Print Friendly and PDF

HADÎKA...Kalbin Huzur Ve Huşu İle Namazı

 

Kalbin Huzur Ve Huşu İle Namazına Temsil Hz. Ali Kerrem'allahü Veche Radiyallâhü Anh Kıssası

Haydar-ı Kerrâr, Uhud savaşında ciddi şekilde ağır bir yara aldı.

Okun başı ayağında kaldı ve tek çare onu çıkarmanın gerekli olduğunu biliyordu.

Cerrah görür görmez dedi ki,   Ok ucunun görünmesi için yaranın açılması gerekir. Yanaklarını ısırsa da dayanacak gücü bulamayınca: "Namaz vaktine kadar bırak" buyurdu.

Bu yüzden namaz kılmaya başlayınca, cerrah  ok ucunu bacağından nazikçe çıkardı,  Böylece (yaradan) tüm ok uçlarını, acı duymadan ve bağırmadan çıkardı.

Allah Teâlâ   Hz. Ali'yi "Veli" olarak çağırır, o namazı bitirince, "Acım daha az, nasıl olur?" [çıkarmadıysanız?] dedi. Sonra neden namaz kıldığım yerde bu kadar kan var?”

Mustafa'nın çocuklarına ziynet ve devrinin emsalsiz güzeli Hz. Hüseyin'in dolmuş kanın sebebini söyledi.

"Sen namaza başladığın zaman, Allah'ın [lütuf]kanadı senin üzerine indi ve cerrah sen daha namazını bitirmeden okların ucunu çıkardı."

Haydar [Aslan] dedi ki, "En büyük Yaratıcıya yemin ederim ki, bunun acısı hakkında hiçbir şey bilmiyorum."

Ey namaz kılmakla meşhur olan, insanların önünde dindarlığınla övülen sen, bu şekilde dua et ve hikâyenin yorumunu anla; yoksa kalkıp ve boş yere sakalını sallamayı bırak.

Ve ihlasla namaza girdiğiniz zaman ondan çıkana kadar bütün  arzuların yerine getirilecek.

Ama ihlâssız yüz kere selam versen, o zaman [namazın] içinde kaybolmadın, sade cahilsin..

[İhlaslı namazında] Senin bir selamın yüz selama, sıdkile yaptığın secde yüz  kıyama [ayakta durma] eşittir.

Alışkanlık olan o namaz, rüzgâr çıkınca toz olur.

Ve bu şekilde manevi dua, hareketin ağırlığı ile geldiğini sanırsınız.

Tanrı'ya dua ederken ruh erir, ama onunla hareket eden dilencidir.

Böylece iyiyi ve değersizi arar ve Ebu Cehil'in yolunu tutarsın.

Adam olmak istiyorsan karadan ayrıl ve kendini denize at.

Ve eğer denizden saf inciler elde etmezsen, o zaman bilirsin ki, suya dalmamışsın.

Ey Komutan, Allah yolunda yumruğunu vur, istediğini elde edemezsen de, utancından kurtulursun.

Ve suyu ve toprağı ar eden adam, havanın üzerinde yükselen ateş gibidir.

Cebrail'den gelen tacı bulana kadar su başlığını başına koyma…

Melikin kalansüvesi/ şapkası senin için bir taç olacak ve felekin miğferi senin için dönecek.

Ta ki heva ve hevesten Hakkı bilene kadar  bütün bunların senin için hiçbir şey olmadığını öğrenene kadar.

Yokluğunuz varoluşa eşittir ve onun tek istediği de budur.

**

التمثيل فى الخشوع وحضور القلب فى الصلاة  قصة أمير المؤمتين علي عليه السلام

فى موقعة أحد جرح الأمير حيدر الكرار جرحا شديدا.

وبقيت رأس سهم فى قدمه، واقتضى رأيه فى ذلك الزمان.

أن يخرج هذا الرأس من قدمه، فهكذا كان الدواء لها.

١٣٩٥ - وحينما رآها الطبيب قال سريعا : يجب أن تقطع بالسيف ثانية.

وذلك لكى يظهر رأس السهم، ينبغى إذن أن يفتح الجرح الملتم.

وبالرغم من أنه عض على نواجذهإلا أنه لم يجد طاقة الاحتمال، فقال : دعها إلى وقت الصلاة.

وحينما صار فى الصلاة، قطع الحجام بدنه اللطيف.

فأخرج من( الجرح) كل رؤوس السهام، وذلك دون ان يحس بالألم ودون ان يصيح.

١٤٠٠- وحينما خرج على. وهو ذلك الذى دعاه الله وليا - من الصلاة.

-قال:قل أن يوجد ألم مثل( الذى احسن به)، ولأى سبب أجد مكان الصلاء ممتلأ بالدم.

فقال لم جمال العصر الحسين، ذلك الذى صار زينة لأولاد المصطفى.

حينما رحت أنت فى الصلاة، وانسدل عليك جناح الله.

اخرج الحجام ( من الجرح) رأس السهم، ومع ذلك فلم تخرج مسلما من الصلاة.

١٤٠٥-قال حيدر: وحق الخالق الأكبر، لم يكن لى أى علم بذلك الألم.

-فيامن صرت كثير الشهرة بالصلاة، ووصفت بالعبادة على كل الأشخاص.

هكذا قم بالصلاة وفصلها، وإلا فانهض ولا تحرك ذقنك حائرا.

وحينما تدخل إلى الصلاة صادقا، فسوف تخرج منها وكل رغباتك محققة.

وإذا قمت بما ئة سلام دون صدق، فأنت لست ضايعا فى الأمر بك ساذج.

١٤١٠- فسلامك الواحد يساوى مائة سلام، وسجدة الصدق تساوى مائة قيام.

فتلك الصلاة التى تكون على سبيل العادة، تكون ترابا ( يذرى ) حين تقوم الريح.

والصلاة الروحانية فى هذا الطريق، تظنها أنت تتأ تى بثقل الحركة.

وفى الصلاة لله تذوب الروح، أما الذى يتحرك بتؤده فهو الشحاذ.

وهكذا فإنه يبحث عن الصالح وغير الصالح ويتخذ طريق أبى جهل.

١٤١٥- وإذا أردت أن تكون رجلا، فأترك البر والق بنفسك فى البحر.

وإذا لم تحصل من البحر عن الدر الخالص، فإنك تعلم أنك لن تعجز فى الماء .

ويا أيها القائد اضرب بقبضتك فى طريق الله، وإذا لم تظفر بالمراد فإنك تتخلص من العار.

والرجل الذى يجد من الماء والتراب عارا، يكون كالنار يعلو على الهواء .

ولا تضع خوذة الماء على رأسك، حتى تجد التاج من جبريل.

١٤٢٠- وتتحول قلنسوة الملك إلى تاج لك، وتنقلب من أجلك خوذة الفلك.

حتى تعرف الحق من الهوى والهوس،و( تعرف ) إن كل هذه الأشياء ليست شيئا بالنسبة لك.

وعدمك كالوجود سواء بسواء ، وكل ما رغبته هو ذاك .

**

On The Participation Of The Heart In Prayer.   

At the battle of Uhud cAli the Prince, the impetuous Lion, received a grievous wound. The head of the arrow remained in his foot, and he knew that it was necessary to take it out, this being the only cure for him. As soon as the surgeon saw it, he said,   We must cut it open with a knife ; to find the arrow-head, a key must be applied   to the closed wound.”  But ‘Ali had no strength to bear the inser­

tion of the forceps ;  “ Let it alone,” said he, “ till the time of prayer.” So when he was engaged in prayer his surgeon gently took out the arrow-head from his limb,’    bringing it clear away while ‘All was unconscious of any suffering or pain.

When ‘All ceased from prayer (he whom God called Friend), he said, “ My pain is less,—how is that ? And why is there all this blood where I have been praying ?” Husain,  the glory of the world, splendid above all the children of Mustafa, answered him, “ When u thou enteredst into prayer, thou wentest up to God, and the surgeon took out the arrow-head before thou hadst finished thy prayer.” Said the Lion, “ By the most great Creator, I knew nothing of the pain of it.”

 thou, who art well known for thy prayers, who art commended before men for thy piety, pray in this wise anddiscern the interpreta­tion of the story ; or else rise, and cease vainly to wag thy beard.

When thou enterest into prayer in sincerity, thou 'wilt come forth from prayer with all thy desire obtained; but if without sincerity thou offer a hundred salutations,  thou art still abungler, thy work a failure. One salutation is the same as two hundred one prostration ) in sincerity is worth thy standing erect* a hundred times, for the ( prayer that is mere matter of custom is dust that is scattered by the ' wind. The prayers that reach God’s court are those that the soul prays; the mere mimic is ever a mendicant, praying unworthily, without intelligence, since he chooses the path of folly. For on this Path prayer of the spirit is of more account than barren mimicry.

[missing text]

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar