Print Friendly and PDF

Aşkına Kul Olmuş Biri






Sevdalı Yağmurum…


Her günden farklı olarak güneş gibi doğdun. Ve sesinle süslenmiş şarkılarını dinleyerek, içimin alevlerine göz yaşları döktüm. İçim ferahlar belki.

Kuru pınardan akan su azdır ama, sonuçta dökülüyor. Görmüşüm seni, sevmişim seni. Herkes görüyor ama kimse benim gibi seni göremezler, diyorum.

İnan ki, gölgelerden, yıllarımın hatasını saymaktan usandım ışığına çok ihtiyacım var. Kendimle yalnız kalmak ve gözlerimi kapatıp seni sürekli dinlenmek istiyorum. Çünkü sensizliğin zamanı, bana çok uzun geliyor.

Gurbet elde beni görmüyordun, ben ise tapar gibi seni seviyordum. Ah gizlim saklım diye. Sonuçta tükendim. Öyle ki, hayatımda tek güç ve umut ışığı kalmadı. Ve şu an ruhum kırılsa, canımın pahasına, daha sensiz yaşayamam.

Bir dileğim, var olmaz mı?

İçine alıp gideceğin sonsuza beni de götürsen…seninle beraber, çıplak aşkımıza tutunsak, onun sarhoşluğu içinde biz bize olsak. Olmaz mı?

Nurlu kalbim.

Sensizlik dayanılması zor bir hal. Her an seninleydim ve gölgendim ve seni arıyordum. Fakat serseri serseri bir halde…

Ateş yakar… ama sen aşkınla beni tutuşturuyor yakmıyorsun, daha fazla bir nevi parlatıyor, yüksek duygulara çıkarıyor, hafifletiyorsun. Bu bile beni sakinleştirmiyor.

Kalbî Duygularım, Ruhum vicdanım!

Aşkınla beni tut, yalnız bırakma. İkinci bir şansım daha olamayabilir. Başkalarının beni sevmelerine gerek yok. Bunu iyice öğrendim. Eskiyi yaşamayalım. Bir olalım…biz olalım.

Acı çekmiyor muyum?

Evet…

Dürüst olmak gerekirse aciz kulunum, noksanlığım olmaz mı?

Var…

Ancak aşksız bir ömür, yaşanılası bir hayat değil ki!

Her halde sadece sana ihtiyacım varsa ki, var… sensiz başka bir hayatı istemiyorum!

Bu denli içime dolduğun halde, sensizlik içimi tümden kaplayınca, gülmelerim gidiyor, çığlıklar atıyor, saatlerce ağlıyor ve kendimi affedemiyorum.

Adını anıyorum titrek sesimle… acım fırtınalı çalkantılı bir denize dönüşüyor ve dalgaları beni yutuyor.

Beni ikna edip senden vazgeçirmeye çalışıyorlar ama yenemiyorlar! Ben bu alemlerde kaybolsam, seni bulacağım. Çünkü seni istemsiz seviyorum.

Üzülüyorsun.

Çaresizlikten içimi yakan bu sözleri duymak istemiyorsun. Bu bile benim için bir utanç ve hata. Bilmez miyim…çaresizlik çok zor.

Sana olan aşkımın içimde damarlarımda yakıcılığını hissediyorum…bundan dolayı ölmem lazım…hayır ölemem. Hayır ölemem…sensizlik olur diye istemiyorum. Sonra kendimi avutuyor, kavuşmuş gibi suskun bekliyorum.

Bağımlılığım, ilham perim, nefsimdeki arzum!

Sana yalvarıyorum

Duy hep beni duy!

Kalbim seni bekliyor!

Tenimde dudaklarını hissettiğim ve o an sana konuştuğum, deliler gibi, seni seviyorum…dediğim rüyamda, kendimle yüzleşiyor ve bu düştüğüm bu rüyaya ağlıyorum…Sonra kalbim seni takip ediyor… tebessüm eden yüzünün kalbime vuruşunu algılayınca, o an derin bir nefes alıyorum. İçimdeki karanlıklar kayboluyor. Umutsuzluğumdan çıkışım oluyorsun. Şimdi bu engellerle yaşamak ve aşkını hissetmek bana kalan tek şey…

Sadece senin için…sevmek ve yaşamak.

Her zaman bana, daha iyi bir gün ve yeniden söyleyecek güzel şeyler vardır diyen meleğim…beni bırakmayıp güneşim ve ruhumdaki sükûnetim oldun.

Bütün bunları sana yazmak şikâyet için değil, ama bilmeni istiyorum. Kimsesizliğin olduğu yerde önünde diz çöküp sana secdeler etmek hayran hayran bakmak. Her şey bir rüya mı, gerçek mi, diye…şaşkın şaşkın kalmak. Beni kucakladığını, aşkıma kul olmuş biri demeni… Rüyam… Gerçek olmaz mı?

İsmail Hakkı Altuntaş

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar