Print Friendly and PDF

Yayınlar


Parapsikoloji - Psişik Araştırmalar 2

Bunlarada Bakarsınız

 

Astral Seyahat

Şöyle bir soru sorulursa: "Astral seyahat teknikleri nelerdir, bu deneyim fiziksel bir gerçeklik mi yoksa zihinsel bir vizyon mudur ve gerçek dünyayla ilişkisi nasıldır?", konuyu eldeki kaynakların sunduğu bilimsel, parapsikolojik ve pratik veriler ışığında, adım adım ve en ince ayrıntılarıyla ele almak gerekir.

Astral Seyahatin Mahiyeti ve Uygulama Yöntemleri

Astral seyahat, literatürde sıklıkla "Beden Dışı Deneyim" / Out-of-Body Experience (OBE) olarak da adlandırılır ve bilincin fiziksel bedenden ayrılarak, genellikle "Astral Beden" veya "Esiri Beden" / Etheric Body adı verilen daha süptil / subtle bir araçla mekân içinde hareket etmesi durumu olarak tanımlanır (Frost & Frost, 1986). Kaynaklar, bu deneyimin istemsiz (kaza, ameliyat, şok anı) gerçekleşebileceği gibi, disiplinli bir çalışma ile iradi olarak da yapılabileceğini belirtmektedir (Slate, 2009).

Hazırlık ve Korunma

Uygulamaya geçmeden önce, kaynakların ısrarla üzerinde durduğu en önemli husus "fiziksel ve psişik korunma"dır. Astral bedenin fiziksel bedenden ayrılması durumunda, fiziksel bedenin savunmasız kalabileceği veya düşük titreşimli varlıkların (bazı kaynaklarda "psişik vampirler" veya "astral parazitler" olarak geçer) etkisi altına girebileceği uyarısı yapılır (Slate, 2009). Bu nedenle, çalışmaya başlamadan önce koruyucu bir enerji kalkanı oluşturulması tavsiye edilir.

Elde edilen kaynaklarda önerilen koruma duası ve olumlaması şöyledir:

Özgün İfade: "I am surrounded by the pure white light of the God. Nothing but good shall come to me. Nothing but good shall go from me." Türkçe Anlamı: "Tanrı'nın saf beyaz ışığı ile çevrelenmiş durumdayım. Bana iyilikten başka hiçbir şey gelmeyecek. Benden iyilikten başka hiçbir şey gitmeyecek."

Bu ifade, kişinin etrafında mavi-beyaz bir ışık silindiri hayal edilerek, tam bir inançla söylenmelidir (Frost & Frost, 1986).

Uygulama Teknikleri

Astral seyahat için önerilen yöntemler genellikle bedeni derin bir gevşeme / relaxation durumuna sokarken zihni uyanık tutmaya dayanır. İşte kaynaklardan derlenen temel bir yöntem:

  1. Hipnagogik Duruma Giriş: Bedenin uykuya dalmak üzere olduğu ancak bilincin hala yerinde olduğu "alacakaranlık kuşağı" / twilight zone veya hipnagogik durum hedeflenir. Rahat bir yere uzanılır, giysiler gevşetilir.
  2. Ritmik Soluma: Nefes alışverişi belirli bir ritme oturtulur. Bu, enerji bedeni / pranamaya kosha ile fiziksel beden arasındaki bağı gevşetmek için kritiktir (Meadows, 2004).
  3. İmgeleme ve Transfer: Kişi, kendini fiziksel bedeninin dışında, örneğin odanın tavan köşesinde veya yan odada hayal etmeye başlar. Bu sadece bir düşünce değil, tüm duyularla (görme, duyma, dokunma) orada olma hissidir. Roberts (2012), yan odaya gidip oradaki nesneleri incelemeyi ve sonra geri dönüp fiziksel bedene girmeyi içeren bir "zihinsel gezinti" egzersizi önerir.
  4. Titreşim ve Ayrılma: Derin gevşeme anında, vücutta bir vızıltı veya titreşim hissedilebilir. Bu, astral bedenin ayrılmaya hazır olduğunun işaretidir. Bu noktada korkuya kapılmadan, zihinsel bir emirle (niyetle) bedenden yukarı doğru süzülmek veya "yuvarlanarak" çıkmak hedeflenir (Frost & Frost, 1986).

Gerçeklik ve Hayal Arasındaki Çizgi

Astral seyahatin ontolojik statüsü (gerçekten oluyor mu yoksa beyin mi üretiyor?) konusunda kaynaklar üç ana görüş sunmaktadır:

  1. Tamamen Gerçek Olduğu Görüşü: Bu görüşe göre, astral seyahat sırasında kişi gerçekten fiziksel bedenini terk eder. Bunu destekleyen kanıtlar, "doğrulanabilir algı" / veridical perception vakalarıdır. Örneğin, bir trafik kazası geçiren ve bedenen baygın olan bir kişinin, bedeninin dışına çıkarak kaza mahallindeki olayları, uzaktaki bir araçtaki yolcunun dua ettiğini ve hatta o aracın plakasını görüp hafızasına kaydetmesi, daha sonra bu bilgilerin doğrulanması bu görüşü destekler (Katz, 2004). Ayrıca Panchadasi (1916), astral bedenin fiziksel bedene "gümüş kordon" / silver cord adı verilen elastik bir bağ ile bağlı olduğunu ve ölüm anında bu bağın koptuğunu belirtir.
  2. Zihinsel/Psikolojik Bir Fenomen Olduğu Görüşü: Şüpheci yaklaşım ve nörobilimsel bulgular, bu deneyimin beynin belirli bölgelerinin (özellikle Temporal Parietal Junction - TPJ) uyarılmasıyla oluşan bir tür halüsinasyon veya "vücut şeması bozukluğu" olabileceğini öne sürer. Beynin, kişinin konumunu belirleyen duyusal verileri entegre edememesi durumunda, bilincin kendisini bedenin dışında algılayabildiği savunulur (Novella, 2012). Ayrıca, rüyaların (özellikle lusid rüyaların) astral seyahat ile karıştırılabileceği, zihnin beklentileri doğrultusunda bir "sanal gerçeklik" yarattığı ifade edilir (Buchanan, 2009).
  3. Karma ve Bütüncül Görüş: Birçok modern araştırmacı ve parapsikolog, deneyimin "gerçek" bir dışsal algı ile zihinsel "analitik bindirme"nin / analytical overlay bir karışımı olduğunu savunur. Yani kişi gerçekten uzaktan bilgi alıyor olabilir (telepati veya durugörü yoluyla), ancak zihin bu bilgiyi "uçmak" veya "bedenden çıkmak" gibi sembolik bir drama dönüştürerek sunar (Buchanan, 2009).

Gerçekle Yakınlık Derecesi

Astral seyahat deneyimlerinde elde edilen görüntülerin gerçeklikle örtüşme oranı değişkendir:

  • Fiziksel Dünyanın Algılanması: Eğer kişi "Astral Şimdi" / Astral Here-Now adı verilen, fiziksel dünyaya en yakın frekansta bulunuyorsa, gördükleri fiziksel gerçeklikle büyük oranda örtüşür. Ancak bu boyutta bile, kişi kendi düşünceleriyle çevreyi değiştirebilir veya olmayan nesneler görebilir (Frost & Frost, 1986).
  • 360 Derece Görüş: Panchadasi (1916), astral bedende iken görüşün fiziksel gözler gibi sadece öne odaklı olmadığını, kişinin aynı anda her yönü (ön, arka, yanlar, iç, dış) görebildiğini belirtir. Bu, deneyimin fiziksel görmeden temel bir farkıdır.
  • Zaman Kayması: Astral planda zaman algısı fiziksel dünyadan farklıdır. Kişi, hedeflediği mekanın şu anki halini değil, geçmişteki veya gelecekteki bir halini görebilir, bu da "yanlış" bilgi gibi algılanabilir (Buchanan, 2009).

(Önceki yazılarımızda) değinilen uzaktan görüntüleme / remote viewing ile astral seyahat arasındaki temel fark şudur: Uzaktan görüntülemede kişi bilinciyle bir yere gidip oradan veri topladığını hisseder ama bedensel hisler minimumdur. Astral seyahatte ise kişi, "benliğinin" tamamen o mekanda olduğunu, fiziksel bedeniyle hiçbir bağı kalmadığını hisseder (McMoneagle, Mind Trek cited in Buchanan, 2009).

Sonuç olarak, kaynaklar astral seyahatin öğrenilebilir bir yetenek olduğunu, ancak elde edilen vizyonların her zaman %100 fiziksel gerçekliği yansıtmayabileceğini; zihinsel filtrelerin, inançların ve korkuların deneyimi şekillendirdiğini ortaya koymaktadır.


Hikaye: Kaza ve Dua Eden Yolcu

Bir kadın ciddi bir trafik kazası geçirir. Fiziksel bedeni ağır yaralı halde arabanın içinde sıkışmışken, bilinci bedeninden ayrılır ve olay yerinin üzerine yükselir. Aşağıdaki kaosu, kurtarma ekiplerini ve kendi yaralı bedenini izlerken acı hissetmez, sadece derin bir huzur duyar. O sırada, kaza yerinin yakınında duran başka bir araçtaki bir yolcunun kendisine huşu içinde baktığını ve kendisi için dua ettiğini fark eder. Kadın, o anki astral (beden dışı) farkındalığıyla, o aracın plakasını zihnine kazır.

Haftalar sonra hastaneden taburcu olduğunda, zihnine kaydettiği o plakayı araştırır ve sahibine ulaşır. Plaka sahibini bulup aradığında, telefondaki kişi şaşkınlık içinde kalır. Kazayı gördüğünü, ancak kimseye söylemediği halde, o an yaralı kadın için içtenlikle dua ettiğini doğrular.

Kıssadan Hisse ve Günümüze Bakan Yüzü: Bu hikaye, insanın sadece et ve kemikten ibaret olmadığını, bilincin en zorlu fiziksel travmalarda bile varlığını sürdürebilen bağımsız bir yapısı olabileceğini gösterir. Ayrıca, niyetin ve duanın (enerjinin) görünmez bağlarla insanları birbirine nasıl bağladığını kanıtlar niteliktedir.

Günümüze Bakan Yüzü: Modern dünyada, teknoloji ve maddeye o kadar odaklanmış durumdayız ki, birbirimizle olan görünmez bağlarımızı unutuyoruz. Birine gönderdiğimiz iyi bir dilek, bir dua veya pozitif bir düşünce, sandığımızdan çok daha somut bir etkiye sahip olabilir. İnsan bilinci, fiziksel sınırların ötesine geçebilme potansiyeline sahiptir ve en umutsuz anlarda bile yalnız değilizdir; bir yerlerde birileri bizimle görünmez bir bağ kuruyor olabilir.

Referanslar

  • Buchanan, L. (2009). The Seventh Sense: The Secrets of Remote Viewing as Told by a "Psychic Spy" for the U.S. Military. Paraview Pocket Books.
  • Frost, G., & Frost, Y. (1986). Astral Travel: Your Guide to the Secrets of Out-of-the-Body Experiences. Samuel Weiser, Inc.
  • Girard, S. (2003). Messages de l'au-delà. Les Éditions JCL.
  • Katz, D. L. (2004). You Are Psychic: The Art of Clairvoyant Reading & Healing. Llewellyn Worldwide.
  • Meadows, K. (2004). Shamanic Spirit: A Practical Guide to Personal Fulfillment. Inner Traditions.
  • Novella, S. (2012). Your Deceptive Mind: A Scientific Guide to Critical Thinking. The Great Courses.
  • Panchadasi, S. (1916). Clairvoyance and Occult Powers. Advanced Thought Publishing Co.
  • Roberts, B. (2012). So You Want to Be Psychic? Develop Your Hidden Powers. Watkins Media.
  • Slate, J. H. (2009). Psychic Vampires: Protection from Energy Predators & Parasites. Llewellyn Publications.

İnsan Ruhunun Maceraları

Şöyle bir soru sorulursa: "İnsan ruhunun doğumdan ölüme ve ötesine uzanan süreçte deneyimlediği evreler, geçişler ve 'maceralar' kaynaklarda nasıl tasvir edilmektedir?", bu husus, parapsikoloji, spiritüalizm ve metafizik literatüründe oldukça detaylı bir "ruhsal seyahatnamesi" olarak ele alınmaktadır. Eldeki kaynaklar, ruhun macerasını sadece dünya hayatıyla sınırlamaz; doğum öncesi planlamadan rüya alemlerine, ölüm anındaki geçişten "Öte Taraf"taki / The Other Side yaşam incelemesine kadar geniş bir spektrumda inceler.

1. Doğum Öncesi Hazırlık ve "Yaşam Grafiği"

Ruhun macerası, fiziksel bedene girmeden (enkarnasyon) çok önce, "Öte Taraf"ta başlar. Sylvia Browne'ın aktardığı bilgilere göre, ruhlar dünyaya gelmeden önce, yaşayacakları hayatın her detayını titizlikle planlarlar. Bu plana "Yaşam Grafiği" veya haritası denir.

  • Zorlukların Seçimi: Ruh, tekamül edebilmek için ebeveynlerini, doğacağı yeri, karşılaşacağı zorlukları ve hatta fiziksel/zihinsel dezavantajlarını kendisi seçer. Browne, bir ruhun zorlu bir hayatı (örneğin engelli olmayı) seçmesinin, onun cezalandırıldığı anlamına gelmediğini, aksine o ruhun "gelişmiş" / advanced ve cesur olduğunu gösterdiğini belirtir. Bu seçimler, ruhun mükemmeliğe giden yolda deneyim kazanması içindir [Browne, 2008].
  • Kusurlarla Mücadele: Serge Girard'ın Messages de l'au-delà (Öte Dünyadan Mesajlar) eserinde belirtildiği üzere, ruh önceki yaşamlarında yenik düştüğü zayıflıkları (örneğin cimrilik veya bencillik) yenmek için stratejik seçimler yapar. Cimriliğini yenmek isteyen bir ruh, ya zengin bir ailede doğup maddiyattan kopmayı öğrenmeyi ya da fakir bir ailede doğup paylaşmanın önemini kavramayı seçebilir. Bu, ruhun "périsprit" (ruhsal beden) üzerindeki lekeleri temizleme macerasıdır [Girard, 2003].

2. Dünyevi Macera ve "Çıkış Noktaları"

Ruh dünyaya geldikten sonra, (önceki yazılarımızda) değinilen "robot" veya otomatik bilincin [Wilson, 2019] baskısı altında "gerçek evini" unutabilir. Ancak ruh, yaşam boyunca önceden belirlediği "Çıkış Noktaları" / Exit Points ile karşılaşır.

  • Beş Çıkış Noktası: Browne'a göre, her ruh kendi yaşam grafiğine beş adet "Çıkış Noktası" yerleştirir. Bunlar, kişinin dünyadan ayrılıp "Eve" dönmeyi seçebileceği kritik anlardır (ağır hastalıklar, kazalar, vb.). Eğer ruh, o ana kadar hedeflediği deneyimleri kazandığını hissederse, bu noktalardan birini kullanarak bedeni terk eder. Değilse, mucizevi bir şekilde hayatta kalarak macerasına devam eder. Dolayısıyla, "vakitsiz ölüm" diye bir şey yoktur; ruhun planı işlemektedir [Browne, 2008].

3. Gece Macerası: Rüyalar ve Dördüncü Boyut

Ruhun maceraları sadece uyanıkken değil, uyku sırasında da devam eder. Joseph Murphy, Telepsychics (Telepsişik) adlı eserinde, uykunun sadece bedensel bir dinlenme olmadığını, ruhun "Dördüncü Boyut"a / Fourth Dimension yaptığı bir seyahat olduğunu vurgular.

  • Ölümsüzlerle İletişim: Uyku sırasında bilinçaltı (ruhsal benlik) serbest kalır ve zaman/mekan sınırlarını aşar. Bu boyutta, kişi ölmüş yakınlarıyla, "Yükselmiş Üstatlar"la veya kendi yüksek benliğiyle iletişim kurabilir. Birçok problem çözümü, şifa veya kehanet, ruhun bu gece seyahatlerinde aldığı bilgilerle gerçekleşir [Murphy, 2010].
  • Astral Seyahat: (Önceki yazılarımızda) detaylandırıldığı gibi, ruh "gümüş kordon" ile bedene bağlı kalarak fiziksel dünyadan ayrılabilir ve farklı mekanları ziyaret edebilir.

4. Ölüm ve "Tarama Makinesi"

Fiziksel yaşam sona erdiğinde, ruh en büyük macerası olan "Eve Dönüş"ü gerçekleştirir. Bu süreç, korkulacak bir son değil, bir geçiş olarak tarif edilir.

  • Tünel ve Işık: Ölüm anında ruh bedenden ayrılır (genellikle göbek bağından yükselerek değil, bedenin içinden süzülerek) ve bir tünele girer. Tünelin sonunda, onu karşılamaya gelen sevdikleri ve "Ruh Rehberi" bulunur [Browne, 2008; Murphy, 2010].
  • Tarama Makinesi / Scanning Machine: Browne'ın tasvirine göre, Öte Taraf'ta "Bilgelik Salonu"nda bulunan devasa, kubbeli bir yapı vardır: Tarama Makinesi. Ruh, bu makinenin önüne gelir ve az önce tamamladığı hayatını üç boyutlu bir hologram şeklinde izler. Bu, klasik bir "hayatın film şeridi gibi göz önünden geçmesi" olayının çok daha detaylı halidir. Ruh, yaptığı her seçimi, hatayı ve başarıyı, yargılanmadan ama tam bir şeffaflıkla (ve genellikle kendi kendine yaptığı sert bir özeleştiriyle) inceler [Browne, 2008].
  • Bumerang Etkisi: Girard'ın aktardığına göre, bu inceleme sırasında ruh, başkalarına yaşattığı acıları veya sevinçleri bizzat hisseder. Bir katil, kurbanının yaşadığı dehşeti ve acıyı kendi ruhunda deneyimler. Bu, ilahi bir ceza değil, ruhsal bir yasadır (etki-tepki / bumerang) [Girard, 2003].

5. Karanlık Tarafın Yolculuğu: "Sol Kapı"

Her ruhun macerası ışığa doğru olmaz. Browne, Tanrı'dan ve sevgiden tamamen kopmuş, vicdansız ve "Karanlık Varlıklar" / Dark Entities olarak tanımlanan ruhların (seri katiller, sosyopatlar vb.) ölümden sonra "Sol Kapı"dan / Left Door geçtiğini belirtir.

  • Hiçlik ve Tekrar Doğuş: Bu kapı, ışık dolu tünele değil, bir boşluğa açılır. Bu ruhlar, Öte Taraf'ın güzelliklerini ve huzurunu deneyimlemeden, kısa bir süre bu boşlukta kaldıktan sonra doğrudan yeni bir bedene (rahme) gönderilirler. Bu, onların aynı karanlık döngüyü kırmak için tekrar tekrar sınanacakları anlamına gelir [Browne, 2008].

Hikaye: Alkolik Babanın Rüyası ve Özgürleşme

Joseph Murphy'nin Telepsychics kitabında, ruhun rüya boyutundaki macerasının fiziksel dünyayı nasıl değiştirdiğine dair çarpıcı bir vaka anlatılır.

Bir adam, karısını ve iki oğlunu kanserden kaybetmiştir. Bu büyük acıyla başa çıkamayan adam, derin bir depresyona girmiş ve ağır bir alkolik olmuştur. Hayatla tüm bağını koparmış, sürekli içerek kendini yok etme noktasına gelmiştir. Murphy ona, bilinçaltının gücünü kullanarak özgürleşmeyi hayal etmesini önerir, ancak adamın iradesi çok zayıftır.

Yine de adam, her gün birkaç dakika boyunca iyileştiğini hayal etmeye çalışır. Yaklaşık iki hafta sonra, bir gece rüyasında (Dördüncü Boyut'ta) ölen karısını ve iki oğlunu görür. Onlar canlı, mutlu ve huzurludurlar. Adamla konuşurlar ve şöyle derler: "Baba, biz senin yaşamanı istiyoruz. Seni seviyoruz. Biz mutluyuz ve yeni bir hayatımız var. Bizim için üzülme."

Bu rüya, adamın ruhunda o kadar güçlü bir etki yaratır ki, uyandığında alkolizme dair tüm arzusunu kaybetmiştir. Öte dünyadaki sevdiklerinin "yaşamanı istiyoruz" mesajı, onun ruhsal bir iyileşme (şifa) macerası yaşamasına ve bağımlılıktan anında kurtulmasına neden olmuştur.

Kıssadan Hisse: Bu hikaye, ölümün bir son olmadığını, ruhların boyutlar arası iletişim kurabildiğini (telepati) gösterir. Ruhun macerası bedensel ölümle bitmez; sevgi bağı, fiziksel ayrılıklara rağmen ruhları birbirine bağlar ve bir boyuttan diğerine şifa taşıyabilir.

Günümüze Bakan Yüzü: Modern insan, yas tutarken bazen kendi hayatını da gömer. Ancak bu örnek, kaybedilen yakınların aslında "yok olmadığını", sadece boyut değiştirdiğini ve bizim mutluluğumuzu istediklerini hatırlatır. Acıya saplanıp kalmak yerine yaşamı kucaklamak, gidenlere verilecek en güzel cevaptır.

Dua: Ruhsal Rehberlik ve İçsel Huzur İçin

Joseph Murphy, ruhun bu maceralı yolculuğunda doğru kararlar alabilmesi ve içsel bilgeliğe (Sonsuz Zeka'ya) bağlanabilmesi için şu duayı önermektedir. Bu dua, "karar verme" anlarında ruhun pusulasını ayarlamasına yardımcı olur [Murphy, 2010].

Duanın Özü: Kararsızlık anlarında veya hayati seçimler yaparken, ruhun derinliklerindeki ilahi zekaya teslim olmak ve doğru eylemi çağırmak içindir.

Okunuş Usulü: Sakin bir ortamda, zihni gündelik kaygılardan arındırdıktan sonra, kelimelerin anlamına odaklanarak ve cevabın geleceğine dair tam bir güvenle (inançla) okunmalıdır.

Türkçe Anlamı: "Bilinçaltımdaki Yüce Zeka'nın / Supreme Intelligence, bilmem gereken şeyi bana ifşa ederek eylemlerimi yönettiğini biliyorum. Cevabın içimde olduğunu ve doğru zamanda bana verileceğini biliyorum. Bilinçaltımın Sonsuz Zekası / Infinite Intelligence ve Sınırsız Bilgeliği / Limitless Wisdom her şeyi bilir ve bana mükemmel kararı açıklar. İçimdeki bu Yüce Bilgeliğin doğası gereği bana cevap vereceğini ve beni huzura, sevgiye ve doğru eyleme yönlendireceğini kabul ediyorum."

Kaynakça

  • Browne, S. (2008). Prophecy: What the Future Holds for You. Dutton.
  • Girard, S. (2003). Messages de l'au-delà. Les Éditions JCL.
  • Murphy, J. (2010). Telepsikhika [Telepsychics]. Popurri.
  • Wilson, C. (2019). Super Consciousness: The Quest for the Peak Experience. Watkins Media.

"Fiziksel dünya ile ruhsal/zihinsel dünya arasındaki perde nasıl aralanır ve bu 'iki alem' birbirine nasıl bağlanır?"

  "Fiziksel dünya ile ruhsal/zihinsel dünya arasındaki perde nasıl aralanır ve bu 'iki alem' birbirine nasıl bağlanır?", bu süreç eldeki kaynaklarda mistik, psikolojik ve parapsikolojik yöntemlerin bir sentezi olarak detaylandırılmaktadır. "İki alemi birbirine bağlamak", sadece ölülerle iletişim kurmak değil, aynı zamanda bilinçli zihin ile bilinçaltı / subconscious arasındaki engelleri kaldırmak ve evrensel bilgi ağına erişim sağlamak anlamına gelir.

1. Köprünün Doğası: Bilinçaltı ve "Ara Bölge"

İki alem arasındaki birincil bağlantı noktası, insanın kendi zihninin derinlikleridir. Joseph Murphy'nin Telepsychics eserine göre, bilinçaltı, bireyi "Sonsuz Zeka" / Infinite Intelligence ile bağlayan ortamdır. Burası, zaman ve mekanın olmadığı, geçmiş ve geleceğin "şimdi"de birleştiği dördüncü boyuttur.

  • Sihirli Bağlantı: Colin Wilson, Mysteries adlı eserinde, insanın "günlük benliği"nin (robotik, otomatik bilinç) sadece bir yüzey olduğunu ve derinlerde "Merdiven Benlikler" / Ladder of Selves aracılığıyla daha yüksek bir bilince (Fakülte X / Faculty X) bağlandığını belirtir. İki alemi bağlamak, bu merdiveni tırmanarak "gerçekliği" daha geniş bir perspektiften algılamaktır.
  • Perdenin İncelmesi: Sylvia Browne, Prophecy kitabında, "Öte Taraf"ın / The Other Side (ruhlar alemi) sanıldığı kadar uzakta olmadığını, fiziksel dünyanın zemin seviyesinden sadece üç feet (yaklaşık 1 metre) yukarıda, ancak daha yüksek bir titreşim frekansında bulunduğunu belirtir. Browne'a göre, bu yüzyılda iki alem arasındaki perde giderek incelmekte ve geçişler (iletişim) kolaylaşmaktadır.

2. Bağlantı Kurma Yöntemleri

Kaynaklar, bu bağlantıyı kurmak için pasif ve aktif olmak üzere çeşitli teknikler sunmaktadır:

A. Rüyalar ve Hipnagogik Durum (Pasif Yöntem): (Önceki yazılarımızda) değinildiği gibi, uyku hali iki alem arasındaki en doğal köprüdür.

  • Berrak Rüya / Lucid Dreaming: Wilson, Frederick van Eeden ve Oliver Fox'un çalışmalarına atıfta bulunarak, rüya içinde rüya görüldüğünün farkına varmanın (berrak rüya), bilincin fiziksel bedenden ayrılıp "astral alem"de seyahat etmesine olanak tanıyan bir kapı olduğunu belirtir. Bu durumda rüya, sadece bir hayal değil, başka bir gerçeklik boyutuna (Mekan II / Locale II) yapılan ziyarettir.
  • Gece Bakanlığı: Murphy, uykuya dalmadan önce bilinçaltına belirli bir soru veya niyet ("Cevap") tohumu ekmenin, uyku sırasında "Yüksek Benlik" ile iletişim kurmayı sağladığını ve sabah uyanıldığında cevabın hazır olduğunu belirtir.

B. Üçüncü Göz ve İmgeleme (Aktif Yöntem): Susan Shumsky, El Despertar del Tercer Ojo eserinde, iki alemi birbirine bağlayan biyolojik ve ruhsal kapının "Üçüncü Göz" / Third Eye (epifiz bezi / pineal gland) olduğunu vurgular.

  • İmgeleme Gücü: Shumsky ve Wilson, "aktif hayal gücü"nün / active imagination (Jung'un terimi) sadece fantezi üretmek olmadığını, aksine diğer aleme açılan bir "niyet oku" olduğunu belirtirler. Magister Mathers'ın dediği gibi, irade tarafından yönlendirilen hayal gücü, astral alemde gerçek formlar yaratır ve oradaki varlıklarla iletişim kurar.
  • Nektar / Soma: Shumsky, derin meditasyon ve yogik uygulamalarla (örneğin Khechari Mudra), epifiz bezinin "amrita" veya "soma" adı verilen ilahi nektarı salgılamasının tetiklenebileceğini, bunun da bilinci ölümsüzlük boyutuna bağladığını aktarır.

C. Morfik Alanlar ve Telepati: Rupert Sheldrake'in çalışmaları, zihnin beyne hapsolmadığını, "genişletilmiş zihin" / extended mind teorisiyle çevreye ve diğer canlılara uzandığını savunur. İki insan (veya insan ve hayvan) arasındaki telepatik bağ, fiziksel mesafeye bakılmaksızın işleyen "morfik alanlar" sayesinde gerçekleşir. Bu alanlar, iki zihni görünmez bir ağ ile birbirine bağlar.

3. Okült ve Ezoterik Geleneklerde Bağlantı

Tarihsel olarak, "büyü" veya "maji", iki alemi birbirine bağlama sanatı olarak görülmüştür.

  • Benzerlik Yasası / Law of Correspondences: "Yukarıda ne varsa, aşağıda da o vardır" (As above, so below) ilkesi, mikrokozmos (insan) ile makrokozmos (evren/ruhsal alem) arasındaki bağlantıyı ifade eder. Wilson, Kabala ve simya geleneklerinin, fiziksel sembolleri (renkler, metaller) kullanarak ruhsal enerjileri çağırmayı amaçladığını belirtir.
  • Orta Sütun / Middle Pillar: Israel Regardie'nin The Middle Pillar eserinde, beden üzerinde belirli enerji merkezlerini (sefirot) hayal ederek ve ilahi isimleri titreştirerek (örneğin EHEIEH -Ahiyyen Şerahiyyen), fiziksel bedenin evrensel yaşam enerjisiyle şarj edilmesi ve psişik alemlerle dengeli bir bağlantı kurulması hedeflenir.

Hikaye: Emanuel Swedenborg ve Yangın

İki alemi birbirine bağlama konusunda tarihteki en çarpıcı örneklerden biri, bilim insanı ve mistik Emanuel Swedenborg'un yaşadığı olaydır.

1759 yılında Swedenborg, Göteborg'da bir akşam yemeğindeyken aniden huzursuzlanır ve rengi atar. Masadaki arkadaşlarına, 400 kilometre uzaktaki Stockholm'de (kendi evinin bulunduğu şehirde) büyük bir yangının başladığını "gördüğünü" söyler. Akşam boyunca yangının ilerleyişini, hangi binaların yandığını ve arkadaşının evinin nasıl kül olduğunu detaylarıyla, sanki oradaymış gibi anlatır. İki saat sonra neşeyle, "Yangın evime üç kapı kala durduruldu" der.

O dönemde telefon veya telgraf yoktur. Haber, ancak iki gün sonra gelen ulaklar vasıtasıyla Göteborg'a ulaşır. Gelen raporlar, Swedenborg'un anlattığı her detayı, yangının başlama ve bitiş saatini ve durduğu yeri birebir doğrular.

Kıssadan Hisse ve Günümüze Bakan Yüzü: Bu hikaye, fiziksel mekanın (Stockholm ve Göteborg) ve zamanın, zihinsel/ruhsal alemde bir engel teşkil etmediğini gösterir. Swedenborg, bilincini genişleterek iki alemi (burası ve orası) birbirine bağlamış ve fiziksel gözlerinin göremediği bir gerçeği "içgörü" ile görmüştür.

Günümüze Bakan Yüzü: Modern dünyada internet ve teknoloji ile "bağlı" olduğumuzu düşünsek de, Swedenborg'un örneği, insanın kendi içsel donanımında (psişik yeteneklerinde) zaman ve mekanı aşan doğal bir "Wi-Fi" sistemine sahip olduğunu hatırlatır. İki alemi bağlamak için teknolojiye değil, zihinsel odaklanmaya ve içsel sessizliğe ihtiyaç vardır.


Dua ve Uygulama: İki Alemi Birleştirme Niyeti

Joseph Murphy, bilinçaltı (ruhsal alem) ile bilinçli zihni (fiziksel alem) uyumlu hale getirmek ve rehberlik almak için şu duayı önermektedir. Bu dua, "yukarıdaki" bilgeliği "aşağıdaki" yaşama indirmeyi amaçlar.

Uygulama: Gece yatmadan önce, beden tamamen gevşetilir ve zihin dünyevi kaygılardan arındırılır.

Arapça (İngilizce Orijinalinden Uyarlama) Dua Niyeti: "İlahi bilgelik, yollarımı aydınlatır. Ruhumun derinliklerindeki Sonsuz Zeka, her an benimle iletişim halindedir."

Türkçe Tam Metin ve Anlamı: "Bilinçaltımdaki Sonsuz Zeka, bana bilmem gereken her şeyi, her zaman ve her yerde açıklar. O'nun bilgeliği, anlayışı ve gücü benim içimdedir. İki alem arasında bir engel yoktur; ben, Evrensel Zihin ile birim. Rüyalarımda ve uyanıkken, doğru eylemi, doğru düşünceyi ve doğru sözü alıyorum. İçimdeki ışık, dışımdaki dünyayı aydınlatıyor. Ve öyle de oldu.".

Dipnotlar

  • Browne, S. (2008). Prophecy. Dutton.
  • Murphy, J. (2010). Telepsikhika [Telepsychics]. Popurri.
  • Regardie, I. (1998). The Middle Pillar. Llewellyn Publications.
  • Sheldrake, R. (2003). The Sense of Being Stared At. Three Rivers Press.
  • Shumsky, S. (2014). El Despertar del Tercer Ojo. Ediciones Obelisco.
  • Wilson, C. (2024). Misterii [Mysteries]. Diversion Books.

Boyutlar

Şöyle bir soru sorulursa: "Parapsikoloji ve metafizik literatüründe dördüncü boyut kavramı nasıl tanımlanır, diğer boyutlar nelerdir ve bu boyutlar arası geçişi sağlayan kapılar nasıl işler?", bu konuyu eldeki kaynakların sunduğu psikolojik, fiziksel ve mistik veriler ışığında, rüya alemlerinden titreşimsel frekanslara uzanan geniş bir perspektifte incelemek gerekir.

1. Dördüncü Boyut: Rüyalar ve Bilinçaltının Alemi

Kaynaklarda "Dördüncü Boyut" / Fourth Dimension, genellikle fiziksel gerçekliğimizin (üç boyutlu uzayın) hemen ötesinde yer alan, zaman ve mekan kısıtlamalarının aşıldığı bir bilinç düzeyi olarak tanımlanır.

Bilinçaltının Evi Olarak Dördüncü Boyut: Joseph Murphy'ye göre dördüncü boyut, insanın her gece uykuya daldığında seyahat ettiği yerdir. Burası, bilinçaltının hüküm sürdüğü, geçmiş, şimdi ve geleceğin iç içe geçtiği bir alemdir. Murphy, bu boyutta zamanın ve mekanın engellerinin kalktığını, kişinin "Sonsuz Zeka" / Infinite Intelligence ile doğrudan temas kurabildiğini belirtir. Bu boyutta, uyanıkken çözülemeyen sorunların cevapları, semboller veya doğrudan görüler şeklinde alınabilir.

"Yerel II" ve Düşüncenin Gerçekliği: Robert Monroe, beden dışı deneyimlerinde bu boyutu "Yerel II" / Locale II olarak adlandırır. Ona göre burası, düşüncenin anında gerçekliğe dönüştüğü, fiziksel yasaların (yerçekimi gibi) geçerli olmadığı, ancak yine de "katı" ve gerçek hissedilen bir alemdir. Burada "ne düşünürsen o olursun" prensibi işler.

2. Diğer Boyutlar ve Titreşimsel Evren

Kaynaklar, evrenin tek bir boyuttan ibaret olmadığını, farklı titreşim hızlarına sahip iç içe geçmiş gerçekliklerden oluştuğunu öne sürer.

Titreşim Hızları ve Görünmezlik: Tom Lethbridge'in sarkaç deneyleri, boyutların aslında farklı "titreşim hızları" / rates of vibration olduğunu savunur. Lethbridge'e göre, ölümden sonraki yaşam veya "ruhlar alemi", sadece titreşim hızı bizimkinden daha yüksek olan bir başka boyuttur. Bir pervanenin hızla döndüğünde görünmez olması gibi, bu boyutlar da titreşim hızları nedeniyle bizim fiziksel duyularımıza görünmez kalırlar.

Beşinci Boyut ve Ebediyet: J.G. Bennett ve Arthur Young gibi araştırmacılar, zamanın ötesinde bir "Beşinci Boyut" / Fifth Dimension kavramından bahsederler. Bu boyut, zamana dik açıda duran "ebediyet" veya "potansiyel" alanıdır. Burada, olası tüm gelecekler ve geçmişler bir arada bulunur ve insan özgür iradesiyle bu olasılıklar arasında seçim yaparak kendi zaman çizgisini belirler.

İnce Alemler ve Paralel Evrenler: Susan Shumsky, Üçüncü Göz aracılığıyla erişilebilen "ince alemler" / subtle realms ve paralel evrenlerden bahseder. Bu boyutlar, fiziksel evrenin kopyaları gibidir ancak daha süptil / subtle bir maddeden yapılmıştır. Bu boyutlarda melekler, rehber ruhlar ve yüksek benlikler ikamet eder. Monroe ise "Yerel III" adını verdiği, bizim dünyamıza benzeyen ancak fiziksel yasaların biraz farklı işlediği (örneğin elektrik yerine buhar teknolojisinin geliştiği) paralel fiziksel dünyalardan bahseder.

3. Geçiş Kapıları ve Portallar

Boyutlar arası geçiş, belirli fiziksel veya zihinsel "kapılar" / gateways aracılığıyla gerçekleşir. Bu kapılar, bilincin frekans değiştirmesini veya bir boyuttan diğerine "sızmasını" sağlar.

İçsel Kapılar:

  • Üçüncü Göz / Third Eye: Shumsky'ye göre, epifiz bezi / pineal gland veya ajna çakra, fiziksel dünyadan ruhsal boyutlara açılan ana kapıdır. Meditasyon ve odaklanma ile bu kapı açıldığında, kişi zaman ve mekanın ötesini görebilir.
  • Hipnagogik Durum / Hypnagogic State: Uyanıklık ile uyku arasındaki o kısa "alacakaranlık" anı, bilinçaltı ile bilinçli zihin arasındaki perdenin en ince olduğu andır. Wilson ve diğer araştırmacılar, bu durumu "çatlaklardan sızan" vizyonların görüldüğü bir geçiş kapısı olarak tanımlar.

Dışsal Kapılar ve Ley Hatları:

  • Ley Hatları ve Düğümler: Colin Wilson ve John Michell, dünyayı saran enerji ağları olan "Ley Hatları"nın / Ley Lines kesiştiği noktaların (örneğin Stonehenge, Glastonbury), boyutlar arası geçişin daha kolay olduğu "düğümler" / nodes olduğunu belirtir. Bu noktalarda, dünyanın manyetik alanı ile insan zihni etkileşime girerek psişik fenomenlerin, UFO gözlemlerinin veya zaman kaymalarının yaşanmasına neden olabilir.
  • "Sol Kapı" ve Ölüm Sonrası: (Önceki yazılarımızda) değinildiği gibi, Sylvia Browne, ölümden sonra ruhların geçtiği tünelin yanı sıra, "Karanlık Varlıklar"ın geçtiği bir "Sol Kapı" / Left Door olduğundan bahseder. Bu kapı, ışığa veya huzura değil, bir boşluğa ve ardından doğrudan yeniden enkarnasyona açılan bir portaldır.

4. Boyutlar Arası Etkileşim ve Tehlikeler

Boyutlar arası kapıların açılması, her zaman güvenli olmayabilir. Kaynaklar, "Tulpalar" / Tulpas (zihinsel enerjiyle yaratılan varlıklar) veya "negatif varlıklar"ın bu kapılardan geçebileceğini belirtir. Özellikle yoğun duygusal patlamalar (ergenlik, stres), kontrolsüz bir şekilde boyutlar arası bir yırtık oluşturarak poltergeist (gürültülü ruh) fenomenine neden olabilir.


Hikaye: Kayıp Tapu ve Dördüncü Boyutun Cevabı

Joseph Murphy'nin aktardığına göre, genç bir kadın babasının ani ölümünden sonra büyük bir miras sorunuyla karşı karşıya kalır. Babası ölmeden önce ona, bir miktar gayrimenkul satın aldığını söylemiştir, ancak tapuları veya belgeleri hiçbir yerde bulunamamaktadır. Aile, bu mülklerin varlığını kanıtlayamazsa her şeyi kaybedecektir.

Kadın, çaresizlik içinde Murphy'nin tavsiyesine uyar ve her gece uyumadan önce "Dördüncü Boyut"a, yani bilinçaltının sonsuz bilgeliğine başvurur. Zihnini sakinleştirir ve şu soruyu sorar: "Baba, o belgeler nerede? Cevabı biliyorum ve şimdi bana açıklanacak."

Birkaç gece sonra, kadın rüyasında babasını görür. Babası ona gülümser ve bankadaki belirli bir kiralık kasanın numarasını verir, hatta anahtarın evde, eski bir saatin arkasına gizlenmiş gizli bir bölmede olduğunu gösterir.

Kadın uyanır uyanmaz saatin arkasına bakar ve anahtarı bulur. Bankaya gittiğinde, rüyasında gördüğü kasayı açar ve kayıp tapuları orada bulur.

Kıssadan Hisse ve Günümüze Bakan Yüzü: Bu hikaye, "Dördüncü Boyut"un (bilinçaltı veya ruhsal alem), fiziksel dünyada kaybolmuş gibi görünen bilgilerin saklandığı bir kayıt salonu olduğunu gösterir. Cevap dışarıda, kaosun içinde değil; içimizdeki sessiz, zaman-ötesi boyuttadır.

Günümüze Bakan Yüzü: Modern insan, sorunlarının çözümünü sürekli olarak Google'da, verilerde veya başkalarının fikirlerinde (dışsal boyutta) arar. Ancak bazen en karmaşık sorunların çözümü (kayıp bir eşya, bir yaratıcılık tıkanıklığı veya hayati bir karar), zihnin gürültüsünü susturup "içeriye" danıştığımızda, rüyalar veya ani sezgiler yoluyla gelir. Teknoloji bize bilgiyi verir, ancak içsel boyut bize bilgeliği sunar.


Dua: İçsel Rehberlik ve Boyutlar Arası Bilgelik İçin

Joseph Murphy, içimizdeki bu sonsuz zeka ve dördüncü boyutun bilgeliğiyle bağlantı kurmak için şu duayı önermektedir.

Duanın Özü: Bilinçaltındaki evrensel zeka ile bağlantı kurarak, doğru kararları almak ve gizli bilgilere erişmek içindir.

Okunuş Usulü: Gece yatmadan hemen önce, beden ve zihin tamamen gevşetilmiş haldeyken, kelimelerin anlamına odaklanılarak yavaşça ve inançla okunmalıdır.

Arapça (Benzer anlamlı İslami dua örneği): "Allahümme inni e'ûzü bike min ilmin la yenfa' ve min kalbin la yahşa'." (Allah'ım, fayda vermeyen ilimden ve ürpermeyen kalpten sana sığınırım.)

Murphy'nin Metni (Türkçe Çevirisi): "Bilinçaltımdaki Sonsuz Zeka, benim için her şeyi bilir ve şu anda bana ihtiyacım olan cevabı açıklar. İçimdeki bilgelik, beni huzura, sevgiye ve doğru eyleme yönlendirir. O'nun (Tanrı'nın/Yaratıcı'nın) ışığı yolumu aydınlatır ve attığım her adımda O'nun rehberliğini hissederim. Cevabın rüyamda veya sezgilerimle geleceğini biliyor ve buna şimdiden şükrediyorum."

Referanslar

  • Baumann, T. L. (2005). Window to God. A.R.E. Press.
  • Bennett, J. G. (1964). Energies. Hodder & Stoughton.
  • Browne, S. (2008). Prophecy. Dutton.
  • Lethbridge, T. C. (1976). The Power of the Pendulum. Routledge & Kegan Paul.
  • Monroe, R. A. (1971). Journeys Out of the Body. Doubleday.
  • Murphy, J. (1973). Telepsychics. DeVorss & Company.
  • Shumsky, S. (2014). Awaken Your Third Eye. Red Wheel/Weiser.
  • Wilson, C. (1978). Mysteries. Diversion Books.

Şeytan, Negatif Varlıklar Veya Psişik Vampirler

Şöyle bir soru sorulursa: "Şeytan, negatif varlıklar veya psişik vampirler gibi metafizik unsurların saldırı ve tacizlerinden korunmak için kaynaklarda hangi yöntemler, dualar ve zihinsel tutumlar önerilmektedir?", bu husus parapsikoloji, teoloji ve bilinçaltı çalışmaları ışığında, korkunun yönetimi, enerji kalkanlarının oluşturulması ve iradi güçlendirme başlıkları altında incelenmelidir.

Eldeki kaynaklar, metafizik saldırıların (ister "negatif enerji", ister "karanlık varlıklar" veya "şeytan" olarak adlandırılsın) temel mekanizmasının korku ve zihinsel kabulden geçtiğini vurgulamaktadır. Korunma, pasif bir kaçıştan ziyade, aktif bir bilinç inşasıdır.

1. Zihinsel Egemenlik ve Korkunun Reddi

Joseph Murphy'nin Telepsychics adlı eserinde ve diğer metafizik kaynaklarda belirtildiği üzere, en büyük korunma kalkanı, dışsal bir gücün birey üzerinde, bireyin izni olmadan hüküm süremeyeceği bilincidir.

  • Plotinus ve Mısırlı Rahip: (Önceki yazılarımızda) kısaca değinilen Plotinus örneği, bu konuda en çarpıcı derstir. 1700 yıl önce yaşamış olan filozof Plotinus, dönemin güçlü bir Mısırlı rahibi tarafından lanetlenir. Rahip, Plotinus'a ölümcül bir büyü ve negatif düşünce projeksiyonu gönderir. Ancak Plotinus, korkuya kapılmak yerine bu saldırıyı, rahibin kendi üzerinde hiçbir gücü olmadığını bilerek karşılar. Sonuç olarak, gönderilen negatif enerji bumerang gibi geri döner ve rahibin kendisine zarar verir [Murphy, 1973].
    • Ders: Bir "lanet" veya "sataşma", ancak hedef kişi korkuya kapılır ve bu gücü zihninde kabul ederse etkili olur. Korku, psişik kapıları açan anahtardır; korkusuzluk ise onları kilitler.
  • Kabul Etmeme Yasası: Murphy'ye göre, başkalarının telkinleri (şeytanın vesvesesi veya kötü niyetli insanların büyüleri), siz onları zihnen kabul etmediğiniz sürece "kağıttan bir geminin savaş gemisine saldırması" kadar etkisizdir. Tek güç, kişinin kendi düşüncesindedir [Murphy, 2010].

2. Enerji Kalkanı Oluşturma ve "Beyaz Işık" Tekniği

Özellikle astral seyahat veya medyumik çalışmalar sırasında, bireyin enerji bedeninin (aura) savunmasız kalabileceği belirtilir. Kaynaklar, "psişik vampirler" veya "astral parazitler" olarak adlandırılan düşük titreşimli varlıklardan korunmak için "Beyaz Işık" tekniğini önerir.

  • Koruma Kalkanı: Gavin ve Yvonne Frost'un Astral Travel kitabında, bireyin etrafında koruyucu bir enerji silindiri veya küresi hayal etmesi gerektiği belirtilir. Bu imgeleme, negatif varlıkların nüfuz edemeyeceği bir titreşim alanı yaratır [Frost & Frost, 1986].
  • Korunma Duası (Olumlaması): Bu kalkanı oluştururken şu ifadenin tam bir inançla söylenmesi tavsiye edilir:

İngilizce Orijinali: "I am surrounded by the pure white light of the God. Nothing but good shall come to me. Nothing but good shall go from me." Türkçe Anlamı: "Tanrı'nın saf beyaz ışığı ile çevrelenmiş durumdayım. Bana iyilikten başka hiçbir şey gelmeyecek. Benden iyilikten başka hiçbir şey gitmeyecek." Uygulama Usulü: Bu cümle, kişinin etrafında parlak, beyaz veya mavi-beyaz bir ışık halesi olduğu imgelenerek, derin bir nefesle ve otoriter bir iç sesle söylenmelidir.

3. Auranın Onarımı ve Psişik Sızıntıların Kapatılması

Susan Shumsky'nin Awaken Your Third Eye (Üçüncü Gözü Uyandırmak) eserinde, korku, öfke veya travma nedeniyle aurada oluşan "deliklerin" veya "yırtıkların", negatif enerjilerin içeri sızmasına neden olduğu belirtilir. Bu sızıntıları kapatmak için şu dua ve niyet çalışması önerilir:

  • Dua Metni (Şifa ve Koruma İçin): "I ask that the Holy Spirit and the power of God heal and seal my aura from all negative influences, thoughts, and entities. I am whole, perfect, strong, powerful, loving, harmonious, and happy." Türkçe Anlamı: "Kutsal Ruh'un ve Tanrı'nın gücünün; auramı tüm negatif etkilerden, düşüncelerden ve varlıklardan iyileştirmesini ve mühürlemesini (kapatmasını) diliyorum. Ben bütünüm, mükemmelim, güçlüyüm, kudretliyim, sevgi doluyum, uyumluyum ve mutluyum." [Shumsky, 2014].

4. Dini ve Mistik Korunma Yöntemleri

Kaynaklarda yer alan dini referanslar, özellikle İncil ve Katolik mistisizminden örneklerle, inancın en güçlü kalkan olduğunu vurgular.

  • 91. Mezmur (Psalm 91): Joseph Murphy ve diğer spiritüel yazarlar, korku anında veya negatif bir varlığın hissedildiği durumlarda 91. Mezmur'un okunmasını önerir. Bu metin, "Yüce Olan'ın barınağında oturan" kişinin, "gecenin dehşetinden" ve "karanlıkta gezen vebadan" korunacağını taahhüt eder [Murphy, 1973].
    • Türkçe Meali (Özet): "Yüce Olan'ın örtüsü altında barınan, Her Şeye Gücü Yeten'in gölgesinde oturur. Rab için derim: O benim sığınağım, kalemdir; Tanrım'dır, O'na güvenirim... O seni avcı tuzağından, ölümcül hastalıktan kurtarır. Seni kanatlarının altına alır, onların altına sığınırsın; O'nun sadakati senin kalkanın ve siperin olur."
    • Müslümanlarda Ayetel Kürsiyi okurlar
  • Padre Pio'nun Tavsiyeleri: Ünlü Katolik mistik Padre Pio, şeytani saldırıların ve "karanlık günlerin" artacağı zamanlarda, dış dünyayla teması kesip içe dönmeyi (pencereleri kapatmak sembolizmiyle), tespih duasını (Rosary) ve manevi okumaları tavsiye etmiştir. Ona göre, Tanrı'ya tam teslimiyet, korkuyu ve dolayısıyla şeytanın giriş kapısını kapatır [Browne, 2008].

5. Karanlık Varlıklar ve Psişik Vampirler ile Mücadele

  • Tanımlama: Sylvia Browne, "Karanlık Varlıklar"ın (Dark Entities) vicdandan yoksun, narsisistik ve Tanrı'dan/Sevgiden kopmuş ruhlar olduğunu belirtir. Bunlar, insanların enerjisini emerek beslenirler.
  • Mücadele Yöntemi: Bu varlıklarla (veya psişik vampirlerle) "savaşmak" yerine, onlarla olan bağı kesmek esastır. Onlara duyulan öfke veya korku, aradaki bağı güçlendirir. Yapılması gereken, onları yok saymak, "Sol Kapı"ya (kendi karanlık alemlerine) ait olduklarını bilmek ve kendi ışığına odaklanmaktır [Browne, 2008]. Enerji vampirleriyle mücadelede Joe H. Slate, kişinin kendi içsel enerji sistemini güçlendirerek dışa bağımlılığını azaltmasını önerir [Slate, 2009].

Özet ve İlginç Bir Detay (Lethbridge ve Pentagram)

İlginç bir detay olarak, araştırmacı Tom Lethbridge, bir "cadı" komşusunun tavsiyesiyle, istenmeyen psişik ziyaretçileri engellemek için zihinsel olarak yatağının etrafına "pentagramlar" (beş köşeli yıldızlar) çizme pratiği yapmıştır. Daha sonra komşusu ona gelip, "Dün gece odana girmeye çalıştım ama yatağının etrafında ateşten üçgenler vardı, yaklaşamadım," demiştir [Wilson, 1978]. Bu, zihinsel imgelemenin metafizik alemde somut bir bariyer oluşturabildiğine dair ilginç bir anekdottur.

Sonuç: Korunmanın özü, korkuyu reddetmek, Tanrısal/Evrensel güçle (Sonsuz Zeka) bir olduğunu hatırlamak ve aura/zihin alanını, izin verilmeyen girişlere karşı "niyet" ve "imgeleme" ile mühürlemektir.

Kaynakça

  • Browne, S. (2008). End of Days. Dutton.
  • Frost, G., & Frost, Y. (1986). Astral Travel. Samuel Weiser.
  • Murphy, J. (1973). Telepsychics. DeVorss & Company.
  • Murphy, J. (2010). Telepsikhika. Popurri.
  • Shumsky, S. (2014). Awaken Your Third Eye. Red Wheel/Weiser.
  • Slate, J. H. (2009). Psychic Vampires. Llewellyn Publications.
  • Wilson, C. (1978). Mysteries. Diversion Books.

Ölülerin Yaşayanları İzlemesi

  "Ölülerin yaşayanları izlemesi, onlarla iletişim kurması ve bu ilişkinin doğası kaynaklarda nasıl temellendirilmektedir?", bu husus parapsikoloji ve metafizik literatüründe ölümün bir son değil, bir boyut değişimi olduğu tezi üzerinden açıklanmaktadır. Eldeki kaynaklar, ölülerin bizi "izlediğini", ancak bu izlemenin bir gözetimden ziyade telepatik bir bağ ve ruhsal bir birliktelik olduğunu vurgular.

1. Ölümün Doğası ve Dördüncü Boyut

Joseph Murphy'nin Telepsychics (Telepsişik) adlı eserine göre, ölüm aslında yoktur; yaşam sadece form değiştirir. İnsan zihni ve ruhu bir gerçekliktir ve Tanrı'nın yaşamı olduğu için ölemezler. Ölen yakınlarımız, üç boyutlu fiziksel dünyadan ayrılarak "Dördüncü Boyut"a / Fourth Dimension geçerler. Burası, zaman ve mekanın olmadığı, düşüncenin anında gerçekliğe dönüştüğü bir alemdir.

  • Yeni Bedenler: Murphy, ölen kişilerin "disembodied" (bedensiz) varlıklar olmadığını, onların da o boyuta uygun, daha süptil / subtle ve titreşimi yüksek "astral" veya "seyreltilmiş" bedenlere sahip olduklarını belirtir. Bu bedenler, katı maddelerin (kapıların, duvarların) içinden geçebilir ve hastalık ya da yaşlılıktan muaftır,.
  • Yakınlık: Sylvia Browne'a göre, "Öte Taraf" / The Other Side veya ahiret, sanıldığı gibi gökyüzünün uzak bir köşesinde değildir. Bu boyut, fiziksel dünyamızın zemin seviyesinden sadece yaklaşık bir metre (3 feet) yukarıdadır, ancak titreşim hızı çok daha yüksektir. Dolayısıyla ölüler, fiziksel olarak olmasa da boyutsal olarak hemen yanı başımızdadır,.

2. İletişim ve İzleme Mekanizmaları

Ölülerle yaşayanlar arasındaki ilişki, fiziksel duyularla değil, zihinsel ve ruhsal kanallarla sürdürülür.

  • Telepati ve Sevgi Bağı: Murphy ve Webster'ın belirttiği üzere, sevgi bağı, boyutlar arası en güçlü iletkendir. Bir anneyi çocuğuna veya eşleri birbirine bağlayan sevgi, ölümle kopmaz. Ölüler, yaşayanların düşüncelerini ve duygularını telepatik olarak algılarlar. Sizin onları düşündüğünüz her an, onlar da sizi düşünür ve yanıt verirler. İletişim, sözcüklerle değil, doğrudan zihinden zihne aktarılan hisler ve imgelerle gerçekleşir,.
  • Rüyalar: (Önceki yazılarımızda) değinildiği gibi, rüyalar iki alem arasındaki buluşma noktasıdır. Murphy, rüyaların "derin zihnin televizyon dizileri" olduğunu belirtir. Ölen yakınlar, uyku sırasında bilincin baskısı kalktığında, yaşayanlarla rüyalarda buluşur, onları uyarır veya teselli ederler.
  • Tarama Makinesi / Scanning Machine: Sylvia Browne, Öte Taraf'ta bulunan ve "Tarama Makinesi" adı verilen bir cihazdan bahseder. Ruhlar, bu makine aracılığıyla dünyada bıraktıkları sevdiklerinin hayatlarını, sanki bir hologram izler gibi takip edebilirler. Ancak bu izleme, yargılayıcı değil, gözlemci ve destekleyici bir niteliktedir.

3. Yasın Etkisi ve İlişkinin Sağlığı

Kaynaklar, yaşayanların tuttuğu yasın niteliğinin, ölülerle olan ilişkiyi doğrudan etkilediğini vurgular.

  • Aşırı Kederin Zararı: Joseph Murphy, aşırı üzüntü, keder ve depresyonun, ölen kişiyi de olumsuz etkilediğini belirtir. Telepatik bağ nedeniyle, yaşayanın acısı ölen kişiye de ulaşır ve onu "aşağı çeker" veya huzursuz eder. Ölüler, sevdiklerinin mutlu olmasını isterler. Murphy'ye göre, onları "serbest bırakmak" ve onlara sevgi, huzur ve neşe göndermek, hem yaşayanın hem de ölenin ruhsal sağlığı için elzemdir.
  • Negatif İletişim: Bir kişi sürekli ağlayıp "Neden beni bıraktın?" diye yakındığında, bu bencilce bir tutum olarak görülür ve ölen kişinin ruhsal ilerlemesini zorlaştırır. Bunun yerine, "Tanrı seninle olsun, yolun açık olsun" şeklinde dualar göndermek gerekir.

4. Hayvanlarla İlişki

Richard Webster'ın aktardığına göre, bu bağ sadece insanlarla sınırlı değildir. Ölen evcil hayvanların da sahiplerini ziyaret ettiği, yataklarının kenarında hissedildikleri veya rüyalarda görüldükleri vakalar mevcuttur. Bu durum, sevgi bağının türler arası sınır tanımadığını ve ruhsal varlığın formdan bağımsız olduğunu gösterir,.

Hikaye: Gaz Sızıntısı ve Uyarıcı Rüya

Joseph Murphy'nin Telepsychics kitabında, ölülerin bizi nasıl izlediğine ve koruduğuna dair çarpıcı bir örnek anlatılır.

New York'ta yaşayan bir kadın, psişik yeteneklerini geliştirmek için düzenli olarak meditasyon yapmakta ve her gece yatmadan önce  Ayetel Kürsi "Koruyucu  dualar” okumaktadır. Bir gece derin uykudayken, rüyasında yıllar önce vefat etmiş olan kocasını görür. Kocası son derece canlı ve gerçekçi bir şekilde ona görünür ve acil bir ses tonuyla şöyle der: "Hemen uyan ve gazı kapat, yoksa oğlumuz boğulacak."

Kadın korkuyla uyanır ve hemen mutfağa koşar. Gaz ocağının açık kaldığını ve evin içinin gaz kokusuyla dolmaya başladığını fark eder. Hemen gazı kapatır ve pencereleri açarak hem kendisinin hem de oğlunun hayatını kurtarır.

Kıssadan Hisse ve Günümüze Bakan Yüzü: Bu hikaye, fiziksel ölümün ruhsal uyanıklığı sona erdirmediğini gösterir. Kadının kocası, boyut değiştirmiş olsa da (Dördüncü Boyut), ailesini "izlemeye" ve tehlike anında telepatik yolla (rüya aracılığıyla) müdahale etmeye devam etmiştir. Sevgi ve koruma içgüdüsü, fiziksel bedenin ölümünden sonra da varlığını sürdürür.

Günümüze Bakan Yüzü: Modern insan, ölümü mutlak bir yok oluş olarak görme eğilimindedir. Ancak bu vaka, sevdiklerimizle olan bağımızın kopmadığını, onların bizi bir "koruyucu göz" gibi izlediğini ve gerektiğinde içsel sezgilerimiz veya rüyalarımız yoluyla bize rehberlik edebileceklerini hatırlatır. Yalnız değilizdir; görünmez bir destek ağıyla çevriliyizdir.

Dua: Ölüler İçin Huzur ve Özgürleşme

Joseph Murphy, ölen yakınlarımızla sağlıklı bir ilişki kurmak, onları huzurla uğurlamak ve kendi kederimizi şifalandırmak için şu duayı önermektedir.

Duanın Amacı: Ölen kişiyi obsesif kederle dünyaya bağlamak yerine, onu ilahi sevgiye emanet etmek ve ruhsal yolculuğunda özgür bırakmak.

Okunuş Usulü: Sakin bir anda, ölen kişi sevgiyle düşünülerek, içten bir teslimiyetle okunur.

Türkçe Anlamı: "Onu (ölen kişinin adı) Tanrı'ya havale ediyorum. O'nun sevgisinin, ışığının ve huzurunun şimdi bu kişiye aktığını biliyorum. O, Tanrı'nın zihnindedir ve Tanrı'nın olduğu yerde neşe, huzur, sevgi ve yaşam vardır. O, şimdi yeni bir boyutta, Tanrı'nın sevgisiyle çevrili olarak, neşe içinde yaşamaktadır. Onu serbest bırakıyorum ve Tanrı'nın kollarına emanet ediyorum. O özgürdür, ben de özgürüm."

Kaynakça

  • Browne, S. (2008). Prophecy. Dutton.
  • Murphy, J. (2010). Telepsikhika [Telepsychics]. Popurri.
  • Webster, R. (2002). Is Your Pet Psychic?. Llewellyn Publications.
  • Wilson, C. (1978). Mysteries. Diversion Books.

 Uzaktan İnsanları Etkilemek

"Uzaktan insanları etkilemek, zihinsel mesajlar göndermek veya olayların akışını değiştirmek için kişinin hangi içsel güçleri geliştirmesi gerekir ve bu amaçla kullanılan rituellerin mekanizması nasıldır?", bu konuyu eldeki kaynaklar ışığında, parapsikoloji, ezoterizm ve bilinçaltı psikolojisi perspektifinden derinlemesine incelemek gerekir. Kaynaklar, uzaktan etkilemenin bir "büyü"den ziyade, zihinsel enerjinin, imgelemenin ve iradenin disiplinli bir şekilde yönlendirilmesi olduğunu vurgulamaktadır.

Gerekli İçsel Güçler ve Yetiler

Uzaktan etkileme (telepati veya telepsişik), rastgele bir yetenek olmaktan çok, belirli zihinsel kasların geliştirilmesine dayanır.

1. İrade ve "Gerçek İrade" / True Will: Colin Wilson'ın Mysteries (Gizemler) eserinde belirttiği gibi, maji ve uzaktan etkilemenin temeli "İrade"dir. Ancak bu, günlük hayattaki basit isteklerden farklıdır. Aleister Crowley'in tanımıyla maji, "İrade doğrultusunda değişiklik yaratma sanatı ve bilimidir". Buradaki güç, "sıkışmış ego"nun kaygılı çırpınışları değil, kişinin derinliklerinden gelen ve evrensel akışla uyumlu olan "Gerçek İrade"dir. Bu iradeyi kullanabilmek için kişinin zihnini tek bir noktaya odaklayabilmesi (konsantrasyon) gerekir [Wilson, 2024].

2. Aktif İmgeleme ve Görselleştirme: (Önceki yazılarımızda) değindiğimiz gibi, imgeleme sadece hayal kurmak değildir. Wilson ve Regardie'nin kaynaklarında, imgelemenin "astral ışık" veya "psişik eter" üzerinde kalıplar yarattığı belirtilir. Uzaktan birini etkilemek için, o kişinin görüntüsünü veya istenen sonucu zihinde net, canlı ve üç boyutlu bir şekilde canlandırmak (vizualizasyon) şarttır. Webster, bu yeteneğin basit kart denemeleri veya zihinsel resimler göndererek geliştirilebileceğini belirtir [Webster, 2015; Wilson, 2024].

3. "Unihipili" ile İletişim (Bilinçaltı İşbirliği): Kenneth Meadows'un Shamanic Spirit (Şamanik Ruh) eserinde, Hawaii Huna geleneğindeki "Unihipili" kavramına dikkat çekilir. Unihipili, kişinin alt benliği veya bilinçaltıdır. Mantıklı zihin (Uhane) bir şeyi isteyebilir, ancak ritüeli ve enerjiyi harekete geçiren Unihipili'dir. Bu alt benlik sözcüklerden değil, sembollerden ve duygulardan anlar. Dolayısıyla uzaktan etkileme ritüellerinin işe yaraması için, niyetin duyguyla (yakıtla) şarj edilmesi ve alt benliğe net bir sembolle iletilmesi gerekir [Meadows, 2004].

4. Gevşeme ve Alfa Durumu: Joseph Murphy ve Richard Webster, zihinsel mesajların iletilebilmesi için bilincin "alfa" veya "hipnagogik" (uyku ile uyanıklık arası) duruma geçmesi gerektiğini vurgular. Zihin gergin olduğunda (beta dalgaları), psişik kapılar kapalıdır. Derin gevşeme, bilinçaltının evrensel ağa (Telepsişik ağa) bağlanmasını sağlar [Murphy, 2010; Webster, 2015].

Uygulama Yöntemleri ve Ritueller

Kaynaklarda, uzaktan etkileme için hem modern psikolojik teknikler hem de kadim seremoniyel yöntemler yer almaktadır.

1. Teleepsişik Yöntem (Özneler Arası İletişim)

Joseph Murphy'nin Telepsychics kitabında, başkalarını uzaktan etkilemek için "özneler arası iletişim" yöntemi önerilir. Bu, karşınızdaki kişinin "İçindeki Tanrı"ya veya yüksek benliğine hitap etme tekniğidir.

  • Uygulama: Sakin bir yere geçilir ve bedenen gevşenir. Etkilenmek istenen kişi zihinde canlandırılır. Tartışmak veya zorlamak yerine, o kişinin içindeki ilahi varlığa sevgi, barış ve anlayış gönderilir. Örneğin, zor bir iş görüşmesi veya ailevi bir sorun varsa, zihinde o kişinin size gülümsediği, "evet" dediği ve sorunun çözüldüğü canlandırılır. Murphy'ye göre, bu imge ve duygu karşı tarafın bilinçaltına ekilir ve kişi, nedenini bilmeden size karşı olumlu davranmaya başlar [Murphy, 2010].

2. Orta Sütun Ritüeli / The Middle Pillar Ritual

Israel Regardie tarafından detaylandırılan bu ritüel, Batı ezoterik geleneğinde (Golden Dawn) kişinin psişik merkezlerini uyandırmak ve enerji (Mana veya Prana) toplamak için kullanılır. Bu enerji daha sonra bir niyete yönlendirilebilir.

  • Mekanizma: Kişi, başının üzerinde parlak bir ışık küresi (Kether) hayal eder. Bu ışığın bedenin merkezinden aşağıya doğru inerek boğaz, kalp, cinsel bölge ve ayaklarda farklı enerji merkezlerini (Sefirot) canlandırdığı imgelenir. Bu sırada İbranice ilahi isimler (örneğin Eheyeh, Yehovah Eloah VeDaath) titreşimli bir sesle (vibrasyon) zikredilir.
  • Amaç: Bu ritüel, uygulayıcının aurasını güçlendirir ve onu evrensel yaşam enerjisiyle şarj eder. Regardie'ye göre, bu şarj edilmiş durumdayken yapılan bir imgeleme veya niyet, "astral alemde" çok daha güçlü bir etki yaratır [Regardie, 1998].

3. Kadeh İnisiyasyonu ve "Scrying" (Bakım)

Marcia Pickands'ın aktardığına göre, Kadeh veya Kupa, psişik yeteneklerin ve bilgeliğin sembolüdür. Ritüel, kişinin yeteneklerini İlahi olana adaması ve etik sınırlar içinde kullanması için bir "ahitleşme"dir.

  • Uygulama: Ritüel sırasında aday, "Kendiyle, bu Toplulukla ve Ebedi Tanrılarla birlik arayan biri" olarak tanımlanır. Kadeh, suyla doldurulur ve bu su, psişik vizyonların görüldüğü bir ayna (scrying) olarak kullanılır. Bu tür ritüeller, zihni gündelik kaygılardan ayırıp "kutsal bir alana" taşıyarak odaklanmayı artırır [Pickands, 2023].

4. Basit Telepatik Dürtmeler

Richard Webster, günlük hayatta uygulanabilecek basit ritüeller önerir:

  • "Bana Bak" Deneyi: Kalabalık bir yerde, birinin ensesine odaklanarak zihinsel olarak "Arkana dön" veya "Bana bak" diye emretmek.
  • "Beni Ara" Tekniği: Belirli bir saatte, bir arkadaşınızı düşünerek, onun telefonunu eline aldığını ve sizi aradığını 10-15 dakika boyunca yoğun bir şekilde imgelemek. Webster, bu basit odaklanma ritüellerinin, zihinler arası bağları güçlendirdiğini belirtir [Webster, 2015].

Hikaye: Kayınvalide ve Huzur Ritüeli

Joseph Murphy'nin Telepsychics eserinde, uzaktan etkilemenin gücüne dair yaşanmış bir olay anlatılır.

Bir kadın, kocasının annesi (kayınvalidesi) tarafından sürekli eleştirilmekte, evliliğine müdahale edilmekte ve huzursuzluk yaratılmaktadır. Kadın, kayınvalidesiyle her karşılaştığında tartışmakta, ona karşı öfke duymakta, ancak bu durum ilişkiyi daha da kötüleştirmektedir. Murphy ona, dış dünyada savaşmayı bırakıp, zihinsel dünyada bir değişiklik yapmasını önerir.

Kadın her gece uyumadan önce fiziksel olarak gevşer ve zihninde kayınvalidesini canlandırır. Ancak bu kez onunla tartışmaz. Zihinsel olarak ona şunları söyler: "Sen Tanrı'nın sevgisiyle kuşatılmışsın. Ruhun huzur ve uyum dolu. Aramızda ilahi bir düzen var. Seni özgür bırakıyorum ve sen de beni özgür bırakıyorsun." Ve zihninde kayınvalidesinin mutlu ve huzurlu bir şekilde, belki de başka bir yerde meşgul olduğunu hayal eder.

Bunu birkaç hafta boyunca, hiç aksatmadan ve inanarak (gerçek iradeyle) yapar. Bir süre sonra kayınvalidesi aniden onları arar, uzak bir şehirde yaşayan başka bir akrabasının yanına taşınmaya karar verdiğini ve orada yeni bir hayata başlayacağını, çok mutlu olduğunu söyler. Kadın, tek bir kavga etmeden, sadece zihinsel atmosferi değiştirerek (uzaktan etkileme ile) sorunu çözmüştür.

Kıssadan Hisse ve Günümüze Bakan Yüzü: Bu hikaye, insanları etkilemenin yolunun onlarla fiziksel olarak çatışmak değil, onlar hakkındaki inancımızı ve zihinsel imajımızı değiştirmek olduğunu gösterir. Başkasının bilinçaltı, bizim ona gönderdiğimiz "duygu yüklü imajları" alır ve ona göre hareket eder.

Günümüze Bakan Yüzü: Modern dünyada, "toksik" insanlarla başa çıkmak için sürekli stratejiler geliştirir, mesajlar atar veya tartışırız. Oysa en güçlü ritüel, o kişiyi zihnimizde "şifalandırmak" ve onu olduğu haliyle, bize zarar vermeyecek bir konumda (belki uzakta, belki mutlu) imgelemektir. Biz içimizdeki savaşı bitirdiğimizde, dışarıdaki savaş da enerji bulamaz ve biter.


Dua: Zihinsel Uyum ve Etki İçin

Bu dua, uzaktan iletişim kurmak istediğiniz kişiyle aranızdaki engelleri kaldırmak ve ilahi bir bağ kurmak niyetiyle okunur. (Murphy'nin önerdiği yaklaşımın İslami terminoloji ve Arapça dua geleneği ile harmanlanmış halidir).

Okunuş Usulü: Gece yatmadan önce veya sabah erken saatte, abdestli veya temiz bir halde, sessiz bir odada oturulur. Gözler kapatılır ve niyet edilen kişi kalpte hissedilir. Aşağıdaki dua, o kişinin kalbine bir nur gönderildiği düşünülerek 7 veya 21 defa okunur.

Arapça Dua: "Yâ Câmi'an nâsi li yevmin lâ raybe fîh, ijma' beynî ve beyne [Kişinin Adı] bil-hayri ve'l-meveddeti. Ve ellif beyne kulûbinâ kemâ ellefte beyne'l-muhâcirîne ve'l-ensâr."

Türkçe Anlamı: "Ey insanları, geleceğinde şüphe olmayan bir günde toplayacak olan (Allah'ım)! Benimle [Kişinin Adı] arasını hayır ve sevgiyle birleştir. Ve Muhacir ile Ensar'ın arasını uzlaştırdığın gibi kalplerimizi birbirine ısındır/uzlaştır."

Ardından şu olumlama Türkçe olarak 3 kez tekrar edilir: "İçimdeki İlahi Güç, [Kişinin Adı]'nın içindeki İlahi Güç ile konuşuyor. Aramızda sadece uyum, barış ve anlayış var. Mesajım sevgiyle iletiliyor ve sevgiyle alınıyor."

Kaynakça

  • Meadows, K. (2004). Shamanic Spirit. Inner Traditions.
  • Murphy, J. (2010). Telepsikhika [Telepsychics]. Popurri.
  • Pickands, M. L. (2023). Psychic Abilities: How to Train and Use Them. Weiser Books.
  • Regardie, I. (1998). The Middle Pillar. Llewellyn Publications.
  • Webster, R. (2015). Kak chitat' mysli ljubogo cheloveka? [How to read anyone's mind?].
  • Wilson, C. (2024). Misterii [Mysteries]. Diversion Books.

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar