Çınar Yıkıldı
Bir gün yine Mustafa Bey Hz. ile Sirkecideki Konya Lezzet lokantasında öğlen yemeği yemeye gittik, yemeyken sonra kahvelerimizi içmek için troleybüse bindik, o gün benim içimde muazzam fırtınalar kopuyor, allak bullak perişan bir ruh halindeyken, kendilerine "efendim ben sizin huzurunuza gelebilecek bir adam değilim, bende madde mana hiçbir şey yoktur, beni affedin dedim" o zaman mübareğin kaşları çatılarak kızgın bir halde (o ne demek, sen Hoca Efendi Hz.’nin elini öpmedin mi, sen kendini ne zannediyorsun, kendini bilmiyor daha ne istiyorsun, biz birini kabul etmek istediğimizde, elestü-birabbikeden mahşer alemine kadar seyri sülüküne bakar öyle kabul ederiz anladın mı) buyurdular. Bu arada Gülhane parkına geldik, benim içimdeki fırtınalar gitmiş, o isyankar halim zail olmuş olarak ikimiz havuzun başında kahvelerimizi içerek bir müddet sohbet ettik. Arifi billahi ve mürşidi kamili anlamak çok zor. Şimdi her kelamı kibarlarını anlamaya gayret ediyoruz. Bizler hep zahiri ...