşin
dumanında boğulmak...
Bir soru kendini yenileyerek tekrar ortaya
çıkmıyorsa hiç bir sahici yanıtın muhatabı olmamış demektir...
İSLAM DÜŞÜNCE ATLASI'nın yüzleştiği en
tehlikeli iddia: İslâm, tarihî açıdan önemli olsa da en nihayetinde
"geleceği olmayan bir geçmiş"tir.
Ve nihâyet: İSLAM DÜŞÜNCE ATLASI, İslam
medeniyetine karşı yüz yıldır uygulanan kültürel teröre (oryantalizm) karşı bir
direniştir...
İSLAM DÜŞÜNCE ATLASI Türkiye'deki felsefî
düşünceyi bilme, anlama ve anlamlandırma seviyelerinde kendi kanonlarıyla
buluşturma teşebbüsüdür.
İSLAM DÜŞÜNCE ATLASI, geleceğe ilişkin hesabı
olan bir milletin geçmişi ile yüzleşme cesaretidir... http://www.islamdusunceatlasi.org İSLAM DÜŞÜNCE ATLASI,
kendi-olma-bilincinin bir ifadesidir... http ://www. i slamdusunceatlasi. org/
İSLAM DÜŞÜNCE ATLASI, geçmişimizle gelecekte
karşılaşmak için yola çıkmak demektir... http://www.islamdusunceatlasi.org
İSLAM DÜŞÜNCE ATLASI, başkalarının kaleme
aldığı hikâyelerde yaşamayı reddedip kendi hikâyemizi yazma iradesinin bir
mukaddimesidir... İSLAM DÜŞÜNCE ATLASI PARÇALARI YENİDEN BİRLEŞTİR VE KÜREYİ
KEŞFET!
Bir şey hakkındaki bilgisizliğimizin bilgisi, o
şey hakkında öğrenmeye başlayabilmemizin ilk koşulu ve nedenidir...
Olaylara karşı fikrini edebiyle ifade edebilen
bir kişinin isyanı, küstah bir sükûnetle riyakârca direnen bir kişinin
itaatından evladır...
Kıyâmın hizmet ile, sükunetin hürmet ile,
kavlin hikmet ile, hulâsa hayatın edeb ile olsun... -Hacı Bektaş Velî
Toplumsal olayları tarihsel koşullar içinde
incelemeyi öngörenler, Türk tarihine gelince fıkr etmeyi değil, küfretmeyi
tercih ediyorlar...
Değerlerimiz eylemlerimizde bir fark
yaratmıyorsa, riyâkârlık üreten boş- inanç olmaktan öte bir anlamlan yoktur...
'Söz- ile yaşamak'tan 'mana-ile yaşama'ya
geçmenin yolu ihlâs ve samimiyettir...
İddiası
olmadıktan sonra her Türk, sultan olabilir; varsa kim olduğu önemli değildir;
çünkü bizim için sadece bir sorundur -ABTi bir düşünür
Vicdanları
terbiye etmeden yalnızca idrâkleri eğiten milletler kendi mensupları tarafından
aşağılanmaya hazır olmalıdırlar...
Bir
insan kendini aşan bir fikre sahip değilse ya kendiyle uğraşır ya başkalarıyla
savaşır...
Bir
"temsîl"e/örnek'e/bütün'e sahip olmayan, hiç bir şeyi
"temessül" edemez/özümsemeyez; dolayısıyla örnek olarak teklif
edemez...
"Madde
keşfedilmeden ma'nâ inkişâf etmez: İslâm temeddününde mekân, hareket, hendese
ve misâha üzerine çeşitlemeler"
"Adam:
çamurdan gelen" demektir. Çamurdan gelen her şeyi çamur edebilir. Zira
kişi her şeyi ancak kendi seviyesine indirgeyerek anlayabilir.
İnsan
için, yaşam ile ölüm birbirini var-eder; yaşar-iken aynı anda ölürüz; insan
için ol-mak, öl-meye doğrudur; her-olduğumuzda her-ölürüz.
Söz
ancak ümidin toprağında filizlenir; ümidin tükendiği yerde söz, dile gelmez;
gelse de muhâtab bulmaz; bulsa da bereketi olmaz; çoğalmaz.
Kendi
oyununu kuramayan milletler, başka milletlerin kendilerine kurduklarını
vehmettikleri oyunları anlamakla zaman kaybederler...
Ölüm,
yaşamın ümididir; mutluluk ise bildiklerimiz, sahip olduklarımız değil, ümit
ettiklerimizdir...
Madde keşf
edilmeden ma'na inkişâf etmez...
Eylemde
ihlâs, ancak bir amaçla/niyetle/hedefle(kasd) hâsıl olur... -Davûd Kayseri
Bir
çok aydının fikirlerindeki ânî kırılmalar ve köktenci sapmalar, düşüncelerinin
'gelişimine' değil vazifelerinin 'değişimine' işarettir..
Evren'de
uzağa bakmak geçmişe bakmaktır. Hayat'ta da ne kadar uzağı görmek istiyorsak o
kadar derine/geçmişe bakmalıyız; bu bakış, Tarihtir.
Önce
İbrahim ol..! Kendi İsmail'ini tespit et..! /.../ Sonra 'kurban kes..!'
"Doğruyu söylemek, her zaman doğru değildir." diyenler kendilerine
faydalı olabilecek yalanı söylemek için en uygun zaman bekleyenlerdir...
Bir şey makûl değilse marûf
da olamaz yani bireylere yön veren ilzâm edici paylaşılabilir bir ortak-değere
dönüşemez...
"Ayık olan
dik durur; dik duran yürür; yürüyen yol alır..."
-Aydemir Cildekî
(ö. 1361)
Şöyle
özetleyeyim; var-oluruz ve var-ölürüz, ama hiçbir şekilde yok- olmayız. Buna
'varlığın korunum yasası' diyorum.
Daha
fazla hız daha fazla haz... Hız artışı insanın teemmül etmesini, haz artışı
rüya görmesini ketler; sonuç insanhğın(:aklın) işgâlidir..
Zihnini
teskin, kalbini tatmin edemeyen kişinin bedeni çığlık atar... -Ehl-i dîl
Hayatının
merkezinde 'dua' olmayan kişinin 'dava'sı ve 'iddia'sı insanlar için 'davet'e de&il 'adavet'e
dönıisiir -Fhl-i irfan
❖ Kendilik bilinciyle kuşanmamış kişinin ne itikadından ne de
siyasetinden hayr gelir...
❖ Hirâ'sım yaşamamış kişinin ne Mekke'sinden ne de Medine'sinden
ümit besle... Yani...
❖ İnsanlar ikiye ayrılır: Cesurlar ve Korkaklar Cesurlar, inançları
yani tercihleri için yaşar; korkaklar ise konforları yani efendileri için.
❖ Bir toplumda tercih hakkının kısıtlanması ahlâkı zayıflatır;
riyâkârlık ve ikiyüzlülük bunun en bariz göstergeleridir... -Aliyâ İzzetbegoviç
❖ Bilinçli olmak özgür olmaktır; özgür olmak ise kula kul
olmamaktır; bu kul kişinin kendi bile olsa... -Aliyâ İzzetbegoviç
❖ Yalnızca iktidârı elde etmek ve tutmak için icrâ edilen siyâset,
insan dâhil her şeyi nesnelleştirerek kullanır; yönetmez; bir yön-vermez...
❖ Kendi-olma'nın ilk ilkesi, kendi-olmayana saygıdır. Saygı, yani
kendi- olmayana, kendi aleyhinde bile olsa adalet yasasına uygun davranmak...
❖ Gaflet tenbîhle, cehâlet tâlimle giderilebilir; ama ihânetin
ilacı yoktur...
❖ Hâkim, hükm eder; mütehakkim, tahakküm... Hüküm, olayların
doğasına göre iken, tahakküm kişinin nefsini olaylara dayatmasıdır... -İbn Hal
dûn
❖ Atalarımız inşâ etmiyorlardı, ibâdet ediyorlardı; çünkü taşa bile
sirâyet etmesini istedikleri sağlam bir ruhî değere sahiptiler.. -Tanpınar
❖ Gönül dağı viran olmadan, gönül dağını viran etmeden gönül yapan
gönül erleri neredeler? Akif Emre, Gönül-dağı
https://www.yenisafak.com/yazarlar/akifemre/gonul-dagi-34249
❖ Teftâzânî'ye nisbet edilen bir kıta... Meal en kısaca: Dünya'daki
tek sevgili kitaptır ki, hiç bir sevgili ödünç verilmez... [Yusuf Arıkaner]
❖ Bir başkasının fikirlerini anlamadan sahiplenerek düşündüğünü
zannetmek; bir başkasının yedikleriyle doyduğunu iddia etmeye benzer...
❖ "Susmak ile konuşmak arasında nasıl ince çizgiler,
hassasiyetler var... Bakarsın konuşmak şeytandan, bakarsın susmak..!"
-Cahit Zarifoğlu
❖ Şemsin tahtında seyre cesaret eden, zıhından havf etmez... -Ehl-i
irfân [Güneş'e meydan okuyan, gölgesini göze almalıdır...]
❖ İnsanların hangi dilde konuştuğuna değil, hangi dilde sustuğuna
dikkat ediniz...
❖ YAMALI BİLİNÇ; Yamalı bir bilincin tüm düşünme etkinliği intikam
hissini bastırmak için kendi kendine tuzak kurmaktır
❖ Yenilgi bir düşünce biçimidir; yenilgiyi bir gerçeklik olarak
kabul etmedikçe kimse yenilmiş değildir... -Bruce Lee
❖ Ne sönen kül ile ne de yanan alev ile meşgul ol... Ki geçmişçi
küle takılır gelecekçi aleve...
❖ İnsanların geçmişleriyle / tarihleriyle bağlantıları
koparılabilirse kolayca ikna edilebilirler... -Kari Marx (ö. 1883)
❖ Başlamak için tek bir ilke var; yola çıkmak. Halis bir niyet ile
çıktığın yolda yaptığın yanlışlar doğruna azık olur...
Geleceği olmayanın geleneği
de olmaz... Başka bir deyişle; Geçmiş, bir gelecek ufku olan kültürler için
geleneğe dönüşür...
Düşünmek; Kendinden
vazgeçmemek... Kendini terk etmemek... Yani;
İnsan olmakta diretmek...
İnsan kalmakta direnmek... tir.
Eğitim insanların beynine
bilgi koymak değil, gönüllere dokunmaktır...
Ya nice ok-ı-mak... Yani
seslenmek, çağırmak ve davet etmek... Bu nedenle 'okumak', 'muhatâb' ister...
Hiç bir şey tamamen bembeyaz
olamaz; olsa dahi bilinir kılınamaz...
Beyaz'ı, beyaz-olmayanlar-ile
fark ederiz çünkü...
Bilgi, dâima hem maddî hem de
manevî 'daha ağır' bir değerdir...
Urefâ'nın dediği gibi bir
gülün var-olabilmesi için tüm bir Evren'in varolması gerekir. Bir insanın
'ol-a-bilmesi' için...
İhsan Fazlıoğlu "Sahîh
bir dünya tasavvuru için, asgarî şart, dakîk bir dildir!"
Yapım aşamasında ancak ilginç
bir teşebbüs... "Ancak yorulmayı göze alanlar bir iş yapabilme imkânını
yakalarlar."
Tevhîd’i aklın ilkesi
kılarak, Varlık’ı büyüden, Evren’i ilâhlardan temizleyen; Hayat'ta da kula, kul
olmayı reddeden, O’na selâm ile...
"Geçmişimiz ile
ilgileniyoruz; çünkü millet olarak geleceğimiz ile ilgili hesaplarımız
var..." duyurulur...
Sükût... “Söz bitebilir,
fakat sükût hiç bitmez. Çünkü o, dünyanın en uzun cümlesidir...” -Nuri Pakdil
Sessizlik bazen müziktir...
Cihânda şimdi geçer mûsîkî yerine sükût... -Belîğ
Pâdişâh olsan da derler "er kişi
niyyetine..." -Lâ-edrî
"Giden yolunda
yorulmaz" meseldir evvelden Hiç istikâmete mânend bir âsâ olmaz... -Ragıp
Paşa [Yolundan giden yorulmaz]...
Boş çuval, dik durmaz... -'Atalar-sözü'
Bağ, duâ değil çapa ister... -'Atalar-sözü'
Âşık ile delinin
farkı: Biri gülmez, biri ağlamaz... -'Atalar-sözü'
Sen kendini tanıyorsan bil
ki, densizlerin söyledikleri anlamsızdır. Unutma, gereksiz eleştiri sadece
gizli bir hayranlıktır... -C. Aytmatov
Unutma..! İnsanların
çıkarları değiştiğinde zihniyetleri ve davranışları da çabucak değişir... -Arthur
Schopenhauer
Hüsn-i amel himmet ile
böyledir Erlik on ise dokuzu hiledir... -Atâyî
Eğer ehl-i basiretsen hüner
arz etme nâdâna Anadan doğma a'mâlar değildir vâkıf elvâna... -Şinâsî
İnsan kâh olur
dağı kaldırır kâh olur darıyı kaldıramaz... -'Atalar-sözü'
Güzellik ondur, dokuzu dondur [elbisedir,
giyimdir]... -'Atalar-sözü'
'Doğruluk' minârede kalmış... -'Atalar-sözü'
Deli ile devletlü, ikisi de bildiğini işler...
-'Atalar-sözü'
İnsan
ikrârından, hayvan yularından tutulur... -'Atalar-sözü'
❖ Sorumluluğunu taşıyabileceğin düşüncenin insanı ol... -Ahmet Ham
di Tanpınar
❖ Tekrarlıyorum: Sanat bir yakarma, bir dua biçimidir; ve insan
yalnızca duasıyla yaşar... -Andrei Tarkovsky
❖ Ardından yüz köpek havlamayan kurt, kurt sayılmaz... -Atalar-sözü
❖ En çok da üç şey yorar insanı: Affetmek, içi yanarken susmak ve
olmayacağını bildiği halde hayal kurmak... -Chuck Palahniuk
❖ Vicdanları terbiye etmeden yalnızca idrâkleri eğiten milletler
kendi mensupları tarafından aşağılanmaya hazır olmalıdırlar...
❖ Doğuştan gelen tek bir yanılgı vardır: Mutlu olmak için burada,
dünyada olduğumuzu sanmak... -Arthur Schopenhauer
❖ Fakat dostum, insanın ruhu yazı tahtası değildir ki, üstündekileri
sildikten sonra yerine yenilerini yazmak mümkün olsun... -Peyami Safa
❖ Kimi insan gelerek huzur verir, kimi insan giderek; ama
"ara-da" durarak değil. Hiç bir insan, diğeri için soru işaret olarak
var-olamaz...
❖ Kişi olmanın en önemli iki ayırt edici özelliği: 'fark etmek' ve
'sınır koymak'; fark etmek zekânın, sınır koymak aklın göstergesidir...
❖ Hiçbir yararı olmayacağını bile bile, insan kalmanın çok önemli
olduğunu düşünüyorsan onları yenmişsin demektir... -George Orwell
❖ Asl'ınız usul'ünüzü; usul'ünüz uslüb'unuzu; uslüb'unuz fark'ınızı
ortaya koyar; asl'ınız varsa fasl'ınız dolayısıyla fark'ınız vardır...
❖ İnsanın ciddiyeti, uğraştığı işlerin ciddiyeti ile doğru
orantılıdır; bil ki, hiç bir dua kahkaha atılarak yapılmaz...
❖ "İş"inde adam olmayanın "söz"ünde adam
olmasının hiç bir İnsanî değeri yoktur...
❖ Elin kirini sabun-ile su; kalbin kirini dost-ile sohbet
temizler... -Ehl-i irfan
❖ Dervişe sordular: "Huzura ne ile ulaşılabilir?" Yanıt
verdi: "... uzaklaşarak!.."...
❖ Çıraklığını
yapmadığın işin ustalığına soyunma... -Anonim
❖ Bir insanın değerini varlığı değil yokluğu gösterir; yokluğu
birşey değiştirmeyenin varlığı da gereksizdir..! -Dostoyevski
❖ Atalarımız inşâ etmiyorlardı, ibâdet ediyorlardı; çünkü taşa bile
sirâyet etmesini istedikleri sağlam bir ruhî değere sahiptiler.. -Tanpınar
❖ Ey uyku ey anne
gel kurtar beni
Ezildim aklımın
hesaplarında...
-Akif İnan
❖ Bâlâsı [yüksekliği, yüceliği, değeri] artanın belâsı da artar...
-Ehl-i irfan
❖ Düşünce üretmeyi ‘gol atmak’ olarak görenlerin düşünce uzayı bir
saha, düşünce ufukları da bir kale kadardır...
❖ Kendi nefsi üzerine teemmül edenin basireti, başkalarının nefsi
üzerine tefekkür edenin hasedi artar... -Ehl-i irfân
> Konuşurken insanları çoşturmayı, vecde
getirmeyi amaçlayanlara dikkat ediniz; Dünya’ya en çok meyi eden onlardır...
-Gazali
> Bir kaşık tuzu, bir bardak suya koyup içersen
tuzlu; bir göle koyup içersen tuzsuzdur. Dertler de böyledir; ya bardak olursun
ya da göl...
> İnsanların değerini takdir etmediği hissine
kapılıp üzülen, kendi üzerine yeteri kadar tefekkür etmemiş demektir...
-Taşköprülü-zâde
> Tembelliğin en önemli nedeni, geleceğe
güvendir; çünkü geleceği düşünerek insan ümitlerini hep erteler...
-Taşköprülü-zâde
> Dedi ki, sen şairsin, elindeki bu taş ne?
Dedim ki, şair aşka boyun eğer, zulme değil... -Cahit Zarifoğlu
Başkalarını
memnun etmek için yaşarsan herkes seni sever; kendin hariç...
- Paulo Coelho
> Başarı, hayata
tapmakta değil, hayatın hakkını vermektedir... -Sezai Karakoç
> Hayattaki en büyük zafer hiçbir zaman
düşmemekte değil, her düştüğünde ayağa kalkmakta yatar... -Nelson Mandela
> Yaşama ilişkin bir olayda çözümsüzlükten daha
kötüsü, çözüm varmış gibi davranmaktır; çünkü “-mış gibi...” her türlü sahih
arayışı yok eder.
> Bu Ülke'de bir işin hakkıyla olmamasının
nedeni çoğun cehâlet değil, kişilerin o işi, hedefledikleri daha üst bir makam için
yapmalarıdır.
> Kendi-olmayan, ne aradığını ne bulduğunu
bilir; ne arandığını ne bulunduğunu fark eder; hep başkaları tarafından
aranmayı/bulunmayı bekler..
> Unutma! Fazla fedakârlık, fazla vefasızlık
getirir... -T. S. Eliot
Unutmak,
"silmek" demek değildir; tersine "derin hatırlama"
demektir; çünkü "unutmayı istemek" bilişsel(kognitif) bir
tercihtir...
> Türkiye'deki itaat kültürünü sıkça
eleştirenlerin "kime/kimlere" itaat ettiklerine dikkat
edinilmelidir...
> Hiç bir çığlık bir dostun ihânetinin neden
olduğu hayret kadar insanı sarsamaz. Bu nedenle ihânete en derin karşılık
hayreti bir sükûnettir.
Her bilginin bir menzili
vardır; o menzile varmadan, o bilgi nâzil olmaz; çünkü nuzûl, menzile
tâbidir... - Taşköprülü-zâde
> Bir şeylerin yoluna girmesi için, bazı
şeylerin yoldan çıkması gerekir bazen... -T. S. Eliot
> Gördüğümüzü pek bilmeyiz; daha ziyade
bildiğimizi görürüz... -Goethe
> Sanırım artık insan, tutunamıyor insana...
-Oğuz Atay
> Bir milletin başına gelebilecek en büyük
felâket, o milletin önünü açabilecek "doğru" fikirlerin
"yanlış" adamlara savundurtulmasıdır...
> Bazı şeyler zamanla değil inançla olur...
Çünkü inanılmayan iş, zamanın bile kaldıramayacağı kadar ağır gelir insana...
Din
dilini yalnızca insanları kandırmak için kullananlar, Yer-yüzü'nde kendi
irâdelerini hâkim kılmak için Tanrı'yı suistimal edenlerdir...
Amacı ne olursa olsun nefsî bir yarışın olduğu
ortamda iyi, doğru ve güzel, güç devşirmek için kullanılan bir malzeme olmaktan
öteye gitmez.
Aklını eşyânın işgâl ettiği kişi, hayatta,
sınırsız bir ihtiyaç, bitmeyen bir meşguliyet ve sonsuz bir ümit hissi ile
dolanır durur...
Kullanılmaya fırsat vermiyor ve Al-i Cengiz
oyunlarını görmezlikten gelmiyorsanız, insanımsılar sizi, geçimsiz, huysuz, vb.
diye damgalar...
Kulak duymaya, göz görmeye, gönül sevmeye ve
yürek anlamaya hazır değilse sadece dua et; çünkü bir taşın insan olması ancak
mucize iledir...
Ancak yürüyen insan yürümekten söz edebilir.
Oturup, yol üzerine konuşmanın bir anlamı yok...
İnsan en çok
kaçtığı şeyden asla kurtulamıyor... -Marcel Proust
Gören sanır safâdan semâ-ı râh ederim Döner
döner bakarım kûy-i yâre âh ederim... -EsrârDede
Unutma..! Büyük insanların iki kalbi vardır:
Biri acı çeker, diğeri ümit eder... -Halil Cibran
Modern hayat, ölüm düşüncesinden uzaklaşmayı
emreder... -Ahmet Ham di
Tanpınar
İyilik eden mükâfat bekliyorsa tefecidir...
-Cemil Meriç
Bilgeliğin arttığı yerde keder de artar ve
bilgisini arttıran derdini de arttırır... -Andrei Rublev
Hayatın derin hüznüne rağmen, hep Güneşin
yeniden doğacağını bilerek yaşadım... -Tagore
İnsanlardan bazıları hâldaşın bazıları
kavaldaşın olur... Hâldaş, derdinle demlenir; kavaldaş, gürültü eder
söylenir... -Anonim
Kişi, gerçekten 'büyük' ise büyük görünmek
zorunda değildir; çünkü (-mış gibi) görünme gayreti ancak gerçekte olanı örtmek
içindir...
"Bu işi 'BİZ'den kim yapar" cümlesi
yerine "Bu işi 'KİM' yapar?" cümlesi İkâme edilmedikçe âdil bir
toplum inşa etmek mümkün değildir...
Kurtuluşu bir başkasında görmek yıkılmanın en
güvenli yoludur... -Simone de Beauvoir
Çoğun bir insanı tanımak için bizzat o insanın
kendisine değil, yaşamda birlikte yürümeyi seçtiği insanlara bakmak daha
doğrudur...
İnsanın ödün vermeden savunması gereken bir
gerçek var: "kendi anlamı"... -Nuri Pakdil
Soyun tek yararı yardımlaşmayı doğuran
kaynaşmadır; bunun ötesinde soy vehmî bir kavramdır; hiç bir gerçekliği
yoktur... -Mukaddime, I, 208.
İnsan, gelenek-göreneklerinin ve
alışkanlıklarının ürünüdür; doğasının ve mizacının değil... -İbn Haldûn,
Mukaddime, c. I, s. 201
Geçmiş, geleceğe suyun suya benzediğinden daha
fazla benzer... -İbn
Haldûn, Mukaddime, c. I, s. 14
Kıtlık zamanlarında insanları açlık değil,
alışmış oldukları tokluk öldürür... - İbn Haldûn, Mukaddime, c. I, s. 143.
Batı dillerindeki
"Hurra!", Türk ve Moğolların savaş çığlığı olan "Ur ah!" ya
da "Vur! Ah!" deyişlerinden doğar... -Jean-Paul Roux
Hayatta yapılacak o kadar çok
hata var ki, aynı hatayı yapmakta ısrar etmenin bir anlamı yoktur... - J. P.
Sartre
Bir kişinin varoluş
gerginliği ancak kendi ölçülerinin ve yaşama tarzının herkes için geçerli
olmadığını anladığında sükûnete inkilâb eder.
Öyle zamanlar olur ki, nereye
gittiğin önemini yitirir. Çünkü asıl önemli olan, yanında kiminle
gittiğindir... -Tolstoy
Kişi ne kadar gerçekçi olursa
olsun büyük atilimi ar her zaman biraz hayal ister; çünkü önemli işlerin
altında hep ciddi bir tasarım yatar...
Kalbe dokunmasını biliyorlar,
ama kırarak... -Füruğ Ferruhzad
Anlamak masraflı iştir; emek,
gayret, samimiyet ister. Yanlış anlamak kolaydır oysa; biraz kötü niyet biraz
cehalet kâfidir. -Sezai Karakoç
Tebliğ: İyiyi, doğruyu ve
güzeli insanların idrâkine nezâket ile sunup edeb ile geri çekilmektir...
-Turgut Cansever
Bir insanın kendine ilişkin
kanaati değişmeden, olgu ve olaylara ilişkin bakış-açısı değişmez; çünkü insan
yenilenmeden hayat yenilenmez...
Maddî mîrâslarım koruyamayan
milletler, onların temsil ettiği maneviyâtlarını da uzun süre muhâfaza
edemezler...
İnsan aklindakilerle
gündüzleri, yüreğindekiyle geceleri uğraşıyormuş... - Can Yücel
İnsanları gerçekten anlamak
için insanların önem verdikleri şeylerin manasını anlamak lâzım... -Cemil Meriç
Dostluk, dost olduğun kişinin
hikâyesinde yer almakla başlar; dostluğunun mâhiyetini ise hikâyedeki yerinin
keyfiyeti belirler...
Hurdacı'nın derdi:
"Hurda satın almak bahanemdir. Şehri sokak sokak seni bulmak için
geziyorum..."
Her yenilgi geçicidir; tıpkı
hiçbir zaferin sürekli olmayışı gibi; fakat kafadaki yenilginin çaresi
yoktur...[Örnek: Harzemşâh'ın yenilgisi]
Önemli olan orduları yenmek
değil, halk arasında "yenilgi duygusunu" uyandırmak; hatta
zihinlerini "yenilmeye" alıştırmaktır... -Cengiz Han
Mutlu bir hayvan gibi
yaşayanların hikâyeleri olmaz; çünkü hikâyeler mustarip, dertli insanların
arayışlarının bir ifâdesidir...
Bir insanın hayatına
lüzumundan fazla girmekten daha korkunç bir şey yoktur... - Ahmed Hamdi
Tanpınar
Suyu çamur, insanı hüzün bulandırır...
Eğlence sürü-vâri bir
duygudur; teşhiri gerektirir; ancak gerçek bir yiğit tek başına eğlenir,
eğlenebilir yani çalışır... -Baudelaire
Zekâsını başkalarının yanlışlarını
bulmaya yoğunlaştıran bir kişi, bir süre sonra kendi doğrularını da
kaybediyor...
Dünün üzüntüleri ve yarının
endişeleriyle donatılmış bir kalpten, bugün için bir <jev bekleme -FTannah Arendt
❖ Sükût kıvâmındaki çığlığı, ne kardaş ne arkadaş...; yalnızca
hâldaş olanlar duyarlar... -Ehl-i irfan
❖ Nasıl ki, bin mum yakmakla Güneş'in ışığı karartılamaz; bin
yanlışı bir ipe dizmekle de bir doğrunun gücü bastırılamaz... -Ehl-i irfân
❖ Hayat görüşümüzün tarihî deneyimi, istikbalde yapacaklarımızın ham
maddesidir; çünkü mevcut olmadan icat olmaz...
❖ Edep hâlin gereğine göre eylemektir; o kadar ki gerekmediği halde
sukut bile edebi ihlaldir... -Ehl-i irfân
❖ Elinden, dilinden bir şey gelmediğinde, hüzünlen; çünkü hüzün,
yüreğin kavrulmasıdır; kavrulan yüreği Allah sever; bu nedenle hüzün, duadır.
❖ Mana, hâl'dedir; kâl'de değil... Söz, anlamı, mimari eserlerdeki
gibi, yalnızca misafir eder; hem-hâl olmadığın hâli, anlamaman bundandır...
❖ Amaçlan farklı iki kişinin aynı yolda yürümesi onları yoldaş
kılmaz; birbirlerini taşımaz, yük olurlar...
❖ Her karşı-duruş, bir taraf-oluşa göredir. Yalnızca karşı-durduğun
şeye değil, karşı-durur iken, neye taraf-olduğuna da dikkat kesilmelisin..
❖ Işığı önüne al yürü..! Gölgen arkandan ister gelsin ister
gelmesin... -Arif Nihat Asya
❖ İlme sa'y etmemekten hazer et Üm ü sa'y ikisi birdir nazar et [Üme
gayret etmemekten sakın ki, düşününce ilim ile gayret birdir.].. -Nâbî
❖ Etme âr öğren oku ehlinden Her şeyin ilmi güzel cehlinden...
-Nâbî
❖ Fâriğ ol aybın gözetme kimsenin Tâ ki Hak setr eyleye aybın
senin... -Yunus Emre
❖ Büyük insanlar veda ederek; küçük insanlar ihanet ederek
giderler... - Anonim
❖ Öfkelenmek, kızmak ya da kırılmak değil, incinmek bir insanı,
var-iken yok-gibi davranmaya itecek kadar diğerinden soğutur...
❖ Ne bilsin ehl-i
dil kadri ne anlar ol ki nâdândır
Görünür sûretâ inşân velî ma'nîde hayvândır...
-Mâide Hanım
❖ İnsanoğlu hilebazdır kimse bilmez fendini Her kime iylik edersen
sakla ondan kendini... -Lâedrî
❖ Doğrusu, dünyada rahat yaşamak için aptal olmak lazım; fakat aptal
olmaktansa biraz daha rahatsız yaşamak daha iyidir... -Sabahattin Ali
❖ 'İmkânsız', dünyalarını değiştirmeye cesaret edemeyen küçük
insanların çok sık kullandığı bir kelimedir... -Muhammed Ali
❖ Yaşam, sen başka planlar yapmakla meşgulken başına gelen
şeydir... -John Lennon
❖ Kendi kendime
konuştuğum kadar, kimseyle
konuşmuyorum.
Sebep delilik değil, sadece
bilirim ki insanı sadece en iyi kendi dinler. -Bob Marley
İnsanların
çoğu şimdiki anı yaşamıyor; ya geçmişte ya da asla olamayacak bir gelecekte
yaşıyorlar... -Irvin D. Yal om
Hem
kişi hem de toplumlar için başarının sırrı "âmentu"-lerinin bedelini
ödemektir; çünkü imân, imkân verir; bedel mümkün kılar...
Kaybettiğin
tek savaş, uğrunda savaşmaktan vazgeçtiğindir... -Che Guevara Mutluluk
varılacak bir istasyon değil, bir yolculuk biçimidir..! -Montesquieu Tasavvuf:
Kişinin, dini, kendine zorlaştırması, kendi-olmayanlara kolaylaştırmasıdır ki,
bu nedenle tasavvuf, hayat içre seyr-i şuurîdir...
Dünyanın
en büyük yüküdür; aklı sende olmayanı, ısrarla yüreğinde taşımak... -İbrahim
Tenekeci
Kendi
oyununu kuramayan milletler, başka milletlerin kendilerine kurduklarını
vehmettikleri oyunları anlamakla zaman kaybederler..!
Her
insanın tek bir gerçek işi vardır: Kendine giden yolu bulmak... - Hermann Hesse
Bize
ağır gelen kendimizdir. Yolda, okulda, işte, başkaları ile birlikte taşıdığımız
kendimiz... -Cahit Zarifoğlu
Bir
şekilde dile getirilmiş bir fikir, başka bir biçimde yeniden ifade edilmeye
imkân vermiyorsa çoğalmaz, çoğaltılamaz...
İnsana
özgü bir yeteneksizliktir yaşamayı becerememek; yoksa hangi balık boğmuş
kendini, hangi serçe atlamış camdan..? -Dostoyevski
Bir
milleti bir kez yenmek istiyorsan onunla savaş; sürekli yenmek istiyorsan onu
kendi tarihi önünde küçük düşür...
Tarihimizi,
kendimizi "yüceltmek" için değil; aksine kendimizi
"düzeltmek" için çalışmalıyız... -Üstad Mehmet Genç
Tarih,
süreklilik duygusu kazandırır; kişiye ait olduğu ve mensubiyet duyduğu kültürün
sürekliliği içinde bir tür ölümsüzlük hissi verir...
Suçlamak,
anlamaktan daha kolaydır. Anlarsan, değişmen gerekir... -Peyami Safa
Biz
kuşlara emânet ettik yüreğimizi; Kendi vicdanında özgür; Kendi gökyüzünde
göçebe... -Nazım Hikmet
Bir
insanın sana verdiği mutsuzluktan kurtulmak istiyorsan ona verdiğin değeri
azaltacaksın... -T. S. Eliot
Bir insanı
sustuğu yerlerden tanıyabilirsiniz... -Halil Cibran
Kalple ilgili bir sırrımız
var, olmalı... Umudumuz, acımızdan daha büyük olmalı... -Cahit Zarifoğlu
En uzun yoldur
insanın içi... -Cahit Zarifoğlu
Doğru söz etkili olabilir ama
hiçbir söz, vakitli bir suskunluk kadar etkili olmamıştır... -Mark Twain
Hayattaki seviyenizi birlikte
yürüdüğünüz insanların seviyeleri belirler; zira hem-hâl olduklarınızlabir-hâl
olursunuz..!
Acı, hüzün ergenlik
sebebidir; acı çeken, hüzünlenen ergenleşir; çünkü acılar zekâvı biler' hiiziin
dııvaıılan derinleştirir
Kişinin maddî gücü artıkça
kendini koruma kaygısı artar; manevî gücü artıkça başkalarını korumaya öncelik
verir...
On bin yıllık perspektiften
bakılırsa hiçbir şey daha iyi olmadı; zîrâ hiçbir şey daha kötü değildi; her
şey hep olduğu gibiydi ve gibi...
Bazen insanların gözleri öyle
kelimelerle konuşur ki, dil bile onları telaffuz edemez... -CrowKabilesi
Kiminin yük sırtındadır;
kiminin kafasında; kiminin yüreğinde. Sırttaki paylaşabilir; kafadaki ifâde
edebilir; yürekteki ise acı bir sükût..
Güçlü olan zayıf yanını
herkesten iyi bilendir; daha güçlü olan ise zayıf yanma hükmedebilendir...
-Konfüçyus
"Hatırlama", ilerlemiş
medenî halklar ile geri kalmış ilkel halkları birbirinden ayıran ölçüttür...
-Aliya İzzetbegoviç
At izi ile it izini
birbirinden ayırmak için tecrübe yeter; it izi ile kurt izini birbirinden
ayırmak için ise ayrıca ferâset de gereklidir.
Sadakat, hedefe değil, yola
olmalıdır. Hedefe sadakat, her yolu mubah kılar; yola sadakat ise hedefi meşru
ve sahih bir hâle getirir...
Bir 'inanç' kişi için
var-oluş-sal bir tercih değilse, o kişiye yalnızca yüktür ki, kişinin yaşamına
'anlam' değil 'daral' verir...
Üç türlü insan vardır: Gıda
gibi, devâ gibi, belâ gibi.. Gıda hergün, devâ ihtiyaç duyulduğunda alınır;
belâ ise kişiyi bulur. -Halife Memun
Lafızdan manaya; manadan
mefhûma gidemeyen bir zihin, dinlediği tüm konuşmaları, okuduğu tüm yazıları
tartışma ve çatışma zanneder...
Alem'de her nesnenin ufku,
dışa; insanın ufku, içe doğrudur; içe teemmülün hakkını vermeyenin tefekkürü,
dışı tahrîb eder... -Ehl-i irfan
Kendi nefsi üzerine teemmül
edenin basireti, başkalarının nefsi üzerine tefekkür edenin hasedi artar...
-Ehl-i irfân
Bir hikâyeyi anlatmaya devam
ediyorsan ondan hâlâ kurtulamamışsın demektir... -Paulo Coelho
Tefekküründe istikâmet
umudunu kaybedenler, tekebbüre sığınırlar...
Mecâzen: Tünelin
ucundaki ışıktan umudu kesenler, karanlığa tapınırlar..
İnsan, eylemleri amacıyla
tanımlanır; bu nedenle bir dostu tanımanın en dakik yolu, seninle
ilişkilerindeki amacına dikkat kesilmektir...
Karşısındakini 'kullanmayı'
düşünen "kullanılmayı" göze almıştır ki, "kullanıldım" diye
şikayet "ben istediğim gibi kullanamadım" demektir..
Güven bir cama benzer; bir
kere paramparça oldu mu yapılabilecek tek şey bir kürek ve bir süpürge ile
ortalığı toplamaktır; gerisi çöptür...
Neye susamışsan, onunla kanarsın...
Hâl'i inşâ edenlerin,
ahvâlden şikâyet etmeleri, mes'uliyetlerinden kaçmak ve vicdanlarını teskîn
etmek içindir...
Başkası için ne kadar
yaşarsan yaşa; ölümün kendi ölümündür; hayat başkası için feda edilebilir; ölüm
edilemez; zira herkes kendi için ölür.
Kim ne düşünür diye yaşayanlar, daima
başkalarının hayatını yaşarlar; kendi hayatını yaşamak ise bir cesaret işi
değil, bir tercih işidir...
Hayalini değil, kendini gerçekleştir (tahkik
el-zât)...; çünkü hiç bir hayal kişinin kendinden daha değerli değildir...
Tahayyül, tefekküre götürmüyorsa, tembellik yaratır.
Hayal, fikri doğurmuyorsa, uyuşturur...
Umudumuz acımızdan daha büyük olmalı... -Cahit
Zarifoğlu
Gökyüzü, üç beş bulut, akşam garipliği Başka
nemiz kaldı ki şu yalan dünyada..? -Oktay Rıfat
Ve bazıları Yok-iken bile vardır; fazlasıyla...
-Edip Cansever
Marifet, güzeli sevmek değil; sevdiğin şeyi
güzelleştirmektir. [Bir şeyi güzel diye sevmeyiz; çünkü sevdiğimiz zâten
güzeldir], -Ehl-i irfan
Aynı yolu beraber yürüdüğümüzü zannettiğimiz
insanlar, aslında yalnızca gidecekleri yere kadar bize eşlik ediyor... -Mark
Twain
Bir kişi yürüyüşünde derdini besteleyip
hüznüyle terennüm ediyor ise geriye dönmesi beklenemez...
Hiç bir kulağı varsaymadan, kişinin kendi
şarkısını terennüm edebilmesi, yaşama cesâretinin zirve bir ifâdesidir...
Kişinin söyleyecek şarkısı var ise, dinleyici
aramaz... Bilir ki, söz menzile girerse, çölde dahi bir dinleyeni çıkacaktır...
Çağdaş "hümanizm" konulu tüm
söylemler "hakikî insan" üzerine değil "mumya insan"
üzerinedir; bu nedenle herkes herkese FİRAVUN kesilir...
Doğruyu gördükleri halde düşüncelerini
değiştirmeyenler cahillikleriyle mutluymuş gibi yaşarlar... -Einstein
Kötülükle aynı dili konuştuğunda, onun
saltanatı güçlenir. Marifet onu dilsiz bırakmakta... -Kemal Sayar
Sır kelimelerde değil, kalpte. Ne duymak
istiyorsa onu işitiyor insan...
-Ali Ural
"İnsanlar beni anlamıyor" diye
kaygılanmam, ben insanları anlamayınca
kaygı duyarım... —Konfüçyüs
Gerçekle yaralanmak, bir yalanla oyalanmaktan
daha iyidir... -Khaled Hosseini
Kalp, sahibinin mülkü olmayan tek şeydir...
-Seyyid Kutub
Yaşıyor olmak yalnızca nefes alıp vermekten çok
daha büyük bir çabayı gerektirir... -PabloNeruda
Işksızlara verme öğüt öğüdünden alır değil
Işksız kişi hayvan olur hayvan öğüt bilir değil... -Yunus Emre
Kande gelir yolun senin ya kande varır menzilin,
Nerden gelip gittiğini anlamayan hayvân imiş... —Niyâzı-i Mısrî
Hiçbir şey yapmadan da yorulabiliyor insan,
düşündükleri ağır geliyor mesela... -Octavio Paz
Yürüyor muyduk, Yoksa bir
doğa parçasının Altını mı çizdiriyorlardı bize? - Cemal Süreya
Ön-görmek, önünü, dolayısıyla
yönünü görmektir. İnsanın önü, ölüme yönlüdür...
Yaşamak, ölüme değer...
Öyleyse ölmeye değer bir şekilde yaşa... ki, ölüm yaşadığına değsin...
İnsanlara ölüm korkusu
verilmemeli; ölüm bilgisi öğretilmeli. Ölüm korkusu, bilinç eşlik etmediği
için, ahlaksızlığın kaynağı hâline gelir..
İnsan ölüme doğrudur; ölüme
bilinç eşlik ediyorsa, ona yaşam denilir ki, yaşam bilinçli ölüm demektir;
bunun farkına varmak da huzurdur...
Rüzgâr, ateşin gücünden az
ise ateşi yandırır; çok ise söndürür. Hiçbir zaman, hiçbir konuda sınırlarını
aşan bir güç talep etme; sönersin..
Hep bilen bir aklımız var; ne
zaman anlayan bir kalbe sahip olacağız.
Bilmek için
öldürüyoruz; anlamak için diriltebilecek miyiz..?
Nasıl ki, bin mum yakmakla
Güneş'in ışığı karartılamaz; bin yanlışı bir ipe dizmekle de bir doğrunun gücü
bastırılamaz... -Ehl-i irfân
Hüzünlenmeyen kişi aldırmaz
kişidir. Hiç bir şey yapamayan en azından hüzünlenmelidir; çünkü hüzün insanı
diri tutar...
Kişi, bir yanlışa
direnemiyorsa, ya katılıyor, ya onaylıyordur; ya da sessizce, hüzün içre
ağlıyordur; hüzün içre ağlamak, en samimî duadır.
Yaşamak kolay değil aynaya
baktığınızda katilinizi görüyorsanız. Kimse sizi kendinizden iyi öldüremez...
-Ali Ural
Beklemekten vazgeçecek
değiliz. Beklemenin bir dua olduğunu bekleyerek öğrendik biz... -Ali Ural
Karakter sahibi
bir insanın ruhu yaralarla doludur... -Halil Cibran
Beden'de "acı" ve
Ruh'ta "kaygı" insan olmanın göstergesidir... Maddeniz acıyor;
Ma'nanız kaygı duyuyorsa hâlâ ümit var demektir...
Kişi, kendini tüketen-ile
çatışmamak; rahatsız etmeden sessizce çekilmelidir; zîrâ sevgide erdem, acı
vermek değil; acıya katlanmaktır...
Marifet "tatlı yeyip
tatlı konuşmak"ta değil, "acı yediğinde dahi tatlı
konuşabilmekte"dir... -M. MazharBaba
Ne kini ne de sevgiyi
biriktir; çünkü tabut, tek kişiliktir...
Yıllar sonra öğrendim ki,
bağırıp çağırmana gerek yok..! Sesini duymak isteyene bir fısıltın yeter...
-Farid Faıjad
Hâlis bir niyet
ile çıktığın yolda yaptığın yanlışlar doğruna azık olur...
Niyet sahibi dertli bir
kişinin adım atması mekânı yola dönüştürür; kişiyi de basit bir yürüyenden,
yolcuya...
İnsan bir yıl boyunca
yalnızlığa çekilirse gevezeliği unutur, konuşmayı öğrenir. Kalabalıklar sözleri
de kalabalıklaştırıyor... -Nietszche
Ben delilikten muzdarip
değilim; siz duygularımın aşırı güçlü oluşunu, delilik zannediyorsunuz...
-Edgar Ailen Poe
Kalp bir kez kırıldı mı, hiç kimseye aldırmaz
ve hiçbir şeyi umursamaz.
Belki mutluluğun sonu, ama huzurun
başlangıcıdır bu... -Dostoyevsky
Bu dünyada ne zaman bir umut ışığı bulsanız onu
söndürmek isteyen birileri olur... -Oğuz Atay
İnsan gönlü sırr-ı müphemdir; insanla oynamaya
gelmez... -Ahmed Amiş Efendi
Bırak hakikat
incitsin seni, bir yalan avutacağına... -Kemal Sayar
İnsanın özgürlüğü, kendine yapılanlara karşı
takındığı tavırda gizlidir... -
Jean-Paul Sartre
Yeterince gece oldu. Artık sessizliği sonuna
kadar açabiliriz... -İbrahim Tenekeci
Tanımak hayal kırıklığı... Ne demiş şair: Fazla
yakınlığın getirdiği, uzaklıktayız... -İbrahim Tenekeci
"Vari'la "yok" arası yaşanır
bazı aşklar... Gel demeye hayat izin vermez. Git demeye kalbin... -İbrahim
Tenekeci
Sıkıntılı günlerde bize, yıkılma sakın diyecek
dostlara ihtiyacımız var. Ve daha çok şiire... -İbrahim Tenekeci
Her an bir şey olacak diye yaşamak! Bilmezsin
bu, insanı içinden nasıl yıkar?.. -Ahmed Ham di Tanpınar
...ve her şey bitecek; sen de öleceksin; bu
dünya da ölecek... Bu yüzden, başını hep dik tut..! -Aliya İzzetbegoviç
Bakınca görmesinler içimi, böyle iyi içimde bir
cenaze töreni, böyle iyi unutuş öldürmüyor hiçbir şeyi -Cevdet Karal
Nefret, başarısızlığa uğramış sevgidir...
-Soren Kierkegaard
Ayarı bozulan bir toplumun hastalığının
göstergesi, vicdânî hassasiyetleri ile idrâki mensubiyetlerinin değişmeye
başlamasıdır...
Herkes kendi zindanının duvarı Herkes kendi
kapısının anahtarı... -Suavi
Kemal Yazgıç
Tarih kesbîdir vehbî değil; kazanılır ve
kaybedilir İbn Haldûn: Tanrı hiçbir zamana, mekâna, kavme, aileye ve kişiye
özel ahkâm tahsis etmez
Modern uluslar, tarih kaçkınıdırlar; bu nedenle
ulusların hafızası travmatiktir; başarılarından çok yaşadıkları felaketlerden
beslenirler...
Bir toplumu tarih dışına itmenin en iyi yolu, o
topluma, geçmişini, sürekli olarak, ortak-yanlış yapma kavramının altında
hatırlatmaktır...
Tarihlerini, ancak hatırlayan milletler
yorumlayabilirler; çünkü hatırlama aynı zamanda bir yorumlamadır; ister
söz-ile, ister davranış-ile.
İnsan için en
zor olan şey, her gün insan kalmaktır... -Cengiz Aytmatov
Bir insan söylediği şeylerden çok
söylemedikleriyle insandır... -Albert Camus
Yalnızca doğruyu değil, istikâmeti de
önemsiyorsan, sâdece söze değil, söyleyene de dikkat et; zîrâ İblisin doğrusu
olur, istikâmeti olmaz..
Türkiye'de sonucu ne fikir ne emek ne bilgi ne
eylem değil, 'ilişkiler' tayin ediyor; makamları 'hak etme' değil 'kör sadakat'
belirliyor...
Hangi insan kahramanı olduğu bir hikâyeden
kurtulmayı ister? Böyle bir beklenti sadece kişinin kendi hikâyesini
yaşamadığını gösterir...
Kimin "karşı"sında durduğun değil,
kimin"yan"ında olduğun önemlidir; çünkü "karşı-durduğun"la
değil, "birlikte yürüdüğün"le fark edilirsin..
"Doğruyu söylemek her zaman doğru
değildir" diyenler, kendileri lehine olabilecek yanlışı söylemek için en
uygun zamanı bekleyenlerdir...
Kendimi her zaman mutlu hissederim; çünkü
kimseden bir şey ummam; zira
beklentiler daima yaralar... -Shakespeare
Uçurumları sevenin kanatları olmalı...
-Friedrich Nietzsche
İçinde yaşadığınız dünya ile içinizde
yaşattığınız dünya arasında kurabildiğiniz bağ kadar mutlu olursunuz... -Anton
Cehov
Ağzınızdan çıkanlara daima dikkat edin; çünkü
bir sözü unutmak, bir yüzü unutmaktan çok daha uzun zaman alır... -Lois Aragon
Bazı kelimelerin lügatte olmayan anlamlan
saklıdır iki insan arasında... - Said Yavuz, İtibar 56
Huzûr, her dâim, O’nun huzûrunda hâzır olma
bilincidir. Çünkü, ancak hâzır olanlar, huzûr bulurlar...
Şurada burada güçlü adımlarla dolaşmaktansa
doğru yolda sekerek yürümek daha iyidir... -Augustinus
Yaşamın kalitesini artırmak maddeye, Hayatın
kalitesini artırmak manaya bağlıdır; ilki için çalışınız; İkincisi için soru
sormak yeterlidir.
Yalnızlığıyla
yol alan bir kişiyi hiç kimse yokluğuyla korkutamaz...
Bir ilişkide güvensizlik varsa, oradaki sevgi
yalandır; çünkü güvenilmek, sevilmekten daha büyük bir iltifattır..! -Paulo
Coelho
Mutluyken görmezden geldiğin şeyler, mutsuzken
canını yakar; çünkü insan hatalarını mutluyken değil hep mutsuzken anlar...
-Çehov
Cehâlete dayandıktan sonra tarihi övmek ile
sövmek arasında bir fark yoktur... -Akıllı Türk Makul Tarih
Bazen susarsın... Yenilmiş sanırlar seni; eksik
ve yaramaz... Unutma! Susan bilir ki, konuştuğu zaman kimse kaldıramaz...
-Dostoyevski
Bazı insanlar sözleriyle huzur verir, bazı
insanlar yaptıklarıyla, ama öyleleri de vardır ki sadece 'varlık' larıyla...
Zekâsını başkalarının yanlışlarını bulmaya
yoğunlaştıran bir kişi, bir süre sonra kendi doğrularını da kaybediyor...
Kendini ihmâl edip başkalarına dikkat kesilen
kişi, daha yaşarken bedenini mezara çevirir, aklını çöle...
Kelimeler yerlerine göre de anlam kazanır;
kiminin dilinde, kiminin yüreğinde, kiminin gözlerinde, kiminin ellerinde...
Akıllı bir düşman ile gerginlik içinde yaşamak,
câhil bir dost ile huzûr içinde yaşamaktan evlâdır...
> Tasavvuf, var-iken yok-gibi yaşamaktır;
yok-iken yok-gibi yaşamaya kalkışmak ise sefilliktir; kulluk değil..
> "Takdir etmek" ile "takdis
etmeyi" birbirinden ayıramadıkça tarihî tecrübemizi çoğaltamayız...
> On kanaâtkâr bir kilim altında yatar; ama iki
muhteris bir ülkede barınamaz... -Sâdi-i Şîrâzî
> Bazı insanlar o kadar kalabalıktır ki, hiç bir
zaman "iki kişilik yalnızlığı" paylaşabilecek bir yoldaşlığı hak
etmezler...
> Öfkelenmek, kızmak ya da kırılmak değil,
incinmek bir insanı, var-iken yok-gibi davranmaya itecek kadar diğerinden
soğutur...
> Bazıları tek bir insanı iyi tanır, ama
insanlığı anlayamaz; bazıları ise insanlığı iyi anlar ama tek bir insanı iyi
tanıyamaz...
> Elinizdeki bıçağı kullanmadan önce, onu
elinize kimin verdiğine dikkat ediniz; bu "amacınızı" tayin için
zorunludur...
> Sen kim olduğuna karar veremediğin zaman,
senin kim olduğuna başkası karar verecektir... -Nizar Kabbânî
> İç çekişlerimizle
kurarız en uzun cümleleri... -Ali Şeriati
> Hangi yaşta ölürsek ölelim, tamamlanmamış
cümlelerimiz olacak... -Furuğ Ferruhzad
> Savaş, ölünce değil, düşmana benzeyince
kaybedilir... -Aliya İzzetbegoviç
> Eğer bir akılsızla tartışıyorsan iki akılsız
tartışıyor demektir... -Mark Twain
> "... ejderhayı öldürmenin yolu, kafasını
kesmekten geçer; tırnaklarını törpüleyerek bir yere varamayız..." -Jose
Saramago
> Sonra biri çıkar der ki, Kalbin bedenine göre
fazla büyük Biraz kıralım..! — Cemal Süreya
> Belirsizlik, tüm
işkencelerin en kötüsüdür... -Alexandre Dumas
> Belirsizlik, en
kötü ihtimalden daha acı vericidir... -Dostoyevski
> Kul nice yaşasa
ölmesi var
Görür göze bir
gün toprak dolması var
Bu dünyada sefer
kılanın gelmesi var
Öteye sefer
kılan gelmez imiş.
-Yesevî
> Dert olmasa Mevlâ'm
kime şifâ eylesin... -Ahmed Yesevî
> Benlik davası,
iyiyi/doğruyu/güzeli görmeyi engeller... -Ahmed Yesevî
> Yol boyunca
"kül" olmadan, Yâr nezdinde "kul" olunmaz... -Ahmed Yesevî
> Söz başka gönül başka olmasın; işbu sözün
manasın tâlib olan anlasın... - Ahmed Yesevî
> Ne kadar süreceksiniz, bekleyişler? Siz
bitince yaşayacak kadar bir şey kalacak mı bize..? -Andre Gide
> Er olana davâ
gerek... -Ahmed Yesevî
> Kendimi derde saldım,
buldum dermân içinde... -Ahmed Yesevî
❖ Hayallerinizi küçümseyenlerden uzak durun! Ruhu küçük insanlar
başkalarını da daraltmak, azaltmak ister... -Max Twain
❖ Yaşlanmak bir dağa tırmanmaya benzer; çıktıkça yorgunluğunuz
artar, nefesiniz daralır ama görüş açınız genişler... -Ingmar Bergman
❖ Her şeyin bir nedeni vardır... Çünkü Evren'de hiç bir tesâdüf,
"tesâdüf" değildir... -Sokrates
❖ Şu zamane hocalarına hayret ediyorum; kartal yavrusuna yerde
sürünme dersi veriyorlar... -Muhammed İkbal
❖ Gece çayı, zifiri karanlıkla demlenir; dert ile tatlandırılır;
hüzün ile içilir ve kitap okumakla anlamlandırılır...
❖ Yer-yüzü’nde derdi olmayanın, Gök-yüzü’ne çekecek numarası
bulunmaz... Çünkü dert bile, kendine lâyık olanı arar; herkese nasîb olmaz...
❖ Attığınız tokada karşılık vermeyen kişiden sakının: O hem sizi
bağışlamaz hem de kendinizi bağışlamanıza olanak bırakmaz... -Bemard Shaw
❖ Dertsiz insan insan değil, bunu anlayın Aşksız insan, hayvan cinsi
bunu dinleyin... -Ahmed Yesevî [Dîvân-ı Hikmet, s. 144],
❖ Doğruyu gördüğü halde düşüncelerini değiştirmeyenler
cahillikleriyle mutluymuş "gibi" yaşarlar... -Albert Einstein
❖ İrfan, insanı insanlıktan, kısaca kul olmaktan çıkartan her şeye
karşı derin bir muhâlefettir; insanın kendi nefsine bile...
❖ Yürüdüğünüz yol ile yolda bulunan "işâretler" arasında
bir "nisbet" göremiyorsanız; o yol size göre değildir; hemen
terkediniz. -Ehl-i irfan
❖ "İnsan-olmak, bir dua'dır"; yaşam yol, yola çıkmak
niyettir; yola(insanlaşmaya) koyul; menziline erdiğinde duan makbûl olacaktır.
-Ehl- i ışk
❖ Domuz eti yememek için, ince ayar hassasiyet gösterenlerin,
birbirlerinin etini yememek için de aynı hassasiyeti göstermeleri gerekmez mi?
❖ Dünyanı değiştirmek istiyorsan kelimelerini, dünyayı değiştirmek
istiyorsan davranışlarını (eylemlerini) değiştir...
❖ Keskin bıçak olmak
için çok çekiç yemek gerekir... -Türk Atasözü
❖ Köklerini tarihî tecrübesinde bulan metafızik(:makûl) bir
anlam-değer çanağına sahip olmayan bir millet başka milletlerin çanağını
yalar...
❖ Hayatınızın anlamına ilişkin sahih bir perspektife sahip
değilseniz metafizik bir güvenliğiniz de yok demektir...
❖ Hû kılıcını alıp
nefsimi kırdım
Yeryüzünde ölmeden önce diri öldüm...
-Hoca Ahmed Yesevî
❖ Aşıkların
sünnetidir diri ölmek... -Hoca Ahmed Yesevî
❖ Tut ki, Ali'den
mîrâs kaldı sana Zülfıkâr
Sende Ali'nin yüreği yoksa Zülfıkâr neye
yarar..?
—Celâleddin Rûmî
❖ Alçakça söylenen bir söze, asla karşılık verme; çünkü o sözün
sahibinde, kendi gibi, daha nice alçak söz vardır... -Hz. Ali
❖ Tasavvuf, Hakk'a davettir; davete sayısız yol vardır; ancak en
yakın, en iyi yol, faydalı olan, insanları rahatlatandır.. -Yesevî Hoca İshak
❖ Beşer, demir gibidir; insan-olması için hem kendini ayarında
ısıtacak ateşi hem de kıvamında dövecek çekici bulmalıdır... -Ehl-i irfan
❖ Dertleriyle hem-hâl kişi, kendini konuştuklarıyla değil
sustuklarıyla ele verir...
❖ "Barça yahşi biz yaman; barça buğday biz saman"
Herkes iyi, biz kötüyüz; herkes buğday (gibi
değerli), biz samanız...
-Yesevî Hakim
Ata
❖ Kendi dünyanı kur; orada kök sal, derinleş. Başkasının dünyasına
özenen, o dünyayı taklit eden kendi dünyasını da kaybeder...
❖ Tanzimat'tan bu yana, bu topraklarda her şey denendi, ama bir
'biz' denenmedik; biz, yani bin yıllık tarihî tecrübe...
❖ Eylemin belîğ olması, çoğu zaman, sözün belâğatından daha
etkilidir...
❖ Bir insanın sükûtundan bir şey anlamayan; kelâmından da bir şey
anlamaz... -Amiş Efendi
❖ İnsan, yürüdüğü yolda yuvarlanmalı; yuvarlandıkça toparlanır...
-Amiş Efendi
❖ Ayının kırk
hikâyesi var, kırkı da armut üstüne... -Anonim
❖ Ahlâksızlık kişinin "tabiatından" kaynaklanıyorsa
terbiye edilebilir; "aklından" kaynaklanıyorsa, o kişi insanlığını
tatil etmiş demektir...
❖ Üç şey ki hayret verir insana: Yok-iken var-olan Alem, Alem'den
var-a- gelen Adem; Adem'den sûret bulan söz/mana... -Âşık Paşa
❖ Kişinin değeri, kendiyle yapayalnız kaldığında kendi hakkındaki
kanaati kadardır...
❖ Nereye kadar kendinden kaçabilirsin? Ya bir daha geri
dönemezsen... — Cahit Zarifoğlu
❖ Her aptal bilebilir... Önemli olan anlayabilmektir: Bir insanı,
bir hayvanı, bir bitkiyi, bir düşünceyi... -Einstein
❖ İnsanı bedenen ameliyat etmek için uyutmak; ruhen ameliyat etmek
içinse uyandırmak gerekir... -Tolstoy
❖ Dostluğunun bedelini ödemekten kaçınanın düşmanlığını önemseme;
ama düşmanlığının bedelini ödemeye hazır olanın dostluğunu ciddiye al...
❖ İlmî ya da tecrübî, herhangi bir konuyu, bilmeyeni ile tartışmak,
çölde balık avlamaya benzer...
❖ Kavuşmak istediği gül olanın, inlemesi bülbül gibi olur... -Âşık
Paşa [Kişi, maksadına göre hâllenir... -Ehl-i ışk]
❖ Kötülükleri
bitiremeyiz, ama iyilikleri çoğaltabiliriz... -Sezai Karakoç
❖ Ağaçta duran kuş, dalın kırılmasından hiç korkmaz. Çünkü onun
güveni arara de&il
kendi kanatlanmadır —Henrik Th<jen
İnsanın zihni neyle meşgulse
rüyasında onu görür. Hele içiniz rahat olmadı mı, gerçeğe ne kadar da uyar
rüyalarımız... -Dostoyevski
Duvarı yıkmaya gücüm
yetmiyorsa kendimi parçalayacak değilim elbette; ama önümde duvar var diye
boyun eğmeyi de kabullenemem... - Dostoyevski
“İnsan, bir kere tek başına
kalmaya görsün. Nerede olsa tek başınadır. Meydan savaşında bile...” —Kemal
Tahir
Hayat bazen insanları,
birbirleri için ne kadar çok şey ifade ettiklerini anlasınlar diye ayırır... -
P. Coelho
Kapını ne tam açık tut ne de
tam kapalı. Nihai "karar" için kişinin hem iradesine saygı duymuş hem
liyakatini ölçmüş olursun... -Ehl-i irfan
İncinen kişinin en bâriz
özellikleri içe doğru çığlık atması; sûretinde muhâtabsız bir hüznü taşıması;
sîretinde yalnızlığı ile yürümesidir.
Bu dünyada yediğimiz ekmekler
içtiğimiz sular dizlerimizdeki bu güç derimizdeki tad karşı koymak içindir
kaçmak için değil... —Turgut Uyar
En büyük günah, yüreğinin
gerçekte ne hissettiğini inkâr etmektir... - Anonim
Umut kalbimizde bir kuştur;
sürekli öter... -Mustafa Kutlu
Gönlünü ver; ama aklını asla
teslim etme... ve ne yaparsan yap, kendin olmaktan asla ama asla vaz geçme...
-Ehl-i lisân
Zor yola, kolay insanlarla
çıkılmaz... -Ehl-i irfân
Kişi, uğruna savaştığı şeyi
terkederek zafer kazanamaz; amacını ihmal ederek başarılı olamaz... -Hz. Ali
"İş"inde adam
olmayanın "söz"ünde adam olmasının hiç bir İnsanî, ahlâkî ve dinî
değeri yoktur...
"Hür olma"nm
"asgari" şartı razı olmadığı bir davranışla muhatap olduğunda kişinin
rahatsızlığını dile getirmesidir...
Herhangi bir ortamda fikrini,
gerekçesi ne olursa olsun, usûlü dairesinde ifade etmekten korkan kişinin
âkil-bâliğ olduğu söylenemez...
En tehlikeli insan tipi: Az
anlayan, çok inanandır... -Anton Çehov
Güçlü
bir hafıza, ağır bir cezadır. Ve işin kötüsü, iyi anları nadiren, kötü anları
sıklıkla hatırlatır....----------- Orhan
Kemal
Hayatı ne önemse, ne de
hafife al. Onursuz birliktelikler yerine, onurlu bir yalnızlık yaşa sadece...
-Louis Aragon
Az az ölüyoruz her gün.
Yağmurdan havadan söz eder gibi, insanın her gün az az öldüğünü görüyorum...
-Cahit Zarifoğlu
İçinde yaşadığınız evren ile
içinizde yaşattığınız evren arasında kurabildiğiniz bağ kadar mutlu
olursunuz... -Anton Çehov
Bir insanın kendine ilişkin
kanaati değişmeden, olgu ve olaylara ilişkin bakış-açısı değişmez; çünkü insan
yenilenmeden hayat yenilenmez...
Her çağda, şartlar ne kadar
ağır ve umutsuz olursa olsun, inananlar için bir Nuh’un gemisi vardır... -Sezai
Karakoç
Yüreğin bir volkansa eğer, avuçlarında çiçekler
açmasını nasıl umabilirsin..? -Halil Cibran
İnsan kendi kendini sessizce kaybeder. Ama,
kaybettiği başka her şeyi fark eder de, kendini kaybettiğini fark edemez... -S.
Kierkegaard.
Bir yerde herkes birbirine benziyorsa orada
kimse yok demektir... -Michel Foucault
Her şeyi fazlasıyla anlamak da bir
hastalıktır... -Dostoyevski
"Çocuklar uyurken susulur, ölürken
değil..." -Anonim
Başkalarının ölümünden beslenenlerin akibeti,
en nihayetinde başkaları tarafından öldürülmektir... -Asur atasözü
Çocukların öldürüldüğü bir dünyada uyumak,
cesaret işidir... -Anonim
İnsanı kalbinden tutamadınız mı, görün, nasıl
kayıp gidecek elinizden... - Nuri Pakdil
Yürürken yolun sonuna odaklananla dostluk etme;
çünkü kestirmeyi bulduğunda seni yüzüstü bırakır; zira dostluk sona değil, yola
nisbetledir.
Hüzünlenmeyen kişi aldırmaz kişidir. Hiç bir
şey yapamayan en azından hüzünlenmelidir; çünkü hüzün insanı diri tutar...
Sabır, katlanmak değil, güç biriktirmektir...
Bilmiyorum demekten utananın ilmine itibar
etmeyiniz... -Hz. Ali
Çağdaş yaşam, her yanın sihirli lambalarla
doldurulduğu ve başında onları ovuşturanların bulunduğu bir gürültü meydanı...
Ne hoş bir güzelliği vardır, dünyadan hafif
adımlarla gülümseyerek geçenlerin... -Virginia Woolf
Matematiğe katılmıyorum... Kanaatimce
sıfırların toplamı tehlikeli bir sayıdır... -J. S. Lee
Ağır ağır ölür, yolculuğa çıkmayanlar,
okumayanlar, müzik dinlemeyenler, gönlünde incelik barındırmayanlar... -Pablo
Neruda
Bir ülkede edebiyat ve sanattan çok siyaset
konuşuluyorsa o ülke üçüncü sınıf bir ülkedir... -Friedrich Nietzsche
Zamanınız kısıtlı! Bu yüzden başka insanların
gürültüsünün kendi kalbinizin sesini duymanızı engellemesine izin vermeyin.
-Steve Jobs
İş tuttuğun, desteklediğin insanın kalitesi
senin de kaliteni gösterir; çünkü hiçbir aslan, fareyle iş tutmaz...
Tahkik, hakikati yalnızca yanlışlardan değil,
lehte ve aleyhte olanı da dikkate alarak, şüphelerden de temizleme sanatıdır...
Ahlâkî olan ile siyâsî olanın ayrımı
tahkîk'in/eleştiri'nin çıkış noktasıdır; ahlâkın siyâsallaştığı yerde sahih bir
tahkik yapılamaz..
Bilgi bir balona, cehâlet ise etrafına benzer;
bilgi artıkça balon şişer; ancak hacmine oranla ona muhit cehalet de
fazlalaşır. -Mehmed Genç
Yaptığını yazamayan; yazdığını da yapamaz; bu
kişiyi zamanla takiye yapmaya götürür; takiyeyi meşrulaştırmak için de bir
"giz" üretmeye...
İdeoloji, beşerî bilginin hakikat
hakkında belirli bir zaman ve zeminde ulaştığı seviyeyi donduraran, kapalı
devre çalışan dünya-görüşüdür..
Hakikati bir ideoloji içinde
idrâk etmek, kuşu bir kafes içinde tanımaya benzer...
Ya sırtımıza alıp taşıyoruz,
ya ayağımızın altına alıp çiğniyoruz. Öğrenemedik bir türlü yan yana
yürümeyi... -Ömer Hayyam
Tarihimizi, kendimizi
"yüceltmek" için değil; aksine kendimizi "düzeltmek" için
çalışmalıyız... -Üstad Mehmet Genç
Bazen sadece yorgun oluyor
insan. Ne küs ne yalnız ne de âşık..! -Cemal Süreya
Aklın ahlakına
"mantık"; kalbin ahlakına "edep" denir...
Neden ben insanlara
güvenmemeyi öğrenip ruhumu kirleteyim? Onlar güvenilir olmayı öğrensinler..!
-Kızılderili Atasözü
Kişi, anlamını ne-şeyde,
ne-yerde ve kim-de buluyorsa oraya tâbi olur; oraya kul olur. Son söz: Lekum
dîn-ukum ve liye Dîn...
Hayatı anlamlı kılmanın tek
yolu, yaşamı ölüm ile ilişkilendirmektir; ölümü yaşamı ile ilişkilendiremeyen,
sahîh bir "hayat görüşü" kuramaz.
"Ne olduğunu"
temsil edemeyen başkalarına "ne olMAdığım" ispat etmeye çalışır...
Aşağılık bir yöntem
kullanılarak, şerefli bir hedefe varılmaz...! -Seyyid Kutb Gündüzü nasıl
yaşayacağını değil; geceyi nasıl uyuyacağını düşün..., saf bir "çocuk
uykusu" için... -Ehl-i irfân
Yeryüzünde en tehlikeli kişi,
kendi varlığını, başkalarının yokluğuna bağlı görendir...
İnsan, başkalarını yok ederek
değil, ancak kendi varlığının kalitesini artırarak başarılı olabilir...
Kibir ile şirk arasındaki
fark: Şirk'te başka bir şey Tanrı'ya şerik koşulur; kibir'de ise kişi kendini
Tanrı'ya şerik koşar... -Ehl-i irfân
Bazılarının cisimleri bir
tarafta gölgeleri başka bir tarafta; tarafımız tarihimizin gölgesidir; çünkü
gölgen bulunduğun tarafı gösterir...
Her şey yanıtlandıktan sonra
kafanızda hâla yeni sorular uyanıyorsa insan olmaklığınız artıyor demektir;
çünkü soru bitince insan da biter..
SON SÖZ: Akıl-özürlüler,
düşüncenin muhtevâsına değil, kimin lehine kimin aleyhine olduğuna dikkat
kesilirler...
İnsan kalbinde ne taşıyorsa,
dünyaya bakınca da onu görür... -Goethe
İçinde anlatılmamış bir
hikâye taşımaktan daha büyük bir eziyet yoktur... - Maya Angelou
Nerede aptal olacağını
biliyorsan, yeterince zekisindir... -T. S. Eliot
Bakma sen herkesin öyle mutlu
göründüğüne, vicdan diye bir yer var, orada herkes suçlu... —T. S. Eliot
İnsanlar da kuyulara
benzerler; içlerinde boğulabilirsiniz... -Ahmet Hamdi Tanpınar
Aşırı övenler
ile aşırı şovenlerin ortak noktası, hep saklayacak bir şeyleri olmalarıdır.
Saklayan, korumak için dikkati uçlara çeker çünkü.
Pek çok insanın
esas sorunu, henüz kendi-siyle tanışmamış olmasıdır... - Nikolas Kazancakis
Herkesin bir
umudu vardır. Bir savaşı, Bir kaybedişi, Bir acısı, Bir yalnızlığı, Bir
hüznü... —Turgut Uyar
İnsan yaşamında
öyle "denizler" ile karşılaşır ki, o an iyi yüzmek değil iyi boğulmak
daha tercihe, hatta takdire şayan olur...
İlkeler, sen ve
yol ... Yanlış yapmaktan korkmadan... İrfânî deyişle, hâlis bir niyet ile
çıktığın yolda yaptığın yanlışlar doğruna azık olur...
İnsan ölüme
doğrudur; ölüme bilinç eşlik ediyorsa, ona yaşam denilir ki, yaşam bilinçli
ölüm demektir; bunun farkına varmak da mutluluktur..
Yaşamak, ölüme
değer... Öyleyse ölmeye değer bir şekilde yaşa... ki, ölüm yaşadığına değsin...
Hiç bir kulağı
varsaymadan, kişinin kendi şarkısını terennüm edebilmesi, yaşama cesâretinin
zirve ifâdesidir...
Başkası için ne
kadar yaşarsan yaşa, ölümün kendi ölümündür; hayat başkası için feda
edilebilir; ölüm edilemez; zira herkes kendi için ölür.
Kim ne düşünür
diye yaşayanlar daima başkalarının hayatını yaşarlar; kendi hayatını yaşamak
ise bir cesaret işi değil, bir tercih işidir...
Hiç bir çığlık
bir dostun ihanetinin neden olduğu hayret kadar insanı sarsamaz. Bu nedenle
ihanete en derin karşılık hayreti bir sükûnettir.
Şuûr üç yetinin
toplamıdır: His(nuzu'), zihin(vicdan) ve idrak (akıl). Yani, şuur: duyu, duygu
ve düşüncenin toplamının idrâkini idrâktir...
Kendilik bilinci
zayıf kişiler, öz-güvenierini, tefekkürle değil, teslimiyetle sağlarlar...
Bu nedenle
"şi‘ir", “kendini bilme”nin bir ifâdesidir; "şâir" de
“kendini bilen”dir. Kısaca, ancak “kendini bilen” şi‘ir söyleyebilir...
Yalnızca
konduğun dala değil; kanatlarına da güven [:Kendilik-bilinci zayıf olanı, hayat
yağmurunda, başkasının taşıdığı şemsiye koruyamaz].
Bir insan hiç
bir zaman, nereye gittiğini bilmediği zamanki kadar uzun yol gidemez... -Oliver
Cromwell
Evrensel bir
telaş var; çünkü herkes kendinden kaçma halinde... -Nietzsche "Ağlanacak
halimize gülüyoruz" deyip kızıyorlar O da bir şey mi? Ölünecek halime
yaşıyorum ben... -Turgut Uyar
Çok bilmekte çok
acı vardır; ve bilgisini artıran acısını da artırır... -Umberto Eco
Benim hayatımın
sorunu, "gördüğüm şey" ile "görmek istediğim şeyi" hep
karıştırmış olmamdır... -Umberto Eco
Her ferdi, hatta
her topluluğu, hoşlandığı yem ile avlarlar... -Hüseyin Rahmi Gürpınar
İnsan
irin en zor olan sev her cnin insan kalmaktır -Cenaiz Avtmatov
Dünya hâli..! Uyku bile bazen insanı
uyutmuyor...
Hissiyâtta hassâsiyet, haysiyeti olan kişiye
özgüdür...
Öyle haller vardır ki hayatta "yok"
ile "var"ın müsâvi olduğunu hisseder insan... özellikle kendini fark
ettiğinde...
Kendine emek vermemiş bir insanın iddialarına
karşı temkinli ol..! Çünkü kendini tahsil etmemiş bir kişi, hiç bir şey hâsıl
edemez...
Akıbetinden emin olmak kibirdir. İnsana düşen
vazifesini yapmaktır, âkıbetini hesaplamak değil; çünkü istikâmeti olanın
hesabı olmaz...
Toprak altında iken dümdüz yatabilmek için
toprak üstünde iken dimdik durabilmek gerekir...
Bir toplumun geleceği, bilginleri, kötüye kötü
diyemiyorsa tıkanır; kötüye iyi diyorsa çöker...
Bir düşünce en nihayetinde derin bir sessizliğe
varıyor ve sahibine mahzûn bir sükûnet veriyorsa kişiye sahici kapılar açar...
“Düşünce nedir?” sorusu için bir yanıtınız;
yanıtları denetleyecek bir ölçütünüz yok ise her konuşanı ve yazanı,
"düşünür" zannedersiniz...
Hiçbir su, kaynağından yükseğe çıkamaz; hiçbir
taklit, taklit edileni aşamaz; hiçbir türedi düşünce, türediği düşünürün
seviyesine ulaşamaz.
Türkiye’de sorun, pek çok aydının “düşünmesi”
değil, “gizli” mahfiller adına “vazifesini yapmasıdır”...
Düşünce üretmeyi 'gol atmak' olarak görenlerin
düşünce uzayı bir saha, düşünce ufukları da bir kale kadardır...
Bunca varlık var iken gitmez gönül darlığı...
-Yunus Emre
Elinizdeki dolu bardağı, içini 'tahfif edip
boşaltmanızı isteyenlerin taleplerini, yerine 'ne' koyacaklarını öğrenmeden dikkate
almayınız..
Eğlence sürü-vâri bir duygudur; teşhiri
gerektirir; ancak gerçek bir yiğit tek başına eğlenir, eğlenebilir yani
çalışır... -Baudelaire
Çalışmak gerekiyor...; şevkle ya da
umutsuzlukla; zira çalışmak eğlenmekten daha az can sıkıcı... -Baudelaire
Zaman duygusundan kurtulmanın iki yolu: Zevk ve
çalışma... Zevk yıpratır;
çalışma
güçlendirir. O halde çalışmaya devam... -Baudelaire
Çalışma yorarak
doğurtur; zevk eğlendirerek öldürür... -Baudelaire
Hemen başlanan bir çalışma, kötü bile olsa düş
kurmaktan iyidir... - Baudelaire
İnsan, kalbini eline alıp utanmadan
dolaşabilmelidir... -Yusuf Has Hâcib, Kutadgu Bilig...
Yılda bir kurbân keserler halk-ı âlem lyd içün
Dem-be-dem sâat-be-sâat men senün kurbanmam..! -Fuzûlî
Türkiye'de halkının sorunlarını çözene değil,
halkını tahkîr eden, tarihine ve değerlerine küfredene AYDIN derler; yani içi
KARANLIK olan...
Kendimiz, kendimizin "ne-olduğu"na
karar verinceye değin başkalarının tanımlarının ve yargılarının verdiği
imkânlar kadar "-var-olur"uz...
Ey toprağın altındaki sağlar..! Geri dönünüz...
Zira toprağın üstündeki insanlar çoktan öldüler... -[Suriye'de duvar yazısı]
Hiçbir yere taşmıyorum, kendime sızıyorum
yalnız ben dediğim koskocaman bir oyuk... -Edip Cansever
Kapitalizm: Okutarak câhilliği artırmak;
çalıştırarak fakirliği; medeniyet diyerek barbarlığı ve barış diyerek ölümü...
"Fâilin evsâf-ı esmâsı onun fiilinde
zâhirdir." yani kişinin gölgesi, boyu kadardır... -Ahmet Avni Konuk
İşi kifâyetsize tevdi etmek başarısızlığa
davettir; muhterise tevdi etmek kavgaya; kifâyetsiz muhterise tevdi etmek
fitneye... -Siyâsetnâme
Ortak-akıl, ortak-vicdan ve ortak-dilin zayıf
olduğu toplumlarda 'kifayetsiz muhterisler' mevki ve makamlarda daha hızlı
yükselirler...
Bilgi, kendine
kayıtsız kalan kişileri ve toplundan affetmez...
Akıl-özürlüler düşüncenin içeriğinden daha çok
kimin aleyhine kimin lehine olduğuna dikkat kesilirler...
Kaşın doğruluğu eğriliğidir; yayın eğriliği
doğruluğudur. Hakikat küre gibidir; her neresine parmağın koysan onun hâk-i
vasatı odur. -A.A. V
Bir makamdır ki muhabbet, ne sabahı vardır ne
akşamı Ne korkusu, ne ümidi ne hâli, hatta ne de makâmı... -Ehl-i irfân
Korku ve ümit geçmiş ile geleceğe nispetle
vardır; hâlde hâli yaşayan için ne korku ne de ümit, yalnızca muhabbet
kârdır... -Ehl-i irfân
Bir şeyin hakk-ında konuşmak, o şeyin
hakikat-ini konuşmak; bir şeyi hakkıyla anlamak, o şeyin hakikat-ini
anlamaktır...
Yaşamında ciddi hiç bir iş yapmamış kişi, ne
yapılmış/yapılan işi takdîr edebilir; ne de nasıl ve niçin yapıldığını idrâk
edebilir...
Her bir kişinin
yaşamı, kendi hakkındaki rüyasının yorumudur...
"Bilgin" ol ki, insanları
"büyük" görme...; "bilge" ol ki, insanları
"küçük" görme...
Kâinat'ta her şey, sana değil, bilgine boyun
eğer; senden değil, bilginden emir alır; bu nedenle, kendini değil, bilgini
önemse..- Âşık Paşa
Hakikat üzerine fikri olmayanların Hak üzerine
konuşmaları mümkün değildir...
"Bir Osmanlı Coğrafyacısı İşbaşında Kâtib
Çelebi’nin Cihannümâ’sı ve Düşünce Dünyası" Çeviri: Hilal Görgün
"Nasıl" ve "Niçin" bir tür
itiraz ve şüphe sorularıdır; bu nedenle mutlak teslimiyeti ve itaati talep eden
dizgeler tarafından sevilmezler..
Yasası bilinenin kavgası olmaz; yasa yani
neden... Savaşın nedeni de budur; yani barışın nedeninin bilinmemesi... -Hobbes
Modernizm:
Geleceği planla Geçmişi şimdiyi verecek, geleceği öngörecek biçimde üret
Şimdiyi üretilen geçmiş, planlanan geleceğe göre denetle Kapitalizmin İlkesi:
İyi bir davranış devlete zarar veriyorsa günahtır; günah ortak çıkara hizmet edivorsa dindar
bir davranıştır -Sininoza
Sadece dönekler hayatta
kalabilirler; vicdanlarıyla yaşamak için direnenler er ya da geç ölürler...
Beşerî yanımızı ihmâl ve imhâ
etmeden insan-olmak ve insan-kalmak mümkündür...
Gece çayı, zifiri karanlıkla
demlenir; dert ile tatlandırılır; hüzün ile içilir... ve kitap okumakla
anlamlandırılır...
Ne zaman ki, ışk
biter, o zaman yorulur insan... -Neşet Ertaş
"Boş zamanlarımda kitap
okurum" demek ile "ara sıra insan olurum" demek arasında mefhûm
açısından bir fark yoktur...
"Kitap okuyunca ne
değişecek ki?" diye sorma! Elindeki kitaba iyi bak, anlarsın! Çünkü o da
bir zamanlar odundu..! -Anonim
Bu Ülke'de iktidar şehveti
ile güç paylaşımına odaklanarak aslî işlevlerini terk eden tüm cemaat ve
cemiyetler, Millet olmamızı engelliyor..
Siyasette sorun güç sahibi
olmak değil gücü paylaşamamaktır; paylaşılmayan güç biriktireni önce
yalnızlaştırır; sonra yok eder.. -İbn Haldun
Bir
siyasetin başına gelebilecek en büyük felâket, yöneticilerin ilahlaşmasıdır ki,
ilahların kavgası, herkesi ifsâd eder... -İbn Haldun Kibir/gurur, insanın
hayvani doğasındandır ki, siyasette tekebbür edenler, hayvanlar gibi
birbirlerine musallat olurlar... -İbn Haldun
İnsan,
geleneklerinin-göreneklerinin ve alışkanlıklarının ürünüdür; doğasının ve
mizacının değil... [İbn Haldun, el-Mukaddime, c. I, s. 201] Mağlûp, gâlibin
başarısını gücüne değil âdetlerinin kemaline bağlar; bu nedenle gâlibi taklit
eder, ona benzemeye çalışır.. Mukaddime, 1/242
Kıtlık zamanlarında,
insanları açlık değil alışmış oldukları tokluk öldürür... [İbn Haldun, el-Mukaddime,
c. I, s. 43],
Ticâret ve siyâset, ibâdetin
mütemmim [mukavvim değil] bir cüzü haline getirilemedikçe sahih bir istikâmete
sahip olamazlar...
... bilgisiz
sevgi ihmale, bilgisiz yergi ihanete neden olur...
Kimsenin haberi
yoksa yangın büyüyecek demektir... -(Afrika ata-sözü)
İnsan, yürüdüğü yolda yuvarlanmalı;
yuvarlandıkça toparlanır...
-Amiş Efendi
En büyük
kerâmet, istikâmettir...
Kabile kafası ile düşünenler,
milletin vicdanını his edemezler... Kabile çadırını korurken, milletin evini
yakar; kül ederler...
Bir insanın sureti, sîretinde
ortaya çıkar; bu nedenle, bir kişiyi tanımak istiyorsanız, yoluna, yoldaşına,
yol alış tarzına bakınız...
ancak yürüyen bir insan
yürüdüğünün farkına varır yani yolcu olabilmek için yola çıkmak gerek, oturup
yol üzerine konuşmanın bir anlamı yok...
"Türkiye'de sonucu ne
fikir ne emek ne bilgi ne eylem değil, 'ilişkiler' tayin ediyor; makamları 'hak
etme' değil 'kör sadakat' belirliyor."
"... uyuyan bir adamı uyandırmak kolaydır,
ama uyuma numarası yapan bir adam çok zor uyandırılır..."
"... neye açsanız onun tokluğu için
çalışırsınız, bu böyledir... derdi olan insan işiyle; boş insan k-işiyle
uğraşır..."
Başkalarının hayatından ders alın!.. İnsan tüm
hataları kendi yapacak kadar uzun yaşamıyor... -Tolstoy
İnandığı şeyi
yapan insanın enerjisi asla tükenmez... -Goethe
Hayatının
öznesini kaybedince devrik olur tüm cümlelerin... -Sezai Karakoç
Bir yalana denk gelmeye kalmasın insan, sonra
binlerce doğruyu sorgulamak zorunda kalıyor... -Nazan Bekiroğlu
Bu âlemde kendi kendinin cahili olana kendinden
büyük düşman, kendi kendini bilene de kendinden sadık dost var mıdır?.. -Sâmiha
Ayverdi
Sabah erkenden kalkıyorlar, çünkü yapacak pek
çok işleri var; gece de erkenden yatıyorlar, çünkü düşünecek hiçbir şeyleri
yok.. -Oscar Wilde
Hayatınıza giren herkes değerlidir ama herkes
özel değildir. Saygı hepsine, sevgi layık olana verilir... -Erich Fromm
Bu aralar ellerim hep üşür benim. Doktor
kansızlık der, ben sensizlik derim... -Edip Cansever
Her şeyden biraz kalır: Kavanozda biraz kahve;
kutuda biraz ekmek; insanda biraz acı... -Turgut Uyar
İnsanlara, onları size nankörlük yapmaya mecbur
bırakacak kadar büyük iyiliklerde bulunmayın... -Balzac
Hayata karşı ilk küskünlüğümüz, yanımızda
sandığımız kişileri karşımızda görmemizle başlar... -Anton Çehov
Türkiye'de karnımız doymadığı, aklımız
kanmadığı için değil, vicdan, gönül, kısaca anlam-değer dünyamız tatmin
olmadığı için yoruluyoruz...
İçinde yaşadığı toplumun maslahatını kendi
menfaatine tercih etme işini ancak ve ancak o toplumun vicdanına mensup
bireyler başarabilirler..
Kadîm deyiştir:
Kendiyle barışık olmayan, başkalarıyla savaşır...
Vicdanları
terbiye etmeden, yalnızca idrakleri eğiten milletler, kültürler kendi
mensupları tarafından aşağılanmaya hazır olmalıdırlar...
Bir kişi, ancak
ait olduğu kültürün şahs-ı manevîsi olan kavramlarına yabancılaşmışsa o kültürü
aşağılar...
Bu Ülke'de,
kendi toplumunu tahkîr için dışarıdan "öteki" gibi düşünen ve yazan
kişi hangi görüşe mensup olursa olsun ciddiye alınmamalıdır.
Bir fikri, bir
yaşama tarzını var-kılmanın en iyi yolu, ortaya, o fikri, o yaşama tarzını
temsil eden bir "örnek" koymaktır.
Söyleyecek sözü
olmayanın hangi dilde konuştuğu önemli değildir; olanın ise sükûtu bile
değerlidir...
Yürürken yolun sonuna odaklananla dostluk etme;
çünkü kestirmeyi bulduğunda seni yüzüstü bırakır; zira dostluk sona değil, yola
nisbetledir.
Bir insan için gerçek anlamda ölmek,
tembellikten evladır; çünkü tembel defnedilemeyen bir ölüdür...
İnsan yaşamında bir kez de olsa kendine şu
soruyu sorup yanıtlamalıdır:
Sahip olduğum
her şeyi kaybettiğimde beni ayakta tutacak olan nedir?
Kişi, bir ömür katettiği yolun sonunda, geri
dönmeyi ve başa yürümeyi göze alıyorsa, kendi için anlamlı ve onurlu bir yaşam
sürmüş demektir.
Kendini herkese uydurmak için yontmaya
koyulanlar; sonunda, yontula yontula tükenip giderler... -R. Hull
İnsanlarla yüzyüze konuşarak her sorunu
halledebilirsin; ama bazı insanlar
gelir önüne,
hangi yüzüne konuşacağını bilemezsin... -P. Neruda
İlm-i siyâset: Pirincin içindeki siyah taştan
değil, beyaz taştan korkun... -
Japon Atasözü
"Söz"ünde dosta benzeyen,
"iş"inde düşman gibi eyleyen kişiden uzak dur...
-Âşık Paşa
Zaman,
İnsan'dır... İnsan iyi ise zaman da iyidir; insan kötü ise zaman da
kötüdür...
-ÂşıkPaşa
Akılda bilgi varsa, dilde dedikodu olmaz...
-Kutbuddin Şirâzî
İstanbul'da gök-delenler kaybettiğimiz
büyüklüğün yerine ikame edilmeye çalışılan küçüklüktür...
Çağdaş şehirler, yersiz yurtsuz insanların
sığınaklarıdır; başka bir deyişle kapitalizm için ter döken işçi kamplarıdır...
"Takdir etmek" ile "takdis
etmeyi" birbirinden ayıramadıkça tarihî tecrübemizi çoğaltamayız...
Yanlışlarını doğrularıyla örtmek isteyen, zehre
tatlandırmak için bal katan kimseye benzer; zehir tatlanmaz ama balı murdar
eder...
Kişi başkalarının yanlışlarını bularak kendi
doğrularını savunamaz; çünkü doğruların muhatabı doğrulardır; yanlışlar
değil...
Yeryüzündeki en tehlikeli varlık, akh-ile,
hesap ederek ahlaksızlık yapan kişidir... -Ehl-i irfan
Dünyanın en ahlaksız insanı, kişinin ümit ve
korkularını istismar edip yine o kişiye karşı tehdit olarak kullanandır...
Olguya duygusal
bakan bilgiden; duyguya olgusal bakan sevgiden olur...
Bir yerde 'çözüm' olan başka bir yerde 'ölüm'
olabilir; çünkü bir çözüm gerçeklikten kopartılıp form(biçim) halini aldı mı
zulme dönüşür...
Varlık'ı büyüden arındırmak 2. Evren'i
ilahlardan temizlemek; ve 3. Hayat'ta kula kul olmayı reddetmek anlamında
Tevhid, özgürlüktür...
Ön-görmek, önünü, dolayısıyla yönünü görmektir.
İnsanın önü, ölüme yönlüdür...
Bu Ülke'de iktidar şehveti ile güç paylaşımına
odaklanarak aslî işlevlerini terk eden tüm cemaat ve cemiyetler, Millet
olmamızı engelliyor..
Bir kişinin
aklının sahibi kim-ise ve ne-ise Rabbi [:Efendisi] de odur...
Köklerini tarihî tecrübesinde bulan
metafızik(:makûl) bir anlam-değer çanağına sahip olmayan bir millet başka
milletlerin çanağını yalar...
Tevhîd’i aklın ilkesi kılarak, Varlık’ı
büyüden, Evren’i ilahlardan temizleyen; Hayat'ta da kula, kul olmayı red eden,
O’na selâm ile...
Aksi takdirde
şiir, kumlan harfler ve kelimeler olan bir çöldür...
Şiir, aklın ve vicdanın üzerinden yükselirse
musikîye dönüşür; Varlık'ın dili haline gelir.
"Ne olursan ol, yine gel" cümlesi
ancak geldikten sonra gidecek bir yeri olanlar için anlamlıdır.
Kartal, sinek
avlamaz... -Erasmus
Geçmişi değiştiremeyiz ama bilebiliriz;
geleceği ise bilemeyiz ama değiştirebiliriz... -Mehmet Genç
Zor yola, kolay
insanlarla çıkılmaz...
Gülerek ağlamayı
öğrendiğinde hiç kimse seni yen em ez... -Lao Tsu Gözlerdeki acıyı görmeyene,
sözleri isrâf etmeyin. . . -Anonim
Bir yol, niyettir... Yaşamında bir şey yolunda
gitmiyorsa yola değil, niyetine dikkat kesil... Çünkü ârif için kast, eylemi
öncelemiyorsa dil ile gönül "bir" olmaz... -Ehl-i irfan
Sorusu olmayanın şüphesi olmaz; şüphesi olmayan
kişi için gece ile gündüz arasında bir fark bulunmaz; çünkü her daim uykudadır.
-Ehl-i irfân
Kibritin yoksa onlarca mum ne işe yarar;
İhlasın yoksa soruların sana hangi sahîh kapıyı aralar..? -Ehl-i irfân
"Sormak" ulu iştir; bu nedenle
cevabın gerektirdiği eylemi amaçlamıyorsa sormak, "gereken"! aşmaktır
ki, bu da gururdur... - Eşref b. Ahmed
"Er" ol kişidir ki, hem hâlinde hem
kavlinde "pür edeb" ve "usûl" ola... - Eşref b. Ahmed
Nasıl ki, bin mum yakmakla Güneş'in ışığı
karartılamaz; bin yanlışı bir ipe dizmekle de bir doğrunun gücü bastırılamaz...
-Ehl-i irfân
Davâ, çakalın davâsı ise, şâhitleri bulmak
maymunlara düşer... - MüsâmeretüT-ahbâr
İşi kifâyetsize tevdi etmek başarısızlığa
davettir; muhterise tevdi etmek kavgaya; kifâyetsiz muhterise tevdi etmek
fitneye... -Siyâsetnâme
Zaman, İnsan'dır... İnsan iyi ise, zaman da
iyidir; insan kötü ise, zaman da kötüdür... -ÂşıkPaşa
Teklifsiz
tenkit, tahriptir; tahribat ile tamîrât yapılmaz...
Doğruyu dile getirmenin üslûbundan dem
vuranlar, yanlışı en kaba biçimde ifade etmekten kaçınmıyorlar...
Kibir, kişinin
sahip olduklarını 'hak etmediği' korkusundan kaynaklanır...
"...sûfî geleneğimizde hakiki müslüman,
kendini dışarıdan, ötekinden koruyan değil, dışarıyı, ötekini kendinden koruyan
kişidir...
r)ii<jiinc.e
tarihivle birlikte viiriir
Dertleriyle hem-hâl kişi,
kendini konuştuklarıyla değil sustuklarıyla ele verir...
Güven bir cama benzer; bir
kere paramparça oldu mu yapılabilecek tek şey bir kürek ve bir süpürge ile
ortalığı toplamaktır; gerisi çöptür..
Gelenek, ölmüşlerin yaşayan
ruhudur, Gelenekçilik, yaşayanların ölmüş ruhudur... -Abdulvahid el-Vekîl
İncinen kişinin en bâriz
özellikleri içe doğru çığlık atması; süratinde muhâtabsız bir hüznü taşıması;
sîretinde yalnızlığı ile yürümesidir.
Öfke, kızmanın âlâmetidir;
sükût ise kırılmanın; bağırandan korkma, soğur;
kırgınlık ise hüzündür;
hem-hâl olmadan hal olunmaz...
Gelenek küllere
tapmak değil, ateşi [közü] korumaktır... -Gustav Mahler
Kitap, çay ve müzik, karanlık
ile demlenme vakti... Belki yaralarımızı örter bir yorgan gibi gecenin
merhameti...
Hüzün, yüreğin kavrulmasıdır;
kavrulan yüreği Allah sever; bu nedenle hüzün, duadır... -Urefâ
Çaresizlikten
neşet eden hüzün içre ağlamak, en samimî duadır...
Mana, hâl'dedir; kâl'de
değil... Söz, anlamı, mimarî eserlerdeki gibi, yalnızca misafir eder; hem-hâl
olmadığın hâli, anlamaman bundandır...
Bir insan için gerçek anlamda
ölmek, tembellikten evlâdır; çünkü tembel defn edilemeyen bir ölüdür...
Kişi, bir ömür katettiği
yolun sonunda, geri dönmeyi göze alabiliyorsa, kendi için anlamlı ve onurlu bir
yaşam sürmüş demektir...
İlim çok pahalı bir şey...
Tüm ömrünüzü vereceksiniz; neticede bir paragraftık katkınız -belki- olacak...
-Mehmet Genç
Bu Ülke'de hem yönetenlerin
hem de yönetilenlerin büyük çoğunluğu tefekkürü(düşünmeyi) temellük(yağ çekme)
olarak anlıyorlar...
Bu Ülke'de kendinden bir üst
rütbedekini tanrı, bir alt rütbedekini de köle olarak görmekten
vazgeçilmedikçe, kimse kimseyle istişâre etmez.
Yalnızca doğruyu değil,
istikâmeti de önemsiyorsan, sâdece söze değil, söyleyene de dikkat et; zîrâ
İblisin doğrusu olur, istikâmeti olmaz..
Konuşabileceğin biri varsa
'yalnız' değilsindir; ama dertleşeceğin biri varsa arkadaşın; hemhal
olabileceğin biri varsa dostun var demektir.
Dünyanın ahlakça en dibe
vuran kişisi, dostunun özelini araştıran ve ayıbını biriktirendir...
İnsana çalıştığı kadar
verilir; rüyada gördüğü kadar değil...
Kendine saygısı olan onurlu
insan "gitmek" istediğinde veda eder; olmayan onursuz ise ihanet...
Yalnızca konduğun dala değil;
kanatlarına da güven [:Kendilik-bilinci zayıf olanı, hayat yağmurunda,
başkasının taşıdığı şemsiye koruyamaz],
İş tuttuğun, desteklediğin
insanın kalitesi senin de kaliteni gösterir; çünkü hiçbir aslan, fareyle iş
tutmaz...
Hayattaki seviyenizi, birlikte yürüdüğünüz
insanların seviyesi belirler; zîrâ 'hem-hâl' olduklarınızla 'bir-hâl'
olursunuz...
Herkese gelmez
belâ, ehl-i istihkâk arar... -Şair Eşref
Bir insanın hangi dilde konuştuğuna değil hangi
dilde sustuğuna dikkat ediniz...
Ne zaman ki, ışk
biter, O zaman yorulur insan... -Neşet Ertaş
Sükût
kıvâmındaki çığlığı, ne kardaş ne arkadaş...; yalnızca hâldaş olanlar
duyarlar... -Ehl-i irfân
Yürürken yolun
sonuna odaklananla dostluk etme; çünkü kestirmeyi bulduğunda seni yüzüstü
bırakır; zîrâ dostluk sona değil, yola nisbetledir. Kim ki,
usûlünden(ilkelerinden ve yönteminden) uzak kalır; vusûlü(varış, kavuşma
noktası) de ondan uzaklaşır... -Ehl-i irfan
Düşünebilen herkesin insan olması, insan olan
herkesin düşünebildiği manasına gelmiyor, ne yazık ki... -Sigmund Freud
Bilgi insanın, mahsusu (his ve hassasiyeti)
beşerî imkânlarıyla insancaya (makule) çevirmesidir...
Beşerî bir eylemin işlevi unutulursa, ürettiği
olgu ya da olay, yürüyüşünde insanın yolunu keti ey en kutsanmış bir özsellik
kazanır...
Tasvir olmadan tasavvur; resim olmadan yorum;
değer olmadan anlam üretilemez...
Uğruna ölümü göze alacağı kadim değeri
bulunmayan millet tarihten silinir; ancak yenilenmeyen millet de en nihayet
yeni karşısında yenilir..
İnsan insana anlatmaz derdini Denedin, olmadı,
değil mi?.. —İbrahim Tenekeci, İtibar 50
Kişiye anlamını doğduğu ve doyduğu yer değil;
ol-duğu ve öl-düğü yer verir...
Cehalet, esaretten daha tehlikelidir; çünkü
cehalet "muhtaç" olmanın, dolayısıyla esaretin en temel nedenidir...
İyi geçinmek, iki kişinin kusursuz olmasıyla
değil, birbirlerinin kusurlarını hoş görmesiyle olur... -Oğuz Atay
Dünyadasın..!
Bunun tedâvisi yok... -Samuel Beckett
Nedeni ya da amacı ne olursa olsun insanlar
üzerine "yalnızca" iktidar ve tahakkümü amaçlayan her eylem
ahlaksızlıktır...
BU ÜLKE'de "yerli-olmak", yalnızca
"dindar olmak" demek değildir...
Çünkü nice
dindarlar var EL'in-oğlu; nice dinsizler var İL'in-oğlu...
İşini ciddiye almamak... İçtimâi çark ondan
işlemiyor. Ölümümüz bu yüzden olacak. Hem sebep hem netice... -Cemil Meriç
Korkunç olan düşünürlerin, düşünebilenlerin
ihâneti..! Kimse kapısının önünü süpürmüyor... -Cemil Meriç
Yanlış kapıya girmiş bir anahtar iseniz
zorlamayın, kırılırsınız... -Tom Robbins
Dünyadaki en sağır edici ses,
acı çeken bir mazlumun suskunluğudur... -Hz. Ali (k.v.)
İnsanlar “hayvan” gibi
öldürülürken sükût edenlerin, hayvanlara “insan” gibi davranmaları, esfel-i
sâfılîn makamının en büyük kanıtıdır...
Toprak sarsılıyor..! Hep
birden esfel-i sâfılîne yuvarlanmak istemiyorsak, gözlerimizi açmalıyız.
İnsanlar sloganla güdülmez..! -Cemil Meriç
Anlamayanlar için dilimi;
değersizler için kalbimi yormadığım günden beri mutluyum... -Kurt Vonnegut
İçimde yarım
kalmış bir konuşmanın üzüntüsü vardı... -Sabahattin Ali
Kimseyi buseye boğma,
yanağında bir tokatlık yer bırak! Kimseyi tokada boğma, yanağında bir buselik
yer bırak..! —Anonim
Altın olsam değerimi herkes
bilir. Ben basit bir demir olayım, değerimi sadece anlayan bilsin.... —Şems-i
Tebrizî
Kitap yakmaktan daha kötü
suçlar da vardır; bunlardan biri de kitap okumamaktır... -Ray
Bradbury(Fahrenheit 451)
Bir şehir kadar
kalabalıktır bazılarının yalnızlığı... -Cahit Zarifoğlu
Kimi iyi tanıyorum dediysem
sonrasında hep daha iyi tanımam gerekti... - Anonim
Başkalarından üstün olmamız
önemli değildir. Asıl önemli olan şey, dünkü hâlimizden üstün olmamızdır...
-Hint Atasözü
Medeniyeti politikacılar
yaratmaz... Medeniyet, âlimler ile sanatkârların işidir... -Erol Güngör
Kaybetmekten korkma Bir şeyi
kazanman için bazı şeyleri kaybetmelisin Ve unutma Kaybettiğinde değil, vazgeçtiğinde
yenilirsin. -Che Guevara
Kendini ne kadar azaltırsan o
kadar çoğa sahip olursun; çünkü kendine hâs yaşamın ifâdesi ile dış-dünyanın
ifâdesi ters orantılıdır... -Marx
Herkes insanlığın kötüye
gittiğini kabul eder de, kimse kendinin kötüye gittiğini kabul etmez...
-Tolstoy
Basitçe ifade edemiyorsan
yeterince anlamamışsındır... -Einstein
Hiçbir sorun, onu yaratan
bilinç seviyesiyle çözülemez... -Einstein
Çok okuyan ama aklını az
kullanan kişide düşünce tembelliği meydana gelir... -Einstein
Yumurta dıştan bir güçle
kırılırsa yaşam son bulur; içten bir güçle kırılırsa yaşam başlar; zîrâ sahih
dönüşümler hep içten gelir... -Anonim
Attığınız tokada karşılık
vermeyen kişiden sakının; çünkü hem sizi bağışlamaz hem de kendinizi
bağışlamanıza imkân vermez... -Bernard Shaw Bir fikir ilk bakıldığında saçma
görünmüyorsa gelecek için bir anlam ifâde etmiyor demektir... - Einstein
Kafam cam kırıklarıyla dolu
doktor..! Bu nedenle beynimin her hareketinde düşüncelerim acıyor, anlıyor
musun..? -Oğuz Atay
Ahlâk, insanlar ile hayvanlan
ayrıştırır; politika -tekrar- birleştirir... - Machavelli
Yalnızca
kullanılmayan uzuvlar değil kullanılmayan duygular da körelir. Aklınız ile
kalbinizi sürekli kullanınız; biri bilgidir diğeri sevgi "Kendini"
bilen, bilmeyenin kusuruna bakmaz... -Neşet Ertaş
Doğru bile olsa
taassup yoluyla fikir beyan etmek, hakikati rencide eder...
Birine karşı
düşmanlık beslediğinizde o kişiyi sırtınızda taşır gibi yaşarsınız ki,
eneğinizi, hevesinizi ve zihninizi emer.. -Robin Sharma
"Doğruyu
söylemek her zaman doğru değildir" diyenler kendilerine en faydalı
olabilecek yanlışı söylemek için en uygun zamanı bekleyenlerdir.
En ateşli
devrimciyi alın; ona mutlak iktidar verin; bir yıl içinde Çar'dan daha beter
olacaktır... -Mihail Aleksandroviç Bakunin
Kavram,
düşüncenin ne içeriği ne yapı-taşı ne de âletidir; tersine kavram hepsini
bütünleyen zihnî bir eylemdir; düşün-me-yen kavrayamaz...
Alex Andreyev:
"İnsanın gözlerini açması, bazen çok acı verici olabilir...'
Baksak ki,
unutmuşuz günün birinde her şeyi Ne o sevdalar, ne ölümsüz sözler kalmış...
-Edip Cansever
Bir uyku
bölmezse anılarımı, Korkarım çıldırtır bu hayal beni... -Akif İnan Hakîkî
manada insan olanın -mecbur kalsa da- elinden köpeklik yapmak gelmez... -Sadi
Şirâzî
Burası dünya;
burada işler hep yarım kalır... -Haşan Aycın
Yaptığınız
şeyler için pişmanlık zamanla geçer; ne var ki, (zamanında) yapmadığınız
şeylere pişmanlığın çaresi yoktur... -Sydney J.Harris
Öküzlerle
domuzlar konuşabil şeydi yemden başka şey düşünenlerle alay ederlerdi...
-Epiktetos
Bir insanın
yeryüzünde başına gelebilecek en büyük musibet "anlamlandırma"
yetisini kaybetmesidir...
"Fark"
etmek, "idrak" etmenin asgarî şartıdır; çünkü "temyiz"
edemeyenin "nazar" etmesi beklenemez...
İrfânî bir
deyişle, hâlis bir niyet ile çıktığın yolda yaptığın yanlışlar doğruna azık
olur...
Yalnızlık insana
çok şey öğretirmiş; ama sen gitme, ben câhil kalayım... - Nazım Hikmet
Ey Gönül! Şimdi
sorarım sana: Hangi "ışk" daha büyüktür? Anlatılarak dile düşen mi?
Anlatılamayıp yürek deşen mi..? -Şems-i Tebrizî
Uzun konuşanı,
kısa dinlemek gerek... -Fârâbî
Sıhhat için
insan midesine girene ne kadar dikkat ediyorsa, aklına girene de en az, belki
de daha fazla, dikkat etmelidir... -Ehl-i irfan
Köklerini
hasette bulan düşmanlık dışındaki her düşmanlığın dostluğa dönüşme ümidi
vardır; ancak haset öncelikle sahibini tüketir... -Gazalî
Ya
"hakikati" arama ya da bulduğunda herkese "açıklama"; ilki
yalnız kılar; İkincisi maskara..; sonuçta her iki hâlde de acı çekersin...
Tâlib, taleb
etmeden matlûb; mürîd, irâd etmeden murâd hâsıl olmaz; zîra hâsılın hıısîılıı mahsîılıın tahsili
iledir
Öyle bir an gelir ki, bazı
yolların dönüşü, bazı hataların özrü, bazı insanların anlamı olmaz...
-Turgenyev
Derin-siyâset: Bir hakikati
yok etmek istiyorsan ona "iyi" saldırma, onu "kötü"
savun... -Ali Şeriatî
Kadim gelenekte, bir bilginin
başkalarının yanlışlarını göstermesi "cedel"; kendi doğrularını
temellendirmesi ise "burhan" adını alır...
BU Ülke'de kendilerini âlim
zannedenlerin birçoğu bilgi üreteceğine başkalarını tüketerek var-olmaya
çalışıyorlar...
Hâlbuki başkalarının
yanlışlarını göstererek insan kendi doğrusunu temeli endiremez...
"Özgürlük" ve
"sorumluluk" ile aynı seviyede donatılmamış kişi ne kendinden
"emin" olur ne de başkalarına "emân" verir...
Işk, abdest gibidir; şüpheye düşersen
bozulur... -Celâleddin Rûmî
Tek
marifeti milletinin tarihî tecrübesi ile anlam-değer dünyasını tahkir olan
aydınlar, bu millet için kâğıt israfı ve eğitim zayiatıdır...
Önemli
olan kavgadaki köpeğin boyutu değil; köpeğin içindeki kavganın boyutudur...
-Mark Twain
İkrâr
gerek bir ere göz açıp didar göre Sarraf gerek cevhere nâdan bilesi değil..!
-Ümmî Sinan
Cehalet,
ayrıcalıklı sınıfların ustaca kullandıkları bir silahtır... -Kari Marx Cimri,
aklını kaçırmış bir kapitalisttir; kapitalist ise aklı başında bir cimri...
-Kari Marx
Öyle horozlar vardı ki,
öttükleri için Güneş’in doğduğunu sanırlar... - Tolstoy
İnsan aklindakilerle
gündüzleri, yüreğindekiyle geceleri uğraşıyormuş... - Can Yücel
Biri fikri ya da inancı
savunarak “zenginleşen” insanların samimiyetlerine karşı azamî dikkat
gösterilmelidir...
Siyâsî ya da iktisâdî bir
etkinlik içinde varolan birey ile öbeklerin dinî yorumu, âidiyetleri ve
mensubiyetlerine bağımlı ve hesaplı olur..
Bazen
insan öyle özlenir ki, özlenen bilse yokluğundan utanır... -Aziz Nesin Çekip
gidene her şey mizah, kalıp bekleyene her şey şiirdir... -Albert Camus Tut ki,
Ali'den mîrâs kaldı sana Zülfikâr Sende Ali'nin yüreği yoksa Zülfıkâr neye
yarar..? —Celâleddin Rûmî
Dervişim
dünyaları taşırım cebimde Hayat bir elimde; ölüm diğerinde.... — Erdem Beyazıt
Aşırı
övenler ile aşırı şovenlerin ortak noktası, hep saklayacak bir şeyleri
olmalarıdır; saklayan, korumak için dikkati uçlara çeker çünkü...
...ve çok geçten daha kötüsü yoktur bu
hayatta... -Sabahattin Ali
Kişiliklerini makamlardan
alanlar; makamlardan sonra kişiliksiz kalırlar... - Hz. Ömer(r.a.)
Ecel kişiyi ölümden; kader de
kederden korur... -İbn Arabî
Acele etmek
tedbiri; olmayacak şeyi istemek aklı bozar... -Hz. Ali (k.v.) "İnsanlar,
onlar için ne yaptığınızı anlamazlar; ta ki, siz yapmayı bırakana
kadar..." -Anonim
Yürürken yolun
sonuna odaklananla dostluk etme; çünkü kestirmeyi bulduğunda seni yüzüstü
bırakır; zîrâ dostluk sona değil, yola nisbetledir.
Özlemek, ne
derin bir duygu böyle, Özlemek, ne uzun bir mesafe... -Cahit Zarifoğlu
Sen bakma bu
kadar hüzünlü şeyler yazdığıma, Ben çok gülerim. Ve gülerken hiç kimse yalan
olduğunu anlayamaz... -Cemal Süreya
İnsanlar
gösterdiğiniz nedenlere, içtenliğinize ve acılarınızın ağırlığına, ancak siz
öldüğünüzde inanırlar... -Albert Camus
Der misin ki bir
gün: "İnşallah çok bekletmedim seni..." -Cahit Zarifoğlu Sadece
cahiller söylenenleri söyleyene göre doğru ya da yanlış kabul ederler; neden
bahsettiğine göre değil... -Gazâlî
Seninle aynı
fikirde olmadıklarını söyleyenlerden korkma! Seninle aynı fikirde olmayıp bunu
söyleyecek cesareti olmayanlardan kork! Napolyon Değer taşıyan tek hikâye
vardır; o da bedelini sizin ödediğinizdir... -Louis Ferdinand
Bazı insanların
"mod"ları değişir ama "kod"ları değişmez; bu nedenle "modem"
olmak "medenî" olmak anlamına gelmez...
Gösteri
toplumunda "modern insan", medenî değil tüketim alışkanlıkları
değişmiş bir bedevîdir/barbardır... —Sitüasyonizm
Sınır bir kez
çiğnendi mi, çiğnenecek sınır kalmaz... -Heidegger
Uyuyunca
geçmiyor; uyanın, konuşmamız gerek..! -Nietzsche
Sinema insanlığa
hiçbir şey öğretemez; çünkü insanlık, hiçbir şey öğrenemeyeceğini son dört bin
yılda yeteri kadar ispatlamıştır. -Tarkovski Elmas yontulmadan, insan da
yanılmadan mükemmelleşemez... -Köng Füzî Maneviyâtı olmayan bir toplum
vicdansızlaşır, birbiri ile savaşır; fıkriyâtı olmayan bir toplum ise gayesini
kaybeder, iddasızlaşır...
Kendi oyununu kuramayan milletler, başka
milletlerin kendilerine kurduklarını vehmettikleri oyunları anlamakla ve
çözmekle oyalanırlar...
Bilim aklın
şiiridir; şiir de yüreğin bilimidir... -Mark Twain
Diyorum ki her
şeye rağmen insan mühimdir... -Cahit Zarifoğlu
Her toplumsal
hareket zamanla üç katmanlı bir yapı kazanır: Üsttekiler siyâset eder,
ortadakiler ticâret; en alttakiler ise ibâdet...
Çağdaş siyaset,
seçkinler için "mit", halk için "put" üretme sanatıdır.
Mit, doğru fikirden eder; put ise sahih inançtan...
Dünyanın en uzun
hüznü yağıyor Yorgun ve yenilmiş insanlığımızın üzerine... -Erdem Bayazıt
Ne fark eder ki,
kör insan için elmas da bir, cam da... Sana bakan kör ise sakın kendini camdan
sanma..! -Celaleddin-i Rûmî
Hepimiz bir hastalığın
kurbanıyız, kendimizi başkası sanma hastalığı... - Cemil Meriç
Her kavganın temelinde
taraflardan birinin cahilliği yatar... -Louis Dembitz Brandeis
Çıkar konuşunca
vicdan susar... -Cemil Meriç
Toprak altında iken dümdüz
yatabilmek için toprak üstünde iken dimdik durabilmek gerekir...
"Yalnızca" duyulara
ağırlık verenler hayvanîliğe, duygulara ağırlık verenler mistikliğe, akla
ağırlık verenler ise vahşîliğe neden olurlar..
Kişi, başkalarını yok ederek
değil, ancak kendi varlığının kalitesini artırarak başarılı olabilir...
At izi ile it izini
birbirinden ayırmak için tecrübe yeterli; it izi ile kurt izini birbirinden
ayırmak için ise ferâset de gereklidir...
Hakikati arayanlara inanın;
bulduklarını iddia edenlerden sakının... -Andre Gide
Bazı şeyleri bir
çırpıda silemezsin; çırpınarak silersin... -İihan Berk
Tek pişmanlığım, kelimelerimi
bile hak etmeyen insanlara, saatlerce cümleler kurmaktır... -İlhan Berk
Size değil,
duygularınıza dokunan insanları sevin... -İlhan Berk
"Bu yükle öleceksin”
dedim hamala. “Ölüm kolay, sen umuttan haber ver” dedi. “Umut varsa dünyayı vur
sırtıma...” -İlhan Berk
Cihânda âdem olan bî-gam
olmaz Anunçün bî-gam olan âdem olmaz... - Necâti Beg
Söylediklerinizi duyurmak
için hiç kimseyi kolundan tutmayın; dinlemeye istekli değillerse onları
tutacağınıza çenenizi tutun. -Chesterfield
Yaşamak,
yaralanmaktır... -Cemil Meriç
Cânâna cân olan, bilmez
cânının kıymetini. Cânân da bilmez, cânına cân olanın kıymetini... -Cem Sultan
Bizden
sandığımız bize yabancı Görünen simalar göze yabancı Kabukta bayram var, öze
yabancı Söyleyin, manânın bayramı nasıl.? -A. Karakoç Hâline vâkıf olmayana
göz-yaşını emanet etme...
Soru: Ey pervane! Neden
kendini ateşe atıp da yanıyorsun? Yanıt: Ne yapabilirim ki, ben o ateşten
uzaklaştıkça daha çok yanıyorum..!
Söz-denizi'nde
boğulmamak için insan'ın kendisine demir atması gerekir...
Yalnızca hesapsız kişi acı
çeker; acı çekenin ise iki alâmeti sükûnet ve uykusuzluktur. Bu nedenle
mazlumlar, sadece duaya sığınırlar...
Kelimeler yerlerine göre de
anlam kazanırlar; kiminin dilinde, kiminin yüreğinde, kiminin gözlerinde,
kiminin ellerinde olurlar...
Bazı insanlar yalnız
yaşamaktan, bazı insanlar da tek başlarına kötülük yapmaktan korktukları için
"enstrümental" bir Tanrı'ya inanırlar...
Ölüme ilişkin bir hissiyatı
olmayan kişinin yaşama ilişkin de bir hassasiyeti bulunmaz; bu nedenle
modernizm ölümün unutturulmasıyla başlar.
Kişi kim olduğunu bilmek
isterse kimleri sevdiğine baksın... -Celâleddin-i Rûmî
Hiçbir zafer umulanı vermez
ve hiçbir yenilgi mutlak değildir... -Cemil Meriç
Kadim bir İlmî, felsefî, vb.
metni kendimiz için anlamlı kılmak istiyorsak asgarî şart, o metni
"geçmişte anlamak", "bugünde yorumlamak"tır.
Bir işte başarılı olmanın
asgarî iki koşulu: İşi iyi bilen bir ustanın çırağı olmak Ustayı aşacak şekilde
kendini daima güncellemek.. -Bruno
Duyduğunuz her şey
kanaattir, vak'a değil; gördüğünüz her şey perspektiftir, gerçek değil...
-Marcus Aurelius
Bir inanç kişi için
var-oluş-sal bir tercih değilse, o kişiye yalnızca yüktür ki, kişinin yaşamına
"anlam" değil "daral" verir...
İnsan kendini sözleri-ile
değil; eylemleri-ile anlamlandırabilir. Yani metafizikçe "anlam",
söylemekle değil; eylemekle ifade edilebilir...
Kendimiz dışında nereye
koştuysak gurbette kaldık... -Nurettin Topçu
Her arayış, en son kertede
bir tür kendi içine kapanışla tamamlanır...
Bir düşünce, en nihayetinde
derin bir sessizliğe varıyor ve sahibine mahzûn bir sükûnet veriyorsa kişiye
sahici kapılar açar...
İnsanlar söylediklerinizi ya
da yaptıklarınızı unuturlar ama onlara neler hissettirdiğinizi asla
unutmazlar... -Maya Angelou
Yaşamı bırakan, rezîl olur;
yaşama küsen, sefil....; yaşama direnen ise asîl...
Kim ne düşünür? diye
yaşayanlar daima başkalarının hayatını yaşarlar; kendi hayatını yaşamak ise bir
cesaret işi değil, bir tercih işidir...
Bu dünyadaki en mutsuz
insanlar, başkalarının kendileri hakkında ne düşündüğünü takıntı haline
getirenlerdir... -Virginia Woolf
Uçmayı seviyorsan düşmeyi de
kabulleneceksin Korkarak yaşıyorsan, hayatı yalnızca seyredersin... -Nietzsche
Unutma! Fazla fedakârlık,
fazla vefasızlık getirir... -T. S. Eliot
Öyle tütüyorsun ki gözümde,
hamdolsun, hasret çekiyorum..! -Cahit
Zarifoğlu
Kanatlan varmış kalbin...
Sevince uçar, sevilmeyince göçermiş... -Cahit
Zarifoğlu
Seçmiş olduğunuz ve karar
verdiğiniz şeylerin bedelini siz ödersiniz; size akıl verenler değil... -T. S.
Eliot
Ya bütün şairler ‘seni’
sevmiş, Ya da ben her mısrada ‘seni’ buluyorum... -
Erdem Bay azıt
Duyguların ayarı liyakata
göre tayin edilmelidir; layık olmayana yönelik bir duygu israf hatta zulümdür;
bu sevgi bile olsa... -Ehl-i irfan
Bazılarımız dayanmanın bizi
güçlü kıldığını zanneder ama bazen bizi güçlü yapan bırakmaktır... -Hermann
Hesse
Nereye kadar kendinden
kaçabilirsin? Ya bir de geri dönemezsen...? -Cahit Zarifn&lıı
Hayat bizi dört işlemle
sınar: Gerçeklerle çarpar, ayrılıklarla böler, insanlıktan çıkarır ve sonunda
'topla kendini' der... -Tolstoy
Güçlü insanlar aynı zamanda
ciddi zayıflıklarla maluldür; zira yüksek tepelerin olduğu yerde mutlaka derin
vadiler de vardır. -P. Drucker
Eskiden sadece kışlar
soğuktu. Şimdi ise, insanlar soğuk, yürekler soğuk... - Cahit Zarifoğlu
Bazen insanların gözleri öyle
kelimelerle konuşur ki, dil bile onları telaffuz edemez... -CrowKabilesi
Ayna en iyi dostumdur; çünkü
ağladığımda asla gülmez... -Charlie Chaplin Bazılarımız dayanmanın bizi güçlü
kıldığını zanneder ama bazen bizi güçlü yapan bırakmaktır... -Hermann Hesse
Binlerinin gözyaşlan üzerine
kurulan mutluluk günü geldiğinde en dayanılmaz acılarla intikamını alır...
-Nicorra Parra
Niyetinden şüphelenen yola
çıkamaz; amacından şüphelenen yol alamaz...
Niyetsiz ve amaçsız çıkılan
yol, bedelini ödetir... -Ehl-i irfân
Bir gün, her zaman
yaşadığınız günlerden birine uyanmama ihtimalinizi düşündünüz mü hiç..? -Kafka
(Yalnızca), eylemlerini
(açık-seçik) ilkelere göre belirleyen kişilerin "bir felsefesi
vardır" denebilir... -E. Holenstein
Bana sağır olanlara./Dilsizim
bundan sonra... -Cemal Süreya
Gerçeklerle yüzleşemeyenler,
hayallerle avunurlar...
"Allah'a emanet ol" dedi ve gitti...
Zaten başka kimim var ki..? -İlhan Berk
Gülerek ağlamayı öğrendiğinde hiç kimse seni
yen em ez... -Lao Tsu
Uğruna fedakârlık yapmadığın sevgiyi,
yüreğinde taşıyıp da kendine yük etme... - Can Yücel
Bazen ulaşamayacağın kadar
yüksekte sandığın kişiler, aslında eğilemeyeceğin kadar alçakta olabiliyor...
-Freud
Yalnızlığıyla yol alan bir kişiyi hiç kimse
yokluğuyla korkutamaz...
Bilgin" ol ki, insanları
"büyük" görme...; "bilge" ol ki, insanları
"küçük" görme...
Gaflet tembihle, cehâlet
talimle giderilebilir; ama ihânetin ilacı yoktur...
Kibir, kişinin sahip
olduklarını 'hak etmediği' korkusundan kaynaklanır...
Gamsız insanlara eğlence
gelirmiş yaşamak;
Yüreğin hisli mi
işkencedesin, talihe bak... -Mehmet Akif Ersoy
"... çok da takılmıyorum
artık bu uyku konusuna; uyuyunca geçmeyen şeylerin olduğunu anladığımdan bu
yana..." -Câhit Sıtkı Tarancı
Yeryüzündeki en tehlikeli
kişi, kendi varlığını, başkalarının yokluğuna bağlı görendir...
Uyuyan bir insanı uyandırmak
kolaydır; ancak uyuma numarası yapan bir insanı uyandırmak çok zordur...
-Herakleitos
At izi ile it izini
birbirinden ayırmak için tecrübe yeter; ancak it izi ile kurt izini ayırmak
için ayrıca ferâset de gereklidir..
Aklın ahlakına
"mantık"; kalbin ahlakına "edep" denir...
"Kitap okuyunca ne değişecek ki?"
diye sorma! Elindeki kitaba iyi bak, anlarsın! Çünkü o da bir zamanlar
odundu..!
Sabır katlanmak
değil, güç biriktirmektir...
Toprak altında iken dümdüz yatabilmek için
toprak üstünde iken dimdik durabilmek gerekir...
'Boş zamanlarımda kitap okurum' demek ile 'ara
sıra insan olurum' demek arasında mefhûm açısından bir fark yoktur...
Bir suda iki balık kavga ediyorsa oradan beş
dakika önce uzun bacaklı bir İngiliz geçmiştir... -Kızılderili Atasözü
Türkiye'de halkın özgürlük idrâki tokluk ve
güvenliktir.
Seçkinlerin özgürlük idrâki ise en güçlüye
itaat ile daha rahat yaşamaktır...
... yalnızca odun yanınca kül olur; ama yanınca
insan ışk ile, kul olur... -Ehl-
i irfan
Kavuşmak
istediği gül olanın, inlemesi bülbül gibi olur... -Âşık Paşa
[Kişi, maksadına
göre hâllenir... -Ehl-i ışk]
Hakikî dost, sevdiğini seven, yerdiğini yeren
ve her işinde başarılı olmanı dileyendir... -ÂşıkPaşa
Hakikî dost, hem
yol-daşın, hem dil-daşın olabilen kişidir... -Âşık Paşa
Bir insanın sükûtundan bir şey anlamayan;
kelamından da bir şey anlamaz...
-Amiş Efendi
Dervişe sordular: "Huzura ne ile
ulaşılabilir?" Yanıt verdi: "... uzaklaşarak!.."...
İnsanları
"layık oldukları" değil, "layık görüldükleri" yer
yaralar...
İftâr vaktine
yakın susar ya insan
Yokluğun da öyle
yakıyor beni
Söyle ne zaman
okunur burada ezan?
Bir yudum su
gibi özledim seni -C. Yücel
Konuşabileceğin biri varsa 'yalnız'
değilsindir; ama dertleşeceğin biri varsa arkadaşın; hemhal olabileceğin biri
varsa dostun var demektir.
Bir insana vazgeçilmez olduğunu
hissettirdiğinizde ilk vazgeçeceği kişi siz olursunuz... -S. Freud
Belirsizlik, tüm
sıkıntıların en kötüsüdür... -Alexandre Dumas
Fikir sahibi olmaya mal sahibi olmaktan fazla
ihtiyaç duyacağımız gün, gerçek zenginliğin sırrını bulacağız... -Peyami Safa
Gazeteler, uygarlığın nasıl bir pisliğe ve ölüm
tuzağına düştüğünü gösteren çöplüktür... -Kafka
Büyük şeyler yapmak isteyen kişi, ilk olarak, kendini
sınırlamayı bilmelidir... -Goethe
Bir insan hiç bir zaman, nereye gittiğini
bilmediği zamanki kadar uzun yol gidemez... -Cromwell
Zamana güven, her şey
unutulur! Şu anda aklı başında davranmak, sonradan aklı başına gelmekten
iyidir... -Dostoyevski
Beden'de "acı" ve
Ruh'ta "kaygı" insan olmanın göstergesidir... Maddeniz acıyor;
Ma'nanız kaygı duyuyorsa hâlâ ümit var demektir...
Kimse yıllarca yaşadığı için
ihtiyarlamaz. İnsanlar ideallerine ihanet ettikleri zaman yaşlanırlar...
-Albert Schweitzer
Yaşamda sınır, önce gerekli
olana, sonra yeterli olana sahip olmakla yetinmektir. Kişi için bilincin eşlik
ettiği asgarî öz(ü)gürlük budur..
Kişi olmanın en önemli iki
ayırt edici özelliği: fark etmek ve sınır koymak... Fark etmek zekânın, sınır
koymak aklın göstergesidir...
İnsan ölüme doğrudur; ölüme
bilinç eşlik ediyorsa, ona yaşam denilir ki, yaşam bilinçli ölüm demektir;
bunun farkına varmak da mutluluktur..
İlke'm: Düşüncelerinde ve
eylemlerinde bu milletin tarihî tecrübesini ve değerlerini dikkate almayan hiç
kimseyi dikkate ve ciddiye almamak.
Bir yığın olmaktan çıkıp
millet olmak, kişiye acı gelse de, toplumsal maslahatı, kişisel menfaate tercih
etmekle başlar...
Yürürken yolun sonuna
odaklananla dostluk etme; çünkü kestirmeyi bulduğunda seni yüzüstü bırakır;
ancak dostluk sona değil yola nisbetledir. Aynı yolu beraber yürüdüğümüzü
zannettiğimiz insanlar, aslında yalnızca gidecekleri yere kadar bize eşlik
ediyor... -Mark Twain
Bir milletin tarihî
yürüyüşüne nihâî istikâmeti veren seçkinler değil, sevâd-i a‘zam: büyük
karanlık denilen akl-i selîm sâhibi yığınlardır.
Kişinin maneviyâtını kör eden
en tehlikeli tavır; yanlışlarının meşrûiyetini, doğrularını kullanarak savunmaya
çalışmasıdır...
Kişi, kendi doğrularını
başkalarının yanlışlarını ifşa ederek savunamaz; böyle yapanın savunulacak
doğrusu kalmamış demektir...
Bir siyasetin başına
gelebilecek en büyük felalet, yöneticilerin ilahlaşmasıdır; ki, ilahların
kavgası, herkesi ifsad eder... -İbn Haldun Siyasette sorun güç sahibi olmak
değil, gücü paylaşamamaktır; paylaşılmayan güç biriktireni önce yalnızlaştırır;
sonra yok eder. -İbn Haldun
Ahlâk, insanlar ile hayvanlan
ayrıştırır; politika -tekrar- birleştirir... - Machavelli
Ne garip! Kazanmak insanlara
yetmiyor; diğerlerinin kaybettiğini de görmek istiyorlar... -Göre Vidal
Eğer insan kısa cümleler
kuruyorsa, uzun yorgunluktan vardır... -Bob Dylan Güvendiğiniz dağlara kar
yağdığı zaman, en güzel çare, kar ile dağı başbaşa bırakmaktır... -Mevtana
Karşıdan karşıya geçer gibi
sev beni: Önce bana, sonra bana, sonra yine bana bak... -Cemal Süreya
Artık insanlan tanımak için
zaman kaybetmiyorum; nasıl olsa onlar zamanı gelince kendilerini
tanıtıyorlar... -Paul Auster
Sabır, belayı
edeple karşılayabilmektir... -Abdülkâdir Geylanî
Yenileceğinden korkan, daima yenilir...
-Yıldırım Bayezid
İnsan o kadar acı çeker ki, tüm canlılar içinde
yalnız o, gülmeyi icat etmek zorunda kalmıştır... -Nietzsche
Bilmeden taraf olanlar, başkalarının
sorularının ve yanıtlarının kavgasını yaparlar...
Elimden bir şey gelmiyor deme!
Avuçlarında ne
dualar gizlidir... -İbrahim Tenekeci
Kendini bilen,
bilmeyenin kusuruna bakmaz... -Neşet Ertaş
Bizi en çok
utandıracak şey, kendimiz olmamaktır... -Erich Fromm
Bir insanın değerini varlığı değil yokluğu
gösterir; yokluğu birşey değiştirmeyenin varlığı da gereksizdir!.. -Dostoyevski
Kıtlık zamanlarında insanları açlık değil,
alışmış oldukları tokluk öldürür... -
İbn Haldun,
Mukaddime, c. I, s. 143.
Dost, "haydi!" dediğinde;
"nereye?" sorusu sorulmaz...
Gece çayı, zifiri karanlıkla demlenir; dert ile
tatlandırılır; hüzün ile içilir... ve kitap okumakla anlamlandırılır...
Zekâsını başkalarının yanlışlarını bulmaya
yoğunlaştıran bir kişi, bir müddet sonra kendi doğrularını da kaybeder...
"Bilgin" ol ki, insanları
"büyük" görme...; "bilge" ol ki, insanları
"küçük" görme...
Kibir, kişinin
sahip olduklarını 'hak etmediği' korkusundan kaynaklanır...
Konuşan insan, öyle kolay kolay dertten ölmez.
Bir insan konuşmadı da
içine gömüldü müydü, sonu felakettir... -Yahya
Kemal
Düşlerinizi
gerçekleştirmenin en iyi yolu, uyanmaktır... -Paul Valery
Bir insanın sûreti, sîretinde ortaya çıkar. Bu
nedenle bir kişiyi tanımak istiyorsanız yoluna, yoldaşına, yol alış tarzına
bakınız...
İş tuttuğun, desteklediğin insanın kalitesi
senin de kaliteni gösterir. Hiçbir aslan, fareyle iş tutmaz...
Aklında fikir olmayanın, dilinde küfür;
kalbinde muhabbet olmayanın elinde şiddet olur...
Dostlarıyla
uğraşanlar, düşmanlarıyla savaşamazlar... -Selâhaddin Eyyûbî
Sakın doğrularını putlaştırma... -Şems-i
Tebrizî
Yaşam'da tüm yolların çıktığı tek
"yön" ölümdür... Bu nedenle kişi yaşamda
ne "yana" giderse gitsin ölümün
"yanma" gider... -Ehl-i irfan
Haksızlığı her
kabul ediş, daha büyüğünü doğurur... -A. H. Tanpınar
Az ağlıyoruz! Dünya bu yüzden çok kirli...
-Cahit Zarifoğlu
Sözcükler tek başına insanı kırmaz. İnsanı
yaralayan, sözcüklerin arkasına saklanan ikiyüzlülüktür... -S. Tamaro
Yalnızlığıyla
yol alan bir insanı hiç kimse yokluğuyla korkutamaz...
Hayattaki seviyenizi, birlikte yürüdüğünüz
insanların seviyesi belirler; zîrâ 'hem-hâl' olduklarınızla 'bir-hâl' olursunuz
❖ İş tutuşun kalbî, iş yapışın aklî olsun. Birincisi seni samimi ve
ihlâslı kılar, İkincisi titiz ve başarılı...
❖ Öyle yaşa ki,
"perişan" ol; ama "pişman" olma...
❖ Dönme ihtimali bulunmayanın yokluğuna katlanılabilir ama her daim
"buradayım" deyip de hiç gelmeyenin hasreti insanı nem gibi
çürütür...
❖ Daha fazla
❖ Zaman, İnsan'dır... İnsan iyi ise, zaman da iyidir; insan kötü
ise, zaman da kötüdür. -Âşık Paşa
❖ Kavuşmak istediği gül olanın, inlemesi bülbül gibi olur... -Âşık
Paşa
❖ Akıbetinden emin olmak kibirdir. İnsana düşen vazifesini
yapmaktır; akıbetini hesaplamak değil...; çünkü istikameti olanın hesabı
olmaz...
❖ Kapitalizm: Okutarak câhilliği artırmak; çalıştırarak fakirliği;
medeniyet diyerek barbarlığı ve barış diyerek ölümü... Çoğaltmak hiçliği...
❖ Evren'de en âdil
güç ölümdür; her makamı eşitler... -Ehl-i irfan
❖ Ne güzel şey
hatırlamak seni
Bunca kalabalıklar ve bunca yorgunluklarımın
içinde...
-Nazım Hikmet
❖ Az şey bilirsek bir şeyin doğruluğundan emin olabiliriz; ancak
bilgi artınca kuşku da artar... -Goethe
❖ Değer verin ya da
vermeyin, ama asla verir gibi yapmayın... -Sadi Şirazî
❖ Güzelliğin şarkısını söylersen eğer; çölün ortasında tek başına
kalsan bile bir dinleyicin olacaktır... -Halil Cibran
❖ Manâ görünmek için
sûret ister... -İbn Arabî
❖ Bu âdem dedikleri
❖ El ayakla baş
değil
❖ Âdem "mana"ya derler
❖ Sûret ile kaş
değil... - Kaygusuz Abdal
❖ Sevenin şekvâsı(şikâyeti), sâdıkın davası(hakkı) olmaz... Sevgide
şekvâ, sadakatta dava, karâr değil, fırâr'dır... -Ehl-i ışk
❖ Sükût kıvâmındaki
çığlığı, ne kardaş ne arkadaş...;
Yalnızca hâldaş olanlar duyabilirler...
-Ehl-i irfan
❖ Yaşamı bırakan,
rezîl olur; yaşama küsen, sefil....; yaşama direnen ise asîl...
❖ Bazı insanlar elinizden tutmak ister; bazıları aklınızdan,
bazıları da kalbinizden..; kararınızı isteğe göre değil, liyâkâta göre
veriniz...
❖ Bazı insanlar sözleriyle 'huzur' verir; bazı insanlar yaptıklarıyla;
ama öyleleri de vardır ki sadece 'varlık'larıyla...
❖ Sevgi, talebi/arzuyu doğurmuyorsa lâfzîdir(boş konuşmadır);
arzu/taleb, sevgiden kaynaklanmıyorsa arazîdir (gelip geçicidir)... -Ehl-i
irfan
❖ İnsanların hangi dilde konuştuğuna değil, hangi dilde sustuğuna
dikkat ediniz...
❖ Yürürken yolun sonuna odaklananla dostluk
etme; çünkü kestirmeyi bulduğunda seni yüzüstü bırakır; zîrâ dostluk sona
değil, yola nisbetledir.
❖ Zor yola, kolay insanlarla çıkılmaz... -Ehl-i irfan
❖ Kişinin bir işe niyetlenmesi namaza niyet
gibi olmalı; bir kez niyet ettikten sonra önünden başka bir tarafa bakmamalı...
❖ Çünkü gel.
Çünkü gelmen
gerek.
Çünkü gelmezsen
gidecek her şey...
-Özdemir Asaf
❖ Geçer elbet efendim..! Bazısı teğet geçer,
bazısı deler geçer, bazısı deşer geçer, bazısı parçalar geçer; ama mutlaka
geçer... -Oğuz Atay
❖ Sana içimi düksem beraber toplar mıyız..? -İlhan Berk
❖ Eğer bir amaç uğruna ayakta değilseniz her
darbe sizi yere serebilir... - Malcolm X
❖ Yol karardığında elveda diyen kişi haindir... -J. R. Tolkien
❖ Öyle ateşler vardır ki hayatta bizi yakan, su
ile değil ancak yanarak, daha çok tutuşarak söndürülebilirler... -Ehl-i ışk
❖ Emreden dinlemez
Dinlemeyen
anlamaz
Anlamayan
sevemez
Sevemeyen korkar
Korkan yok eder
İşte siz! Yok
ediyorsunuz... -Kızılderili sözü
❖ Baharı yaz uğruna tükettik, aşkı naz uğruna,
ve papatyaları
seviyor sevmiyor uğruna;
derken ömrü
tükettik, bir hiç uğruna...
-Sezai Karakoç
❖ Işk nasip işidir, hesap işi değil... -Celâleddin Rûmî
❖ Geçmişi hatırlamayanlar, onu bir kez daha yaşamak
zorunda kalırlar... - George Santayana
❖ Sizi yıpratan insanlardan sessizce uzaklaşın... -Albert Camus
❖ Asıl mucize kendine inanmaktır; sonrası hep olağan şeyler...
-Goethe
❖ Öyle büyümüş ki içimizdeki yalnızlık,
sevilmeyi beklerken, beklemeyi sevmişiz... -Cemal Süreya
❖ Güneşi gözden kaçırdım diye ağlarsan, yıldızları da göremezsin...
-Tagore
❖ Pek çoklan mutluluğu insandan daha yüksekte
arar; bazıları daha alçakta; oysa mutluluk insanın boyu hizasındadır... -Köng
Füzî
❖ Efendilerin serbestçe seçilmesi, ne
efendileri ortadan kaldırır ne de köleleri... -Herbert Marcuse
❖ Fırtınanın şiddeti ne olursa olsun; martı sevdiği denizden asla
vazgeçmez... - Alfred Capus
❖ Kendi iç-odana çekildiğinde içeride halleşecek birini bulursan
veli; bulmazsan deli olursun... -Ehl-i irfân
❖ Başta zor gelebilir; ama her şey başta zor gelir... -M. Misashi
(ö. 1645) [Japon kılıç ustası]
❖ Gelenek,
ölmüşlerin yaşayan ruhudur,
❖ Gelenekçilik, yaşayanların ölmüş ruhudur... -Abdurrahman el-Vekîl
❖ Az bilmek için çok okumak gerekir... -Montesquieu
❖ Başarının formülü yoktur; ama başarısızlığın formülü vardır:
Herkesi birden hoşnut etmeye kalkmak...
-Lina Wertmüller
❖ Düştümse eğer sana
bakarken düştüm... -Cahit Zarifoğlu
❖ Yok öyle umutları
yitirip karanlıkta savrulmak.
❖ Unutma; aynı gökyüzü altında bir direniştir yaşamak... -Nazım
Hikmet
❖ "Doğruyu söylemek her zaman doğru değildir" diyenler
kendileri için en faydalı olabilecek yanlışı söylemek için uygun zaman
bekleyenlerdir..
❖ Aşırı övenler ile aşırı şovenlerin ortak noktası, hep saklayacak
bir şeyleri olmalarıdır. Saklayan, korumak için dikkati uçlara çeker çünkü.
❖ Dertli olmanın sırrı, dertli olup olmadığımızı düşünecek kadar boş
vakte sahip olmamızdır... -Bernard Shaw
❖ Huzur değil,
anlamdır aradığımız... -Lawrence Durrell
❖ Ya bir yol bul ya
bir yol aç ya da yoldan çekil... -Köng Füzî
❖ Mum olmak öyle
kolay değildir.
❖ Işık saçmak için
önce yanmak gerektir... -Celâleddin Rûmî
❖ Söylediklerimizden çok, söylemediklerimize pişman oluruz; çünkü
dile getirilmemiş düşünce, gidilmemiş yoldur... -Immanuel Kant
❖ Türkiye’de sorun, pek çok aydının “düşünmesi” değil, “gizli”
mahfiller adına “vazifesini yapmasıdır”...
❖ Kibir ve inat, bir kişinin kendini önce mükemmel görmesini, sonra
da sonunu oluşturur... -Tolstoy
❖ Laf yetiştirmekte çok başarılı kişiler, kendini yetiştirmede çok
başarısızdır... -Albert Camus
❖ İnsanları "yıktıklarıyla" değil, daha çok yıktıklarının
yerine neyi "ikâme ettikleriyle" değerlendirmek gerekir...
❖ 'Bir fikre sahip olan" ile 'bir fikri savunan' arasındaki en
önemli ayrım: Biri bizleştirir, birleştirir; diğeri ötekileştirir,
ayrıştırır...
❖ Doğru bile olsa, taassub yoluyla fikir beyan etmek, hakikati
rencide eder... - Ehl-i ışk
❖ Ahlâk, insanlar ile hayvanlan ayrıştırır; politika -tekrar-
birleştirir... - Machavelli
❖ Dedim ya,
oturuyorum öylece...
İyi ki, etrafımda kalbimi tanıyanlar yok...
-Cahit Zarifoğlu
❖ Kısaca söyleyeyim:
anlamak yordu beni... -Edip Cansever
❖ Mesele,
"esir" olmamak değil, "teslim" olmamaktır... -Nazim Hikmet
❖ Akıllı bir düşman ile gerginlik içinde yaşamak, câhil bir dost ile
huzûr içinde yaşamaktan evlâdır...
❖ Ayarı bozulan toplumun hastalığının göstergesi, vicdânî
hassasiyetleri ile idrâki mensubiyetlerinin değişmeye başlamasıdır...
❖ Bir milleti bir kere değil sürekli yenme hazzını tatmak için o
milleti tarihine lanet etmeye alıştırmak yeterlidir...
❖ Yalnızca kullanılmayan uzuvlar değil; kullanılmayan duygular da
körelir. Akıl ile kalbinizi sürekli kullanınız; biri bilgidir diğeri sevgi..
❖ Yaşanılan her ân kendi hakkını ister... -Goethe
❖ Öğrenilecek ve yapılacak o kadar çok şey var ki, yedi saat
uyuyunca kendimi suçlu gibi hissediyorum... -Jack London
❖ Aklın ahlakına
"mantık"; kalbin ahlakına "edep" denir...
❖ Okuduğun her şeye
"inanacak" isen hiç okuma daha iyi... -Japon Atasözü
❖ Keskin bıçak olmak
için çok çekiç yemek gerekir... -Türk Atasözü
❖ Küllerde köz varsa üfleyince ateş yanar; yoksa fosillere üflemenin
bir anlamı yoktur... İnsanlar da buna benzer... -A. Bistâmî (ö. 1453)
❖ Hiç bir çığlık bir dostun ihanetinin neden olduğu hayret kadar
insanı sarsamaz. Bu nedenle ihanete en derin karşılık hayreti bir sükûnettir.
❖ Kendimi insanlara anlatmayı, işlerine geleni duyduklarını fark
ettiğimde bıraktım... -Mark Twain
❖ Bir insanın sûreti, sîretinde ortaya çıkar. Bu nedenle bir kişiyi
tanımak istiyorsanız yoluna, yoldaşına, yol alış tarzına bakınız...
❖ Aramayı bıraktığında her şeyin olması gerektiği gibi olduğunu
anlarsın; - yani, kısaca her şey olduğu gibi... -Virgina Woolf
❖ Sahte dostlar gölgeniz gibidir; güneşli havada dibinizde dolanır,
karanlığa geçtiğinizde sizi terk ederler... -C. N. Bovee
❖ Birini sevmek, onu
Tanrı'nın kastettiği şekilde görmektir... -Dostoyevski
❖ Bilginlerin âfeti,
makam ve baş-olma sevdasıdır (hubbu’s-siyâse)... -Zencânî
❖ Soru: İnsanları niçin köleleştirmiyorsun?
İskender: Kölelerin kralı olmayı sevmem; çünkü
ben özgür insanların kralı olmaya muktedirim...
❖ İlmi tahsil ediniz; ama ilim için de önce dinginliği(sekînet) ve
hil mi (sükûnet) öğreniniz... -Hz. Ali (k.v.)
❖ Üç şey ki hayret verir insana: Yok-iken var-olan Alem, Alem'den
var-a- gelen Adem; Adem'den sûret bulan söz/mana... -Âşık Paşa
❖ Zaman, İnsan'dır... İnsan iyi ise, zaman da iyidir; insan kötü
ise, zaman da kötüdür... -ÂşıkPaşa
Kâinat'ta her şey, sana
değil, bilgine boyun eğer; senden değil, bilginden emir alır; bu nedenle,
kendini değil, bilgini önemse..- Âşık Paşa
Cehâlet resmedilebilseydi
gece onun yanında gündüz; karanlık, aydınlık kalırdı... -Zencânî
Nefsinin siyâseti ile
başlayan kişi, insanların siyâsetini de suhûletle idrak eder... -Zencânî
Meşrebiniz İbrâhimî olsun;
ancak İbrahim gibi olmadan da kendinizi ateşe atmayınız..! -Amiş Efendi
Bazıları odun gibidir, çok
emek ister, güç yanar; bazıları ise çıra gibi bir kibritle tutuşur... -Amiş
Efendi
Bir insanın sükûtundan bir
şey anlamayan; kelamından da bir şey anlamaz... -Amiş Efendi
Şüphe, hakikat hakkında
duyarlı kişinin sahip olduğu en nazik, en zarif, en derin endişedir/kaygıdır...
İnsanların değerini takdir
etmediği hissine kapılıp üzülen, kendi üzerine yeteri kadar tefekkür etmemiş
demektir... -Taşköprülü-zâde
İnsanlara ölüm korkusu
verilmemeli; ölüm bilgisi öğretilmeli. Ölüm korkusu, bilinç eşlik etmediği
için, ahlaksızlığın kaynağı hâline gelir..
İş tutuşun kalbî, iş yapışın
aklî olsun. Birincisi seni samimi ve ihlâslı kılar, İkincisi titiz ve
başarılı...
İnsanlar kötülüğü yok etme
bahanesiyle rahat rahat kötülük yapmaya devam ederler... -Tolstoy
Bir insan dindâr bilindiği
hâlde ahlâklı değilse ya bâtıl bir inanca din adını vermektedir ya da
sahtekârdır... -F. Brandley
Sükût denizdir; konuşmak ise
dere... Deniz seni çağırır iken sen dereyi arama... -Mevlana
Varlığa mağrur
olan yokluğun ne olduğunu ne bilir?.. -Mevlana
Marifet(bilgi)
bir ruhtur ki insan onun cismidir
Marifetsiz adam
"bir şey" değil; "la-şey"dir... -Mevlana
"Vakit",
kabz, bast ve hüzün gibi ahvalin bulunduğu zamandır. Sufî bu ahvalin mağlubu
ise İbnu'l-vakt; galibi ise Ebu'l-vakt denir... -İrfân
Yürek yorulunca
ter gözden akar... -Mevlana
Dostun
üzüntüsüne acı duyabilirsin; bu nispeten kolaydır. Ancak bir dostun başarısına
sevinmek, sağlam bir karakter gerektirir. -Oscar Wilde Hukuksuzluğun ve
ahlaksızlığın en önemli göstergesi, kişilerin birbirlerini gerekçesiz/nedensiz
öldürmeye başlamalarıdır... -Fahreddin Râzî
Hukukun
ve ahlâkın bulunmadığı bir ortamda kişinin ne kendisi ne de sevdikleri
güvende(emn) olamaz... -Fahreddin Râzî
Adalet,
yalnızca siyâsî ya da hukukî bir kavram değildir; daha çok hayata, dolayısıyla
hem ahlaka hem de hukuka ilişkin bir kavramdır. Bu nedenle adaletin olduğu
yerde, hayatta kapitalizm olamaz... Çünkü kapitalizm,
kazanmak için kaybedenin, mutlu olmak için
üzülenin olması gereken bir hayat anlayışına dayanır...
❖ Gereksiz uzun konuşanları kısa dinlemeli... -Fârâbî
❖ Cehâlet ile müzâkere, hacer ile mükâleme gibidir [Bir konunun
cahilli ile o konuda fikir ahş-verişine kalkışmak; taş ile konuşmak gibidir]
❖ İlim(:bilgi) ile amel(:eylem) birbirini vaad eder (/birbirini söz
verir)...
❖ Akıl-özürlüler düşüncenin içeriğinden daha çok kimin aleyhine
kimin lehine olduğuna dikkat kesilirler...
❖ Var olan ne ki..? Bizi yokluğu ile üzenler vardır..! -Sezai
Karakoç
❖ Bazı şeyleri bir çırpıda silmezsen, çırpınarak silersin... -İlhan
Berk
❖ Deli[:Geçimsiz, Huysuz, Uyumsuz, İsyânkâr] dedikleri, etrafında
neler döndüğünü çözmeye başlamış bir insandır; hepsi bu.. -William Burroughs
❖ Öyle anlar olur ki, hiç bir şey olmamış gibi gülümseyerek yoluna
devam eder insan; buna pes etmek değil; olgunlaşmak denilir. T. S. Eliot
❖ Bir ağacın dallarına bakan "ayrılık", gövdesine bakan
"dirilik", köklerine bakan ise "birlik" görür...
❖ İçimde ölen öldü,
kalan kaldı,
ben aynı...
-Sezai Karakoç
❖ Her şeyi "ederi" ile gören "değeri" ile
ilgilenmez...
❖ İki insan "her" konuda anlaşıyorsa, düşünen yalnızca bir
tanesidir... -L. B. Johnson
❖ Mantıklı düşünüp mantıksız davranmak insan olmanın en ilginç
özelliğidir... -Anatole France
❖ Rüzgar esmeyince, buğdayla saman ayrılmaz oğul..! -Atalarsözü
❖ Bazıları şiir sevmez; çünkü yaralan yoktur, yaraladıkları
vardır..! -Attila İlhan
❖ Doğru sözler paylaşıldıkça doğru düşünceler de artar... -George
Orwell
❖ Öyle zamanlar vardır ki, nereye gittiğin değil, kiminle gittiği
önemli hale gelir... -Tolstoy
❖ Akl-i cüzi(istidlali) kavi ü fiilde bizim yârimizdir;
❖ Fakat "hale" gelince "La" olur... -Mesnevi,
1/1984
❖ Hayrete gayret eşlik etmezse, kişi sekerât içre gaflete düçâr
olur... -Ehl-i irfân
❖ Diyânet kisvesi ve siyânet hırkası içinde hiyanet oyunu
oynayanlardan uzak dur!.. -Ehl-i irfân
❖ Yakîn vadisinde keyif süreceğine, hayret denizinde yüzmek, şüphe
çölünde seyahat etmek, dehşet uçurumuna tırmanmak bilgi-yiğidinin kârıdır..
❖ Yaşamda gam ile çürümek istemiyorsan şu öğüdümü unutma: Canını
teslim et ama kalbini asla... Ne teslim et ne de emanet... -Sûzenî
♦î*
Övlesi vardır ömriinii ver seni sarar
Öylesi vardır
gönlünü ver seni yorar... -Ehl-i dîl
Engin deniz taş atmakla
bulanmaz; güceniyorsa kişi sığ sudur; ondan ârif olmaz... -Sadi-i Şirazî
Kının
güzelliğine aldanma; içinde keskin bir kılıç saklar... -Ehl-i ışk
Öyle bir baktım
ki sevgilime, suretini gözlerime nakş eyledim
Bundandır işte,
gözlerimi çok ama çok severim... -Reşidüddin Vatvat
Şair o kişidir ki gizler
kendini yazdığı gazel içinde; maşuku okuduğunda olmak için dudaklarına buse...
-Ammâre
Durgun havuz zamanla kokar;
insanı da en çok hareket değil durgunluk yorar... -Dakîkî
Zamana dikkatli
bakarsan baştanbaşa nasihattir... -Rûdekî
Gece çayı, zifiri karanlıkla
demlenir; dert ile tatlandırılır; hüzün ile içilir... ve kitap okumakla
anlamlandırılır...
İnsan vardır hüznünü merhem
diye yarasına sürer; özlemiyle sargılar; ümidinin derinliğine kıvrılıp
anılarıyla uyur; yenilenir, yola koyulur.
Ashâb-ı Kehfin uykusu,
yollarını muhafaza için daldıkları bir uyanıklık hâlidir ki irfanda uyanık
uyur, uyur uyanıktan yeğdir. -Ehl-i irfan
İki uykunun
kalkışı yoktur: Ölümün ve ümitsizliğin... -Ehl-i irfan
Tevekkül etmek kişiyi
teşebbüs etmekten alıkoyuyorsa kişi esbaba tevekkül etmiş demektir; Tanrı'ya
değil... -Ehl-i irfan
Bir ihtimalken
bile güzelsin... -Turgut Uyar
Bizi
gömmeyi denediler; ama bizim tohum olduğumuzu unutmuşlardı... - Meksika Atasözü
Şiir
yazmak, namaza durmak gibi "huşû" ister; öyle şiir yaz ki, abdestin
bozulmasın; namazın fesada uğramasın... -Câmî'den mülhem...
"Kim
olduğunu" ve "ne istediğini" iyi bilirsen sık sık hayal
kırıklığına uğramaz ve dahi kolay aldatılmazsım..
Bir
yerde ne kadar çok "rehber" varsa o kadar çok "kargaşa"
olur; ne kadar çok "kurtarıcı" varsa o kadar çok da
"felaket"... Lao Tzu
Düşüncede
öncelik "sormaya" değil de "uymaya" verilmişse o kültürde
arayış olmaz; çünkü uymak, hazır olanadır; sormak, talip olunana...
Maddî
sefer, bedene; manevî sefer, nefse sağlık verir. Sefere, "sefer"
denmesi ahlakı tenvir eylediğindendir... -Tahirü'l-Mevlevî
Zoru
görünce seni terk eden dost, soğuğu görünce sönen ateş gibidir. Güvenliği yolda
bir-olmaya tercih edenden yoldaş olmaz... -Ehl-i ışk Kafesteki bülbülü
dışarıdan kâl ile sevme; kafese girip hem-hâl ol.. Aynı kafeste olmadığın kuşu
sevmek lafzîdir; hakikat değil.. -Ehl-i ışk
İblis'in
işini iyi yapması kemâlindendir; onun kemâline lanet edeceğine kendi eksikliklerini
itmâm et (tamamla)... -Ehl-i irfân
Kişinin
manası, davası; davası da derdi kadardır. Öyleyse kişinin manası derdi
kadardır. Ve kişi Dünya'da derdi kadar yer kaplar.-Ş. Tebrizî
Herkesin
bir gideni vardır. İçinden bir türlü uğurlayamadığı... -Turgut Uyar
❖ Korkuyorum, bir gün biri çıkıp "Ey insanoğlu!" diyecek
ve hiç kimse üstüne alınmayacak... -İlhan Berk
❖ Kendilerine has hiçbir hayal ve hedefi bulunmayanlar, sizinkileri
de göremezler... -J.M.Coetzee
❖ -Kütüphanenizdeki tüm kitapları okudunuz mu?
Walter Benjamin:
-İnsanlar
yalnızca okumak için değil, birlikte yaşamak için de kitap alır...
❖ ... ve bazı ölüler yaşayanlardan daha yüksek sesle konuşur...
-Malcolm X
❖ Hâline vâkıf olmayana göz-yaşım emanet etme; hem-hâl olmaz; derman
bulmaz; tersine acını keyifle sular; derdini senin aleyhine delil kılar.
❖ Yaşamda kişiye en ağır gelen "... artık ötesi yok..."
itirafıdır... Çünkü "sınır" duygusu bir haldeki yol alışın
tükendiğinin işaretidir...
❖ Batı tarzı insanlık: Yok et; kalanları korumak için müze'ye
kaldır; birbirine düşür; sonra da birbirine saygılı ve ahlaklı olmaya davet
et..
❖ Soru: Niçin Batı, çifte ölçüt sahibi?
Yanıt: Bir kültürün tarih ve medeniyet
perspektifinde yok iseniz, vicdanında da karşılık bulamazsınız.
❖ 'Başında' değil de işin 'ortasında' besmele çekenin, işin 'sonu'
hakkında bir hesabı var demektir...
❖ Kendi hikâyelerini terk edip başkalarının hikâyelerinde yaşamayı
kabul edenler, her türlü muameleye maruz kalmayı baştan göze almalıdırlar..
❖ "Ne olduğunu" temsil etmeyen başkalarına "ne
olMAdığım" ispat etmeye çalışır...
❖ Mâiyyet(bereberlik/yoldaşhk) mâhiyeti bile tağyir eder
[değiştirir]. Çünkü hakikî dost, yolda yoldaşının hakikatine karışır... -Ehl-i
irfan
❖ Her yola çıkan varamaz; her isteyen bulamaz... Kişi, varmaktan ve
bulmaktan vazgeçmedikçe yokla çıkmanın ve istemenin lezzetine ulaşamaz...
❖ Yalan dörtnala gider; hakikat ise adım adım yürür; yine de
vaktinde yetişir... -Japon atasözü
❖ Mahalledeki tüm köpeklerin aynı anda havlaması asla tesadüf
değildir... - Çin Atasözü
❖ Bilgisizliğin yarattığı cehalet talimle giderilebilir; tehlikeli
olan bilginin yarattığı cehalettir; onu giderecek bir yöntem henüz yoktur..
❖ Tevhîd'in mefhumunu/manasım idrak etmeden inanların inançları, i.
şeklîdir; ii. nefsî korkularını gidermek içindir... -Taşköprülü-zade
❖ Bir kere yanlış trene bindiyseniz koridordan ters tarafa yürümenin
hiçbir faydası yoktur... -Nietzsche
❖ Kuyunun dibinde yaşayanlar, gök-yüzünü kuyunun ağzı kadar
görürler... - Köng Füzî
❖ Kim ölümün yokluk olduğunu zannederse onun yokluğu yaşamıyla ba<darm<îtır -Hz Ali fk r v t
❖ Bildiklerin ahvalini idrak etmene yetmiyorsa ya bildiklerini ya
ahvalini gözden geçirmelisin... Üçüncü şık, aklın öteki yakasıdır...
❖ "Haklı
olma" ihtiyacı sıradan insanlara özgüdür... -Albert Camus
❖ ... Ve çok geçten
daha kötüsü yoktur hayatta... -Sabahattin Ali
❖ Başkalarının hayatını fütursuzca biteviye merak edip
sorgulayanlar, kendi hayatlarından derinden memnun olmayıp kaçmak isteyenlerdir...
❖ Hayreti olmayanın
ilmine itibar; gayreti olmayanın ameline itimad etme...
❖ Kişinin değeri, kendiyle yapayalnız kaldığında kendi hakkındaki
kanaati kadardır...
❖ Yanlış yapanı
cezalandırmak adalettir; ancak affetmek fazilet...
Fazileti adalete tercih etmek zordur; ancak
irfanın kemalidir...
-Ehl-i irfân
❖ Bir yönetici iki şeye sahip olmalı: İzzet ve siyaset; bir şeyi de
yanında bulundurmalı: işini iyi bilen açık sözlü danışmanlar. -Siyâsetnâme
❖ Dostundan rencide olan bir süre uzlet köşesine çekilmelidir; çünkü
bu haldeki yakınlık muhabbeti değil husumeti artırır... -Ehl-i irfan
❖ Bir testinin çatlak olup olmadığı çıkardığı sesten anlaşılır; bir
insanın "ahmak" olup olmadığı ise konuşmasından... -Demosthenes
❖ İlim hayretin,
amel gayretin çocuğudur... -Ehl-i irfân
❖ Bir amaç uğruna yapan insan için "iş" vasıtadır;
tamahkârca yapan kişi için ise putudur... -Ebu'l-Abbas Kassâb
❖ Umudum her zaman
hâkidir ama
❖ Zaman kısa, ben
yorgunum, yol uzun... -Abdurrahim Karakoç
❖ Tevhîd’i aklın ilkesi kılarak, Varlık’ı büyüden, Evren’i
ilahlardan temizleyen; Hayat'ta da kula, kul olmayı red eden, O’na selâm ile...
❖ Birine mutlak bağlılık, bilinç kaybı demektir... -George Orwell
❖ Kiminin yük sırtındadır; kiminin kafasında; kiminin yüreğinde.
Sırttaki paylaşılabilir; kafadaki ifade edilebilir; yürekteki ise bir sükût..
❖ Hayat'ta en sefil davranış sevgiyi bir şeye karşılık vermek ve
art-niyet ile dostluk yapmaktır... -Ebû'l-Hasan Bûşencî
❖ Tüm tefekkürü yarın ne yiyeceği üzerine olan kişiden elden
geldiğince uzak durun... -Abdullah Tüsterî
❖ "Kendini
ara..!"
İçindeki dehlizler seni ürkütmesin;
kaybolmaktan da korkma..!
Çünkü kendini arayanların rehberi O'dur...
-Abdullah Ensarî
❖ Dünya bir misafır-hânedir; edebli misafir sürekli isteyen değil,
haddini bilip hakkını bekleyendir... -Maruf-i Kerhî
❖ Küçük insanlar görevlerini ya korku ya ümit ile; büyük insanlar
ise ya mahcubiyet ya muhabbet ile yaparlar... -Ehl-i irfan
❖ Manası olanın, benlik iddiâsı; benlik iddiâsı olanın, manası
olmaz... -Âşık Paşa
❖ Dünya’daki
en tehlikeli hâl, cehâletin örgütlü eyleme geçmesidir... -Goethe Bir ülke’yi
iki şey yıkar: İhânet ve cehâlet... Özellikle bu iki özellik, o ülkenin
aydınlarının ve yöneticilerinin hasleti hâline gelmişse...
"Fark" etmek, "idrak"
etmenin asgarî şartıdır; çünkü "temyiz" edemeyenin "nazar"
etmesi beklenemez...
Dün ile bugün
arasında bir kavga çıkarsa yarın kaybeder..! -Churchill
Eğer yenilmiş
isek yapmamız gereken tek şey baştan başlamaktır... -Engels Şiir, aklın açtığı
yaraları tamir eder... -Georg von Hardenberg (Novalis) Tâlib, taleb etmeden
matlûb; mürîd, irâd etmeden murâd hâsıl olmaz; zîra hâsılın husûlu, mahsûlün
tahsili iledir...
Kendine emek
vermemiş bir insanın iddialarına karşı temkinli ol... Çünkü kendini tahsil
etmemiş bir kişi, hiç bir şey hâsıl edemez...
Yaşamda önemli
olan en fazla şeye sahip olmak değil; en az şeye ihtiyaç duymaktır... -Platon
Tarih, nehir
gibidir; hafifleri sürükler; ağırları dibine çeker. Tarihin ağırlıkları ancak
dibe dalarak çıkartılabilir... -F. Bacon
İnsan, yürüdüğü
yolda yuvarlanmalı; yuvarlandıkça toparlanır... -Amiş Efendi
Hakikî dost, hem
yol-daşın, hem dil-daşın olabilen kişidir... -Âşık Paşa Yürürken yolun sonuna
odaklananla dostluk etme; çünkü kestirmeyi bulduğunda seni yüzüstü bırakır;
zîrâ dostluk sona değil, yola nisbetledir.
Zor yola, kolay
insanlarla çıkılmaz... -Ehl-i irfân
Olabildiğince
yalnız kalmalıyım. Çünkü başardığım ne varsa, yalnızlığıma borçluyum... -Franz
Kafka
"Kurt
saldırmayı göze aldı mı çobanı hesaba katmaz..."
Çoğu insan
"gördüğüm zaman inanırım." der; gerçek şu ki, inandığınız zaman
görmeye başlarsınız... -J. J. Mapes
Aşırı muhabbet
ve nefret itidali bozar; aklı ifsat eder; kişi artık doğruyu yanlış, yanlışı
doğru tasavvur etmeye başlar... -Muhasibi
Sevdiğin bir işi
seçersen yaşamın boyunca bir gün bile çalışmak zorunda kalmazsın... -Köng Füzî
Yalnızlıktan
değil tek başına kalmaktan kork... Yal(ı)nızhk insanın kendi farkındalığıdır;
tek başınalık, unutulmuşluğun...
Demokrasi
insanları sayar; hâlbuki insanları tartmak gerekir... -Wittgenstein Sıfata
ihityaç duyan zâtından emin değil demektir... "Kişi" olamayanın
"büyük, başarılı, vb. kişi" olmaya çalışması gibi...
“Oturup
konuşsaydık geçerdi belki her şey,
Başını alıp
gitmek sevdaya dâhil değil...” -Cahit Zarifoğlu
Hâlinin cahili "nasılsın?" sorusuyla
belki seni üzer; ama hâlini bilenin "nasılsın?" sorusu en derinden
incitir...
İnsanlar senin dalgalarla nasıl boğuştuğuna
değil, gemiyi limana getirip getirmediğine bakar... -V. Hugo
❖ İş "tutuşun" kalbî; iş "yapışın"
aklî/istidlâlî olsun. Birincisi seni samimi ve ihlâslı kılar, İkincisi titiz ve
başarılı...
❖ Türkiye’de Batıcılar överek, muhâfazakârlar s-överek Batılı gibi
düşünürler ve eylerler. Ne övgü ne s-övgü; yalnızca bilgi.. Bizi inşâ eder.
❖ Dünya’nın ahlâkça en-dibe vuran kişisi, dostunun özelini tecessüs
eden ve ayıbını biriktirendir...
❖ İstikâmetini kaybedenin kâmetine de güven olmaz...
❖ Bazı kişileri tanımak için lehte söyledikleri 99 cümleye değil,
kritik bir noktada seslendirdikleri aleyhteki BİR cümleye dikkat kesilmeli..
❖ "Kazanmak" ve "kaybetmek" çatalından
kurtulamayan bir zihin istikamet üzere düşünemez...
❖ Haksız yere kırıldığına inanan bir insanı toplamak zordur; yaşama
sevincini kaybettiklerinden ya yalnızlaşırlar ya kendilerini imha ederler.
❖ Affetmek ve unutmak iyi insanların intikamıdır... -Schiller
❖ En vefakâr dostumuz gölgemizdir... Ama unutmayın ki o da yoldaşlık
etmek için güneşli havayı bekler... -Hegel
❖ Anlayan kafa sallar;
❖ Anladığını anlayan susar;
❖ Anlamadığını anlayan ise soru sormaya başlar.
❖ Düşünmenin tetiklendiği nokta işte burasıdır...
❖ Tasavvuf, medeniyetin sonucu konforun ifsâdım durdurmak için,
şehirde insanı varlık içinde yokluk içre tutmaktır; var-olurken var-ölmektir.
❖ Bilmeyenler, samimiyetle sussalardı, insanlar arasındaki ihtilâflar
suhûletle hal olurdu... -Sokrates
❖ İnsan yaşamında bir kez de olsa kendine şu soruyu sorup
yanıtlamahdır: Sahip olduğum her şeyi kaybettiğimde beni ayakta tutacak olan
nedir?
❖ Yalnızlıktan çok korkuyorsan iki şeyi yapma:
Gece kitap okuma,
Gündüz düşünme...
❖ Tembel, defnedilemeyen bir ölüdür...
❖ Çay deminden,
Dost kıdeminden,
❖ Yar, insanın yüreğine attığı düğümden belli olur... -Anonim
❖ Etme ar öğren, oku ehlinden,
Her şeyin ilmi güzel cehlinden... -Nâbî
❖ Bazen var'ı, anlarsın yok ile... - Cahit Zarifoğlu
❖ Bir tehlike anında gemiyi terk eden fareler geminin batmaMAsım bir
türlü affedemezler... -W. Brudzinski
❖ Kuş kafeste doğarsa uçmanın bir hastalık olduğunu düşünür...
-Jodorowski
❖ Gözünle bakarsan bana, 'beni' görürsün;
Gönlünle bakarsan 'seni' görürsün... -Ehl-i ışk
❖ Hayatta hayreti derin olmayanın sîreti(yürüyüşü) de yavandır...
-Ehl-i irfan
❖ Dostluk, dost olduğun kişin hikâyesinde yer almakla başlar;
dostluğunun mahiyetini ise hikâyedeki yerinin keyfiyeti belirler...
❖ 'Olması gereken'e göre konuşanın düşmanı çok olur... Çünkü
insanlar 'olanın' zararını bile 'olması gereken'in kârına tercih ederler...
❖ Suçlu arayanlar kişilerle, çözüm arayanlar sorunlarla
uğraşırlar...
❖ İyi'yi eylemeye, doğru'yu bilmeye ve güzel'i seyretmeye kendin hazır
değilsen başkalarında da fark edemezsin...
❖ Kavramsal, nedensel, yöntemsel ve eleştirel düşünceyi öğreten;
iyiyi, doğruyu ve güzeli belleten Öğretmenlerimizin gününü tebrik ederim...
❖ Dünya'Nı değiştirmek istiyorsan önce kelimelerini;
Dünya'Yı değiştirmek
istiyorsan önce eylemlerini değiştir...
❖ İsmini bilmediğin nesnen; derdini bilmediğin dostun olamaz...
❖ Dost, "haydi!" dediğinde; "nereye?" sorusu
sorulmaz...
❖ Hareket hâlindeki bir karınca duran bir öküzden daha çok iş
başarır... - Meksika Atasözü
❖ Gece yarısı, insanın dertlerini hüzün ipine yalnızlık iğnesiyle
dizmesi için en uygun zamandır... Deruna akan bir gözyaşıyla ıslatarak...
❖ Bir yerde herkes birbirine benziyorsa orada kimse yok demektir...
-Foucault
❖ Bırak dostun senden bir adım önden gitsin... -Çin Atasözü
❖ -Bu adam çok cahil..!
-Nereden
anladınız?
-Çünkü ne
sorulsa yanıtlıyor..!
Voltaire
❖ Kimsenin seni kaybetmesine izin verme; kendin kaybol.
Birincisinde kendini bulma ihtimali hiç yoktur; İkincisinde ise bir
ihtimal.. -Lao Tse
❖ Hamakat/Aptallık iki tür tezahür eder:
1. Doğru olmayanı benimsemek;
2. Doğru olanı kabul etmeyi red etmek..
-Kierkegaard
❖ Hissiyât açıklanmaz; ya hâllenirsin ya bir şarkı/türkü terennüm
edersin ya bir şiir okursun; ya da yürür gidersin yağmur altında sessizce...
❖ Zekî insanlar başkalarıyla; akıllı insanlar kendileriyle
uğraşırlar... Delî'ye gelince, uğraşabileceği ne "başkası" ne de
"kendi" vardır...
❖ Hayat mûsikî gibidir; marifet "makamının ışk, usulünün edeb
olmasıdır. - Şems- i Tebrizî"...
❖ İnsan vardır hüznünü merhem diye yarasına sürer; özlemiyle
sargılar; ümidinin derinliğine kıvrılıp anılarıyla uyur; yenilenir, yola
koyulur.
❖ İşini "kervan yolda düzülür" mantığına göre yapanlar;
yol hakkında bir fikri bulunmayanlardır; çünkü fikri bulunmayanın tedbiri de
olmaz...
❖ Bir "şey"in yokluğunun sürekliliği, o şeyin
"varlığına ihtiyaç duyma" hissini ortadan kaldırır "Diisiinmek" aibi
❖ Hayat, aklın sefere çıktığı bir keşif yolculuğudur; keşfedilecek
makamların bir sınırı olmadığından seferin de bir sonu yoktur. -Ehl-i irfân
❖ Türkiye'de sorun
"bilmemek" değil, "her şeyi bilmek"; yani mutlak cehalet...
❖ Malûmâtta, zunûn; marifette, şukûk; ilimde, sükûn; irfanda
sükût... Ancak her dâim seyr-i manevî yani tefekkür yani inşân hâlinde olmak...
❖ Malumât olmadan marifet, marifet olmadan ilim, ilim olmadan irfân
sahibi olunmaz...
❖ Aklın, bilgisiz ahkâm kesmesi, değirmen taşının buğdaysız
dönmesine benzer; döner döner, sonuçta kendini aşındırır; istikâmetini
kaybeder...
❖ Yaşamında "hiç-bir" şey yolunda gitmiyor ise sen kendi
yolunda değilsin demektir... Kendi yolunda olanın, yolundakiler de zaten
yolundadır..
❖ Bir insanın sükûtundan bir şey anlamayan; kelamından da bir şey
anlamaz... -Amiş Efendi
❖ Bir kişiden "ümit" ve "uyku"yu alın; dünyanın
en bahtsız ve en perişan insanı haline gelir... -Immanuel Kant
❖ Kolay bir sanat değildir uyumak; uğruna, tüm gün uyanık durmak
gerekir... -Nietzsche
❖ Hayattaki seviyenizi, birlikte yürüdüğünüz insanların seviyesi
belirler; zîrâ "hem-hâl" olduklarınızla "bir-hâl" olursunuz...
❖ Paranı yitirdin; çalışır kazanırsın. Onurunu yitirdin; didinir
onarırsın. Fakat umudunu yitirirsen, hayattaki herşeyini yitirirsin.. -Goethe
❖ Nice mutlu insanlar tanıdım; yalnızca ne iseler o oldukları için
mutluydular... -Goethe
❖ Düşüncenin edebi,
mantık; eylemin mantığı, edebtir...
❖ İşinin ehli olan liyâkâtına güvenir; olmayan sâdâkâtına...
❖ Her insanın yolculuğu zaman içredir:
Anılarıyla geçmişte...
Acılarıyla şimdide...
Hayalleriyle gelecekte...
ân'da ân ile...
❖ Zor yola, kolay
insanlarla çıkılmaz... -Ehl-i irfân
❖ Yaşamak, bir tür acı çekmektir; dayanmak ise acı çekmede bir tür
anlam bulmaktır... -Nietzsche
❖ "Ben kimim?" diye sormayan kişi/kültür, var-oluşunu
kendine "Sen kim sin? "sorusunu soranın verdiği tanım ve çizdiği
yanıt dünyasında bulur.
❖ Baharda kışı,
Kışın da baharı özler insan.
Ne uzaksa onu özler...
Kavuşmak şart mı? Boşver!
❖ Bazı şeyler yokken güzel... -Özdemir Asaf
❖ Kapitalizm, gölgesini satamadığı ağacı keser... -Kari Marx
❖ Zorluklarla yapılan imtihandan değil, kolaylıklarla yapılan
imtihandan kork. Çünkü zor zamanda insan ayık olur, kolay zamanda ise
uyuklar...
❖ En tehlikeli yalnızlık, tüm gece kendi içine yürümene karşın hiç
kimseye rastlamamak... [Rilke'den mülhem]
❖ Bir insana "bana dua et" demek, "sana güveniyorum"
demenin en güvenilir şeklidir... -Anonim
❖ İnsanın ucuzu, insana pahalıya mal olur... -Anonim
❖ Kimin "karşı"sında durduğun değil,
kimin"yan"ında olduğun önemlidir; çünkü "karşı-durduğun"la
değil, "birlikte yürüdüğünde fark edilirsin..
❖ Akıl sahibi bir kişi ile istişârede bulunursan onun aklını da
kendinin kılmış olursun... -Siyâsetnâme
❖ İhlâsla ve samimiyetle çıkılan yolda, yaptığın yanlışlar bile
doğruna azık olur... -Ehl-i irfan
❖ İş tutuşun kalbî, iş yapışın aklî olsun. Birincisi seni samimi ve
ihlâslı kılar, İkincisi titiz ve başarılı...
❖ Sabır, katlanmak değil, güç biriktirmektir...
❖ Mevzûsu olanın, mevzisi olur...
❖ Ertelediklerin bir süre sonra terkettiklerin hâline dönüşebilir
çünkü "almak" için bıraktıkların "bulmak" için aradıkların haline
gelebilir.
❖ Hesabı olmaksızın yolunda yürüyen kişi kolay yorulmaz; yorulanlar
bir an evvel yolun sonundaki hedeflerine ulaşmak için kaygılananlardır...
❖ Yeri geldiğinde ve gerektiğinde bir "kavram" için
dünyayı yakmayı göze alamayan, kendi için istikameti muhkem sahih bir düşünce
inşa edemez.
❖ Bir kültürde törenlerin/kutlamaların orantısız artması,
yöneticilerin ayıplarını örtmesi ya da gayr-i meşru hedeflerini gizlemesi
içindir...
❖ Seven sevdiğine, sevdiğini söylesin... -Hz. Muhammed (s.a.v.)
❖ Bazen yağmur olmak ister insan,
Yağmak ister sevdiğinin yüreğine... -Cahit
Zarifoğlu
❖ Yalnızlığıyla yol alan bir kişiyi hiç kimse yokluğuyla
korkutamaz...
❖ "Boş zamanlarımda kitap okurum" demek ile "ara-sıra
insan olurum" demek arasında mefhûm açısından bir fark yoktur...
❖ Miyarı[:ölçütü] başkaları olanın ayarı[:ölçüsü] dönek olur...
❖ Bazı şeyler zamanla değil inançla olur... Çünkü inanılmayan iş,
zamanın bile kaldıramayacağı kadar ağır gelir insana...
❖ "Aslan gibi" olmak istiyorsan, aslanlar ile düşüp
kalkmalısın; çakallarla düşüp kalkanın "aslan gibi" davrandığı hiç
görülmemiştir...-Anonim
❖ Kelimeler yerlerine göre de anlam kazanır; kiminin dilinde,
kiminin yüreğinde, kiminin gözlerinde, kiminin ellerinde olurlar...
❖ Hiçbir yararı olmayacağını bile bile "İNSAN" kalmanın
çok önemli olduğunu düşünüyorsan, onları yendin demektir... -George Orwell
❖ Işk, iğnesiz, ipliksiz ve yamasız diker
Akim
dikemedi&i o müzmin vırtıklan -Muhammed İkbal
❖ Gece çayı, zifiri karanlıkla demlenir; dert ile tatlandırılır;
hüzün ile içilir... ve kitap okumakla anlamlandırılır...
❖ "Kitap okuyunca ne değişecek ki?" diye sorma! Elindeki
kitaba iyi bak, anlarsın! Çünkü o da bir zamanlar odundu..! -Anonim
❖ Yaşam kısadır; yaşamı uzatmanın tek yolu "okumak"tır;
okumak, evren'i, doğa'yı, insan'ı, en önemlisi kitabı... Kitap okumak yaşamı
uzatır...
❖ Vicdanlı olmak, hesaplı olmaktan daha iyidir... Çünkü hesap,
"insanı" makam sahibi; vicdan ise "İNSAN" yapar...
-Nietzsche
❖ Kendini okuman "anlamanı" sağlar; kitap okuman
başkalarına "anlatmanı"; ancak, ne yazık ki, "anlamayan",
hiç kimseye bir şey "anlatamaz"...
❖ Bir insanın gerçek yüzünü görmek istiyorsan ona hiç bir faydası
olmayan insanlara nasıl davrandığına bir bak... -Anonim
❖ Kulak duymaya, göz görmeye, gönül sevmeye ve yürek anlamaya hazır
değilse, sadece dua et; çünkü bir taşın insan olması ancak mucize iledir..
❖ Kişinin söyleyecek şarkısı var ise, dinleyici aramaz... Bilir ki,
söz menzile girerse, çölde dahi bir dinleyeni çıkacaktır...
❖ Ölümün eşiğinde geri dönüp aynı hayatı yeniden yaşamayı göze
alabiliyor musun? İşte o zaman anlamlı bir hayat yaşamışsın demektir...
❖ Bir şeye
"sahip olmak" değil, "lâyık olmak" önemlidir... -Anonim
❖ İnsan vardır hüznünü merhem diye yarasına sürer; özlemiyle
sargılar; ümidinin derinliğine kıvrılıp anılarıyla uyur; yenilenir, yola
koyulur.
❖ Kendilerine delilik bulaşmış insanlar mutludurlar, ben de onlardan
biri olduğuma inanıyorum... -Aliya
[Ben de öyle]
[Deli: Gönülden eyleyen]
❖ Yâr için ağyara
minnet ettiğim ayb eyleme
Bâğbân bir gül için bin hâra hizmetkâr olur...
-Şâmî
❖ Yürürken yolun sonuna odaklananla dostluk etme; çünkü kestirmeyi
bulduğunda seni yüzüstü bırakır; zîrâ dostluk sona değil, yola nisbetledir.
❖ Bir insanın sûreti, sîretinde ortaya çıkar. Bir kişiyi tanımak
istiyorsanız, yoluna, yoldaşına, yol alış tarzına bakınız...
❖ İş tuttuğun, desteklediğin insanın kalitesi senin de kaliteni
gösterir. Hiç bir aslan, fareyle iş tutmaz...
❖ Bir kötülüğü Tanrı'dan korktuğun için değil, O'na mahcûp olacağın
için yapma; mahcûp olmak korkmaktan daha ahlâkî bir duyuştur. -Ehl-i irfân
❖ Bir iddianın "temsili" kötüyse kimse "aslını"
tahayyül etmek istemez. Çünkü işaret malûl ise muşârun ileyh(işaret edilen) de
malûl görülür.
❖ Bir milletin başına gelebilecek en büyük felaket, o milletin önünü
açabilecek "doğru" fikirlerin "yanlış" adamlara
savundurtulmasıdır...
❖ Bir yerde kitapları yakıyorlarsa, orada eninde sonunda insanları
da yakacaklardır... - H. Heine
Aklında fikir olmayanın, dilinde küfür;
kalbinde muhabbet olmayanın elinde şiddet olur...
Kalpleri
müteferrik(ayrı) olanların akılları birleştirilemez... -İbn Haldun Akibetinden
emin olmak kibirdir. İnsana düşen vâzifesini yapmaktır; âkibetini hesaplamak
değil; istikâmeti olan âkibetini hesap etmez.
Yürüdüğünüz yol
ile yolda bulunan "işâretler" arasında bir "nisbet"
göremiyorsanız; o yol size göre değildir; hemen terkediniz. -Ehl-i irfân
Kudemanın tespiti ile: Yaşamda en doğru yöntem, taakkül(nazarî düşünme:fikir)
ile tedebbürü(amelî düşünmeyi:tedbîri) birlikte kullanmaktır. Yalnızca niçin
yaşadığı sorusuna yanıt verebilenler nasıl yaşanması gerektiği konusunda bir
karar verebilirler; diğerleri öylesine yaşarlar.
Kişinin çoğun
doğruyu duymak istememesinin nedeni doğruya karşı olmak değil; yaşadığı hayal
dünyasının yıkılmasından korkmasıdır. -Nietzsche Gerektiğinde düşmanını övmeye,
dostunu yermeye imkân vermeyen bir ahlak nâkıstır... -Ehl-i irfân
Ağlayışında
tebessümü, gülüşünde hüznü muhafaza eden bir insan yaşam yolu ile hem-hâl olmuş
demektir; onunla yola çıkabilirsin. -Ehl-i irfân Arapçada büyük kök uyumuna
göre KuRBan, BaKaR, RaKiB ve KaBR arasındaki ilişkiye dikkat. Özetle KuRBan
kişinin "kendi hayvanını" kesmesidir.
Rüyana girmeyen,
hayaline gelmeyen yüreğinde de değildir... -Ehl-i ışk Gülerek ağlamayı
öğrendiğinde hiç kimse seni yen em ez... -Lao Tsu Bize sözlerimizden çok,
Yüreğimizden
anlayan gerek... -Cahit Zarifoğlu
Kim mutlu
edebilir seni, sen hazır değilsen!.. -Nietzsche
Birini sevmek,
onu Tanrı'nın kastettiği şekilde görmektir... -Dostoyevski
Bir usûl ve
üslup dairesinde düşüncelerini ifade etme cesareti gösteremeyenler; kendilerini
kulis yaparak tatmin ederler.
Uzun bir zaman
önce asla bir domuzla güreş tutmamayı öğrendim; her ikiniz de çamur içinde
kalırsınız; ancak o bundan hoşlanır... -G.B. Shaw Canavarlarla savaşan kişi
dikkat etmelidir ki, kendi de bir canavara dönüşmesin... -Nietzsche
Güneşi bilmek
için örnek parçasına ihtiyaç yoktur; ışığı onu bilmeye yeter; Tanrı da
böyledir; bilmek için ışığına bak; ya Evrene ya İnsana.
Işık bir şeyin
iyi görülmesini sağlar; iyi anlaşılmasını değil; mesela ışık Güneş'in iyi
görülmesini sağlar ancak iyi anlaşılmasını değil...
Belki âlim
olamadım; ama câhil kalmamak için elimden geleni yaptım. "Elden geldiğince
câhil kalmamak" hayattaki en değerli gayrettir. -H.Y.V Ortalama bir doktora
tezi, kemiklerin bir mezardan diğerine taşınmasından başka bir şey değildir, o
halde ortalamanın üzerine çık! J.F.Dobie
Ya "hakikati" arama ya da bulduğunda
herkese "açıklama"; ilki yalnız kılar; İkincisi maskara • sonuçta her iki
hâlde de acı çekersin
❖ Bilme eylemi "disiplinli/yöntemli merak"tır. Ancak böyle
bir merakı olan organlarının ötesine uzanabilir; duyularının ötesini
algılayabilir.
❖ Elin kirini sabun-ile su; kalbin kirini dost-ile sohbet
temizler... -Ehl-i irfan
❖ Kişi, uğruna savaştığı şeyi terkederek zafer kazanamaz; amacını
ihmal ederek başarılı olamaz... -Hz. Ali
❖ Sürekli "arz ederim"e alışanlar; aynı köten gelen
"itiraz"a neden tahammül edemezler. İtiraz, yanlışın tashihle doğru
olarak arzı demektir..
❖ Hâkim, hükm eder; mütehakkim, tahakküm... Hüküm, olayların
doğasına göre iken, tahakküm kişinin nefsini olaylara dayatmasıdır...
❖ "Hür olma"nm "asgari" şartı razı olmadığı bir
davranışla muhatap olduğunda kişinin rahatsızlığını dile getirmesidir...
❖ Herhangi bir ortamda fikrini, gerekçesi ne olursa olsun, usulü
dairesinde ifade etmekten korkan kişinin âkil-bâliğ olduğu söylenemez...
❖ Bu Ülke'de kendinden bir üst rütbedekini tanrı, bir alt
rütbedekini de köle olarak görmekten vazgeçilmedikçe, kimse kimseyle istişâre
etmez.
❖ Olup-biten'e "nasıl?" sorusunu soran
"bilmeye"; "niçin?" sorusunu soran "anlamaya"
başlamış demektir...[Bilen sevilir; anlayan korkulur]
❖ Türkiye'de sonucu ne fikir ne emek ne bilgi ne eylem değil,
"ilişkiler" tayin ediyor; makamları "hak etme" değil,
"kör sadakat" belirliyor..
❖ Gece rahat uyumak için gündüz yalan söyleyeceğine uyumama
tehlikesini göze alıp ciddiyet ve titizlikle gerçeklikle yüzleşmek daha
evladır...
❖ Yar, insanın yüreğine attığı düğümden belli olur... -Anonim
❖ Anlamak, anlam vermekle mümkün; anlam verilemiyen anlaşılamaz.
Beni anlamıyorsun, bana anlam veremiyorsun demektir; sonuç anlaşamamaktır...
❖ Hakkıyla sanatçıyım diyebilmek için önce ustanı geçeceksin; sonra
da seni geçecek bir öğrenci yetiştireceksin... -Japon Atasözü
❖ "Seni seviyorum!" dediği kişiden "Ben de
seni!" yanıtını bekleyen, sevgideki 'manevî' nisbeti 'maddî' kısmete
indirgemiş demektir.-Ehl-i ışk
❖ "Kaybedeceğini bile bile neden mücadele ediyorsun?"
dedi. Öleceğini bile bile yaşadığını unutmuştu o an... Bozmadım... -Özdemir
Asaf
❖ Kavuşmak istediği gül olanın, inlemesi bülbül gibi olur... -Âşık
Paşa
❖ [Kişi, maksadına
göre hâllenir... -Ehl-i ışk]
❖ Köpeklerin dostluğu, aralarına kemik atılıncaya kadardır...
-Mevlana
❖ Dervişe sordular: "Huzura ne ile ulaşılabilir?"
Yanıt verdi:
"...
uzaklaşarak!.."...
❖ Mutlu mu olmak istiyorsun?
Kimseden bir şey
bekleme!... -Anonim
❖ "Doğruyu söylemek her zaman doğru değildir" diyenler
kendileri için en faydalı olabilecek yanlışı söylemek için uygun zaman
bekleyenlerdir.
❖ Bu cehâletle önümüzdeki yıllarda İslam, makuliyetini kaybedip
Hristiyanlıkvârî toplumsal yaygınlığı olan kültürel bir pratiğe dönüşecektir..
❖ Din beşeri "çamur" kabul edip insana dönüştürmek
isterken, günümüzde beşer dini "hamur" gibi görerek binbir kılığa
sokup çamurlaştırıyor...
❖ Günümüzde dinî pratik bir tür günah çıkarma eylemi gibi: zira daha
rahat günah işlemek için bir çeşit vicdanî rehabilitasyon görevi görüyor.
❖ Günümüzde dinî pratiğin öznesi insan değil piyasadır; bu nedenle
din insanı dönüştürmüyor; vicdanını rahatlatıp daha ahlaksız kılıyor...
❖ Çıraklığını yapmadığın işin ustalığına soyunma... -Anonim
❖ Yalnızlığıyla yol alan bir kişiyi hiç kimse yokluğuyla korkutamaz
[: Kemali ferdiyetinde/kendiliğinde bulanın kalabalıklara ihtiyacı olmaz],
❖ Alem bir cümle ise insan onun noktasıdır... Öyle bir nokta ki,
cümleyi ya anlamlı kılar ya da anlamsız... Ehl-i irfan
❖ Anı ve anlamanın ortak kökü "anğ"dır; yaşamında bir
olayla ilgili anıları sorunlu olanın, o olayı anlaması, hatta anlamlandırması
zordur...
❖ Bilgisiz yönetici züccaciye dükkânına giren fil gibidir; gönülleri
kırar, etrafı kırıp döker... Nehc, vr.lla.
❖ En derin siyaset, bilgidir... Çünkü siyaset beka-i devleti, bilgi
ise beka-i milleti sağlar...
❖ İstanbul'da gök-delen kaybettiğimiz büyüklüğün yerine ikame edilmeye
çalışılan küçüklüktür...
❖ Bir korku ya da bir beklenti nedeniyle başlanılan hiç bir iş
nihâyete ermez; erse de kemâl bulmaz; bulsa da halka faydalı olmaz...-Nûşirevân
❖ "Olan" hakkında bir fikri bulunmayan, "olacak"
hakkında bir ön-görü, "olması gereken" konusunda da bir kanaat
üretemez...
❖ Bir insan hakkında hüküm sırlarını araştırarak değil; tavırlarına
bakılarak verilmelidir... -KisraKubâd
❖ Hasedi çok olanın kederi de çok olur; o kadar ki, hased bedenini
eritir, yine de kederi devam eder...-Ahmed el-Zencanî
❖ İtibar soydan değil, inançtan ve işten doğar; tersi olsaydı tek
bir soy olan insanlar arasında fark olmazdı... -Kadı Burhaneddin
❖ İşler zorlaşınca insanların niteliği ortaya çıkar; kimi kollarını
sıvar, kimi burun kıvırır, kimi de toz olur gider... -S. Ewing
❖ Bir insanın değerini varlığı değil yokluğu gösterir; yokluğu
birşey değiştirmeyenin varlığı da gereksizdir!.. -Dostoyevski
❖ Kolay yaşamak istiyor musun?
Sürüde kal ve
sürü sevgisi uğruna kendini unut... -Nietzsche
❖ bazı insanlar açlıktan ölür,
bazıları soğuktan...
bazıları var ki sadece yalnızlıktan...
yalnızlık,
aynada bile aksini göremeyecek kadar...
❖ Bir ülkede işler iyi, doğru ve güzel gitmiyorsa makamlar iyi,
doğru ve güzel yani ehil insanların ellerinde değil demektir... -Siyâsetname
❖ Kişinin etrafındaki akıllı insanları küstürmesi kendi aklının
zayıflığına işarettir... -Ahmed el-Zencânî
❖ Kişi soyuyla bir yere gelebilir; ancak devam etmesi için
yeterliliğine bakılır; çünkü yaşamak nesep ile değil eylem iledir...
-Siyâsetnâme
❖ Ya İsa! Niçin sana kötü söyleyene iyi sözle mukabele ediyorsun?
Hz. İsa: Çünkü herkes sahip olduğu şeyi
harcayabilir.
❖ Adil olan ayrıca cesarete ihtiyaç duymaz; çünkü aleyhinde bile
olsa kişinin âdil davranması cesaretin zirvesidir... -Siyâsetnâme
❖ Kadîm fizik doğanın niçini, modern fizik nasılını araştırırdı;
çağdaş fizik ise insanın doğa hakkında ne diyebileceğiyle ilgilenir. -N. Bohr
❖ Yetenekli bir insan bulduğunuzda korumaya alın çünkü yetenek
maldan daha fazla korunmaya layıktır... -Ahmed el-Zencânî
❖ Nimet şükür ile, güç af ile, itaat hilm ile, yardım tevâzu ile,
rahmet merhamet ile sürdürülebilir kılınır... -Halife el-Mansûr
❖ Gazalî'nin Tehâfutu'l-felâsife'si hem eleştirdikleri hem
içerdikleri hem de imledikleri açısından ilk "modem" felsefe metnidir...
❖ Önce kendini tekmîl et... Çünkü eğri değneği düzeltmeden gölgesi
düzeltilmez... -Ehl-i irfan
❖ Büyük insanlar veda ederek; küçük insanlar ihanet ederek
giderler... - Anonim
❖ Devletin kıvâmı iki şey iledir: Kalem ve Kılıç. Kalem hakikati dillendirir;
kılıç siyâseti yönlendirir; hakikatli siyâset adâleti verir...
❖ 'Basit' insanları dert edinme! Unutma ki kartal sivrisinek
avlamaz!... - Anonim
❖ Akıllı insan akibetine hazırlanır; çünkü bilir ki, ecelin
kısalığı, her daim ümitlerin uzunluğuna gülmektedir... -Ahmed el-Zencani
❖ Bazı insanlar sözleriyle 'huzur' verir; bazı insanlar
yaptıklarıyla; ama öyleleri de vardır ki sadece 'varlıklarıyla...
❖ Kendini olduğundan az göstermek tevazu değil, budalalıktır;
kendine değerinden az paha biçmek korkaklıktır... -Montaigne
❖ Üç türlü insan vardır: Gıda gibi, deva gibi, bela gibi.. Gıda
hergün, deva ihtiyaç duyulduğunda alınır; bela ise kişiyi bulur. -Halife Memun
❖ Demek istediğinden emin olmayan sözünü gereksiz uzatır; çünkü
'uzatma' müphemiyeti doğurur, müphemiyet de kastı örter... -Halife Emin
❖ Bir beldede muhtaç varken ziyafet veren idarecisi 'günah'ını
yer... -Hz. Ali (k.r.v.)
❖ "Bilmiyorum" demekten utananın ilmine itibar
etmeyiniz... -Hz. Ali (k.r.v.)
❖ Kim ölümün yokluk olduğunu zannederse onun yokluğu yaşamıyla
başlamıştır... -Hz. Ali (k.r.v.)
❖ Kişinin başına gelebilecek en kötü şey yapayalnız kalmak değil;
yapayalnız hissetmesine neden olacak insanlarla birlikte yaşamaktır. -Goethe
❖ Mutlu [ve dahi anlamlı] bir hayat yaşamak istiyorsanız hayatınızı
bir amaca bağlayın; kişilere ya da eşyalara değil... -Einstein
❖ Seninle 'mutlu olmak' için gelen hep almak ister; seni 'mutlu
etmek' için gelen hep vermek... Alan, alır gider; veren, verdikçe kalır...
❖ Dünyanın sorunu, akıllılar hep 'kuşku' içindeyken aptalların
küstahça kendilerinden emin olmalarıdır. -Russel
❖ Huzur mu istiyorsun?
Az eşya, az
insan!.. -Kafka
❖ Bir kişiyi en çok kıran 'kandırılma' hissidir; en ağır gelen ise
uğruna gemileri yaktığı amaç için 'kullanıldığını' öğrenmesidir...
❖ Zaman en büyük öğretmendir; ama ne yazık ki, tüm öğen çilerini
öldürür... - H. Berlioz
❖ Yanlış: "Göz var, nizam(düzen, kural) var."
Doğru: "Göz
var, iz'an(anlayış, idrak) var."
❖ Yanlış: "Su uyur, düşman uyumaz."
Doğru:
"Sü(asker) uyur, düşman uyumaz."
❖ Yanlış: "Elinin körü!"
Doğru:
"Ölünün kûru(mezan)!"
❖ Yanlış: "Eşek hoşaftan ne anlar!"
Doğru:
"Eşek hoş laftan ne anlar!"
❖ Yanlış: "Sıfırı tüketmek."
Doğru:
"Zafıri (nefesi, soluğu) tüketmek."
❖ Yanlış: "Güzele bakmak sevaptır."
Doğru:
"Güzel bakmak sevaptır."
❖ Elin kiri su ile, aklın kiri bilgi ile, kalbin kiri sevgi ile
temizlenir...
❖ İnsanların dediklerine takılma; çünkü onlar yaptıklarının iyi olup
olmadığına değil, kendilerine faydalı olup olmadığına bakarlar... -Eliot
❖ Ah be Dünya! Sen dönüyorsun onu anladık da.. Bazı insanlar senden
daha hızlı dönüyor, hem de ortada hiç bir yörünge yokken. -Can Yücel
❖ Bir serçe ile dostluğu göze alan kartal, ya serçeyi
kartallaştırmayı göze almalı ya da serçeleşme tehlikesiyle yüzleşmelidir..
-Hint Atasözü
❖ Aristoteles: Ey
dostlarım! Dünya'da dost diye bir şey yoktur.
❖ Urefa: Ne kendine
dost olunmayı bekle ne kendine dost ara; sadece dost ol!..
❖ En tehlikeli beşer, hey'et-i âdem, sûret-i melek, sîret-i iblis
olandır. -Ehl-i irfan
Kişi düşündüğü gibi inanır;
inandığı gibi yaşarsa, kendi-ile barışık olur. Tersi durumda var-olma dengesini
başkalarını yok etmekte bulur...
Konuşabileceğin biri varsa
'yalnız' değilsindir; ama dertleşeceğin biri varsa arkadaşın; hemhal
olabileceğin biri varsa dostun var demektir.
İnsanın aklı hep karışıktır;
bilse de bilmese de; ama her bildikten sonraki karışıklık hep daha üst bir
seviyededir; öyleyse bilmeye değer..
“Ad vermek, adlandırmak ancak
ve ancak belirli bir istikameti olan bir zihnin becerebileceği bir iştir...”
Kum tanesiyim
ama çölün derdini taşıyorum... -Celâleddin-i Rûmî
'Dolu' olmayanın,
"deliliğine" itibar edilmez... ya da "deli", ancak kişi
"dolu" olduğunda bir makam değer taşır...
“Varlığa tahammül
paylaşılarak mümkündür; birbirinin zıddı sevinç ile hüzün bile ancak
paylaşılarak taşınabilir; paylaşılacak kişi var ise...”
“İşarete değil
davete ihtiyacımız var
git diyen değil,
gel diyen bir sese
sığınılacak
değil, sükunete erilecek bir meskene
nar'a değil
nur'a..”
Çocukların
öldürüldüğü bir dünyada uyumak, cesaret işidir... -Anonim
Hayatınızın içeriğini,
hayatınızdaki insanların içeriği belirler; hayatınızın kalitesini de
hayatınızdaki insanların kalitesi... -Anonim
Kişi için en acı hal en
yakınında olanı beklemek; en dayanılmaz hal ise en yanında olanı özlemektir...;
ölüm gibi...
Cehalet
güzeldir; çünkü herşeyi bilirsin... -Anonim
“Hüzündür
sahillerine vuran
yalnızlığında
derinleşen bir çocuğun kalbinde
ve sükunetin
çığlığı
kimsesizliğiyle
yürüyen bir dervişin dilinde...”
“Her toplumsal hareket
zamanla üç katmanlı bir yapı kazanır: Üsttekiler siyâset eder, ortadakiler
ticâret; en alttakiler ise ibâdet.”
“Logos'ufKelâm'ı] olmayanın
Nomos'ufKanûn'u] olmaz; Kelâm'ı olmayanın aklı; Kanûnu' olmayanın vicdanı
bulunmaz...”
Gökyüzü'ne kulak
kesilmeyen Yeryüzü'ne yıkım getirir... -Siyâsetnâme
Hemen başlanan bir çalışma kötü bile olsa düş
kurmaktan iyidir...
-Baudelaire
Çalışma yorarak
doğurtur; zevk eğlendirerek öldürür... -Baudelaire
Zaman duygusundan kurtulmanın
iki yolu: Zevk ve çalışma... Zevk yıpratır; çalışma güçlendirir. O halde
çalışmaya devam... -Baudelaire
Çalışmak gerekiyor...; şevkle
ya da umutsuzlukla; zira çalışmak eğlenmekten daha az can sıkıcı... -Baudelaire
Tanrı'ya inandığını iddia
eden öyle insanımsılar var ki onlara haykırasım geliyor: Siz putperest olacak
düzeyde bile değilsiniz. Baudelaire
Resmî görevler
her zaman insan aklını ve dehasını biraz azaltır; kâh özgürlüğünü kısıtlar kâh
ileri görüşlülüğünü... -Baudelaire
Sevmek,
inanmaktan daha güçtür... Tanrı'yı sevmek ile Tanrı'ya inanmak
arasındaki
güçlük kadar... -Baudelaire
"Çocuklar
uyurken susulur ölürken değil." -Anonim
Olimpos dağının çocukları Hira dağının
evlatlarını asla
kabullenmeyecektir...
-Cemil Meriç
“Acılar zekâyı
biler, hüzünler derinleştirir...”
Yalnız hüznü
vardır kalbi[=derdi] olanın... -İlhami Çiçek
Malûmâtın yanlış
olduğu yerde, yorumun doğruluğu tartışılmaz. Yöntem’in olmadığı yerde yalnızca
susulur; kıpırdanmaz...
Zor yola, kolay
insanlarla çıkılmaz. -Ehl-i irfân
"ş-‘-r"
kadîm Arapça'da "bilmek" demektir; süreç içinde "bilmeyi bilmek"
yani "kendini bilmek" anlamını kazanmıştır: şu‘ûr...
Bu nedenle
"şi‘ir", “kendini bilme”nin bir ifâdesidir; "şâir" de
“kendini bilen”dir. Kısaca, ancak “kendini bilen” şi‘ir söyleyebilir.”
Bilgi
itikattır=İslâm;
Bilgi
fıkirdir=Felsefe
Bilgi fazilettir=Ahlâk
Bilgi
maslahattır=Toplum
Bilgi
ışktır=İrfân
Bilgi İnsan'dır=
Hz. Ali
“Nesneler,
isimleriyle bilinir; insanlar dertleriyle tanınır...
İsmini
bilmediğin nesnen; derdini bilmediğin dostun olamaz...”
Yaşamak, kendi
kendini adam etmektir; aklı ve bilgiyi kullanarak kendi kendinin heykelini
yapmaktır!.. - Goethe
Beden uzanarak,
beyin uyuyarak dinlenir; gönül ise, maşûku ile aynı mekân ve zamanı paylaşarak;
konuşarak değil, hemhâl olarak. -Ehl-i irfan
“Sahici sorular,
sahici adamların işidir ve muhataplarına da sahici yollar açarlar...”
“Her düşünce ve
eylem, ne yeni ne de eski olduğu için değil, yalnızca hakikate ve hayra ne
kadar denk düştüğüyle değerli ya da değersiz olur.” Bir toplum gerçeklerden ne
kadar uzaklaşırsa, gerçekleri söyleyenlerden de o kadar nefret eder... -George
Orwell
”Kişisel ahlakı
olmayan bir kişi için tüm İnsanî değerler manipülatiftir; kendi başlarına
değil, kullanım değerleri itibarıyla önemlidirler..”
“Bir millet için
sonun başlangıcı, kişisel başarıya odaklanmış, çıkarlarına göre davranan,
ilkesiz insanların o milletin başına geçmesidir...”
“Bir yol alışta
ikna ve rıza değil de icbâr var ise, yoldaşlar önce birbirlerine tahakküm
etmeye sonra da birbirlerini ifnâ etmeye başlarlar.”
“Amaçları farklı iki kişinin
aynı yolda yürümesi onları yoldaş kılmaz; bir süreliğine yol arkadaşı kılar;
birbirlerini taşımaz, yük olurlar...”
Yalnızca mekânı(yol)
paylaşmak kişileri dost kılmaz; zamanı(içeriği) da paylaşmak gerek... -Ehl-i
irfan
İnsanları yoldaş kılan,
mücerret beraberlikleri değil, yolda oluş ve yol alış tarzları dır...-Ehl-i
irfan
Kıskanç insanın kalbini
kazanamazsın; çünkü kendi kendine işkence/eziyet etmekle meşguldür. -Bezm u
Rezm
Herkes kendi ayarında söz
söylemeli; çünkü hasır dokuyucusu altın işlemeyi bilmez... -Bezm u Rezm
Alçaklarla arkadaşlık yapma;
çünkü hasır olmuş kamıştan şeker yiyemezsin... -Bezm u Rezm
“Bir dilin kelime hâzinesi,
yani sözlük, o milletin tabiatı nasıl idrâk ve hayatı nasıl inşâ ettiğinin
kılavuzudur.”
Batı'nın dünyadaki
hâkimiyeti, fikrî, dinî ve ahlâkî mükemmelliğine değil, organize şiddet
uygulayabilme becerisine bağlıdır. -S. Huntington
“İş ‘tutuşun’ kalbî; iş
‘yapışın’ aklî/istidlâlî olsun. Birincisi seni samimi ve ihlâslı kılar,
İkincisi titiz ve başarılı...”
“Öyle zamanlar
vardır ki, merhamet, hiyânetten daha zâlimdir...”
Atacağın
bir ok kaç mil gider? Duan ise Tanrı'ya kadar yükselir. Onun için maddî ordun
yanında manevî ordunu da ihmâl etme... -Nizâmü'l-mülk “Bir kere yalnız
kalabilmeyi göze almak ferdiyet; iki kere alabilmek ışktır; çünkü ışk, iki
kişilik bir yalnızlıktır...”
Fikri
az olanın müşkili çok olur... -Bezm u Rezm
Âşık,
kendini, maşûku-ile idrâk edebilen; maşûkuna 'ben' diyebilen; iki ayrı bedende
tek bir nefesin varlığını hissedebilendir. -Ehl-i irfan
Tek
başına arzu ve istekle hiç bir amaca ulaşılmaz; arzu ve isteği gayret, ter,
fedakârlık, göz-yaşı, kısaca emek takip etmeli. -Ehl-i hiref
Evinden
bir süre uzaklaşmamış bir insan ne ciddiyetten anlar ne de şakadan... -Bezm u
Rezm
Yıldızı
gözler küçük görebilir; fakat bu küçüklük, yıldızın kusuru değildir...
-EbûT-Alâ el-Maarrî
Tevhîd
yolunda iki kıbleye durulmaz; ya O’nun rızası ya da nefsinin... - Bezm u Rezm
Bir
milletin zekâsı yalnızca altın ve gümüş biriktirme sevdasına düşmüşse,
birbirlerini kümesi basılacak tavuk gibi görürler... -Atalarsözü
Bir
milletin başına, o miletin en riyâkar mensuplan tâlip olmuşsa, artık sokaklar
köpekler için bile emin değildir... -Arap Atasözü
En
kusursuz cinâyet, bir insanın yaşama sevincini öldürmektir... -P. Coelho Yaşar
iken hiç-olmayı idrâk eden, "ölümden ileri ölmüş"; göreceğini
'görmüş' ve işini "tamamlamış' demektir. -Âşık Paşa
Ahlâksıza cevap
yanından uzaklaşmak; câhile cevap îmâsız susmaktır. -Ehl- i irfân
Âşık mum
gibidir; yandıkça ışığı ziyadeleşir; kendi erir; göz-yaşı hâline gelir; ama ateşin
elinde neler çektiğini bir kendi bilir. -Â. Paşa
Tanrı'nın Âleme
muâmelesi eşittir; ama herkes doğruluğu kadar nasiplenir; her evin, Güneş'ten,
penceresi kadar nasiplenmesi gibi. -Âşık Paşa
Bazen tek bir
kişinin yokluğu, çevrendeki çokluğu bir hiç yapar... -Adele Niyetinden
şüphelenen yola çıkamaz; amacından şüphelenen yol alamaz... Niyetsiz ve amaçsız
çıkılan yol, bedelini ödetir... -Ehl-i irfân
Bir insanın
sûreti, sîretinde ortaya çıkar. Bu nedenle, bir kişiyi tanımak istiyorsanız,
yoluna, yoldaşına, yol alış tarzına bakınız...
“İş tuttuğun,
desteklediğin insanın kalitesi senin de kaliteni gösterir. Hiç bir aslan,
fareyle iş tutmaz; ancak onunla oynar...”
“Geçmişine kör,
şimdisine sağır, geleceğine dilsiz kalarak; kısaca, bu cehâlet-ile bu coğrafyanın
kaderini 'Biz'e bırakmazlar...”
“Kendi tarih ve
coğrafyalarına karşı ihânet ve cehâlet içinde olan milletlere her zaman bir
Lawrence hediye edilir...”
”Önemli olan
oyuna gelmemek değil, bizâtihi oyun kurmaktır. Başkalarının kurduğu oyuna
gelmemek için düşünenler hiçbir zaman oyun kuramazlar.”
Kişinin hakikî dostu,
yapayalnız kaldığında, ilk andığı ve şahs-i manevîsiyle yalnızlığını giderdiği
kişidir. -Ehl-i irfân
“Bir ülke’yi iki şey yıkar: İhânet ve
cehâlet... Özellikle bu iki özellik, o ülkenin aydınlarının ve yöneticilerinin
hasleti hâline gelmişse...”
Aslında insanlar seni hayal kırıklığına
uğratmıyor; yalnızca, sen yanlış insanlar üzerinde hayal kuruyorsun...
-Montaigne
"...insanların öldürülmesinin, sineklerin
öldürülmesi kadar olağan sayıldığı demokratik, aydınlanmış bir dünya;
katı-inançlıların dünyası.."
Ben cenneti hep
bir çeşit kütüphane olarak düşlemişimdir. -J. L. Borges
Ne beyân-ı hâle
cüret, ne figana takatim var.
Ne recâ-yı vasla
gayret, ne fırâka kudretim var... -Enderûnî Vâsıf
Öfkelenmek, zehri kendin içip, öfkenlendiğin
kişinin ölmesini beklemek gibidir. -Buddha
Tesâdüf,
teşebbüsün içindedir; teşebbüs etmez isen, tesâdüf edemezsin...
“Her şey
"tam" olduktan sonra huzurlu olacağım diye düşünme; önce bir huzurlu
ol; sonra, her istediğinin tam olduğunu görürsün...”
“Soranlar için
son hâdiselerin yorumu:
‘Bir yılanın
içine, başka bir yılandan daha iyi sığabilecek başka bir şey yoktur.’"
“Irkın değil,
fikrin ideolojisi olur...”
Bu memlekette
sağcı-solcu, ilerici-gerici yoktur.
Namuslu insanlar
ve namussuz insanlar vardır.
Ssi7
namuslulardan nlıınıız -Cemil Meriç
❖ Yemek yedirmediğin ve yemeğini yemediğin insanı
"tanıyorum" deme... - Eh-i irfan
❖ Pirincin içindeki
siyah taştan değil, beyaz taştan korkun... -Japon Atasözü
❖ “Yalnızca konduğun
dala değil; kanatlarına da güven”
[:Kendilik-bilinci zayıf olanı, hayat
yağmurunda, başkasının taşıdığı şemsiye koruyamaz],
❖ .. yavaş yavaş ölürler okumayanlar, müzik
dinlemeyenler...
-Pablo Neruda
❖ Bir eve, penceresi
kadar düşer ay ışığı... -Ubeydullah Ahrâr
❖ “Her insan bir âlem'dir; çünkü herkesin kendine hâs bir idrâk
uzayı var; ne anlatılırsa anlatılsın, herkes anlatılanı kendi idrâkine
çevirir.”
❖ “Tahayyül, tefekküre götürmüyorsa, tembellik yaratır...; hayal,
fikri doğurmuyorsa, uyuşturur...”
❖ Bir eşeğe fazla
değer verirsen, kendini yarış atı zanneder. -Anonim...
❖ “Türkiye'nin
durumunu tespit:
❖ Bilmeden taraf olanlar, başkalarının sorularının ve yanıtlarının
kavgasını yaparlar...”
❖ “At izi ile it izini birbirinden ayırmak için tecrübe yeter; it izi
ile kurt izini birbirinden ayırmak için ise ferâset de gerekli.”
❖ Öykünmekten daha iyidir kendini yok etmek Kendin ara yolunu,
Hızır'ı beklemeyi terk et. -Muhammed İkbal
❖ “Gönlün eşlik etmediği yol-arkadaşlığı, paydaşlan için bir tür
patinajdır; yol alamazlar; yaşama ilişkin hiç bir eşiği aşamazlar...”
❖ “Kendiyle var-olamayan, başkalarına tutunur:—Kendi sûretinin
tasavvuruna sahip olmayan, ömrünü, başkalarının sûretlerini tasvirle geçirir.”
❖ Tilki vaaz vermeye başlarsa gözünüz tavuklarda olsun. -Alman
Atasözü
❖ Akıl öğrenci; Dünya okul, İlâhî feyz öğretmene benzer. Kim,
Hakk'ın ilmini kendi vücûd kitabından okursa hikmet'te sorunu kalmaz. -Âşık
Paşa
❖ Görünen ibrettir; duyulan hikmet...; duyan görmez ise ibret
alamaz; gören duymazsa hikmet bulamaz... -Âşık Paşa
❖ Âlimin maddî ve manevî aç-gözlülüğü, halka söz geçirememesinin
temel nedenidir. -Âşık Paşa
❖ Kibir, kişinin sahip olduklarını "hak etmediği"
korkusundan kaynaklanır...- Ehl-i irfân
❖ Bir millete en çok zarar, hırsına sınır çekemeyen bilginlerden
gelir. Doymazlık, bilgini, halk için konuşan "geveze" kılar. -Âşık
Paşa
Zaman,
İnsan'dır... İnsan iyi ise, zaman da iyidir; insan kötü ise, zaman da kötüdür.
-Âşık Paşa
Her kim ki,
aklını kullanmaz, hayvan tabiatlı olur: Gönlünde yalnızca 'hırs', gözünde
yalnızca 'uyku' ile yaşar...-Âşık Paşa
“Sevmek, sahip
olmak değil değer vermektir. Değer vermek ise saygı duymaktır. Saygı
duymadığına değer veremez; değer veremediğini sevemezsin.”
Mutluluk,
sevdiklerin-ile birlikte olmak değil; sevdiklerinin mutlu olduğunu bilmektir.
-Pucca
“Hiç bir kulağı
varsaymadan, kişinin kendi şarkısını terennüm edebilmesi, yaşama cesâretinin
zirve ifâdesidir...”
“Tüm yaşam
bir-taraf içindir; tarafını çoğaltan ya zan ya şek ya da vehim içinde yaşar;
böyle bir yaşam, bir yatakta akmaz; çölde dağılır...”
“Yürürken yolun
sonuna odaklananla dostluk etme; çünkü kestirmeyi bulduğunda seni yüzüstü
bırakır; zîrâ dostluk sona değil, yola nisbetledir.” Ne kini ne de sevgiyi
biriktirme; çünkü tabut, tek kişiliktir... -Anonim "Bilgin" ol ki, insanları
"büyük" görme...; "bilge" ol ki, insanları
"küçük" görme...
“Her bir kişinin
yaşamı, kendi hakkındaki rüyasının yorumudur...” Kapitalizm ve Emperyalizm-ile
sorunu olmayan bir kişinin, ‘insan-ca’ yaşıyor olduğuna inanmak için, hiç bir
nedenimiz yoktur...
Kapitalizm:
Okutarak câhilliği artırmak, çalıştırarak fakirliği, medeniyet diyerek
barbarlığı, barış diyerek ölümü, çoğaltmak hiçliği...
Kapitalizm’de
yaşama denklemi -II
Bazılarının daha
iyi yaşaması, diğer bazılarının daha kötü yaşamasına bağlıdır.
Tek tek
insanları sevemeyenler; insanlık edebiyatına(:hümanizm) sığınırlar. -Aliya
[Hâl, hem-hâl
olarak paylaşılır; kâl ile değil..].
“İnsanların
hangi dilde konuştuğuna değil, hangi dilde sustuğuna dikkat ediniz...”
“Yeryüzü'nde en
tehlikeli kişi, kendi varlığını, başkalarının yokluğuna bağlı gören kişidir...”
“Kişi,
başkalarını yok ederek değil, ancak kendi varlığının kalitesini artırarak
başarılı olabilir...”
“Türkiye'de
insanlar öyle bir noktaya geldiler ki suçlayıp mahv etmek için kendi öz çocuklarını
öldürüp rakiplerinin bahçelerine atabilirler.” Atalar-sözü: [Hâlihazırdaki
durumu özetliyor]
Bir Türk,
sultan; iki Türk, dost; üç Türk, muhteşem bir kavgadır...
“XIX. yüzyılda
"üstün ırk", XX. yüzyılda "üstün kültür" kavramı-ile zulüm
edildi; XXI. yüzyılda zulüm "üstün teknoloji" kavramı-ile sürecek.”
Söz, işâret edebilir ama bir
menzile vardırmaz; yol almak isteyen, dile vurmamalı, yola koyulmalıdır...
-Ehl-i irfan
Sükût kıvâmındaki çığlığı, ne
kardaş ne arkadaş değil; yalnızca hâldaş olanlar duyarlar... -Ehl-i irfan
“Yalnızca hesapsız kişi acı
çeker; acı çekenin ise iki alâmeti, sükûnet ve uykusuzluktur... Bu nedenle
mazlumlar, sadece duaya sığınırlar...”
“Kendi kurgusu olmayan
başkasının kurgusunun mahkûmu olur. Kendi oyununu kuramayan başkasının oyununun
figüranı. Hiç bir şey olma, kendin ol!”
“Mekânı yola dönüştüren niyet
sahibi bir kişinin adım atmasıdır. Bir niyet ile adım atmak da kişiyi basit bir
yürüyenden, yolcuya dönüştürür.”
“Uyku da bir tür ümittir.
Yarının daha iyi olmasını umarak uyur insan. Dünü arkada bırakır; karanlığa
dalarak, yarma, gündüze açılır...”
“Düşüncende özgürsün; ama
ifadesinde değil... Her ifade, mutlak iradenin mukayyet hale gelmesidir; çünkü
paylaşmak, muhataba göredir...”
“En nihayetinde insanın
peşinden gittiği, yine kendidir... Bu nedenle, neyin ya da kimin peşinden
gittiğine dikkat kesilin...”
Benden nefret edenlerden
nefret edecek vaktim yok; çünkü ben, bana değer verenleri sevmekle meşgulüm...
-G. G. Marquez
Bir kişiden "ümit"
ve "uyku"yu alın; dünyanın en bahtsız ve en perişan insanı haline
gelir...-Immanuel Kant
Kolay bir sanat değildir
uyumak; uğruna, tüm gün uyanık durmak gerekir... -Nietzsche
“Uyanık iken uyuyana tembel;
uykuda iken uyanana ise dertli derler...”
“Hiç kimseyi değiştirmeye
kalkışma; kendin değiş; değişimini kendinde temessül; eylemlerinde temsil et;
yani sen yan ki, etrafın aydınlansın.”
Kişin hâli,
sîretinde(yaşayışında); fikri, hîretinde(hayretinde) tecelli eder...- Ehl-i
irfan
Işk şarabını iç, ama akıl
kadehiyle...-Ehl-i irfân
Gözlerdeki acıyı görmeyene,
sözleri isrâf etmeyin. . . -Anonim
“Yaşamı bırakan, rezîl olur;
yaşama küsen, sefil....; yaşama direnen ise asîl...”
Âşıksan kurtulmaya çalışma bu dertten
Sâdî gibi, amaçsız, maksatsız, karşılıksız âşık
ol
Kesb-i kemâl, seyr-i cemâl
iledir [Güzelliğin seyri, insanı kemâle erdirir], - Ehl-i irfân
“Dünya’yı değil, kendi
dünyanı şeytandan temizle...”
Kendini "takdir"
edemeyen, haddini aşar; haddini aşan, başkalarının maskarası olur... Ehl-i
irfân
“Her yolu, bir yürüyüş
başlatır... Her amacı, bir niyet var-kılar...”
“Dönme ihtimali
bulunmayanın yokluğuna katlanılabilir; ama daima "buradayım" deyip de
hiç gelmeyenin hasreti insanı, nem gibi, çürütür...” “Şatr'ı(ilkesi)
olmayanlar, şartlan değerlendiremez. Şatr, teslimiyeti; şart tenkidi gerektirir;
zira her tenkid, bir teslimiyete mebnidir...”
“İnsanlan yakmadan, zihinlerinde ateş
tutuşturmak, verimli, müşterek bir fikri yolcuğun asgari şartıdır...”
“İnat ile değil, sebât ile... İnat, şeytânî,
sebât, rahmanî'dir... Anîd olan nefsine; sâbit olan ilkelerine(usûl)
bağlıdır...”
“Dost,
"haydi!" dediğinde; "nereye?" sorusu sorulmaz...”
"tüm
cevaplan bilen aymazlar
hiç bir soruya
âşık olmazlar
aydın derler
adına..."
“Beş bin yıllık
perspektiften bakılırsa, hiçbir şey daha güzel olmadı; zîrâ hiçbir şey daha
kötü değildi; her şey hep olduğu gibiydi/gibi.”
“Hayalini değil,
kendini gerçekleştir (tahkik el-zât)...; çünkü hiç bir hayal kişinin kendinden
daha değerli değildir...”
“Kişi, kendini
tüketen-ile çatışmamah; rahatsız etmeden sessizce çekilmelidir; zira sevgide
erdem, acı vermek değil; acıya katlanmaktır...” “Neyi, niçin ve nasıl yaptığını
bilmeyenin istikrârı olmaz; çünkü istikrâr, karara; karar da, amaca bağlıdır;
hepsi de "bilme"yi şart koşar..”
“Akıl, bir şeyi
"yapma"da değil, yapmanın "gerekçe"sinde gizlidir; çünkü
"gerekçe"'nin bulunmadığı hiç bir İnsanî eylem, irâdî/aklî olamaz...”
“Evren'de en
âdil güç ölümdür; her makamı eşitler... Kim olursan ol ölürsün ve dahi toprak
olursun... -Ehl-i irfân”
“Işk, mülkiyet
değil, bir muhabbet eylemidir; bu nedenle ışk eylemi, maşûkunu önce
"yar" sonra "var" kılar; yar olmak, var-olmaktan öncedir.”
“Dürüst insan "çare" bulamadığında, anlamlı derin bir sükûta bürünür;
hesabı olan ise sürekli kendini kandıracak "bahaneler" üretir...”
“Güçlü
toplumlar, zayıf bir toplumu tarih dışına itmek için, o toplumun geçmişini,
sürekli ortak-yanlış yapma travması altında hatırlatırlar.”
Dünyanın en yüce
tahtına da çıksanız, oturacağınız yer kendi kıçınızın üstüdür!.. -Nietzsche
“Başkası için ne
kadar yaşarsan yaşa; ölümün kendi ölümündür; hayat başkası için feda
edilebilir; ölüm edilemez; zira herkes kendi için ölür.” ”Kim ne düşünür? diye
yaşayanlar; daima başkalarının hayatını yaşarlar; kendi hayatını yaşamak ise
bir cesaret işi değil, bir tercih işidir...”
“Öyle hâller vardır ki kâl, kâfi gelmez
tasvire; o hâl-ile hâilen, hem-hâl ol. O hâle, mahall ol ki, hâl, hulûl
eylesin; helâl olsun...”
"Can kulağı" işitir ve "can
gözü" görürse, herkes birbirini anlar; çünkü manayı işiten can kulağı,
gören can gözüdür...-Ehl-i irfân
Gemi, denize girerse yüzer; deniz, gemiye
girerse batar. İnsan, Dünya'ya oirerçe vasar ama DiinvA insan aönliine oirerse batar -Asık Pasa
“Unutmak, "silmek"
demek değildir; tersine "derin hatırlama" demektir; çünkü
"unutmayı istemek" bilişsel(kognitif) bir tercihtir...”
Ne zaman ki, ışk
biter, zaman yorulur insan... -Neşet Ertaş
“Kimi insan gelerek huzur
verir, kimi insan giderek; ama "ara-da" durarak değil. Hiç bir insan,
diğeri için soru işaret olarak var-olamaz...”
“Yola çıktıysan, yoldaysan,
kimsenin sana katılmasını bekleme, ya yalnız yürü ya da yoldaş
bildiğine/edindiğine sen katıl...”
Kişi için asıl hüner, kendini
okuması ve tanımasıdır. Kendini tanıyan Tanrı'yı tanır; böyle bir kişi artık
başkalarını ne yapsın? -Âşık Paşa
Marifet şoldur
kişi nefsin bile
Yiri gögi kendü
nefsinde bula -Âşık Paşa
[Bilgi, insanın
kendini bilmesi, Evren'i kendinde bulmasıdır]
“Yere düştüğünde korkma,
kalkarsın; ama ufka doğru düştüğünü hissettiğinde artık hiç bir şey eskisi gibi
olmaz; çünkü YOL'dasın demektir...”
Niçin mi fikir
değiştiriyorum? Çünkü ben, fikirlerimin sahibiyim, kölesi değil!.. -Cenap
Şahabettin
“Yaşamda öyle
"ân"lar vardır ki, o "ân"larda kişi kendini, ne te'vil
edebilir ne de tefsir; yalnızca teslim eder ki teslimiyet, samimiyettir.”
“Yaşamda kişinin başına
gelebilecek en ciddi çatal: ait olduğuna sahip olamama ya da sahip olduğuna ait
olamama...”
"...
bahaneler, yalnızca uzak kalmayı tercih edenler içindir."
Ne kadar çok iyi kitapla
tanışırsan, birlikte olmaktan zevk aladığın kişilerin sayısı o kadar azalacaktır...
-Feuerbach
“Bir işe
bilinç(:şuûr) eşlik etmiyorsa, o işin bir istikâmeti olmaz...”
Sevmeyene karınca yük, sevene
filler karınca; dağı bile taşır insan âşık olup, inanınca... -Şems-i Tebrîzî
“Sükût
bürünmüşse dillere, yara derindir. Yara derinse...
yalnız ama
yalnız...
Allah, Kerîm...
Kerîm'dir...”
Yokluğu
bir şey değiştirmeyenin varlığı gereksizdir; etrafına bir bak, hayatında, hangi
dostunun yokluğu bir şeyi değiştiriyor? -Dostoyevski Gerektiğinde fikrini
değiştiremeyi göze alamayanlar, hiçbir şeyi değiştiremez... -Bernard Shaw
Yalnızca
hakikatte nasıl suskun kalacağını bilen bir kişi, hakikati konuşabilir.
Suskunluk içe bakışın, bâtınî dünyanın özüdür. -Kierkegaard “Tefekküründe
istikâmet umudunu kaybedenler, tekebbüre sığınırlar...
Mecâzen: Tünelin
ucundaki ışıktan umudu kesenler, karanlığa tapınırlar.”
Ya topla yaralı
kırlangıçları
Ya da bu vefasız
şarkıyı bitir
Özgürlüğe giden
tutsaklar gibi
Siyah gözlerine
beni de götür...
-Nurullah Genç
Kendini herkese
uydurmak için yontmaya koyulanlar; sonunda, yontula yontula tükenip giderler.
-R. Hull
“Bir milletin
kimliğini yenileyerek üretebilmenin en önemli koşulu, o milletin maddî
kültüründeki, günlük yaşamda görünür tarihî eserlerdir.”
Sevgili, senin
ile ben pergel gibiyiz,
Ne kadar
dönersem döneyim çevrende,
Er geç başbaşa
verecek değil miyiz?
-Ömer Hayyam
“Büyük kök
kuralı gereği, "edeb" ile "ebed" aynı köktentir. Bu nedenle
"edeb", ebedî'dir; "ebed" de edebî...”
Sevdiğini
söylemeyi erteleme; ‘ertesi-’ hiç olmayabilir; çünkü yaşam, çoğun planlandığı
gibi gitmez...-Balzac
“Bazı insanlar
elinizden tutmak ister; bazıları aklınızdan, bazıları da kalbinizden..;
kararınızı isteğe göre değil, liyâkâta göre veriniz..” “Mahlûkattaki en çirkin
varlık, karşısındakine, göz bebeklerini kibir bürümüş hâlde bakan kişidir;
zamandaki en şeytânî ân da, bu ândır...” Harekette birlik olmazsa, fikirde
birlik faydasızdır... -Muhammed İkbâl
“Bir felâket
karşısında ızdırap duymak ile hayata küsmek aynı şey değildir; ızdırap insanı
olgunlaştırır; küsmek, ahmaklaştırır.”
İnsanı,
yoklukta(zorda) sabrı, varhkta(kolayda) tavrı belli eder... Ehl-i irfân Hafif
acılar konuşabilir; ama, derin acılar dilsizdir. -Seneca
Her zaman
sevdiklerinizle yürüyün, yanınızda olmasalar bile... -Franz Kafka “Yalnız
kalmaktan korkan, kendini keşf edemez; kendini keşf edemeyen, kişi olamaz; kişi
olamayan, hayatını başkalarına göre yaşar...”
“Aklın en temel
iki işlevi, taksîm ve mukâyese yetilerini kaybeden kişiyle tahlîl ve terkîb
isteyen konular konuşulmaz; tek yol şey sükûttur.”
İncittiğin bir
kimseden samimiyet,
Aldattığın bir
kimseden vefa,
Su-i zanda
bulunduğun bir kimseden de nasihat bekleme... -Hz. Ali (k.v.) Düşünmeden
konuşmanın cezası, konuştuktan sonra düşünmeye mahkum olmaktır!... -Hz.Ali
(k.v.)
Tenkit,
ikmal etmek içindir; tahkir, ifna etmek için. Bu nedenle halkını tenkit eden,
düşünür; tahkir eden, ya işgalci ya da turisttir...
“Yaşanalar
gösterdi ki, tapınmak İnsanî bir ihtiyaç; kimse bundan beri değil; fark şu:
Halk, Tanrı’ya; elitler ya insana ya paraya tapıyor.”
“Yaşananlar
gösterdi ki, yaşamı bilgi ve değer değil, çıkar yönlendiriyor; yani duygu
değil, saf zekâ; birbirine merhametin yokluğu bundandır.”
“Halk
duygularıyla, elitler zekâlarıyla yaşarlar; bu nedenle yığınlar değerlerine,
elitler çıkarlarına râm olurlar...”
“İnsan,
kendini dinlemek istemez; çünkü kendini dinlemek, âkıbeti ile yüzleşmek
demektir; âkıbeti ile yani sonu ile...”
"Mutluluğu
aramak, kitap okumak gibidir; hep bir sonraki sahifede gibi gelir; halbuki
bizâtihi okuma eylemidir mutluluk; bitirmek değil...”
Öküz,
tahta geçerse, padişah olmaz; ama saray, ahır olur... -Kafkas Atasözü “Kişinin
söyleyecek şarkısı var ise, dinleyici aramaz... bilir ki, söz menzile girerse,
çölde dahi bir dinleyeni çıkacaktır...”
“Bir hareketin başarısı, hasat biçmekle değil,
tohum ekmekle ölçülür...
Hasada odaklanan, hareketi bitirir; tohuma
odaklanan, sürdürür...”
Yolunu değiştirmeden devam
ettiğin sürece, ne kadar yavaş ya da hızlı gittiğinin önemi yoktur. -Kong Fuzî
İnsanları, her zaman,
öncelikle "anlamaya" çalışma; bazen önceliği "sevmeye" ver;
göreceksin ki, insanları anlaman kolaylaşacaktır.
“Bilgelik, Tabîat ile
Tarih'in işâretlerini okuma sanatıdır. İşâretleri okumayı bilmeyenler, yaşamı,
deneme-yanılma yoluyla öğrenebilirler.”
Para ile insan arasındaki
karşılıklı ilişki şöyledir: İnsan paranın sahtesini yapar, para da insanın... -
Benjamin Franklin
Kul hakkı:
yarma bırakılan
ama
asla yanma bırakılmayan...
-Anomim
Düşünce hürriyeti isteyenler,
öncelikle, düşünce seviyesinin yükselmesine hizmet etmelidirler. -Peyami Safa
“Çoğu insan karşısındakini,
kendi kanaatlerini onaylatmak ya da soru sormak için dinler; öğrenmek için
değil...”
"Kitap okuyunca ne
değişecek ki?" diye sorma! Elindeki kitaba iyi bak, anlarsın! Çünkü o da
bir zamanlar odundu..! -Anonim
Ayarı[:ölçüsü] bozuk olanın,
mi‘yârına[:tartısına] güven olmaz. - Hakîm Sinânî
Kendini çok zorlama; en güzel
şeyler, onları en az beklediğinde olur... - Gabriel Garcia Marquez
Ruhu diri tutan, ilim; ilmi
diri tutan, akıl; aklı diri tutan ışk; ışkı diri tutan Hak'tır..; böyle olmayan
dâim kaygı içredir... -Âşık Paşa
Kalbinizde dâima
yeşil bir ağaç bulundurun; umulur ki, şarkı söyleyen bir kuş gelir konar. -Çin
Atasözü
“Bir kültürün
hâfıza sürekliliğini yok etmenin yolu, bireylerinin, geleneksel davranış
pratiklerini yapamayacakları ortamlara taşınmalarıdır.”
“Bir kültürün
mekândaki mücessem tarihî eserlerini yok ederseniz, yaşayan hâfızalarının
referans noktalarını da tasfiye etmiş olursunuz.
“Görünen
herşeyi[:Evren], görünür olmayan bir şey[:ışık] görünür kılar. Öyleyse temel
soru: Işık[:görünmez], maddeye[:görünen] nasıl dönüşür?” İnsanın değeri
aradığı-ile ölçülür; insan ne-yi arıyor ise ona lâyıktır. - Mevlânâ
Bilgi'den irfân'a geçişin en önemli göstergesi,
kişi için en-küçük ile en- büyük'ün "fark"ım kaybetmesi; 'fırâk'ın
'vuslât'a dönüşmesidir...
Hayvan ancak aç olduğu ya da bir tehditle karşı
karşıya bulunduğu zaman; insan ise tok ve güçlü olduğu zaman tehlikelidir.
-Aliyâ
Zîra ölmek
dünyada bir kez olur
İlla yârdan
ayrılan bin kez ölür. -Âşık Paşa
[Çünkü, dünya'da
bir kez; ama yârdan ayrılan bin kez ölür]
“Yalnızca doğruyu değil, istikâmeti de
önemsiyorsan, sâdece söze değil, söyleyene de dikkat et; zîrâ İblisin doğrusu
olur, istikâmeti olmaz.”
“Hakikati olmayan siyâset, muhâtabına bir
istikâmet vermez; siyâseti olmayan hakikat ise, bir huzûr getirmez...”
“Evrenin ölçüsü, ne madde ne de mana’dır;
ikisini bir arada tutan “insan”- hk-tır...”
“Evren’in ölçeği ne kadar büyük olursa olsun,
en nihâyetinde insan idrâkinin telaffuz edeceği bir niceliğe bağlıdır.”
"İnsan-olmak, bir dua'dır"; yaşam
yol, yola çıkmak niyettir; yola(insanlaşmaya) koyul; menziline erdiğinde duan
makbûl olacaktır.
-Ehl-i ışk
"Birbirimize anlattığımız nice
kötülüklerin hangi iyilikleri yok ettiğine hiç dikkat kesilebiliyor
muyuz?"
Ormanda iki
patika kesişti ve ben-
Az ayak
basılmışını seçtim içlerinden
Ve işte bütün
farkı o yarattı. -Robert Frost
“İnsanların çözümü görememeleri, sorunu görmek
istememelerinden kaynaklanır. Bunun da nedeni "farklı amaçlara" sahip
olmalarıdır.”
En radikal devrimciler bile, devrimin ertesi
günü muhafazakâr oluverirler. - Hannah Arendt [Sürekli devrim bir hikâyedir]...
Bir âleti aptallar dahi kullanabiliyorsa
mekanik gelişmelerin varacağı nihâi nokta aptalların bile yaşabileceği bir
dünyadır. -George Orwell
Dâima
kahramanlara ihtiyaç duyan bir ülke bahtsızdır. -Bertolt Brecht
Kavrayamadıkları bir şeyi, anlayamadıkları bir dilde söylemek, insanlara her zaman daha mantıklı aelmKtir -Volta
i re
Ümid
ile yolculuk etmek, ulaşmaktan daha iyidir. -İngiliz Atasözü
Kimse
sana özgürlük vermez; kimse sana eşitlik veya adalet ya da başka birşey
veremez; adamsan, sen alırsın; "Adam" ol ve al!.. -Malcom X “Mekân'da
yalnızlık, tek-başınalıktır; zamanda yalnızlık ise, anlamsızlık... İnsanın
anlamsızlıktaki yalnızlığı ise hiçlik.. "Hiç, hiçler..."”
Sana kızdığı halde bir
kötülükte bulunmayan insanı, kendine arkadaş edin. Çünkü öfke, insanın
tiynetini ortaya çıkartır. -Hazreti Ali (k.v.)
“Hep bilen bir aklımız var;
ne zaman anlayan bir kalbe sahip olacağız. Bilmek için öldürüyoruz; anlamak
için diriltebilecek miyiz?”
Bilim, Tanrı'ya inanmayı
imkânsız kılmaz; yalnızca Tanrı'ya inanmamayı mümkün kılar. -Steven Wienberg
“Evren'in boyutları
karşısında âcziyet hisseden insan, bilmenin ve sevmenin boyutlarının çok daha
mucizevî olduğunu idrâk etmelidir...”
İnsan-oğlu'nun sınırsız
Evren'deki "gerçek" konumu, mücerred bir "yalnızhk"tır.
-Armand Delsemme
Yalnızca çok uzaklara gitmeyi
göze alabilenler, ne kadar uzağa gidebileceklerini öğrenebilirler. -T. S. Eliot
“Ne "var-ol"-ur-uz,
ne "yok-ol"-ur-uz; yalnızca "ol"-ur-uz;
"var-olmak" ve "yok-olmak", sadece İnsanî
"idrâk"in bir tasnifidir.”
Ol kişi kim
hayrı değmez kimseye
Taş u ağaç yig
gele andan giye.-Aşık Paşa
[Hiç kimseye
faydası olmayandan taş ve ağaç üstündür; otlar bile]
Düşüncenin üstesinden
gelemeyen, düşünenin üstesinden gelmeye çalışır. - Paul Valery
“Söylenen bir sözün sıhhati
yanında, istikâmeti, yani muhâtablarım nereye taşıdığı da önemlidir; yolsuz ve
yönsüz deyişler cehâleti artırır.”
Yokuşun başında
bir düşman vardı
Onu vurmaya
gittim, kendimle vuruştum... -Özdemir Asaf
"Düşmanını
sev dedi, ben de kendimi sevdim!.." -Halil Cibran
“Her işini, din dilini
kullanarak görene dikkat kesil; çünkü işin 'ortasında' besmele çekenin, işin
'sonu' hakkında bir hesâbı var demektir..”
Doğru bile olsa, taassub yoluyla
fikir beyan etmek, hakikati rencide eder... - Ehl-i ışk
“Akibetinden emin olmak
kibirdir. İnsana düşen vâzifesini yapmaktır; âkibetini hesaplamak değil;
istikâmeti olanın hesabı olmaz...”
Bir devlette, iş'e kişi değil
de, kişiye iş tayin edilirse o devlet, çöküş hattına girmiş demektir.
-Siyâsetnâme
İşi kifâyetsize tevdi etmek
başarısızlığa davettir; muhterise tevdi etmek kavgaya; kifâyetsiz muhterise
tevdi etmek ise fitneye.-Siyâsetnâme
İşlerin iyi gitmesi için en
temel kural: Bir işi, aynı anda iki kişiye; iki işi de, aynı anda bir kişiye
buyurmayınız. -Nizamü'l-mülk
Bir işin
yalnızca şeklini değil revnâkını da düşünmeli; şeklî yapı doğruluğu verirken,
revnâkına dikkat, o işe zerâfet katar. -Siyâsetnâme
Tahkîksiz
hakikat, hakikatsiz hukûk olmaz; hüküm vermeden önce tahkîk ediniz; acele
etmek, kudreti değil zayıflığı gösterir. -Nizamü'l-mülk
Ömrü boyunca bir
dilim ekmek vermemiş kişiyle sakın yola çıkma; fedâkârlığı bilmediğinden ilk
sıkıntıda kendi için seni satar. -Siyâsetnâme İşini istişâreden kaçıran, zayıf
fikirli demektir; etrafınıza bakınız, böyleleri hodkâm(:bencil) olur.
-Nizâmü'l-mülk
Hz.Muhammed(s.a.v)
"istişâre" hâriç herşeyden affedilmiştir; öyleyse hiç bir yönetici
kendini istişâreden affedilmiş sayamaz. -Nizâmü'l-mülk
Yönetici,
tefekkür'de müstakim; tedebbür'de muhkem olmalıdır; aksi durumda, fikri, doğru;
tedbîri, âdil olmaz... Nizâmü'l-mülk
Kendüzinden
kendü ilmin bilene
Yirde gökde ne
ki varsa biline.-Âşık Paşa
[Kendi ilmini
bilen kimseye Yer ile Gök’te ne varsa âşikar kılınır]
Kendü nakşın
okıyan olur harîf
Kendü nefsin
anlayan olur zarif. -Âşık Paşa
[Kendi örgüsünü
okuyan, zanaâtkâr; kendini anlayan, zarif olur]
Her ki ne
işler-ise anı bulur
Kim neye lâyık
ise eyle olur. -Âşık Paşa
[Kim ne işlerse
onu bulur; kim de neye lâyıksa öyle olur]
Daha fazla
İyiliğe niyet
edin;
Kötülükle
inatlaşın;
ve
Sabr edin yani
güç biriktirin.
ama
her ne olursa
olsun
Allah'tan başka
kimseye kulluk etmeyin.
Üç şey ki hayret
verir insana: Yok-iken var-olan Âlem, Âlem'den var-a- gelen Âdem; Âdem'den
sûret bulan söz/mana... -Âşık Paşa
Câhil oldur kim
dimez iş nicedür
Şöyledür kim
gündüz ana gicedür -Âşık Paşa
[Câhil, olana,
bu ne hâl demeyen ve gündüzü gece olan kişidir]
“Öz-le-mek;
öz-ile-mektir; öz-ü, ile-mektir; öz-(i)le-diğine, öz-ünü, ile- mektir. Düğün
gibi, yani düğümle(n)mek. Özlemek, düğümlenmektir...”
O’na sığın ve
yola çık; yanlışın bile doğruna azık olur... Yol’da olanın istikâmeti, niyetine
göre verilir. Ehl-i irfan
İnsan için
"bulmak" değil, "aramak" esâstır; bulmak için yola çıkan
kaybolur; aramak için yola çıkan bulmaz; "bulunur". -Ehl-i irfan
“Ki<îi
neve ac.<ja onun toklııöıı için c.alı<jır ”
Sevmek,
takyîd etmekfkayıtlamak] değil, takyîm etmektir [değer vermektir]. Seven,
"sâhib" olmayı değil, "sohbet" etmeyi ister. -Ehl-i irfân
“Devlet,
Türk milleti için, boy-abdesti'dir; müminin, boy abdestsiz gezememesi gibi,
Türk milleti de tarihte devletsiz dolaşmaz, dolaşamaz...” “Bir toplumu tarih
dışına itmenin en iyi yolu, o topluma, geçmişini, sürekli olarak, ortak-yanlış
yapma kavramının altında hatırlatmaktır.”
“Günümüzde
din, toplumsal hâkimiyet aracına dönüştürüldüğünden, anlam veren değil; mevcut
anlamları meşrûlaştıran bir araç hâlini almıştır.” “Modern uluslar, tarih
kaçkınıdırlar; bu nedenle ulusların hafızası travmatiktir; başarılarından çok yaşadıkları
felaketlerden besleniler.”
OLan
ÖLür; bu mahsûs'tur. ÖLen, OLur; bu da ma‘kûldür; çünkü, yalnızca akıl sahibi
olanlar, ölürler; diğerleri, telef olurlar. -Ehl-irfân
Mutlu
olma! Dertli ol! Hiç bir derdin yok ise, kendini, kendine dert kıl! Ve dahî
dâim duân, "Rabbim, beni dertsiz koma!" olsun. -Ehl-i rfân
“Kabile
kafası ile düşünenler, milletin vicdânım his edemezler... Kabile çadırını
korurken, milletin evini yakar; kül ederler...”
“Yoruldun mu?
Ne mutlu
Olmadığın bir
ânı yaşamışsın
Ki fark etmişsin
yorulduğunu
Ya yorgun
doğanlar
Hiçbir zaman
yoruldum diyemiyecek olanlar”
"Boş zamanlarımda kitap
okurum" demek ile "ara-sıra insan olurum" demek arasında mefhûm
açısından bir fark yoktur...
Gönül yan! Senin
yanışın, nice işler halleder,
Gece-yarısı bir
dua, nice yüz belâyı defeder. -Hâfız
Yiyemeyeceğin lokmayı ağzına,
üzerine titreyemeyeceğin cânı/cânânı, gönlüne alma... -Kızılderili sözü
“Yusûf ile Züleyhâ, Leylâ ile
Mecnûn, kısaca tüm ışk hikâyelerinin ızdırabına karşın sevmek yine de en
"İnsanî" ve "İslâmî" eylemdir...”
“Varlık dâiresinde en
faydasız mahlûk, "unumu eledim, eleğimi astım; artık yapacak bir şeyim
kalmadı" diyen kişidir.”
“Ölümü dikkate almayan
kişinin yaşamı, kendinden kaçmak için sürekli meşgul edilmesi gereken, belirsiz
bir korkudur.”
“Kişiliğini, kendini
seyredenlerin kanaatlerine göre belirleyen kişi, içine konan suyun[:bakışların]
rengini alan boş bir bardağa benzer.”
“Öğrenciye
"tâlib/talebe: isteyen" denmesinin nedeni, bilginin davet olmayan
yere gitmeyeceği; ancak davete de icâbet edeceği inancıdır.”
Türkler'de devlet güçlü olduğunda devlet ile
halkın dinî inançları benzeşir; aynileşir; zayıf olduğunda farklılaşır. -J. P.
Roux
“Dildeki semantik değişimler, teorik
değişimleri tetikler; bir dildeki ani değişimler o dili konuşanların teorik
zekâlarında travma yaratır.”
“Düşünme, bir şeyi yakalarken, başka bir şeyi
kaybetmektir. Bu nedenle düşünürken "her-şey"i değil
"bir-şey"i düşünürüz.”
“Din yalnızca bir "inanış" tarzı
değildir; daha çok bir "davranış" tarzıdır...
Davranışa dönüşmeyen
inanış, psikolojik bir rehabilitasyondur.”
“Neyi beklediğini bilmeyenin sabrı, karşıya
geçmek için ırmağın suyunun bitmesini bekleyen kişinin sabrına benzer: Vakit
kaybı...”
“Ne hiç'te sabitlen ne de hep'te. İnsan olmanın
zemîni, hiç ile hep arasında
"salınım"
hâlinde olmaktır; yani ara-da-olmak; dâim aramak...”
Kişioğlu, üç yapı [sûret, sîret ve hey'et] ile
üç niteliğin [melekî, şeytânî ve âdemî] kombinasyonundan mürekkeptir... -Ehl-i
irfan
Yükün dürüstlükse, gücün düşer belki; ama
"başın düşmez"... Kızılderili Atasözü...
“İnsanları önce ahlâklı ve ahlâksız olarak
ikiye böl; sonra istediğin tasnifi yapabilirsin; tersi durumda, kafan karışır;
bunalıma düşersin..”
Endişelenmeyiniz! İddiâsız her Türk, Sultan
olabilir. Bugün bağıranların çoğu sultanlık sırası bekleyenlerdir; iddiâ sahibi
olanlar değil.
“Aklında fikir olmayanın, dilinde küfür;
kalbinde muhabbet olmayanın elinde şiddet olur...”
“Dünya’nın ahlâkça en-dibe vuran en-çukur
kişisi, dost’unun özelini tecessüs eden ve aybını biriktirendir...”
“Seni sevmeyene vakit ayırma, tüm vaktini, seni
sevene ver... Sûfî'nin, dâim, kendini, İblîs-ile değil de, Tanrı-ile meşgul
etmesi gibi...”
Altın madeni
ocağından kazma ile çıkar. -Sâdi-i Şîrâzî
Ellerin
sofrasındaki kuzudan
Daha hoştur
kazandığın sirke. -Sâdi-i Şîrâzî
Eşek arısından ricamız şu olabilir: Bal
vermiyorsan, bâri iğneni de sokma. -
Sâdi-i Şîrâzî
Akıllı kişi, geçmişten ibret alan, ama geleceğe
ibretlik olmayandır. -Sâdi-i
Şîrâzî
Tanrı, gördüğü halde, kişinin aybını örter;
insan ise, görmeden yaygara koparır. -Sâdi-i Şîrâzî
Söz için lâzım
müsâid bir zemîn
Kadrini tenzîl
eder yersiz kelâm. -Sâdi-i Şîrâzî
İyilik et
herkese, lâkin, ileri çok gitme
Yüz verip de
sürüye, kurdu musallat etme. -Sâdi-i Şîrâzî
“Öfke, kızmanın âlâmetidir; sükût ise kırılmanın;
bağırandan korkma, soğur;
kırgınlık ise
hüzündür; hem-hâl olmadan hal olunmaz...”
“Zifiri bir karanlıkta, ademî
bir cânân-ile, mevhûm bir konuşmaya başladıysan, kendi-içine düşe yazdın
demektir; yani düş görmeye, düşünmeye.”
“Kişi için yaşamda tahammülü
en zor hâl: içe doğru haykırmak; çığlığı derûnuna gömmek; muhâtabsız hüznü
taşımak; muhayyel maşûkla konuşmaktır”
“Kişinin başına gelen öyle
hâller vardır ki yaşamda, gündüzün başına gelse gece olur...; kimi zaman
utancından, kimi zaman hüznünden...”
“Kalabalıklar içinde simsiyah
sükûnet örtüsüne sarınmış, yalnızlık kadehini yudumlama cesaretin varsa hayat
yolunu tek başına yürüyebilirsin.”
Garibe karşı haşîn davranan kedersizler
Diyâr-ı gurbeti hiç görmemiş olanlardır.
-Sâdi-i Şîrâzî
Hiç bir üstâd cilâlandıramaz
Cevheri nâkıs olan demiri -Sâdi-i Şîrâzî
Bir çürük cevzi nasıl hıffeti eyler teşhîr
Câhil eşhâsı da öyle dili eyler rüsvâ. -Sâdi-i
Şîrâzî
Dünya’da çokça hayıflanacak
iki şey vardır: Terbiye edilmemiş kâbiliyetler ile kâbiliyetsizleri terbiye
için kaybedilen zaman.-Sâdi-i Şîrâzî
Alim attâr tablasına benzer;
sâmit dursa da kokusu sezilir; câhil ise canbaz davuluna benzer; velveleci,
fakat içi boş. -Sâdi-i Şîrâzî
Duâ eden câhil, tekebbür eden
âlimden daha faydalıdır. -Sâdi-i Şîrâzî
Ok atan şahsa teennî lâzım
Çünkü dönmez geri, yaydan çıkan ok. -Sâdi-i
Şîrâzî
Her işün kim aslını bilmeyesin
Höd ol işden
fayide bulmayasın. -Âşık Paşa
[İşin aslını bilmeyen, o işten fayda elde
edemez]
Pes bilün kim kanda birlik var-ısa
Kim kimünle ikiliksüz yâr-ısa
Devlet-i her dü cihân anlardadur
Anlanın
menzilleri cânlardadur. -Âşık Paşa
Peygamber yirine geçen hocalar
Bu halkun başına zahmetlü oldı. -Yunus Emre
Kullu inâ'in yeteraşşahu bi-mâ fîhi
[Her kap, içindekini sızdırır]
Âşık Paşa
İnsan, sınırı bir kez çiğnedimi,
çiğnenecek başka bir sınır kalmaz. - Heidegger
Sevilmek için "g-öz-el
olmak" değil, "g-öz-e girmek" gerektir. -Sâdi-i Şîrâzî Bilgi,
yanlışa karşı bir silâhtır; bu nedenle bir bilginin yanlışa düşmesi, silâhlı
bir askerin düşmana esir düşmesi gibidir. -Sâdi-i Şîrâzî
Dünyâyı elde etmede yok hiç de marifet
Elden gelirse, bir fukarâ gönlü elde et.
-Sâdi-i Şîrâzî
Rızkına değil,
Râzik’ına merbût ol. -Sâdi-i Şîrâzî
Kabe’ye gitse
mescidin eşeği
Dönecektir gene
merkebce geri. -Sâdi-i Şîrâzî
Hakîkî
dervişlik, nefsi öldürmek, kalbi diriltmektir; mâlik olmaktan vazgeçip târik
olmaktır. -Sâdi-i Şîrâzî
Kendine rahmeti
olmayan, başkasından merhamet ummasın. -Sâdi-i Şîrâzî
Dost kılıklı
düşmanın dendânı pek keskin olur. -Sâdi-i Şîrâzî
Acizler olur ki,
kudret bulunca
Kolunu bükecek
âcizler arar. -Sâdi-i Şîrâzî
Köpeğin artığın
yemez arslan
Açlığından
ininde verse de cân. -Sâdi-i Şîrâzî
Ab-ı hayat,
zilletle hediye edilse; ölüm, izzetle satılsa, izzeti tercih et; çünkü izzetle
ölmek, zilletle yaşamaktan yeğdir. Ehl-i irfân
Günlük siyâseti
ayrıntılarıyla takip et, izle; ancak kararlarını küllî siyâsete göre ver.
-Gazalî
Eylemin belîğ
olması, çoğu zaman, sözün belâğatından daha etkilidir.
Her teslimiyet,
selâmete erdirmez; teslimiyyetteki selâmet, teslim olunanın selîmliğine bağlıdır.
Kendilik bilinci
zayıf kişiler, öz-güvenierini, tefekkürle değil, teslimiyetle sağlarlar.
Düşünce üretmeyi
‘gol atmak’ olarak görenlerin düşünce uzayı bir saha, düşünce ufukları da bir
kale kadardır.
Ecel, emelin
önünde yürür.
Kubbe üstünde
ceviz durdurmak
Ne kadar
gayret-i beyhûde ise
Öyle nâ-kâbil
eşhâsı
Edemez terbiye
hiç bir kimse. -Sâdi-i Şîrâzî
Lâyık olmayana
nasîhat eden, hikmeti isrâf eder. -Sâdi-i Şîrâzî
Kim ki sana
âharın aybını isâl eder
Sanma, senin
aybını söylemez, ihmâl eder. -Sâdi-i Şîrâzî
Selâmet,
yalnızlıktadır. -Sâdi-i Şîrâzî
Kulluğu Allah’a
olan, hayatta mahlûkâta iltifât etmez. -Sâdi-i Şîrâzî
Gönlü, mahlûka
dönük olanın; kıble, namazda dahi arkasında kalır. -Sâdi-i Şîrâzî
Sûretinden
kişinin sîreti malûm olamaz
Var mı mektûbu dışından
okumak imkânı. -Sâdi-i Şîrâzî
Gönül yarasından
sakınmak gerek
Ki yoktur
Cihân’da onun merhemi
Elinden gelirse,
gönül yıkma, ki
Yıkık gönlün âhı
yıkar Âlem’i.—Sâdi Şîrâzî
“Ok'a bakanlar; işin
maksadını anlayamazlar; o âmildir; fâil değil; maksadı anlamak için, kasd
sâhibine, yayı tutana, oku atana bakılmalıdır.”
Bir mahlûka yaranmak için
Hâlik’i gücendirene, aynı mahlûk musallat edilir; onun eliyle kökü kazınır.
-Sâdi-i Şîrâzî
On kanaâtkâr bir kilim
altında yatar; ama iki muhteris bir ülkede barınamaz... -Sâdi-i Şîrâzî
Boğulma acısını tatmayan,
gemideki selâmetin kadrini bilmez. Vatan da böyledir; yokluğunu bilmeyen,
varlığının değerini takdîr edemez. -S.Ş.
Gönlünü ver; ama aklını asla
teslîm etme... ve ne yaparsan yap, kendin olmaktan vaz geçme... -Ehl-i lisân
Üç şeyin devâmı olmaz:
Ticâretsiz mâl, müzâkeresiz ilim ve siyâsetsiz hükümet... -Sadi-i Şîrâzî
Özü ile sözü bir olmayan,
çift sürüp de tohum ekmeyene benzer. Sadi -i Şîrâzî
Gönülsüz kişiden, hayırlı iş
bekleme; çünkü içsiz kabuk, sermâye olmaz. Sadi-i Şîrâzî
Câhil için en iyi hâreket,
sükûttur; fakat zâten bunu bilebilseydi, câhil olmazdı. -Sadi-i Şîrâzî
Herkes zanneder ki, kendi
aklı kemalin, kendi evlâdı da cemâlin son haddidir... -Sadi-i Şîrâzî
Yeryüzü’ndeki en mutlu kişi,
ömrü boyunca, iki kişilik bir-yalnızlığı bulan kişidir... Yine yalnızlık, ama
iki kişilik...
Tüm insanlar aynı anda
ölseler dâhî herkes yapayalnız ölür; yapayalnız doğduğumuz gibi... İnsan:
yapayalnız... -Pascal
Şarab
içmek günah diyorsun; amennâ! Halbuki o üzüm suyundandır...; ama sen, müslüman
kardeşinin kanını içiyorsun...; günah değil mi? -Hâfız “Tecrübe, her konuda
sınırsız deneyim' demek değildir; tersine tecrübe, kişinin etrâfındaki muhtelif
akıllardan istifâde etme becerisidir.” “Söylenenlerin sadece doğru olup olmadığına
bakılmaz; istikâmetine de dikkat kesilmeli. Öyle doğrular vardır ki, insanı
yanlışa sürüklerler.”
Yola
çıktıklarını, yolda bulduklarına değişirsen, hem yolunu kaybedersin, hem
dostunu... -Üstâd Necip Fazıl Kısakürek
Bir
âkilin sözüne itibâr edilmezse şaşmayın; zîrâ davulun sesi neyi bastırır;
sarımsak kokusu anberinkini sindirir. Sadi-i Şîrâzî
İlmi senden çok
olanlarla görüş, fırsat bil!
Kendi emsâlin
ile vaktini zâyi' etme! -Sadi-i Şîrâzî
Herkes günâhının
hammâlı iken
Ellerin aybına
ta'n etmek neden? -Sadi-i Şîrâzî
Özlemek,
usanmaktan iyidir. -Sadi-i Şirâzî
Her ne kadar güzelsen de
çirkine hor görerek bakma; bu dünyada tavus gibi sineğin de bir görevi vardır.
-MüsâmeretüT-ahbâr
Lâyık olmadığın
bir şeye sahip olduğunda hiç sevinme; çünkü bizâtihi lâyık olmadığın şeye sahip
olmak sana zulümdür. -Müsâmeretü’l-ahbâr
Derdimiz kurttan
değildir; çoban köpeğimiz nerede? Şikâyetimiz hırsızdan değildir; bekçimize ne
oldu? -Kerîmüddin Aksarayî
Bizi korkutan
uğursuzların varlığı değildir; uğurluların yokluğudur. - Kerîmüddin Aksarayî
Yer-yüzü’nde
zulümle tahtını yükselten hiç kimse yoktur ki, gök-yüzü onu sıkıntıya sokmasın.
Ehl-i hâl
Et bozulunca,
tuz ile ıslâh edilebilir; ya tuz bozulunca! Mazlûm hakkını kâdıdan ister; ama
ya kâdı zâlim ise! -Müsâmeretü’l-ahbâr
Dışarıdan atılan
ok kalbi parçalar; içeriden gelen ok ise yüreği... Ehl-i ışk Yılan ile dost
olan, en uygun fırsatta kendini sokabileceğini göze almalıdır. -
Müsâmeretü’l-ahbâr
Ey ateşi körükleyenler, biliniz ki ışığı
başkaları içindir / Ey atlarıyla odun taşıyanlar, başkaları, onlarla kendi
ateşini yakacaktır. -MA
Zamanın saf şarabını tamah eden, dert içer;
devrânın sâkîsinden şerbet isteyen, acı tadar. -Müsâmeretü’l-ahbâr
“Yeryüzü’nde öyle “besmelesiz” insanlar var ki,
güneş, ekmek yerine onların sofrasına konsa, dünya kıyâmete değin aydınlık yüzü
görmez.”
Kişi, senden üstün ise, değerini bil; eşitse,
saygılı davran; aşağı ise, koru... - Müsâmeretü’l-ahbâr
“Tevhîd’i aklın ilkesi kılarak, Varlık’ı
büyüden, Evren’i ilahlardan temizleyen; Hayat'ta da kula, kul olmayı red eden,
O’na selâm ile...”
İnsanları etrafında iyilik yaparak tutma, hep
beklerler; lâyık olmadıkları bir iyilik yaparak da bırakma, kin tutarlar.
-Ehl-i hâl
Hiç bir canlı, kendi cinsinin helâkım düşünmez;
insan hâriç... - Müsameretü’l-ahbâr
Senin iyi olman
yetmez! Kötü-ile yapılan iş kötü olur. -Müsâmeretü’l-ahbâr Hayatta deniz gibi
ol; çünkü deniz pislikleri üstünde tutar; incileri bağrında saklar.
Müsâmeretü’l-ahbâr
Hiç bir aslan kendi evinde avlanmaz; hiç bir
kılıç kendi kınında yara açmaz.
Ve taze hurma
yerinde durdukça odun olur. -Müsâmeretü’l-ahbâr
“Eskiler, bizim için bir hikâyedir; biz de
gelecek nesiller için birer hikâye olacağız. Hikâyeni, elden geldiğince, iyi,
doğru ve güzel yaz!”
Vefa, Simurg gibi, dünyada ismi olan cismi
olmayan bir şeydir. - Kerîmüddin Aksarayî
“Işk, nasihat dinlemez; mazurdur; çünkü
denilenleri duyacak kulağı yoktur; zîrâ kulak, hesabı olanın işine yarar;
olmayanın değil...”
“İçi başka, dışı başka kişiye: "Gönlü
put-hane'ye, vücudu namaza gidiyor" denir.”
Yönetim makamındaki insanların rahat uyumaması
gerekir; çünkü yönetici ııvııvıınc.a
fitne ııvamr -Mıı<jâmeretıı'l-ahbâr
“Her
kapıda kilit varken, güvenden bahsetmek yalnızca "...keşke..."
demektir; çünkü kapı, korkuya kilitlenir.”
Zulüm,
kalbin ve dinin gücünü alır; bileği güçlendiren yalnız adalettir. -
Musâmeretu’l-ahbâr
“Akıl
var iken, daha sonra “keşke...” demek; kendini İblis’in kandırdığını söylemek;
kişinin kendine yaptığı en büyük saygısızlıktır.”
“Kişinin,
kendiyle başbaşa kaldığında yapabileceği en zor şey, kendini kandırmasıdır.
Yalnızlık, bir çığlıktır; her türlü sırrı ifşâ eder.”
“Mesele,
bir günün sonunda, kişinin, aynaya, kimselerin kulu olmadan, dolayısıyla
kendinden utanmadan bakabilecek bir yüze sahip olmasıdır...” “Bilginin yalnızca
kitapta bulunması önemli değildir; önemli olan zihne taşınmasıdır; tefekkürün
konusu olmayan bilgi, sadece bir kayıttır.” “Türkiye’de kimi başkalarının
tarihinde yaşıyor; kimi başkalarına etkisi oranında var-oluyor. Bu toprakların
tarihî tecrübesi kimin umurunda?” Bazıları odun gibidir, çok emek ister, güç
yanar; bazıları ise çıra gibi bir kibritle tutuşur... -Amiş Efendi
İnsan,
yürüdüğü yolda yuvarlanmalı; yuvarlandıkça toparlanır. -Amiş Efendi
Kişinin
maneviyâtını kör eden en tehlikeli tavır; yanlışlarının meşrûiyetini,
doğrularını kullanarak sağlamaya çalışmasıdır.
“Yanlışını,
doğrularıyla örtmek isteyen, zehre, tatlandırmak için, bal katan kimseye
benzer. Zehir tatlanmaz; ama balı murdar eder.”
“Kişi,
kendi hatalarını, başkalarının hatalarını ortaya dökerek savunamaz; böyle
yapanın savunulacak doğrusu kalmamış demektir.”
Bir
insanın sükûtundan bir şey anlamayan; kelamından da bir şey anlamaz. - Amiş
Efendi
Kâdir
tanınmadan, kader anlaşılmaz; Kâdir'i tanıyan da kaderle uğraşmaz. - A. Sivâsî.
Meşrebiniz
İbrâhimî olsun; ancak İbrahim olmadan da kendinizi ateşe atmayınız! -Amiş
Efendi
İnanan
için en hayatî bilgi, “var-olduğu her yerde ve anda, şâhidinin Allah olduğu”
bilgisidir. -Sehl b. Abdullah
“Hayattaki
seviyenizi, birlikte yürüdüğünüz insanların seviyesi belirler; zîrâ hem-hâl
olduklarınızla bir-hâl olursunuz.”
“Hz.
Ali'ye (k.v) "zühd nedir?" diye sordular: Şöyle yanıt verdi: Dünya'yı
yiyeni, ciddiye almamaktır.”
Gemi batarken
bacanın rengiyle uğraşılmaz. -Atalarsözü
Cevdet Paşa’ya sormuşlar:
Hangi taraftasın? Yanıt vermiş: "Bâyezid meydanında dalgalanan Türk
bayrağının gölgesinde." Gölgen, tarafındır.
“Her toplumsal hareket,
süreçte, üç katmanlı bir yapı kazanır: Üsttekiler siyâset yapar, ortadakiler
ticâret; en alttakiler ise ibâdet eder!”
Makamı, vâzifeyi ve ilmi, ehil olmayana vermek;
ölünün başında sanakârane şarkı söylemeye benzer. -Mâlik b. Dînâr
“Bir toplumun âbid, âlim ve âriflerinde hikmet
yok ise, o toplum helâk olur; âbidin hikmeti efâlde; âliminki ekvâlde;
ârifındeki ahvâldedir.”
Sevenin şekvâsı(şikâyeti), sâdıkın
davası(hakkı) olmaz... Sevgide şekvâ, sadakatta dava, karâr değil, fırâr'dır...
-Ehl-i ışk
Eylemde doğruluk üzre olmak, sürekli nefis
muhâsebesiyle mümkündür; ki, seni senden başka kimse imtihân edemez... Ehl-i
lisân
“Sadakat, amaca değil, yola olmalıdır. Amaca
sadakat, her yolu mubah kılar; yola sadakat, amacı meşrû ve sahih hâle
getirir.”
İnsan, tedirgin olduğu, korku ve kaygı içre
bulunduğu sürece, yol’dadır; bunları kaybeden kişi, yol’dan çıkar; dolanır
durur. Zunnûn-i Mısrî
Mümin, kavgası az, manası çok olan kişidir;
kavgası çok olan şikâyet; manası çok olan duâ eder. -Ehl-i irfan
Alem, ayrılma ve birleşme arasında salınır.
Nefsini istikbâr eden ayrılığı;
ihtikâr eden
birleşmeyi; mutevâzı olan mîzânı görür.-Ehl-i irfan
Kendi nefsi üzerine teemmül edenin basireti,
başkalarının nefsi üzerine tefekkür edenin hasedi artar... Ehl-i irfan
Ümid, ateş
gibidir; geçmişi yakar, geleceği dumanla kaplar; kişi de o dumanın içinden
muhayyel bir ufka koşar, koşar.. -Kızılderili ata-sözü Dinlemek, dinleyeni,
dinlediğinin seviyesine çıkarır. -A. Hamdi Tanpınar “Elinden, dilinden bir şey
gelmediğinde, hüzünlen; çünkü hüzün, yüreğin kavrulmasıdır; kavrulan yüreği
Allah sever; bu nedenle hüzün, duadır.” Konuşurken insanları çoşturmayı, vecde
getirmeyi amaçlayanlara dikkat ediniz; Dünya’ya en çok meyi eden onlardır.
-Gazali
Ölüleri
dirilttim; ancak ahmakları iyileştiremedim. -Hz. İsa
Hiç kimse,
içmedikçe, şarap üzerinde konuşarak şarhoş olmaz. Din de buna benzer; vaaz
ederek değil, eyleyerek dindâr olunur. -Gazali
Zulmün
giderilmesi vâcib, onaylanması ve sessiz kalınması haramdır. -Usûl- i fıkh
kuralı
İki zarar bir
araya geldiğinde, küçük olan, büyük olana tercih edilir. -Usûl-i fıkh kuralı
Yönetici, (hakkı
olmadığı halde) reayanın bağından bir elma yerse, uşakları ve maiyyeti, o ağacı
kökünden söker. -Sadi-i Şirâzî
Aynı yolu
beraber yürüdüğümüzü zannettiğimiz insanlar, aslında yalnızca gidecekleri yere
kadar bize eşlik ediyor. -Mark Twain
“Hayatı anlamlı
kılmanın tek yolu, yaşamı, ölüm ile ilişkilendirmektir;
çünkü sahih bir
"hayat görüşü" ancak bu ilişki üzerinde kurulabilir.”
“Dini, kendi için bir anlam arayışı değil de,
salt dünyevî bir hâkimiyet aracı alarak aören dindârde&il harfıasî dive adlandırılır ”
“İnsanların hissiyâtını
zedeleyen bir dil kullanarak, kişilerin kalplerine korku salan her tür
toplumsal hareket, kendini tüketir, bitirir... Şimdi olanlar da, İslâm’ı,
kültürel alternatif olmaktan çıkartacak; çünkü âdil olmayan, korku salan hiç
bir hareket alternatif olamaz.”
Eğer ruh, bedene canlılık
veren şey demekse; aklın ruhu, bilgidir; çünkü bilgisiz akıl, ölü gibidir; onu
dirilten bilgidir...-Taşköprülüzâde
Eylem olmadan kemâl olmaz.
-İbn Nefis
Bilgi arttıkça huzursuzluk da
artar. -Goethe
Büyük insan dağa benzer;
yaklaştıkça, büyüklüğü tebârüz eder. Küçük insan serap gibidir; yaklaştıkça,
küçüklüğü âşikâr olur. -Goethe
Her şey imkân ile mümkündür;
"ışk" müstesna; çünkü ışk, imkânsız olan birçok şeyi mümkün kılar...
-Goethe
Samimi olmayı vaad edebilirim, tarafsız olmayı
asla. -Goethe
“Ümidin kaybolduğu yerde
insan ya susar ya gürültü yapar; gürültü ile inciteceğine sukut ile incinmek,
kadere, dua ile mukabele etmek gibidir.” “Yalnızca kişisel çıkarını dikkate
alan, fıtne/fesat yaratır; kendini aşan sözü/teklifı bulunan ise, kalpleri
birleştiren ülfet üretir.”
Siyasette sorun güç sahibi
olmak değil, gücü paylaşamamaktır; paylaşılmayan güç biriktireni önce
yalnızlaştırır; sonra yok eder. -İbn Haldun
Bir siyasetin başına
gelebilecek en büyük felalet, yöneticilerin ilahlaşmasıdır; ki, ilahların
kavgası, herkesi ifsad eder... -İbn Haldun.
Kibir/gurur, insanın hayvani
doğasındandır; ki, siyasette, tekebbür edenler, hayvanlar gibi birbirlerine
musalllat olurlar. -İbn Haldun
"Din Dili"ni
kullanarak, insanların hak ve hukukunu gasp edenlere "dindâr" değil,
kendini Tanrı'nın yerine ikâme eden, "din tâciri" denir.
“Bir milletin küçük ölçekli
topluluklarının menfaatlerini toparlayan, ortak toplumsal bir maslahatı yok ise
ayrışma ve çatışma kaçınılmazdır.”
“At izi ile it izini
birbirinden ayırmak için tecrübe yeter; ancak it izi ile kurt izini birbirinden
ayırmak için, ayrıca ferâset de gerekli.”
“Bir işi Allah için yaptığını
iddia edenin zorluklar karşısındaki tepkisine bakınız; sükûnet içre ise
doğrudur; değilse, âl-i cengiz üzredir.”
Riyâkârlık ne kadar çoğaldı!
Eskiden insanlar, işleri kendileri için yaparlardı; şimdi herkes, Allah için iş
yaptığını söylüyor. -Zehebî...
“Türkiye'de yapılması gereken
ilk şey: Herkesin vatanı kurtarmaktan vazgeçip çalışmaya başlaması...; işini
yapması..”
“Ma‘kûliyet zeminini kaybeden
inançlar, yıkıcı olurlar... En hafif deyişle, insanları incitirler... birbirine
düşürürler...”
“İnsanların eylemlerine
ilişkin, “öte-dünya matematiği” yapılan yerde, bil ki, din, dünyevî amaçlar
için, kullanılmaya başlanmış demektir.”
“İnsan eylemine anlamı, amacı
verir; eylemlerin amacını bilenler yönlendirirler; bilmeyenler, gürültü
çıkarır, bağırır; yürüyüş yaparlar...”
“Kabile kafası
ile düşünenler, milletin vicdânını his edemezler... Kabile çadırını korurken,
milletin evini yakar; kül ederler...”
“Rakamlar tek
tek sayılarak sayı; etnik gruplar tek tek sayılarak millet kavramı idrâk
edilemez; zîrâ bütün parçalardan daha fazla bir şeydir.” “Zâhiri anlamayan
bâtını idrâk edemez; celiyi anlamayan hafiyi bilemez. İdrâk edemeyen ve
bilemeyene yakışan sükût; yani duâ; sükût makamında.” “Kişi, bir yanlışa
direnemiyorsa, ya katılıyor, ya onaylıyordur; ya da sessizce, hüzün içre
ağlıyordur; hüzün içre ağlamak, en samimî duadır.” “Kulluk, her bir var-olanın,
varlık koşuluna uygun davranmasıdır”
Ne zaman ki,
kendi dertlerimizle ilgili düş görmeyi unuttuk, işte o zaman, beyaz adam
karşısında yenilmeyi hak ettik... -Yerli sözü "Düşüncenin edebi, mantık;
eylemin mantığı, edebtir.”
”Yola, haddini
takdîr edebilenle çık; çünkü haddini takdîr edemeyen, (y)ön- göremez...”
“Kendini, dua
ile kuşat; şükür ile savun...; zaferi değil, mücâdeleyi talep et...; namluya
kurşunu değil, işini sür...”
Menfaatine
muvâfık olmasa dahi, adâleti tercih eden, erdemli bir yaşamı göze almış dem
ektir...-Urefâ...
İktidâr
şehvetini denetleyemeyen, insanlar ile dost olamaz; onları, hâkimiyetini
pekiştirecek araçlar olarak görür... -Siyâsetnâme...
“Teklifsiz
tenkît, tahriptir... Tahribat ile tamîrât yapılmaz...”
Bıraktığım ne
varsa geride, kül...; ‘Ben’mişim demek ki ateş... -Nietzsche Bir iktidârı, kökeni
değil, yönetimi meşrû kılar... Kökeni meşrû dahi olsa, yönetimi hukûkî değilse,
o iktidâr gayr-i meşrûdur. -Gazâlî
“Işk ateşinin yakmasından korkma; bilakis
tutuştur kendini... Çünkü, yalnızca odun yanınca kül olur; ama yanınca insan
ışk ile, kul olur...”
“Amacı zayıflayan bir hareket, önce asabiyetini
kaybeder; sonra mensuplan, teferrüd eder; akabinde birbirine düşer...”
“Birlikte çalıştığı kişilerin sâdâkâtım
önceleyen yönetici, günü kurtarır; liyâkâtım önemseyen ise, tarihte kalıcı iz
bırakır”
“İşinin ehli
olan, liyâkâtına güvenir; olmayan sâdâkâtına...”
“Yüz-süzlük:
Hâl'i inşâ edenlerin, ahvâlden şikâyet etmeleri... Öğretmenlerin öğrencilerden;
siyâsetçilerin halktan şikâyet etmeleri gibi...” Yalnızca bilgiyi değil, insan,
insanı da tahsil etmeli; yani insan, bilgi gibi, tahsil edilmelidir. -Karamanlı
Karasakal Hoca
Kitap okumak,
insan öldürmekten daha zordur. -Karamanlı Karasakal Hoca “Bir “değer”
ideolojileştirildi mi, ortadan kalkar; diolojik olma özelliğini kaybeder; bu
nedenle de başkasına teblîğ edilemez.”
“Gelenek, bir
kültürün, arşivi, müzesi, ortak-iletişim/bildirişim vasatıdır; geleneğini
kaybeden kültür, vasatını, giderek hayatını kaybeder.”
“Akıl, mekânı
tamir eder; gönül ise, zamanı... Çünkü kırılan cam yerine
takılmaz’
bıı nedenle acı ancak süreçte '1 mı iti ılı ir' “Deneyim” ile “beklenti” arasındaki
gerginlik, kişiyi “kurtuluş” fikrine yöneltir; bu da ya “devrim” yapmaya ya da
“intihâr” etmeye...” "Başkalarının hayatını fütursuzca biteviye merak edip
sorgulayanlar, kendi hayatlarından derinden memnun olmayıp kaçmak
isteyenlerdir.” ”Perspektif/bakış-açısı, her şeyi, var-eden, değiştiren ve
yok-eden, en etkili insânî güçtür... Perpsektif, bir şeydir ama her şeydir.”
Yeni’yi,
yalın bir biçimde, öğretmek ve açıklamak için kolay bir yol yoktur; çünkü her
yeni, ancak eski’ye kıyâs ile anlaşılabilir -F. Bacon
“Kimi
milletler, geçmişin yasını tutar; kimi hesâbım sorar... Yas tutan, geleceği,
geçmişte arar; hesab soran, geçmişi, gelecekte kurar...”
“Bilgi
ile ilişki üç katlıdır: Üretilmiş bilgiyi i. kullanmak, ii. öğretmek ve iii.
yeni bilgi üretmek. Hayatî soru şu: Hangi katta meskûnuz?”
Geçmişte
dökülen sütün hesâbı olmaz; ama Tarihte olur. Yalnızca hesâbı olan milletlerin
tarihi vardır; diğerleri sadece bir geçmişe sahiptir. İslâm, insan’a taraftır;
bu nedenle İslâm’ın istikâmeti, yönü, yalnızca insan’dır; dolayısıyla insânî
olmayan hiç bir şey İslâmî olamaz...
“İslâm’da
nazarın/ilmin nihâî amacı tevhîd; amelin nihâî amacı ise âdalettir... Bu
nedenle, Kitâb’ta ilkeler(usûl) ile hikâyeler(kısas) yani ilim(tevhîd) ile
amel(âdalet) birlikte, mecz edilerek verilir. Ağaçlar ile meşgûliyetten ormanı
idrâk edemeyen, Hayat’ta; ormanın câzibesine kapılıp ağaçları fark edemeyen de
Yaşam’da sendeleyerek yürür.”
“Başarılarını
yalnızca siyâsî, dinî, vb. kahramanlara bağlayan milletler, sorunlarını çözmede
de sadece mistik/sprituel söylemlere sığınırlar”
“Ufak,
minnacık bile olsa, bir kere başlanıldı mı, kesinlikle bir sonuca ulaşılır;
çünkü yalnızca amacı olmayanlar için yolun bir sonu yoktur.”
Bir
konuda bilginiz artıkça, o konu hakkında bilinebilecek başka şeyleri soruşturma
kabiliyetiniz de artar". Robert Hooke.
"Sığır
kasabı olub dâima hayvanâta şütûm-u galîza ile şetm âdeti olan Zeyd'in şehâdeti
makbûle olur mu?
el-Cevab:
"Olmaz." —[Duyurulur..].
“Ölüsünü
gömmeyi bilmeyen insanın ben entelektüelliğini değil, varoluşunu tartışırım...”
“İnsanlar
“hayvân” gibi öldürülürken sükût edenlerin, hayvanlara “insan” gibi
davranmaları, esfel-i sâfılîn makamının en büyük kanıtıdır.”
“Kimi
ateşi, İlmî çözümlemeleriyle bilir; kimi içinde yanar; yaşadım diyebilmek için,
ya sen ateşe dokun ya da izin ver ateş sana dokunsun...” ”Bir fikri terketmek
ile bir fikri satmak arasındaki fark, kişinin bu eylemden sonra edindiği
sosyal/ekonomik kazanmalarla tespit edilebilir.” “Kullanılmaya fırsat vermiyor
ve Al-i Cengiz oyunlarını gözrmezlikten gelmiyorsanız, insanımsılar sizi,
geçimsiz, huysuz, vb. diye damgalar..” “Aklı tayakkuz hâlinde olan tefekkür
eder; tefekkür edenin fikri dâim yakaza halindedir; dâim uyanık olana ise sükûnet
ve istîrâhat yoktur.”
“Aklını eşyânın
işgâl ettiği kişi, hayatta, sınırsız bir ihtiyaç, bitmeyen bir meşguliyet ve
sonsuz bir ümit hissi ile dolanır durur...”
“Bir işin
sonucunu bilen ona göre tedbîr alır; engellemeye çalışır”; tek istisnâ ölümdür;
herkes öleceğini bilir ama tedbîr almaz, alamaz... Çünkü ölümün tedbîri,
ölmemeye çalışmak değil; insanca yaşamak; ölüme hazır olmak; hazırlık
yapmaktır...”
“Ne deniz ol ne
de göl; hele, herkesin deniz olduğu yerde ada olmaya da kalkma; en iyisi akmak;
ister ırmak, ister nehir olarak...ama akmak..” “Bilim, mahlûkâtım ve masnûâtım
çalışarak, Hâlık’a hizmet etmek”, demektir. - İngiliz Royal Society [XVIII. yy
sonu - XVIII. yy başı], “İhtiyacından fazlasını talep eden, kişi, eşyâya râm
olur, başkalarına mahkûm...”
“Eylerken niçin’ine dikkat et; bu dikkat
yanlışı engeller, amaca ulaşmayı kolaylaştırır; niçin yaptığını bilmek nasıl
yapacağının rehberidir.”
İyi’den daha iyisi onu eyleyendir; kötü’den
daha kötüsü ona kalkışandır. - Sokrates
“Öz-güveninde sorun bulunan kişinin, tehlike
kaygısı güçlü olur; bu da, o kişiyi, kendini sürekli savunmak için, narsist ve
saldırgan kılar.”
“Aklı ile eşyâya hâkim olamayan kişinin aklına,
eşyâ hâkim olur, [-eğlence, spor ve moda gibi tüketim teknikleriyle-]...
“Kendi-ne kayıtsız kalan, başkalarına kör
kesilir; bu nedenle denmiştir ki, kendine nazarı bahîl(cimri) olanın,
başkalarına nazarı tahkirdir.”
Sokrates’e sormuşlar: Ölümden ne daha zor olan
nedir? Yanıt vermiş: Hayat’tır. Çünkü hayat, zahmet; ölüm, rahmettir... Ve
eklemiş:
“Kendini ihmâl
eden, hür olamaz... Çünkü köle, başkaları için yaşar...” Dünya’ya düşkün olan,
her dâim çifte hüzünle yaşar: Elde edemediklerimi ‘niçin’ elde edemedim;
ettiklerimi ‘nasıl’ koruyacağım? -Sokrates
“Hayat’ta, her
şey, olması gerektiği gibi olur; ne eksik ne fazla... Öyleyse, olmadan önce
tedbîr al; olduktan sonra da ibret...”
“Hayat’ı bir
kitâb gibi düşün; günleri de birer sahîfe.. Kendin olursan, kendi kitâbım
yazarsın; başkalarına öykünürsen, yazılmışı okursun...”
“Ölüme hazır
olmak, ölümden korkmak değil, insan gibi yaşamaktır. Bil ki, ölüme hazır olana,
yaşam, üslubunca davranır...”
Bilmeyenler,
samimiyetle sussalardı, insanlar arasındaki ihtilâflar suhûletle hal olurdu.
-Sokrates
”Ölü’ye ne kadar
seslenirsen seslen, duymaz; câhile ne kadar anlatırsan anlat, aymaz; edebsizi
ne kadar uyarırsan uyar, anlamaz...”
İyi’yi/doğru’yu/güzel’i
eylediğine inanan insan, övüldüğünde sevinmez, yerildiğinde de üzülmez; işte bu
hikmet’in kemâl noktasıdır.-Sokrates “Çağdaş İslâm düşüncesinin en önemli
sorunu, güncelleştirilmiş teorik bir lisâna sahip olmamasıdır: sözcük kadîm,
içerik yeni, mısdâk müphem.”
Yalnızca sonuca odaklananlar,
sürdürülebilir bir başarı elde edemezler; süreci dikkate alanlar ise kalıcı
başarıların sahibi olurlar. Bu nedenle, sonuç- odaklı çalışmak, sonuç-odaklı
düşünmek ve sonuç-odaklı eğitim gibi deyişler, birer şehir efsânesidir. Sürece
dikkat kesilenler, farklı süreçlerin varlığını ön-görürler; süreçte olmak
onları dâim ayık tutar; çünkü süreç, sürer, süreklidir.
“Türkiye’de sosyal bilimlerin
bir saygınlığı yok; çünkü sosyal bilimlerin, kendine hâs terimli bir dili yok;
günlük dil ile bilim yapılmaz.”
“Kendini ihmâl edip
başkalarına dikkat kesilen kişi; daha yaşarken, bedenini mezara çevirir; aklını
çöle...”
Beyaz adam, Yeryüzü’nde yaptıklarıyla,
doymak için, sürekli, kuyruğunu yiyen bir yılana benziyor; doyacak ama kendi de
tükenecek.-Yerli-sözü “Batı, kâr merkezli düşünür; bir türü satmak için
öldürür, kazanır; azaldığında koruma altına alır, müze yapar, ziyârete açar,
yine kazanır
Batı, bir bölge’yi önce azamî
kâr getirecek derecede sömürür; kirletir; kâr azalınca, doğacılık yapar;
temizleme işine soyunur.
İşlemde, denklemin sağı,
eşitliğin solundaki ‘kâr’ miktarına göre belirlenir; öldürmek kârlı ise
öldürür; yaşatmak daha kârlı ise yaşatır.
Batı’nın dine yaklaşımı da
böyledir; kâr getirdiği sürece inanılır; kârı azaltırsa engellenir, hatta
savaşılır. Tanrı, yalnızca Kâr’dır.
Savaş ve barış kendi
başlarına anlamlı değildirler; kârlı ise savaş yapılır; değilse barış.
Aralarındaki fark, kârlarındaki fark kadardır.
Örnek: Seksenlerde başörtüsü,
kozmetik sanayinin kârını düşürdüğü için Türkiye’de yasaklandı; Mısır’da
artırdığı için desteklendi. Bugün?!
Örnek: Helâl gıda kârı
artırırsa desteklenir; değilse engellenir. Bu nedenle müslümanlar öncelikle
kanaati değil, satışı öne çıkartıyorlar.”
Haklı olduğun mücâdeleden
korkma! Yılgınlık gösterme! Bilesin ki atın iyisine doru, yiğidin iyisine delî
derler. -Şeyh Edebali
Aklı’nın gücü ile övünen
insan, hücresi’nin genişliği ile övünen mahkûma benzer. -Einstein
“Kişinin, Allah’tan
korktuğunun en asgarî işâreti, mahlûkâta gösterdiği merhamettir; karıncayı
zevkle ezen; insanı, üzülürek de olsa öldürür.”
“Bir konuyu, o konunun
câhiline, tâlib olmadan, öğretmeye kalkmak, o kişinin ilmini değil, cehlini
artırır.”
“Aklın, bilgisiz ahkâm
kesmesi, değirmen taşının buğdaysız dönmesine benzer; döner döner, sonuçta
kendini aşındırır... tertibi kaybeder...” “Yeryüzü’nde Kapitalizm ve
Emperyalizm ile sorunu olmayan bir kişinin, ‘insan-ca’ yaşıyor olduğuna inanmak
için, hiç bir nedenimiz yoktur...” “Kapitalizm: Okutarak câhilliği artırmak;
çalıştırarak fakirliği; medeniyet diyerek barbarlığı ve barış diyerek ölümü...
çoğaltmak hiçliği...”
Modernler “taklidi terk
edelim” diyorlar; edelim. Ancak yalnızca eski’yi değil, yeni’yi de taklit
etmekten vazgeçmek şartıyla.-Mustafa Sabrî
“İlkeli insan, istediğini ve istenileni değil,
‘gerekeni’ yapandır; ‘gereken’, yapmamayı gerektirse bile...”
“İki şey insanın
edeb ve hikmetini artırır: İnsanların başına gelenleri görmek/öğrenmek; hakikî
bir zanaatkârı/ustayı işini yaparken izlemek.” “Kişi'yi, zâtı bakımından dost
edin; sahip oldukları bakımından değil...” “Siyâseti iki şey ayakta tutar:
Kuvvet-i Seyf ve Hüccet-i Akl. Aralarında makûl bir orantı olursa, o siyâset
sürdürülebilir; değilse dolanır.”
“Rüzgar, ateşin
gücünden az ise, ateşi yandırır; çok ise söndürür. Hiçbir zaman, hiçbir konuda
sınırlarını aşan bir güç talep etme; sönersin.”
“Bir insan için
gerçek anlamda ölmek, tembellikten evlâdır; çünkü tembel defn edilemeyen bir
ölüdür.”
“Bazı vakitleri
konuşmak, bazı vakitleri susmak güzelleştirir... İbnu’l-vakt ol; güzel seni
bulur...”
“Kötülükten
kaçarak değil; yüzleşerek erdemli olunur... Örnek: Dağ’da velî olan, Şehir’de
insanlığını bile kaybedebilir...”
“İnsanın ciddiyeti,
uğraştığı işlerin ciddiyeti ile doğru orantılıdır; bil ki, hiç bir dua kahkaha
atılarak yapılmaz...”
“Domuz eti
yememek için, ince ayar hassâsiyet gösterenlerin, birbirlerinin etini yememek
için de aynı hassasiyeti göstermeleri gerekmez mi?”
Yunân
felsefesinin özeti:
Alem küre; Yeryüzü merkez; insan hedef;
felekler yay; olgu-olaylar oklar; Tanrı okçu; kaçış nerede?-İsmail Tercânî
“‘Düşünce nedir?’ sorusu için bir yanıtınız;
yanıtları denetleyecek bir ölçütünüz yok ise, her konuşanı ve yazanı, düşünüyor
zannedersiniz.”
“Milletlerin kaderini, iki farklı kaynaktan
gelen ‘su’ belirler: Ağlamak ve terlemek. Yarın ağlamamak için, bugün
terlemeliyiz...”
“Hakk ile Bâtıl’ın Doğusu Batısı olmaz; Sağı
Solu bulunmaz... Hakk’ın, yalnızca, hakkiyyeti, Bâtıl’ın, sâdece, butlânı
vardır...”
“UYARI: Akıl, zihin, kalb, fuâd, hads vb.,
muttehidun bi’z-zât, muhtelifun bi’l-itibâr, terimlerdir, hepsi insan nefsinin
fonksiyonlarıdır.”
“Bizâtihi ‘ düşünce’nin hesabını vermeden,
düşünce’nin önüne konulan dinî, felsefî, İlmî gibi sıfatlar, hiç bir
dönüştürücü değer taşımaz.”
“Yüzme bilmeyen bir kişinin, boğulan birini,
denize atlayarak kurtarmaya kalkışması, fedâkârlık değil, hamâkattir. Riyâkâr
ile sohbet, çölde serâp gibidir; parlar ama çabuk söner; kandırmaz; tersine,
gerçek yüzü ortaya çıktığında, daha çok susatır...”
“Kızgınlığını, hilminle; cehâletini, ilminle;
dilini, zikrinle terbiye et...” “İrfânı “tekmîl” etmeyen bir akıl; aklı
“kemâl”e erdirmeyen bir ilim; ilmi “ikmâl” etmeyen bir tecrübe... insanı
bozar...”
“Dünya’daki en zor, bu nedenle de en erdemli üç
eylem: Düşmanı, dosta; câhili, âlime, kötüyü, iyiye dönüştürmektir.”
“Sabır, belâya karşı yalnızca
"tahammül" etmek, "katlanmak" değildir; aynı zamanda,
"direnmek" ve "güç biriktirmek" demektir.”
“İlmî ya da tecrübî, herhangi
bir konuyu, bilmeyeni ile tartışmak, çölde balık avlamaya benzer.”
Hangi câhil ile tartıştı isem
yenildim; hangi âlim ile tartıştı isem yendim... İmâm Şâfıî
“İslâm temeddünü,
tercümelerle değil, tevârüs ve temellükle başlar; tercüme, yola çıkmış bir
düşünce hareketinin sonucudur; başlangıcı değil.” Bir konuda, 'bin kitap'
okuyacağına, o konudaki iyi bir kitabı 'bin kez' okumak daha verimlidir. -Edeb
el-talîm
“‘Oryantalizm’: İslâm
Dünyası’na karşı yürütülen ‘siyasî terör’e paralel, İslâm Medeniyeti’ne karşı
sürdürülen ‘kültürel terör’dür...”
“Yer-yüzü’nde derdi
olmayanın, Gök-yüzü’ne çekecek numarası bulunmaz... Çünkü dert bile, kendine
lâyık olanı arar; herkese nasîb olmaz.” “İnsan, kendi dünyasını korumak için
başka dünyaları yakar, yıkar; bu başka dünya, insan da olabilir; devlet de,
kitap da... kendisi bile...”
“Kişi, bir ömür katettiği
yolun sonunda, geri yürümeyi göze alabiliyorsa, kendi için anlamlı ve onurlu
bir yaşam sürmüş demektir.”
Adalet, esasen, kimin haklı
olduğunu tespit etmek değil; toplumu, değişik alanlarda gücü ellerinde
tutanlardan korumaktır.-Siyasetnâme
“Kişi, ma‘şûku ile mülâkî
olmak istiyorsa, önce kendinden ‘ferâğât’ etmelidir; etmiyorsa bilmelidir ki,
‘fâriğ’ olmayan bardağa, ışk dökülmez” “Karşında Züleyha yoksa, Yusufça âşık
olmanın bir anlamı yoktur... ve dahi karşında Yusuf yoksa, Züleyha olmaya
çabalamak beyhudedir.”
Duyma yoluyla alınana,
‘malûmât’; sürece ‘taallüm’ denilir; malumatın kişice temessülüne ‘ilm’, sürece
de ‘nazar’ adı verilir. -Seyyid Şerif
İnsanoğlu, en ufak bir
harekete kalkıştığında dahi bilgiye muhtaçtır. -Hz. Ali (k.v).
Her şeyi mantıkla açıklamaya
kalkışanın durumu; altını tartıyla tarttığını görenin, dağı da tartıyla
tartmaya kalkışmasına benzer-İbn Haldûn
“Bir âlim için en tehlikeli
şey sözünün gücünü zayıflatacak siyâsî iktisâdî ve ictimâî bir ilişki içine
girmektir; çünkü, nefes, sese yansır.”
“Müslüman aydınlar bile
Batı’daki bir olayı şartlan içinde tahlil ederken, İslam’a ilişkin bir olayı
sadece değerlerle açıklamaya çalışırlar”
“Modern düşüncenin en büyük
sorunu, imkân dâiresi ile îcâb dâiresini birbirine karıştırmaktır; akıl için
bile imkân, îcâb’tan daha büyüktür.”
“İnsanı "bilmek"
için doğa bilimleri yeterlidir; ama "anlamak" için İnsanî bilimler
gereklidir; çünkü insanın anlamı, doğada değil insandadır”
Dinî akılda, Batı’yı taklidi
terketmek ve dinî aklın bilgi-ile sahîh ilişkisini yeniden kurmak, en önemli
önceliğimiz olmalıdır. -M. Sabrî
Yeryüzünde medenî denilen
ülkelerin temel ilkesi, “yaşamak için başkalarını öldürmek”tir. -Mustafa Sabrî
“Gece kendiyle başbaşa kaldığında, kendine
saygı duyamayan, sabah sokağa çıktığında, başkalarına, öz-güvenini kazanmak
için, firavun kesilir.”
“Dost, seni
doğrulayan(tasdik eden) değil, sana doğruyu söyleyendir.”
“İnsanın başkası
olması kolay, kendi olması zordur; çünkü başkası olmak rol yapmayı, kendi
olmak, tüm maskeleri atmayı gerektirir.
Hiç bir rütbe ve
maharet, insan-olmaktan daha öte ve üst değildir; tüm gayretler insanlığı aşmak
için değil, insân-i kâmil olmak içindir.”
Akıl ve mantıkla
gerçeği ispât adaletle hükmeden bir hâkim önünde işe yarar; güçle hükmeden bir
mutehakkim önünde işe yaramaz.-Mustafa Sabrî “Mustafa Sabrî’nin bilgiye ilişkin
tespitleri: İki kişi hiç doymaz: Bilgi’ye tâlib olan ile Dünya’ya tâlib
olan...”
Batının Doğuya
iyi bakabilmesi onu bir belirsizliğin içine koymasıyla mümkündür; çünkü birşey
üzerine hayal ancak böyle kurulabilir. -Valery “Goethe’nin Doğu Dîvânı, Doğu
övgüsü değildir; Batı’nın teknik karşısında kaybettiği Doğa’yı arayışının
sahicî değil romantik bir ifâdesidir.”
“'İtaât etmek'
ile 'teslîm olmak'... itaat dıştan bir güce boyun eğmedir; teslim olmak içten
bir güce. Bu nedenle mu‘tî değil, müslümanız...”
“Ateş alttan
yanar ama yukarıyı ısıtır; bugünkü çalışmalar da geleceği aydınlatır; sadece
günü kurtarmakla yetinmeyin; geleceğe de ışık yakın...” Biz buraya ölüme
geldik; bizi korkmadığımız birşeyle korkutamazsınız; arzuladığımız bir şeyle
ise hiç. -Niğbolu’da bir yeniçeri’nin son sözü
Kişi, bir adada
değil, ancak insanlar arasında ‘insan’ olur... İnsan, toplumda çok; adada yok
olur. -İbn Nefıs’in, İbn Tufeyl’e eleştirisi.
“Erdemsiz insanın ölüme yaklaştıkça korkusu;
erdemli insanın huzuru artar.
Erdemsiz ölümden
uzaklaşmayı, erdemli ise ölüme kavuşmayı arzular.”
“Nitelikli,
erdemli insan, verdiğini tahfif, aldığını ta‘zîm eder.”
İnsanlar, Tanrı
hakkında, genellikle, Tanrı’yı, kendi nefislerine kıyâs ederek konuşurlar.
-Mustafa Sabrî
“Sûfî’ye
sormuşlar, yaşam nedir? Yanıt: Ah! Ah! Ah! Sormuşlar ölüm nedir? Yanıt: Vah!
Vah! Vah! Sormuşlar ışk nedir? Yanıt: Âh! Vah! Âh! Vah!” “Tebliğ: İyiyi,
doğruyu ve güzeli insanların idrâkine nezâket ile sunup edeb ile geri
çekilmedir...”
Hz. Peygamberi, dâhi [ve devrimci] olarak
sunmaya gayret edenler;
"Risâlef'inin
üstünü örtemeye çalışanlardır. -Şeyhülislâm Mustafa Sabrî.
Bilen, sükût
eder; bağırmaz; sukûtu ifâdesine yansır; anlayan, sükûnete bürünür;
telâşlanmaz; sükûneti hâline siner. -Ehl-i irfân...
Tüm dinler
Gâib’e imân ilkesine dayanır; ancak duyulardan gâib olana; akıldan değil; çünkü
Gâib, ma‘kûldur... -Mustafa Sabrî.
Basiret, ihsâs
ile idrâkin birlikteliğinden hâsıl olur; güçlü bir algılama ve derin bir vakalama —Mustafa Slabrî
“Bildiklerine
güvenerek mağrûr olana, bilmediklerini hatırlatınız; mahzûn olmaz ise o kişi,
bildiklerini anlamamıştır demektir...”
“Bir
beşer maddî-manevî binlerce değişkenin bir araya gelmesiyle insan olur; sonuçta
kişinin “ben neymişim!” demesinin hiç bir anlamı yoktur.” “Demokrasi ve adalet
efendiler içindir, köleler için değil. Daha nasıl söylemelerini bekliyorsunuz?
Öldürmenin ötesinde başka hangi dil var?” Erdemli toplum bir idealdir; hukuklu
toplum ise hakikat... Bu hakikati dikkate almayan toplumlar birbirlerine düşer
ve tarihten elenirler.
“Dinî
söylemde, Dünya ile Ukbâ’yı birbirinin yerine ikâme edenlere hatırlatmak gerek:
Bir müslüman için ölüm ile yaşam arasında fark yoktur..” “İnsan olarak
doğulmaz; insan olmak öğrenilir. Bu nedenle öğrenmeyi istemek (taleb) ve
öğrenci olmak(tâlib), insan olmanın özüdür. “
Bu
nedenle denmiştir ki “Tâlib, taleb etmeden matlûb; mürîd, irâd etmeden murâd
hâsıl olmaz; zîra hâsılın husûlu, mahsûlün tahsili iledir.”
“FİKİR
ile KüFüR, büyük kök uyumu gereği aynı kökten gelir; fikir, teemmülle gerçeğin
örtüsünü açmak; küfür, gerçeğin üstünü örtmek demektir.
Fikr
edenler, gerçeği açığa çıkartır; küfr edenler saklar. Bu nedenle aklında fıkr
olmayanın dilinde küfr olur; diliyle aklını örter çünkü.”
Önemli
olan zaman değil, zamanlamadır. Hazır olan ve dikkat kesilen zamanı yakalar;
olmayan ve kesilmeyen yalnızca bakar. -Çin atasözü.
Ancak
kula, kul olmayan âşık olabilir; hâsib, âşık olamaz; ışk hesâba gelmez; çünkü
ışk, aklın bi-karâr bedenin bi-istikrâr olmasıdır -Urefâ “Bir kaşık tuzu, bir
bardak suya koyup içersen tuzlu; bir göle koyup içersen tuzsuzdur. Dertler de
böyledir; ya bardak olursun ya da göl.”
Sürekli
kuyunun derin olduğundan şikâyet edenler; elinizdeki ip kısa olmasın! -Çin
atasözü...
Herşey,
herşeye meczûbtur; varlıklarını, birbirlerinin çekim alanında bulunmaktan
alırlar/sürdürürler; herşey, herşeyle ilişkilidir.-Simyâ “‘Mahsûs’ olmadan
Doğa; ‘makûl’ olmadan Tanrı; ‘menkûl’ olmadan Din; ‘mısdâk’ olmadan Mefhûm
üzerine konuşulmaz.”
İnsanlar
arasındaki eşitsizliğin kaynağı, bilgi’dir. -Fuzûlî
“Abur-cubur nasıl midede gaz
yaparsa terimsiz ve yöntemsiz malumat da kafa gazı yapar; kafa gazı düşünce değil
beynin yellenmesidir.”
“Yaşam’da şöhreti(ünü) değil,
hürmeti(saygı ve saygınlığı) önemse; çünkü şöhret, âfet; hürmet, rahmet
getirir.”
Işk, mumdan
kayıkla, ateş denizinden geçmektir. -Urefâ...
“Yorum, doğru anlamaktan daha
çok, yanlış anlamamak için verilen bir uğraşıdır.”
“Bir işte, sonuca
odaklananlar hile yaparlar; sürece odaklananlar, hakkını vererek çalışırlar.”
Türkler’in en
önemli hasleti bir şekilde yaşamının yolunu bulmaktır; yok ise onurla
ölmektir.-bir Papaz’ın not defteri (1070 Antakya)
Türkler’de
iktidârı ele geçirmek zor ama elde tutmak kolaydır; Avrupa’da ele geçirmek
kolay ama elde tutmak zordur. -Machiavelli
“Ahlâksızlık,
kişinin tabiatından kaynaklanıyorsa terbiye edilebilir; aklından
kaynaklanıyorsa, o kişi insanlığını tatil etmiş demektir.”
“Uyuyan bir
insanı uyandırmak kolaydır; uyuma numarası yapanı uyandırmaksa zordur. Batı’ya
inşân ve âdil olmayı hatırlatmak böyle bir şeydir.”
“Allah adına
hayvan kesmek ilkelliktir; ama Demokrasi adına milyonlarca insanı
boğazlayabilirsiniz; hatta bu çağdaş insan olmanın koşuludur.”
“Vehhâbîlik/Vehhâbî Selefîlik, kum renginden başka renk tanımayanların tüm
yeryüzünü çölleştirmek istemelerinin diğer bir adıdır.”
“İslâm hayat
görüşüne göre insanlar arasında varhk-ça(ontolojik) bir fark yoktur; fark bilgi-ce(epistemolojik)dir;
bu da kâbiliyete göredir.”
Safsata ile
felsefe; ikisinin de kökü 'sophia'dan gelir; aralarındaki fark, ilkede 'niyet',
amaçta 'yöntem'dir.-Ramazan Efendi
"Türkiye’de
Batıcılar överek, muhâfazakârlar s-överek Batılı gibi düşünürler ve eylerler.
Ne övgü ne s-övgü; yalnızca bilgi., bizi inşâ eder.
Din, yalnızca
bilinen değil, aynı zamanda tutulan yoldur. Çünkü din, Hayat’ta üzerinde
konuştuğunuz değil; aynı zamanda yaşadığınız yoldur.
Dilimiz,
dinimizdir; hem konuştuğumuz hem yaşadığımız... İstediğiniz dili konuşun ama
hangi dili yaşıyorsanız o dilin dinindensinizdir.
Muhâfazakarın
dil siyâseti ve uygulamaları, harf ve dil devrimine getirdikleri tüm
eleştirilerin ne kadar sahte olduğunu ortaya koymuştur.” “Yalnızca
"değerler" üzerinden değil, "gerçekler" üzerinden de
düşünmeliyiz. Çünkü değerlerde İblis yoktur; ama gerçeklikte cirit atmaktadır.
Örnek İslâm tarihidir: Sâf değerler üzerinden okunursa, meleklerin dansıdır;
gerçekler üzerinden okunursa insanı tüm çıplaklığıyla görürüz.”
“Dua, acziyetin,
zayıflığın ve ihtiyâcın değil, Tanrı’dan başka bir güce boyun eğmemenin,
yaşamda dik durmanın, kısaca onurun ifâdesidir...” “Çağdaş Türk düşüncesi büyük
oranda yapaydır; ne tarihî derinliğe ne istikbâli örüntüye sahiptir; bu nedenle
çözüme değil soruna sebep olur.” “Her şeyi hesaba vuran, nisebi kaybeder;
varolanlar arasındaki münâsebeti göremez; varlıktaki tenâsübü idrâk edemez;
yalnızca ölçer ve biçer.” “Bir işi üstlenen kişinin aklî kapasitesi, nazarî
birikimi ve tecrübesi kadar ahlâkî yeterliliği de son derece önem arz eder.”
“Malumât olmadan marifet, marifet olmadan ilim,
ilim olmadan irfan sahibi olunmaz.”
Sımr(=insanhk) bir kere çiğnendi mi, çiğnenecek
başka bir sınır kalmaz. - FTeideaaer
“Aşk
kavramının mâhiyeti üzerine düşünene âşık denmez, filozof denir.”
"Asıl", ancak farklı olana tahammül ederse "asâlef'ini
koruyabilir. Bu nedenle her kültürde "ayrık-otları" özenle
korunmalıdır.”
“Şu
fâni yaşamda, en huzurlu, en hesapsız kişi, kendi tercihleri için, aptal, hatta
gülünç bir duruma düşmeyi bile göze alabilen kişidir...”
“İnsan
yaşamında bir kez de olsa kendine şu soruyu sorup yanıtlamahdır: Sahip olduğum
her şeyi kaybettiğimde beni ayakta tutacak olan nedir?” “İnsanın demlenmişi ile
sallaması arasındaki fark, demleme çay ile sallama çay arasındaki fark
kadardır.”
“Türkiye’de
muhâlefet diye ellerindeki herşeyi karşılarındakilere fırlatanların sorunu,
sunacakları gerçekçi bir “teklif’lerinin olmamasıdır.” “Tarih'teki büyük İlmî
dönüşümler, felsefî bir zihin ile mekanik bir ele, aynı anda sahip kişiler
tarafından başarılmıştır.”
“Başkalarının
yanlışlarını bularak kendi doğrularınızı savunamazsınız; çünkü doğruların
muhatabı doğrulardır; yanlışlar değil...”
“Batının
Ötekine uyguladığı çifte ölçütten şikâyet edenler; birbirimizi ötekileştirerek
kendimize uyguladığımız çifte ölçütü de düşünmeliler.” “Uluslar arası câmiada
ahlak yok” demiş bir siyâsî. Ah! Bireylerin ahlâkı, ulusların siyâseti olur;
-arasf’na gelince hukûk ister ahlâk değil
“Yabancı
bir kültürün kulvarında, onların kuralları içinde yarışıp birinci olmak, daha
çok ve daha iyi onlardan olmaktır; kendi olmak değil..” “Türkiye’de “itikâdî”
yanında “medenî” manada da müslüman olunmalıdır; çünkü itikâdımızın bin beşyüz
yıllık "tarihî" bir tecrübesi mevcuttur.” “Bilmeden taraf olanlar,
başkalarının sorularının ve yanıtlarının kavgasını yaparlar.”
“Batı
tarzı insanlık: Yok et; kalanları korumak için müze'ye kaldır; birbirine düşür;
sonra birbirine saygılı ve ahlaklı olmaya davet et.”
“Tarihte
hiçbir kültür başka bir kültürün eğitim kuramlarını taklit ederek kendine hâs
özgün bir medeniyet geliştirmemiştir; geliştiremez de.” “Kurallarını yalnızca
başkalarının belirlerdiği yarışlarda birinci olmak, hem onları zenginleştirir
hem her an kaybedilebilir.”
“Türkiye'de
batıcıların yaptıkları batı eleştirileri, batıhlar gibi olamamanın yarattığı
derin bir hüzün ve hayıflanmadan kaynaklanır.”
“Mefhûmlarını
dikkate almadan yalnızca lafızları/sözcükleri kullanarak düşünmek, içi boş
yumurta kabuklan ile menemen yapmaya benzer.”
“İrfân,
ilmin; ahlâk, hukûkun üzerinde yükselirse sahih olur; tersi durumda ilimsiz
irfân mistisizme dönüşür; ahlak ise suistimal edilir.”
“Bir
asırdır aklını tatil, tarihini ihmâl edenlerin, olanlara şaşırması, şaşırtıcı.
Öyle ki, eleştirileri bile eleştirdiklerinden ödünç...”
“Cehâlet
nehrinde yüzen bir insana yüzme dersi vermek, cehâletini daha da
koyulaştırmaktan başka bir işe yaramaz.”
“Hâlbuki İbn Heysem’in (ö. 1039) dediği gibi,
“dış-dünyanın bilgisinin maddesi hissî(duyusal/algısal), sureti(biçimi, formu)
aklîdir”.”
“Türklerin çağdaş durumu, hastahanede, başka
bir hastanın dosyasındaki verilere göre sağlığını kazanmaya çalışan kişinin
durumuna benzer.”
“Mevzûsu olanın, mevzîsi olur... Mevzîn yok ise
ayakların dolaşır, hayata dolaşırsın...”
“Düşünce, yalnızca verili bir dilin
dizilimine(sentaks) ve anlamsalhğına(semantik) indirgenemez. Çünkü dil, dünyayı
kurmaz; dile getirir.”
“İndirgemeci, dolayısıyla çatışmacı düşünme,
seçenekler arasında bunalım takılan ve taraf olmak için tercihe zorlanan,
bireyler yaratır.”
“"Aramak", "araştırmak"
anlamındaki "skeptomai" kökünden gelen ve "hakikati arayan"
demek olan "skeptic", Yeryüzü'ndeki en İnsanî duruştur. Çünkü,
“şüphe”, hakikat hakkında duyarlı kişinin sahip olduğu en nazik, en derin
endişedir/kaygıdırfEndişe, Farsça’da düşünme demektir].”
“İnsandan bağımsız ne saf bir deneyim ne saf
bir anlam vardır. Başka bir deyişle, b-il-mek, şeyi, insana il-e-mek,
il-iştirmek demektir.”
“Yol-u olmayanın yol-daşı olmaz; yola çıkmadan
yoldaş edinen, insanlar hakkında hayal kırıklığına uğramaya mahkûmdur.”
“Hayatın en küçük ölçeğinde bile ‘ayık’ olmak,
her işi bir ‘kasd’ üzere yapmak ancak iddiası olanların, derdi bulunanların
özelliğidir.”
“Bir düzenin ne mağdûrları ne mesrûrları, o
düzen hakkında âdil yargıda bulunabilirler; âdil tenkid, ancak, kayıtsızların
işidir.”
“Türkiye'de fikri iletme değil fikirle korkutma
var. Bir fikri, başka bir fikirden korkutarak benimsetemezsiniz; teklif edin
tehdit değil...”
Dinî teklifler inşâîdir; doğrulanmaları, onları
eylemekle mümkündür; üzerlerine konuşarak ve yargıda bulunarak değil.
Mukaddime, I, 55
Tüm dinî teklifler, muhâtabının kendilik
bilincinde, köklü bir tevhîd idrâkinin hâsıl olması içindir. îbn Haldun,
Mukaddime, III, 28.
“Trafikte işaretin üzerine değil, gösterdiği
yere gidilir; teşbihte de benzetme yönüne(cihet-i teşbih), benzetilene
değil...”
“İnsan hem fikir hem tedbîrdir; yalnız fikir,
hayattan; yalnız tedbîr, hakikatten eder. Bu nedenle insan hem müfekkir hem
müdebbir olmalıdır.” “Hayat’ta hem iyiliği hem kötülüğü bilmek, bilginin kemâli;
bilginin kemâli hikmetin, hikmetin kemâli ise âkibetin
tedbiridir/öngörülmesidir.”
“İyiliği iste; ama kötülükten de kaçma,
yüzleş... Kişiyi kötülükten koruyan, hakkında bilgisiz olup saklanmak değil;
bilip kaçınmaktır.”
“Câhilin kızgınlığı sözünde, âlimin kızgınlığı
eyleminde tecellî eder.”
Senin hüsnün,
benim aşkım, senin çevrin, benim sabrım
Demâdem artar,
eksilmez, tükenmez, bî-nihâyettir. -Zeynep Hatun
“Kişi, Varlık’ı, kendi zâtına ircâ etmeden,
küllî olarak idrâk edemez; bu
nedenle
teemmül tefekküre tekaddüm eder” “Beyân, en belîğ sözcüklerle maksûdu
izhâr etmektir; kasdı(mana’yı) idrâk ise, ancak zekâ, akıl ve kalbin müşterek
çalışmasıyla mümkündür.” Arz(Yer-yüzü) 'arz' olarak adlandırılmıştır; çünkü
kamında bulunan herşeyi yer(teteerrezu). -Hz. Ali. "Yer, tüm evlâtlarını
yer". -Anonim
“Derdi
olan insan, işiyle; boş insan, k-işiyle uğraşır.”
İnsanlarla yüzyüze konuşarak
her sorunu halledebilirsin; ama bazı insanlar gelir önüne, hangi yüzüne
konuşacağını bilemezsin.-P. Neruda
“Kişinin
bir sorunu çözerken daha ötesine geçemeyeceği bir acziyet hissedene kadar tüm
takatini ortaya koyması İlâhî yardımın asgarî şartıdır” “Bir maksada nâil olmak
onun için gerekli cehdin ortaya konmasına bağlıdır; çünkü meşakkatin şiddeti,
maksada ihlâsının şiddetine işarettir.” “Akvâl, efâl ve ahvâlde ‘doğru’
olmayanın, istikâmeti yoktur; doğruluk ise kavl/söz, fıil/eylem ve hâlde
‘gerçeğe/hakikate’ muvâfık olmaktır.”
“Tarihte
farklı düşünce okulları, birbirine karşı konuşlanır; çünkü birinin iddiası diğerinin
karşı-iddiasına göre-dir; mutlaklaştırılamaz.”
Som
soran, sorun olur. Çöl dahi, som sorandan korkar. -Lâ-edrî... Ancak “som sormak
aklın dindarlığıdır”. -Heidegger...
“Başta
hükümet ve muhalefet, tüm iktidar paydaşları daha az yalan söylese ve daha az
yese, iki az daha çok bir Türkiye’ye kapı aralayabilir.”
“Herşeyi
anlamaya çalış; ama ellerini nasıl kullanman gerektiğini de bil. Bilen eyler;
anlayan kullanır; çünkü insan, hem kafa hem de eldir.”
Madde
olmadan mana olmaz; maddeyi terk edene mana uğramaz. Çünkü [savaşta kılıcın
hakkını vermeyenler kılıçtan geçirilirler.-Siyasetname] “Çağdaş Anglo-Amerikan
siyasetinin en önemli ilkesi, insanları nesnel gerçeklikten uzak tutmak ve
sanal gerçeklikle meşgul etmektir.
Böylece
insan gerçekliği dışarıda değil kendi içinde arar; sanal gerçekliğin verdiği
belirsizlikle, sürekli ertelenen ümitlerle tatmin olur.
Bir
hapishanede mahpusların kavgası, gardiyanların o hapishaneyi daha rahat
yönetmelerinden başka bir işe yaramaz.
Bir
toplumun asâbiyetini/dayanışmasım kaybettiğinin en önemli göstergesi,
aralarındaki sorunları çözmek için dışarıdan güç istemeleridir.
Batı,
bir ülkede hangi câriyesinin iktidâr olduğuna değil, kendine nasıl muâmele
yapıldığına bakar.
İktidâr
herkesin tâlib olduğu güzel bir gelindir; Batı-dışı toplumlar içinde ancak
hadım olmayı kabul edenlere verilir.
Kinâye
te'vili, mecâz tefsiri talep eder; hakîkate/gerçekliğe gelince yalnızca
bilgi/ilim ister; bilgi ki, muhâtabına bir istikâmet verir.”
”Sevdügümçün
kasd idermişsin beni öldürmeğe
Bî-güneh
öldürmegün yâ Râb günehi yok mıdur.” -Necâtî
Pür âteşim
açtırma benim ağzımı zinhâr
Zâlim beni
söyletme, derûnumda neler var. -Leylâ Hanım
“Mecnûn ile bir
mekteb-i ‘aşk içre okurduk
Ben Mushâfı hatm
ettim o “Ve’l-leyl”de kaldı.” -Lâedrî
Gel gel beru ki
savm u salâtın kazası var
Sensiz geçen
zamân-ı hayâtın kazâsı yok. -Nesîmî
İlim tahsilinde en tehlikeli nokta, bir konuda
herşeyi öğrendiğini zan edip “bitti” demektir. Yolunu bitiren, biter.
-Adabu't-talîm
Kader'i idrâk eden, yaşadığı mekân-zamanda
herşeyin mukadder olduğunu, yani mikdârın kadrini, takdir edebilir. Cüzî irâde,
bu takdîr'dir.
Bir bilgin, bilgisiyle halkının
gelenek-göreneklerini tahkîr etmez; bilgisi mutâbık olmayabilir; ama eylemi
muvâfık olmalıdır. -Sokrates
İlmi vatan edinmeden, ilim sana vatandaşlık
hakkı vermez. -T aşköprülü-zâde
İnsanların değerini takdir etmediği hissine
kapılıp üzülen, kendi üzerine yeteri kadar tefekkür etmemiş demektir.
-Taşköprülü-zâde
Tembelliğin en önemli nedeni, geleceğe
güvendir; çünkü geleceği düşünerek insan ümitlerini hep erteler.
-Taşköprülü-zâde
Günlük siyâseti ayrıntılarıyla takip et, izle;
ancak kararlarını küllî siyâsete göre ver. -Gazalî
“İnsanın zâtı tahkîr; evsâfı tenkîd edilmez;
ancak efâli terbiye edilir. Çünkü insan, insana ancak teklîf eder, insanı
tehdîd değil...”
“Bir sorunu
çözmek için insan olmak ve soruna odaklanmak yeterlidir; ancak gizli bir amacı
olanlar çözümlerde ideolojilerini öne çıkartırlar.” “Özgüveni olmayan aydınlar
güçlüye öykünür, pay alarak rahatlarlar; kendi insanlarına ise tahakküm ederek
ezikliklerini gidermeye çalışırlar.”
“İnsanlar artık
kendilerini doğadan değil kendi ürettiklerinden korumanın yollarını arıyorlar.”
“Eskiden
insanlar maddî ihtiyaçlarını gidermek için çalışırdı, şimdi psikolojik
ihtiyaçlarını gidermek için çalışıyor, hatta yaşıyorlar.”
Nihâi anlamda
yenmek istiyorsak, ilk iş olarak Türkleri, İslâmsızlaştırmalıyız
(de-Islamization). -Goethe
Türkler, önce
iknâ’ya çalışılmalıdır; anlamazlarsa icbâr’a başvurulmalıdır; bundan da sonuç
alınamazsa ‘ifnâ’ edilmelidirler.-Postel (XV.yy) “Türkiye’de tek bir millet
yok; çünkü millet ortak bir anlam-değer dizgesi etrafında bir-ara-ya gelen
insan topluluğudur.”
“Hem kabul ettiğini hem de red ettiğini bilerek
kabul ve red eden bireyler yetişmedikçe, her kabile, dışardaki bir sese kulak
kesilecektir.”
Tembel insanlar, yalnızca hayal kurar; çalışkan
insanlar, hayallerini gerçekleştirmek için çalışır. -Aliya İzzetbegoviç
Yalnızca Dünya'ya dalanlar için: ‘Derdi dünya
olanın, dünya kadar derdi olur.’ -Yunus Emre
“Batının son tavrından rahatsız olanlara:
Başkasının sesini taklit eden, ana kaynağın değişikliklerine göre, sesine ayar
vermek zorundadır. Çünkü mukallit, taklit merciinden şikâyet hakkına sahip
değildir. Eleştiri, muhakkikin hakkıdır; mukallid ise yalnızca itaatle
yükümlüdür.”
“Bir
olgu ve olayın zâhir’ine müşâhid olmayan, bâtın’ma muttâli olamaz. Bu nedenle,
insan için âlem-i şehâdet, âlem-i gayba tekaddüm eder.” “Yaşamak, ölüme
değer... Öyleyse ölmeye değer bir şekilde yaşa... ki, ölüm yaşadığına
değsin...”
“Asl'ınız
usul'ünüzü; usul'ünüz uslüb'unuzu; uslüb'unuz fark'ınızı ortaya koyar. Yani,
asl'ınız varsa fasl'ınız dolayısıyla fark'ınız vardır.”
“Çağdaş
tarih yazıcılığının temel tavrı: Başarı Avrupanındır! ‘Ötekiler’ için tek soru:
Hangi faktörler öteki kültürleri başarısız kılmıştır?”
Demokrasi,
-meritokrasiye nisbetle-, bir insanlık suçudur.
Demokrasi, milletlerin
yürüyüşlerini yavaşlatmak için yolu, yığınlarla tozutmaktır.
Demokrasi, mütehakkimlerin,
yerel güçleri, işgal güçlerine dönüştürme becerisidir.
Demokrasi, halkın dikkatini
‘iktidâr’ yerine ‘hükümet’ kavgasıyla meşgul etmektir.
Demokrasi,
‘oy-ile’ halkı oy-alamaktır.
Demokrasi, daha kötüsü icât
edilemediği için, kullanılmak zorunda kalından bir yön-etim sistemidir; ancak
yön-vermez; dolaştırır.
Demokrasi, milyonlarca
insanın aynı anda nasıl yanılabileceğim gösteren, keşf edilmiş en önemli, toplu
beşerî deneyim tarzıdır.
Demokrasi,
mütehakkimlerin, suçlarına yığınları ortak etme projesidir.
Demokrasi, kazananların
halkın ferâseti tartışılmaz, kaybedenlerin halk câhil demelerine fırsat vermek
için icât edilmiş bir oyalamacadır.
Demokrasi, zamanın ruhunun
(zeitgeist) travmasıdır. Bu nedenle, ‘deli’ denmemek için herkesin anlar ve
onaylar gözüktüğü bir tiyatrodur.
Demokrasi,
Batılı toplumlar için hak; ‘öteki’ toplumlar için iç-savaştır.
Demokrasi
güzellemeleri:
Demokrasi, bir toplumun
sorunlarını, karmaşık hâle getirerek çözmeye çalışma yöntemidir.
Demokrasi, toplumsal
meşrûiyette belirsizlik yaratarak, insanlarda sahte bir rahatlatma hâli yaratma
becerisidir.
Demokrasi, herkesin katıldığı
ama hiç kimsenin ne aldığını bilmediği bir paylaşımdır.
Demokrasi, halkı karar alma
merkezlerinden topyekün uzaklaştırmak için, bir kere(seçimde) karar verici
olduğuna ikna etmektir.
Demokrasi, adâletin olmadığı
yerde, kalabalıklara “var-mış gibi” hissettirme aracıdır.
Demokrasi, güçlü ülkelerin
zayıf ülkelerdeki operasyonlarının manipülatif aracıdır.
Demokrasi, güçlü
ülkelerde, güç merkezlerinin halkı yönlendirme sanatıdır.
Demokrasi, hâkim
gücün, toplumdaki farklı güç merkezlerinin biriken gazını parti denilen
enstrümanla boşaltma sisteminin adıdır.
Demokrasi, toplu
psikolojik bir rehabilitasyondur.
“Duyan yoksa
seslenmek, hele bağırmak ahmaklıktır. Ümidin tükendiği yerde söz, dile gelmez,
Tanrı bile konuşmaz/vahy etmez; gazap eder.” “Düşünce, terimsiz ve yöndemsiz
yapıldığında kaçınılmaz olarak, ehil olmayanların, -Tolstoy'un deyişiyle-
"fikir fahişelerinin" eline düşer.” Türkleri yenmek için önce onların
tarihini yenmek gerek. -Rus Generali Michail Grigor Cernayev (1876)
“İdrâki olmayan
doğru bilmez; vicdanı olmayan güzel eylemez.”
“Açıktır ki
Roma'ya çıkan yola, zorla girdirilen bir milletin, yolunun Mekke'den geçmesini
istemesi tehlikelidir.”
“Kişinin
yaşadığı topraklarda yerli mi yabancı mı olduğu, mensup olduğu anlam-değer
dünyasının o topraklardaki işaretlerine aidiyeti kadardır” “Soru: Niçin Batı,
çifte ölçüt sahibi?
Yanıt: Bir
kültürün tarih ve medeniyet perspektifinde yok iseniz, vicdanında da karşılık
bulamazsınız”
“Acı ve hüzün
zekâyı biler; duyguları derinleştirir. Milleti millet yapan daha çok acıları ve
hüzünleridir; zaferleri değil mağlubiyetleridir”
“Seferle
mükellefiz, zaferle değil. İşimize bakalım, işimizi yapalım! Takdir, O’nundur!
Tedbir de, takdirin bir cüz’üdür...”
“Düşünürlerimizi,
anlamak, eleştirmek ve fikirlerini çoğaltmak için, mürşide dönüştürmemeliyiz.
Çünkü mürşid, eleştirilmez.”
“Açıktır ki
zihnî göçebelik, maddî göçebelikten daha tehlikelidir; çünkü insanlar için
öngörülebilir bir hayat nizamı tesis edemez.”
Tek tek
insanları sevemeyenler, insanlık (hümanizm) kavramını icat etmişlerdir; hem
kullanmak hem de rahatlamak için. -Aliya îzzetbegoviç “Tanrı'nın diğer adı
Adâlet'tir... Adâlet, mühlet verir (yumhil) ama ihmâl etmez (la-yuhmil)...”
Eski'yi, Yeni
ile koruyamadığın sürece, geçmişin şan ve şerefiyle övünmenin sana hiç bir
faydası yoktur. -Ebu Yakub el-Hureymî (ö. 214/829)
“Bir aydının milletini tenkit etmesi ile tahkir
etmesi iki ayrı tavırdır. Tenkit, tashih eder; tahkir ise tezyif...”
“Türkiye'de kimin değil, hangi iddianın iktidarda
olduğu önemlidir. İddiası olmadıktan sonra her Türk, Sultan olabilir...”
“Bir fikri, sadece savunanlar, mâl, makâm ve
şöhret kazanırlar; yalnızca yaşayanlar bedel öderler...”
“Arif ey dür: Yalnızca beyaz giymek, insanı
çamurdan korumaz; çamuru da dikkate almak zorundasın; çünkü çamur, çamurlar...”
“Tembel, öyle
bir ölüdür ki defn edilemez.”
Bu
ikbâl serâbında ne var ki, bir içen bir daha ayılamıyor. -Ahmed Cevdet Paşa
“Hayranlık
duyma; anlamaya çalış; hayranlık duyanlar yorumlarlar; anlamaya çalışanlar
sorgularlar...”
“Kulluk,
Varlık dairesindeki her bir var-olanın, var-olma koşuluna uygun eylemesidir.
İnsanın var-olma koşulu, düşünmedir/bilmedir.”
“Hayat,
geçmişe doğru anlaşılır, geleceğe doğru yaşanır. 'Anlamak', hayatı 'anlamlı'
yaşamanm/kılmanm asgari koşuludur.”
“Bir
tartışmada, yalnızca karşısındakini mahcup etmek ya da yenmek için düşünce
üreten, ya kendinden emin değildir ya da niyeti farklıdır.”
“Bir
konuda, doğru bile olsa, taassub yoluyla fikir beyan etmek hakikati rencide
eder. Bu nedenle ulema dinde bile taassubu caiz görmemiştir.” Nazar, iki
türlüdür: Göz ile bakıldığında ‘nazara ilâ...’, akıl-ile düşünülerek
bakıldığında ‘nazara fî...’ denilir. Ramazan Efendi [XV.yy].
Cânıma
bir merhabâ sundu ezelden çeşm-i yâr
Öyle
mest oldum ki gayrın merhabâsın bilmedim. -Bursah Ahmed Paşa “Günümüz kavgaları
için bir ölçüt:
Hadis’te
niçin “ümmetimin ‘ihtilâfı rahmettir” denmiştir de ‘hilâfı denmemiştir.
Çünkü:
Gidiş yollan farklı, maksad aynı ise ihtilâf; hem yollar hem de maksad farklı
ise hilâf denir. Ramazan Efendi [XV.yy].
Günümüzde
insanlar/müslümanlar arasında ihtilâf değil hilâf vardır. Zira
‘kasd’ın/‘maksad’ın farklı olduğu yerde ‘usul’ aynı olmaz.”
“Afet-i gamdan
aceb dünyada kim azadedir
Herkesin bir
derdi var mademki âdemzâdedir.” -Lâedrî
Münafık
dostlardan aşikâre düşmenân yeğdir. -Nâbî
“Hırlaşır bir
lâşeye üşüşmüş nice yüz bin kilâb
Biz de pay almak
için geldik bu kavga üstüne.” -Hüdâî
Arif isen bir
gül yeter kokmağa,
Cahil isen gir
bahçeye yıkmağa. -Lâedri
“Zekâsını başkalannın
yanlışlarını bulmaya teksif eden bir kişi, bir süre sonra kendi doğrularını da
kaybeder.”
Sasanî Komutan:
Ey baldırı çıplak Arap! Burada ne işiniz var?
Sad b. Ebî
Vakkas: Bir teklifimiz var! Size onu yapmaya geldik.
“Bir yerde bulunmanın,
kendine hâs bir işe kalkışmanın, hatta kendine ait bir cümle kurmanın asgarî
meşrû zemini, bir teklif sahibi olmaktır.”
“Kendi oyununu kuramayan
milletler, başka milletlerin kendilerine kurduklarını vehmettikleri oyunları
anlamakla/çözmekle oyalanırlar.”
“Bir
milleti, bir kere yenmek istiyorsanız onunla savaşın; sürekli yenme zevkini
tatmak istiyorsanız, kendi tarihi önünde küçük düşürün.” “Arz-ı hâl etmeye
cânân seni tenhâ bulamam
Seni tenhâ
bulicek, kendimi aslâ bulamam.” -Fuzûlî
“Şeb-i yeldâyı
müneccimle muvakkit ne bilür
Mübtelâ-yı gama
sor kim geceler kaç saat. “-Sâbit
“Ne derviş ü ne
zâhidden ne mîr ü şâhdan iste
Yürü yoktan seni
var eyleyen Allah’dan iste.”-Azmî
“Sanma ey hâce
ki senden zer ü sîm isterler
Yevme
lâ-yenfeu'da kalb-i selim isterler. “-Rûhî-i Bağdadî
“Gayret olmadan rahmet
olmaz. Rahmanın rahmetine muhatab olmanın asgarî şartı gayret; Rahîminkine
muhatab olmanın asgarî şartı ise ihlâs'tır.” “Çağdaş düşünürlerimizin yanlışı:
Ya ahvâli sâbitlemek ya usûlu ihmâl etmek. Çözüm: Usûleyni[usûl-i fıkh ve
usûl-i dîn] yeniden ihyâ etmek.” “Tarih, nehir gibidir; hafifleri sürükler;
ağırları dibine çeker. Tarihin ağırlıkları ancak dibe dalarak çıkarılabilir.”
-F. Bacon
“Sanmam ki
taleb-i devleti câh etmeye geldik
Biz âleme bir
yâr için âh etmeğe geldik.” -Yenişehirli Avnî
“Öyleyse Tevhîd, mutlak nedenlerin idrâkinin
aczi; O’ndan başka fâilin olmadığı; herşeyin O’ndan geldiği ve O’na döneceğinin
idrâkidir. Çünkü, istidlâlî idrâkin acziyetinin idrâki bir tür idrâktir; bu tür
idrâk Tevhîd’in başlangıcıdır.” -Mukaddime-
“Asâf m mikdarın
bilmez Süleymân olmayan
Bilmez inşân
kadrini âlemde inşân olmayan.”-Ziyâ Paşa
“Tîz olma,
teemmül kıl, her hâle tahammül kıl
Allah’a gönül
kıl, tedbîri bozar takdîr.” -Kemalpaşazâde
Mâsivâdan el
çekip mahlûkattan ümid kes
Virdin olsun her
nefes "Allah bes, bâkî heves". -Lâedrî-
Saltanat
dedikleri ancak cihân gavgâsıdır
Olmaya baht ü
sa’adet dünyâda vahdet gibi. -Muhibbî (Kanûnî)
“Baş eğmeziz
edâniye dünyâ-yı dûn içün
Allah’adır
tevekkülümüz itimâdımız.” -Bâkî
Erişir menzil-i
maksûduna âheste giden
Tîz reftâr
olanın pâyine dâmen dolaşır. -İbrahim Mâtemî (ö. 1595)-
“Huzûr, her
dâim, O’nun huzûrunda hâzır olma bilincidir. Çünkü, ancak hâzır olanlar, huzûr
bulurlar...”
“Nazar,
manzarayı yaratır. Nokta-i nazar ise, manzûmeyi...; yani aklın muktezâsına
uygun ‘anlamlı’ bakış-açısım.”
İnsanları,
hikâyeler birleştirir; gerçekler ayrıştırır. Şiblî.
“Her kültür,
kendi gökyüzüne bakar. Baktığınızda size ait bir gökyüzü göremiyorsanız, ithâl
yabancı bir kültürde yaşıyorsunuz demektir.”
“Hâkim, hükm
eder; Mütehakkim, tahakküm. Hüküm, olgu ve olayların doğasına göre iken,
tahakküm kişinin nefsini olgu ve olaylara dayatmasıdır.”
“Yorum, doğru
anlamak için değil, yanlış anlamamak için verilen bir narasıdır’ vcınılmavan vcınımlavamaz
”
“Malûmâtın yanlış olduğu
yerde, yorumun doğruluğu tartışılmaz. Usûl’un/Yöntem’in olmadığı yerde yalnızca
susulur; kıpırdanmaz.”
“Millet, aynı dili konuşan
değil, aynı hali paylaşan insanlar topluluğudur” - Hz. Mevlana (k.s.)-
Doğal bir nesneyi donanımına
sahip olmadığı yeni bir durum; insanı ise, ahlâkını ifsâd eden lüks ve konfor
yok eder. Çünkü lüks ve konfor, nefsî olduğundan, belirsizlikten ve
sınırsızlıktan beslenir; sonuçta sınırlarını kaybeden, kaybolur.—İlm-i ahlâk
Havâdise takılanların zihni,
ahvâle takılanların aklı karışır. Her ikisini usûl ile bir kânûn altında zabt
eden çözüme ulaşır -Üm-i ihtisâb
Eylesen tûtîye ta‘lîm-i
edâ-yı kelimât // Sözü inşân olur ammâ özü inşân olmaz —Fuzûlî
”Erenler eydür: Aklında fikir
olmayanın, dilinde küfür; kalbinde muhabbet olmayanın elinde şiddet olur.”
“Urefâ: Riyâ gizli şirk;
ihlâs gizli tevhiddir. Riyâ kolaydır çünkü ödenilecek bir bedeli, ihlâs zordur
çünkü alınacak bir karşılığı yoktur.”
Kudemâ’dan: ‘ Asl’ıfilkesi]
olmayanın ‘usul’ü[yöntemi], usulü olmayanın da ‘uslub’üftarzı] olmaz; uslubsüz
davranana ise hayat acımaz.
“Havâdise İbn Hal duncu
yorum: Kalpleri müteferrik olanların akılları birleştirilemez. Uyarlarsak:
Anlam-daş olamayanlar bir Millet olamazlar.”
“Urefâ der ki: İnsanlar
arasında ihtilâf, görüşlerin(ârâ) değil; arkalarındaki amaçsız isteklerin(ehvâ)
farklı olmasından kaynaklanır.”
“Akibetinden emin olmak
kibirdir. İnsana düşen vazifesini yapmaktır; âkibetini hesaplamak değil; çünkü
istikâmeti olan âkibetini hesap etmez.” “Hak-sız olanlar, varlıklarını
başkalarının yokluğuna bağlarlar. Bu nedenle Türkçe, yok’u, müslümanlaştıktan
sonra hay(ı)r ile değiştirmiştir.”
“Olayları yalnızca ‘değerler’
ile yorumlayanlar, “başardık çünkü müslümandık” güveninden “başaramadık çünkü
müslümandık” reddiyesine varırlar”
“Bir insanın kendine ilişkin
kanaati değişmeden, olgu ve olaylara ilişkin bakış-açısı değişmez; çünkü insan
yenilenmeden hayat yenilenmez.”
“Bir fikrî tartışmayı,
konuşlanmak(yer tutmak) olarak gören ötekiyle savaşır; konuşmak olarak gören
birlikte düşünmeye çalışır”
“Tanrı, Adem’e isim-leri
öğretti; yani yasa-ları, sınır-ları. Bu nedenle İslâm’ın altıncı şartı,
had-dini bilmektir.”
“Bir kuşağın kendi
dönemindeki sorunlar/sorular için geliştirdikleri çözümler, bir sonraki kuşağın
ilkeleri haline gelirler. Bu nedenle sonraki kuşak için iki iş söz konusudur:
Eski ilkeler için çatışmak; ve güncel sorunları yeni çözümlerle aşmak.”
“Sağlıklı her toplumsal
dönüşüm felsefî bir bakış-açısına dayanır; bu nedenle felsefe, teknolojiden
önemlidir.”
“'Bir fikre
sahip olmak' ile 'bir fikri savunmak' ayrı durumlardır. Birincisi bizleştiren
bir yürüyüş; İkincisi ötekileştiren bir kavgadır.”
“Geçmişini bilmeyenler, şimdilerinde çırpınır,
geleceklerinde boğulurlar.
Çünkü
ihtibârsız/deneyimsiz ihtiyar/seçim ne sâdık ne de sahih olur.”
“Ulemâ ve Urefâ şu noktada müttefiktir:
Tefekkür vâciptir; ister sûretten ma'naya (istidlâlî) ister zâhirden bâtına
(keşfî) olsun. “A.A.Konuk
“ Her kâl bir makama muvâfık, her makam bir
hâle mutâbıktır. Kâl ile hâl arasındaki ihtilâf, insâniyette zevâle, ittihâd
ise kemâle isâl eder.”
“Çocuğun babasının kemâline inanarak ona
benzemeye çalışması gibi, mağlûblar da kemâline inanarak gâlibleri örnek
alırlar” Mukaddime 1/242- 43
“Mağlûb, gâlibin başarısını gücüne değil
âdetlerinin kemâline bağlar; bu nedenle gâlibi taklid eder; ona benzemeye
çalışır.” Mukaddime I, 242.
“Güç ve eğitim kaynaklı yasalar insan direncini
bozar çünkü yaptırımı haricîdir. Dinî yasalar bozmaz çünkü yaptırımı zatîdir.”
Mukaddime I, 204.
“İnsan, gelenek-göreneklerinin ve
alışkanlıklarının ürünüdür; doğasının ve mizacının değil.” İbn Haldun,
Mukaddime, c. I, s. 201.
“İnsanlar uyanıkken, tek bir dünyada yaşarlar;
uykuda kendi dünyalarında uyurlar. Tarihte ise, uykuda bile aynı rüyayı
görenler, yol alırlar.”
“Tarih: Bir kültürün geçmişini, kendi gelecek
ufkuna göre idrâk ve inşâ etmesidir.”
“Doğa’ya ilişkin bilgi, 1. algılanabilir; 2.
denetlendiğinde doğrulanabilir; 3. ve faydalı olmalıdır.” İbn Kuteybe (ö. 889),
Kitab el-envâ.
“Her bilginin bir menzili vardır; o menzile
varmadan, o bilgi nâzil olmaz; çünkü nuzûl, menzile tabidir.”
Taşköprülü-zade...
“İlim, aklın ibadetidir; belirli bir ibadeti
yapan her bir organın bir tahareti vardır; öyleyse aklın tahareti ahlaktır.”
Taşköprülü-zade
“Merhum önderimiz Aliya İzzetbegoviç'in
deyişiyle bitirelim: Bilime evet!
Ama sanatın
kurduğu bir dünyada... Allahu a'lemu bi's-sevab...”
“Yine önderimiz Aliya ile bitirelim: Medenî
insan, hatıraları olan insandır; uğruna dövüşebileceği, kendini tehlikeye
atabileceği hatıraları.”
“Tanrı'ya rağmen insanlara tasallut ve
tahakküm, en hafif deyişle, tekebbürdür... Haddini bilmemezliktir.”
“ Tebliğ: İyiyi, doğruyu ve güzeli insanların
idrakine sunup edeble geri çekilmedir... “
“İlim talebinde kemal-i ciddiyet ilmi artırır;
çünkü amel/uygulama bilginin kaynaklarından biridir.”
“Birbirimizi/İnsanları değil, teori ve
yorumlarımızı eleştirebilir/öldürebiliriz.
Hiç bir bilgi
insanı rencide etmeye değmez. “
“Bilgide doğruluk (el-Sıdk fı'l-hak); eylemde
iyilik (el-Hayr fı'l-amel); yaşayışta istikamet (el-istikame fı'l-ahval)... “
“Duyu(mahsus) ve
zihni(mevhum) idrakinde sorun bulunan kişinin akli(makul) bilgisinde de
eksiklik olacağından kemali noksan olur.”
“Hiç bir
M-Teori/Grand Teori insan bilgisi/idraki için son değil yalnızca bir aşamadır.”
“Munkız
okumalarından bazı ilkeler: 1. Tabiata ilişkin bilgi
insan/gözlem/teori-bağımlı; hayata ilişkin bilgi insan/yorum-bağımlıdır.” “İyi
bilmek, söylediğiniz şeylere inanılmasını gerektirmez. Çünkü bilgi öğrenim
gerektirir ve birşey öğretilemeyecek kişiler de vardır” Aristoteles.
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar