Print Friendly and PDF

Yayınlar


Parapsikoloji - Psişik Araştırmalar 5

Bunlarada Bakarsınız


Şöyle bir soru sorulursa: "Fransız edebiyatının devi Victor Hugo'nun, özellikle Jersey adasındaki sürgün yıllarında yoğunlaşan psişik deneyimleri, ruh çağırma seansları ve parapsikolojiye olan ilgisi kaynaklarda nasıl belgelenmiştir; bu deneyimler onun edebi eserlerini ve kozmolojik görüşlerini nasıl şekillendirmiştir?", bu konuyu John Chambers'ın Victor Hugo's Conversations with the Spirit World (Victor Hugo'nun Ruhlar Alemiyle Konuşmaları) adlı eseri ve dönemin tanıklarının günlükleri ışığında detaylandırmak gerekir.

Eldeki kaynaklar, Victor Hugo'nun sadece bir romancı ve şair olmadığını, aynı zamanda 19. yüzyılın en üretken ve saplantılı spiritüalistlerinden biri olduğunu ortaya koymaktadır. Hugo, "masa celseleri" / table turning aracılığıyla yüzlerce ruhla konuştuğuna inanmış ve bu konuşmaları binlerce sayfalık tutanaklara dönüştürmüştür.

1. Jersey Sürgünü ve Masaların Dansı

Victor Hugo'nun metafizik macerası, III. Napolyon'un darbesinden sonra 1852'de kaçmak zorunda kaldığı Jersey Adası'ndaki "Marine-Terrace" adlı evinde başlar.

  • Başlangıç Kıvılcımı: Hugo, başlangıçta ruh çağırma olaylarına şüpheyle yaklaşmıştır. Ancak 6 Eylül 1853'te, evine misafir gelen yazar Delphine de Girardin'in ısrarıyla bir masa celsesi düzenlenmiştir. Girardin, Paris'te moda olan "yürüyen masalar" fenomenini adaya taşımıştır. İlk başta hareket etmeyen masa, birkaç denemeden sonra şiddetle sarsılmaya ve ayaklarını yere vurarak (her vuruş bir harfe denk gelecek şekilde) mesajlar vermeye başlamıştır [Chambers, 1681, 1682].
  • Medyumlar: Celselerin ana medyumları genellikle Hugo'nun oğlu Charles Hugo ve aile dostlarıydı. Charles transa giriyor, masa ise onun elleri altındayken hareket ediyordu. Victor Hugo, celselerin yöneticisi ve sorgulayıcısı konumundaydı. Masadan gelen mesajlar o kadar karmaşık, şiirsel ve felsefiydi ki, Hugo bunların sadece Charles'ın bilinçaltından gelemeyeceğine ikna olmuştu [Chambers, 1709].

2. İletişim Kurulan Varlıklar ve "Mezarın Gölgesi"

Hugo'nun masası, sıradan ruhlardan ziyade tarihsel devler, edebi dahiler ve soyut kavramlarla dolup taşmıştır.

  • Leopoldine'in Gelişi: Hugo'yu bu işe asıl bağlayan olay, 1843'te Seine nehrinde boğularak ölen çok sevgili kızı Leopoldine'in ruhunun geldiğini iddia etmesiydi. Masanın, sadece Hugo ve kızı arasındaki özel anıları bildiğini iddia etmesi, şairin tüm şüphelerini silmiş ve onu iki yıl sürecek yoğun bir ruhsal mesaiye sürüklemiştir [Chambers, 1683].
  • Ünlüler Geçidi: Tutanaklara göre Hugo; Shakespeare, Molière, Luther, Hannibal, İsa Mesih ve hatta "İmparator" Napolyon Bonapart ile (o sırada yeğeni III. Napolyon'a duyduğu nefretin etkisiyle) konuşmuştur. Ayrıca "Okyanus", "Fikir" / Idea ve "Ölüm" gibi soyut kavramlar da kişileşerek masaya gelmiştir. En sık ziyaret eden ve en derin kozmolojik bilgileri veren varlık ise "Mezarın Gölgesi" / The Shadow of the Sepulcher (L'Ombre du Sépulcre) adını taşıyan gizemli bir entitedir [Chambers, 1706, 1708].
  • Şiirsel Düellolar: En ilginç vakalardan biri, "Androcles'in Aslanı" / Lion of Androcles adlı ruhun gelip Hugo ile şiirsel bir yarışmaya girmesidir. Ruh (masa aracılığıyla), Hugo'nun tarzında muazzam şiirler yazdırmış, bazen Hugo'nun henüz kağıda dökmediği ama zihninde tasarladığı dizeleri ona geri okumuştur [Chambers, 1790, 1793].

3. Hugo'nun Kozmolojisi: Her Şeyin Ruhu Vardır

Bu deneyimler, Hugo'nun "Les Contemplations" (Teffekkürler) ve "La Légende des siècles" (Yüzyılların Efsanesi) gibi eserlerindeki metafizik altyapıyı oluşturmuştur.

  • Metempsikoz (Ruh Göçü): Hugo, ruhların sadece insanlarda değil, hayvanlarda, bitkilerde ve hatta taşlarda bile bulunduğuna inanmaya başlamıştır. Ona göre, evren bir "ceza kolonisi"dir. Kötü bir hayat süren ruhlar, taşlara veya alt formlara hapsedilerek cezalandırılır. Masa celselerinde "Mermer" veya "Taş"ın konuşması bu inancı pekiştirmiştir. Hugo, "Her şeyin, taşın bile bir ruhu vardır" dizesini bu öğretilerden almıştır [Chambers, 1747, 1750].
  • Akışkan / Fluid: Hugo, evreni birbirine bağlayan manyetik bir "akışkan" olduğuna inanıyordu. Mesmerizmden etkilenen şaire göre, bu akışkan sayesinde zihinler arası iletişim (telepati) ve ölülerle temas mümkündü. Masa, bu akışkanın yoğunlaştığı bir araçtı [Chambers, 1676, 1678].

4. Delilik mi, Deha mı?

Kaynaklar, Hugo'nun bu dönemde akıl sağlığının sınırlarında dolaştığını tartışır.

  • Fantastik Parafreni: Bazı modern psikiyatrlar (örn. Jean de Mutigny), Hugo'nun "Fantastik Parafreni" denilen ve megalomani ile karakterize bir durum yaşadığını, masadan gelen seslerin aslında kendi bilinçaltının (veya oğlu Charles'ın bilinçaltının) bir yansıması olduğunu öne sürer. Hugo'nun "yeni bir dinin peygamberi" olduğuna dair inancı bu tezi destekler niteliktedir [Chambers, 1854].
  • Yaratıcı Patlama: Diğer yandan, bu süreç Hugo'nun yaratıcılığını muazzam ölçüde tetiklemiştir. (Önceki yazılarımızda) değinilen "Süper Bilinç" haline bu celseler sırasında ulaşmış olabilir. Colin Wilson gibi araştırmacılar, Hugo'nun "Fakülte X"ini kullanarak zaman ve mekan dışı bir bilgi kaynağına eriştiğini savunur.

Hikaye: "Politika" Kelimesi ve Mühürlü Kutu

Hugo'nun parapsikolojiye olan inancının köklerini ve psişik yeteneklere verdiği önemi gösteren, masa celselerinden önceki bir olay şöyledir:

1847 yılında, henüz sürgüne gitmeden önce, Hugo, dönemin ünlü durugörü medyumlarından "Alexis"in (Alexis Didier) bir gösterisine katılır. Şüpheci ama meraklı olan Hugo, evinden getirdiği mühürlü bir kutuyu koltuğunun altında taşımaktadır. Kutunun içinde ne olduğunu kimse bilmemektedir.

Medyum Alexis transa geçer, Hugo'nun elindeki kutuyu tutar ve hiç açmadan içindeki kelimeyi hecelemeye başlar: "P-O-L-I... T-I-Q-U-E". Yani "Politique" (Politika). Ardından ekler: "Bu kelime açık yeşil bir kağıda yazılmış ve Mösyö Hugo bunu evindeki bir broşürden yırtıp almış."

Hugo şaşkınlık içinde kutuyu açar. Gerçekten de içinde, yeşil bir broşürden yırtılmış ve üzerinde "Politique" yazan kağıt vardır. Bu olay, Hugo'nun "görünmeyen aleme" ve insanın zihinsel güçlerine olan inancını perçinleyen anlardan biridir.

Kıssadan Hisse: Bu hikaye, en rasyonel zihinlerin bile somut kanıtlar karşısında "bilinmeyene" teslim olabileceğini gösterir. Hugo için bu, madde ile ruh arasındaki perdenin ince olduğunun ve zihnin (veya ruhun) maddeyi (kutuyu) aşıp bilgiye ulaşabileceğinin kanıtıydı. "Politika" kelimesi ironiktir; çünkü Hugo'nun hayatını altüst eden şey politikaydı, ancak onu ölümsüzlüğe taşıyan şey ruhsal arayışı oldu.

Günümüze Bakan Yüzü: Bugün bilim, "Uzaktan Görüntüleme" (Remote Viewing) deneyleriyle Alexis'in yaptığı şeyi laboratuvar ortamında incelemektedir. Hugo'nun deneyimi, "büyü" zannedilen şeyin aslında henüz keşfedilmemiş bir zihinsel teknoloji (telepati/durugörü) olabileceğini hatırlatır. Modern insan, teknolojinin sunduğu ekranlara bakmaktan, kendi zihninin içindeki "ekranı" (içgörüyü) kullanmayı unutmuştur.


Dua: İlahi İlham ve Hakikati Görmek İçin

Bu dua, Victor Hugo'nun Jersey celselerinde aradığı türden bir aydınlanma, evrensel zeka ile bağlantı kurma ve "perdenin ötesindeki" hakikati idrak etme niyetiyle oluşturulmuştur.

Okunuş Usulü: Gece yarısı veya şafak vaktinde, sessiz bir ortamda, yüzü gökyüzüne veya açık bir pencereye dönerek okunur. Zihin, evrenin sonsuzluğu ve yaşamın birliği düşüncesine odaklanır.

Arapça Dua: "Allahümme yâ Nûra'n-nûr, yâ Müdebbira'l-umûr. İkşif lî an hakâikı'l-eşyâ ve'l-esrâr. Ve elhimnî min ledünke ilmen ve hikmeten, inneke alâ külli şey'in kadîr."

Türkçe Anlamı: "Ey Nurların Nuru, ey işleri çekip çeviren (Allah'ım). Bana eşyanın ve sırların hakikatlerini aç (keşfet). Ve bana kendi katından ilim ve hikmet ilham et; şüphesiz Sen her şeye kadirsin."

Ardından şu niyet 3 kez tekrar edilir: "Gözlerimdeki perdeler kalkıyor. Evrenin canlı kitabını okumaya niyet ediyorum. Her taşta, her çiçekte ve her yıldızda saklı olan ruhu selamlıyorum. Bilinmeyenden korkmuyor, onu sevgiyle ve hikmetle kucaklıyorum. Ruhum, sonsuzlukla ve hakikatle birdir."

Kaynakça

  • Chambers, J. (2011). Victor Hugo's Conversations with the Spirit World. Inner Traditions.
  • Grasset, J. (1910). The Marvels Beyond Science. Funk & Wagnalls.
  • Robb, G. (1998). Victor Hugo: A Biography. W. W. Norton.
  • Wilson, C. (1978). Mysteries. Diversion Books.

 

Ruh Davetinin Yöntemleri ve Araçları

"Parapsikoloji, okültizm ve spiritüalizm literatüründe 'ruh daveti' nedir; bedensiz varlıklarla iletişim kurmak için kullanılan 'seans', 'Ouija tahtası' ve 'ritüel maji' yöntemleri nasıl uygulanır, bu süreçte karşılaşılan 'Tulpa' (düşünce formu) fenomeni ve 'obsesyon' (musallat) tehlikeleri kaynaklarda nasıl detaylandırılmaktadır?", bu konuyu Colin Wilson'ın maji ve bilinçaltı araştırmaları, Joanne Austin'in spiritüalizm tarihi ve John Chambers'ın Victor Hugo deneyimleri ışığında, teknik ve felsefi boyutlarıyla incelemek gerekir.

Eldeki kaynaklar, ruh davetlerinin sadece "ölülerle konuşmak" olmadığını; bazen bilinçaltının derinliklerindeki "gizli benliklerin" dışa vurumu, bazen de "düşünce formlarının" (Tulpa) maddeleşmesi olabileceğini vurgulamaktadır.

1. Ruh Davetinin Yöntemleri ve Araçları

Tarihsel süreçte ruhlarla veya boyutlar arası varlıklarla iletişim kurmak için üç ana yöntem öne çıkmıştır: Medyumluk (Seanslar), Mekanik Araçlar (Ouija) ve Ritüel Maji.

  • Masa Celsesi ve Tıklamalar: John Chambers, Victor Hugo's Conversations with the Spirit World eserinde, 19. yüzyılın ortalarında popüler olan "masa döndürme" / table turning fenomenini anlatır. Katılımcılar ellerini bir masanın üzerine koyar ve kolektif enerjiyle masanın ayaklarını yere vurmasını (tıklamasını) sağlarlar. Her vuruş bir harfe karşılık gelir. Victor Hugo, bu yöntemle "Mezarın Gölgesi" / Shadow of the Sepulcher ve "Ölüm" gibi arketiplerle konuştuğuna inanmıştır. Bu yöntem, sabır ve yüksek konsantrasyon gerektirir [Chambers, 1681, 1708].
  • Ouija (Cadı Tahtası) ve Planşet: Joanne Austin, ESP, Psychokinesis, and Psychics kitabında, "Ouija" tahtalarının ve "planşet" / planchette (üzerinde kalem olan veya işaret eden küçük tahta) kullanımının risklerini irdeler.” Kullanıcılar parmaklarını planşetin üzerine koyar ve sorulan sorulara, planşetin harfler üzerinde gezinmesiyle yanıt alırlar. Austin, bu araçların "eğlence" olmadığını ve yetkin olmayan kişilerin elinde tehlikeli kapılar açabileceğini belirtir. The Exorcist (Şeytan) filminin ilham kaynağı olan 1949 vakası, bir çocuğun Ouija tahtasıyla "Kaptan Howdy" adını verdiği bir varlıkla (aslında bir iblis) iletişime geçmesiyle başlamıştır [Austin, 322, 323].
  • Ritüel Maji ve Evokasyon: Colin Wilson, Mysteries (Gizemler) eserinde, Aleister Crowley ve MacGregor Mathers gibi okültistlerin yöntemlerini inceler. Burada amaç, pasif bir şekilde ruhun gelmesini beklemek değil, "İrade" / Will ve "İmgeleme" / Imagination kullanarak varlığı zorla çağırmaktır (Evokasyon). Majisyen, koruyucu bir çember çizer ve Süleyman'ın Anahtarı / Key of Solomon gibi ızgaraları (sigilleri) kullanarak varlığı görünür forma girmeye zorlar. Ancak Wilson, bu varlıkların genellikle majisyenin kendi bastırılmış bilinçaltı enerjileri olabileceğini de tartışır [Wilson, 2889, 2910].

2. Davet Edilen Nedir? Ruh mu, Tulpa mı?

Kaynaklar, davetlere icabet eden "şey"in doğası konusunda ilginç bir ayrım yapar. Gelen her zaman ölmüş birinin ruhu olmayabilir.

  • Philip Deneyi ve Tulpalar: Colin Wilson, Toronto Psişik Araştırmalar Derneği'nin (George ve Iris Owen) yaptığı ünlü "Philip" deneyini aktarır. Grup, Philip adında tamamen kurgusal (hiç yaşamamış) bir tarihsel karakter yaratır. Ona bir geçmiş, bir kişilik ve trajik bir ölüm hikayesi uydururlar. Ardından düzenledikleri seanslarda bu kurgusal karakteri çağırırlar. Şaşırtıcı bir şekilde, "Philip" gelir! Masa hareket eder, sorulara (kurgulanan hikayeye uygun) yanıtlar verir.
    • Analiz: Bu vaka, insan zihninin yoğun odaklanma ile "Tulpa" (Tibet geleneğinde zihinsel enerjiyle yaratılan varlık) veya "yapay ruh" yaratabileceğini kanıtlar. Ruh davetlerinde gelen varlık, bazen grubun kolektif beklentisinin yarattığı bir "düşünce formu"dur [Wilson, 3512, 3513].
    • Tibet mistizminde geçen uzun süreli disiplin isteyen meditatif bir çalışmadır. Düşünce enerjisinin yoğun olarak meditatif çalışmalarla odaklanması sonucu bir tür "düşünce varlığı" yaratılmasıdır. Bu yaratılan formun enerjisi, bağlantınızı keserseniz belli bir süre sonra dağılır. Tibet mistizmine göre düşünce, ruhun yansımasını taşıyan bir enerji formudur. Doğru konsantrasyon ve tekniklerle, bu yoğunlaştırılarak bir tür canlılık belirtisi gösterilen form yaratılabilir. Ayrıca tulpa, x-files dizisine de konu olmuştur.
  • Dejenere Ruhlar ve "Kabuklar": Teozofi geleneğinde ve Sylvia Browne'ın çalışmalarında, seanslara gelen bazı varlıkların "Karanlık Varlıklar" / Dark Entities veya ölülerin geride bıraktığı şuursuz "astral kabuklar" / shells olabileceği belirtilir. Bunlar, yaşayanların enerjisiyle beslenmek için sevdikleri kişinin kılığına giren parazitlerdir [Browne, 2167; Wilson, 3522].

3. Tehlikeler: Obsesyon ve Enerji Vampirliği

Ruh davetleri, (Önceki yazılarımızda) bahsedilen "korunma kalkanları" olmadan yapıldığında ciddi psikolojik ve spiritüel riskler taşır.

  • Bill Slater Vakası: Colin Wilson, BBC yöneticisi Bill Slater'ın gençliğinde katıldığı bir "bardak çağırma" seansını anlatır. Slater, ruhla alay edince, bardak (ruh) ona saldırır ve Slater o gece yatağında "kötücül bir varlığın" göğsüne oturup onu boğmaya çalıştığı, iradesini ele geçirmeye uğraştığı korkunç bir "obsesyon" (musallat) deneyimi yaşar. Bu, davet edilen kapıdan içeri giren varlığın, davet bitse bile gitmeyebileceğini gösterir [Wilson, 3313].
  • Aldatıcı Ruhlar: G.K. Chesterton'ın belirttiği gibi, bu alemlerden gelen mesajların en belirgin özelliği "yalan söylemeleri"dir. Varlıklar, medyumun egosunu şişirmek veya korku yaratmak için sahte kehanetlerde bulunabilirler [Wilson, 3524].

4. İletişimin Mekaniği: Ektoplazma ve Enerji Transferi

Fiziksel medyumlukta, ruhun kendini göstermesi veya nesneleri hareket ettirmesi (telekinezi) için medyumdan veya katılımcılardan enerji çekmesi gerekir.

  • Soğukluk Etkisi: Seans odalarında ısının aniden düşmesi (psikik soğuk), varlığın ortamdaki ısı enerjisini kullanarak kendini tezahür ettirmeye (materyalize etmeye) çalıştığının işaretidir. Kaynaklar, bu enerjinin bazen medyumun vücudundan çıkan "ektoplazma" / ectoplasm adı verilen yarı-maddi bir sis şeklinde görüldüğünü belirtir [Wilson, 3307].

Hikaye: Philip - Yaratılan Hayalet

Colin Wilson'ın Mysteries eserinde detaylandırılan "Philip Deneyi", ruh davetlerinin en büyük paradoksunu gözler önüne serer.

1972'de Toronto'da bir grup araştırmacı, tamamen hayal ürünü olan "Philip Aylesford" adında, 17. yüzyılda yaşamış bir İngiliz aristokratı kurgular. Ona bir eş (Dorothea), bir metres (Margo) ve intiharla biten bir son yazarlar. Amaçları, kolektif zihnin bir hayalet yaratıp yaratamayacağını görmektir.

Grup aylarca Philip'e odaklanır, resmini çizer ve onunla konuşur. Sonunda, masa seanslarında Philip "gelir". Masa, sorulara tıkırtılarla yanıt verir. Philip, grubun ona yazdığı tarihi sever, soruları (kurgulanan sınırlar içinde) yanıtlar. Ancak grup, Philip'e kurguladıkları hikayenin dışında, tarihsel bir gerçek (örneğin o dönemde yaşamış ama hikayede olmayan bir kişi) sorduğunda Philip cevap veremez veya tereddüt eder.

Bir gün grup, Philip'e "Sen aslında bizim hayal ürünümüzsün, gerçek değilsin" dediğinde, fenomen zayıflar ve iletişim kaotikleşir.

Kıssadan Hisse: Bu deney, ruh davetlerinde "gelen" varlığın, bazen katılımcıların kolektif bilinçaltından beslenen bir "yapay zeka" veya "enerji balonu" olduğunu kanıtlar. İnsan zihni, inandığı şeyi yaratma gücüne (psikokinezi) sahiptir. Her ses veya tıkırtı, öte dünyadan gelen bir ruh değildir; bazen sadece kendi zihnimizin yankısıdır.

Günümüze Bakan Yüzü: Modern dünyada "kanal olma" (channeling) veya rehber ruhlarla konuşma iddiaları yaygındır. Philip deneyi, bu mesajların kaynağının her zaman dışsal olmadığını, bazen kişinin kendi yaratıcı potansiyelinin bir ürünü olabileceğini hatırlatır. Bu, fenomenin değersiz olduğu anlamına gelmez, ancak kaynağının "öte taraf"tan ziyade "iç taraf" (bilinçaltı) olabileceğini gösterir.


Dua: Korunma ve Ayrım (Discernment) İçin

Bu dua, herhangi bir ruhsal çalışma veya davet öncesinde, sadece hayırlı ve yüksek titreşimli etkilerin alana girmesine izin vermek, düşük enerjili veya aldatıcı varlıkları (kabukları/tulpaları) uzak tutmak için okunur.

Okunuş Usulü: Çalışma yapılacak alanın (veya masanın) etrafında saat yönünde dönerek veya zihinsel olarak bir ışık çemberi çizerek okunur.

Arapça Dua: "Eûzü bi-kelimâtillâhi't-tâmmâti min şerri mâ halak. Ve min şerri'l-vâsivisi'l-hannâs. Rabbî eûzü bike min hemezâti'ş-şeyâtîn. Ve eûzü bike rabbi en yahdurûn."

Türkçe Anlamı: "Yarattığı şeylerin şerrinden Allah'ın tam ve mükemmel kelimelerine sığınırım. Sinsi vesvesecinin şerrinden... Rabbim, şeytanların kışkırtmalarından sana sığınırım. Ve onların yanımda bulunmalarından da sana sığınırım (Müminun, 97-98)."

Ardından şu niyet (niyet beyanı) 3 kez tekrarlanır: "Bu alana sadece Işık, Sevgi ve Hakikat adına gelenler girebilir. Kendi zihnimin yanılsamalarını ve düşük titreşimli varlıkları reddediyorum. İradem, İlahi İrade ile birdir. Davetim sadece Yüksek Hayrımadır."

Kaynakça

  • Austin, J. P. (2008). ESP, Psychokinesis, and Psychics. Chelsea House.
  • Browne, S. (2008). Kehanetler [Prophecies]. Berkley.
  • Chambers, J. (2011). Victor Hugo's Conversations with the Spirit World. Inner Traditions.
  • Murphy, J. (2010). Telepsikhika [Telepsychics]. Popurri.
  • Wilson, C. (1978). Mysteries. Diversion Books.

Taşın Ruhu

Şöyle bir soru sorulursa: "Victor Hugo'nun 'taşın bile bir ruhu vardır' önermesinden yola çıkarak, panteistik veya animistik bir evren görüşünde; hayvanlar, bitkiler ve cansız nesnelerle psişik iletişim (psikometri, telepati) nasıl sağlanır ve bu iletişimin frekans ayarları kaynaklarda nasıl tarif edilmektedir?", bu konuyu John Chambers'ın Victor Hugo incelemeleri, Richard Webster'ın zihinsel iletişim teknikleri, Rupert Sheldrake'in morfik alan teorileri ve James Van Praagh'ın mekan enerjileri üzerine deneyimleri ışığında detaylandırmak gerekir.

Eldeki kaynaklar, evrendeki her zerrenin (canlı veya cansız) bir titreşime ve hafızaya sahip olduğunu, iletişimin ise "sözcüklerle" değil, "imgeleme" / visualization ve "duygu aktarımı" yoluyla gerçekleştiğini belirtmektedir.

1. "Her Şeyin Ruhu Vardır": Hugo'nun Evren Modeli

John Chambers'ın Victor Hugo's Conversations with the Spirit World (Victor Hugo'nun Ruhlar Alemiyle Konuşmaları) eserine göre, ünlü yazar Victor Hugo, evreni devasa bir "ceza kolonisi" veya ruhsal bir hiyerarşi olarak görmüştür.

  • Ruh Göçü ve Hapishane: Hugo'ya göre, insan ruhu kötülük yaptığında, öldükten sonra daha alt formlara (hayvanlara, bitkilere ve en sonunda taşlara) hapsedilerek cezalandırılır. Jersey sürgününde yaptığı masa celselerinde, "Mermer", "Taş" veya "Okyanus" gibi varlıklarla konuştuğunu iddia etmiştir. Hugo, bir taşa baktığında sadece katı bir madde değil, "uyuyan" veya "hapsedilmiş" bir bilinç görüyordu. Bu nedenle iletişim, o nesnenin içindeki hapsolmuş öze hitap ederek, ona saygı ve sevgi göstererek mümkündür [Chambers, 1747, 1750].
  • İletişim Yöntemi: Hugo için iletişim aracı, "masa" idi. Masa, bir medyumun (genellikle oğlu Charles) dokunuşuyla canlanıyor, titreşiyor ve ayaklarını yere vurarak (tıklamalarla) taşın veya ruhun mesajını iletiyordu. Bu, cansız maddenin insan enerjisiyle (akışkan / fluid) şarj edilerek geçici bir "dil" kazanması prensibine dayanır [Chambers, 1681, 1682].

2. Nesnelerin Hafızasını Okumak: Psikometri

Cansız nesnelerle iletişim kurmanın parapsikolojideki en yaygın yöntemi "Psikometri"dir. Colin Wilson'ın Mysteries (Gizemler) ve Joanne Austin'in ESP, Psychokinesis, and Psychics eserlerinde bu yöntem detaylandırılır.

  • Titreşimsel Kayıt: Psikometri, bir nesneye dokunarak onun tarihini veya sahibini hissetme sanatıdır. Teorik olarak her nesne (bir yüzük, bir taş, bir duvar), çevresinde yaşanan olayları ve duyguları bir manyetik bant gibi kaydeder. Austin'e göre, psişik dedektifler (Noreen Renier gibi) kayıp bir kişinin eşyasını ellerinde tutarak, o kişinin nerede olduğunu "görebilirler" [Austin, 374, 455].
  • Uygulama: İletişim için nesne avuç içine alınır. Gözler kapatılır ve zihin boşaltılır (pasiflik). Nesneden gelen ilk izlenimler (sıcaklık, soğukluk, ani bir duygu veya zihinde beliren bir resim) mantık süzgecinden geçirilmeden kabul edilir. Bu, nesnenin "ruhuyla" veya "hafızasıyla" konuşmaktır [Austin, 515].
  • Mekanların Ruhu: James Van Praagh, Heaven and Earth (Cennet ve Dünya) kitabında, mekanların da bir hafızası olduğunu belirtir. İstanbul'a yaptığı bir ziyarette, Ayasofya'yı ve eski bir sarnıcı gezerken, yüzyıllar önceki kanlı savaşların ve acıların "düşünce formlarını" / thought forms atmosferde asılı kalmış halde hissettiğini anlatır. Duvarlar konuşmaz, ancak yaydıkları enerji "hissedilebilir" [Van Praagh, 722].

3. Hayvanlar ve Bitkilerle Telepatik Bağ

Canlı formlarla (hayvanlar) iletişim, nesnelerden farklı olarak aktif bir zihin-zihin etkileşimidir.

  • Sessiz Konuşma: (Önceki yazılarımızda) Rupert Sheldrake'in çalışmalarına değinildiği üzere, hayvanlar sahiplerinin niyetlerini "Morfik Alanlar" üzerinden okurlar. Richard Webster, Is Your Pet Psychic? (Evcil Hayvanınız Psişik mi?) eserinde, hayvanlarla konuşmanın yolunun "kelimeler" değil, "imgeler" olduğunu vurgular.
    • Teknik: Bir hayvana bir şey anlatmak istiyorsanız (örneğin "seni seviyorum" veya "buraya gel"), bunu zihninizde bir film gibi canlandırmalı ve bu görüntüyü ona gönderdiğinizi hayal etmelisiniz. Hayvanlar, zihinsel resimleri ve duygu paketlerini (sevgi, korku) evrensel bir dil olarak algılarlar [Webster, 41, 42].
  • Bitkilerin Tepkisi: Joanne Austin, Cleve Backster'ın bitkilerle yaptığı deneylere atıfta bulunur. Backster, bir bitkinin yaprağına elektrotlar bağlamış ve onu yakmayı düşündüğü (henüz eyleme geçmediği) anda, bitkinin galvanometrede "korku" tepkisi verdiğini görmüştür. Bu, bitkilerle iletişimin "niyet" düzeyinde gerçekleştiğini kanıtlar. Onlarla konuşmak için sesli sözler değil, samimi ve yoğun bir niyet yeterlidir [Austin, 530].

4. Frekans Ayarı: Sevgi ve Dikkat

Tüm bu varlıklarla (taş, hayvan, bitki) iletişimde ortak anahtar, "dikkat" ve "sevgi"dir.

  • Dikkatin Gücü: Rupert Sheldrake, The Sense of Being Stared At (Gözetlenme Hissi) eserinde, dikkatin bir enerji ışını gibi hedefe ulaştığını belirtir. Birine (veya bir hayvana) arkasından dikkatle baktığınızda, o kişi bunu hisseder. İletişim, dikkatinizi o varlığa "kilitlemekle" başlar [Sheldrake, 734].
  • Sevgi Köprüsü: Webster, telepatik kanalları açan en güçlü frekansın sevgi olduğunu belirtir. Sevgi, zihinsel savunma duvarlarını indirir ve iki varlık (insan-hayvan veya insan-doğa) arasında rezonans sağlar [Webster, 36].

Hikaye: Victor Hugo ve "Mezarın Gölgesi"

Victor Hugo'nun Jersey sürgünü sırasında yaşadığı en çarpıcı deneyimlerden biri, "Mezarın Gölgesi" / Shadow of the Sepulcher adını verdiği bir varlıkla yaptığı konuşmadır. Masanın ayaklarını yere vurarak verdiği mesajlarda, bu varlık Hugo'ya evrenin yapısını anlatır.

Varlık, Hugo'ya her şeyin canlı olduğunu, bir çakıl taşının bile bir zamanlar yaşamış ve cezalandırılmış bir ruh barındırabileceğini söyler. Hugo, bu bilgiden o kadar etkilenir ki, bir gün deniz kenarında yürürken bir taşa basmaktan korkar hale gelir. Şiirlerinde, "Her şeyin, taşın bile bir ruhu vardır" dizesini bu deneyimlerden sonra yazar. Hugo için doğa artık sessiz bir dekor değil, her yaprağında ve kum tanesinde konuşan, acı çeken veya kefaret ödeyen ruhların olduğu kozmik bir koro haline gelmiştir.

Kıssadan Hisse: Bu anlatı, insan kibrinin aksine, evrende yalnız olmadığımızı ve zekanın sadece "beyin" ile sınırlı olmadığını gösterir. İletişim, karşımızdaki varlığın (bir taşın bile) bir özü olduğuna "inanmakla" ve ona "saygı" duymakla başlar. Hugo'nun masası, onun inancı sayesinde konuşmuştur.

Günümüze Bakan Yüzü: Modern ekoloji hareketleri, doğayı "canlı bir organizma" (Gaia) olarak görmeye başlamıştır. Hugo'nun 19. yüzyılda mistik yolla ulaştığı "her şeyin ruhu vardır" fikri, bugün kuantum fiziğinde "her şey enerjidir ve enerji bilgidir" şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Doğayla iletişim kurmak (ağaçlara sarılmak, hayvanlarla konuşmak), delilik değil, evrensel ağa bağlanma çabasıdır.


Dua ve Uygulama: Birlik Bilincine Uyumlanma

Bu uygulama, çevrenizdeki canlı-cansız her şeyle ruhsal bir bağ kurmak, onların dilini anlamak ve evrensel uyuma katılmak niyetiyle yapılır.

Uygulama Yeri: Doğada, bir ağacın altında veya sessiz bir odada, elinizde bir taş veya bitki tutarak.

Arapça Dua (Niyet): "Yâ Nûra'n-nûr, Yâ Müdebbira'l-umûr. Allahümme'c-al fî kalbî nûran ve fî sem'î nûran ve fî basarî nûran. Ve'şrah lî sadri li-efheme lüğate'l-kâinât. Sübhanellezî sehhara lenâ hâzâ."

Türkçe Anlamı: "Ey Nurların Nuru, ey işleri çekip çeviren (Allah'ım). Allah'ım kalbimde bir nur, kulağımda bir nur, gözümde bir nur yarat. Göğsümü genişlet ki kainatın dilini anlayabileyim. Bunları bizim hizmetimize veren (Allah) ne yücedir."

Ardından şu niyet (telepatik olumlama) 3 kez tekrar edilir: "Ben, bu evrenin bir parçasıyım ve her parça birbiriyle konuşur. Şu an elimde tuttuğum bu [nesne/canlı] ile aramdaki engel kalkıyor. Onun özünü, hikayesini ve enerjisini sevgimle hissediyorum. Biz biriz, aynı kaynaktan geliyoruz. Seni duyuyorum, seni hissediyorum."

Kaynakça

  • Austin, J. P. (2008). ESP, Psychokinesis, and Psychics. Chelsea House.
  • Chambers, J. (2011). Victor Hugo's Conversations with the Spirit World. Inner Traditions.
  • Sheldrake, R. (2004). Le septième sens [The Seventh Sense]. Éditions du Rocher.
  • Van Praagh, J. (2010). Heaven and Earth. Pocket Books.
  • Webster, R. (2002). Is Your Pet Psychic?. Llewellyn Publications.
  • Wilson, C. (1978). Mysteries. Diversion Books.

Ruhun Barışı: İçsel Gücü Uyandırma Teknikleri

"İnsanın kendi ruhuyla barışması, içsel çatışmaları dindirip ruhsal potansiyelini (özelliklerini) kuvvetlendirmesi için kaynaklarda hangi yöntemler, zihinsel disiplinler ve manevi pratikler önerilmektedir?", bu konuyu Joseph Murphy'nin bilinçaltı öğretileri, Colin Wilson'ın "Benlikler Merdiveni" teorisi ve William Hewitt'in zihinsel gelişim teknikleri ışığında; kendini affetme, ayna terapisi ve içsel diyalog kavramları üzerinden detaylandırmak gerekir.

Eldeki kaynaklar, ruhla barışmanın, aslında "Bilinçli Zihin" (Ego/Mantık) ile "Bilinçaltı" (Ruh/Sonsuz Zeka) arasındaki savaşı bitirmek anlamına geldiğini vurgular. Ruhun özelliklerini kuvvetlendirmek ise, bu içsel gücü bloke eden korku, suçluluk ve değersizlik hislerini temizlemekle mümkündür.

1. İçsel Çatışmanın Kaynağı: "Robot" ve "Gerçek Benlik"

Colin Wilson, Mysteries (Gizemler) ve Super Consciousness (Süper Bilinç) eserlerinde, insanın mutsuzluğunun temel nedeninin, günlük işleri yürüten otomatik mekanizma ("Robot") ile derinlerdeki "Gerçek Benlik" arasındaki kopukluk olduğunu belirtir.

  • Benlikler Merdiveni: Wilson'a göre insan tek bir "ben"den oluşmaz. Bir "Benlikler Merdiveni" / Ladder of Selves vardır. En altta, rutin işleri yapan, sıkılan ve korkan "Robot" bulunur. Merdivenin üst basamaklarında ise, zaman ve mekanın ötesini gören, enerjik ve bilge "Yüksek Benlik" vardır. Ruhla barışmak, Robot'un kontrolü ele geçirmesini engellemek ve merdiveni tırmanarak Yüksek Benlik ile bütünleşmektir [Wilson, 2019; Wilson, 2024].
  • Enerji Kaçağı: (Önceki yazılarımızda) değinildiği gibi, suçluluk, pişmanlık ve kendine acıma duyguları, "ruhsal batarya"nın enerjisini boşaltan kaçaklardır. Kişi kendiyle kavgalı olduğunda, yaşam enerjisi (Prana/Mana) bu iç savaşa harcanır ve dış dünyada başarısızlık olarak tezahür eder.

2. Ruhla Barışma Yöntemi: Kendini Affetme ve Sevgi

Joseph Murphy, Telepsychics (Telepsişik) eserinde, ruhla barışmanın ilk şartının "kendini affetmek" olduğunu vurgular. Ona göre, Tanrı (Sonsuz Zeka) insanı asla yargılamaz veya cezalandırmaz; insan kendi düşünceleriyle kendini cezalandırır.

  • Kendini Mahkum Etmeyi Bırakmak: Murphy, birçok hastalığın ve başarısızlığın kökeninde "kendine yönelik öfke" / self-resentment yattığını belirtir. Kişi, geçmişteki hatalarını sürekli zihninde canlandırarak ruhunu "döver". Oysa ruh (bilinçaltı), sadece şimdiki zamanda yaşar. Geçmişi bırakıp "Ben kendimi affediyorum ve serbest bırakıyorum" demek, ruhsal iyileşmenin anahtarıdır [Murphy, 2010].
  • Sevgi Frekansı: Ruhun doğal frekansı sevgidir. Kişi kendini eleştirdiğinde bu frekansı bozar. Ruhla barışmak için, kişinin kendisine bir başkasına duyduğu şefkatle yaklaşması gerekir. Murphy, "Tanrı sevgisiyle doluyum" cümlesinin, ruhsal yaraları iyileştiren en güçlü merhem olduğunu belirtir [Murphy, 2010].

3. Ruhsal Özellikleri Kuvvetlendirme Teknikleri

Ruhun potansiyelini (sezgi, yaratıcılık, huzur, güç) artırmak için kaynaklarda "Ayna Terapisi" ve "Olumlama" teknikleri öne çıkar.

A. Ayna Terapisi / Mirror Therapy

Joseph Murphy ve William Hewitt, kişinin kendi gözlerinin içine bakarak yaptığı konuşmaların, bilinçaltına (ruha) ulaşmanın en hızlı yolu olduğunu belirtir.

  • Uygulama: Günde iki kez aynanın karşısına geçin. Gözlerinizin içine bakın (göz bebekleri ruhun penceresidir). Yüksek sesle ve inanarak şunları söyleyin: "Ben Tanrı'nın bir mucizesiyim. Kendimi olduğum gibi kabul ediyorum ve seviyorum. İçimdeki Sonsuz Zeka, beni parlatıyor, yüceltiyor ve koruyor. Ben güçlüyüm, ben bilgeyim, ben huzurum." Bu pratik, "değersizlik" inancını siler ve ruhun özgüvenini (karizmasını) artırır [Murphy, 2010; Hewitt, 2005].

B. Ruhsal Nitelikleri Çağırma

Ruhunuzda hangi özelliğin (örneğin cesaret, sabır veya neşe) kuvvetlenmesini istiyorsanız, o özelliği "çağırmanız" gerekir.

  • İsimlendirme: Murphy, "Ben huzurluyum" dediğinizde, ruhunuzun bu emre itaat ederek huzur titreşimi yaydığını belirtir. Ruh, ona ne derseniz o kılığa girer. Eğer "Ben beceriksizim" derseniz, ruhunuz beceriksizliği oynar. Ruhunuzla barışmak için, ona "asil" sıfatlarla hitap etmelisiniz [Murphy, 2010].

4. "İçsel Ortak" ile İşbirliği

William Hewitt, The Truth About Mind Power (Zihin Gücü Hakkındaki Gerçek) eserinde, ruhu (veya bilinçaltını) bir "İçsel Ortak" / Silent Partner olarak görmeyi önerir.

  • Danışma: Karar vermeden önce içinize dönüp, "Sevgili Ruhum (veya Bilinçaltım), bu konuda senin fikrin nedir? Bana doğru yolu göster" diyerek onunla konuşun. Hewitt, bu diyaloğun sezgileri keskinleştirdiğini ve ruhun atıl kapasitesini "aktif zekaya" dönüştürdüğünü belirtir [Hewitt, 2005].

Hikaye: Aynadaki Düşman ve Dost

Joseph Murphy'nin Telepsychics kitabında, kendi ruhuyla barışarak hayatını değiştiren bir kadının hikayesi anlatılır. Bu kadın, iş hayatında sürekli başarısız olmakta, ilişkilerinde reddedilmekte ve derin bir mutsuzluk yaşamaktadır. Murphy ile konuştuğunda, çocukluğundan beri "çirkin ve yetersiz" olduğu yönünde eleştirildiği ve buna inandığı ortaya çıkar. Kendi ruhuna o kadar düşmandır ki, aynaya bakmaktan kaçınmaktadır.

Murphy ona "Ayna Terapisi"ni verir. Kadın her sabah aynada kendine bakıp, zorlanarak da olsa "Seni seviyorum, sen Tanrı'nın sevgisisin, sen değerlisin" demeye başlar. İlk günlerde ağlar ve kendine inanmaz. Ancak ısrarla devam eder. Yaklaşık bir ay sonra, aynadaki aksine baktığında ilk kez gülümsediğini fark eder. İçindeki savaş bitmiştir.

Bu içsel barıştan kısa bir süre sonra, iş yerinde terfi alır ve ona değer veren bir adamla tanışır. Dış dünyadaki düşmanlık, iç dünyadaki barışla birlikte sona ermiştir.

Kıssadan Hisse: Bu hikaye, "dışarısının", "içerisinin" bir aynası olduğunu kanıtlar. Biz kendi ruhumuzu aşağıladığımızda, dünya da bizi aşağılar. Kendi ruhumuzla barışıp (aynadaki görüntüyle dost olup) ondaki ilahi özellikleri onurlandırdığımızda, hayatın akışı değişir. Ruh, ona sevgi verildiğinde devleşen, eleştirildiğinde büzüşen bir çiçektir.

Günümüze Bakan Yüzü: Modern insan, estetik operasyonlarla veya filtrelerle "dış yüzünü" düzeltmeye çalışırken, "iç yüzünü" (ruhunu) ihmal eder. Oysa gerçek çekicilik ve güç, kişinin kendi ruhuyla barışık olmasından kaynaklanan "aura"dadır. Kendisiyle barışık bir insan, en güçlü antidepresandan daha etkili bir huzur yayar.


Dua: Ruhla Barışma ve İçsel Gücü Uyandırma

Bu dua, kişinin kendi özüyle kucaklaşması, kendine duyduğu öfke veya suçluluğu bitirmesi ve ruhundaki ilahi özellikleri (Esma-ül Hüsna'nın tecellilerini) parlatması niyetiyle okunur.

Okunuş Usulü: Sessiz bir odada, tercihen bir aynanın karşısında veya gözler kapalı, el kalbin üzerindeyken okunur. Ses tonu şefkatli ve affedici olmalıdır.

Arapça Dua: "Allahümme ellif beyne kalbî ve rûhî. Ve'c-alni minel-mütesalihine ma'a enfüsihim. Yâ Vedûd, Yâ Kuddûs, tahhir nefsî minel-vesâvisi ve'z-zunûn, ve nevvir ruhî bi-nûri marifetik."

Türkçe Anlamı: "Allah'ım, kalbimle ruhumu uzlaştır/birleştir. Beni kendi nefsiyle barışık olanlardan eyle. Ey (kullarını çok seven) Vedûd, ey (eksikliklerden münezzeh) Kuddûs! Nefsimi vesvese ve (kötü) zanlardan temizle ve ruhumu marifetinin (seni bilmenin) nuruyla aydınlat."

Türkçe Olumlama (Murphy Tekniği): (Bu kısmı 3 kez, hissederek tekrarlayın) "Ben kendimle barışığım. Ruhum, Tanrı'nın nefesidir ve mükemmeldir. Geçmişteki hatalarım için kendimi tamamen affediyorum ve serbest bırakıyorum. İçimdeki güç, sevgi ve bilgelik şimdi uyanıyor. Ben değerliyim, ben yeterliyim ve ben sevgiyim. Ruhumun ışığı bedenimi ve hayatımı dolduruyor. Kendimi onaylıyorum ve kabul ediyorum."

Kaynakça

  • Hewitt, W. W. (2005). The Truth About Mind Power. Llewellyn Publications.
  • Murphy, J. (2010). Telepsikhika [Telepsychics]. Popurri.
  • Shumsky, S. (2014). Awaken Your Third Eye. Red Wheel/Weiser.
  • Wilson, C. (2024). Misterii [Mysteries]. Diversion Books.
  • Wilson, C. (2019). Super Consciousness. Watkins Media.

Doğuştan Gelen Yetenekler

"Bir kişide doğuştan gelen psişik veya sezgisel yeteneklerin varlığı nasıl anlaşılır; çocukluktan yetişkinliğe uzanan süreçte hangi belirtiler, fiziksel hassasiyetler ve zihinsel deneyimler bu 'gizli potansiyeli' işaret eder ve kaynaklar bu belirtileri nasıl kategorize etmektedir?", bu konuyu Allison DuBois'in çocukluk gözlemleri, Richard Webster'ın telepati testleri, Rupert Sheldrake'in gözetlenme hissi araştırmaları ve Joseph Murphy'nin bilinçaltı analizleri ışığında detaylandırmak gerekir.

Eldeki kaynaklar, psişik yeteneklerin sadece seçilmiş azınlığa ait "mucizevi" güçler olmadığını, aksine her insanda -özellikle çocuklarda ve kadınlarda- biyolojik ve ruhsal bir donanım olarak (Epifiz bezi/Üçüncü Göz) mevcut olduğunu, ancak kültürel şartlanmalarla köreltildiğini vurgulamaktadır.

1. Çocukluk Dönemi Belirtileri: "Görünmez Arkadaşlar" ve Işıklar

Doğuştan gelen yeteneklerin en saf hali çocuklukta görülür. Allison DuBois, Don't Kiss Them Good-bye (Onlara Elveda Öpücüğü Vermeyin) adlı eserinde (Joanne Austin tarafından alıntılanmıştır), psişik çocukları tanımanın yollarını şöyle sıralar:

  • Kalabalıktan Rahatsızlık: Doğuştan hassas çocuklar, nispeten boş bir odada bile kendilerini "kalabalık" hissederler. Bunun nedeni, fiziksel olarak orada olmayan varlıkları (ruhları) veya odadaki insanların yoğun duygu yüklerini (auralarını) algılamalarıdır. Alışveriş merkezleri gibi yoğun yerler bu çocukları aşırı derecede yorar ve huysuzlaştırır [Austin, 417].
  • Görünmez Oyun Arkadaşları: Yetişkinlerin "hayal ürünü" diyerek geçiştirdiği "arkadaşlar", psişik çocuklar için son derece gerçektir. Çocuk, boşluğa bakıp güler, konuşur veya bir şeyler ikram eder. Bu, "perdenin" çocuklar için henüz kapanmadığının işaretidir.
  • Geceleri Işık İsteği: Çoğu psişik çocuk karanlıktan korkar, ancak bu korku "öcülerden" değil, karanlıkta daha net gördükleri "ruhsal formlardan" veya ışık kürelerinden kaynaklanır. Uyumadan önce odalarında dolaşan şekiller veya renkler gördüklerini söylerler [Austin, 417; Browne, 1260].

2. Fiziksel ve Duygusal Hassasiyetler: "Psişik Sünger" Olmak

Yetişkinlikte doğuştan gelen sezgiler, genellikle fiziksel ve duygusal tepkilerle kendini belli eder. Richard Webster, Kak chitat' mysli ljubogo cheloveka? (Herkesin Zihnini Nasıl Okursunuz?) eserinde bu belirtileri detaylandırır:

  • Empatik Yüklenme (Simulpathia): (Önceki yazılarımızda) değindiğimiz gibi, "Simulpathia", bir başkasının acısını kendi bedeninde hissetmektir. Doğuştan sezgisel kişiler, bir arkadaşları üzgün olduğunda, o kişi hiçbir şey söylemese bile göğüslerinde bir ağırlık veya midelerinde bir kramp hissederler. Bu kişiler, ortamdaki negatif enerjiyi bir sünger gibi emerler ve eve geldiklerinde sebepsiz bir yorgunluk yaşarlar [Webster, 1827].
  • Solar Pleksus (Güneş Sinirağı) Uyarısı: Tehlikeli bir durum veya güvenilmez bir kişiyle karşılaşıldığında, mide bölgesinde (Solar Pleksus) ani bir kasılma, "kelebek uçuşması" veya bulantı hissedilir. Bu, bilinçaltının tehlikeyi algılayıp bedeni uyarmasıdır ("Gut feeling").
  • Gözetlenme Hissi (Scopaesthesia): Rupert Sheldrake'in The Sense of Being Stared At eserinde belirttiği üzere, arkası dönükken birinin kendisine baktığını hissetmek ve dönüp o kişiyle göz göze gelmek, doğuştan gelen telepatik bir yeteneğin en yaygın kanıtıdır. Bu yetenek, avcı-toplayıcı atalarımızdan kalan bir hayatta kalma mekanizmasıdır [Sheldrake, 567].

3. Zihinsel ve Telepatik İşaretler

Zihinsel düzeyde, doğuştan sezgili kişiler zaman ve mekan sınırlarını aşan deneyimler yaşarlar.

  • Telefon Telepatisi: Telefon çalmadan saniyeler önce kimin aradığını bilmek veya tam birini düşünürken o kişiden mesaj almak. Şüpheciler buna tesadüf dese de, Sheldrake'in araştırmaları, arayan kişi ile alıcı arasındaki duygusal bağın bu fenomeni tetiklediğini kanıtlamıştır [Webster, 1785; Sheldrake, 1799].
  • Deja Vu ve Önsezi: Gidilen yeni bir yeri daha önce görmüş gibi hissetmek veya bir olayın sonucunu mantıksal bir veri olmadan "bilmek". Joseph Murphy, bu durumun rüyalarda yapılan "dördüncü boyut" seyahatlerinin bir hatırası olduğunu belirtir. Rüyaları sık sık çıkan veya "içime doğdu" dediği şeyler gerçekleşen kişiler, yüksek psişik potansiyele sahiptir [Murphy, 3582].

4. Cinsiyet ve Biyolojik Yatkınlık

Kaynaklar, kadınların psişik yetenekleri fark etme ve kullanma konusunda biyolojik bir avantaja sahip olduğunu öne sürer.

  • Dişil Sezgi: (Önceki yazılarımızda) Ivan Tutinsky'nin araştırmalarına atıfta bulunulduğu üzere, kadınların epifiz bezinin (üçüncü gözün biyolojik karşılığı) erkeklere oranla daha aktif veya gelişmiş olabileceği, ayrıca anne-çocuk arasındaki telepatik bağın kadınların "alıcı" kanallarını sürekli açık tuttuğu belirtilir. Webster'ın aktardığı 2003 tarihli bir ankette, psişik deneyim yaşayanların %85'inin kadın olması bu tezi destekler [Webster, 1790].

Hikaye: Piskoposun Ani Sezgisi

Richard Webster'ın Kak chitat' mysli ljubogo cheloveka? kitabında, doğuştan gelen sezginin (telepatinin) mantığı nasıl devre dışı bıraktığına dair tarihsel bir vaka anlatılır.

  1. yüzyılda, İngiltere'de Piskopos Samuel Wilberforce, din adamlarıyla resmi bir toplantı halindedir. Toplantının ortasında, hiçbir dışsal neden yokken aniden elini başına götürür, yüzü kireç gibi olur ve yanındakilere şunları söyler: "Eminim, şu an oğlumun başına kötü bir şey geldi."

Oğlunun denizde, bir gemide olduğu bilinmektedir. Piskopos o gün günlüğüne, oğlunun başına gelen belirsiz bir "felaket" hissini not eder. Haftalar sonra haber gelir: Tam Piskopos'un o hisse kapıldığı saatte, oğlu Herbert gemide ciddi bir kaza geçirmiş ve ayağından ağır şekilde yaralanmıştır.

Kıssadan Hisse: Bu olay, doğuştan gelen sezginin (telepati) mesafe tanımadığını gösterir. Piskopos, oğlunun yaşadığı şok ve acı enerjisini, aralarındaki sevgi bağı üzerinden anında "download" etmiştir. Bu yetenek, özel bir eğitimle değil, insan doğasındaki "bağlantısallık" ile ilgilidir.

Günümüze Bakan Yüzü: Modern dünyada bir anne işteyken aniden huzursuzlanıp bakıcıyı aradığında ve çocuğunun düştüğünü öğrendiğinde, bu bir tesadüf değildir. Wilberforce'un yaşadığı deneyim, bugün hepimizin sahip olduğu "biyolojik wi-fi" sisteminin bir kanıtıdır. İçimize doğan ani sıkıntıları veya "arama" dürtülerini görmezden gelmemek, bazen hayat kurtarıcı olabilir.


Dua ve Uygulama: Sezgisel Kanalları Açmak İçin

Bu dua, üzerinizdeki "mantık baskısını" hafifletmek, doğuştan gelen ancak körelmiş olan sezgisel yeteneklerinizi (kalp gözünüzü) uyandırmak ve iç sesinizi daha net duymak niyetiyle okunur.

Okunuş Usulü: Sessiz bir ortamda, iki kaşın arasına (Ajna Çakra) odaklanılarak, sabah uyanır uyanmaz veya gece yatmadan önce okunur.

Arapça Dua: "Allahümme nevvir basîretî veftah lî ebvâbe'l-gaybi. Ve elhimnî rüşdî ve eıznî min şerri nefsî. Yâ Nûr, Yâ Hâdî, Yâ Fettâh."

Türkçe Anlamı: "Allah'ım, kalp gözümü/basiretimi nurlandır ve bana gayb (bilinmeyen) kapılarını aç. Bana doğru yolu (rüşdümü) ilham et ve beni nefsimin şerrinden (vesveselerden) koru. Ey Nur (aydınlatan), ey Hidayet veren, ey Kapıları açan."

Ardından şu niyet 3 kez tekrar edilir: "Doğuştan sahip olduğum sezgisel gücümü kabul ediyorum. İçimdeki ses, gerçeğin sesidir. Korkularımı ve şüphelerimi bir kenara bırakıyor, kalbime doğan bilgiye güveniyorum. Ben evrensel zeka ile bağlantıdayım, her an korunuyor ve rehberlik alıyorum."

Kaynakça

  • Austin, J. P. (2008). ESP, Psychokinesis, and Psychics. Chelsea House.
  • Browne, S. (2008). Prophecy. Dutton.
  • Murphy, J. (2010). Telepsikhika [Telepsychics]. Popurri.
  • Sheldrake, R. (2003). The Sense of Being Stared At. Three Rivers Press.
  • Shumsky, S. (2014). El despertar del tercer ojo. Ediciones Obelisco.
  • Webster, R. (2015). Kak chitat' mysli ljubogo cheloveka? [How to read anyone's mind?].

"Üçüncü Göz" Aktivasyon Teknikleri

"Parapsikoloji ve metafizik literatüründe, uyuyan psişik yetenekleri (durugörü, telepati, önsezi) uyandırmak ve mevcut potansiyeli kuvvetlendirmek için hangi somut egzersizler, zihinsel disiplinler, beslenme önerileri ve meditasyon teknikleri tavsiye edilmektedir?", bu konuyu Joseph Murphy'nin bilinçaltı programlama yöntemleri, Richard Webster'ın pratik telepati egzersizleri, Susan Shumsky'nin "Üçüncü Göz" aktivasyon teknikleri ve William Hewitt'in zihinsel odaklanma çalışmaları ışığında detaylandırmak gerekir.

Eldeki kaynaklar, psişik yeteneklerin "seçilmiş azınlığa" ait sihirli güçler olmadığını, aksine her insanda var olan ancak körelmiş "biyolojik ve zihinsel kaslar" olduğunu vurgular. Bu kasları güçlendirmek, tıpkı fiziksel sporlarda olduğu gibi disiplinli bir antrenman programı gerektirir.

1. Fizyolojik Hazırlık: Epifiz Bezi ve Arınma

Susan Shumsky, El despertar del tercer ojo (Üçüncü Gözün Uyanışı) eserinde, psişik vizyonun merkezi olan epifiz bezinin / pineal gland (ajna çakra) kireçlenmesini önlemenin ve onu aktive etmenin ilk adım olduğunu belirtir.

  • Florürden Kaçınma: Epifiz bezi, florürü mıknatıs gibi çeker ve bu durum bezin kireçlenmesine (kristalleşmesine) neden olarak psişik alıcıları köreltir. Kaynaklar, florürlü su ve diş macunlarından kaçınmayı önerir [Shumsky, 219].
  • Güneş Işığı ve Karanlık: Epifiz, ışığa duyarlıdır. Gündüzleri en az 20 dakika doğal güneş ışığı almak ve geceleri zifiri karanlıkta uyumak, serotonin ve melatonin dengesini sağlayarak psişik rüyaların netliğini artırır [Shumsky, 218].
  • Uçucu Yağlar: Sandal ağacı, lavanta, günlük ve mür gibi uçucu yağların alın bölgesine (iki kaşın arasına) sürülmesi veya koklanması, bu bölgedeki titreşimi yükseltir [Shumsky, 220].

2. Zihinsel Egzersizler ve Odaklanma

William Hewitt ve Richard Webster, zihni "odaklanmış bir lazer" haline getirmek için şu teknikleri önerir:

  • Renkli Toplar Egzersizi (Hewitt): Zihinsel imgelemeyi güçlendirmek için gözler kapatılır. Sağ taraftan görüş alanına giren ve bedenin içinden geçip sol taraftan çıkan renkli enerji topları hayal edilir. Kırmızı (canlılık), Turuncu, Sarı, Yeşil, Mavi ve Mor toplar sırayla geçirilir. Bu çalışma, zihnin imgeleme kaslarını çalıştırır ve aurayı temizler [Hewitt, 160-163].
  • Zener Kartları ve "Kırmızı Kart" Testi (Webster): Bir iskambil destesi alınır. "Kırmızı Kart" testinde, birkaç siyah kart ve bir kırmızı kart karıştırılarak masaya kapalı şekilde dizilir. Kişi elini kartların üzerinde gezdirir ve elinde bir "çekim" veya "sıcaklık" hissettiği kartı seçmeye çalışır. Başlangıçta başarı oranı düşük olsa da, düzenli pratikle eldeki çakralar (avuç içi sensörleri) hassaslaşır [Webster, 1978].
  • Ganzfeld Tekniği: Dış uyaranları kesmek (duyusal yoksunluk) için gözlere yarım pinpon topları kapatılır ve kırmızı bir ışık altında durulur, kulaklıktan "beyaz gürültü" (statik cızırtı) dinlenir. Bu durum, beyni halüsinasyon benzeri psişik görüntüler üretmeye teşvik eder ve telepati yeteneğini %40 oranında artırır [Austin, 314; Webster, 2013].

3. Meditasyon ve Nefes Teknikleri (Pranayama)

Psişik enerjiyi (Prana/Ki) yükseltmek için nefes ve bakış teknikleri kritik öneme sahiptir.

  • Trataka (Mumla Bakış): Karanlık bir odada, göz hizasında yanan bir muma, gözleri kırpmadan bakılır. Gözler sulandığında kapatılır ve mumun "negatif görüntüsü" (retinada kalan iz) zihin ekranında (iki kaşın arası) sabitlenmeye çalışılır. Bu, konsantrasyonu ve durugörü yeteneğini (üçüncü gözü) doğrudan uyarır [Shumsky, 245].
  • Alternatif Burun Nefesi: Sağ elin başparmağıyla sağ burun deliği kapatılır, soldan nefes alınır. Sonra sol kapatılır, sağdan verilir. Bu, beynin sağ (sezgisel) ve sol (mantıksal) loblarını dengeler ve "İda" ile "Pingala" enerji kanallarını temizler [Shumsky, 229].

4. Bilinçaltı Programlama (Telepsişik Yöntem)

Joseph Murphy, psişik gücün "inanç" ile çalıştığını vurgular. "Ben psişik değilim" demek yeteneği bloke ederken, "Sonsuz Zeka bana her şeyi gösterir" demek kanalları açar.

  • Uyku Öncesi Komut: Her gece uyumadan önce bilinçaltına şu komut verilmelidir: "Bilinçaltımdaki Sonsuz Zeka, psişik yeteneklerimi uyandırıyor. Rüyalarım net, sezgilerim keskin. Ben bir alıcıyım ve gerçeği görüyorum." Bu, "Koyun-Keçi Etkisi"ni (inananların başarılı olması prensibini) lehinize çevirir [Murphy, 3594; Austin, 448].

Hikaye: Kayıp Yüzük ve "Sarkaç"ın Cevabı

(Yöntemlerin birleşimini gösteren örnek vaka) Genç bir kadın, büyükannesinden yadigar kalan değerli bir yüzüğü evde kaybeder. Her yeri arar ama bulamaz. William Hewitt'in önerdiği "Sarkaç" / Pendulum tekniğini (radyestezinin basit bir formu) denemeye karar verir. Bir ipe bağladığı ağırlığı (yüzük veya kristal) tutar. Önce sarkaca "Evet" ve "Hayır" yönlerini sorarak (örneğin ileri-geri evet, daire hayır) kalibre eder.

Ardından evin krokisini çizer. Zihnini sakinleştirip (alfa durumuna geçip), "Yüzük bu odada mı?" diye sorarak sarkacı krokinin odaları üzerinde gezdirir. Sarkaç, yatak odasının üzerinde şiddetle dönmeye başlar. Kadın odaya gider ve sarkacı bu kez dolapların üzerinde gezdirir. Sarkaç eski bir kışlık montun cebi üzerinde tepki verir. Kadın elini cebe attığında, aylar önce oraya koyup unuttuğu yüzüğü bulur.

Kıssadan Hisse: Bu hikaye, psişik yeteneklerin (bu durumda radyestezi ve bilinçaltı hafızası) somut araçlarla nasıl güçlendirilebileceğini gösterir. Sarkaç, aslında kadının bilinçaltında zaten var olan bilgiyi, kaslarındaki mikro hareketler (ideomotor etki) aracılığıyla görünür kılmıştır. Yetenek, "sihirli bir değnek" değil, içteki bilginin dışarıya aktarılmasıdır.

Günümüze Bakan Yüzü: Teknoloji çağında kaybettiğimiz şeyleri bulmak veya karar vermek için sürekli dış kaynaklara başvuruyoruz. Oysa bu pratikler, bedenin ve zihnin en hassas "biyo-sensör" olduğunu hatırlatır. Basit egzersizlerle bu sensörleri kalibre etmek, hayatın karmaşasında kaybolan cevapları bulmamızı sağlar.


Dua ve Uygulama: Psişik Kanalları Açmak İçin

Bu dua, sezgisel engelleri kaldırmak, "Üçüncü Göz"ü nurlandırmak ve evrensel bilgi akışına uyumlanmak niyetiyle okunur.

Okunuş Usulü: Sabah gün doğumunda veya meditasyon sırasında, yüz doğuya dönülür. İşaret parmağı iki kaşın arasına (Ajna Çakra) hafifçe dokundurulur ve oradan içeriye beyaz/mor bir ışığın girdiği hayal edilerek okunur.

Arapça Dua: "Allahümme nevvir basîretî veftah lî ebvâbe'l-gaybi. Yâ Nûr, Yâ Alîm, Yâ Habîr. İkşif lî an hakâikı'l-eşyâi kemâ hiye. Ve eyyidnî bi-rûhin min indik."

Türkçe Anlamı: "Allah'ım, basiretimi (kalp gözümü) nurlandır ve bana gayb (bilinmeyen) kapılarını aç. Ey Nur (ışık), ey Alîm (her şeyi bilen), ey Habîr (her şeyden haberdar olan)! Bana eşyanın hakikatlerini olduğu gibi aç/göster. Ve beni katından bir ruhla (güçle) destekle."

Ardından şu Olumlama 3 kez tekrar edilir: "Gözlerimdeki perdeler kalkıyor. Ben Sonsuz Zeka'nın berrak bir kanalıyım. Geçmişi, şimdiyi ve geleceği, olması gerektiği gibi görüyor ve anlıyorum. Sezgilerim güvenilir ve güçlüdür. Zihnim sakin, ruhum uyanıktır."

Kaynakça

  • Austin, J. P. (2008). ESP, Psychokinesis, and Psychics. Chelsea House.
  • Hewitt, W. W. (2005). The Truth About Mind Power. Llewellyn Publications.
  • Murphy, J. (2010). Telepsikhika [Telepsychics]. Popurri.
  • Shumsky, S. (2014). El despertar del tercer ojo [Awaken Your Third Eye]. Ediciones Obelisco.
  • Webster, R. (2015). Kak chitat' mysli ljubogo cheloveka? [How to read anyone's mind?].

Psiyonik Güç

"Parapsikoloji ve ezoterizm literatüründe 'Psiyonik Güç' veya 'Psikotronik' kavramları nasıl tanımlanmaktadır; bu güçlerin kullanımı, özellikle Charles Cosimano'nun teorileri, Sovyet araştırmaları ve Joseph Murphy'nin 'Telepsişik' öğretileri bağlamında nasıl bir mekanizmaya oturtulmaktadır?", bu konuyu eldeki kaynakların sunduğu teknik, tarihsel ve pratik veriler ışığında incelemek gerekir.

Eldeki kaynaklar, psiyonik gücü sadece mistik bir yetenek olarak değil, zihinsel enerjinin fiziksel cihazlar veya disiplinli odaklanma yöntemleri aracılığıyla yönlendirilerek madde ve olaylar üzerinde etki yaratması (psikokinezi, uzaktan etkileme) olarak tanımlamaktadır.

1. Tanım ve Köken: Psikotronik ve Psikoenerjetik

"Psiyonik" terimi, genellikle bilim kurgu ile ilişkilendirilse de, parapsikoloji literatüründe zihin (psyche) ve elektronik (electronics) kelimelerinin birleşiminden türetilen ve zihinsel enerjinin teknolojik veya operasyonel kullanımını ifade eden bir kavramdır.

  • Psikotronik / Psychotronics : Mind at Large adlı esere göre, bu terim elektronik, biyonik ve nükleonik gibi disiplinlere analoji olarak türetilmiştir. Çek ve Sovyet araştırmacılar, parapsikolojiye daha bilimsel ve teknolojik bir saygınlık kazandırmak amacıyla bu terimi benimsemişlerdir. Psikotronik; telepati, uzaktan algılama (telegnosis), radyestezi (çubukla arama), psikokinezi (PK) ve biyolojik radyasyon gibi fenomenleri kapsayan bir şemsiye terimdir,.
  • Psikoenerjetik: Sovyet literatüründe ise bu alana "Psikoenerjetik" adı verilmiştir. Bu yaklaşım, psişik olayların ardındaki fiziksel ve fizyolojik mekanizmaları, özellikle de "biyoplazma" / bioplasma veya "psi-plazma" enerjisini incelemeye odaklanmıştır. Amaç, zihnin madde üzerindeki etkisini ölçülebilir bir enerji transferi olarak kanıtlamaktır,.

2. Psiyonik Savaş ve "Judo Prensibi"

Charles Cosimano'nun Psionic Power (Psiyonik Güç) adlı eserine atıfta bulunan notlarda, psiyonik gücün saldırı amaçlı kullanımı (psişik suikast) detaylandırılır. Cosimano, radyonik cihazlar (zihinsel odaklanmayı artıran aletler) ve imgeleme yoluyla bir hedefe zarar vermenin mümkün olduğunu, ancak bunun rastgele bir "büyü" olmadığını savunur.

  • Judo Prensibi: Cosimano'ya göre psiyonik saldırı, judo sporuna benzer. Operatör (saldırgan), kendi kaba gücünü kullanmak yerine, hedefin içindeki mevcut enerjiyi veya zayıflığı ona karşı kullanır. Sağlıklı ve dengeli bir insanı psiyonik yolla öldürmek zordur. Ancak hedefte halihazırda bir "ön eğilim" (predispozisyon) varsa, saldırı bu zayıflığı tetikler.
    • Uygulama: Örneğin, hedef yüksek tansiyona yatkınsa, psiyonik operatör zihinsel odaklanma ile bu tansiyonu yükselterek beyne saldırır ve felce neden olabilir. Eğer hedefte kansere yatkınlık varsa, bu eğilim güçlendirilerek hastalığın seyri hızlandırılır,.

3. Telepsişik: Yapıcı ve Ruhsal Yön

Joseph Murphy'nin Telepsychics (Telepsişik) öğretileri, psiyonik gücün daha ruhsal ve yapıcı (şifa, başarı) yönünü temsil eder. Murphy'ye göre bu güç, "Sonsuz Zeka" / Infinite Intelligence ile bilinçaltı arasındaki iletişimdir.

  • Temas ve Sonuç: Murphy, telepsişiğin büyülü bir değnek olmadığını, evrensel yasaların (inanç yasası) kullanımı olduğunu belirtir. Kişi, bir arzusunu (sağlık, zenginlik) zihninde net bir "Söz" / Word (emir) olarak formüle ettiğinde ve buna duygu yüklediğinde, bilinçaltı bu emri alıp dış dünyada olayları (eşzamanlılıkları) organize eder. Bu, psiyonik gücün "beyaz" veya yapıcı kullanımıdır,.
  • Negatif Kullanım Uyarısı: Murphy, bu gücün (zihinsel enerjinin) negatif amaçlarla kullanılmasının ("voodoo ölümü" veya lanetleme gibi), aslında kurbanın zihnindeki korku ve inanç mekanizmasını tetikleyerek çalıştığını belirtir. Eğer kişi korkmaz ve gücü kabul etmezse, psiyonik saldırı etkisiz kalır ve göndericiye döner,.

4. Biyolojik Temel ve "Psi-Plazma"

Andrija Puharich'in Beyond Telepathy ve Mind at Large eserlerinde, psiyonik fenomenlerin biyolojik bir temeli olduğu öne sürülür.

  • Psi-Plazma: Puharich, telepatik ve psikokinetik etkilerin, "psi-plazma" adı verilen bir enerji formu aracılığıyla gerçekleştiğini savunur. Bu plazma, sinir sisteminden dışarıya taşabilen ve maddeyle etkileşime girebilen bir yapıdır. Sovyet araştırmalarında, medyum Nina Kulagina'nın telekinezi (cisimleri hareket ettirme) yaparken kalp atışlarının dakikada 240'a çıktığı ve yoğun bir fiziksel stres altında olduğu gözlemlenmiştir. Bu, psiyonik gücün sadece zihinsel değil, yoğun bir biyolojik enerji tüketimi gerektirdiğini gösterir,,.

Özetle

Psiyonik güç; teknolojik (psikotronik/radyonik cihazlar), biyolojik (psi-plazma/sinir sistemi) ve ruhsal (telepsişik/inanç) unsurların birleşimidir. Cosimano gibi kaynaklar bu gücün stratejik ve saldırı amaçlı (zayıflıkları tetikleme) kullanımına odaklanırken, Murphy gibi kaynaklar bu gücün bilinçaltı aracılığıyla hayatı iyileştirme ve koruma yönünü vurgular.

Kaynakça

  • Tart, C. T., Puthoff, H. E., & Targ, R. (Eds.). (2002). Mind at Large. Hampton Roads Publishing.
  • Cosimano, C. W. (Cited in Tüm notlar). Psionic Power.
  • Murphy, J. (2010). Telepsikhika [Telepsychics]. Popurri.
  • Charpak, G., & Broch, H. (2004). Debunked!. Johns Hopkins University Press.

 

(Uzaylılar/Kozmik Zekalar) İletişim Kurmak

 "Dünya dışı varlıklarla (Uzaylılar/Kozmik Zekalar) iletişim kurmak, bu irtibatı sürdürülebilir bir ilişkiye dönüştürmek ve bu ilişkiden bilgi, teknoloji veya şifa alanlarında faydalanmak için kaynaklarda hangi protokoller, zihinsel teknikler ve teorik altyapılar sunulmaktadır?", bu konuyu Tuella'nın kozmik telepati öğretileri, Colin Wilson'ın "Uzay Zekaları" (Space Intelligences - SIs) üzerine araştırmaları ve Sylvia Browne'ın dünya dışı varlıkların tarihsel rolüne dair analizleri ışığında detaylandırmak gerekir.

Eldeki kaynaklar, dünya dışı varlıklarla iletişimin "rastgele bir karşılaşma"dan ziyade, belirli bir bilinç frekansına (telepatik rezonansa) uyumlanma süreci olduğunu; bu varlıkların tarih boyunca insanlığa teknoloji ve bilgelik aktardığını, ancak bu ilişkinin "aldatıcı varlıklar" riskini de barındırdığını ortaya koymaktadır.

1. Dünya Dışı Varlıkların Doğası ve Rolü

İletişim kurmadan önce, bu varlıkların ne olduğunun anlaşılması gerekmektedir. Kaynaklar, onları sadece "başka gezegenlerden gelen ziyaretçiler" olarak değil, aynı zamanda boyutlar arası gezginler ve öğretmenler olarak tanımlar.

  • Öğretmenler ve İnşaatçılar: Sylvia Browne, Kehanetler (Prophecies) eserinde, dünya dışı varlıkların binlerce yıldır dünyayı ziyaret ettiğini belirtir. Browne'a göre, Büyük Piramit ve Stonehenge gibi yapılar, bu varlıkların işbirliğiyle inşa edilmiştir. Günümüzde ise bu varlıklar; bilim insanı, öğretmen veya araştırmacı kılığında aramızda yaşamakta ve teknolojimizi (mikroçipler, lazerler vb.) dolaylı yollardan ilerletmektedirler. Amaçları istila değil, insanlığın evrimine katkıda bulunmaktır.
  • Kozmik Zekalar (SIs): Colin Wilson, Mysteries (Gizemler) kitabında, Ted Owens (PK Man) ve Andrija Puharich'in çalışmalarına atıfta bulunarak, bu varlıkları "Uzay Zekaları" / Space Intelligences (SIs) olarak tanımlar. Bu varlıklar, sadece fiziksel gemilerle gelmezler; onlar daha çok yüksek boyutlu bilinç formlarıdır ve insan zihniyle telepatik veya psikokinetik yollarla etkileşime girerler.

2. İletişim Yöntemi: "Tensor Işını" ve 5. Boyut Telepatisi

Dünya dışı varlıklarla iletişim, radyo dalgalarıyla değil, "zihinden zihne" / Mind-to-Mind gerçekleşen yüksek frekanslı bir telepati ile sağlanır.

  • Tensor Işını Teknolojisi: Tuella'nın aktardığı bilgilere göre (Bkz: Tüm notlar), yüksek boyutlu gemilerden veya varlıklardan, iletişim kurulacak kişiye "Tensor Işını" / Tensor Beam adı verilen bir enerji dalgası gönderilir. Bu ışın, bir radar gibi hedefe kilitlenir.
    • Belirtileri: Alıcı kişi, bu ışına maruz kaldığında sağ kulağında "klik-klik" sesleri duyabilir, başında sıkı bir bant varmış gibi bir basınç hissedebilir veya güneş sinirağında (mide boşluğu) bir kramp yaşayabilir. Bu fiziksel etkiler, insan beyninin 5. boyut frekansına ayarlanma (uyumlanma) sürecidir.
  • Aktif Pasiflik: İletişimi başarmak için "Aktif Pasiflik" durumu şarttır. Zihin boşaltılmalı, ancak uykuya dalınmamalıdır. Kişi, kendi düşüncelerini susturup, zihinsel ekranından geçen kelimelere veya imgelere müdahale etmeden (yargılamadan) onları izlemelidir.

3. İlişkiden Faydalanma: Bilgi, Şifa ve Müdahale

Bu varlıklarla kurulan ilişki, tarihsel örneklerde görüldüğü üzere, somut fiziksel sonuçlar doğurabilmektedir.

  • Hava Durumu ve Olay Kontrolü: Colin Wilson, Ted Owens'ın "Uzay Zekaları" (SIs) ile kurduğu ilişki sayesinde hava durumunu değiştirebildiğini aktarır. Owens, SIs'lere (Kozmik Zekalara) odaklanarak şimşekleri yönlendirebildiğini, kuraklık yaşanan bölgelere yağmur yağdırabildiğini iddia etmiş ve bunu tanıklar huzurunda defalarca kanıtlamıştır. Bu, dünya dışı zekanın, insan operatörün (Owens) niyeti doğrultusunda fiziksel maddeye (atmosfere) müdahale edebileceğini gösterir.
  • Teknolojik ve Bilimsel Bilgi: Robert Temple'ın The Sirius Mystery (Sirius Gizemi) çalışmasına atıfta bulunan Wilson, Dogon kabilesinin, modern teleskoplar olmadan Sirius B (cüce yıldız) hakkında detaylı bilgilere sahip olmasını, "Nommos" adı verilen amfibik dünya dışı varlıklardan aldıkları eğitime bağlar. Bu varlıklar, medeniyet ve bilim öğretmek için gelmişlerdir.
  • Şifa ve Koruma: Andrija Puharich'in araştırmalarında, "The Nine" (Dokuzlar) adı verilen bir grup kozmik zekanın, medyumlar aracılığıyla şifa enerjisi gönderdiği ve küresel felaketleri engellemek için stratejik bilgiler verdiği (örneğin Orta Doğu'da bir savaşı önlemek gibi) iddia edilmiştir.

4. Riskler ve Aldatıcı Varlıklar: "Tulpalar" ve "Men in Black"

Her dünya dışı temas hayırlı olmayabilir. John Keel ve Jacques Vallee gibi araştırmacılar, bu alanın tehlikelerine dikkat çeker.

  • Kozmik Şakacılar: John Keel, The Mothman Prophecies (Mothman Kehanetleri) üzerine yaptığı çalışmalarda, bazı "uzaylı" temaslarının aslında "ultraterrestrials" (boyutlar arası varlıklar) olduğunu ve bunların insanlarla "kozmik şakalar" yaptığını, yanlış kehanetler vererek insanları manipüle ettiğini belirtir. Keel'e göre, bu varlıklar bazen insanların kolektif bilinçaltından beslenen "Tulpalar" (düşünce formları) olabilir.
  • Enerji Vampirliği: (Önceki yazılarımızda) bahsedilen "Karanlık Varlıklar" veya negatif psişik formlar, "uzaylı rehber" kılığına girerek kişinin enerjisini emebilir. Bu nedenle iletişimde "niyetin saflığı" ve koruma kalkanları hayati önem taşır.

Hikaye: Ted Owens ve Kuraklığı Bitiren "SIs"

Colin Wilson'ın Mysteries kitabında, "PK Man" (Psikokinetik Adam) olarak bilinen Ted Owens'ın dünya dışı zekalarla (SIs - Space Intelligences) olan ilişkisi ve bundan nasıl faydalandığı anlatılır.

1976 yılında İngiltere büyük bir kuraklık yaşamaktadır. Ted Owens, Londra'ya gelir ve bir parapsikoloji konferansında, SIs (Uzay Zekaları) ile iletişim kurarak bu kuraklığı bitireceğini iddia eder. Owens, sahneye çıkar ve gökyüzüne, yani "dostlarına" hitap ederek yağmur yağdırmaları için zihinsel bir emir/rica gönderir. Konferanstaki izleyiciler ve Wilson, Owens'ın bu kendinden emin tavrını şüpheyle izlerler.

Ancak konferans bittikten kısa bir süre sonra, gökyüzü aniden kararır ve Londra'da sağanak yağmur başlar. Bu yağmur, İngiltere'nin tarihindeki en kurak dönemlerden birini sona erdirir ve o kış rekor düzeyde yağışlı geçer. Owens, bu gücün kendisinden değil, kendisinin bir "verici" olarak kullandığı ve SIs'lerin "alıcı/uygulayıcı" olarak hareket ettiği bir ortaklıktan geldiğini belirtir. Ayrıca Owens, volkanik patlamaları (Etna Yanardağı) yönlendirebildiğini ve lavların akışını değiştirebildiğini de iddia etmiş ve bu durumlar da kayıtlara geçmiştir.

Kıssadan Hisse: Bu hikaye, dünya dışı varlıklarla ilişkinin, sadece "sohbet etmek" olmadığını, aynı zamanda fiziksel gerçekliği (hava durumu, madde) etkileyebilecek bir "güç birliği" olabileceğini gösterir. Ancak Owens'ın deneyimi, bu gücün kullanılması için kişinin sarsılmaz bir inanca, net bir niyete ve bu "görünmez ortaklarla" sürekli bir telepatik hatta sahip olması gerektiğini öğretir.

Günümüze Bakan Yüzü: Bugün iklim değişikliği ve doğal afetlerle mücadele ederken, teknolojik çözümlerin yanı sıra, Owens'ın örneğindeki gibi "bilinç teknolojisi"nin de bir potansiyel barındırdığı düşünülebilir. İnsan zihni, evrensel zeka ile rezonansa girdiğinde, doğa olaylarını etkileme kapasitesine (biyokinez/psikokinez) sahip olabilir.


Dua ve Uygulama: Yüksek Zeka ile Temas İçin

Bu uygulama, Tuella'nın "5. Boyut Telepatisi" ve "Tensor Işını"na uyumlanmak için önerdiği yöntemin, koruyucu bir niyetle birleştirilmiş halidir.

Uygulama: Sessiz bir odada, gece yarısı veya şafak vaktinde oturun. Sol elinizin parmaklarını (Tuella'nın 5 parmak tekniği) sırayla tutarak zihninizi boşaltın. Başınızın üzerinde mor veya altın rengi bir huni (iletişim kanalı) olduğunu hayal edin.

Arapça Niyet: "Allahümme yâ Nûra's-semâvâti ve'l-ard. İftah lî ebvâbe'l-hikmeti ve'l-ma'rifeti min ledünke. Ve sakhhir lî cünüde's-semâvâti li-hayri'l-beşeriyye, bi-hıfzıke yâ Hafîz."

Türkçe Anlamı: "Ey göklerin ve yerin Nuru olan Allah'ım. Bana kendi katından hikmet ve marifet (bilgi) kapılarını aç. Ve göklerin ordularını (yüksek varlıkları/melekleri), insanlığın hayrı için bana musahhar kıl (hizmetime/yardımıma ver); Senin korumanla, ey Hafîz (Koruyucu)."

Ardından şu olumlamayı 3 kez tekrar edin: "Zihnim, evrensel kardeşliğin ve yüksek bilgeliğin yayınına açıktır. Korkuyu ve egoyu bırakıyorum. Sadece Işık'tan gelen, insanlığın hayrına hizmet eden Yüksek Zekalarla bağlantı kurmaya niyet ediyorum. Aramızdaki perde kalkıyor; duyuyorum, görüyorum ve anlıyorum. Tensor ışığını kabul ediyorum."

Kaynakça

  • Browne, S. (2008). Kehanetler [Prophecies]. Berkley.
  • Tuella. (1983). The Dynamics of Cosmic Telepathy (Tüm notlar derlemesinden).
  • Wilson, C. (2024). Misterii [Mysteries]. Diversion Books.
  • Buchanan, L. (2009). The Seventh Sense. Paraview Pocket Books.

 Psişik Kalkan

"Parapsikoloji ve metafizik literatüründe 'psişik vampirlik' / psychic vampirism nedir; bir bireyin yaşam enerjisini (Prana/Mana) emen dışsal varlıklara veya insanlara karşı ruhsal bütünlüğü korumak, aurayı mühürlemek ve kaybedilen enerjiyi geri kazanmak için hangi somut teknikler, imgelemeler ve ritüeller önerilmektedir?", bu konuyu Joe H. Slate'in enerji sistemi analizleri, Charles Cosimano'nun psiyonik korunma teknikleri, Susan Shumsky'nin aura mühürleme duaları ve Dion Fortune'un psişik savunma öğretileri ışığında detaylandırmak gerekir.

Eldeki kaynaklar, psişik vampirliğin sadece korku filmlerindeki kan emici figürlerle ilgili olmadığını; bunun günlük hayatta sıkça karşılaşılan, bir kişinin diğerinin "eterik" / etheric veya "yaşam gücü" enerjisini (bilinçli veya bilinçsiz) emmesiyle gerçekleşen bir biyo-enerjik transfer süreci olduğunu ortaya koymaktadır.

1. Psişik Vampirliğin Doğası ve Türleri

Joe H. Slate, Psychic Vampires (Psişik Vampirler) adlı kapsamlı çalışmasında, bu fenomeni bir "enerji alışverişi bozukluğu" olarak tanımlar. Vampir, kendi içsel enerji sistemini üretemeyen veya bloke etmiş olan, bu yüzden ihtiyacı olan yakıtı başkasının aurasını delerek (puncture) alan kişidir.

  • Birebir Vampirlik: Genellikle sosyal etkileşim sırasında gerçekleşir. Vampir, kurbanın aurasına, kaynaklarda "dokunaç" / tentacle olarak tabir edilen görünmez enerji kordonları ile bağlanır. Bu saldırı sonucunda kurbanda ani yorgunluk, baş dönmesi, mide bulantısı veya zihinsel bulanıklık görülür [Slate, 1013, 1035].
  • Parazitik (İçsel) Vampirlik: Bu, kişinin kendi kendine yaptığı vampirliktir. Kronik korkular, fobiler veya takıntılar (obsesyonlar), kişinin kendi yaşam enerjisini yiyip bitiren birer "iç parazit" gibi davranır. Kişi, dışarıdan saldırı almasa bile kendi zihinsel süreçleri tarafından tüketilir [Slate, 1126, 1132].
  • Grup ve Kurumsal Vampirlik: Belirli organizasyonların veya kalabalıkların, bireyin enerjisini sömürdüğü durumlardır. Slate, buna "vampir sörfü" / vampire surfing adını verir; vampir, kalabalık bir ortamda (örneğin bir konserde veya toplantıda) gruptan enerji çeker [Slate, 1111].

2. Korunma ve Savunma Teknikleri

Kaynaklar, enerji hırsızlarına karşı pasif kalmak yerine aktif "psişik savunma" yöntemlerini önerir.

A. Parmak Kilidi Tekniği / Finger Interlock Procedure

Joe H. Slate tarafından geliştirilen ve Kirlian fotoğrafçılığı ile test edilen bu yöntem, vücudun etrafındaki enerji alanını (aurayı) anında mühürleyen bir "devre kapatma" işlemidir.

  • Uygulama: Her iki elin parmakları birbirine kenetlenir (dua eder gibi değil, parmak aralarına geçirilerek kilitlenir). Bu sırada, ayaklar da bileklerden çaprazlanır. Bu duruş, vücudun enerji devresini kapatır ve dışarıdan gelen "dokunaçların" auraya nüfuz etmesini fiziksel ve enerjik olarak engeller. Bu hareket, kalabalık ortamlarda veya enerji emici bir kişiyle konuşurken masa altında gizlice yapılabilir. Slate, bu hareketin aurada bir "Hale Etkisi" / Halo Effect yaratarak kalkan oluşturduğunu belirtir [Slate, 1107].

B. Dalak Çakrası ve "Valf" İmgelemesi

Charles Cosimano, Psionic Power eserinde, psişik vampirlerin genellikle kurbanın "Dalak Çakrası" / Spleen Chakra (kaburgaların sol alt kısmı) üzerinden enerji çektiklerini belirtir. Burası, prana'nın (yaşam enerjisinin) bedene giriş ve dağılım noktasıdır.

  • Teknik: Meditasyon halindeyken, dalak çakranızın üzerinde tek yönlü çalışan bir "valf" veya kapakçık hayal edin. Bu kapakçığı, nefes alırken açılacak (enerji girişi için) ancak nefes verirken veya biri enerji çekmeye çalıştığında otomatik olarak kapanacak şekilde programlayın. Enerji emici biriyle karşılaştığınızda, zihinsel olarak bu valfi "Kapat" komutuyla kilitleyin. Bu, vampirin hortumunun boşa çıkmasını sağlar [Cosimano, 973].

C. Kuvars Kristali ile Savunma

Slate, kuvars kristallerinin / Quartz Crystal psişik saldırıları emme ve yansıtma kapasitesine sahip olduğunu belirtir.

  • Programlama: Bir kristal parçası (kolye veya cepte taşınan bir taş) alınır. Akan su altında temizlendikten sonra avuç içinde tutulur ve şu niyetle programlanır: "Bu kristal, enerji sistemimi korumak ve her türlü vampir saldırısını etkisiz hale getirmek için benimle çalışıyor." Saldırı anında kristal, auraya gelen darbeyi emerek (bazen içinde lekeler oluşarak) kişiyi korur [Slate, 1168-1170].

D. Auranın Mühürlenmesi

(Önceki yazılarımızda) değinilen Susan Shumsky'nin yöntemine göre, korku ve travma aurada yırtıklar oluşturur. Bu yırtıklar vampirlerin giriş kapısıdır. Uyumadan önce veya güne başlarken "Auramı negatif etkilere karşı mühürlüyorum" olumlaması yapılmalıdır [Shumsky, 1555].

Ayetel Kürsi okumak…

3. Saldırı Anında Acil Müdahale

Eğer aniden enerjinizin çekildiğini hissederseniz (örneğin biriyle konuşurken aniden gelen esneme krizi, baş ağrısı):

  1. Göz Temasını Kesin: Gözler, enerji transferinin en hızlı yoludur. Bakışlarınızı kaçırın.
  2. Vücut Duruşunu Değiştirin: Kollarınızı göğsünüzde kavuşturun (Solar Pleksus'u korumak için) ve vücudunuzu hafifçe yan çevirin.
  3. Zihinsel Emir: İçinizden sert ve kesin bir sesle "Dur!" veya "Enerjim bana aittir, geri çekil" deyin. Dion Fortune, psişik savunmada niyetin keskinliğinin (İrade) belirleyici olduğunu vurgular [Fortune (Cited in Wilson), 1488].

Hikaye: "Yardımsever" Komşu ve Dalak Valfi

Joe H. Slate'in vakalarından ve Cosimano'nun tekniklerinden uyarlanan bu örnek, "Sosyalize Vampir" / Socialized Vampire kavramını açıklar.

Genç bir kadın, yeni taşındığı apartmanda, son derece nazik, yardımsever görünen ancak konuşkanlığıyla bilinen yaşlı bir komşuyla tanışır. Komşu teyze, her karşılaştıklarında kadını "yakalar", dakikalarca dertlerini, hastalıklarını ve yalnızlığını anlatır. Kadın, nezaketinden dolayı onu dinler ancak her konuşmadan sonra kendini sanki maratondan çıkmış gibi bitkin, başı dönmüş ve depresif hisseder. Komşu ise konuşmanın sonunda yanakları pembeleşmiş, canlanmış ve enerjik bir şekilde ayrılır.

Kadın, bu durumun bir "enerji transferi" olduğunu fark eder. Bir sonraki karşılaşmada, Cosimano'nun tekniğini uygular. Komşu yine anlatmaya başladığında, kadın zihinsel olarak sol böğründeki (Dalak Çakrası) kapakçığı sıkıca kapattığını ve etrafında camdan bir duvar olduğunu hayal eder.

Sonuç şaşırtıcıdır: Komşu birkaç cümle kurar, duraksar, huzursuzlanır ve "Bugün kendimi biraz yorgun hissediyorum, sonra konuşuruz" diyerek hızla uzaklaşır. Enerji hortumu bağlanamayınca, vampir (beslenemediği için) teması kesmiştir.

Kıssadan Hisse: Bu hikaye, psişik vampirliğin her zaman kötü niyetle veya bilinçli yapılmadığını; bazen "ihtiyaç sahibi" veya "kurban" rolündeki kişilerin, başkalarının enerjisiyle beslendiğini gösterir. Korunmak, karşıdakine zarar vermek değil, kendi enerji musluğunu kapatarak (valf tekniği) sınır çizmektir.

Günümüze Bakan Yüzü: Modern ofis ortamlarında veya sosyal medyada, sürekli şikayet eden, "drama" yaratan ve ilgiyi üzerine çeken kişiler (duygusal vampirler), bu fenomenin güncel örnekleridir. Bu kişilerle etkileşimde, fiziksel mesafeden ziyade zihinsel bariyerler (parmak kilidi, valf imgelemesi) hayati önem taşır. Enerjinizi korumak, bencillik değil, ruhsal hijyendir.


Dua: Enerji Kalkanı ve İlahi Koruma

Bu dua, auranızı mühürlemek, psişik kancaları temizlemek ve enerji alanınızı sadece İlahi Kaynak'tan gelen yüksek titreşimlere açmak niyetiyle okunur.

Okunuş Usulü: Sabah evden çıkmadan önce veya enerji düşüklüğü hissedildiğinde, sağ el Solar Pleksus (karın boşluğu) üzerine, sol el Dalak Çakrası (sol kaburga altı) üzerine konur.

Arapça Dua: "Bismillâhil-lezî lâ yedurru mea'smihî şey'un fi'l-ardi ve lâ fi's-semâi ve hüve's-semîu'l-alîm. Ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm. Allahümme yâ Hafîz, ıhfız rûhî ve cesedî min külli târikin ve nâzırin ve hâsidin."

Türkçe Anlamı: "İsmiyle beraber yerde ve gökte hiçbir şeyin zarar veremediği Allah'ın adıyla. O işiten ve bilendir. Güç ve kuvvet ancak yüce ve büyük olan Allah'a aittir. Ey (her şeyi) Koruyan Allah'ım! Ruhumu ve bedenimi; (gece/gündüz) gelen her türlü varlıktan, (kötü) bakıştan ve hasetçiden koru."

Ardından şu Niyet 3 kez tekrarlanır: "Enerji alanımı şimdi tüm düşük titreşimli varlıklara ve emicilere kapatıyorum. Auram, Tanrı'nın nurundan oluşan geçilmez bir kalkandır. Benim iznim olmadan kimse benden yaşam gücü alamaz. Kendi enerjimin efendisiyim ve kaynağım Sonsuz Işıktır."

Kaynakça

  • Cosimano, C. W. (1987). Psionic Power. Llewellyn Publications.
  • Shumsky, S. (2014). Awaken Your Third Eye. Red Wheel/Weiser.
  • Slate, J. H. (2009). Psychic Vampires: Protection from Energy Predators & Parasites. Llewellyn Publications.
  • Wilson, C. (1978). Mysteries. Diversion Books.

Nazarın Mekanizması: Gözden Çıkan Işınlar

  "Halk arasında 'Nazar' veya 'Kem Göz' olarak bilinen, kıskançlık veya hayranlık dolu bakışların yarattığı negatif etkiden korunmak için parapsikoloji ve metafizik literatüründe hangi mekanizmalar tanımlanmıştır; bu etki sadece batıl bir inanç mıdır yoksa bilimsel bir temeli (gözetlenme hissi) var mıdır ve korunma yolları nelerdir?", bu konuyu Rupert Sheldrake'in biyolojik alan teorileri, Joseph Murphy'nin zihinsel yasaları ve Dion Fortune'un psişik savunma teknikleri ışığında detaylandırmak gerekir.

Eldeki kaynaklar, "Nazar"ın sadece kültürel bir mit olmadığını; insan gözünün sadece ışığı alan pasif bir organ değil, aynı zamanda enerji (niyet) yayan aktif bir verici olduğunu ve bu enerjinin hedef üzerinde fiziksel/psikolojik etkiler yaratabildiğini öne sürmektedir.

1. Nazarın Mekanizması: Gözden Çıkan Işınlar

Rupert Sheldrake, Le septième sens (Yedinci Duyu) adlı eserinde, "Nazar" / Evil Eye inancının evrenselliğine dikkat çeker. Sheldrake'e göre, bu fenomenin temelinde "Gözetlenme Hissi" / Scopaesthesia yatmaktadır.

  • Aktif Bakış: Modern bilim gözü bir kamera (alıcı) olarak görse de, tarihsel ve deneyimsel veriler gözün dışarıya doğru görünmez bir ışın veya enerji dalgası yaydığını savunur. Sheldrake, insanların arkaları dönükken bile kendilerine bakıldığını hissetmelerini (biyolojik bir hayatta kalma mekanizması olarak) buna bağlar. Bakış, dokunsal bir etki yaratır [Sheldrake, 986, 1225].
  • Haset ve Hayranlık: Sheldrake, nazarın en güçlü yakıtının "Haset" / Envy (Latince Invidia - "yakından bakmak" kökünden gelir) olduğunu belirtir. Ancak sadece kötü niyet değil, aşırı övgü ve hayranlık da tehlikeli olabilir. Kaynaklarda, Türkiye'de ve İskoçya'da, bir bebeğe hayranlıkla bakıldığında veya övüldüğünde, nazarı dağıtmak için "tü tü" denilerek tükürme taklidi yapıldığı aktarılmaktadır. Bu, hayranlığın yarattığı yoğun enerji yüklemesini topraklama girişimidir [Sheldrake, 987].

2. Psikolojik Kalkan: Kabul Etmeme Yasası

Joseph Murphy, Telepsychics (Telepsişik) kitabında, nazarın veya lanetin etkisinin, büyük oranda kurbanın zihnindeki "kabul"e bağlı olduğunu vurgular.

  • Korkunun Rolü: (Önceki yazılarımızda) "Voodoo Ölümü" konusunda değinildiği gibi, eğer kişi kendisine nazar değdiğine veya büyü yapıldığına inanır ve bundan korkarsa, kendi bilinçaltı bu negatif telkini bir emir olarak alır ve bedeni hasta eder. Murphy'ye göre, "Siz zihnen kabul etmedikçe, başkasının negatif düşüncesi size zarar veremez." Korunma, korkuyu reddetmekle başlar [Murphy, 3640, 3646].
  • Bumerang Etkisi: Murphy, negatif enerjinin (kem gözün), gönderen kişiye geri dönebileceğini belirtir. Eğer hedef kişi yüksek bir titreşimde (sevgi ve güven) ise ve korkmuyorsa, gelen negatif enerji aurasına çarpıp sekerek kaynağına (bakana) geri döner [Murphy, 3645].

3. Korunma Yöntemleri ve Teknikler

Kaynaklarda, nazardan korunmak için hem fiziksel semboller hem de zihinsel teknikler önerilmektedir.

  • Yapay Gözler ve Amuletler: Sheldrake, Türkiye'de ve Akdeniz ülkelerinde yaygın olan "mavi boncuk" veya göz şeklindeki tılsımların işlevini inceler. Bu nesneler, bakan kişinin dikkatini (ve enerjisini) kendine çekerek, canlı hedef (insan veya hayvan) üzerindeki odaklanmayı bozar. Tılsım, bir "paratoner" görevi görür ve ilk enerji darbesini emer [Sheldrake, 989].
  • Aura Mühürleme: Susan Shumsky, Awaken Your Third Eye eserinde, psişik saldırılara karşı "aurayı mühürleme" / sealing the aura tekniğini önerir. Kişi, çevresinde beyaz veya mor bir ışık kalkanı hayal ederek, dışarıdan gelen negatif titreşimlere karşı geçirimsiz bir alan oluşturur. Bu, nazara karşı enerjik bir izolasyondur [Shumsky, 1562].
  • Yer Değiştirme: Colin Wilson, Mysteries kitabında, nazarın veya negatif enerjinin bazen mekanlara (eşyalar, evler) sindiğini belirtir. Bu durumda, enerjiyi temizlemek veya o ortamdan uzaklaşmak gerekir [Wilson, 2758].

Hikaye: Filozof Plotinus ve Mısırlı Rahibin Laneti

Joseph Murphy'nin Telepsychics kitabında aktardığı, nazarın ve psişik saldırının geri dönüşüne (bumerang yasasına) dair klasik bir vaka şöyledir: MS 3. yüzyılda yaşayan ünlü filozof Plotinus, döneminin kıskanç ve güçlü bir Mısırlı rahibi (Olympius) tarafından hedef alınır. Rahip, yıldızların ve büyünün gücünü kullanarak Plotinus'a ölümcül bir nazar ve lanet gönderir. Amacı, Plotinus'u hasta etmek ve yok etmektir. Ancak Plotinus, yüksek bir ruhsal bilince sahiptir. Saldırıyı hissettiğinde korkuya kapılmaz. Kendi içindeki Tanrısal güce ve bütünlüğe odaklanır. Rahibin negatif enerjisini kabul etmeyi reddeder ve zihinsel bir ayna gibi bu enerjiyi yansıtır. Kısa süre sonra Mısırlı rahip Olympius, şiddetli sancılar içinde kıvranmaya başlar. Vücudu büzüşür ve kendi gönderdiği negatif enerjiyle zehirlenir. Rahip sonunda şunu itiraf eder: "Plotinus'un ruhu o kadar güçlü ki, ona gönderilen her kötülük, bir duvara çarpıp geri dönen taş gibi sahibini vuruyor."

Kıssadan Hisse: Bu hikaye, nazardan korunmanın en güçlü yolunun "korkusuzluk" ve "yüksek titreşim" olduğunu gösterir. Nazar, ancak korku veya suçluluk gibi çatlaklardan içeri sızabilir. Kişi kendi aurasını, sevgi ve ilahi güvenle doldurduğunda, kem gözler ona zarar veremez, aksine bakan kişiye zarar verir.

Günümüze Bakan Yüzü: Sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla insanlar hayatlarını binlerce "göze" (takipçiye) açmaktadır. Bu durum, modern bir "nazar bombardımanı" yaratabilir. Hikaye, dışarıdan gelen negatif yorumlara veya kıskanç bakışlara karşı en iyi savunmanın, kendi iç değerimizden emin olmak ve o enerjiyi kabul etmeyip (cevap vermeyip) sahibine iade etmek olduğunu hatırlatır.


Dua: Nazardan ve Negatif Enerjiden Korunma

Bu dua, üzerinizdeki ağırlığı atmak, kem gözlerin etkisini nötralize etmek ve ilahi bir koruma kalkanı oluşturmak niyetiyle okunur. Okunuş Usulü: Özellikle kalabalık ortamlara girmeden önce veya üzerinizde bir ağırlık (baş ağrısı, esneme, halsizlik) hissettiğinizde; sağ elinizi kalbinizin üzerine koyun, derin bir nefes alın ve çevrenizde aşılamaz bir nur (ışık) olduğunu hayal ederek okuyun.

Arapça Dua: "Bismillâhi, erkîke min külli şey'in yu'zîke, ve min şerri külli nefsin ev aynin hâsidin. Allâhü yeşfîke, bismillâhi erkîke. Ve in yekâdullezîne keferû le-yüzlikûneke bi-ebsârihim lemmâ semi'u'z-zikra ve yekûlûne innehû le-mecnûn. Ve mâ hüve illâ zikrun lil-âlemîn."

Türkçe Anlamı: "Allah'ın adıyla, sana eziyet veren her şeyden, her türlü nefisten ve hasetçi gözün şerrinden seni (kendimi) okurum. Allah sana şifa versin. Allah'ın adıyla seni okurum. O inkar edenler, Zikr'i (Kur'an'ı) işittikleri zaman, neredeyse seni gözleriyle devireceklerdi (nazar değdireceklerdi). Ve 'O kesinlikle bir delidir' diyorlardı. Oysa o (Kur'an), alemler için bir öğütten başka bir şey değildir." (Kalem Suresi, 51-52 ve Cebrail'in duası sentezi).

Türkçe Niyet (Murphy Tarzı): "Tanrı'nın koruyucu ışığı beni bir zırh gibi kuşatıyor. Başkalarının kıskançlığı, nefreti veya negatif düşünceleri bana dokunamaz; onlar sadece sahiplerine geri döner. Ben, içimdeki Sonsuz Güç ile birim, güvendeyim ve huzurdayım."

Kaynakça

  • Murphy, J. (2010). Telepsikhika [Telepsychics]. Popurri.
  • Sheldrake, R. (2004). Le septième sens [The Seventh Sense]. Éditions du Rocher.
  • Shumsky, S. (2014). Awaken Your Third Eye. Red Wheel/Weiser.
  • Wilson, C. (1978). Mysteries. Diversion Books.

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar