Print Friendly and PDF

Kader ve Yazgının Farklı Görünümleri...

Bunlarada Bakarsınız

 

Tarafınızdan ortaya konan bu derin felsefi sorgulama, insanın yaşam yolculuğundaki irade / seçim ve yazgı / kader (destiny / fate) arasındaki karmaşık ilişkiyi ve bu ilişkinin doğa bilimleri, psikoloji ve manevi / spritüel / spiritual yaklaşımlar çerçevesindeki farklı yorumlarını incelemeyi gerektirmektedir. Elimizdeki kaynaklar, kaderin kesinlikle önceden yazılmış mutlak bir determinizm / gerekircilik olup olmadığı, yoksa tesadüflerin bir sonucu olarak mı ortaya çıktığı sorusuna tek bir yanıt vermemekle birlikte, bu süreçte ilahi müdahalenin (Godwinks / Tanrı'nın göz kırpmaları) rolünü anlamamıza yardımcı olacak kapsamlı bir bakış açısı sunmaktadır.

I. Kader ve Yazgının Farklı Görünümleri: Önceden Yazılmış Zorunluluk mu, Tesadüfün Örüntüsü mü?

Kader ve tesadüf kavramları, bilim ve maneviyatın farklı düzlemlerinde ele alınmaktadır.

A. Kozmik ve Biyolojik Zorunluluklar

Bir görüşe göre, bireysel eylemler dâhil olmak üzere evrendeki her olayın, mutlak bir nedensellik zinciri içinde önceden belirlenmiş olduğu varsayılır. Bu, Laplace Şeytanı vizyonu ile temsil edilen katı bir gerekircilik / determinizm düşüncesidir.

Ancak modern bilim, bu katı gerekirciliğin sınırlarını sorgulamaktadır:

  1. Kaos ve Öngörülemezlik: Fiziksel sistemler (örneğin hava durumu gibi karmaşık sistemler) dahi, başlangıç koşullarındaki en ufak bir belirsizlik nedeniyle tahmin edilemez sonuçlar doğurabilir. Bu durum, olayların zorunlu olması (gerekirci olması) ile öngörülemez olması arasında bir fark yaratır. Bu anlamda, yaşamdaki olayların çoğu, iki bağımsız nedensel dizinin beklenmedik kesişimi olarak, rastlantı / tesadüf olarak görünür.
  2. Kuantum Rastlantısı: Atom altı düzeyde, Kuantum Mekaniği, bir parçacığın konum ve hızının eşzamanlı olarak tam bilinemezliğini (belirsizlik) temel bir gerçeklik olarak sunar. Kaynaklar, bu kuantum rastlantısının daha özünlü / temel bir nitelik taşıdığını ve olasılık yasalarıyla yönetildiğini, ancak yine de belirli bir öngörülemezlik içerdiğini belirtir.
  3. Genetik ve Kronogenetik: İkizler üzerine yapılan çalışmalar, genetik mirasın sadece fiziksel özellikleri değil, aynı zamanda kişisel ilgi alanlarını, meslek seçimlerini ve hatta davranış eğilimlerini (örneğin kaza eğilimi) şaşırtıcı bir benzerlikle belirleyebildiğini göstermektedir. Kronogenetik bilimi, genlerin sadece özellikleri değil, bu özelliklerin yaşam boyunca hangi yaşta ortaya çıkacağını da kontrol ettiğini öne sürer. Bu, kaderin biyolojik bir program dahilinde işlediği fikrini güçlendirir, ancak bu programın ayrıntıları büyük ölçüde tahmin edilemez kalır.

B. Psikolojik ve Ruhsal Determinasyon (Yazgı)

Kaderin rastlantısal olaylar tarafından örüldüğü fikrine karşı, psikolojik ve spritüel yaklaşımlar, bireyin yaşamının bilinçdışı veya manevi bir amaç tarafından şekillendirildiğini savunur.

  1. Görünmez Sadakat ve Tekrar Zorunluluğu: (Önceki yazılarımızda) bahsedildiği gibi, birey, aile geçmişindeki çözülmemiş travmaların ve sırların yükünü taşır. Bu görünmez sadakat / invisible loyalty, kişinin kendi özgün yaşamını yaşamasını engeller ve atalarının yaşadığı olayları bilinçdışı bir zorlamayla (fantomal / hayalet şeklinde) tekrar etmesine neden olur. Bu döngü, en çarpıcı şekilde yıldönümü sendromu (anniversary syndrome) ile kendini gösterir, burada travmatik olaylar belirli yaşlarda veya tarihlerde tekrarlanır.
  2. Kolektif Bilinçdışı ve Arketip: Carl Jung’a göre, bireyin yaşamındaki olaylar, sadece bireysel neden-sonuç zincirine değil, aynı zamanda kolektif bilinçdışı / collective unconscious tarafından belirlenen arketipsel temalara da bağlıdır. Synchronicity / eşzamanlılık, bu arketipsel örüntülerin hem zihinde (rüya, sezgi) hem de dış dünyada (olaylar) aynı anda anlamlı bir şekilde tezahür etmesi durumudur. Jung, yazgının / kaderin çözülmemiş meselelerinin, akausal / nedensiz bir ilke olan synchronicity ile yüzeye çıktığına inanmıştır.
  3. Kader ve Yazgı Ayrımı: Synchronicity üzerine çalışan uzmanlar, kader (fate) ile yazgı (destiny) arasında ayrım yapar. Kader, bireyin pasif bir şekilde sürüklendiği, kontrol edemediği olaylar dizisi iken, yazgı (destiny), bireyin bu olaylara bilinçli katılımı ve seçimiyle şekillenen, kendini gerçekleştirme yolculuğudur. Jung’a göre, insan, kaderin zorladığı yoldan yazgısını inşa etmeye zorlanır.

II. Tanrı'nın Kader Planındaki Müdahalesi (Godwinks)

Kaynaklar, halkın gücünü aşan olaylar silsilesiyle gerçekleşen büyük değişikliklerin veya bireysel kurtuluş anlarının, ilahi bir takdir ya da Tanrı’nın göz kırpması (godwink) olarak yorumlandığı vakalara odaklanmaktadır.

A. Godwink Mekanizması ve Kanıtı

Godwink, Tanrı'dan gelen, tesadüf veya cevaplanmış dua yoluyla gerçekleşen kişisel ve dolaysız bir güvence / reassurance mesajıdır. Bu, kişinin hayatındaki belirsizliği kesinliğe dönüştürmeye yardımcı olan küçük bir mucize olarak görülür.

  • Zamanlama ve Onay: Godwinks, özellikle duygusal geçiş dönemlerinde (doğum, ölüm, kriz, seyahat, aşk) sıkça görülür. Bu, tesadüflerin, bireyin içinde bulunduğu yüksek duygusal durumla (high emotional charge) akausal olarak örtüşmesiyle olur. Godwink, kişiye “doğru yolda” olduğuna dair evrenden gelen bir onay / affirmation hissi verir.
  • Örnekler:
    • Bir kişi, intihar etmeyi düşündüğü anda, hayatta kalması için bir neden sunan bir telefon alır veya bir tanıdığı tesadüfen belirir.
    • Bir koro üyesinin tüm arkadaşları, normalde dakik olmalarına rağmen, kiliseleri patlamadan saniyeler önce çeşitli küçük nedenlerle (elbise ütüleme, geometri problemi çözme, arabanın çalışmaması) gecikir ve hayatta kalır; bu, çoklu nadir olayların kümelenmesiyle oluşan “İlahi bir müdahale” (act of God) olarak yorumlanır.
    • Bir annenin, yıllar önce kaybettiği kızının en sevdiği şarkıyı radyoda duymasıyla, kaybın acısı içinde teselli bulması.
    • Tim Conway’in çocukken, Tanrı’yı sınamak için dua etmesi üzerine, piyango çekilişinde istediği haç ödülünü kazanması gibi kişisel hikayeler, bireye Tanrı’nın şahsi olarak ilgilendiği hissini verir.

B. Niyet, Teslimiyet ve Dönüşüm (Synchrodestiny)

Deepak Chopra tarafından geliştirilen Synchrodestiny / Eşzamanlı Yazgı kavramı, bireyin niyet / intention ve teslimiyet / surrender yoluyla kendi kaderini aktif olarak şekillendirebileceği fikrini savunur.

  1. Niyetin Gücü: Evrendeki her şeyin niyetten kaynaklandığı (intention) varsayılır. Bu niyet, yerel zihinden (ego) değil, uzamsız / nonlocal ve evrensel zihinden kaynaklanır. Bireyin niyeti, kozmik niyetle uyum sağladığında, synchronicity / eşzamanlılık yoluyla gerçekleşir. Bu, yaratıcı bir süreç olup, niyetin belirli bir frekansta enerji ve bilgi yayarak, çevredeki benzer enerjileri çekmesi (Seri Yasasına benzer bir akausal etki) esasına dayanır.
  2. Teslimiyet ve Farkındalık: Bireyin bu süreçteki rolü, yerel egoyu (local ego) serbest bırakmak (teslimiyet) ve zihinsel durumunu saf potansiyel (pure potentiality) durumuna getirmektir. Birey, olayları kontrol etme arzusunu bıraktığında, evrenin daha büyük düzeni devreye girer ve godwinks, yani niyetin gerçekleştiği anlar, ortaya çıkar. Bu, rastlantının sadece şans eseri değil, bilakis bilinçli dikkat ve niyetin bir ürünü olduğu anlamına gelir.
  3. Hataların Rolü: Godwinks, bazen hatalar, ters giden durumlar veya cevaplanmamış dualar şeklinde gelir. Örneğin, Ruth Fertel'in lokantasının yanması, ona daha büyük bir iş kurma fırsatı sunarak Tanrı’nın büyük planındaki bir sapma olarak yorumlanmıştır. Benzer şekilde, Rudy Giuliani'nin siyasi kariyerini engelleyen kanser teşhisi, onu 11 Eylül'de New York Belediye Başkanı olarak ulusal kahraman rolüne hazırlamış, böylece bu unanswered prayer / cevaplanmamış dua, daha büyük bir destiny / yazgıyı getirmiştir.

Dolayısıyla, kader ve tesadüf, birbirini dışlayan kavramlar değildir; aksine, rastlantı / coincidence (gündelik olayların akausal kümelenmesi) ve ilahi/bilinçdışı niyet (intention) arasındaki etkileşim, bireyin yazgısını oluşturur. Tanrı'nın planı (veya evrenin amacı), bu synchronicity anlarında, bireyin seçim ve teslimiyetine bağlı olarak açığa çıkar ve yönlendirilebilir.

 

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar